Editörler : Pangaea
21 Temmuz 2015 16:48

teknik ve mesleki öğretmen atamaları yeterli mi?

Bu ankete 10 günde, 57 kişi oy kullandı ve 31/07/2015 16:48 tarihinde sona erdi.


DÖKDÖK
Aday Memur
25 Temmuz 2015 18:29

ÖZELLİKLE DÖKÜM ÖĞRETMENLERİNE VERİLEN KONTENJAN ÇOK YETERSİZ


kadr05
Aday Memur
25 Temmuz 2015 18:36

yeter atık ya döküm görmek istemiyorum sayfada


dökümogrtmn
Aday Memur
26 Temmuz 2015 12:43

DÖKÜM SANAYİNİN BEL KEMİĞİ GÖRMEDEN OLMAZ

kadr05, 9 yıl önce

yeter atık ya döküm görmek istemiyorum sayfada


metalurjiogretmi
Aday Memur
26 Temmuz 2015 16:20

DÖKÜM ÖĞRETMENLERİ YILLARDIR MAĞDUR EDİLİYOR


"Dino"
Aday Memur
26 Temmuz 2015 16:56

Yok yeterli değil

kadr05
Aday Memur
27 Temmuz 2015 13:08

hocam herkes mağdur ediliyor ve bunu ifade ediyor. ama şimdi bu çok genel bir başlık şimdi burada bunları yazmanın gereği yokki 50 tane başlık açılmış dökümle ilgili. birisi yusuf tekin istifa diye başlık açmış ya bu adam teknik öğretmen dostu bir adam. en çok atamayı yapan adam belki KPSS çıktığından beri. bunada bir itirazım yok olabilir sonuçta özgür bir ülkedeyiz ama yeni açılan meslek liseleri başlığı var döküm başka genele başlıklarda bu ankette ya hocam millet kaçıyor.

ben rica ediyorum çok genel başlıklara TEKNİK EĞİTİM başlıklarında döküm özelinde ya da

herhangi başka bölüm özelinde yorum yazmayın.

bi de şu EYYY bilmem ne EYYYY felan diye başlık atan arkadaşı tanıyan varsa biri durdursun insanlar siz öyle bağardınız diye sizi desteklemezken destekler poziyona gelmez. insanları mantıklı açıklamalarla inandırırsınız.


fener66
Müsteşar Yardımcısı
28 Temmuz 2015 09:05

Aslında 28 Şubat sürecinde darbe kime indi?

ASLINDA 28 ŞUBAT SÜRECİNDE KİME DARBE İNDİ?

Bugünlerde, 28 şubat sürecinde siyasi iradeye yapılan baskılar nedeniyle dalgalar halinde operasyonlar yapılayarak gözaltılar ve tutuklanmalar yaşanmaktadır. Bu süreçte demokrasinin sekteye uğrandığı, sivil iradenin yok sayıldığı, inançların üzerinde baskı kurulduğu ve benzeri bir çok iddia ile emekli ve muvazzaf askerlerle ilgili işlemlerin yürütüldüğünü tüm basın yayın organlarında çarşaf çarşaf haberler çıkmaktadır. Diğer taraftan bu süreçten mağdur olduğunu ve zarar gördüğünü ifade eden kişiler, sivil toplum kuruluşları, basın mensupları, fikir insanları, televizyon televizyon gezip düşüncelerini halkla paylaşılmaktadır.

Tüm bu iddiaların gerçek olup olmadığı gerçek ise muhataplarına ne kadar zarar verdiği zamanla, Yüce Türk Mahkemeleri ile halkın vicdanı karar verecektir. Ancak, bu toz duman havada konuşulmayan muhataplarınca gündeme getirilmeyen çalışan ve iş dünyasıdır. Bu sürecin siyasi boyutundan öte toplum nezdinde eğitim boyutuyla sosyolojik ve psikolojik düzeyde büyük etkileri olmuştur. Eğitim sistemi yapısında keskin değişimler ve dönüşümler yaşanmıştır. Bu dönüşümün en belirgin simgesi olarak imam hatip liseleri üzerinde sonuca ulaşmıştır. Eğitim sistemi içerisindeki yüzde 8 oran olan İmam hatip meslek liseleri için katsayı engeli konurken bundan etkilenecek ve etkilenen yüzde 45 düzeyindeki milyonlarca okuyanı ve mezunu olan mesleki veTeknik Eğitim okulları görmezden gelindi, yok sayıldı.

28 Şubat sürecinden önce Mesleki ve Teknik Eğitimin genel durumu ne idi?

1997 yılı öncesi mesleki ve teknik eğitimin durumunu özetleyecek olursak, mesleki ve teknik okullara sınavla öğrenci alınırdı. Nitelikli bir potansiyele sahip teknik okullar ülkemizde endüstri alanında kalifiye elaman yetiştirmekle birlikte yüksek öğretim düzeyinde Hukukçu, Mühendis, Doktor, Öğretmen ve buna paralel olarak bürokrat ve teknokrat yetiştirdi. Nitekim Sayın Başbakanımız başta olmak üzere mevcut Bakan ve Millet vekillerimizin bir kısmı mesleki ve teknik eğitim kurumları kökenlidir.Diğer taraftan Teknik liselere Öğretmen yetiştiren Teknik Eğitim Fakültesi mezunları diplomaları alır almaz atanıyorlardı. Söz konusu okullarda gününteknolojilerine uygun eğitim araç gereç ile piyasada nitelikli iş, işçi ve dolayısıyla verim vardı. Toplumsal hayatın birçok alanında yaşam standartları düşük ancak kaliteli idi.

Bu süreçten sonra, Mesleki ve Teknik Eğitimin durumu ne oldu?

1-Mesleki ve Teknik okulların önüne katsayı engeli konuldu.

2-Teknik okulların devamı olan Fakültelerden mühendislik Fakültelerine öğrenci geçişi engellenmiş, diğer fakülte olan Teknik Eğitim fakültesinden mezun olanlar, atanmak için karşılarında öğrenci bulamadıkları gibi atanmış mevcut teknik öğretmenler norm fazlası gerekçesiyle depoya alınmışlardır.

3-Mesleki ve Teknik Eğitim okullara olan talep, bıçak gibi kesilmiş, okulların nitelik yönüyle içi boşaltılmıştır.

4-Bu okullar yok olmamak için, Öğretmenler dışarıdan kaydetmek üzere öğrenci toplamaya başladı.

5-Mesleki Eğitim; nitelik açısından teknolojiye dayalı olduğundan bu okulları günün teknolojisine uygun araç ve gereç takviyesi yapılmamış bir çok okul atıl durumda bırakılmıştır.

6-Teknik okullar halkın gözünde itibarsızlaşmış, okumayacak öğrencinin son uğrak yeri olarak algılanmıştır.

7-Mesleki ve Teknik Okullara öğretmen yetiştiren Teknik Eğitim Fakültesi Mezunları atamaları önü kesilmiş Teknik elaman olarak piyasada çalışmasına olanak sağlayan 3597 sayılı kanunun ilgili yönetmenliği bu süreçte iptal edilerek, bu fakülte mezunları adsız ve mesleki kimliksiz olarak ortada kaldı. Bunların sayısı 100 bini buldu. Atanamayan eğitim fakültesi mezunları içerisinde büyük oran oluşturdu.

8-Mesleki ve Teknik Eğitim ile ilgili sivil toplum örgüt ve gurupları üzerine kurulan baskılar sonucu bir çoğu kapatıldı yada işlevsiz hale getirildi.

9-Teknik ve Mesleki okullarla ilişkili olan Meslek Yüksek Okullarına sınavsız geçişin önünün açılması bu okulların niteliklerini aşağıya çekmiş ve bir çok Meslek Yüksek Okulu meslek lisesi düzeyine indirgenmiş olup, eğitim bu okullarda verilmiştir.

10-Mesleki ve Teknik eğitim kurumların varlığını devam edecek alanlar, hepsi teker teker kapatıldı.

En son olarak, yukarıdaki anlayışı çağrıştırır bir şekilde 2009 yılında Teknik Eğitim Fakülteleri kapatılarak, yerine kurulan Teknoloji Fakülteleri ile yasal zeminde hiçbir bağlantı kurulmaması ve mezun veya halihazırda okuyanların mesleki gelecekleri planlamadan kapatılan Teknik Eğitim Fakülteleri tarihin sayfalarına gömüldü. Bu faaliyet mesleki ve Teknik eğitime indirilen son ve sertdarbelerden birisi oldu.Tüm bu uygulamaların mesleki ve teknik eğitim kurum mezun ve

Tüm bu yaptırım ve uygulamaların sonucu ne oldu?

Mesleki ve Teknik eğitim zemininde, tüm yapılan bu itibarsızlaştırma üretimin tüm alanına yayıldı. Teknolojiyi geliştirmek ve üretmek yerine uzak doğu ülkelerinde bir kullanımlık araç gereçler ithal edildi. Bu durum giyim, gıda, sanayi ve sağlık vb. birçok sektörde benzer bir şekil aldı. Genel anlamda iş dünyası montajcı bir sektöre dönüştü. Buna paralel olarak bugün ekonomi göstergeler açısından en büyük tehdit unsuru olarak gösterilen cari açığın temel nedeni ihraç ve ithalat arasındaki makastır. Buda verimli ve kaliteli üretimle orantılıdır.

Bir taraftan mesleksiz eğitim insan gücü sayısı hızla artarken diğer taraftan nitelikli personel ihtiyacını karşılamakta zorluk çeken büyük sermayeler ?Meslek Lisesi Memleket Meselesi? kampanyası ile elaman aradı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş dünyasının ihtiyaç duyduğu iş gücünü karşılamak ve işsizliğin önüne geçmek için kısa süreli mesleki eğitim kurslar düzenleyerek sertifikalar dağıttı. Kurslara gerekli ilgiyi artırmak için katılımcılara ücret verildi. Elektrikçi, Bilgisayarcı, Makineci, İnşaatçı sertifikası almak için bu kurslara 4 yıllık Fakülte mezunları bile akın etti. Ancak, kendi doğasına aykırı olan bu projelerin hiç biri iş dünyasında karşılığını bulduğu söylenemez.En önemlisi, sözkonusu süreç Mesleki ve Teknik eğitim mezunları ve ailerinde, maddi ve manevi olarak büyük tahribatlar meydana getirdi.Sosyolojik ve psikolojik olarak tamiri güç yaralar açtı.

Gelinen noktada; söz konusu süreçte özellikle eğitimde yapılan revizyonla, mağdur olanlar, yok edilen, elinden alınan itibarları kimi yasal düzenlemelerle kimin ise toplum vicdanlarında hakları iade edilme süreci demokratik çerçevede başlatılmıştır. Söz konusu sürecinin en keskin tartışmalı konuları olan imam hatip okullarının orta okul bölümleri; 4+4+4 sistem olarak bilinen kanunla tekrar açılması imkanı verilmiş, yine yasal zeminde olmasa da yüksek öğretimde başörtüsü kız öğrencilerine yönelik getirilen yasakçı irade ve anlayış gevşetilmiş, bu öğrencilere kısmen eğitim kapısı aralanmıştır. Yine dönemin mağdur olduğunu iddia eden siyasi ve sivil toplum örgütleri demokratik platformlarda uğradıkları haksızlıkları özgürce ifade etmektedirler, bu durum gerek toplum vicdanında gerekse yetkili kurumlarında karşılığını bulduğu söylenebilir.

Tüm bu çalışmaların, dışında bırakılan ve kendi kaderlerine razı olan mesleki ve teknik eğitim camiasıdır. Mağduriyetleri hem orta öğretim düzeyince hem de devamı şeklinde olan yüksek öğretim kurumlarındaki mezunlarının hak ve itibarının iadesine yönelik ne siyasi ve bürokrasi nede toplumsal bir irade ortaya konulmamış, konulacağına dair bir belirtide yoktur. Her ne kadar, bahse konu Kanunla Mesleki Eğitim camiası olarak tünelin sonunda bir ışık görmüş ancak gerek kanunun yasalaşması sonrası gerek ise bu süreçte mesleki ve teknik eğitimin sorunlarını bir bütünlük içerisinde çözmeye yönelik olarak, yetkililerden kayda değer bir yaklaşım ortaya konulmadığından bu ışık kör noktaya dönüşmüştür.

Bu süreçten sonra ne olmalı?

1-15 yıldır itibarsızlaştıran Mesleki ve Eğitim kurumlarının itibarının iadesi için yasal ve toplumsal düzeyde acilen plan ve projeler ortaya konularak kısa sürede uygulamaya geçilmelidir.

2-Orta öğretim düzeyinde mesleki ve eğitim kurumları günün ihtiyaçlarına görev yeniden yapılandırılmalı.

3-Yıllardır yürütülen uygulamalarla, mesleki kimlikleri yok edilen Teknik Eğitim Fakültesi mezunlarının 3795 sayılı kanun gereği hakları olan yetkileri verilerek, özel ve kamu sektöründe çalışma imkânın sağlanması ve yıllardır atanmayan ve eğitim sistemi dışında bırakılan 70 bin Teknik Öğretmenin atamasının önünün açılması,

4-İşsizliğin azaltılması ve nitelikli insan gücünün artırılması amacıyla, Mesleki ve Teknik Eğitim acilen güçlendirilmeli,

5-Toplumun kullanımına sunulan Gıda, Sağlık, Sanayi, Giyim vb. hizmetlerin kalite ve verimin artırılması için mesleki eğitim toplumun her basamağı içselleştirilmeli ve uygulanmalı.

6- Mesleki standartlar belirlenmeli, istihdam sağlanmalı ve yetkiler bu çerçevede verilmeli.

7-Mesleki ve Teknik Eğitim kurum mezunların niteliği artırılmalı buna paralel olarak, sosyal ve ekonomik statüsü artırılarak, çekim merkezi haline getirilmedir.

Sonuç olarak; Mesleki ve Teknik Eğitim sorunu ne ilgili Bakanlıkların ne özel sektörün nede sadece diğer kurumların sorunudur. Bu sorun toplumun her kesimini ciddi düzeyde ilgilendiren bir konudur. Seçim dönemlerinde bir çok partinin programlarında önemli yer verilen ancak uygulama aşamasında hiçbir karşılık görmeyen, Mesleki ve Teknik Eğitim sorunun çözümü için hızlı kararların alınması elzemdir. Mesleki ve Teknik Eğitim; Eğitim sistemi içerisinde hastalıklı konumdadır. Bu hastalık tedavi edilmediği sürece eğitim sisteminde yapılacak değişimler başarıya ulaşması mümkün değildir. Eğitim sisteminde yapılacak tadilatlar, mesleki ve teknik eğitim üzerinde inşa edilmesi durumunda ancak dışa açılma ve uluslar arası rekabet gücü artacaktır. Ülkemiz için stratejik değeri olan mesleki ve Teknik eğitimin dikkate alma zamanı gelmiş ve geçmek üzeredir.


metalurjiogretmi
Aday Memur
28 Temmuz 2015 11:29

olum bak git !

Toplam 8 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi