07/03/2016'da sınava girdim ve hukuka aykırı bırakıldım. İdareye işlemin iptali için 08/03/2016'da başvurdum. idare 08/04/2016'da itirazımı reddetti. Reddettiği dilekçede nereye başvuru yapmam ve süresi belirtilmedi. Daha sonra ben 12/05/2016'de Kamu denetçiliğine başvurdum.26/10/2016'da kamu denetçiliği incelenemezlik kararı verdi yine bana yargı yolu ile süresi belirtilmedi. Kamu denetçiliği kararına 05/11/2016'da başvuru yolu belirtilmediği için itiraz ettim.
Kamu denetçiliği itirazıma cevap gelmeden 01/12/2016'da idare mahkemesine dava açtım. Rize idare mahkemesi idarenin eylemine karşı açtığım davayı zamanında açmadığım için reddeti. Karara itiraz ettim ve Samsun Bölge idare mahkemesi de aynı şekilde istinaf talebi mi süre nedeniyle reddeti.
İdareye ve kamu denetçiliğine basvurularıma verilen cevaplarda idari mercilere başvuru yolu ve süresi belirtilmediği için Bölge idare mahkemesinin gerekçeli kararına itiraz edip karar düzeltme talebinde bulunmayı düşünüyorum.
Anayasada, Devletin, işlemlerinde, bireylerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğunu öngören Anayasanın 40'ıncı addesinin ikinci fıkrasının, ayrı bir yasal düzenlemenin varlığını gerektirmeyen, doğrudan uygulanabilir nitelik taşımasından dolayı yasama, yürütme ve yargı organlarının, idare makamlarının ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının işlemlerinde, bu işlemlere karşı başvurulacak idari mercileri ve kanun yolları ile sürelerini belirtmesi zorunludur demekte,
Yine, Ekrem Akbulut "İdari İşlemlerde Kanun Yolu ve Süresini Gösterme Yükümlüğünün Yargısal Denetime Etkisi" adlı makalesin sayfa 11-12'de; İdarenin tesis ettiği işlemde başvuru yolunu ve süresini göstermemesi ve ilgili kişinin bu işleme karşı yasal süreden sonra açtığı davanın süre aşımı nedeniyle reddedilmesi, anayasal yükümlülüğünü yerine getirmeyen idarenin bu yolla dava tehdidinden kurtulması anlamına gelecektir. Diğer bir ifadeyle Anayasa hükmünü ihlal eden idare, bu ihlaliyle nedensellik bağlantısı içerisinde bulunan (yani ihlalinin doğrudan sonucu olan) bir menfaat elde etmiş olacaktır. Kanımızca bunun, hukuk düzeni tarafından kabul edilebilmesi mümkün değildir. Bu nedenle eğer idare, Anayasa m. 40/f. 2?den kaynaklanan yükümlülüğünü yerine getirmemiş ve ilgili kişi bu nedenle davasını süresi içinde açamamışsa, dava süresinde kabul edilmeli ve işlemin esasının yargısal denetimine geçilmelidir, demektedir.
Bu kararlar, idare ve kamu denetçiliği itirazlarıma verdiği cevaplarda basvuru yolu ve süresi göstermediği, bu nedenle davanın süre nedeniyle reddedilmesinin anayasaya aykırı olduğuna yeterli mi?
07/03/2016'da sınava girdim ve hukuka aykırı bırakıldım. İdareye işlemin iptali için 08/03/2016'da başvurdum. idare 08/04/2016'da itirazımı reddetti. Reddettiği dilekçede nereye başvuru yapmam ve süresi belirtilmedi. Daha sonra ben 12/05/2016'de Kamu denetçiliğine başvurdum.26/10/2016'da kamu denetçiliği incelenemezlik kararı verdi yine bana yargı yolu ile süresi belirtilmedi. Kamu denetçiliği kararına 05/11/2016'da başvuru yolu belirtilmediği için itiraz ettim.
Kamu denetçiliği itirazıma cevap gelmeden 01/12/2016'da idare mahkemesine dava açtım. Rize idare mahkemesi idarenin eylemine karşı açtığım davayı zamanında açmadığım için reddeti. Karara itiraz ettim ve Samsun Bölge idare mahkemesi de aynı şekilde istinaf talebi mi süre nedeniyle reddeti.
İdareye ve kamu denetçiliğine basvurularıma verilen cevaplarda idari mercilere başvuru yolu ve süresi belirtilmediği için Bölge idare mahkemesinin gerekçeli kararına itiraz edip karar düzeltme talebinde bulunmayı düşünüyorum.
Anayasada, Devletin, işlemlerinde, bireylerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğunu öngören Anayasanın 40'ıncı addesinin ikinci fıkrasının, ayrı bir yasal düzenlemenin varlığını gerektirmeyen, doğrudan uygulanabilir nitelik taşımasından dolayı yasama, yürütme ve yargı organlarının, idare makamlarının ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının işlemlerinde, bu işlemlere karşı başvurulacak idari mercileri ve kanun yolları ile sürelerini belirtmesi zorunludur demekte,
Yine, Ekrem Akbulut "İdari İşlemlerde Kanun Yolu ve Süresini Gösterme Yükümlüğünün Yargısal Denetime Etkisi" adlı makalesin sayfa 11-12'de; İdarenin tesis ettiği işlemde başvuru yolunu ve süresini göstermemesi ve ilgili kişinin bu işleme karşı yasal süreden sonra açtığı davanın süre aşımı nedeniyle reddedilmesi, anayasal yükümlülüğünü yerine getirmeyen idarenin bu yolla dava tehdidinden kurtulması anlamına gelecektir. Diğer bir ifadeyle Anayasa hükmünü ihlal eden idare, bu ihlaliyle nedensellik bağlantısı içerisinde bulunan (yani ihlalinin doğrudan sonucu olan) bir menfaat elde etmiş olacaktır. Kanımızca bunun, hukuk düzeni tarafından kabul edilebilmesi mümkün değildir. Bu nedenle eğer idare, Anayasa m. 40/f. 2?den kaynaklanan yükümlülüğünü yerine getirmemiş ve ilgili kişi bu nedenle davasını süresi içinde açamamışsa, dava süresinde kabul edilmeli ve işlemin esasının yargısal denetimine geçilmelidir, demektedir.
Bu kararlar, idare ve kamu denetçiliği itirazlarıma verdiği cevaplarda basvuru yolu ve süresi göstermediği, bu nedenle davanın süre nedeniyle reddedilmesinin anayasaya aykırı olduğuna yeterli mi?