Eskiden Vehhabiler şefaati inkâr ederlerdi. Şimdi onların lider durumunda olanları bile şefaati hak bilirken, günümüz mezhepsizlerinin inkâr etmesi gerçekten de tuhaftır. Kâfirlere şefaat edilmeyeceğini bildiren âyet-i kerimeleri alıp, müminlere de şefaat edilmeyeceğini söylemesi, kendisinin ne kadar sinsi bir reformcu olduğunu göstermektedir.
Şefaati inkâr etmek büyük bid'attir. Birkaç âyet-i kerime meali şöyledir:
(O gün, kimse şefaat edemez. Ancak Rahman olan Allah'ın izin verdiği ve sözünden hoşlandığı kimse şefaat eder.) [Taha 109]
(Rahman olan Allah'ın nezdinde söz ve izin alanlardan başkası şefaat edemez.) [Meryem 87] (Müfessirler, bu iki âyet-i kerimeyi açıklayıp, “Allahü teâlânın izin verdikleri şefaat edecek, başkaları edemez” buyuruyorlar.)
(Sadece Allah'ın dilediği ve razı olduğu kimselere şefaat etmesi için izin verilen, göklerde nice melekler vardır.) [Necm 26] (Melekler de, ancak, Allah’ın hoşnut olduklarına şefaat edebiliyor.)
(Bütün şefaatler Allah'ın iznine bağlıdır.) [Zümer 44] (Çok şefaat edecekler var ki, hepsi de Allahü teâlânın iznine bağlıdır.) Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Kıyamette ilk şefaat eden ben olacağım.) [Müslim]
(Bütün Peygamberler şefaat edecektir.) [Buhari]
(Kıyamette Peygamberler, sonra âlimler ve şehidler şefaat eder.) [İbni Mace, Deylemi]
(Kur'an kıyamette şefaat eder.) [Müslim]
Bütün müfessirler, muhaddisler ve fakihler gibi, dört mezhep imamı da, şefaatin hak olduğunu bildirmişlerdir. Bu âlimlerin en büyüğü olan İmam-ı a'zam hazretleri de, (Peygamberler, âlimler ve salihler, günahkârlara şefaat edecektir) buyurdu. (Fıkh-ı ekber)
Eskiden Vehhabiler şefaati inkâr ederlerdi. Şimdi onların lider durumunda olanları bile şefaati hak bilirken, günümüz mezhepsizlerinin inkâr etmesi gerçekten de tuhaftır. Kâfirlere şefaat edilmeyeceğini bildiren âyet-i kerimeleri alıp, müminlere de şefaat edilmeyeceğini söylemesi, kendisinin ne kadar sinsi bir reformcu olduğunu göstermektedir.
Şefaati inkâr etmek büyük bid'attir. Birkaç âyet-i kerime meali şöyledir:
(O gün, kimse şefaat edemez. Ancak Rahman olan Allah'ın izin verdiği ve sözünden hoşlandığı kimse şefaat eder.) [Taha 109]
(Rahman olan Allah'ın nezdinde söz ve izin alanlardan başkası şefaat edemez.) [Meryem 87] (Müfessirler, bu iki âyet-i kerimeyi açıklayıp, “Allahü teâlânın izin verdikleri şefaat edecek, başkaları edemez” buyuruyorlar.)
(Sadece Allah'ın dilediği ve razı olduğu kimselere şefaat etmesi için izin verilen, göklerde nice melekler vardır.) [Necm 26] (Melekler de, ancak, Allah’ın hoşnut olduklarına şefaat edebiliyor.)
(Bütün şefaatler Allah'ın iznine bağlıdır.) [Zümer 44] (Çok şefaat edecekler var ki, hepsi de Allahü teâlânın iznine bağlıdır.) Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Kıyamette ilk şefaat eden ben olacağım.) [Müslim]
(Bütün Peygamberler şefaat edecektir.) [Buhari]
(Kıyamette Peygamberler, sonra âlimler ve şehidler şefaat eder.) [İbni Mace, Deylemi]
(Kur'an kıyamette şefaat eder.) [Müslim]
Bütün müfessirler, muhaddisler ve fakihler gibi, dört mezhep imamı da, şefaatin hak olduğunu bildirmişlerdir. Bu âlimlerin en büyüğü olan İmam-ı a'zam hazretleri de, (Peygamberler, âlimler ve salihler, günahkârlara şefaat edecektir) buyurdu. (Fıkh-ı ekber)