Her ülke Fizikçisiyle aynı kaderi paylaşır!
Toplumda fizik mezunlarının illa öğretmen olacağı algısı fizikçilerin kamu ve özelde iş bulma şansını neredeyse tamamen tüketmektedir. Hatta yeni mezun bir fizikçi, öğretmenlik yada mühendislik formasyonuna sahip olamadığı için vasıfız bir eleman olarak nitelendirilip, dipsiz kör bir kuyuya atılırcasına ya formasyon alma sürecine itilerek yada aldığı eğitime uygun olmayan hak etmediği bir pozisyonda çalıştırılarak, iş hayatına en az 2 sıfır yenik başlamaktadır.
Ülke genelinde büyük bir istihdam problemi olan bu durum, nitelikli insan kaynakları başta olmak üzere ülkenin sanayi-enerji-bilişim gibi alanlardaki ekonomi kaynaklarını da bilimselliğin dışına iterek global sermaye odaklı politikalarla beraber heba etmektedir. Oysa aleyhine düzenlemeler içermesine rağmen 657 devlet memurları kanunun teknik hizmetler sınıfında yer alan bir fizikçi, aldığı eğitim gereği sanayi-bilişim-enerji vb. gibi bir çok sektörde ve tüm ar-ge birimlerinde çalışabilecek kapasite ve donanımdadır.
Bu bağlamda fizikçiler bu gibi formlarda puan yarıştırmayı en sona bırakıp önce Anayasanın 19.09.200 2000/27-24 kararı doğrultusunda unvanlarının hakkını aramalı ve hakları doğrultusunca 657 de yeni düzenlemelerin yapılmasını sağlamalıdırlar; Ayrıca Türk fizik derneği, üniversitelerin fizik bölümleri ve fmo başta olmak üzere; birlik ve beraberliği savunan, global sermaye ile değil de milli kaynaklarla kalkınmanın gerektiği bilincinde olan, akılcılık ve bilimsellik ilkesini özümsemiş tüm kurum ve kuruluşlarla sivil toplum örgütlerinin de bu konuda bir araya gelerek, ülkenin kaderini karanlığa sürükleyenlere dur demelidirler.
Ekonomi-enerji-sanayi ve teknolojiyle iç içe olan İktidar kanadına bağlı tüm kurum ve kuruluşlar başta olmak üzere; devlet personel planlama teşkilatı, yök ve işkur un bilimsellik ve evrensellik dışı tüm tutum ve politikalarına artık son verilmeli ülkenin kaderi geri dönüşü olmayan karanlık kör kuyulara terk edilmemelidir.
Her ülke Fizikçisiyle aynı kaderi paylaşır!
Toplumda fizik mezunlarının illa öğretmen olacağı algısı fizikçilerin kamu ve özelde iş bulma şansını neredeyse tamamen tüketmektedir. Hatta yeni mezun bir fizikçi, öğretmenlik yada mühendislik formasyonuna sahip olamadığı için vasıfız bir eleman olarak nitelendirilip, dipsiz kör bir kuyuya atılırcasına ya formasyon alma sürecine itilerek yada aldığı eğitime uygun olmayan hak etmediği bir pozisyonda çalıştırılarak, iş hayatına en az 2 sıfır yenik başlamaktadır.
Ülke genelinde büyük bir istihdam problemi olan bu durum, nitelikli insan kaynakları başta olmak üzere ülkenin sanayi-enerji-bilişim gibi alanlardaki ekonomi kaynaklarını da bilimselliğin dışına iterek global sermaye odaklı politikalarla beraber heba etmektedir. Oysa aleyhine düzenlemeler içermesine rağmen 657 devlet memurları kanunun teknik hizmetler sınıfında yer alan bir fizikçi, aldığı eğitim gereği sanayi-bilişim-enerji vb. gibi bir çok sektörde ve tüm ar-ge birimlerinde çalışabilecek kapasite ve donanımdadır.
Bu bağlamda fizikçiler bu gibi formlarda puan yarıştırmayı en sona bırakıp önce Anayasanın 19.09.200 2000/27-24 kararı doğrultusunda unvanlarının hakkını aramalı ve hakları doğrultusunca 657 de yeni düzenlemelerin yapılmasını sağlamalıdırlar; Ayrıca Türk fizik derneği, üniversitelerin fizik bölümleri ve fmo başta olmak üzere; birlik ve beraberliği savunan, global sermaye ile değil de milli kaynaklarla kalkınmanın gerektiği bilincinde olan, akılcılık ve bilimsellik ilkesini özümsemiş tüm kurum ve kuruluşlarla sivil toplum örgütlerinin de bu konuda bir araya gelerek, ülkenin kaderini karanlığa sürükleyenlere dur demelidirler.
Ekonomi-enerji-sanayi ve teknolojiyle iç içe olan İktidar kanadına bağlı tüm kurum ve kuruluşlar başta olmak üzere; devlet personel planlama teşkilatı, yök ve işkur un bilimsellik ve evrensellik dışı tüm tutum ve politikalarına artık son verilmeli ülkenin kaderi geri dönüşü olmayan karanlık kör kuyulara terk edilmemelidir.