Ambulanslara tek vasfı şoförlük olan personel neden alınır ?
Alınan bu sürücüler neden taşeron işçi olur ?
Onca yol kat etmişken, 2004 öncesi sisteme neden yeniden dönüş yapılır ?
Aklımın almadığı gibi vicdanımın da kabul etmediği sorular bunlar!
Üç sağlık çalışanından oluşan ambulans ekibinin bir üyesini ??şoför?? olmasını sağlayarak ekibi 2 kişiye düşüren e haliyle de sağlık ekibinin bir üyesini oyun dışı bırakan bu uygulamaya neden, yaşanan ambulans kazaları mı dır? Ne söylesem kişisel fikrim olacak demi (oysa 10 yıllık bir meslek deneyimim var) öyleyse bilimsel veriler ışığında ayakları yere basar konuşalım. Ege Üniversitesi Öğr. Grv.?lisi sayın Dr.Ali EKŞİ?nin 2009-2013 yılları arasında Ambulans Kazalarına yönelik yapmış olduğu çalışmadan bir kaç veri paylaşayım sizlerle.
2009-2013 bu 5 yıllık sürede ;
Ambulans Kaza Sayısı %42,5 artış göstermiş
Ama Ülke genelinde toplam istasyon sayısı da artmış % 57,3
Dikkat çekilmesi gereken esas nokta 2009 da toplam vaka sayısı 1.869.277?ken, 2013 yılında 3.980.464?e ulaşmış. Yani vaka çıkış sayısında beş yılda %112,9 oranında bir artış meydana gelmiştir!!!
Bu artışları göz önüne almadan oransal değişimleri değerlendirmeden sorunu sadece sayılar üzerinden değerlendirirsek elbette yanlış kanı ve yanlış çözümlere ulaşırız
Bu çalışmadan çıkan sonuç ne, biliyor musunuz;
Türkiye?de son yıllarda ambulans kazaları sayısal olarak artmıştır. Ancak son yıllardaki hizmet alanında ki büyüme dikkate alındığında, bu kaza artışı tek başına anlam ifade etmemektedir. Ambulansları, tek vasfı araç kullanmak olan ambulans sürücüleri yerine ATT?lerin kullanmasının; son yıllarda ambulans kullanan bayan ATT görevli sayısının artmasının; ambulansları daha genç ve kimilerine göre deneyimsiz personelin kullanmaya başlamasının genel anlamda ambulans kazalarına anlamlı bir etkisi bulunmadığı ortaya çıkmıştır!
Biz ambulans çalışanlarının karşılaştığı en önemli mesleki risklerden biri elbette ambulans kazaları ve kaza sonucu zarar görmemiz.
Oysa;
-Ambulans olarak üretilmeyen bu araçların güvenli olmayan en zayıf yerinin hasta kabini olmasının hiç bir etkisi yok demi, zarar görmemize...
-Her ciddi kazada, yerinden savrulan top mermisi etkisi yaratan oksijen tüplerinin de hiç bir etkisi yok...
-Sabitlenmeyen hiç bir ekipmanın, lastikler ile tutturulan sedyelerin, orta yerde serbest dolaşan çanta taşınır tüp, avadanlık, vs ekipmanlarında... bir etkisi yok
-Ya bitmek bilmeyen sevklere ne demeli; ilçelerden ile, illerden diğer illere yüzlerce km sevk! Çoğu perifer ve ilçe devlet hastanelerinin birinci basamak sağlık hizmeti gibi çalıştığı, bırakın hasta takibini hastayı ambulans sedyesinden dahi indirmeden sevk etmeye çalışmasının dolayısıyla ekibi yoran ve sürücüyü kazaya iten bu dolu dizgin sevklerinde emin olun bir etkisi yok (şoförlü sistem demek aracı yanlızca bir kişi kullanacak demek!!! )
-Yada yüzdelere sığmayan, her yıl inanılmaz artış gösteren ama büyük bir çoğunluğu acil dahi olmayan ekip üyelerini kısa sürede mesleki tükenmişliğe iten vakalarında etkisi yok bu kazalara...
Tek suçlu; ambulans kullanan ATT arkadaşlarımızı hatta ve hatta Bayan ATT arkadaşlarımızı görmüşüz ki çözümü şoför almakta bulmuşuz.
Taşerona gelince diyecek tek sözüm var, günümüzün modern köleliğidir taşeron işçi... Devletin aradan çekilip parayı yüklenici firmanın kazandığı bir sistemdir taşeron sistem. Alınan her taşeron işçide de ümitsiz bir umut, olurda bir gün kadroya alınırsam!(Oysa muhatabı devlet değil ki yüklenici firma) Ama zamanla eşit işe eşit ücret almadığını gördükçe bu umudu yada iyimserliği yine koruyabilecek mi? İş güvencesi patronunun bir nefeslik cümlesine sığışmış ise rahat çalışabilecek mi?
Peki ya kendinin gelişiyle açılan bu taşeron işçi alımı, biz sağlık çalışanlarına da ulaşabilecek mi!!! Daha bir çok ilde başlamadan alınan bu kararın camia içerisinde yarattığı huzursuzluk ortada.
Mikrofon insanları bunlar...
Sendikasından, meslek derneklerine sorun cemi cümleye, herkes taşerona karşı! Ne yaptın peki bunun için?
Karşı olman yetti mi, karşı duramadıktan sonra.
Küçük hesaplar ile günü değil kendilerini kurtarma çabası bir çoğunun aldığı tutum!
Yeni bir dönem bekliyor bizleri, hadi hayırlısı bakalım hepimize...
Ambulanslara tek vasfı şoförlük olan personel neden alınır ?
Alınan bu sürücüler neden taşeron işçi olur ?
Onca yol kat etmişken, 2004 öncesi sisteme neden yeniden dönüş yapılır ?
Aklımın almadığı gibi vicdanımın da kabul etmediği sorular bunlar!
Üç sağlık çalışanından oluşan ambulans ekibinin bir üyesini ??şoför?? olmasını sağlayarak ekibi 2 kişiye düşüren e haliyle de sağlık ekibinin bir üyesini oyun dışı bırakan bu uygulamaya neden, yaşanan ambulans kazaları mı dır? Ne söylesem kişisel fikrim olacak demi (oysa 10 yıllık bir meslek deneyimim var) öyleyse bilimsel veriler ışığında ayakları yere basar konuşalım. Ege Üniversitesi Öğr. Grv.?lisi sayın Dr.Ali EKŞİ?nin 2009-2013 yılları arasında Ambulans Kazalarına yönelik yapmış olduğu çalışmadan bir kaç veri paylaşayım sizlerle.
2009-2013 bu 5 yıllık sürede ;
Ambulans Kaza Sayısı %42,5 artış göstermiş
Ama Ülke genelinde toplam istasyon sayısı da artmış % 57,3
Dikkat çekilmesi gereken esas nokta 2009 da toplam vaka sayısı 1.869.277?ken, 2013 yılında 3.980.464?e ulaşmış. Yani vaka çıkış sayısında beş yılda %112,9 oranında bir artış meydana gelmiştir!!!
Bu artışları göz önüne almadan oransal değişimleri değerlendirmeden sorunu sadece sayılar üzerinden değerlendirirsek elbette yanlış kanı ve yanlış çözümlere ulaşırız
Bu çalışmadan çıkan sonuç ne, biliyor musunuz;
Türkiye?de son yıllarda ambulans kazaları sayısal olarak artmıştır. Ancak son yıllardaki hizmet alanında ki büyüme dikkate alındığında, bu kaza artışı tek başına anlam ifade etmemektedir. Ambulansları, tek vasfı araç kullanmak olan ambulans sürücüleri yerine ATT?lerin kullanmasının; son yıllarda ambulans kullanan bayan ATT görevli sayısının artmasının; ambulansları daha genç ve kimilerine göre deneyimsiz personelin kullanmaya başlamasının genel anlamda ambulans kazalarına anlamlı bir etkisi bulunmadığı ortaya çıkmıştır!
Biz ambulans çalışanlarının karşılaştığı en önemli mesleki risklerden biri elbette ambulans kazaları ve kaza sonucu zarar görmemiz.
Oysa;
-Ambulans olarak üretilmeyen bu araçların güvenli olmayan en zayıf yerinin hasta kabini olmasının hiç bir etkisi yok demi, zarar görmemize...
-Her ciddi kazada, yerinden savrulan top mermisi etkisi yaratan oksijen tüplerinin de hiç bir etkisi yok...
-Sabitlenmeyen hiç bir ekipmanın, lastikler ile tutturulan sedyelerin, orta yerde serbest dolaşan çanta taşınır tüp, avadanlık, vs ekipmanlarında... bir etkisi yok
-Ya bitmek bilmeyen sevklere ne demeli; ilçelerden ile, illerden diğer illere yüzlerce km sevk! Çoğu perifer ve ilçe devlet hastanelerinin birinci basamak sağlık hizmeti gibi çalıştığı, bırakın hasta takibini hastayı ambulans sedyesinden dahi indirmeden sevk etmeye çalışmasının dolayısıyla ekibi yoran ve sürücüyü kazaya iten bu dolu dizgin sevklerinde emin olun bir etkisi yok (şoförlü sistem demek aracı yanlızca bir kişi kullanacak demek!!! )
-Yada yüzdelere sığmayan, her yıl inanılmaz artış gösteren ama büyük bir çoğunluğu acil dahi olmayan ekip üyelerini kısa sürede mesleki tükenmişliğe iten vakalarında etkisi yok bu kazalara...
Tek suçlu; ambulans kullanan ATT arkadaşlarımızı hatta ve hatta Bayan ATT arkadaşlarımızı görmüşüz ki çözümü şoför almakta bulmuşuz.
Taşerona gelince diyecek tek sözüm var, günümüzün modern köleliğidir taşeron işçi... Devletin aradan çekilip parayı yüklenici firmanın kazandığı bir sistemdir taşeron sistem. Alınan her taşeron işçide de ümitsiz bir umut, olurda bir gün kadroya alınırsam!(Oysa muhatabı devlet değil ki yüklenici firma) Ama zamanla eşit işe eşit ücret almadığını gördükçe bu umudu yada iyimserliği yine koruyabilecek mi? İş güvencesi patronunun bir nefeslik cümlesine sığışmış ise rahat çalışabilecek mi?
Peki ya kendinin gelişiyle açılan bu taşeron işçi alımı, biz sağlık çalışanlarına da ulaşabilecek mi!!! Daha bir çok ilde başlamadan alınan bu kararın camia içerisinde yarattığı huzursuzluk ortada.
Mikrofon insanları bunlar...
Sendikasından, meslek derneklerine sorun cemi cümleye, herkes taşerona karşı! Ne yaptın peki bunun için?
Karşı olman yetti mi, karşı duramadıktan sonra.
Küçük hesaplar ile günü değil kendilerini kurtarma çabası bir çoğunun aldığı tutum!
Yeni bir dönem bekliyor bizleri, hadi hayırlısı bakalım hepimize...