SENDİKA NEYİMİZE GEREK?
Belki farklı görüşlere inanıyor, farklı siyasi partileri destekliyoruz. Ancak
dertlerimiz aynı, sorunlarımız ortak;
Yeterli ücret zammı istiyoruz!
Çalışma koşullarının iyileştirilmesini istiyoruz!
Çünkü her yıl onlarca polis memuru cinnet geçiriyor; kendisine, sevdiklerine kıyıyor? Zaten sürekli kelle koltukta gezilen onurlu bir mesleğin neferleri olarak, en azından psikolojik problemlere karşı yaşama hakkı istemek bizim en doğal hakkımızdır.
Mevcut çalışma sürelerinin kısaltılmasını istiyoruz! Her devlet memuru gibi, diğer Avrupa ülkelerindeki her polis memuru gibi günde en fazla 8 saat çalışmak istiyoruz! Bunun haricinde fazladan çalıştırıldığımız her saatin ücret (ya da izin olarak) karşılığını, yani gerçek hakkımızı almak istiyoruz!
Meslek içinde haftada 40 saat çalışan da, 80 saat çalışıp ayrıca ekstra göreve giden de aynı maaşı alıyor; meslek içi adalet istiyoruz!..
Olağan durumda olağanüstü fedakarlık yapmak istemiyoruz (ki bizden bunu isteyenlerde sınırsız vebal hakkımız vardır!!!)
Çünkü kendimize ve ailemize daha fazla zaman ayırmak, okumak, gezmek, eğlenmek bizim de hakkımız. Biz, yenilmez, yorulmaz, acıkmaz-susamaz bir çizgi film kahramanı ya da bir robocop değil, insanız!
Karakolda, şubede, kısımda, büroda ??beğenmiyorsan çek git!?? teranesiyle aşağılanmak istemiyoruz! İdareci mobbingi, kurumsal taciz veya psikolojik baskı altında horlanarak, hakir görülerek çalışmak istemiyoruz; çünkü biz de insanız!
Sosyal haklar istiyoruz!
Çünkü yıllarca ödediğimiz primlerin ve vergilerin karşılığını tam almak, bizim en doğal hakkımızdır. Vergi ve primlerimizin başka yerlere değil; ucuz konut, kreş, bakımevi ve okul olarak bize dönmesini istiyoruz.
1937?lerden kalma (anayasaya aykırı maddeler de içeren) yasalarla, darbe dönemi ürünü tüzüklerle, hangi tarihte hazırlanıp hangi resmi gazetede yayınlandığı dahi bilinmeyen (!) talimatnamelerle değil, uluslararası insan haklarına, evrensel hukuk kurallarına uygun yasalarla idare edilmek istiyoruz!
Kısacası Biz;
Terörle, gaspçıyla, üçkağıtçıyla, tinerciyle, hırsızla, düzenbazla, katille, sarhoşla, binbir türlü suç ve suçluyla uğraşan, yurttaşlarımızın huzur ve güveni için emek veren bizler de huzur ve güven istiyoruz!
Yani hakkımız olanı istiyoruz!
Peki alabiliyor muyuz?
Hayır!
Anayasa ve yasalardaki haklarımızı, toplu sözleşme haklarımızı kullanabiliyor muyuz?
Hayır!
Peki Neden?
Çünkü yasaların bizi koruyacağını sanıyoruz. Bazı yasalar yeterli değil.
Ayrıca, ucu açık, keyfiyete dayalı yönetmeliklerle, talimatnamelerle idarecilerin vicdanına bırakılıyoruz?
Sorunlarımızın çözümünü ya aramızda dedikodu gibi konuşup oflayıp- puflayarak, ya da tek başımıza hak aramaya çalışmakla halletmeye çalışıyoruz?
Her 10 Nisan?da masal gibi dinlediğimiz tutulmayan vaatlere karşılık, istediğimiz haklarımızı tek başımıza elde etmeye çalışıyoruz.
Başaramıyoruz.
Neden?
Çünkü örgütlü değiliz?
Diğer memurların dernekleri, sendikaları, birlikleri var.
Onlar güçlü; Çünkü onlar örgütlü?
Haklarımızı almak ve geliştirmek için güçlü olmak gerek, bir olmak gerek, diri olmak gerek?
Türkiye?deki diğer devlet memurları gibi, Avrupa ve dünyadaki diğer polis memurları gibi SENDİKALI OLMAK GEREK!..
-hala ''sendika neyimize gerek?'' diyenlere duyurulur- (www.polishaklari.com /HAKACO) ?
SENDİKA NEYİMİZE GEREK?
Belki farklı görüşlere inanıyor, farklı siyasi partileri destekliyoruz. Ancak
dertlerimiz aynı, sorunlarımız ortak;
Yeterli ücret zammı istiyoruz!
Çalışma koşullarının iyileştirilmesini istiyoruz!
Çünkü her yıl onlarca polis memuru cinnet geçiriyor; kendisine, sevdiklerine kıyıyor? Zaten sürekli kelle koltukta gezilen onurlu bir mesleğin neferleri olarak, en azından psikolojik problemlere karşı yaşama hakkı istemek bizim en doğal hakkımızdır.
Mevcut çalışma sürelerinin kısaltılmasını istiyoruz! Her devlet memuru gibi, diğer Avrupa ülkelerindeki her polis memuru gibi günde en fazla 8 saat çalışmak istiyoruz! Bunun haricinde fazladan çalıştırıldığımız her saatin ücret (ya da izin olarak) karşılığını, yani gerçek hakkımızı almak istiyoruz!
Meslek içinde haftada 40 saat çalışan da, 80 saat çalışıp ayrıca ekstra göreve giden de aynı maaşı alıyor; meslek içi adalet istiyoruz!..
Olağan durumda olağanüstü fedakarlık yapmak istemiyoruz (ki bizden bunu isteyenlerde sınırsız vebal hakkımız vardır!!!)
Çünkü kendimize ve ailemize daha fazla zaman ayırmak, okumak, gezmek, eğlenmek bizim de hakkımız. Biz, yenilmez, yorulmaz, acıkmaz-susamaz bir çizgi film kahramanı ya da bir robocop değil, insanız!
Karakolda, şubede, kısımda, büroda ??beğenmiyorsan çek git!?? teranesiyle aşağılanmak istemiyoruz! İdareci mobbingi, kurumsal taciz veya psikolojik baskı altında horlanarak, hakir görülerek çalışmak istemiyoruz; çünkü biz de insanız!
Sosyal haklar istiyoruz!
Çünkü yıllarca ödediğimiz primlerin ve vergilerin karşılığını tam almak, bizim en doğal hakkımızdır. Vergi ve primlerimizin başka yerlere değil; ucuz konut, kreş, bakımevi ve okul olarak bize dönmesini istiyoruz.
1937?lerden kalma (anayasaya aykırı maddeler de içeren) yasalarla, darbe dönemi ürünü tüzüklerle, hangi tarihte hazırlanıp hangi resmi gazetede yayınlandığı dahi bilinmeyen (!) talimatnamelerle değil, uluslararası insan haklarına, evrensel hukuk kurallarına uygun yasalarla idare edilmek istiyoruz!
Kısacası Biz;
Terörle, gaspçıyla, üçkağıtçıyla, tinerciyle, hırsızla, düzenbazla, katille, sarhoşla, binbir türlü suç ve suçluyla uğraşan, yurttaşlarımızın huzur ve güveni için emek veren bizler de huzur ve güven istiyoruz!
Yani hakkımız olanı istiyoruz!
Peki alabiliyor muyuz?
Hayır!
Anayasa ve yasalardaki haklarımızı, toplu sözleşme haklarımızı kullanabiliyor muyuz?
Hayır!
Peki Neden?
Çünkü yasaların bizi koruyacağını sanıyoruz. Bazı yasalar yeterli değil.
Ayrıca, ucu açık, keyfiyete dayalı yönetmeliklerle, talimatnamelerle idarecilerin vicdanına bırakılıyoruz?
Sorunlarımızın çözümünü ya aramızda dedikodu gibi konuşup oflayıp- puflayarak, ya da tek başımıza hak aramaya çalışmakla halletmeye çalışıyoruz?
Her 10 Nisan?da masal gibi dinlediğimiz tutulmayan vaatlere karşılık, istediğimiz haklarımızı tek başımıza elde etmeye çalışıyoruz.
Başaramıyoruz.
Neden?
Çünkü örgütlü değiliz?
Diğer memurların dernekleri, sendikaları, birlikleri var.
Onlar güçlü; Çünkü onlar örgütlü?
Haklarımızı almak ve geliştirmek için güçlü olmak gerek, bir olmak gerek, diri olmak gerek?
Türkiye?deki diğer devlet memurları gibi, Avrupa ve dünyadaki diğer polis memurları gibi SENDİKALI OLMAK GEREK!..
-hala ''sendika neyimize gerek?'' diyenlere duyurulur- (www.polishaklari.com /HAKACO) ?