Editörler : Lanet
12 Mayıs 2017 20:08

Unutulan sayfalar

Siyahi gecenin damarlarında yürüyorum. Nefes almayı unuttuğum anlar var. İliklerim üşüyor. Bir yanıp bir sönen sokak lambası, her adımımdan enstantaneler koparıyor.

Ne de az insan var ya da ben göremiyorum. Bir manken var köşedeki vitrinde çıplak, cansız, ketum, manadan bihaber. Onun yanında renkli baloncuklar çıkarıyor elinden, balık hafızalı bir palyaço. Herkesin cevabını bildiği ancak cevaplamaktan korktuğu bir bilmeceyi sahneliyorlar.

Bir parkta bankın üzerinde unutulan sayfalar, yağmurun habercisi rüzgarda uçuşuyorlar. Burnumda yanan bir çöplüğün kesif kokusu, yosun tutmuş merdivenlerden çıkarken. Yazık edilen vakitler toplanmış meydanda; saat kulesi ağlıyor ve çırpınıyor bir anne edasıyla, duyan var mı?

Evinde uyuyan bir çocuğun sokağa fırlayan ruhu benim halimden anladı. Beni görünce durdu. Uzaklarda haykıran bir lokomotif sesinin içinden -ay gibi yüzüyle- konuştu:

- Ne yapıyorsun! Karanlığın dibinden korkarken ışıktan kaçmak olur mu hiç?

Cevapladım:

- Bu gece gökyüzü unutulmuş, Ay ve yıldızları aramıyor insanlar.

Dedi ki:

- İnsanların çoğu görmek istemez. Bu nedenle kördürler. Ama sen görebildiğin halde yüzünü semaya çevirmiyorsan onlardan çok daha körsün!

Çocuk cevap beklemeden ışığa doğru koştu. Ayakkabılarım yapıştı kaldırıma, yürüyemedim. Başımda bir ağrı, diş köklerime kadar. İçi boş elbiseler gibi yığıldım; yağmuru beklerken.


sabah melikesi
Başbakan Müsteşarı
17 Mayıs 2017 09:32

Unutulan bir çok şey gibi, sayfalar da nasibini alır bundan..

Hayatta zamanla unutulmayacak hiç bir şey yok sanki. Yeter ki çok derine, kemiğe kadar saplanmış olmasın.

***

Hoş bir paylaşım olmuş.

Toplam 1 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi