Yıl 1985,
Türkiye Şişecam Fabrikaları'nın Spor Direktörü Osman Atakan Tekin'e Bursa'dan bir mektup gelir. Gönderen Yavuz Şap, "... koltuk değnekli bedensel engelli bir gencim maraton koşmak istiyorum, bana yardımcı olurmusunuz ? "
"Böylesini de ilk defa duyuyorum, koltuk değnekleriyle nasıl maraton koşulur ki" diye düşünür 40 yıllık spor adamı Atakan Tekin ve " İstanbul'a geldiğinde bana uğrayıver " diye yazar Yavuz Şap'a verdiği cevabın sonunda. Ve, 15 yıllık macera böyle başlar. . .
O dönemde değil maraton koşmak, yürümeyi bile zorlukla başarabilen Yavuz Şap ilk defa İstanbul Avrasya Maratonunda 10km'yi tamamlar. Yurtiçinde koşulan çeşitli maratonlardan sonra Yavuz için çıraklık denebilecek dönem 1990 yılında sona erer.
Yurtdışı maratonlar ve 6 kıta macerası 1990 yılının Nisan ayında Avusturya'da Viyana Maratonu ile başlar. Viyana'yı New York, Melbourne, Sydney, Bern, Amsterdam, Jakarta, Bursa ve İstanbul'daki maratonlar takip eder. Dünya Maraton Birliği (AIMS) üyesi olan hocası Atakan Tekin'in yurtdışı maraton direktörlerine mektup yazarak yönlendirdiği Yavuz için bu yıllar bir bakıma kalfalık dönemi olur.
Ancak, 1994 yılına kadar geçen sürede istenen amaca henüz varılamadığını gören Atakan Tekin maratonlarda talebesi Yavuz Şap ile birlikte koşmaya karar verir ve bunu uygular.
Bu uygulama, hem fiziki performansın attırılması ve hem de icraatın kamuoyuna duyurulması açısından hemen etkisini gösterir. 42km 195m mesafeli New York Maratonunu 1991'de 9 saatte tamamlayan Yavuz Şap, hocası Atakan Tekin ile birlikte koştuğu aynı maratonu 1994 yılında 8 saatte tamamlar. Zira bir adım önde koşan hocası, Yavuz'a tempo vermenin yanı sıra fiziki ve moral durumunu kontrol eder. Koşuyu durdurmadan su ve gıdasını verdiği için de daha önceki maratonlarda olduğu gibi istasyonlarda zaman kaybedilmez. Ayrıca yalnızlık duygusundan kurtulan Yavuz'a daha bir güven ve şevk geldiği için de koltuk değneklerine daha güçlü yüklenir.
Artık Yavuz Şap ve hocası Atakan Tekin maratonlarda birlikte koşmaktadır. Amaçlarını ve topluma vermek istedikleri mesajı daha etkili bir şekilde duyurmaya başlarlar. Yerli ve yabancı basın ve televizyon kanallarının kendilerine gösterdiği ilgi artar. Böylelikle Şap ve Tekin ikilisi oluşur.
Birlikte koştukları ilk maraton 1994'te Vietnam Saigon Maratonu'dur. O dönemde Türkiye'nin fahri elçiliğinin bile bulunmadığı Vietnam'da maraton koşacaklarının duyulması Şap ve Tekin'e gösterilen ilginin artmasına sebep olur. Zira filmlere konu olan Amerika-Vietnam savaşı belleklerde olumsuz etkiler bıraktığı için Vietnam hala tehlikeli bir ülke olarak görülmektedir.
16 Ocak 1994'te koştukları Saigon Maratonu sonrası Vietnam'da kahraman olurlar. VNTV2'nin naklen yayınladığı Saigon Maratonunda Şap ve Tekin'i seyreden Vietnamlılar göz yaşlarını tutamazlar. Zira Amerikan savaşı ve mayınlar sebebiyle milyonlarca bedensel engelli insanın bulunduğu Vietnam'a yabancı bir ülkeden gelen koltuk değnekli bir insan ve hocasının maratonda gösterdiği azim, performans ve yardımlaşma onları derinden etkilemiştir. Şap ve Tekin'in Saigon Maratonunda finiş çizgisine varışları görülmeğe değer. Daha iyi ve yakın plan fotoğraf çekebilmek isteyen Vietnamlı ve yabancı foto muhabirleri birbirlerini ezmektedir. 17 Ocak 1994 tarihli Lao Dong , The Thao , Vietnam Review ve Tuoi Tre gazeteleri Şap ve Tekin'e birinci sayfalarında yer verir ve " Cam on nguoi ban Tho Nhi Ky "(Çok teşekkürler Türkiye) diye manşet atarlar.
Elde edilen başarıların ardından uluslararası davetler çoğalır.
Afrika kıtasındaki ilk maratonlarını 2 Nisan 1994'te Cape Town'da ünlü Masa Dağı'nın çevresindeki zor bir parkurda ve Afrika'nın en uç noktasında koşarlar. Afrika, Şap ve Tekin'in koştuğu 5. ve son kıta olduğu için The Argus gazetesi "Rüya gerçekleşti " başlığını kullanır.
29 Mayıs 1994'te Japonya'da koştukları UNICEF Maratonu sonrası günlük 3 milyon tirajlı Sankei Sport ve Sankei Shimbun gazetelerinde fotoğraflı röportajları yayınlanır. Nishinomiya Belediye Başkanı Junzo Baba, Şap ve Tekin'i kabul eder ve çok değerli incilerle ödüllendirir.
Uluslararası davetler çoğalır ama Türkiye'de spor teşkilatından destek görmedikleri için uçak bileti temini büyük bir sorun olarak karşılarına dikilir. Bilet desteği için İstanbul'daki çeşitli uçak şirketlerinin kapılarını çalarlar, fakat çoğundan olumsuz cevap çıkar. Gulf Air , THY , Swissair kısmen destek verir. 1995'te Hollanda Kraliyet Havayolları KLM, Şap ve Tekin'e tam destek verir ve bu iki yıl sürer.
6 Mart 1995'te efsane boksör Muhammed Ali ile tanıştıkları Los Angeles Maratonu'nda 7saat 57dakika 03saniyede koşarak rekor kırarlar. Bu başarıları Türk gazetelerinin yanı sıra Amerika ve Japonya'da yayınlanan The Yomiuri Shimbun ve Rafu Shimpo gazetelerinde de geniş yer alır.
18 Haziran 1995'te Hollanda'da koştukları Twente Maratonunda kendilerini bisikletle takip eden ve gördüklerinden çok etkilenen Dagblad Tubantia gazetesi muhabiri Frank Scholten Şap ve Tekin'e "Uluslararası Spor ve Barış Elçileri" lakabını uygun görür gazetesinde tam sayfa yer verir.
3 Eylül 1995'te Arjantin'de koştukları Buenos Aires Maratonu ile batılıların 6. Kıta olarak tanımladıkları Güney Amerika kıtasını da listelerine dahil ederler.
12 Kasım 1995'te Manhattan'da Türk bayrağını dalgalandırıp,7saat 53 dakika 09 saniye ile yeni bir rekor kırdıkları New York Maratonu'na katılmalarını sağlayan Günaydın gazetesi, Şap ve Tekin'e bir hafta süreyle birinci sayfasında manşetten yer verir.
Atakan Tekin, 6 kıtada maraton koşmanın yanı sıra Türk spor tarihinde bir ilk'e de imza atar ve 21 Ocak 1996'da Vietnam'da koştukları Hanoi Maratonu öncesi Dünya Maraton Birliği (AIMS) kurallarına uygun olarak 42km 195m mesafeli Hanoi parkurunu özel bisikletle, 8 saatte ölçer. Bu olaya Vietnam spor gazetesi The Thao tam sayfa yer verir.
Sağlam ve özürlü insanlara mesaj vermenin ve sporla Türkiye'yi tanıtmanın en güzel örneğini 22 Aralık 1996'da Kamboçya'da koştukları Angkor Wat Maratonu'nda yaşarlar. 1974-1979 döneminde ülkeyi kan gölüne çeviren Pol Pot rejimi ve mayınlar sebebiyle sakat kalan yüzbinlerce insana örnek olmak amacıyla çağırıldıkları Kamboçya'da basın ve TV röportajlarıyla hedefe ulaşırlar. Elçiliğimizin bulunmadığı bu ülkede Türkiye'nin tanıtımına büyük katkıda bulunurlar. Kamboçya Başbakanı Hun Sen, Şap ve Tekin'i çok samimi bir şekilde tebrik eder.
Porto Riko'da koştukları San Blas Maratonu ile Karayip Denizi'ndeki 5 milyon nüfuslu bir adayı da 13. ülke olarak listelerine dahil ederler. 9 Şubat 1997'de açılış gecesi havai fişekler altında "Turquia" plaketi ve Türk bayrağı ile Coamo stadına girdiklerinde 30 bin kişi tarafından alkışlanırlar.
Dünyanın en uzun asma köprüsü Akashi Kaikyo Ohashi'nin açılışı sebebiyle Japonya'ya davet edilen Şap ve Tekin, 22 Mart 1998'de 174 bin kişiyle birlikte 3911 metre uzunluğundaki köprüde koşarak tarihe geçerler. Japon ve Türk gazeteleri bu olaya çok geniş yer verir.
Tonyukuk, Kültiğin ve Bilge Kağan'ların yurdu, Türk ırkının doğum yeri Moğolistan'a davet edilmeleri Şap ve Tekin'i heyecanlandırır. 2 Ağustos 1998'de Ulaanbaatar'da UNICEF Maratonu'nda koşarak ata topraklarında Türk rüzgarı estirirler.
1999'da katıldıkları Hong Kong Maratonu için Cathay Pacific Havayolları'nın desteğini alırlar. Şap ve Tekin, desteği halen devam eden Hong Kong merkezli Cathay Pacific ile Osaka/Japonya, Vancouver/Kanada ve Bangkok/Tayland Maratonlarına uçarlar.
24 Temmuz 1999'da bir ilk'e daha imza atan Şap ve Tekin, Osaka'nın Ogawa nehrinde düzenlenen Japonya Dragon Boat Şampiyonasında yarışırlar. Özel teknelerle 500 metrelik parkurda yapılan yarışta Yavuz Şap kürek çekerken Atakan Tekin "Drum" ile 20 kişilik ekibe yarış temposu verir.
Sibirya'da maraton koşan ilk Türk olmaları Şap ve Tekin'e ayrı bir gurur verir. 5 Ağustos 1999'da Omsk'taki koşuları TV'lerden yayınlanınca Rusya'da tanınırlar. Türkiye'ye dönerken ünlü Trans-Sibirya Ekspresi ile Sibirya'yı doğudan batıya 48 saatte katederek Moskova'ya varırlar.
Yeni milenyumun ilk maratonunu 20 Şubat 2000'de Hong Kong'da koşan Şap ve Tekin ilk defa bir Türk Konsolosu tarafından tebrik edilip ağırlanırlar. Bu sportmen konsolos Fatih Ulusoy'dur.
Adapazarı ve Gölcük depreminin yıl dönümü maratonlarında koştuktan sonra Şap ve Tekin 10 Eylül 2000'de yapılan Moskova Barış Maratonu'na davet edilir. Komünizm döneminin simgesi olan Kızıl Meydan'da ve Kremlin Sarayı önünde Türk bayrağını dalgalandırarak koşarlar ve Rusya Televizyonunun yaptığı röportajda Moskova'dan dünyaya barış mesajı verirler.
Son olarak 5 Kasım 2000'de Amerika'da New York Maratonuna katılan Şap ve Tekin'in koştuğu toplam mesafe 1524 km olmuştur. 6 kıtada koştukları 19 ülke ise sırasıyla şunlardır; Türkiye -Avusturya -Avustralya -ABD -İsviçre -Hollanda -Endonezya -Vietnam -Güney Afrika -Japonya-Arjantin -Kamboçya -Porto Riko -Bulgaristan -Moğolistan -Hong Kong -Kanada -Rusya-Tayland
Türk bayrağını 6 kıtada dalgalandırmak suretiyle Türkiye'nin tanıtımına çok büyük katkıda bulunan, sağlam ve engelli insanlara mesajlar veren "Uluslararası Spor ve Barış Elçilerimiz" doğma büyüme Üsküdarlı Osman Atakan Tekin ve 15 yıl emek verip yetiştirdiği sporcusu Yavuz Şap'ı dünya çapındaki başarıları sebebiyle kutluyor, başarılar diliyor ve Üsküdar'ın bu çok değerli sporcularıyla gurur duyuyoruz.
Yıl 1985,
Türkiye Şişecam Fabrikaları'nın Spor Direktörü Osman Atakan Tekin'e Bursa'dan bir mektup gelir. Gönderen Yavuz Şap, "... koltuk değnekli bedensel engelli bir gencim maraton koşmak istiyorum, bana yardımcı olurmusunuz ? "
"Böylesini de ilk defa duyuyorum, koltuk değnekleriyle nasıl maraton koşulur ki" diye düşünür 40 yıllık spor adamı Atakan Tekin ve " İstanbul'a geldiğinde bana uğrayıver " diye yazar Yavuz Şap'a verdiği cevabın sonunda. Ve, 15 yıllık macera böyle başlar. . .
O dönemde değil maraton koşmak, yürümeyi bile zorlukla başarabilen Yavuz Şap ilk defa İstanbul Avrasya Maratonunda 10km'yi tamamlar. Yurtiçinde koşulan çeşitli maratonlardan sonra Yavuz için çıraklık denebilecek dönem 1990 yılında sona erer.
Yurtdışı maratonlar ve 6 kıta macerası 1990 yılının Nisan ayında Avusturya'da Viyana Maratonu ile başlar. Viyana'yı New York, Melbourne, Sydney, Bern, Amsterdam, Jakarta, Bursa ve İstanbul'daki maratonlar takip eder. Dünya Maraton Birliği (AIMS) üyesi olan hocası Atakan Tekin'in yurtdışı maraton direktörlerine mektup yazarak yönlendirdiği Yavuz için bu yıllar bir bakıma kalfalık dönemi olur.
Ancak, 1994 yılına kadar geçen sürede istenen amaca henüz varılamadığını gören Atakan Tekin maratonlarda talebesi Yavuz Şap ile birlikte koşmaya karar verir ve bunu uygular.
Bu uygulama, hem fiziki performansın attırılması ve hem de icraatın kamuoyuna duyurulması açısından hemen etkisini gösterir. 42km 195m mesafeli New York Maratonunu 1991'de 9 saatte tamamlayan Yavuz Şap, hocası Atakan Tekin ile birlikte koştuğu aynı maratonu 1994 yılında 8 saatte tamamlar. Zira bir adım önde koşan hocası, Yavuz'a tempo vermenin yanı sıra fiziki ve moral durumunu kontrol eder. Koşuyu durdurmadan su ve gıdasını verdiği için de daha önceki maratonlarda olduğu gibi istasyonlarda zaman kaybedilmez. Ayrıca yalnızlık duygusundan kurtulan Yavuz'a daha bir güven ve şevk geldiği için de koltuk değneklerine daha güçlü yüklenir.
Artık Yavuz Şap ve hocası Atakan Tekin maratonlarda birlikte koşmaktadır. Amaçlarını ve topluma vermek istedikleri mesajı daha etkili bir şekilde duyurmaya başlarlar. Yerli ve yabancı basın ve televizyon kanallarının kendilerine gösterdiği ilgi artar. Böylelikle Şap ve Tekin ikilisi oluşur.
Birlikte koştukları ilk maraton 1994'te Vietnam Saigon Maratonu'dur. O dönemde Türkiye'nin fahri elçiliğinin bile bulunmadığı Vietnam'da maraton koşacaklarının duyulması Şap ve Tekin'e gösterilen ilginin artmasına sebep olur. Zira filmlere konu olan Amerika-Vietnam savaşı belleklerde olumsuz etkiler bıraktığı için Vietnam hala tehlikeli bir ülke olarak görülmektedir.
16 Ocak 1994'te koştukları Saigon Maratonu sonrası Vietnam'da kahraman olurlar. VNTV2'nin naklen yayınladığı Saigon Maratonunda Şap ve Tekin'i seyreden Vietnamlılar göz yaşlarını tutamazlar. Zira Amerikan savaşı ve mayınlar sebebiyle milyonlarca bedensel engelli insanın bulunduğu Vietnam'a yabancı bir ülkeden gelen koltuk değnekli bir insan ve hocasının maratonda gösterdiği azim, performans ve yardımlaşma onları derinden etkilemiştir. Şap ve Tekin'in Saigon Maratonunda finiş çizgisine varışları görülmeğe değer. Daha iyi ve yakın plan fotoğraf çekebilmek isteyen Vietnamlı ve yabancı foto muhabirleri birbirlerini ezmektedir. 17 Ocak 1994 tarihli Lao Dong , The Thao , Vietnam Review ve Tuoi Tre gazeteleri Şap ve Tekin'e birinci sayfalarında yer verir ve " Cam on nguoi ban Tho Nhi Ky "(Çok teşekkürler Türkiye) diye manşet atarlar.
Elde edilen başarıların ardından uluslararası davetler çoğalır.
Afrika kıtasındaki ilk maratonlarını 2 Nisan 1994'te Cape Town'da ünlü Masa Dağı'nın çevresindeki zor bir parkurda ve Afrika'nın en uç noktasında koşarlar. Afrika, Şap ve Tekin'in koştuğu 5. ve son kıta olduğu için The Argus gazetesi "Rüya gerçekleşti " başlığını kullanır.
29 Mayıs 1994'te Japonya'da koştukları UNICEF Maratonu sonrası günlük 3 milyon tirajlı Sankei Sport ve Sankei Shimbun gazetelerinde fotoğraflı röportajları yayınlanır. Nishinomiya Belediye Başkanı Junzo Baba, Şap ve Tekin'i kabul eder ve çok değerli incilerle ödüllendirir.
Uluslararası davetler çoğalır ama Türkiye'de spor teşkilatından destek görmedikleri için uçak bileti temini büyük bir sorun olarak karşılarına dikilir. Bilet desteği için İstanbul'daki çeşitli uçak şirketlerinin kapılarını çalarlar, fakat çoğundan olumsuz cevap çıkar. Gulf Air , THY , Swissair kısmen destek verir. 1995'te Hollanda Kraliyet Havayolları KLM, Şap ve Tekin'e tam destek verir ve bu iki yıl sürer.
6 Mart 1995'te efsane boksör Muhammed Ali ile tanıştıkları Los Angeles Maratonu'nda 7saat 57dakika 03saniyede koşarak rekor kırarlar. Bu başarıları Türk gazetelerinin yanı sıra Amerika ve Japonya'da yayınlanan The Yomiuri Shimbun ve Rafu Shimpo gazetelerinde de geniş yer alır.
18 Haziran 1995'te Hollanda'da koştukları Twente Maratonunda kendilerini bisikletle takip eden ve gördüklerinden çok etkilenen Dagblad Tubantia gazetesi muhabiri Frank Scholten Şap ve Tekin'e "Uluslararası Spor ve Barış Elçileri" lakabını uygun görür gazetesinde tam sayfa yer verir.
3 Eylül 1995'te Arjantin'de koştukları Buenos Aires Maratonu ile batılıların 6. Kıta olarak tanımladıkları Güney Amerika kıtasını da listelerine dahil ederler.
12 Kasım 1995'te Manhattan'da Türk bayrağını dalgalandırıp,7saat 53 dakika 09 saniye ile yeni bir rekor kırdıkları New York Maratonu'na katılmalarını sağlayan Günaydın gazetesi, Şap ve Tekin'e bir hafta süreyle birinci sayfasında manşetten yer verir.
Atakan Tekin, 6 kıtada maraton koşmanın yanı sıra Türk spor tarihinde bir ilk'e de imza atar ve 21 Ocak 1996'da Vietnam'da koştukları Hanoi Maratonu öncesi Dünya Maraton Birliği (AIMS) kurallarına uygun olarak 42km 195m mesafeli Hanoi parkurunu özel bisikletle, 8 saatte ölçer. Bu olaya Vietnam spor gazetesi The Thao tam sayfa yer verir.
Sağlam ve özürlü insanlara mesaj vermenin ve sporla Türkiye'yi tanıtmanın en güzel örneğini 22 Aralık 1996'da Kamboçya'da koştukları Angkor Wat Maratonu'nda yaşarlar. 1974-1979 döneminde ülkeyi kan gölüne çeviren Pol Pot rejimi ve mayınlar sebebiyle sakat kalan yüzbinlerce insana örnek olmak amacıyla çağırıldıkları Kamboçya'da basın ve TV röportajlarıyla hedefe ulaşırlar. Elçiliğimizin bulunmadığı bu ülkede Türkiye'nin tanıtımına büyük katkıda bulunurlar. Kamboçya Başbakanı Hun Sen, Şap ve Tekin'i çok samimi bir şekilde tebrik eder.
Porto Riko'da koştukları San Blas Maratonu ile Karayip Denizi'ndeki 5 milyon nüfuslu bir adayı da 13. ülke olarak listelerine dahil ederler. 9 Şubat 1997'de açılış gecesi havai fişekler altında "Turquia" plaketi ve Türk bayrağı ile Coamo stadına girdiklerinde 30 bin kişi tarafından alkışlanırlar.
Dünyanın en uzun asma köprüsü Akashi Kaikyo Ohashi'nin açılışı sebebiyle Japonya'ya davet edilen Şap ve Tekin, 22 Mart 1998'de 174 bin kişiyle birlikte 3911 metre uzunluğundaki köprüde koşarak tarihe geçerler. Japon ve Türk gazeteleri bu olaya çok geniş yer verir.
Tonyukuk, Kültiğin ve Bilge Kağan'ların yurdu, Türk ırkının doğum yeri Moğolistan'a davet edilmeleri Şap ve Tekin'i heyecanlandırır. 2 Ağustos 1998'de Ulaanbaatar'da UNICEF Maratonu'nda koşarak ata topraklarında Türk rüzgarı estirirler.
1999'da katıldıkları Hong Kong Maratonu için Cathay Pacific Havayolları'nın desteğini alırlar. Şap ve Tekin, desteği halen devam eden Hong Kong merkezli Cathay Pacific ile Osaka/Japonya, Vancouver/Kanada ve Bangkok/Tayland Maratonlarına uçarlar.
24 Temmuz 1999'da bir ilk'e daha imza atan Şap ve Tekin, Osaka'nın Ogawa nehrinde düzenlenen Japonya Dragon Boat Şampiyonasında yarışırlar. Özel teknelerle 500 metrelik parkurda yapılan yarışta Yavuz Şap kürek çekerken Atakan Tekin "Drum" ile 20 kişilik ekibe yarış temposu verir.
Sibirya'da maraton koşan ilk Türk olmaları Şap ve Tekin'e ayrı bir gurur verir. 5 Ağustos 1999'da Omsk'taki koşuları TV'lerden yayınlanınca Rusya'da tanınırlar. Türkiye'ye dönerken ünlü Trans-Sibirya Ekspresi ile Sibirya'yı doğudan batıya 48 saatte katederek Moskova'ya varırlar.
Yeni milenyumun ilk maratonunu 20 Şubat 2000'de Hong Kong'da koşan Şap ve Tekin ilk defa bir Türk Konsolosu tarafından tebrik edilip ağırlanırlar. Bu sportmen konsolos Fatih Ulusoy'dur.
Adapazarı ve Gölcük depreminin yıl dönümü maratonlarında koştuktan sonra Şap ve Tekin 10 Eylül 2000'de yapılan Moskova Barış Maratonu'na davet edilir. Komünizm döneminin simgesi olan Kızıl Meydan'da ve Kremlin Sarayı önünde Türk bayrağını dalgalandırarak koşarlar ve Rusya Televizyonunun yaptığı röportajda Moskova'dan dünyaya barış mesajı verirler.
Son olarak 5 Kasım 2000'de Amerika'da New York Maratonuna katılan Şap ve Tekin'in koştuğu toplam mesafe 1524 km olmuştur. 6 kıtada koştukları 19 ülke ise sırasıyla şunlardır; Türkiye -Avusturya -Avustralya -ABD -İsviçre -Hollanda -Endonezya -Vietnam -Güney Afrika -Japonya-Arjantin -Kamboçya -Porto Riko -Bulgaristan -Moğolistan -Hong Kong -Kanada -Rusya-Tayland
Türk bayrağını 6 kıtada dalgalandırmak suretiyle Türkiye'nin tanıtımına çok büyük katkıda bulunan, sağlam ve engelli insanlara mesajlar veren "Uluslararası Spor ve Barış Elçilerimiz" doğma büyüme Üsküdarlı Osman Atakan Tekin ve 15 yıl emek verip yetiştirdiği sporcusu Yavuz Şap'ı dünya çapındaki başarıları sebebiyle kutluyor, başarılar diliyor ve Üsküdar'ın bu çok değerli sporcularıyla gurur duyuyoruz.