Editörler : F16 Gökçen
11 Temmuz 2014 12:58

Her Güne Bir Fıkra

Tilkinin orucu

Tilki ormanda gezerken bir ağacın dalında asılı bir geyik budu görür.
Açtır, ama şüphelenir; çevreyi kontrol etmeye başlar ve bir tuzakla karşı karşıya olduğunu anlar. Geyik budu iple bombaya bağlıdır. Uzağa gider ve başını kollarının üzerine koyarak yatar. Biraz sonra kurt gelir, budu görür ve tabii ki tilkiyi de görür.
Ona sorar:
- Ne yapıyorsun dostum?
- Hiç... yatıyorum.
- Burada bir but var.
- Evet var.
- Neden yemedin?
- Ben bugün oruçluyum.
- Ben yiyeyim o zaman.
- Buyur afiyet olsun!
Kurt, geyik buduna uzanır uzanmaz bir patlama... ortalık toz duman! Kurt yaralı, hareketsiz 10 metre uzakta perişan halde yatarken, tilki sükûnet içinde budu yemeye başlar. Bunu gören kurt, "Şerefsiz tilki, hani oruçluydun" diye sorar. Tilki pişkin pişkin cevap verir: "Biraz önce top patladı duymadın mı?"


**GAYE**
Müsteşar
11 Temmuz 2014 15:00

Güzel düşünmüşsün sevgili sbengisu42, eline sağlık.

Güzel fıkra, tilki yine tilkiliğini göstermiş...


sbengisu42
Müsteşar
11 Temmuz 2014 15:32

editem yarım saat güldüm bunu okuyunca çok komik değil mi? :))


sbengisu42
Müsteşar
12 Temmuz 2014 01:09

Tekrar deneyin

Temel ile Dursun promosyonlu meşrubat alırlar. Meşrubatı açan Temel hemen kapağa bakar: - "Tekrar deneyin." Kapağı kapatıp yeniden açar ve okur: - "Tekrar deneyin." ... ... ... En sonunda sinirlenen Temel: - "Ula Tursun. Ha punlar pizi kandıriy! İki saattir deneyrum hala pi şey çıkmadi


sbengisu42
Müsteşar
13 Temmuz 2014 14:55

İki avcı ormanda birlikte yürüyorlarmış. Avcılardan biri bir anda yere yığılmış. Arkadaşı yere yığılan avcının nefes almadığını ve nabzının atmadığını görünce panik yapmış ve hemen 112 Acil Servisi aramış.

- ?Arkadaşım öldü, ne yapabilirim?? diye sormuş. Acil serviste telefonu açan bayan cevap vermiş.
- ?Beyefendi, öncelikle panik yapmayın. İlk olarak arkadaşınızın öldüğünden emin olmamız gerekiyor? demiş. Bayan bunu söyledikten sonra telefonda kısa bir sessizlik olmuş. Hemen ardından bir el tüfek sesi gelmiş. Adam tekrar konuşmaya başlamış :
- ?Evet, artık arkadaşımın öldüğünden kesin olarak eminim. Şimdi ne yapmalıyım? :)


sbengisu42
Müsteşar
14 Temmuz 2014 00:18

Kanuni Sultan Süleyman,sarayın bahçesindeki armut ağaçlarını kurutan karıncaların öldürülmesi için Şeyhulislam Ebussuud Efendi?den şu beyitle fetva istemiş:
-Dırahta ger ziyan etse karınca
Zararı var mıdır ânı kırınca
(Yani ürünlere zarar veren karıncaları öldürmekte şer?an zarar var mıdır?)
Ebussuud Efendi,bir beyitle cevap vermiş:
-Yarın Hakk?ın divanına varınca
Süleyman?dan hakkın alır karınca


sbengisu42
Müsteşar
15 Temmuz 2014 09:56

Onu Da Sen Bul

Çok soğuk bir kış günü padişah, tebdil-i kıyafet gezmeye karar vermiş.Yanına baş...vezirini alıp yola çıkmış. Bir dere kenarında çalışan yaşlı bir adam görmüşler. Adam elindeki derileri suya sokup, döverek tabaklıyormuş.
Padişah, ihtiyarı selamlamış:
"Selamunaleykum ey pir'i fani..."
"Aleykumselam ey serdar'i cihan..."
Padişah sormuş:
"Altılarda ne yaptın?"
"Altıya altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor..." Padişah gene sormuş:
"Geceleri kalkmadın mı?"
"Kalktık... Lakin, ellere yaradı..."
Padişah gülmüş:
"Bir kaz göndersem yolar mısın?"
"Hem de ciyaklatmadan..."
Padişahla baş vezir adamın yanından ayrılıp yola koyulmuşlar. Padişah baş vezire dönmüş:
"Ne konuştuğumuzu anladın mı?"
"Hayır padişahım..."
Padişah sinirlenmiş:
"Bu akşama kadar ne konuştuğumuzu anlamazsan kelleni alırım."
Korkuya kapılan başvezir, padişahı saraya bıraktıktan sonra telaşla dere kenarına dönmüş. Bakmış adam hala orada çalışıyor.
"Ne konuştunuz siz padişahla..."
Adam, başveziri şöyle bir süzmüş:
"Kusura bakma. Bedava söyleyemem. Ver bir yüz altın söyleyeyim."
Baş vezir, yüz altın vermiş.
"Sen padişahı, serdar-ı cihan, diye selamladın. Nereden anladın padişah olduğunu."
"Ben dericiyim. Onun sırtındaki kürkü padişahtan başkası giyemezdi."
Vezir kafasını kaşımış.
"Peki, altılara altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor ne demek?..."
Adam, bu soruya cevap vermek için de bir yüz altın daha almış.
"Padişah, altı aylık yaz döneminde çalışmadın mı ki, kış günü çalışıyorsun, diye sordu. Ben de, yalnızca altı ay yaz değil, altı ay da kış çalışmazsak, yemek bulamıyoruz dedim."
Vezir bir soru daha sormuş...
"Geceleri kalkmadın mı ne demek?"
Adam bir yüz altın daha almış.
"Çocukların yok mu diye sordu. Var, ama hepsi kız. Evlendiler, başkasına yaradılar, dedim..."
Vezir gene kafasını sallamış.
"Bir de kaz gönderirsem dedi, o ne demek..."
Adam gülmüş.
"Onu da sen bul..." :)


sbengisu42
Müsteşar
16 Temmuz 2014 12:13

Azrail Gönderdin

Bektaşi yoksulluktan bıkmış, ellerini açıp dua etmiş:
?Allah?ım, şu canımı al da kurtar beni bu sefil dünyadan.?
O sırada yanından geçtiği binanın duvarları yıkılmış. Bektaşi canını zor kurtarmış, ellerini havaya kaldırmış:
?Allah?ım kırk yıldan beri ?bana biraz dünyalık ver? diye sana dua ettim, beni dinlemedin. Şimdi hemen Azrail gönderdin...


sbengisu42
Müsteşar
17 Temmuz 2014 10:41

Üç Amerikan askeri Iraklı bir amcanın bakkalına girerler alış veriş yaparken
'kahrolsun Amerika'diye ses duyarlar. Etrafa bakınırlar ve sesin bir
papağandan geldiğini görürler.
Bunun uzerine Iraklı bakkal amcaya 'bu papağanı buradan yok et yarın
geldiğimizde görürsek seni mahvederiz'derler.
Askerler gittikten sonra bakkal amca kara kara düşünmeye başlar çünkü
papağan kuşunu çok sevmektedir. Derken aklına cami imamlarının papağanı
gelir. Hemen imamın yanına koşar başından geçenleri anlatır ve 'Hocam eğer
sakıncası yoksa papağanları değişelim'der Hoca kabul eder ve değişim
gerçekleşir. Ertesi gün işgalci Amerikan askerleri gelir, papağanı görürler
ve kızarak :'biz sana bunu yok edeceksin demedikmi? '
Amca bu papağan o değil desede inandıramaz.
Sivri zekalı askerin biri ben şimdi anlarım bunun dünkü papağan olup
olmadığını der ve papağanın tekrarlamasını umarak bağırır:
'Kahrosun Amerika!!
ses çıkmyınca bakkal amca dahil hep birlikte bağırmalarını söyler:
-Kahrolsun Amerika!
(ses yok)
-Kahrolsun Amerika!
(ses yok)
-Kahrolsun Amerika!
papağan dile gelir
-Amin evlatlarım.....)))


sbengisu42
Müsteşar
18 Temmuz 2014 11:17

Bir eşek bir öküz

İki softa, ramazanda bedava yiyip içeriz diye bir Bektaşi köyüne misafir olurlar. Hoşbeşten sonra, içlerinden biri tuvalete gider. Bektaşi, bu softaları kontrol etmek için odada kalana sorar:

- Senin arkadaşın nasıl bir adam? Bilgisi var mı, yok mu?"

O da kendini üstün göstermek için

-Bırak şunu, eşeğin tekidir", cevabını verir.
Biraz sonra öteki softaya da aynı soruyu sorar:

? Senin arkadaşın nasıl bir adam? Bilgisi var mı, yok mu?

Bu softa da öteki gibi

"Bırak şunu, öküzden farkı yoktur", cevabını verir.

Akşam olunca iftar sofrası kurulur. Fakat tepsinin üzerinde arpa ile samandan başka bir şey göremeyen softalar hayretle sorarlar:

? Bunlar ne erenler?

Bektaşi gülerek cevap verir:

? Biriniz eşek, ötekiniz öküz. Sizin için bunlardan daha iyi azık olur mu?"


sbengisu42
Müsteşar
20 Temmuz 2014 18:42

Kedi Yolu Tarif Etsin

Adam, karısının kedisinden nefret etmektedir. Kadın evde yokken arabaya attığı gibi uzak bir mahalleye bırakır hayvanı... Eve geri gelir bakar bizimki kanepenin üzerinde mışıl mışıl uyuyor... Ertesi hafta daha uzağa bırakır... Geri gelir Bizimki gene kanepenin üzerinde!.. Bir hafta sonra daha da uzağa bırakır, geri gelir, gene evde!... En sonunda alır hayvanı gider, gider, gider... Akşam evin telefonu çalar.. Karısı telefonu açar. Karısına kocası; "Alo? Necla kedi evde mi?" "Evdeee.." Versene o şerefsizi bana yolu tarif etsin.."


sbengisu42
Müsteşar
21 Temmuz 2014 12:28

Kayseri'linin biri, Amerikada bir hemsehrisiyle karşılaşır.

Biraz sohbetten sonra hemşehrisi sorar:

-Ne iş yapıyorsun burda?

-Geldigimden beri aynı fabrikada calışıyorum?

Arkadaşı hiddetle :

-Ne biçim Kayseri'lisin sen? Onca zamandır calış da,

calıştığın fabrikanın sahibi olma!..

-Olamam ya!

-Neden?

-Fabrikanın sahibide Kayseri'li de ondan


sbengisu42
Müsteşar
24 Temmuz 2014 12:50

ORASINI ALLAH BİLİR


Şarap yapmak yasaklanmış; sıkı bir kontrolle, şarap yapan yakalandığında kellesi vuruluyordu.
Bağ bozumu vakti geldiğinde, Bektaşi üzümlerin suyunu küplere doldurdu. Durumdan haberdar olan hükümdar, Bektaşinin küpleri başına geldiğinde, hiddetle sordu:
-Üzüm suyu küplere ne için dolduruldu?
Bektaşi, yakalanmışlığının telaşı ile cevap verir:
-Dolduruyorum ki, orada sirke olsun.
Hükümdar, biraz yumuşayarak yeniden sordu:
-Sirke dersin ama, ya şarap olursa!
Hükümdarın yumuşadığını gören Bektaşi:
-Orasını Allah bilir, dedi.


sbengisu42
Müsteşar
06 Ağustos 2014 21:17

Anam Babam

Yüzbaşının çok sevdiği ve güvendiği Onbaşı Mehmet`in cezalandırdığı er, yüzbaşının karşısında :
-Komutanım benim bir şikayatim var.
-Söyle.
-Mehmet onbaşı beni döğdi.
-Git, ben onun cezasını veririm.
-Ama yüzbaşım; hem döğdi , hem söğdi.
-Anladım, git cezasını veririm.
-Anama babama laf etti.
-Git cezasını veririz dedik ya.
-Benim anam da yohtur, babam da yohtur.
-Allah rahmet eylesin.Benim de öyle.Sen git anladım.
-Ama yüzbaşım, Mehmet onbaşı benim anama da laf etti , babama da laf etti.Anam da yohtur, babam da yohtur.Anam da sensin, babam da sensin.
Yüzbaşı :
-Derhal koş; çağır Mehmet Onbaşı`yı buraya! dedi.


sbengisu42
Müsteşar
11 Ağustos 2014 15:55

Zeybek

Temel, İzmir?e gitmiş. Oradaki akrabası ile dolaşırken, bir de bakmışlar ki,birkaç efe zeybek oynuyor. Kendilerine has ağır figürlerle kol vurup diz büken efeleri seyrediyorlarken, İzmirli akraba Temel?e sormuş: Temel ne kadar güzel oynuyorlar değil mi?

Temel dudak bükmüş ve demiş ki.

O kadar düşündükten sonra, ben de böyle oynarım. :)


**Göksu*
Kapalı
04 Eylül 2014 19:11

Kadının evinde cam kırılmıştı. Camcıyı aradı ve sipariş verdi.
Yarım saat sonra zil çaldı. Kadın megafondan seslendi:
- Kim o?
- Camcı bea..
Kadın kapıyı açtı ve camın takılacağı yeri gösterdi. Beş dakika sonra yine zil çaldı.
- Kim o?
- Camcı bea..
- Yanlışlık var. Az önce bir camcı gelmişti.
- Düştük bea... :-))


sbengisu42
Müsteşar
04 Eylül 2014 19:13

editem katılımını bekliyorum :)


**GAYE**
Müsteşar
05 Eylül 2014 08:14

Peki sbengisu'm.

////

Trabzon' da köyün birinden bir taksi şoförü geçerken tavuğun birini ezmiştir.

Dürüst adammış vesselam...

Hemen arabasını çeker kenara, köye doğru yürürken bir köylüye rastlar ve olayı anlatır. Tavuğun sahibine parasını ödemek istediğini söyler. Şöyle bakar köylü:

- Ha bunu pilse pilse bizum köyin muhtarı Temel pilur.

Adam mutarlığın yolunu tutar. Temel' e tavuğu gösterir:

- Bunun sahibi kimse parasını ödeyeceğim, tanıyor musunuz?

Temel şöyle bir bakar ve cevabı veriri:

- Ha pu pizum köyin değildur, pizum köyde yassi tavuk yoktir.

sbengisu42, 10 yıl önce

editem katılımını bekliyorum :)


blackrose79
Aday Memur
26 Ekim 2014 22:52

herkese teşekkürler :) :)


sınıf4423
Memur
12 Ocak 2015 11:03

Dünyanın en kısa fıkrası. İki kadın sessizce oturuyormuş :)


**GAYE**
Müsteşar
04 Şubat 2015 13:19

Arabasının tekeri inen adam, civataları çıkarırken, dördünü de yan tarafındaki mazgala düşürür... Kahırla söylenirken, biri yukarıdan, bir binanın bir katından seslenir:

"Ne kahrediyorsun, diğer tekerlerden birer civata al, onları tak ve yoluna devam et.

"Adam, binanın akıl hastanesi olduğunu fark edince hayretle sorar:

" Dostum, senin gibi birinin ne işi var orada?"

Yukarıdaki cevap verir:

" Ben gerizekalı olduğum için değil, deli olduğum için buradayım."

Toplam 32 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi