Kainatın Yaratılması Hakkında
Materyalist ve ateistlerin şöyle bir iddiası vardır:
"Şu kainat yoktan icad edilmeyip, atomların bir araya gelmesinden oluşmuştur. Atomlar da ezelidir." diyerek yaratma fiilini inkar, ardından da Yaratıcıyı inkar fikrini ileri sürmektedirler.
Halbuki, bir eser;
ister hiçten-yoktan bir anda yapılsın,
isterse atomlardan kademeli olarak yapılsın, iki halde de onun mutlaka bir yapıcısı, yaratıcısı olacaktır. Hiçbir sanat, sanatkarsız, hiçbir mektup katipsiz ortaya çıkamaz. O halde şu kainat ve içindekilerde ne tarzda ortaya çıkarsa çıksın, ustasını ve sanatkarını apaçık gösterir.Yani Allah'ın varlığına, birliğine, sonsuz sıfatlarına, büyüklüğüne işaret eder.
Allahın iki tarzda yaratması vardır.
1- Yoktan- hiçten icad (ibda ve ihtira)
Yani kainatı meydana getiren unsurları atomları hiçten yoktan icadıdır.
2- İnşa
Yani, atomların birleştirilmesi ile mahlukatın icadıdır.
Allah'ın ibda ve inşa icadı her an ve zaman devam etmektedir. Mesela ortaya çıkan bir canlı, atomlardan oluşmaktadır, fakat o canlı dünyada hiçbir şeye benzememesi ile, yani tek olması ile, kendine mahsus özellikleri, şekli, kabiliyetleri ile yoktan sıfırdan yaratılan bir canlı olmaktadır. Artık ona "atom yığını" denilmemektedir.
Allahın sonsuz kudretine nisbeten, bir çiçekle bir baharın yaratılması, bir baharla cennetin yaratılması aynıdır. Fark yoktur. Elbette Onun kudretine ibda ve inşa suretinde yaratma arasında da fark yoktur, aynı kolaylıkla yaratabilir.
Gözümüzle gördüğümüz, koca yıldızları, atomlar gibi kolay döndürüp, çevirmesi, kudretinin va azametinin büyüklüğünü gösterir.
O Allah, gökleri ve yeri yoktan var edendir.(Enam 101. ayet)
Artık "bing bang" teorisiyle, bu hakikat, gün gibi ortaya çıkmış, kainatın bir başlangıcı olduğu ve yoktan var edildiği ve kainatın sabit değil, değişken ve genişleyen bir yapıda olduğu ilmende ispatlanmıştır . Yani atomların ezeli olmadığı, kainatın bir başlangıcının olduğu ve yoktan bir anda meydana gelmeye başladığını ilim-bilim söylemektedir. Bu da madde ve zamanın dışında bir varlığın(Yaratıcının), sonsuz kudreti ile yaratma işlemini başlatmış olduğunu göstermektedir.
Zaten yukarıda ilk paragrafta dediğimiz gibi fark etmez ister yoktan- ister atomlardan, iki halde de bir Yaratıcı bulunmalıdır.
Neticede bu teori bile olmasa: Allah sonsuz kudret ve ilmi ve iradesi ile yoktan(hiçten-sebepsiz- aracısız) bütün atomları(atom altı zerrecikleri) yaratmış ve atomlardan da yeni yeni sayısız yıldızlar, gezegenler, hayvanlar, bitkiler yaratmıştır. Ve her baharda da yaratmaya devam etmektedir. Allahüekber kelimesinin ne kadar yerinde olduğunu anlayınız.
Bu olayları ve yaratmaları, gözümüzle görüyoruz, kimse inkar edemez;
Atomlara ve dönüşlerine mi vereceğiz ?
Kör sağır tabiat kanunlarına mı vereceğiz?
Serseri tesadüfle mi açıklayacağız?
Kendi kendine mi oluyor diyeceğiz?
Maalesef bunlar Allahı kabul etmeyince, maddeye, tabiata, kuvvetlere ezeliyet ve ilahlık vermek zorunda kalmışlardır.
Ezeli ve ebedi olan, sonsuz ilim, kudret, irade sahibi olan Cenab-ı Hak, neden tabiatı, maddeyi kendine ortak-eş yapsın ki....
Vesselam....
Kainatın Yaratılması Hakkında
Materyalist ve ateistlerin şöyle bir iddiası vardır:
"Şu kainat yoktan icad edilmeyip, atomların bir araya gelmesinden oluşmuştur. Atomlar da ezelidir." diyerek yaratma fiilini inkar, ardından da Yaratıcıyı inkar fikrini ileri sürmektedirler.
Halbuki, bir eser;
ister hiçten-yoktan bir anda yapılsın,
isterse atomlardan kademeli olarak yapılsın, iki halde de onun mutlaka bir yapıcısı, yaratıcısı olacaktır. Hiçbir sanat, sanatkarsız, hiçbir mektup katipsiz ortaya çıkamaz. O halde şu kainat ve içindekilerde ne tarzda ortaya çıkarsa çıksın, ustasını ve sanatkarını apaçık gösterir.Yani Allah'ın varlığına, birliğine, sonsuz sıfatlarına, büyüklüğüne işaret eder.
Allahın iki tarzda yaratması vardır.
1- Yoktan- hiçten icad (ibda ve ihtira)
Yani kainatı meydana getiren unsurları atomları hiçten yoktan icadıdır.
2- İnşa
Yani, atomların birleştirilmesi ile mahlukatın icadıdır.
Allah'ın ibda ve inşa icadı her an ve zaman devam etmektedir. Mesela ortaya çıkan bir canlı, atomlardan oluşmaktadır, fakat o canlı dünyada hiçbir şeye benzememesi ile, yani tek olması ile, kendine mahsus özellikleri, şekli, kabiliyetleri ile yoktan sıfırdan yaratılan bir canlı olmaktadır. Artık ona "atom yığını" denilmemektedir.
Allahın sonsuz kudretine nisbeten, bir çiçekle bir baharın yaratılması, bir baharla cennetin yaratılması aynıdır. Fark yoktur. Elbette Onun kudretine ibda ve inşa suretinde yaratma arasında da fark yoktur, aynı kolaylıkla yaratabilir.
Gözümüzle gördüğümüz, koca yıldızları, atomlar gibi kolay döndürüp, çevirmesi, kudretinin va azametinin büyüklüğünü gösterir.
O Allah, gökleri ve yeri yoktan var edendir.(Enam 101. ayet)
Artık "bing bang" teorisiyle, bu hakikat, gün gibi ortaya çıkmış, kainatın bir başlangıcı olduğu ve yoktan var edildiği ve kainatın sabit değil, değişken ve genişleyen bir yapıda olduğu ilmende ispatlanmıştır . Yani atomların ezeli olmadığı, kainatın bir başlangıcının olduğu ve yoktan bir anda meydana gelmeye başladığını ilim-bilim söylemektedir. Bu da madde ve zamanın dışında bir varlığın(Yaratıcının), sonsuz kudreti ile yaratma işlemini başlatmış olduğunu göstermektedir.
Zaten yukarıda ilk paragrafta dediğimiz gibi fark etmez ister yoktan- ister atomlardan, iki halde de bir Yaratıcı bulunmalıdır.
Neticede bu teori bile olmasa: Allah sonsuz kudret ve ilmi ve iradesi ile yoktan(hiçten-sebepsiz- aracısız) bütün atomları(atom altı zerrecikleri) yaratmış ve atomlardan da yeni yeni sayısız yıldızlar, gezegenler, hayvanlar, bitkiler yaratmıştır. Ve her baharda da yaratmaya devam etmektedir. Allahüekber kelimesinin ne kadar yerinde olduğunu anlayınız.
Bu olayları ve yaratmaları, gözümüzle görüyoruz, kimse inkar edemez;
Atomlara ve dönüşlerine mi vereceğiz ?
Kör sağır tabiat kanunlarına mı vereceğiz?
Serseri tesadüfle mi açıklayacağız?
Kendi kendine mi oluyor diyeceğiz?
Maalesef bunlar Allahı kabul etmeyince, maddeye, tabiata, kuvvetlere ezeliyet ve ilahlık vermek zorunda kalmışlardır.
Ezeli ve ebedi olan, sonsuz ilim, kudret, irade sahibi olan Cenab-ı Hak, neden tabiatı, maddeyi kendine ortak-eş yapsın ki....
Vesselam....