Aduyaman'da (Semsur) büyüklerimizin bize adını Kavmir olarak anlattıkları,fakat ara ara Kommir ve Komamir dedikleri bir belde vardır.
Bu belde Adıyaman'ın en sarp arazisinin başlangıç noktasına kuruludur.Buradan ilerlediğinizde oldukça derin ve dar bir vadiyi izleyerek keskin dağlık bir bölgeye ulaşırsınız.Adıyaman'ın genelde düzlük arazisi ile tam bir tezat içindedir bu bölge..
Vadiyi izleyerek yol alır ve vadinin sonuna doğru Kozan'dan sonra,ot bitmez kayalıkların üzerine adeta monte edilmiş gibi duran Male Şekır'dan geçtikten hemen sonra küçük bir köye varırsınız.
Bugünün resmi kayıtlarında köyün adı Yedioluk olarak geçmektedir.İlginçtir ve nedendir bilinmez ama bu köy belki de hem Osmanlı hem de T.C. döneminde adı sürekli değiştirlen bir köy olması nedeniyle ayrıca dikkat çekicidir.Köyün yaşayanları bunu bilmezler ama araştıranların gözünden bu kaçmaz ve kaçmamıştır da..Bu köyün adı resmi olarak her 20 yılda bir değiştirilmiştir.Zira benim çocukluk nüfus cüzdanımda ve babamın cüzdanında köyün adı bugün Türkçe Yedioluk yerine,tamamen Kürtçe bir isim olan 'Şeyhemir' olarak geçiyordu.Ondan önceki dönem Osmanlı kayıtlarında ise Şehyemir ve Yedioluk ismiyle tam bir tezat içinde yarı Türkçe-yarı Kürdçe 'Heftoluk' denmiş..
Köye bu isimlerin verilmesinin iyi ve doğru gerekçeleri var elbette ama neden 20 yılda bir değiştirldi onu anlamakta insan zorlanıyor.
Biz köylüler ise köyümüze 'Şaxmir' veya Şexmir'deriz..Şaxmiran yada Şexmiran da denir.tamamen Kürdçenin kullanımından kaynaklı söylemlerdir;ikisi de aynıdır.
İşte bu köy Kav (veya Kaw,Kawa,Kuaba,Koma) aşiretinin orijin köyüdür.Bahsi geçen vadi ve çevresel bölgesindeki bütün köyler buradan;Şaxmirden,bir babadan ayrılarak çoğalmış insanlar tarafından kurulmuş köylerdir,hepsi birbirlerine yakın kan bağıyla bağlıdır.Bundan 20-30 yıl öncesine kadar bellibaşlı ailelerin yaşlı fertleri;40-50 köyün bütün ailelerinin birbirleri ile olan kan bağlarını ve ayrılma süreçlerini sanki dün olmuşçasına anlatır, aktarırlardı.
Kav aşiretinin uzak geçmiş orijini ise bugün adı oldukça anlamsız tarzda değiştirilerek Kömür denilen Komamir yada Kavmir kaynaklıdır.Kavilerin Miridir,yada mirliğidir bu zat veya bölge.Şaxmir'in buradan kalkıp şimdiki yerine yerleşmiş olduğu kuvvetle muhtemeldir ve öyle anlatılırdı..
Aşiret kesinlikle çok içe kapanık bir yapıya sahiptir.Bunun elbetteki tarihsel arkaplanı mutlaka vardır, olsa gerektir.Yüzyıllar,belkide binyıllar boyunca sığındıkları coğrafyadan da kaynaklı olarak içe kapanmışlardır.Bunun nedenleri ayrıca inceleme konusu yapılabilir.
Kav aşireti tamamen Kızılbaş ve Kürd orijinlidir.Kökleri Adıyaman'ın antik dönemlerine kadar inen ve bu yönüyle antik anadolu uygarlıklarından geriye kalan ve günümüz ile canlı bağı olan belki de tek topluluktur.
Kavilerin antik Kuababa tanrıça kültünden gelen bir halk olduğunun iddia ediyorum. Bu iddia tamamen bana aittir..Etimolojik yordamlarla ulaştığım bireysel sonuçlardır.
İslamiyetten sonra, İslamdaki Abuzer el Gaffari çizgisini içselliştiren ve o çizgiyle birleşen bir Kızılbaşlık kültürü gelişmiştir.Bütün sessizlikleri ve içe kapanmışlıklarına rağmen;İnançları konusunda çok inatçı, taviz vermez ve yiğit bir tavrın sahibi olagelmişlerdir.
Giyim-kuşam ve folklorik özellikleri bakımından en yakın çevre bölge insanlarından bile hemen ayırdedilebilir tamamen kendine özgü,anadoluda hiçbiryerde olmayan özellikleri vardır.
Kadınlarımızın yaşlı olanlarının,ninelerimizin ve analarımızın giysilerinde, son dönemlerde iyice terkedilmeye yüz tutmuş olan kimi folklorik belirgin özgün tarzlar vardır.Örneğin bunlardan en çarpıcı olanı Tanrıça Kuababa'nın başına giydiği Kummu'dur.Bu o kadar belirgindir ve neredeyse hiç değişmeden gelmiştir ki sanki dün sanırsınız..ve Kuababa'nın başındaki 'kummu' sanki onun başından indirilip giyilmişçesine benzerdir,fakat tabii ki hiçbir Kavi kadın yada erkek bunun farkında bile değildir.
Bu ancak tarih ve folklor araştırmacılarının çözümleyebilecekleri bir konudur..Zihnini satmamış ve tutarlı bir bilimsel kişiliği içselleştirip geliştirmiş bir araştırmacının gerçekten gerçekten bu alanda önemli çalışmalar yapabileceğini düşünüyorum.
Bilindiği üzere Asurlular Kommagene halkına ve ülkesine Kummuhu diyorlardı.Bu isim de, bu 'kummu' ile ilişkilidir.
Aduyaman'da (Semsur) büyüklerimizin bize adını Kavmir olarak anlattıkları,fakat ara ara Kommir ve Komamir dedikleri bir belde vardır.
Bu belde Adıyaman'ın en sarp arazisinin başlangıç noktasına kuruludur.Buradan ilerlediğinizde oldukça derin ve dar bir vadiyi izleyerek keskin dağlık bir bölgeye ulaşırsınız.Adıyaman'ın genelde düzlük arazisi ile tam bir tezat içindedir bu bölge..
Vadiyi izleyerek yol alır ve vadinin sonuna doğru Kozan'dan sonra,ot bitmez kayalıkların üzerine adeta monte edilmiş gibi duran Male Şekır'dan geçtikten hemen sonra küçük bir köye varırsınız.
Bugünün resmi kayıtlarında köyün adı Yedioluk olarak geçmektedir.İlginçtir ve nedendir bilinmez ama bu köy belki de hem Osmanlı hem de T.C. döneminde adı sürekli değiştirlen bir köy olması nedeniyle ayrıca dikkat çekicidir.Köyün yaşayanları bunu bilmezler ama araştıranların gözünden bu kaçmaz ve kaçmamıştır da..Bu köyün adı resmi olarak her 20 yılda bir değiştirilmiştir.Zira benim çocukluk nüfus cüzdanımda ve babamın cüzdanında köyün adı bugün Türkçe Yedioluk yerine,tamamen Kürtçe bir isim olan 'Şeyhemir' olarak geçiyordu.Ondan önceki dönem Osmanlı kayıtlarında ise Şehyemir ve Yedioluk ismiyle tam bir tezat içinde yarı Türkçe-yarı Kürdçe 'Heftoluk' denmiş..
Köye bu isimlerin verilmesinin iyi ve doğru gerekçeleri var elbette ama neden 20 yılda bir değiştirldi onu anlamakta insan zorlanıyor.
Biz köylüler ise köyümüze 'Şaxmir' veya Şexmir'deriz..Şaxmiran yada Şexmiran da denir.tamamen Kürdçenin kullanımından kaynaklı söylemlerdir;ikisi de aynıdır.
İşte bu köy Kav (veya Kaw,Kawa,Kuaba,Koma) aşiretinin orijin köyüdür.Bahsi geçen vadi ve çevresel bölgesindeki bütün köyler buradan;Şaxmirden,bir babadan ayrılarak çoğalmış insanlar tarafından kurulmuş köylerdir,hepsi birbirlerine yakın kan bağıyla bağlıdır.Bundan 20-30 yıl öncesine kadar bellibaşlı ailelerin yaşlı fertleri;40-50 köyün bütün ailelerinin birbirleri ile olan kan bağlarını ve ayrılma süreçlerini sanki dün olmuşçasına anlatır, aktarırlardı.
Kav aşiretinin uzak geçmiş orijini ise bugün adı oldukça anlamsız tarzda değiştirilerek Kömür denilen Komamir yada Kavmir kaynaklıdır.Kavilerin Miridir,yada mirliğidir bu zat veya bölge.Şaxmir'in buradan kalkıp şimdiki yerine yerleşmiş olduğu kuvvetle muhtemeldir ve öyle anlatılırdı..
Aşiret kesinlikle çok içe kapanık bir yapıya sahiptir.Bunun elbetteki tarihsel arkaplanı mutlaka vardır, olsa gerektir.Yüzyıllar,belkide binyıllar boyunca sığındıkları coğrafyadan da kaynaklı olarak içe kapanmışlardır.Bunun nedenleri ayrıca inceleme konusu yapılabilir.
Kav aşireti tamamen Kızılbaş ve Kürd orijinlidir.Kökleri Adıyaman'ın antik dönemlerine kadar inen ve bu yönüyle antik anadolu uygarlıklarından geriye kalan ve günümüz ile canlı bağı olan belki de tek topluluktur.
Kavilerin antik Kuababa tanrıça kültünden gelen bir halk olduğunun iddia ediyorum. Bu iddia tamamen bana aittir..Etimolojik yordamlarla ulaştığım bireysel sonuçlardır.
İslamiyetten sonra, İslamdaki Abuzer el Gaffari çizgisini içselliştiren ve o çizgiyle birleşen bir Kızılbaşlık kültürü gelişmiştir.Bütün sessizlikleri ve içe kapanmışlıklarına rağmen;İnançları konusunda çok inatçı, taviz vermez ve yiğit bir tavrın sahibi olagelmişlerdir.
Giyim-kuşam ve folklorik özellikleri bakımından en yakın çevre bölge insanlarından bile hemen ayırdedilebilir tamamen kendine özgü,anadoluda hiçbiryerde olmayan özellikleri vardır.
Kadınlarımızın yaşlı olanlarının,ninelerimizin ve analarımızın giysilerinde, son dönemlerde iyice terkedilmeye yüz tutmuş olan kimi folklorik belirgin özgün tarzlar vardır.Örneğin bunlardan en çarpıcı olanı Tanrıça Kuababa'nın başına giydiği Kummu'dur.Bu o kadar belirgindir ve neredeyse hiç değişmeden gelmiştir ki sanki dün sanırsınız..ve Kuababa'nın başındaki 'kummu' sanki onun başından indirilip giyilmişçesine benzerdir,fakat tabii ki hiçbir Kavi kadın yada erkek bunun farkında bile değildir.
Bu ancak tarih ve folklor araştırmacılarının çözümleyebilecekleri bir konudur..Zihnini satmamış ve tutarlı bir bilimsel kişiliği içselleştirip geliştirmiş bir araştırmacının gerçekten gerçekten bu alanda önemli çalışmalar yapabileceğini düşünüyorum.
Bilindiği üzere Asurlular Kommagene halkına ve ülkesine Kummuhu diyorlardı.Bu isim de, bu 'kummu' ile ilişkilidir.