Geçmiş Zamanın Görünen Yüzü
St. Petersburg - Rusya
St. Petersburg, Dostoyevsky'nin romanlarında ve Pushkin'in şiirlerinde bahsi geçen bir kenttir. Dostoyevsky, St Petersburg için, ''Dünyanın en sakin kenti '' der.
Rusya'nın Avrupa'ya açılan penceresi olan şehir, Baltık Denizi?nin kıyısında, Rusya'nın Finlandiya sınırında yer alıyor. 18. yüzyılda Çar I. Pedro tarafından kurulan şehir, bu gün Unesco tarafından Dünya Mirası Listesi'ne alınmış durumda. Bu kanallarla örülü, güzel ihtişamlı şehir, mimari yapısı ve Hermitage Müzesi'nin eşsiz koleksiyonlarıyla sanat severler için de önemli bir çekim merkezi.
Yüzölçümü açısından Rusya'nın ikinci, Avrupa'nın ise dördüncü büyük kenti olan St Petersburg gezilecek yerler açısından zenginliğini kültürel birikimi ve başkent olduğu dönemde inşa edilen zarif binalarıyla edinmiş. Ekim Devrimi'ni, Kanlı Pazar'ı yaşamış şehir Avrupai görünümü sayesinde diğer Rus kentlerinden ayrılıyor.
Gogol, Çaykovski ve Dostoyevski gibi kültürel figürlere ev sahipliği yapan St. Petersburg, monarşinin sonu, Bolşevik ayaklanması ve 1917 devrimi gibi tarihi olaylara tanıklık etmiştir. Yüzlerce müze ve tiyatroları ile St. Petersburg, Rusya'nın kültürel kalbidir ve Kış Sarayı, Kazan Katedrali ve Peter ve Paul Kalesi gibi mimari cevherlere sahiptir. Eğlenmek için şehrin ana caddesi Nevskiy Prospect'e gidilmelidir. Köprülerle kaplı şehir Neva Nehrindeki 44 adaya yayılmış durumdadır.
Çar Büyük Petro tarafından 16 Mayıs 1703'te Rus Çarlığı'nın Avrupa'ya açılan kapısı olması amacıyla kurulan şehir, 200 yıl Rus Çarlığı'nın başkentliğini yapmış ve (1914 - 1924) yılları arasında yani Rus İç Savaşı sırasında Petrograd, (1924 - 1991) yılları arasında yani Sovyetler Birliği döneminde Leningrad olarak anılmıştır. 1991 yılında Sovyetler Birliğinin dağılmasının ardından başa gelen yeni yönetim şehrin ismini yeniden St Petersburg olarak değiştirmiştir. Şehir, Almanlar tarafından 30 Ağustos 1941 tarihinde kuşatılmış ve 900 gün kuşatma altında kalmıştır.
*
Haziran Temmuz arasında en uzun gündüzler yaşanır ve yaklaşık 2 hafta güneş neredeyse hiç batmaz. Bu duruma beyaz geceler adı verilmiştir.
Geçmiş Zamanın Görünen Yüzü
St. Petersburg - Rusya
St. Petersburg, Dostoyevsky'nin romanlarında ve Pushkin'in şiirlerinde bahsi geçen bir kenttir. Dostoyevsky, St Petersburg için, ''Dünyanın en sakin kenti '' der.
Rusya'nın Avrupa'ya açılan penceresi olan şehir, Baltık Denizi?nin kıyısında, Rusya'nın Finlandiya sınırında yer alıyor. 18. yüzyılda Çar I. Pedro tarafından kurulan şehir, bu gün Unesco tarafından Dünya Mirası Listesi'ne alınmış durumda. Bu kanallarla örülü, güzel ihtişamlı şehir, mimari yapısı ve Hermitage Müzesi'nin eşsiz koleksiyonlarıyla sanat severler için de önemli bir çekim merkezi.
Yüzölçümü açısından Rusya'nın ikinci, Avrupa'nın ise dördüncü büyük kenti olan St Petersburg gezilecek yerler açısından zenginliğini kültürel birikimi ve başkent olduğu dönemde inşa edilen zarif binalarıyla edinmiş. Ekim Devrimi'ni, Kanlı Pazar'ı yaşamış şehir Avrupai görünümü sayesinde diğer Rus kentlerinden ayrılıyor.
Gogol, Çaykovski ve Dostoyevski gibi kültürel figürlere ev sahipliği yapan St. Petersburg, monarşinin sonu, Bolşevik ayaklanması ve 1917 devrimi gibi tarihi olaylara tanıklık etmiştir. Yüzlerce müze ve tiyatroları ile St. Petersburg, Rusya'nın kültürel kalbidir ve Kış Sarayı, Kazan Katedrali ve Peter ve Paul Kalesi gibi mimari cevherlere sahiptir. Eğlenmek için şehrin ana caddesi Nevskiy Prospect'e gidilmelidir. Köprülerle kaplı şehir Neva Nehrindeki 44 adaya yayılmış durumdadır.
Çar Büyük Petro tarafından 16 Mayıs 1703'te Rus Çarlığı'nın Avrupa'ya açılan kapısı olması amacıyla kurulan şehir, 200 yıl Rus Çarlığı'nın başkentliğini yapmış ve (1914 - 1924) yılları arasında yani Rus İç Savaşı sırasında Petrograd, (1924 - 1991) yılları arasında yani Sovyetler Birliği döneminde Leningrad olarak anılmıştır. 1991 yılında Sovyetler Birliğinin dağılmasının ardından başa gelen yeni yönetim şehrin ismini yeniden St Petersburg olarak değiştirmiştir. Şehir, Almanlar tarafından 30 Ağustos 1941 tarihinde kuşatılmış ve 900 gün kuşatma altında kalmıştır.
*
Haziran Temmuz arasında en uzun gündüzler yaşanır ve yaklaşık 2 hafta güneş neredeyse hiç batmaz. Bu duruma beyaz geceler adı verilmiştir.