Saygıdeğer hocam,
Öncelikle cevap verdiğiniz için teşekkür ederim. Zira bu mesajı yazmakta iki amacım vardı; ilki kollektif bir şekilde düşünmek, ki karşıt görüşlerin olması kaçınılmaz, ikincisiyse duygu ve düşüncelerimi ancak benim durumumda olan kişilerin anlayabileceğine inanmamdı. Eğer mesajım yersiz ve konu dışı görülüyorsa, adminlerce kaldırılabilir zannediyorum.
Çok güzel söylemişsiniz, beton bile icat edilmemişken var olan bir düşünce yapısı, yetişmiş iş gücünün de artışıyla, varlığını sürdürmesi bir yana, daha da kötüye gidiyor. Benim buradaki itirazım, kısıtlı olan bütçeler doğru yönlendirilebildiğinde, şartların herkes için daha insancıl olabileceğine olan inancımdan kaynaklanıyor.
Kendi adıma, ki ısrarla şahsımı hedef almışsınız. Ben hayatı boyunca suça karışmamış, bu ülkenin çeşitli kurumlarından teşekkür, takdir belgeleri almış, vergisini, primlerini ödemiş, iyi bir vatandaş olma gayesi gütmüş ortalama bir bireyi olarak, ödevlerimi yerine getirdiğime inanıyorum. Bu toplumsal anlaşmanın bir gereğidir elbette, ancak bunların karşılığında, güvenlik, iş güvencesi ve adalet beklemenin de hakkım olduğuna inanıyorum. Puanımın yüksek olduğunu söylemişsiniz, ben sınavdan 74 aldığımı belirtmiştim, branşım için bu kötü bir puan değil, bu atamada olmasa da ilerki atamalarda umut vaad eden bir puan sonuçta, bu puanın bana verdiği güveni şu anki 81 puan vermiyor, sıralamalar açıklanmadı zannediyorum, yanlışsam düzeltin lütfen.Adaletten bahsediyorum, eşitlikten değil, daha zorlu şartlarda görev yapan her çalışanın şartlarının iyileştirilmesi, toplumun, hepimizin yararına.
Bence güçlü olanın hayatta kalışını izlemek ve bu yarışta yerimizi almak yerine, uzlaşıyı tercih etmek herkes için en sağlıklı olan olurdu. Sonuçta öğrencilerin öğretmene, öğretmenlerin işe, milli eğitimin de kalifiye çalışanlara ihtiyacı var.
Hocam,öyle saldırgan yazmışsınız, ve ısrarla samimiyetimi sorgulamışsınız ki, kendimi savunma ihtiyacı duydum, aç değilim, açıkta değilim, alanımı ve mesleğimi her zaman tutku ile icra ettim. Halen özel sektörde, ve nisbeten iyi şartlar altında çalışmaktayım. KPSS sürecine girdiğimde, milli eğitimde çalışan arkadaşlarımla yaptığımız değerlendirmelerde, samimi bir sürecin var olduğuna inanmıştım. Sonra sözleşmeli öğretmenlik, sonra mülakat ve bugün gördüğüm tablo. Zorlama ve zorbalıkla olacak işler değil bunlar, dünyada örneklerini görebilirsiniz, kutuplarda çalışıp bilmem ne kadar gelir elde eden insanlar, zorunlu askerlik yapıp karşılığında terfi, ev v.s gibi imtiyazlar elde eden insanlar. Bunların hepsi motivasyondur, beğenirsiniz yada beğenmezsiniz. Herkes dünyaya büyük idealler için fedakarlıklar yapmak üzere geldiğine inanmak zorunda değil. Umut verebilmem için, umut edebilmem gerekmez mi? Son mesajınızda da ayrımcılıkta bahsetmişsiniz, asıl ayrımcılık ve ötekileştirme benim karşıma çıkan ekranda, ve bana sunulan şartlarda. Zannediyorum doktorlar için bu anlamda pozitif ayrımcılık yapıldı, ve daha zorlu olduğu herkesce malum bölgelerde çalışan doktorların şartları iyileştirildi. Aynı politika öğretmenler için de izlense, sizce de daha iyi olmaz mı? Nasıl olsa her branşta kontenjanın neredeyse 3-4 katı başvuru var, birileri elbet gidecek demek ne kadar doğru sizce? Tekrar belirtmek istedim, oyunun kuralları, oyundayken değişti ve süreç bizi buraya getirdi, elimizde bu var deyip, tercih yapmak da bir seçenek, ki hala düşünüyorum, ama izin verin daha iyi nasıl olabilirdi diye düşünelim, konuşalım, tartışalım, yoksa bırakın beton evleri, "The House of Tomorrow" filmindeki gibi akıllı evlerde yaşıyor olsak da, bazı şeyler eski hamam, eski tas olarak kalacak.
Şovenist olup olmadığınıza karar veremedim, siz de karar veremişsiniz zaten. Sabah sabah tadınızı kaçırdığım için özür dilerim, ama takdir edersiniz ki bizim de pek tadımız yok bu aralar, özetle sayın hocam, "bu belirsizlik beni mahvediyor".
Yarınların hepimiz için daha güzel olması dileğiyle.
Sevgiyle
Saygıdeğer hocam,
Öncelikle cevap verdiğiniz için teşekkür ederim. Zira bu mesajı yazmakta iki amacım vardı; ilki kollektif bir şekilde düşünmek, ki karşıt görüşlerin olması kaçınılmaz, ikincisiyse duygu ve düşüncelerimi ancak benim durumumda olan kişilerin anlayabileceğine inanmamdı. Eğer mesajım yersiz ve konu dışı görülüyorsa, adminlerce kaldırılabilir zannediyorum.
Çok güzel söylemişsiniz, beton bile icat edilmemişken var olan bir düşünce yapısı, yetişmiş iş gücünün de artışıyla, varlığını sürdürmesi bir yana, daha da kötüye gidiyor. Benim buradaki itirazım, kısıtlı olan bütçeler doğru yönlendirilebildiğinde, şartların herkes için daha insancıl olabileceğine olan inancımdan kaynaklanıyor.
Kendi adıma, ki ısrarla şahsımı hedef almışsınız. Ben hayatı boyunca suça karışmamış, bu ülkenin çeşitli kurumlarından teşekkür, takdir belgeleri almış, vergisini, primlerini ödemiş, iyi bir vatandaş olma gayesi gütmüş ortalama bir bireyi olarak, ödevlerimi yerine getirdiğime inanıyorum. Bu toplumsal anlaşmanın bir gereğidir elbette, ancak bunların karşılığında, güvenlik, iş güvencesi ve adalet beklemenin de hakkım olduğuna inanıyorum. Puanımın yüksek olduğunu söylemişsiniz, ben sınavdan 74 aldığımı belirtmiştim, branşım için bu kötü bir puan değil, bu atamada olmasa da ilerki atamalarda umut vaad eden bir puan sonuçta, bu puanın bana verdiği güveni şu anki 81 puan vermiyor, sıralamalar açıklanmadı zannediyorum, yanlışsam düzeltin lütfen.Adaletten bahsediyorum, eşitlikten değil, daha zorlu şartlarda görev yapan her çalışanın şartlarının iyileştirilmesi, toplumun, hepimizin yararına.
Bence güçlü olanın hayatta kalışını izlemek ve bu yarışta yerimizi almak yerine, uzlaşıyı tercih etmek herkes için en sağlıklı olan olurdu. Sonuçta öğrencilerin öğretmene, öğretmenlerin işe, milli eğitimin de kalifiye çalışanlara ihtiyacı var.
Hocam,öyle saldırgan yazmışsınız, ve ısrarla samimiyetimi sorgulamışsınız ki, kendimi savunma ihtiyacı duydum, aç değilim, açıkta değilim, alanımı ve mesleğimi her zaman tutku ile icra ettim. Halen özel sektörde, ve nisbeten iyi şartlar altında çalışmaktayım. KPSS sürecine girdiğimde, milli eğitimde çalışan arkadaşlarımla yaptığımız değerlendirmelerde, samimi bir sürecin var olduğuna inanmıştım. Sonra sözleşmeli öğretmenlik, sonra mülakat ve bugün gördüğüm tablo. Zorlama ve zorbalıkla olacak işler değil bunlar, dünyada örneklerini görebilirsiniz, kutuplarda çalışıp bilmem ne kadar gelir elde eden insanlar, zorunlu askerlik yapıp karşılığında terfi, ev v.s gibi imtiyazlar elde eden insanlar. Bunların hepsi motivasyondur, beğenirsiniz yada beğenmezsiniz. Herkes dünyaya büyük idealler için fedakarlıklar yapmak üzere geldiğine inanmak zorunda değil. Umut verebilmem için, umut edebilmem gerekmez mi? Son mesajınızda da ayrımcılıkta bahsetmişsiniz, asıl ayrımcılık ve ötekileştirme benim karşıma çıkan ekranda, ve bana sunulan şartlarda. Zannediyorum doktorlar için bu anlamda pozitif ayrımcılık yapıldı, ve daha zorlu olduğu herkesce malum bölgelerde çalışan doktorların şartları iyileştirildi. Aynı politika öğretmenler için de izlense, sizce de daha iyi olmaz mı? Nasıl olsa her branşta kontenjanın neredeyse 3-4 katı başvuru var, birileri elbet gidecek demek ne kadar doğru sizce? Tekrar belirtmek istedim, oyunun kuralları, oyundayken değişti ve süreç bizi buraya getirdi, elimizde bu var deyip, tercih yapmak da bir seçenek, ki hala düşünüyorum, ama izin verin daha iyi nasıl olabilirdi diye düşünelim, konuşalım, tartışalım, yoksa bırakın beton evleri, "The House of Tomorrow" filmindeki gibi akıllı evlerde yaşıyor olsak da, bazı şeyler eski hamam, eski tas olarak kalacak.
Şovenist olup olmadığınıza karar veremedim, siz de karar veremişsiniz zaten. Sabah sabah tadınızı kaçırdığım için özür dilerim, ama takdir edersiniz ki bizim de pek tadımız yok bu aralar, özetle sayın hocam, "bu belirsizlik beni mahvediyor".
Yarınların hepimiz için daha güzel olması dileğiyle.
Sevgiyle
Mycatislost , 7 yıl önce
Beğenmediğiniz "şovenist"lerden biri de ben oluyorum sanırım:) Senelerce doğunun köylerinde görev yapan çok yakın aile bireylerim var ve bu insanlar oralardayken beton ev daha icat (!) edilmemişti. Yıllardır oralarda görev yapıyor bu öğretmenler. İlk siz olmayacaksınız. Ayrıca güvenlik lojman demişsiniz. O köylerde çocuklar yaşıyor efendi! Geleceklerinden umutlu olmalarının belki de tek sebebi sen olacaksın. Yüksek puanın elinde patladı diye üzülüyorsun da istanbulun göbeğinde canlı bombanın yanından geçme ihtimalinden fazla değil oradaki güvenlik sıkıntısı. Puanın YETMEYİP doğuya gitsen bu kadar koymazmış öyle mi? Yahu bırak bu işleri. Ben şovenist değilim ama siz ve sizin gibiler kaç yüzleri olduklarını bir saysın isterim.