Sağlık memurları na
bakacak olursak, bir acil hekiminin sağ kolu iyi bir sağlık memuru
olduğunu görürüz. Acil servislerde türünün son örneklerine
rastladığımız, elinden her iş gelen bu kalifiye elemanlar, acil servisin
yükünü en çok çeken sağlık personelinin başında gelmektedir. Eskiden
sünnet yapmaktan, sağlık kabini kurmaya kadar bir çok konuda hizmet
verirlerdi. Acil servislerde ise ortopedi teknisyeni gibi alçı yapar,
plastik cerrahtan daha iyi sütür atar haldedirler. Apse drene eder, yara
bakımını çok iyi sağlarlar. İyi bir sağlık memuru her acil servise
hekim kadar gereklidir. Hele ki günümüz tıp fakültelerinden bir
nazogastrik sonda, bir foley kateter takmamış, bir apse drene etmemiş,
gerçek bir hastanın kesisini sütüre etmemiş doktorlar mezun oldukça
sağlık memurlarının ne kadar kıymetli oldukları, aslında yasal
mesuliyetleri olmamasına rağmen ne kadar işi omuzlarına aldıklarını
görmüş oluruz. Yasalara göre bir sütür bile atmadan mezun olmuş
pratisyen hekim sütürü atmalı ancak sağlık memuru tek başına sütür
atmamalıdır. Önce iyi hekim yetiştirip sonra yasal değişiklikler yapmak
yerine, önce yasal değişiklikler yapıp sonra pratikte bu işin
yürümeyeceğini anlayamayacak insanlar yüzünden zaten bazı uygulamalar
yap-boz olmuyor mu? Teorikte atmaması gereken sütürü pratikte atmak
zorunda kalan sağlık memuru hak ettiği ücreti alıyor mu peki? ASLA!
Saatlerce belki bir psikopatın kolundaki kesiyi dikmekle uğraşıyor, ona
ne diller döküyor, adama rağmen adama iyilik yapıyor da sonunda tüm
işlem puanı hekim üzerine kaydediliyor! Hekim ilk başta muayenesini
yapıp primer sütürle kapatılabileceğine karar vererek bilgisini
konuşturdu ve yasal sorumluluğu üzerine aldı. Ancak alın terinin
hakkını ödemeden, marifet sahibi takdir edilmeden çalışma barışı
sağlanabilir mi? Bu sağlık memurlarının hakkı yıllardır yenilmektedir.
Dobra olmak gerekirse bu durum hekim kesimimizin pek de umurunda
olduğunu söylemek mümkün değil. Herkes alacağı paraya bakar olmuş, diğer
bir kimsenin haksızlığının giderilmesi için eğer kendi kazancından bir
küçük fedakarlık edecek olsa feryat eder hale gelmiş. Paraya olan sevgi
ve ihtiyacımız en temel insani erdemlerden olan adalet hissimizi
katletmiş!
Sağlık memurları na
bakacak olursak, bir acil hekiminin sağ kolu iyi bir sağlık memuru
olduğunu görürüz. Acil servislerde türünün son örneklerine
rastladığımız, elinden her iş gelen bu kalifiye elemanlar, acil servisin
yükünü en çok çeken sağlık personelinin başında gelmektedir. Eskiden
sünnet yapmaktan, sağlık kabini kurmaya kadar bir çok konuda hizmet
verirlerdi. Acil servislerde ise ortopedi teknisyeni gibi alçı yapar,
plastik cerrahtan daha iyi sütür atar haldedirler. Apse drene eder, yara
bakımını çok iyi sağlarlar. İyi bir sağlık memuru her acil servise
hekim kadar gereklidir. Hele ki günümüz tıp fakültelerinden bir
nazogastrik sonda, bir foley kateter takmamış, bir apse drene etmemiş,
gerçek bir hastanın kesisini sütüre etmemiş doktorlar mezun oldukça
sağlık memurlarının ne kadar kıymetli oldukları, aslında yasal
mesuliyetleri olmamasına rağmen ne kadar işi omuzlarına aldıklarını
görmüş oluruz. Yasalara göre bir sütür bile atmadan mezun olmuş
pratisyen hekim sütürü atmalı ancak sağlık memuru tek başına sütür
atmamalıdır. Önce iyi hekim yetiştirip sonra yasal değişiklikler yapmak
yerine, önce yasal değişiklikler yapıp sonra pratikte bu işin
yürümeyeceğini anlayamayacak insanlar yüzünden zaten bazı uygulamalar
yap-boz olmuyor mu? Teorikte atmaması gereken sütürü pratikte atmak
zorunda kalan sağlık memuru hak ettiği ücreti alıyor mu peki? ASLA!
Saatlerce belki bir psikopatın kolundaki kesiyi dikmekle uğraşıyor, ona
ne diller döküyor, adama rağmen adama iyilik yapıyor da sonunda tüm
işlem puanı hekim üzerine kaydediliyor! Hekim ilk başta muayenesini
yapıp primer sütürle kapatılabileceğine karar vererek bilgisini
konuşturdu ve yasal sorumluluğu üzerine aldı. Ancak alın terinin
hakkını ödemeden, marifet sahibi takdir edilmeden çalışma barışı
sağlanabilir mi? Bu sağlık memurlarının hakkı yıllardır yenilmektedir.
Dobra olmak gerekirse bu durum hekim kesimimizin pek de umurunda
olduğunu söylemek mümkün değil. Herkes alacağı paraya bakar olmuş, diğer
bir kimsenin haksızlığının giderilmesi için eğer kendi kazancından bir
küçük fedakarlık edecek olsa feryat eder hale gelmiş. Paraya olan sevgi
ve ihtiyacımız en temel insani erdemlerden olan adalet hissimizi
katletmiş!