arkadaşlar aşağıdaki yazıyı yolluyoruz sizlerde destek olun bu adreslere sizlerde yollayın
http://basvuru.akim.akparti.org.tr/vatandas/
BİMER
[email protected]
http://www.farukcelik.com.tr/index.php?page=iletisim
MEMUR ADAYLARI BİR ZULÜME DAHA TANIK OLMAK İSTEMİYOR!
Anayasamızın 70 inci maddesinde; ?Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayrım gözetilemez.? denilmektedir.
Kamuya personel alımında amaç kamu hizmetinin yürütülmesidir.
Yine Anayasamızın 10 uncu maddesi; ?Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz. Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılamaz. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.? hükmünü amirdir.
Oysa son günlerde belediyelerde çalışan 17 bin 800 çalışana kadro verileceği çalışması veya söylentileri, mevzuata aykırı olarak belirli bir zümreye ayrıcalık tanınmasına neden olacak bir uygulamanın başlangıcı olacak gibi.
Kamu idareleri personel ihtiyaçlarını Anayasa, kanun, tüzük ve yönetmelik esaslarına uymak suretiyle karşılamak zorundadırlar. Mahalli idarelerde bu esaslardan müstesna değildir.
Günümüzde kamu da nasıl işe girilir? Nasıl memur olunur? Kısaca anlatalım:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu?nun 50 nci maddesinin birinci fıkrasında; ?Devlet kamu hizmet ve görevlerine Devlet memuru olarak atanacakların açılacak Devlet memurluğu sınavlarına girmeleri ve sınavı kazanmaları şarttır.? hükmüne, ikinci fıkrasında ise; ?Sınavların yapılmasına dair usul ve esaslar ile sınava tabi tutulmadan girilebilecek hizmet ve görevler ve bunların tabi olacağı esaslar Devlet Personel Başkanlığınca hazırlanacak bir genel yönetmelikle düzenlenir.? hükmüne yer verilmiştir.
Diğer taraftan, 03/05/2002 tarihli ve 24744 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmeliğin 7 nci maddesinde; ?ÖSYM, KPSS' ye başvuru tarihini ve başvurunun ne şekilde ve nereye yapılacağını Resmi Gazete'de ve Türkiye genelinde yayınlanan en yüksek tirajlı ilk üç gazetede farklı tarihlerde ilan vermek suretiyle duyurur.? hükmü, 13 üncü maddesinde; ?(A) grubu kadrolarına atama için seçme yapacak kamu kurum ve kuruluşları, yürürlükteki mevzuata uygun olarak açıktan atama izni alınmış kadro ve pozisyonların sayı, sınıf, unvan ve dereceleri ile genel ve kendi mevzuatındaki koşulları ve belirlenen KPSS taban puanını, Resmî Gazete'de ve Türkiye genelinde yayınlanan tirajı en yüksek ilk beş gazetenin en az birinde ilan vermek suretiyle adaylara duyurur.? hükmü, 14 üncü maddesinde ise; ?Adayların öncelikle bu Yönetmelik hükümleri çerçevesinde yapılacak KPSS' ye girmeleri ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının belirleyeceği bir taban puanın üzerinde KPSS puanı almış olmaları şarttır.? hükmü yer almaktadır.
Ayrıca, aynı Yönetmeliğin 22 nci maddesinde; ?Kamu kurum ve kuruluşlarının usulüne uygun olarak açıktan atama izni alınmış ve koşulları belirlenmiş (B) grubu boş kadrolarının sınıf, unvan, derece ve sayısı ile bu kadrolar için aranacak nitelikleri kapsayan bilgiler, DPB adına ÖSYM tarafından ilan edilir...? hükmü, 23 üncü maddesinde ise; ?Adaylar, ÖSYM tarafından (B) grubu kadrolara; KPSS puanları, tercihleri, kadro sayıları ve koşulları göz önünde tutulmak suretiyle yerleştirilir.? hükmü bulunmaktadır.
Yukarıdaki hükümler çerçevesinde, kamu kurum ve kuruluşlarında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu?na tabi memur olarak istihdam edilmek isteyenlerin, öncelikle Kamu Personel Seçme Sınavına (KPSS) katılmaları ve sınav sonucuna göre aldıkları puan doğrultusunda (A) grubu kadrolar için kamu kurum ve kuruluşlarının; (B) grubu kadrolar için ise ÖSYM Başkanlığının ilanlarını takip ederek, bu kamu kurum ve kuruluşlarına veya adı geçen Başkanlığa başvuruda bulunmaları gerekmektedir.
NEYİ VURGULUYORUZ? NEYİN ÜZERİNDE DURUYORUZ?
KPSS bu ülkenin bir gerçeği olarak, her ne kadar eksikleri olsa da, adayların eşit koşullarda yarışmalarını sağlayan yazılı, nesnel bir yöntemdir. Sınavın ana amaçları arasında; kamu kurum ve kuruluşlarına yapılacak olan personel istihdamının, şeffaf ve adaletli bir biçimde gerçekleşmesi ve sınav rekabeti içinde personel kalitesini en üst düzeye çıkartmak sayılabilir.
Bu sınavla; ülkemizin her köşesinden, her sosyal grubundan vatandaşımıza kamu hizmetine katılma hakkı verilmektedir. Anadolu?da köyünde sınava hazırlanan vatandaşımız da şehirde hazırlanan vatandaşımız da aynı sınava girebilmekte, sınavdan aldıkları puanla tercihlerini yapmak suretiyle kamu görevlerine atanabilmektedir. Belli bir maaşa bağlanıp, ailesini sigorta güvencesine kavuşturabilmektedir. Okuduğu okulların, çalıştığı derslerin, verdiği emeğin karşılığını alabilmektedir.
Bu ülkede KPSS? ye hazırlanmak için yıllarını harcayan, kurslara giden, kitaplar alan binlerce vatandaşımız var. Çocuklarının umutlarına inanan binlerce aile var.
Bu ülkede adalete inanan milyonlar var. Aldığı eğitimle azmini birleştirip başaracağına inanan milyonlar var.
Büyükşehirlerde KPSS? den iyi puan alınmadan kamu hizmetine girmek çok kolay değil. Örneğin İstanbul?da Bilgisayar İşletmeni olmak yüksek bir puan gerektirir. Keza Ankara?da Mühendis olmak.
Mahalli idarelerde görev yapan sözleşmeli personel ile kadro verilen 4/B statüsündeki sözleşmeli personelin birbirinden farklı olduğu.
Belediyede sözleşmeli personel olmak için, ilgili fakülte mezunu olmak yeterli. Alımların duyurulması zorunluluğu yok. Başvuranlar arasından liyakata dayalı bir seçim yok. Belediyede kaç kişinin sözleşmeli personel olarak çalışacağına dair bir sınırlama yok. Sözleşmeli personel olarak istihdam edileceklerin KPSS?ye girme şartı yok, İŞKUR?a kayıtlı olma şartı yok.
Mahalli idarelerde, sözleşmeli personel olarak kimse zorla istihdam edilmediğinin bilinmesi gerekir. ?Mağdur unvanı?nı kullanma geleneği artık son bulmalı. Çünkü bir mağduriyetten söz edebilmesi için bu personele aylıklarının zamanında ödenememesi vb. gibi kazandığı özlük haklarının verilmemesi gerekir.
NEYİ İSTEMİYORUZ?
Kimseye ayrıcalık tanınmasını istemiyoruz.
Oyun başlamışken kuralların değişmesini istemiyoruz.
Ülkemizde kamuya personel alımlarında, iyi kötü bir standart yakalamışken birilerine istisna getirilmesine karşıyız.
2 yılda bir KPSS B kadroları için sınav yapılmasını beklerken, sözleşmeli personelin el altından alınmasına karşıyız.
Birilerinin mağdur olmadıkları halde kamu önünde mağdur gibi gösterilmelerine karşıyız. Belediyelerde aylık ortalama 900 TL alan taşeron emekçiler (hizmet alımı) varken, aylık ortalama 2500 TL den az olmamak üzere düzenli maaş alan sözleşmeli personelin haksızca mağdur olarak gösterilmesini istemiyoruz.
Kamuya belli kriterlerle belli aşamalardan geçerek yerleşen memurların; ülke genelindeki sınavlarda gösterdikleri başarı adeta cezalandırılmasını istemiyoruz.
Aynı işi yaptığı yıllık sözleşme esasına göre çalışan sözleşmeli personelden (5393/49 md.) düşük bir ücretle çalışmasına rağmen bir haksızlığa daha uğramak istemiyoruz.
Atanamayan öğretmenler, atanamayan iktisadi ve idari bilimler fakültesi mezunları varken, atanamayan gıda mühendisleri v.b. varken belediyelerdeki kadroların sınırsızca birilerine dağıtılmasını istemiyoruz.
İlgili bölüm mezunları atanmayı beklerken (Bilgisayar Programcılığı gibi), sertifikası olanlara haybeden kadro verilmesine karşıyız.(Programcı kadro unvanlarına sertifika ile yapılan yüzlerce atama gibi, denetimi yok!!!)
Belediyelerde unvan değişikliği sınavı açılmasını bekleyen yüzlerce Tekniker / Teknisyen varken bu kadroların sınavsız dağıtılmasına karşıyız.
SONUÇ OLARAK
Bir gruba kanunla kamudaki kadroları dağıtmak, başka bir deyişle belediyelerde sözleşmeli personel olarak görev yapanlara ayrıcalık anlamına gelecek kadro tahsisleri, vatandaşların Anayasal güvence altına alınmış bulunan kamu hizmetine girme ile eşitlik hakkı ihlal edilmiş olacaktır. Hukuk devletinde Anayasal güvence altına alınan haklar gasp edilemez.
Her şeyi bir kenara bırakıp bir an için bu zümrenin kadroya haksızca alındığı düşünelim. Sonra ne olacak? 5393/49 madde ortadan kaldırılacak mı? Yoksa bu kapsamda sözleşmeli personel alımları devam mı edecek? Devam edecekse birkaç yılda bir bu statüdeki personele kadrolar dağıtılacak mı?
4/B statüsünün belediyelerdeki sözleşmeli personelden ayrı olduğu bir kez daha söylemeliyiz. 4/B?li arkadaşımız Şırnak?ta öğretmen olabilmek için, nüfus dairesinde bilgisayar işletmeni olmak için KPSS puanını kullanıp aynı memur statüsündeki aşamalardan geçer ama adı bir garabet olarak sözleşmeli personeldir. Belediyelerde (5393/49 md.) buna benzer bir adalet yoktur.
Ayrıca bugün 17 bin 800 olarak bahsedilen belediye sözleşmelilerin sayısı, muhtemel kanun taslağının meclise sevki, mecliste kabulü ile belirginleştikten sonra kanun olarak yayımlanmasına kadar geçen sürede 20 binleri bulabilir hatta geçebilir. Çünkü herhangi bir sınırı yok. (personel giderlerinin %30?u aşmaması hariçinde)
Kamuda zorunlu olan %3 özürlü memur çalıştırma oranı kapsamında istihdam edileceklerin bile merkezi sınava tabi tutulması ve puanlarının esas alınarak atamalarının yapılacağını unutmayalım.
Ülkemizdeki, en büyük sosyal yaralardan birisi, korunmaya muhtaç çocuklardır. Ancak, bu sosyal yara, devletin bu çocuklara reşit olana kadar bakması ile bir nebze çözülmüştür. Fakat, çocukların devlet kadrolarına atanmaları sırasında kimsenin kabul edemeyeceği uygulamalar yaşanmaktadır. Devletin dağıtacak kadroları varsa bu mağdurların ataması yapılsın önce.
Diyanet İşleri Başkanlığı?nın yaptığı (herhangi bir objektif kritere bağlanmadan fahri Kuran Kursu öğreticilerinin memur kadrolarına atanması) gibi devamının geleceğinden korktuğumuz uygulamalara son verilsin?
İş güvencesi birilerine kadro dağıtmakla olacak iş değildir. Samimiyet göstergesi olarak 5393 sayılı kanunun 49 uncu maddesi kapsamındaki alımlara son verilmelidir. Ya da en azından 4/B kriterlerine bağlanmalıdır.
17 bin 800 kişi aileleriyle birlikte 50 bin kişi var ?mağduruz? kisvesine sığınan; bir taraftan asıl mağdurlar üniversite bitirmiş KPSS? ye girmiş ama hala işsiz olarak bekleyen binlerce kişi var aileleriyle milyonlara varan?
Ya KPSS kaldırılsın, bilelim ki liyakat değil kayırmacılık esas alınıyor ya da hukuka aykırı, birilerini kayıran uygulamalara son verilsin bilelim ki haklar hiç edilmiyor?
Yeter artık, umudu olan gençlere bu kadar zulüm etmeyin?
arkadaşlar aşağıdaki yazıyı yolluyoruz sizlerde destek olun bu adreslere sizlerde yollayın
http://basvuru.akim.akparti.org.tr/vatandas/
BİMER
[email protected]
http://www.farukcelik.com.tr/index.php?page=iletisim
MEMUR ADAYLARI BİR ZULÜME DAHA TANIK OLMAK İSTEMİYOR!
Anayasamızın 70 inci maddesinde; ?Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayrım gözetilemez.? denilmektedir.
Kamuya personel alımında amaç kamu hizmetinin yürütülmesidir.
Yine Anayasamızın 10 uncu maddesi; ?Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz. Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılamaz. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.? hükmünü amirdir.
Oysa son günlerde belediyelerde çalışan 17 bin 800 çalışana kadro verileceği çalışması veya söylentileri, mevzuata aykırı olarak belirli bir zümreye ayrıcalık tanınmasına neden olacak bir uygulamanın başlangıcı olacak gibi.
Kamu idareleri personel ihtiyaçlarını Anayasa, kanun, tüzük ve yönetmelik esaslarına uymak suretiyle karşılamak zorundadırlar. Mahalli idarelerde bu esaslardan müstesna değildir.
Günümüzde kamu da nasıl işe girilir? Nasıl memur olunur? Kısaca anlatalım:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu?nun 50 nci maddesinin birinci fıkrasında; ?Devlet kamu hizmet ve görevlerine Devlet memuru olarak atanacakların açılacak Devlet memurluğu sınavlarına girmeleri ve sınavı kazanmaları şarttır.? hükmüne, ikinci fıkrasında ise; ?Sınavların yapılmasına dair usul ve esaslar ile sınava tabi tutulmadan girilebilecek hizmet ve görevler ve bunların tabi olacağı esaslar Devlet Personel Başkanlığınca hazırlanacak bir genel yönetmelikle düzenlenir.? hükmüne yer verilmiştir.
Diğer taraftan, 03/05/2002 tarihli ve 24744 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmeliğin 7 nci maddesinde; ?ÖSYM, KPSS' ye başvuru tarihini ve başvurunun ne şekilde ve nereye yapılacağını Resmi Gazete'de ve Türkiye genelinde yayınlanan en yüksek tirajlı ilk üç gazetede farklı tarihlerde ilan vermek suretiyle duyurur.? hükmü, 13 üncü maddesinde; ?(A) grubu kadrolarına atama için seçme yapacak kamu kurum ve kuruluşları, yürürlükteki mevzuata uygun olarak açıktan atama izni alınmış kadro ve pozisyonların sayı, sınıf, unvan ve dereceleri ile genel ve kendi mevzuatındaki koşulları ve belirlenen KPSS taban puanını, Resmî Gazete'de ve Türkiye genelinde yayınlanan tirajı en yüksek ilk beş gazetenin en az birinde ilan vermek suretiyle adaylara duyurur.? hükmü, 14 üncü maddesinde ise; ?Adayların öncelikle bu Yönetmelik hükümleri çerçevesinde yapılacak KPSS' ye girmeleri ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının belirleyeceği bir taban puanın üzerinde KPSS puanı almış olmaları şarttır.? hükmü yer almaktadır.
Ayrıca, aynı Yönetmeliğin 22 nci maddesinde; ?Kamu kurum ve kuruluşlarının usulüne uygun olarak açıktan atama izni alınmış ve koşulları belirlenmiş (B) grubu boş kadrolarının sınıf, unvan, derece ve sayısı ile bu kadrolar için aranacak nitelikleri kapsayan bilgiler, DPB adına ÖSYM tarafından ilan edilir...? hükmü, 23 üncü maddesinde ise; ?Adaylar, ÖSYM tarafından (B) grubu kadrolara; KPSS puanları, tercihleri, kadro sayıları ve koşulları göz önünde tutulmak suretiyle yerleştirilir.? hükmü bulunmaktadır.
Yukarıdaki hükümler çerçevesinde, kamu kurum ve kuruluşlarında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu?na tabi memur olarak istihdam edilmek isteyenlerin, öncelikle Kamu Personel Seçme Sınavına (KPSS) katılmaları ve sınav sonucuna göre aldıkları puan doğrultusunda (A) grubu kadrolar için kamu kurum ve kuruluşlarının; (B) grubu kadrolar için ise ÖSYM Başkanlığının ilanlarını takip ederek, bu kamu kurum ve kuruluşlarına veya adı geçen Başkanlığa başvuruda bulunmaları gerekmektedir.
NEYİ VURGULUYORUZ? NEYİN ÜZERİNDE DURUYORUZ?
KPSS bu ülkenin bir gerçeği olarak, her ne kadar eksikleri olsa da, adayların eşit koşullarda yarışmalarını sağlayan yazılı, nesnel bir yöntemdir. Sınavın ana amaçları arasında; kamu kurum ve kuruluşlarına yapılacak olan personel istihdamının, şeffaf ve adaletli bir biçimde gerçekleşmesi ve sınav rekabeti içinde personel kalitesini en üst düzeye çıkartmak sayılabilir.
Bu sınavla; ülkemizin her köşesinden, her sosyal grubundan vatandaşımıza kamu hizmetine katılma hakkı verilmektedir. Anadolu?da köyünde sınava hazırlanan vatandaşımız da şehirde hazırlanan vatandaşımız da aynı sınava girebilmekte, sınavdan aldıkları puanla tercihlerini yapmak suretiyle kamu görevlerine atanabilmektedir. Belli bir maaşa bağlanıp, ailesini sigorta güvencesine kavuşturabilmektedir. Okuduğu okulların, çalıştığı derslerin, verdiği emeğin karşılığını alabilmektedir.
Bu ülkede KPSS? ye hazırlanmak için yıllarını harcayan, kurslara giden, kitaplar alan binlerce vatandaşımız var. Çocuklarının umutlarına inanan binlerce aile var.
Bu ülkede adalete inanan milyonlar var. Aldığı eğitimle azmini birleştirip başaracağına inanan milyonlar var.
Büyükşehirlerde KPSS? den iyi puan alınmadan kamu hizmetine girmek çok kolay değil. Örneğin İstanbul?da Bilgisayar İşletmeni olmak yüksek bir puan gerektirir. Keza Ankara?da Mühendis olmak.
Mahalli idarelerde görev yapan sözleşmeli personel ile kadro verilen 4/B statüsündeki sözleşmeli personelin birbirinden farklı olduğu.
Belediyede sözleşmeli personel olmak için, ilgili fakülte mezunu olmak yeterli. Alımların duyurulması zorunluluğu yok. Başvuranlar arasından liyakata dayalı bir seçim yok. Belediyede kaç kişinin sözleşmeli personel olarak çalışacağına dair bir sınırlama yok. Sözleşmeli personel olarak istihdam edileceklerin KPSS?ye girme şartı yok, İŞKUR?a kayıtlı olma şartı yok.
Mahalli idarelerde, sözleşmeli personel olarak kimse zorla istihdam edilmediğinin bilinmesi gerekir. ?Mağdur unvanı?nı kullanma geleneği artık son bulmalı. Çünkü bir mağduriyetten söz edebilmesi için bu personele aylıklarının zamanında ödenememesi vb. gibi kazandığı özlük haklarının verilmemesi gerekir.
NEYİ İSTEMİYORUZ?
Kimseye ayrıcalık tanınmasını istemiyoruz.
Oyun başlamışken kuralların değişmesini istemiyoruz.
Ülkemizde kamuya personel alımlarında, iyi kötü bir standart yakalamışken birilerine istisna getirilmesine karşıyız.
2 yılda bir KPSS B kadroları için sınav yapılmasını beklerken, sözleşmeli personelin el altından alınmasına karşıyız.
Birilerinin mağdur olmadıkları halde kamu önünde mağdur gibi gösterilmelerine karşıyız. Belediyelerde aylık ortalama 900 TL alan taşeron emekçiler (hizmet alımı) varken, aylık ortalama 2500 TL den az olmamak üzere düzenli maaş alan sözleşmeli personelin haksızca mağdur olarak gösterilmesini istemiyoruz.
Kamuya belli kriterlerle belli aşamalardan geçerek yerleşen memurların; ülke genelindeki sınavlarda gösterdikleri başarı adeta cezalandırılmasını istemiyoruz.
Aynı işi yaptığı yıllık sözleşme esasına göre çalışan sözleşmeli personelden (5393/49 md.) düşük bir ücretle çalışmasına rağmen bir haksızlığa daha uğramak istemiyoruz.
Atanamayan öğretmenler, atanamayan iktisadi ve idari bilimler fakültesi mezunları varken, atanamayan gıda mühendisleri v.b. varken belediyelerdeki kadroların sınırsızca birilerine dağıtılmasını istemiyoruz.
İlgili bölüm mezunları atanmayı beklerken (Bilgisayar Programcılığı gibi), sertifikası olanlara haybeden kadro verilmesine karşıyız.(Programcı kadro unvanlarına sertifika ile yapılan yüzlerce atama gibi, denetimi yok!!!)
Belediyelerde unvan değişikliği sınavı açılmasını bekleyen yüzlerce Tekniker / Teknisyen varken bu kadroların sınavsız dağıtılmasına karşıyız.
SONUÇ OLARAK
Bir gruba kanunla kamudaki kadroları dağıtmak, başka bir deyişle belediyelerde sözleşmeli personel olarak görev yapanlara ayrıcalık anlamına gelecek kadro tahsisleri, vatandaşların Anayasal güvence altına alınmış bulunan kamu hizmetine girme ile eşitlik hakkı ihlal edilmiş olacaktır. Hukuk devletinde Anayasal güvence altına alınan haklar gasp edilemez.
Her şeyi bir kenara bırakıp bir an için bu zümrenin kadroya haksızca alındığı düşünelim. Sonra ne olacak? 5393/49 madde ortadan kaldırılacak mı? Yoksa bu kapsamda sözleşmeli personel alımları devam mı edecek? Devam edecekse birkaç yılda bir bu statüdeki personele kadrolar dağıtılacak mı?
4/B statüsünün belediyelerdeki sözleşmeli personelden ayrı olduğu bir kez daha söylemeliyiz. 4/B?li arkadaşımız Şırnak?ta öğretmen olabilmek için, nüfus dairesinde bilgisayar işletmeni olmak için KPSS puanını kullanıp aynı memur statüsündeki aşamalardan geçer ama adı bir garabet olarak sözleşmeli personeldir. Belediyelerde (5393/49 md.) buna benzer bir adalet yoktur.
Ayrıca bugün 17 bin 800 olarak bahsedilen belediye sözleşmelilerin sayısı, muhtemel kanun taslağının meclise sevki, mecliste kabulü ile belirginleştikten sonra kanun olarak yayımlanmasına kadar geçen sürede 20 binleri bulabilir hatta geçebilir. Çünkü herhangi bir sınırı yok. (personel giderlerinin %30?u aşmaması hariçinde)
Kamuda zorunlu olan %3 özürlü memur çalıştırma oranı kapsamında istihdam edileceklerin bile merkezi sınava tabi tutulması ve puanlarının esas alınarak atamalarının yapılacağını unutmayalım.
Ülkemizdeki, en büyük sosyal yaralardan birisi, korunmaya muhtaç çocuklardır. Ancak, bu sosyal yara, devletin bu çocuklara reşit olana kadar bakması ile bir nebze çözülmüştür. Fakat, çocukların devlet kadrolarına atanmaları sırasında kimsenin kabul edemeyeceği uygulamalar yaşanmaktadır. Devletin dağıtacak kadroları varsa bu mağdurların ataması yapılsın önce.
Diyanet İşleri Başkanlığı?nın yaptığı (herhangi bir objektif kritere bağlanmadan fahri Kuran Kursu öğreticilerinin memur kadrolarına atanması) gibi devamının geleceğinden korktuğumuz uygulamalara son verilsin?
İş güvencesi birilerine kadro dağıtmakla olacak iş değildir. Samimiyet göstergesi olarak 5393 sayılı kanunun 49 uncu maddesi kapsamındaki alımlara son verilmelidir. Ya da en azından 4/B kriterlerine bağlanmalıdır.
17 bin 800 kişi aileleriyle birlikte 50 bin kişi var ?mağduruz? kisvesine sığınan; bir taraftan asıl mağdurlar üniversite bitirmiş KPSS? ye girmiş ama hala işsiz olarak bekleyen binlerce kişi var aileleriyle milyonlara varan?
Ya KPSS kaldırılsın, bilelim ki liyakat değil kayırmacılık esas alınıyor ya da hukuka aykırı, birilerini kayıran uygulamalara son verilsin bilelim ki haklar hiç edilmiyor?
Yeter artık, umudu olan gençlere bu kadar zulüm etmeyin?