Editörler : E.Kayı Han
25 Temmuz 2016 02:53

Amirlerince Mobbing' e maruz kalan din gönüllüleri buraya hikayenizi alalım ?
http://konhaber.com/mobil/haber-askeri_okullarda_feto_cu_zulmu-573793.html

15.july
Aday Memur
25 Temmuz 2016 02:58

FETÖ'cü subaylar askeri öğrencilere yıllarca baskı yapmışlar - İndigo Dergisi Askeri lise ve harp okulu öğrencilerine yönelik FETÖ zulmünün detayları ortaya çıkıyor. Cemaatçi subaylar, bu okullarda oluşturdukları, 'Şok Mangaları' ile kendilerinden olmayan binlerce subay adayı genci ordudan ayrılmak zorunda bırakmış. Askeri okullardan ayrılmak zorunda bırakılan öğrenciler hukuksal mücadeleye girişiyor TSK'dan Ayrılan ve Atılan Askeri Öğrenciler Platformu üyesi yaklaşık 2 bin genç ise darbe girişimi içinde yer alan ve yıllar önce kendilerinin de Kara Harp Okulu'ndan atılmasına veya ayrılmasına sebep olan komutanlara karşı yeni bir hukuk mücadelesi başlatma kararı aldı. Maltepe Askeri Lisesi'ne 2007 yılında başlayan ancak 2011 yılında ordudan ayrılmak zorunda kalan Gazi Can, FETÖ'nün yaptığı zulümlerle ilgili açıklamalarda bulundu. 2007'de Maltepe Askeri Lisesi'ne başladığını, 2008'te Bursa Işıklar Askeri HavaLisesi'ne geçiş yaptığını belirten Can, "şok mangaları" nedeniyle sağlık muayenelerinden elenip Kara Harp Okulu'nda eğitim almaya başladığını aktardı. Can, "Kara Harp Okulu intibak kampında, yapılan mobbingler sonucu ayrılmak zorunda kaldım" dedi. Erimiş asfaltta süründürdüler FETÖ'cü subay ve astsubayların oluşturduğu "şok mangaları"nda yapılan zulümlerin inanılmaz boyutta olduğunu vurgulayan Can, şunları söyledi: "Bizler yaz kamplarında ve okul dönemlerinde birçok işkence gördük başımızdaki subaylar tarafından. Bunlar askeri kamplarda yaz sıcaklarında erimiş asfalt üzerinde süründürmeler, şınav çekmeler. Geceleri de uyumuyorduk, çam ağaçlarının iğnelerini toplatıyorlardı sabaha kadar. Benzer şeyler oldu, yemek yoktu, genelde normal öğrencilere 1,5 saat yemek molası verirken bizlere sadece 5 dakikalık yemek molası veriyorlardı ve o süreçte de yine işkencelerine devam ediyorlardı. Bizim dönemimizde askeri hava lisesine 170 kişi başlamıştık, şu an tahmin ediyorum bizim dönemimizden TSK'da kalan, Işıklar Askeri Hava Lisesi'nden 30 ya da 40 kişi. Kalan 40 kişi içerisinde de işkencelere maruz kalıp da mezun olan yok benim bildiğim kadarıyla. Şok mangası yüzünden bütün öğrenciler ayrılmak zorunda kaldı." Can, askeri lise öğrencilerine yapılanlara itiraz eden tek subay olan ve o dönem Işıklar Askeri Hava Lisesi Komutanlığı görevindeki emekli Hava Kuvvetleri Personel Daire Başkanı Tuğgeneral Mehmet Eldem'in de Ergenekon davası sürecinde tutuklandığını kaydetti. Okul döneminde "Sizden subay olmaz, sizden asker olmaz, bırakın gidin, tazminatlar 50 bin liradan 30 bin lira civarına düşürüldü, okulu bırakın gidin" şeklinde hakaretlerde bulunulduğunu dile getiren Can, şunları söyledi: "Biz dört yıl boyunca şok mangasına direndik, sabrettik, ardından Kara Harp Okulu'na katıldım. 2011 yılında intibak eğitiminde, okulun kapısından girdiğimiz andan itibaren yine aynı süreç orada da ilk günden devam etti. O gece uyutmadılar, işkenceye devam ettiler. Harp okulunda bunu yapan 12 üsteğmenin hiçbirinde isimlik yoktu, isimleri görülmüyordu. Bizi üç gruba ayırmışlardı, Maltepe, Kuleli ve Işıklar askeri liselerinden gelenler. Sağlık muayenelerinden elenen 30 öğrenci arkadaşla kara harp okuluna gitmiştik. Bizi orada 3 amfiye dağıttılar. Sadece 1. amfideki öğrencilerle sürekli uğraştılar ve o öğrencilerin tamamı ayrılana kadar işkence ve mobbingler devam etti okullarda." Cemaat dershanelerinde subaylar ders veriyordu Gazi Can, "şok mangaları"nın, FETÖ'nün "ışık evleri"nden yetişip askeri okullara yerleştirilen bazı öğrencilere de zulüm yapmakta tereddüt etmediğini, bu öğrencilerden bazılarının da bunlara isyan ettiğini kaydederek, "Askeri okullara FETÖ mensubu olarak girmiş ama sonradan bunların yaptıklarına karşı çıkıp ayrılmak zorunda kalan ve hatta mobbing, şok dalgalarına maruz kalan öğrenciler de var." ifadesini kullandı. Can ayrıca askeri lise ve harp okullarında görevli FETÖ'cü subay ve astsubayların bazılarının cemaate yakın bazı dershanelerde ders verdiğini duyduğunu da belirtti. Yaşadıkları sıkıntıları ailelerine anlatamadıklarını, konuyla ilgili başlatmaya çalıştıkları yasal süreçlerin de kapatıldığını ileri süren Can, şunları anlattı: "17-25 Aralık sürecinden sonra ise Genelkurmay'da bir soruşturma açmaya çalıştık, soruşturma savcısı Ali Müjdat Eski'ydi. Arkadaşlarımızla orada olayları anlattık ama hiçbir girişimleri olmadı savcının, hatta doğrudan FETÖ mensubu insanların isimlerini vermemize rağmen ifade tutanaklarına geçirmedi bu savcı. Benim tahminim 2007'den itibaren yaklaşık 7-8 bin askeri öğrenci okuldan ayrılmak zorunda kaldı. O zamanbasın-yayın organları onların elinde olduğu için bizi halka ve ailelerimize karşı şöyle yansıttılar, 'Askeri öğrenciler şoka dayanamadı, harp okulunun zorluğuna dayanamadı yerlerini siviller aldı' diye bütün ülkeye lanse ettiler. Biz bunları ailelerimize bile anlatamadık. Orada bir tasfiye olduğunu anlatamadık. Biz işkence görürken FETÖ'cü olan arkadaşlar hiçbir şey yapmadılar. Bu haksızlığa karşı seslerini bile çıkarmadılar. Hatta yeri geldi arkamızdan güldüler. Eğer tekrar harp okuluna dönme şansım olsaydı TSK'nın bu terör örgütü mensubu insanlardan tamamen temizleyip vatansever insanların bu ülkeye, bayrağa hizmet etmek isteyen insanların olmasını sağlardım ve verilen görevi en iyi şekilde yerine getirmeye çalışırdık." "Hak arama mücadelesi başlatacağız" Türk Silahlı Kuvvetleri'nden (TSK) Ayrılan ve Atılan Askeri Öğrenciler Platformu üyesi yaklaşık 2 bin genç ise darbe girişimi içinde yer alan ve yıllar önce kendilerinin de Kara Harp Okulu'ndan atılmasına veya ayrılmasına sebep olan komutanlara karşı yeni bir hukuk mücadelesi başlatma kararı aldı. Platform üyesi 25 yaşındaki Hakan Ekşi, 2011'de Kara Harp Okulu'na alındığı dönemde paralel yapı mensupları tarafından uğradığı baskıları ve FETÖ'ye karşı başlatacakları yeni hukuksal girişimleri AA muhabirine anlattı. Platformun yaklaşık 2 bin mağdur üyesi olduğunu belirten Ekşi, "Platform olarak yeniden bir hak arama mücadelesi başlatacağız. Bizlerin askeriyeden ayrılmasına sebep olan paralel yapı mensuplarından tekrardan şikayetçi olacağız. Var olan davalara müdahil de olabiliriz, dava da açabiliriz. Hukuksal anlamda ne gerekiyorsa yapacağız. Bunun peşini bırakmayacağız." dedi. Maltepe Askeri Lisesi'ni 2011'de bitirmesinin hemen ardından Kara Harp Okulu'na alındığını belirten Ekşi, ilk gün komutanların kendilerini isim isim çağırarak iki gruba ayırdığını ve o andan itibaren sistematik bir şekilde ayrımcılığa maruz kaldıklarını anlattı. 20 kişi bir şişe suyu paylaşırdık Ekşi, kendisinin de içinde bulunduğu yaklaşık 100 öğrenciye çok büyük psikolojik baskı yapıldığını iddia ederek, "Kara Harp Okulu'ndayken diğerlerinin yattığı zamanlarda biz şınav çekiyorduk, yerlerde sürünüyorduk. İnanılmaz bir psikolojik baskı vardı. Başımızdaki komutan her seferinde bize 'dışarı gidin limon satın.' gibi sözler sarf ediyordu. Şınav çektirilirken sırtımıza basarak söylüyorlardı bu sözleri. Devamlı 'Buradan ayrılın yoksa sizinle daha çok uğraşacağız' sözlerini işitiyorduk. Yemek yiyemiyorduk, su içemiyorduk. Bir yudum su bulsak dahi yetecek vaziyete gelmişti. Arkadaşımız gidip tuvaletten su doldururdu, 20 kişi bir şişe suyu paylaşmaya çalışırdık." diye konuştu. Ekşi, bu baskıya 5 gün dayandıktan sonra sinir krizi geçirerek okuldan ayrılma kararı aldığını ve 30 bin lira tazminat ödemek zorunda bırakıldığını aktardı. Okulda 2-3 yıl kalarak ayrılan veya çeşitli nedenlerle atılan arkadaşlarının da bulunduğunu söyleyen Ekşi, 2011'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bu konunun araştırılması için bir komisyon kurulduğunu fakat o dönem sonuç alınamadığını dile getirdi. Ekşi, o dönem yaşadığı hayal kırıklığını, "En sonunda ağlayarak babamı aradım ve 'gel beni kurtar' dedim. Bir hayalim vardı benim, bir gün bu ülkenin Genelkurmay Başkanı olmak istiyordum. Kendi emelleri için hepsini yıktılar. Ben de bir yıl üniversite sınavına hazırlandıktan sonra bilgisayar mühendisliğini kazandım. Şimdi orada okuyorum ama yaşadıklarımı asla unutamıyorum." sözleri ile özetledi. Kendilerine tüm b

yrhizmetliiiii
Yasaklı
27 Temmuz 2016 10:30

Sakal kontrolü yapıp 'Ne biçim kızsın' dediler feto gerçeği

Başlarken...

Önce Ergenekon?la orduyu dizayn etmeye çalıştılar. İsmi suça karışmış kişilerin içine TSK mensuplarını karıştırarak ordu içindeki kendi subaylarının yolunu açtılar. Sonra Balyoz ile bu tertiplerini bir adım ileriye taşıdılar. İzmir Casusluk davasıyla da denize el attılar. Bu davalar günlerce kamuoyunda konuşuldu, tartışıldı, kitaplar yazıldı, yargılanan subaylar için eylemler yapıldı. Ancak onlar gündeme hiç gelmedi, seslerini hiç duyulmadı. ?Okuldan atıldıkları? için aileleri bile onları suçlu gördü. Ödenen tazminat yüzünden hep mahcup baktılar sevdiklerinin yüzüne. Ama zaman onları haklı çıkardı. 15 Temmuz Darbe girişimi, askeri okul öğrencilerinin ?cemaat öğrencilerine yer açmak? için harcandığı bir sistem haline getirildiğini ortaya çıkardı. Ve bu hain sistemin harcadığı gençler yaşadıklarını VATAN?a anlattı.Sakal kontrolü yapıp ?Ne biçim kızsın? dediler

Asya Aybala Işık büyük hayaller ve vatan sevgisiyle girdiği Kara Harp Okulu?nda, FETÖ?cülerin baskısına 3 yıl dayanmış. Eğitimlerde inanılmaz eziyetler yaşatılan Asya geri adım atmayınca, kalbinde sorun var denilerek okulla ilişiği kesilmiş.

Asya Aybala Işık, henüz 18 yaşında kalbi vatan sevgisiyle dolu bir genç kızken tüm zorlukları göze alıp ?erkek okulu? olan Ankara Çankaya?daki Kara Harp Okulu?na girdi... Sınavlarını başarıyla geçti ancak okulda onu büyük bir işkence bekliyordu. Kendilerinden olmayanı yıldırma politikası izleyen FETÖ?cüler, onu akla hayale gelmez işkencelere maruz bıraktı. İşte Asya?nın dilinden 3 yıl boyunca yaşadığı korkunç muamele:

?İlk adımımdan itibaren...?

Kara Harp Okulu?na 2009 yılında girdiğim andan itibaren psikolojik ve fiziksel baskılara maruz kaldım. ?Şok mangası? adı altında 9 kişilik bir grupla birlikte normal intibak eğitimi dışında eziyetler gördüm. Eğitim alanlarından uzak ve kimsenin göremeyeceği alanlara gönderildik. Başımızda intibak komutanları olan Piyade Üsteğmen Ö.Ö. ve Tankçı Üsteğmen H.E. bulunuyordu. Sabah 8?den öğle yemeği arasına kadar tüfek ensemizde çök kalk yaptırılıyordu, 40 derece sıcağın altında o ağır eğitim sonucunda su içmek istediğimizde mataramızdaki suyu gözümüzün önünde kahkaha atarak yere döküp dalga geçiyorlardı.

?Ailen seni bize sattı...?

Öğle yemeği esnasında üsteğmen Ö.Ö, ?TSK?yı sömürmeye geldin beleş ekmek, beleş su oh yapıştın kene gibi boynumuza? diye rencide edici sözler söylüyordu. Üsteğmen H.E. ?Ailen sattı seni bize, baktılar senden adam olmayacak. Şuan baban rakı sofrası kurup gidişini kutluyordur? gibi iftiralar atıp, tüm bölüğün önünde şu tipe bak diye dalga geçiyordu.

?Kesin sevgilin yoktur?

Üsteğmen Ö.Ö., beni tamamı erkek olan tüm bölüğün önüne çıkarıp, ?Asya Aybala Işık da bundan sonra sizinle beraber sakal kontrolü yapılacaktır. Bölük şu kıza bir bakar mısınız? Siz buna 18 yaşında bir genç kız der misiniz? Senin kesin hiç sevgilin olmamıştır. Seni kız diye yanında gezdiren erkeğin erkekliğinden şüphe ederim? gibi sözler sarf ederek küçük düşürmeye çalışıyordu

?Saçımda bit aradılar?

Bana uyguladıkları eğitim sebebiyle ellerim yara içerisindeydi. Bu durumda bile diğer kadın harbiyelileri yanıma çağırıp ellerim ve tırnaklarımı gösterip ?Ya şunun ellerine bakar mısınız? Bir de sen uzat elini. Sen de kadınsın bu da kadın, rezilliğini görüyor musunuz?? diyerek, kafamı masaya yatırıp bit kontrolü yapılması yönünde emir veriyordu. Asya?nın sözleri psikolojik işkencenin kanıtı: Üsteğmen Ö.Ö, ses tonumla dalga geçerek bana ?Harbiyeli adayı fok balığı? diye tekmil verdiriyordu. Asya Aybala Işık şok mangasında eğitimdeyken...

Şok mangası nedir?

Şok mangası ani müdahale mangası olarak bilinir. Askeri liselerden mezun olduktan sonra harp okuluna girmeye hak kazanan öğrenciler Kara Harp Okulu İzmir Menteşe İntibak kampına alınır. TSK içerisinde istenmeyen öğrencilerin ayrılmaları yönünde askeri eğitim adı altında baskı uygulanır. Bu kamplara katılan öğrencilerin eğitimi gruplar halinde yapılır. Her grup 11 askerden oluşur ve bunların 2?si komutandır. Burada askerlere uygulanan eğitim çok ağırdır. Bu kamplarda öğrencilere günde sadece 2-3 saat uyku izni verilir; yemeksiz ve susuz bırakılır. Sürekli küfür ve hakaretle psikolojik şiddet uygulanır.

?GATA?dan sahte rapor verdiler?

Şimdi 25 yaşında olan ve okuldan atıldıktan sonra elektrik elektronik mühendisliği okuyan Asya, okulla ilişiğinin nasıl kesildiğini şu sözlerle anlattı. ?Tüm baskılara rağmen 3?üncü sınıfa kadar geldim. Kara Harp Okulu hayatım boyunca oryantring sporu ile uğraştım. Bir gün antrenman sırasında bayılıp hastaneye kaldırıldığımda kalbimde bir sorun olup olmayacağı Ankara GATA?da araştırmaya başlandı. Kalp ritmimi dinlemek için holter cihazı takıldı. O sırada bir komutanım üstüme gelip beni sıkıştırarak bağırdı. Ertesi gün aldığım test sonuçlarında, kalp ritmimde olağan dışı hareket tespit edildiği yönünde bir rapor aldım. Psikolojim bozulmuştu. ?Zaman kaybetme, ayrıl?

Psikiyatr desteği almak için 17. Bölük Komutanımın yanına gittim. Bana, ?Bak Asya, seninle şu an komutan kişiliğimi bırakıp abi kişiliğiyle konuşuyorum. Bu okuldan mezun olamayacaksın. Daha fazla zaman kaybetmek yerine ayrıl? dedi. Ben de ayrılırsam ailemin o tazminatı ödemesini istemediğimi ve ailemi bu yüke sokmak istemediğimi o yüzden dayanabildiğim yere kadar dayanmak istediğimi söyledim. Kendisi de bana senin senelik kalp muayenen vardı bir git bakalım biz sana yardımcı oluruz? dedi. Ertesi gün hastaneye gittim ve 1 hafta içinde D kodu alarak 13 Mart 2013 tarihinde Harp Okulu?ndan ilişiğim kesildi. Sonraki süreçte Bursa?da 3 farklı kardiyoloji doktoruna giderek kontrollerimi yaptırdığımda kalbimde herhangi bir sorun olmadığını öğrendim.?

?Kendini 3?üncü kattan at? dediler

Ordu içerisindeki FETÖ yapılanması dışında kalan askeri okul öğrencilerinden biri de Melike Bulut Şehirli. 2010 yılında girdiği Hava Harp Okulu?nu baskılar nedeniyle bırakmak zorunda kalan Melike, karşı karşıya kaldığı işkenceleri şu sözlerle anlattı: Bir gece yatağımdan...

İlk olarak nöbet çizelgelerinde yer almayan nöbetleri tutmadığım için ceza aldım. Ondan sonra da 3?er günlük oda hapisleri çekmeye başladım. 27 Şubat 2011 tarihinde de bir gece yatağımdan komutanların seçtiği kadetler (rütbesi olmadığı halde görevlendirilen personel) tarafından kaldırıldım.

Okulu bırak baskısı

Kadınlar katındaki uçuş odasına alındım. Pencereye doğru esas duruşta 1 saat bekletildim. Bu sürede bana ?Melike Bulut, bu okula neden geldin, bırakmayı düşünmüyor musun, neden bırakmıyorsun, okulu bitirebileceğini mi düşünüyorsun, neyine güveniyorsun? dediler. Hatta pencereyi açıp 3. kattan kendimi atmamı istediler. Atlamayacağımı anlayınca odama gitmeme izin verdiler.?

?Namusuna sahip çıkamıyorsun!?

Eğitimler sırasında başka bir grubun kayırıldığını, kendisinin ise kasten aç bırakıldığını anlatan Şehirli, esas duruştayken üst devreden öğrencilerin silahını tekmelediğini, yasak olduğu için esas duruşu da bozamadığını anlattı: ?Silah düşünce alıp kaçıyorlardı. Sonra da ?Silah benim namusum. Ben silahıma sahip çıkamıyorum, demek ki ben namusuma da sahip çıkamıyorum komutanım? diye 25 kez bağırmamı istiyorlardı. Çok ağırıma gidiyordu, 25. kez söylerken artık ağlıyordum. Erkek devre arkadaşlarım bile artık gördüğüm zulme dayanamıyor, bu aşağılanma karşısında artık bırakıp gitmem gerektiğini söylüyordu.?

?Tazminatı ödemek için tarlada çalıştım?

Baskılara dayanamayıp askılara dayanamayıp okulu bırakan Şehirli, ?Okulu bıraktıktan sonra tazminatı ödemek için annem ve kardeşimle domates ve mısır tarlalarında amelelik yaptım? dedi.Uykusuz, susuz, aç bıraktılar?

2009?DA askeri liseden mezun olup Konya Hava Harp Okulu?na girmeye hak kazanan Abdulkadir Eroğlu, ?Gülen cemaatine mensup olduğunu? söyleyen subayların psikolojik ve fiziksel baskıları sonucu okulu bırakmak zorunda kaldığını anlattı: Zeka değil itaat

Pilotluk hayalini gerçekleştirmek için Hava Harp Okuluna girdiğini söyleyen Eroğlu, Hava Harp Okulun?da ?öğrenci seçme uçuşu? adı verilen kampa dahil olduğu sırada bu kamptaki yapılanmanın, Atatürkçü düşünce sistemine adapte olan gençleri istemediğini fark ettiğini söyledi. Eroğlu, komutanlarının da ?Bizim zeki, akıllı insanlara ihtiyacımız yok, itaat edecek kişilere ihtiyacımız var? diyerek, kendileri gibi düşünmeyenleri sistemin içinde istemediklerini belirtti.

Su-yemek yok

Eğitimde geceler boyu uykusuz bırakıldıklarını ifade eden Eroğlu, uçuş yapacakları gün bile gece boyu eğitimlere tabi tutularak, işkencelere maruz kaldıklarını söyledi. Eroğlu, ?Bize, bu yapılanmaya mensup arkadaşlara verilmesine rağmen su ve ara öğünler verilmedi. Onlar yemek yerken biz eğitim yaptık. bizi yıldırmaya çalıştılar? diye konuştu.

Psikolojik yıpratma ve iftira yoluna da başvurulduğunu söyleyen Eroğlu, yapılan baskıları şu şekilde anlattı: ?Her türlü hakareti edip vatan haini olarak suçladılar. O yıl okuldan birincilikle mezun olan biri, ?Siz mezun olamayacaksınız, sistem böyle istiyor, şu an sistem sizi kabul etmiyor. Size anlatamayacağım çeşitli şeyler var, istifa edin kurtulun, atılmaktansa istifa etmek en iyisidir. Burada kalırsanız 4. sınıfa geçseniz, mezuniyetinize iki gün kalsa yine atılacaksınız.?

?Ağlayarak ayrıldım'

?Baskı ve hakaretlerden dolayı zorla istifa ettirildiğimi yazdım. Dilekçem yırtıldı. Önüme ?Türk Silahlı Kuvvetlerinden kendi hür irademle, hiçbir baskı ve etki altında kalmadan istifa ediyorum? yazan bir metin koydular. Bunu kabul etmedim. Baskı altında istifa ettiğimi yazdım. 5 kere dilekçem yırtıldı. İstifa etmeyi kabul ettikten sonra 15 gün daha orada kaldım. Babamla görüşüp ikna etmeye çalışmışlar. Babam da onların baskı ve tehditlerini görünce dilekçeyi imzalamamı istedi. Onların önüme koyduğu dilekçeyi istemeyerek yazdım. 5 yaşından beri hayalini kurduğum Türk Silahlı Kuvvetlerinden ağlayarak istifa etmek zorunda kaldım.?


yrhizmetliiiii
Yasaklı
27 Temmuz 2016 10:33

mobing baskı maddi manevi tazminat davası

bana kurumumda psikolojik baskı çok yapıldı yıldırma politikası ayrımçılık aşşalama vs. gibi öncelikle söze kelimelere şöyle başlayım benim kurumumda iş ve iş ortamından dolayı hastalığım bir başka hastalıkdan bir başka kalıtsal telafisi olmayan bir hastalığa geçti devamlı tedavi ilaç kullanmakdayım hatta malülen emekliliğimi istedim durumuma dilekçe verdim neyse; hakkımda esrar eroin satma sokma suçlamalarına maruz kaldım bimere şikayet ettim mahkemeye verdim soruşturmaya yer olmadığı kararı çıktı sonra telefon sokma satma suçlamalarından dava açıldı delil yetersizliğinden beraat ettim. ve sonra baskı bitmedi memurlar tarafından devamlı baskılar gördüm haksız yere üst aramalarım yapıldı ve bunun gibi büssürü sebep anlatmak ile bitmez kitap yazacak kadar ve gene haksız yere maaş kesme cezası aldım. inş. allah cc. izniyle kazanacam bu davayıda anlımın akıyla ve şuanda kalıtsal F21.8 şizofreni hastasıyım gün geçtikce ilerliyor meslek hastalığı oldu dr. dahada ilerleyecek daha kötü olacaksın diyor iş nedeniyle oldu dedi rapor olarak verebileceklerini söyledi peki ben ne yapayım ne yapabilirim manevi tazminat davası acayımmı açmayı düşünüyorum. allah cc. yaşadıklarımı kimsye göstermesin. tşk. şimdiden


LisanKelam
Kapalı
15 Mayıs 2017 20:42

Canim yaniyor bogazimda dügümler olusuyoyr günüm mahf oldu. Ey Rabbim

Bana bu zulmü reva görev amir ve yardimcilarini su Ramazan ayi hürmetine tüm günahlarimi onlara pay et ya rab.

yaptigi tum zulum ve adaletsizliklere karsi onun isini dünyada ve ahirette rast getirme yarab.

nasil ki islerimi zorlastiriyorlarsa su mubarek aylar hümetine sende onlarinkini kini zorlastir

yaptiklarini Cezasiz birakma Allahim. en kisa zamanda hakketikleri ni onlara buldur ya rab

AMIN


LisanKelam
Kapalı
15 Mayıs 2017 22:45

Alo 170 se mesaj yazip amirlerin bu durumlarini iletmekten cekinmemek gerek kanaatimce. Devletimiz sagolsun bakin vatandasini düsünmüs.

Ertugrul gazi miz yok belki ama devletimiz var sagolsun.

Bu zalim Amirlere de gösterirler elbet anya ile konyayi.

Toplam 5 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi