Piyade Sözleşmeli Er Adnan Ergen
Vatan aşkıyla yanıp tutuşan, daha 25'in fakir evladı bir genç kardeşim, silah arkadaşım. Hani böyle gülerek çektirdiği fotoğrafından dünya;
"Siz müsterih olun, ben buradayken, hiçbirinize bir şey olmaz" der gibiydi.
http://i.milliyet.com.tr/LocalArticle606x304/2015/09/07/fft261_mf11016469.Jpeg
06 Eylül 2015 günü şehadet şerbetinden içip, "Onlara ölüler demeyiniz" muştusuyla Arş-ı Ala'ya yükseldi.
Suçlu muydu? Suçluydu. Çünkü bu ülkenin %75'ini oluşturan fakir ailelerden birinin evladı olmaktı suçu. Tok ne anlardı açın halinden? Oğluna bedelli askerlik yaptıran Erdoğan ne anlardı, o askerin halinden? Dememiş miydi, "askerlik yan gelip yatma yeri değil" Şerefs*z demeye dilim varmıyor, bak senin ihtirasından vatan evlatları yan gelip yatıyor, hem de musallada!!!
Recep Tayyip Erdoğan!
Sen adam mısın? Hani Yaşar usta vardı, Saim beye sesleniyordu. Ben de sana sesleniyorum, oturduğun yerden asıp kesme, yan gelip yatma! Asıp keserken sen mi büyüksün, sen değil Adnan Ergen'ler büyük. Dokunma silah arkadaşlarıma, dokunma meslaktaşlarıma!
https://www.youtube.com/watch?v=zGHRO0M9h6M
Senin 1.000 odalı sarayın başına devrilsin. Sen dindar geçinen biriydin değil mi? Hz. İbrahim Edhem'in hayatını okusaydın, öyle külhanbeyi gibi değil adam gibi oturur, adam gibi devletin önünü açardın. Ama bilmiyorsan sana anlatayım Hz.İbrahim Edhem'in hayatını:
İbrahim Edhem hazretleri, bir gece sarayda, tahtında otururken damda bir tıkırtı, bir bağırış-çağırış duydu. Sarayın çatısında sert sert adımlar atılıyordu. Kendi kendine:
"Kimin ne haddine?" diye düşündü. Sarayın penceresinden:
"Kim o, bu insan olamaz; peri olmalı herhalde?" diye seslendi. Hiç görülmemiş bir bölük halk, damdan başlarını indirdiler, dediler ki:
"Yitiğimiz var, gece vakti onu arayıp duruyoruz."
İbrahim Edhem hz.leri:
"Ne kaybettiniz, neyi arıyorsunuz?" dedi.
Dediler ki:
"Develerimizi!"
İbrahim Edhem hz.leri, bu cevap üzerine:
"Damda deve aranıldığını kim görmüş ki?" diye karşılık verdi. Bunun üzerine, damdakiler:
"Kendin saraylarda tahta oturur, padişahlık ederken Allah'ı bulmayı umuyorsun da, bizim damda deve aramamıza mı şaşıyorsun?" dediler.
İşte bu oldu, bundan sonra bir daha İbrahim Edhem hz.lerini kimse sultan olarak görmedi.
Kendi gözünde de kayboldu, halkın gözünden de. İşte ondan sonra, zümrüdüanka gibi, âlemde meşhur oldu...
Anladın mı Recep Tayyip Erdoğan. Necip Türk Milletinin arslan yürekli askerleri "yan gelip yatmaz". Yatacaksa da, kefeniyle musallaya uzanır, bir edeple. Hani Milli Şair'in diliyle;
"Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.
Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid'i...
Bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi."
Senin oğlun bedelli yaparken bu dizeleri okusaydı, ağlamalıydı. Ama ne anlarsınız fakir halkın dilinden.
Eyyy Muğla! Ey Muğla'lar. Sizinle binbir kere gurur duyuyorum. Dün şehidine sahip çıktın, en az 2.000 araç konvoyuyla, en az 20.000 insanla Seydikemer'de Adnan Ergin'i yalnız bırakmadınız.
Dün gözü yaşlı nineneler, bizi üniformalarımızla gördükçe sarılıp ağlaştılar. Rabb'im sizlere uzun ömür versin yavrularım dediler. Biz ise ellerini öptükten sonra;
"Ömrümüz vatanımıza helal olsun" deyip ağladık.
Dün 17.30'da Adnan Ergin'i taşıyan askeri uçağın tekeri Dalaman Havalanına değdiğinden gece 02:00'a kadar matem ve yas her yeri bürümüştü.
Şimdi ise Adnan Ergin yalnız mezarında tek başında istirahat ediyor. Kimse kalmadı yanında.
ÇÜNKÜ ATEŞ SADECE DEĞDİĞİ YERİ YAKIYOR!
Piyade Sözleşmeli Er Adnan Ergen
Vatan aşkıyla yanıp tutuşan, daha 25'in fakir evladı bir genç kardeşim, silah arkadaşım. Hani böyle gülerek çektirdiği fotoğrafından dünya;
"Siz müsterih olun, ben buradayken, hiçbirinize bir şey olmaz" der gibiydi.
http://i.milliyet.com.tr/LocalArticle606x304/2015/09/07/fft261_mf11016469.Jpeg
06 Eylül 2015 günü şehadet şerbetinden içip, "Onlara ölüler demeyiniz" muştusuyla Arş-ı Ala'ya yükseldi.
Suçlu muydu? Suçluydu. Çünkü bu ülkenin %75'ini oluşturan fakir ailelerden birinin evladı olmaktı suçu. Tok ne anlardı açın halinden? Oğluna bedelli askerlik yaptıran Erdoğan ne anlardı, o askerin halinden? Dememiş miydi, "askerlik yan gelip yatma yeri değil" Şerefs*z demeye dilim varmıyor, bak senin ihtirasından vatan evlatları yan gelip yatıyor, hem de musallada!!!
Recep Tayyip Erdoğan!
Sen adam mısın? Hani Yaşar usta vardı, Saim beye sesleniyordu. Ben de sana sesleniyorum, oturduğun yerden asıp kesme, yan gelip yatma! Asıp keserken sen mi büyüksün, sen değil Adnan Ergen'ler büyük. Dokunma silah arkadaşlarıma, dokunma meslaktaşlarıma!
https://www.youtube.com/watch?v=zGHRO0M9h6M
VIDEO
Senin 1.000 odalı sarayın başına devrilsin. Sen dindar geçinen biriydin değil mi? Hz. İbrahim Edhem'in hayatını okusaydın, öyle külhanbeyi gibi değil adam gibi oturur, adam gibi devletin önünü açardın. Ama bilmiyorsan sana anlatayım Hz.İbrahim Edhem'in hayatını:
İbrahim Edhem hazretleri, bir gece sarayda, tahtında otururken damda bir tıkırtı, bir bağırış-çağırış duydu. Sarayın çatısında sert sert adımlar atılıyordu. Kendi kendine:
"Kimin ne haddine?" diye düşündü. Sarayın penceresinden:
"Kim o, bu insan olamaz; peri olmalı herhalde?" diye seslendi. Hiç görülmemiş bir bölük halk, damdan başlarını indirdiler, dediler ki:
"Yitiğimiz var, gece vakti onu arayıp duruyoruz."
İbrahim Edhem hz.leri:
"Ne kaybettiniz, neyi arıyorsunuz?" dedi.
Dediler ki:
"Develerimizi!"
İbrahim Edhem hz.leri, bu cevap üzerine:
"Damda deve aranıldığını kim görmüş ki?" diye karşılık verdi. Bunun üzerine, damdakiler:
"Kendin saraylarda tahta oturur, padişahlık ederken Allah'ı bulmayı umuyorsun da, bizim damda deve aramamıza mı şaşıyorsun?" dediler.
İşte bu oldu, bundan sonra bir daha İbrahim Edhem hz.lerini kimse sultan olarak görmedi.
Kendi gözünde de kayboldu, halkın gözünden de. İşte ondan sonra, zümrüdüanka gibi, âlemde meşhur oldu...
Anladın mı Recep Tayyip Erdoğan. Necip Türk Milletinin arslan yürekli askerleri "yan gelip yatmaz". Yatacaksa da, kefeniyle musallaya uzanır, bir edeple. Hani Milli Şair'in diliyle;
"Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.
Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid'i...
Bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi."
Senin oğlun bedelli yaparken bu dizeleri okusaydı, ağlamalıydı. Ama ne anlarsınız fakir halkın dilinden.
Eyyy Muğla! Ey Muğla'lar. Sizinle binbir kere gurur duyuyorum. Dün şehidine sahip çıktın, en az 2.000 araç konvoyuyla, en az 20.000 insanla Seydikemer'de Adnan Ergin'i yalnız bırakmadınız.
Dün gözü yaşlı nineneler, bizi üniformalarımızla gördükçe sarılıp ağlaştılar. Rabb'im sizlere uzun ömür versin yavrularım dediler. Biz ise ellerini öptükten sonra;
"Ömrümüz vatanımıza helal olsun" deyip ağladık.
Dün 17.30'da Adnan Ergin'i taşıyan askeri uçağın tekeri Dalaman Havalanına değdiğinden gece 02:00'a kadar matem ve yas her yeri bürümüştü.
Şimdi ise Adnan Ergin yalnız mezarında tek başında istirahat ediyor. Kimse kalmadı yanında.
ÇÜNKÜ ATEŞ SADECE DEĞDİĞİ YERİ YAKIYOR!