çiğdem hanım teşekkür ederim. acaba tacirler arasında ki cezai şarta BK 158/2 yi uygulayabilirmiyiz ? bi yargıtay kararı buldum; 'ihtirazi kayıt ileri sürülmeden kabul edilen ifa cezai şarttan vazgeçme anlamına gelir' diyor.
T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 2009/3451
Karar: 2009/6549
Karar Tarihi: 28.05.2009
ÖZET: Taraflar arasındaki sözleşmeye göre davaya konu cezai şartın ifaya ekli cezai şart olduğu açıktır. Sözleşme uyarınca taşıma üç parti halinde Şubat, Mayıs ve Ekim 2002 tarihinden yapılacaktır. Parça parça taşıma yapılacağına dair anlaşma yapılmış ve ilk parti taşıma sonucu taşınan malların teslimi sırasında ihtirazı kayıt ileri sürülmemiş olması nedeniyle bu kısmı karşılayan cezai şart hakkı düşeceğinden mahkemenin aksi yöndeki, taşımanın bir bütün olup henüz tüm ifanın tamamlanmadığı dolayısı ile cezai şart isteme hakkının düşmediği gerekçesi yerinde olmadığından, bu yöndeki asıl dava yönünden temyiz itirazlarının reddine dair Dairemizin kararına yönelik davacı-karşı davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile, asıl dava bakımından hükmün açıklanan bu nedenle bozulması gerekmiştir.
(818 S. K. m. 158) (1086 S. K. m. 440, 442)
Dava: Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi?nce verilen gün ve sayılı kararı onayan/bozan Daire?nin 04.11.2008 gün ve 2007/3912 - 2008/12304 sayılı kararı aleyhinde davacı-karşı davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Davacı birleşen dava davalısı vekili, müvekkilinin ihale sonucu imzalanan sözleşmeyle 25.000 M/ton petrol kokunun 3 parti halinde Çin?den Türkiye?ye taşıma işini üstlendiğini, ilk parti taşımanın yapılıp yükün davalıya teslim edildiğini ve navlun faturası düzenlendiğini ancak davalının taşımanın gecikilerek yapıldığını ileri sürerek navlun bedelinden cezai şart kestiğini, kırkambar olarak yapılan taşıma nedeniyle son yüklenen yükün ilk tahliye edilmesini ve denizcilik taşımalarının ilkelerinden haberdar olan davalının geminin tahliyesine kadar herhangi bir zararı olduğundan ve cezai şart kesintisi yapacağından bahsetmediğini, taşıma sözleşmesinde taşıma süresinin yanlışlıkla 67 gün yerine 27 gün yazıldığından hakimin sözleşmeye müdahalelerinin gerektiği, taşıma teklifi altındaki imzaların müvekkil şirketin temsilcilerine ait olduğundan bu teklifte belirtilen taşıma süresinin davacıyı bağlamayacağını, kaldı ki BK. 158/II. maddesi uyarınca hiçbir ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin ifayı kabul eden davalının cezai şart isteyemeyeceğini ileri sürerek, bakiye navlun alacağı 121.400 ABD dolarının davalıdan tahsiline, hakimin sözleşmeye müdahale ederek taşıma süresinin 67 günden az olamayacağının ve taşıma teklifinin davacıyı bağlamayacağının tespitine, taşıma akdinin feshine karar verilmesini istemiş, birleşen davaya cevabında ise taraflar arasındaki sözleşmenin 16. Maddesi uyarınca Eti Alüminyum A.Ş.?nin davayı tek başına açamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı vekili, taşıma sözleşmesinin tarafının Eti Alüminyum A.Ş. olup Eti Holding A.Ş.?ye husumet yöneltilemeyeceğini, taşımanın 38 günlük gecikmeyle yapıldığından sözleşmenin 13. maddesi uyarınca cezai şart kesintisi yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davada Eti Alüminyum A.Ş. vekili sözleşmenin 12. maddesi uyarınca boşaltma limanıyla ilgili dispeç alacağı doğduğunu, ikinci parti taşımanın gecikmesi nedeniyle akreditif teyit komisyonu ve temdit masrafları, ardiye ücreti ödediğini ileri sürerek 44.787.253.789 TL ardiye ücreti, 5.955.476.549 TL diğer bedeli, 8.329.005.760 TL akreditif teyit komisyonu, 1.954.863.135 TL akreditif temdit masraflarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemenin, asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüyle 44.787,25 YTL ardiye masrafı, 8.329 YTL akreditif teyit komisyonu, 1.954,86 YTL akreditif temdit masrafı olmak üzere toplam 55.071,11 YTL?nin birleşen dava davalısı şirketten tahsiline dair verdiği kararının Dairemizce davacı birleşen dava davalısı yararına bozulması üzerine davacı birleşen dava davalısı Dabkomar A.Ş. vekili bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-) Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre davacı-karşı davalı vekilinin HUMK?nun 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen sair karar düzeltme itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-) Asıl dava, navlun sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart nedeniyle navlun bedelinden mahsup edilen tutarın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece kararlaştırılan ve uygulanan cezai şart bakımından taşıma ediminin üç parti halinde yapılmasının kararlaştırılıp, ilk parti taşıma ile ilgili uygulanan cezai şart bakımından henüz taahhüt edilen tüm taşımanın tamamlanmaması nedeniyle BK?nun 158/II. maddesi hükmünün uygulanamayacağı gerekçesiyle, asıl davanın reddine karar verilmiştir.
BK?nun 158/2. maddesine göre cezai şart isteme hakkı saklı tutulmaksızın ifanın kabulü cezai şart isteminden vazgeçilme anlamına gelmektedir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 13. maddesine göre davaya konu cezai şartın BK?nun 158/II. maddesinde düzenlenen ifaya ekli cezai şart olduğu açıktır. Yine sözleşmenin 1. maddesi uyarınca taşıma 3 parti halinde Şubat, Mayıs ve Ekim 2002 tarihinden yapılacaktır. Parça parça taşıma yapılacağına dair anlaşma yapılmış ve ilk parti taşıma sonucu taşınan malların teslimi sırasında ihtirazı kayıt ileri sürülmemiş olması nedeniyle bu kısmı karşılayan cezai şart hakkı düşeceğinden (Bkz. Dr. Kenan Tunçomağ, Türk Hukukunda Cezai Şart İstanbul 1963, Sh.118) mahkemenin yukarıda açıklanan aksi yöndeki, taşımanın bir bütün olup henüz tüm ifanın tamamlanmadığı dolayısı ile BK?nun 158/II. maddesine göre cezai şart isteme hakkının düşmediği gerekçesi yerinde olmadığından, bu yöndeki asıl dava yönünden temyiz itirazlarının reddine dair Dairemizin kararına yönelik davacı-karşı davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile, asıl dava bakımından hükmün açıklanan bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalı vekilinin sair karar düzeltme itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenle davacı-karşı davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile asıl dava yönünden de hükmün BOZULMASINA, ödediği karar düzeltme peşin harcın isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 28.05.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
çiğdem hanım teşekkür ederim. acaba tacirler arasında ki cezai şarta BK 158/2 yi uygulayabilirmiyiz ? bi yargıtay kararı buldum; 'ihtirazi kayıt ileri sürülmeden kabul edilen ifa cezai şarttan vazgeçme anlamına gelir' diyor.
T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 2009/3451
Karar: 2009/6549
Karar Tarihi: 28.05.2009
ÖZET: Taraflar arasındaki sözleşmeye göre davaya konu cezai şartın ifaya ekli cezai şart olduğu açıktır. Sözleşme uyarınca taşıma üç parti halinde Şubat, Mayıs ve Ekim 2002 tarihinden yapılacaktır. Parça parça taşıma yapılacağına dair anlaşma yapılmış ve ilk parti taşıma sonucu taşınan malların teslimi sırasında ihtirazı kayıt ileri sürülmemiş olması nedeniyle bu kısmı karşılayan cezai şart hakkı düşeceğinden mahkemenin aksi yöndeki, taşımanın bir bütün olup henüz tüm ifanın tamamlanmadığı dolayısı ile cezai şart isteme hakkının düşmediği gerekçesi yerinde olmadığından, bu yöndeki asıl dava yönünden temyiz itirazlarının reddine dair Dairemizin kararına yönelik davacı-karşı davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile, asıl dava bakımından hükmün açıklanan bu nedenle bozulması gerekmiştir.
(818 S. K. m. 158) (1086 S. K. m. 440, 442)
Dava: Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi?nce verilen gün ve sayılı kararı onayan/bozan Daire?nin 04.11.2008 gün ve 2007/3912 - 2008/12304 sayılı kararı aleyhinde davacı-karşı davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Davacı birleşen dava davalısı vekili, müvekkilinin ihale sonucu imzalanan sözleşmeyle 25.000 M/ton petrol kokunun 3 parti halinde Çin?den Türkiye?ye taşıma işini üstlendiğini, ilk parti taşımanın yapılıp yükün davalıya teslim edildiğini ve navlun faturası düzenlendiğini ancak davalının taşımanın gecikilerek yapıldığını ileri sürerek navlun bedelinden cezai şart kestiğini, kırkambar olarak yapılan taşıma nedeniyle son yüklenen yükün ilk tahliye edilmesini ve denizcilik taşımalarının ilkelerinden haberdar olan davalının geminin tahliyesine kadar herhangi bir zararı olduğundan ve cezai şart kesintisi yapacağından bahsetmediğini, taşıma sözleşmesinde taşıma süresinin yanlışlıkla 67 gün yerine 27 gün yazıldığından hakimin sözleşmeye müdahalelerinin gerektiği, taşıma teklifi altındaki imzaların müvekkil şirketin temsilcilerine ait olduğundan bu teklifte belirtilen taşıma süresinin davacıyı bağlamayacağını, kaldı ki BK. 158/II. maddesi uyarınca hiçbir ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin ifayı kabul eden davalının cezai şart isteyemeyeceğini ileri sürerek, bakiye navlun alacağı 121.400 ABD dolarının davalıdan tahsiline, hakimin sözleşmeye müdahale ederek taşıma süresinin 67 günden az olamayacağının ve taşıma teklifinin davacıyı bağlamayacağının tespitine, taşıma akdinin feshine karar verilmesini istemiş, birleşen davaya cevabında ise taraflar arasındaki sözleşmenin 16. Maddesi uyarınca Eti Alüminyum A.Ş.?nin davayı tek başına açamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı vekili, taşıma sözleşmesinin tarafının Eti Alüminyum A.Ş. olup Eti Holding A.Ş.?ye husumet yöneltilemeyeceğini, taşımanın 38 günlük gecikmeyle yapıldığından sözleşmenin 13. maddesi uyarınca cezai şart kesintisi yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davada Eti Alüminyum A.Ş. vekili sözleşmenin 12. maddesi uyarınca boşaltma limanıyla ilgili dispeç alacağı doğduğunu, ikinci parti taşımanın gecikmesi nedeniyle akreditif teyit komisyonu ve temdit masrafları, ardiye ücreti ödediğini ileri sürerek 44.787.253.789 TL ardiye ücreti, 5.955.476.549 TL diğer bedeli, 8.329.005.760 TL akreditif teyit komisyonu, 1.954.863.135 TL akreditif temdit masraflarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemenin, asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüyle 44.787,25 YTL ardiye masrafı, 8.329 YTL akreditif teyit komisyonu, 1.954,86 YTL akreditif temdit masrafı olmak üzere toplam 55.071,11 YTL?nin birleşen dava davalısı şirketten tahsiline dair verdiği kararının Dairemizce davacı birleşen dava davalısı yararına bozulması üzerine davacı birleşen dava davalısı Dabkomar A.Ş. vekili bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-) Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre davacı-karşı davalı vekilinin HUMK?nun 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen sair karar düzeltme itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-) Asıl dava, navlun sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart nedeniyle navlun bedelinden mahsup edilen tutarın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece kararlaştırılan ve uygulanan cezai şart bakımından taşıma ediminin üç parti halinde yapılmasının kararlaştırılıp, ilk parti taşıma ile ilgili uygulanan cezai şart bakımından henüz taahhüt edilen tüm taşımanın tamamlanmaması nedeniyle BK?nun 158/II. maddesi hükmünün uygulanamayacağı gerekçesiyle, asıl davanın reddine karar verilmiştir.
BK?nun 158/2. maddesine göre cezai şart isteme hakkı saklı tutulmaksızın ifanın kabulü cezai şart isteminden vazgeçilme anlamına gelmektedir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 13. maddesine göre davaya konu cezai şartın BK?nun 158/II. maddesinde düzenlenen ifaya ekli cezai şart olduğu açıktır. Yine sözleşmenin 1. maddesi uyarınca taşıma 3 parti halinde Şubat, Mayıs ve Ekim 2002 tarihinden yapılacaktır. Parça parça taşıma yapılacağına dair anlaşma yapılmış ve ilk parti taşıma sonucu taşınan malların teslimi sırasında ihtirazı kayıt ileri sürülmemiş olması nedeniyle bu kısmı karşılayan cezai şart hakkı düşeceğinden (Bkz. Dr. Kenan Tunçomağ, Türk Hukukunda Cezai Şart İstanbul 1963, Sh.118) mahkemenin yukarıda açıklanan aksi yöndeki, taşımanın bir bütün olup henüz tüm ifanın tamamlanmadığı dolayısı ile BK?nun 158/II. maddesine göre cezai şart isteme hakkının düşmediği gerekçesi yerinde olmadığından, bu yöndeki asıl dava yönünden temyiz itirazlarının reddine dair Dairemizin kararına yönelik davacı-karşı davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile, asıl dava bakımından hükmün açıklanan bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalı vekilinin sair karar düzeltme itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenle davacı-karşı davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile asıl dava yönünden de hükmün BOZULMASINA, ödediği karar düzeltme peşin harcın isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 28.05.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi.