Editörler : supporters.
05 Haziran 2007 10:10

Kaymakamlık (bilgilendirme platformu)

Kaymakamlığa dair her türlü paylaşım için tek başlık


mfd82
Aday Memur
05 Haziran 2007 11:00

Mersinkamu hoca diline bilgine ve yüreğine sağlık bir çoğumuzun dile getirmek istediği konular üzerinde oldukça başarılı yorumlarda bulunuyorsun. Ve şunu gösterdinki istedikten sonra insanın başaramayacğı hiç birşey yoktur. birde son olarak şunu söylemek istiyorum kaymakamlık sınavını kazanabilrsin yada kazanamaya bilirsin ama türkiye senin gibi düşünen, okuyan birini kazanmış olur.Sana kolay gelsin umarım herşey kalbinin istediği gibi olur...


Ali-ay
Aday Memur
05 Haziran 2007 19:37

arkadaslar hepinize kolay gelsin. burda bilgi alış verişi yapıyoruz ama tartışılan konu kaymakamın nasıl biri olması gerektiği olmamalı. burda herkes kaymakam olmaya niyetli ve herkeste kendini bu işe layık görüyordur. önemli olan şey (en azından benim için) bu yıl kaç kişi alınacak ve ne zaman. bunu hakkında bilgisi olanlar konuşursa mutlu oluruz


SayMüd
Yasaklı
05 Haziran 2007 19:47

Kaymakamlık, Hakimlik gibi mesleklere alınacak kişi sayısı çok sınırlıdır. Olsa olsa 500 kişiyi geçmez. Oysaki sınava

4 veya 5.000 kişi girecek.. Kalanların meslek sahibi olması için, hem özel sektöre ve hem de kamuya hazır olması gerekir.

Şimdiden; hem kamu ve hem de özel sektördeki iyi kadrolara müracaat ederek, kendinizi sınamanızda büyük yarar var! Hem deneyim ve hem de ölçme ve değerlendirme vesilesi olacaktır.

Artık, dört yıllık eğitim almanın çok yetersiz kaldığını da görmüş olacaksınız.. İyi bir iş elde etmek için yabancı dil bilgisinin de iyi derecede olması gerektiği anlaşılacaktır. Keza yüksek lisans da araştırılacaktır.. Bunlar yoksa, özel sektör kişilerin yüzüne bile bakmıyor. Sadece üniversitenin verdiği diplomayla yetinmemek gerekir. Aksi, yanlış olur!.

Artık özel sektörün büyük kuruluşları, sosyal bilimlerden

değil; MBA'lı yüksek mühendislerden üst yönetici seçiyor..

Aynı şey, yabancı dev firmalarda da böyle! Matematik gerekli!

Büyük yabancı şirketler, fabrikalar, devasa şirketler; artık mühendis yerine yüksek mühendis, MBA eğitimi, ikinci yabancı

dil, çeşitli kurs sertifikalarını arıyor.. Tek bir dalda MBA da değil, iki dalda MBA yapanı arıyor.. Hafta sonları büyük gazetelerin İK ekini inceleseniz, bunları görürsünüz.. Onüç senedir şirketlere mali danışmanlık yaptığım için bunlara da yakınen tanık oluyorum. Çok yönlü araştırmacı olmakta yarar

var!.. Sakın duraganlığa girmeyin, çok hazin ve acı olur..

Vaktiyle; İçişleri Bakanlığında uzun yıllar maliyecilik de yaptığım için, hemen hemen tüm kaymakam, kaymakam adaylarını tanırdım.. Onlarla nice sohbetlerim de olmuştu. Üst bürokrat kademeyle de dialoğum olurdu. Kendinizi çok yönlü kılınız..

Dar alanlara hapsetmeyin! Anılan Bakanlık yanında, Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlıkları ile Emniyet Gn.Müdürlüğünün ve Polis Koleji ve Akademisinin Muhasebe Müdürü olduğum için tüm yurtdışı eğitim işlerinde çalışma ve katkılarım olmuştu.

Ankara dışında da on ilde müdürlük yapmıştım. Dost acı söyler

misali, eğitim için fırsat varken, yol almaya bakmalısınız..

Önceki yazılarımı da dikkate almanızda yarar olur.. Gerekir ise; sadece yurtiçi değil, yurtdışı dev kuruluşlardaki adet ve gelenekleri, iş arayışları hakkında, burada ayrıntılı ve derin bilgi verebilirim. Kendinizi ona göre konsantre eder, beğenir veya beğenmezsiniz.. Takdir de sizin olur!. Yukarıda

bazı yazılarda çok yanlışlıklar da var, yanlış kanaatler de..

Bu, yaşınızın gereği oluyor ama iyiniyetli.. Bilinmeyen o kadar çok şey var ki, daha yolun başındayız.. İyi akşamlar..


khaki
Aday Memur
05 Haziran 2007 20:02

2007 yılı için kaymakamlığa ayrılan kadro sayısı 109'dur, ancak henüz bu sayıyı tek seferde mi yoksa ikiye bölüp mü alacakları belli değil, ayrıca bakanlıktaki yetkililerin genel yorumu sayının ikiye bölüneceği yönünde ama yine de tek seferde de almaları mümkün.şimdilik bunu dışında bir bilgi yok.


mersinkamu2
Kapalı
05 Haziran 2007 21:05

açılacak olan kadro sayısına göre tek seferde de alım yapılsın,iki seferde de olsun önemli olan yüksek puan almak.yani her türlü spekülüasyona rağmen sınav açılacak.ancak her şey psikolojik olan bu 85 barajında.misal 40 kişide alınsa,100 kişide alınsa alnacak 85 puan kesinlikle sınava girmeye hak kazandırır.kadro sayısı değil bu psikolojik baraj ön planda tutulmalı.

sevgili saymüd.sizi tanımak ve bu sanal alemdede olsa düzeyli bir tartışma yapmak benim açımdan büyük bir zevk.bu şekilde tartışılarak zaten sorunlara çözüm bulunabilir.zaten tecrübeniz ve olaylara bakış açınız kalitenizi ortaya çıkarıyor.ancak dil konusunda sizinle bazı konularda hem fikir olamasakta:)) sizinde iyiniyetinize güvenerekten bu foruma yazdığınız düşüncelerinizle özel sektörü düşünen çok sayıda insana yol gösterdiğiniz ve bilgi birikiminizden faydaladırmanız yönündeki düşüncelerinizden dolayı teşekkür ediyorum.

ancak birbirinin tam tersi olan zıt düşüncelerle ve yapıcı eleştirilerle toplumlar ilerler ve kalkınır.yaş olarak benden hayli büyüksünüz.ve bu sitenin diğer forum başlıklarında zaman zaman yazılarınızı okuyorum.ve gerçketen beğeniyorum.burda düşünceleremi yazarken zaten sizinde iyiniyetinize ve bilime olan inancınızı düşünerekten düşüncelerimi dillendiriyorum.o yüzden bir büyüğüm olaraktan eğer size bir saygısılığım veya kusurum olduysa affola.her zaman her yerde her konuda sizin gibi duyarlı ve konuya ve dünya görüşüne hakim olan bireylerle tartışıp,fikir üretmek isterim...


Ali-ay
Aday Memur
06 Haziran 2007 16:51

arkadaşlar tobb 2006 yılı ekonomik raporunu yayınlamış. haberiniz olsun


talhaba
Daire Başkanı
06 Haziran 2007 17:26

bende saymüd; ün yazılarını takip ediyorum gerçekten çoğu zman çok doğru tespitlerde bulunuyor ve öğütler veriyor bundan hepimiz çok memnununz..fakat bence bazı gerçekler gözden kaçıyor..

bizler genellikle anadolunun ücra köşelerinden gelmiş,üniversitelerde zorluklarla okumuş,çoğumuzun babası işçi memur,ayrıca okuyan birsürü kardeşleri olan..annesi babası çokda eğitimli olmayan..sınırlı gelirlerle okumaya çalışan ve üniversiteyi bitiren insanlarız..

sizin bahsettiğiniz pozisyonlar,okullar,master hepsi için genellikle maddi manevi çok şey gerekiyor,sölermisinz bana artık kim dershaneye gitmeden odtüyü ve boğaziçini kazanabiliyor..dershane fiyatları en az 3bin tl den başlıyor..fakir,gelir seviyesi düşük insan ailelerin çocuklarıda kazanıyor çok iyi yerleri biliyoruz ama onlar 100 de 5 tir emin olun..

ayrıca bahsettiğiniz özel sektör için ya çok iyi bir torpiliniz olacak veya en süper okullardan en süper eğitimle bitirmiş olacaksınız.ben şahsen 3 tane bankanın müf. kazandım ama sırf okulum ben torpilsizlikten elendim eminim..

çünkü karşımdaki bana madem notların çok iyiydi neden odtüye geçmedin dedi..

bunları göz önüne aldığımızda bizim için en uygun yer devlettir..en azından sınavlar var..ve size şunuda söyleyeyim..inanın çoğu insanın ingilizce öğrenecek parası yok..kursa gidecek kitap alacak,toefl a girecek...napalım biz değil sistem utansın..


mersinkamu2
Kapalı
06 Haziran 2007 18:18

o yüzden zaten saymüd ün düşüncelerini eleştirdim.yoksa bahsettiği konular doğru olabilir.ancak sadece ülkemizde değil dünyanın genelinde bile kolejlerde okuyan ya da iki üç dili bilen insan sayısı çok az.örneğin ülkemizde ilköğretim zorunlu.ancak dünyada ise ortaöğretim zorunlu hale getirilmiş durumlarda.bugün bile amerikanın arka sokaklarına gittiğinizde açlıktan dilencilik yapan,veya çok fakir aileler mevcut.bu dünyanın temel sorunu.önemli olan kolej mezunu olmak,ders notu biriktirmek,iyi derecede yabancı dil bilmek,yüksek mühendis olmak değil.ayrıca bugün dünyanın var olduğu tarihten bu yana dünyaya yön veren önemli fikir ve düşünce adamları yani liderlerin hiçbiri de sayılan bu niteliklere sahip değil aynı zamandada mühendis değillerdir.bu açıdan kamu sektörünün aradığı niteliklerle özel sektörün aradığı nitelikler zaten birbirinden tamamen farklıdır.ancak bu farklılığa rağmen en önemli liderler ya da yöneticiler kamu sektöründen gelmişlerdir.bugün bile türkiyede monaterist ve fredmının dünya görüşüne sahip olan ve fen kafalı olması nedeniyle tüm mühendislerin övünç kaynağı olan turgut özal bile devlet sektöründe yoğurulmuştur.ya da demirel.ama bu sayılan isimlerin hiçbiri lider ya da önder olarak kabul edilmemişlerdir.yöneticide asıl olması gerekn vasıflar mevcut olan sistemi benimsemek ya da onu eleştirmek ve onu çürütecek politikalar üretmesi değil,önemli olan yeni dünya görüşleri ve yeni sistemler sunabilmesidir.eğer bugün dünyaya başka bir lider gelecekse veya yaşadığımız yüzyıla damgasını vurabilecek bir isim ancak dünyada mevcut olarak kabul edilen kapitalist ya da kominist düzenden farklı bir sistem getirmesi gerekmektedir.

dün özellikle mehmet barlasın bir yazısını okuduğumda sanki buradaki tartışmaın farkındaymış gibi sanki burada tartışılan konuları okumuşta gazetedeki yazısını yazmıştı adeta.

şöyle diyordu yazısında.-şinasi,namık kemal,ali suavi,mithat paşa keşke fransızca yerine ingilizce bilseydide bu günleri görmeseydik.sakın yanlış anlamayın anlatmak istediğim ingilizcenin fransızcadan üstünlüğü ya da kullanım alanının fazlalığından değil.hani bizim tüm düşünce sistemlerimiz batıya göre kalıplaşmış ya.o zaman aydınların hepsi için fransızca bilmek bir büyük meziyet olduğundan fransadaki sistemin aynısını alıp bizim ülkemize getirmişler.o yüzden 1876 kanuni esasi ve arkasından gelen anayasalarımızın hepsinde fransız tesiri ve yönetim kadememizde de hep fransız tipi örgütlenme ağırlığını göstermiştir.arkasında modern türkiye ve 80li yıllardan sonra ağır bir şekilde amerikan ve ingiliz kültürü kendini hissettirmiştir.örneğin bugün bile eskiden fransaya staj için gönderilen kaymakam adayları artık ingiltereye gönderilmekte.ve artık ingiliz tipi devlet yönetimine ağırlık verilmekte.başlangıçta kendi toplumunun değerlerini bilen genç yöneticiler artık ingiliz ya da fransız gibi konuşmakta,sorunlara bu açıdan yaklaşarak fransız ya da ingiliz bakış açısıyla çözümler üretme yoluna gitmektedir.bu da toplumlardaki çözülmeyi ve sorunları artırmaktadır.

oysa bu konuya verilebilecek en güzel örnek ise gömlek artık ne bol gelmekte,ne de dar gelmekte.gömlek artık üzerimize yakışmamakta yani rengimizi açmamakta....


SayMüd
Yasaklı
06 Haziran 2007 19:41

Sayın Talhaba ve Mersinkamu;

Sizinle sosyal yapımız uyuşuyor.. Ben ve öğretmen olan eşim ilçede büyüdük. Varlıklı olmak ne kelime, bir sınav kazanıp yatılı devlet okullarında okuduk.. Maliye'de müdür olduğum sırada, çocuklar için yüzüklerimizi sattık.. Çocuk okuttuk..

Ahretlik arkadaşımdan dolar borçlanıp, dershaneye gönderdik.

Büyükler; ikiz olduğundan, aynı anda dershaneye gitmişlerdi.

Karı-koca çalıştığımız, lojmanda oturduğumuz halde zorlandık.

Galiba, 1992 idi.. Öğle vakti, ODTÜ yemekhanesinde yemeğini

bitirmiş olan bir öğrenciyi, Rektör ekmek çalarken yakalamış

idi. "Oğlum yemekhanede ekmek kısıtlaması yok! Neden buradan ekmek alıp gidiyorsun, yiyeceksen burada ye, zayi olmasın!" demişti.. Makina Mühendisliğinde okuyan genç, "Hocam bunları

şimdi değil, akşam evde akşam yemeği niyetine yiyecektim!.."

deyince, Rektör; orada öğrenciye sarılıp hüngür hüngür içten ağlamıştı. Bu genç, Makinayı 3,5 yılda birincilikle bitirdi.

Bizim delikanlının arkadaşıydı. ABD'de Texas Üniversitesinde burslu okudu.. Orada, Burslu Doktora yaptı. Şimdi Doçenttir.

33 yaşında ve NASA'da Uzay Havacılık'tadır.. Anlatılmaz bir fizik zekası vardı. Buluş sahibidir. Bizim büroya da sık sık gelirdi. Konuşurduk. Bu çocuğun ne anası, ne de babası vardı.

Başkasının kitapları veya ders notlarıyla sınıf geçerdi.. Bu genç, önceki yıllarda kahvehane köşelerinde ders çalışmıştı.

Evi olmadığından bir samanlıkta yatardı. Fen Lisesi çıkışlı!

Bizimki, Aselsan' da Makina Yüksek Mühendisi iken, iki defa NASA'daki kursa gitmiş, ABD'nin Ohio eyaletinde buluşmuşlar idi.. Bizimki, bu genci hep gerçek "Hoca" olarak görmüştür..

Bir komşunun oğlu olan has genç, Belediye otobüsünde de ders çalışınca dikkatimi çekmişti.. Babası bir apartmanda görevli idi. Kalabalık bir ailesi vardı. ÖSS' ye hazırlanan bu genç

karda, kışta otobüs beklerken bile ders çalışıyordu. Deneme

sınavlarında; 180 sorudan 175 ine doğru yanıt verdiğini, ama

bir türlü 177' yi yakalayamadığını anlatıyordu. Hacettepe'de

İngilizce Tıp okumak istiyordu.. Ona, "175 doğru yanıt, has emeline hizmet eder!" demiştim. "Neye yarar ki, tamamına iyi

yanıt vermeliyim" demişti. Bu genç, okul çıkışı garsonluk da yapıyordu.. Bulaşıkçılık da.. ÖSS sonrası 178 doğru yanıtla

Hacettepe Tıp Fakültesi (İngilizce) ni kazanmıştı.. Dershane

görmeden, kim kazanabilir ki!.. Üstelik de, Ayrancı Lisesi..

Sizlerin yukarıdakiler gibi eğitimli olmanız gerek! Yabancısı

olmadığınız o İngilizceyi öğrenmek bu kadar mı zor? Oturulan yerde bile, öğrenilmesi mümkündür.. Çalışılırsa her şey elde edilir.. Yeter ki; o işe, çok iyi konsantre olunsun.. İnsan evinde oturarak da, kendini en iyi noktalara sevkedebilir..

Kimseye gücenmiş değilim. Siz has gençlersiniz.. Belki biraz tecrübe eksikliğiniz olabilir.İşte o kadar! Benden çok daha kafalı olduğunuzu ise kabüllenirim... 1.90 metroluk bu uzun boya, yerden tazyikli akıl fazla pompalanmıyor! Mesafe uzun!

Kolaylıklar, başarılar..

06 Haziran 2007 21:23

BÜ­YÜK­ŞE­HİR BE­LE­Dİ­YE­Sİ KA­NU­NU, İL ÖZEL İDA­RE­Sİ KA­NU­NU VE BELEDİYE KA­NU­NUN­DA DE­Ğİ­ŞİK­LİK YA­PIL­MA­SI­NA DA­İR KA­NUN

Kanun No. 5675

Kabul Tarihi: 30/5/2007

MAD­DE 1- 10/7/2004 ta­rih­li ve 5216 sa­yı­lı Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si Ka­nu­nu­nun 13 ün­cü mad­de­si­ne aşa­ğı­da­ki fık­ra ek­len­miş­tir.

?Bü­yük­şe­hir be­le­di­ye baş­ka­nı, acil du­rum­lar­da lü­zum gör­me­si ha­lin­de be­le­di­ye mec­li­si­ni bir yıl­da üç de­fa­dan faz­la ol­ma­mak ve her top­lan­tı bir bir­le­şi­mi geç­me­mek üze­re top­lan­tı­ya ça­ğı­rır. Ola­ğa­nüs­tü top­lan­tı çağ­rı­sı ve gün­dem en az üç gün ön­ce­den mec­lis üye­le­ri­ne ya­zı­lı ola­rak du­yu­ru­lur ve ay­rı­ca mu­tat usûl­ler­le ilan edi­lir. Ola­ğa­nüs­tü top­lan­tı­lar­da çağ­rı­yı ge­rek­ti­ren ko­nu­la­rın dı­şın­da hiç­bir ko­nu gö­rü­şü­le­mez.?

MAD­DE 2- 22/2/2005 ta­rih­li ve 5302 sa­yı­lı İl Özel İda­re­si Ka­nu­nu­nun 12 nci mad­de­si­ne aşa­ğı­da­ki fık­ra ek­len­miş­tir.

?İl ge­nel mec­li­si baş­ka­nı, acil du­rum­lar­da lü­zum gör­me­si ha­lin­de il ge­nel mec­li­si­ni bir yıl­da üç de­fa­dan faz­la ol­ma­mak ve her top­lan­tı bir bir­le­şi­mi geç­me­mek üze­re top­lan­tı­ya ça­ğı­rır. Ola­ğa­nüs­tü top­lan­tı çağ­rı­sı ve gün­dem en az üç gün ön­ce­den mec­lis üye­le­ri­ne ya­zı­lı ola­rak du­yu­ru­lur ve ay­rı­ca mu­tat usûl­ler­le ilan edi­lir. Ola­ğa­nüs­tü top­lan­tı­lar­da çağ­rı­yı ge­rek­ti­ren ko­nu­la­rın dı­şın­da hiç­bir ko­nu gö­rü­şü­le­mez.?

MAD­DE 3- 3/7/2005 ta­rih­li ve 5393 sa­yı­lı Be­le­di­ye Ka­nu­nu­nun 20 nci mad­de­si­ne aşa­ğı­da­ki fık­ra ek­len­miş­tir.

?Be­le­di­ye baş­ka­nı, acil du­rum­lar­da lü­zum gör­me­si ha­lin­de be­le­di­ye mec­li­si­ni bir yıl­da üç de­fa­dan faz­la ol­ma­mak ve her top­lan­tı bir bir­le­şi­mi geç­me­mek üze­re top­lan­tı­ya ça­ğı­rır. Ola­ğa­nüs­tü top­lan­tı çağ­rı­sı ve gün­dem en az üç gün ön­ce­den mec­lis üye­le­ri­ne ya­zı­lı ola­rak du­yu­ru­lur ve ay­rı­ca mu­tat usûl­ler­le ilan edi­lir. Ola­ğa­nüs­tü top­lan­tı­lar­da çağ­rı­yı ge­rek­ti­ren ko­nu­la­rın dı­şın­da hiç­bir ko­nu gö­rü­şü­le­mez.?

MAD­DE 4- Bu Ka­nun ya­yı­mı ta­ri­hin­de yü­rür­lü­ğe gi­rer.

MAD­DE 5- Bu Ka­nun hü­küm­le­ri­ni Ba­kan­lar Ku­ru­lu yü­rü­tür.


nim hicaz
Memur
06 Haziran 2007 22:46

Ben bazı konularda SayMüd'e ve bazı konularda da MersinKamu arkadaşımıza katılıyorum. Şöyle ki; bence de tabii ki insan olanaksızlıkları bahane ederek kendini geliştirmemezlik etmemelidir. Sizler Anadolu'da okumuş olabilirsiniz ama bu İngilizce öğrenmenize engel değil bence de. İstemek önemli. Banka müfettişliklerinden elenen arkadaşın dediklerine katılıyorum. Bu önyargı bir an önce kaldırılmalı ancak bu üniversitelerde okuyan arkadaşlarımızın da kendilerini geliştirmeleri şarttır.

Şöyle de bir gerçek var ki Ankara kurumların merkezi ve bu ortamın içinde olmak, doğrudan bir avantaj sağlıyor zaten.

Bir de SayMüd abimizin dediği yöeticilerin mühendislerden seçildiği hususunda söylediklerine bir yanıt vermek istiyorum.

Bu baştan aşağı yanlıştır. Amerika'da artık İktisat veya İşletme mezunu insanlar bike yöneticilik için yeterli görülmeyebiliyor. En çok rağbet edilen meslekler, mühendislik gibi teknik olanlar değil bilakis işletme mezunlarından da daha sosyal meslekler. Mesela Sosyoloji ve Psikoloji mezunu adamlar. Ya da bu alanlarda yüksek lisans yapmış adamlar.

İngilizce biliyorum ve bunun yanına Fransızca'yı eklemek için elimden geleni yapıcam. Erasmus ile Belçika'ya gitmem sözkonusu. Bunu yapabilirsem eğer, hayalime ulaşmış olucam. Kaymakamlık ile Yurtdışı yüksek lisansı biraz hayal oluyor ama bakalım nasip. Daha 2 senem var neredeyse. Ona da bakıcam. Hoş zaten İçişleri Bakanlığı da kucağını açmış beni beklemiyor. Referanssız! ne kadar zor olduğunu hepimiz biliyoruz. Uzmanlıklar olabilir, başka birşey olabilir. Kendimizi yetiştirmek için gayret gösterirsek başaranlardan hiçbir eksiğimiz yok sonuçta.

Bir de arkadaşımız daha çok maddi durumu iyi olanların çok iyi okullarda okuduğunu söylemiş ama tam tersi bence. Bu okulları kazanan insanlar orta düzey veya altı zeki insanlardır. Ve birçoğu da lisede dershaneye ücretsiz veya çok cüzi miktarlara gitmiştir. Bunu hepimiz biliriz.

Ama hayatta en kötüsü geriye bakmak. Bundan sonra nasıl en iyi yapabilirim demek gerek galiba.


mersinkamu2
Kapalı
06 Haziran 2007 23:52

hayatta belkide en nefret ettiğim kelimedir 'keşke'keşke yapsaydım,keşke yapmasaydım tarzından cümleler kurmaya başladımmı artık hayat çekilmez olur.o yüzden ilerde bize keşke dedirtecek davranışlardan ve olaylardan kaçınmamız gerek.bu yüzdende nim hicaz arkadaşım dediklerine yürekten katılıyorum.insanın geriye bakmak zorunda kalması çok zor ve çok kötü bir durum.say müd abimizin verdiği örneklerin çoğu doğru ve insanın ufkunu geliştirecek cinsten.bu düşüncelere katılmamak elde değil.ancak mühendislik ve sürekli olarak yabancı dil eğitimini yöneticilikle eş tutması eleştirilmeye açık konular.bu konuda da zaten fikir birliğine hep beraber varılmış görünüyor.say müd abimiz başta olmak üzere bu forumda kaymakamlık konusunda düşüncelerini paylaşan arkadaşlara yürekten teşekkürlerimi sunuyorum.gerçekten konuları bitirdiğimiz,tekrarlara başladığımız şu günlerde bilgisayarı ders aralarında açıp düşünceleri paylaşmak insanı baya bir rahatlatıyor...

ayrıca kaçkezdaha arkadaşım sana da çok teşekkür ederim bu değişiklik hakkında bilgi sunumunda bulunduğun için.artık ösym soru hazırlama aşamısını bitirip büyük ihtimalle soru kitapçıklarını matbada basım aşamasına getirmiştir büyük ihtimalle.o yüzden kpss de bu yeni değişiklikler çıkmaz ancak kpssden sonra açılacak olan ilk kurum sınavında karşımıza gelir.bununla birlikte belki bu yıl çalıştığım dört farklı belediye kanunu olacak.ne kadar çok değişiyor anlam veremiyorum.hadi yapılan değişiklikler yerel yönetimlerin verimliliğini ve kalitesini artıracak cinsten olsa neyse ama sürekli olarak ya belediye başkanının toplantıya çağırma süresi gibi veya başkanlık görevinin sona ermesinden sonra tahhahüt altına girme süresi gibi ceviz kabuğunu doldurmayacak konular değiştiriliyor ve mecliste tartışmaları yapılıyor.yani tüm değişikliklerin hepsi siyasi...


mersinkamu2
Kapalı
07 Haziran 2007 00:28

ha bu arada unutmadan bazı arkadaşlar 2005 yılında çıkan kpss kamu yönetimi sorularını istemişlerdi.ösym 2005 yılındaki soruları yayınlamadı.ve o sınavdaki kamu yönetimi sorularıda baya bir zordu.onları aklımda olduğu kadarıyla buraya aktarmak istiyorum.

erken dönem kadın haklarının savunucusu kimdir

türkiyede ilk defa kadınlar hangi olayla iş hayatınna başlamışlardır(1924 anayasası)

3.selim döneminde yapılmayan ıslahat hareketi aşağıdakilerden hangisidir(tercüme odalarının açılması)

iş basitleştirmenin kurucusu kimdir.

iş genişletme ne demektir.

ayıplı mallarda ticaret hukukuna göre zamanaşımı süresi ne kadardır.

fiil ehliyeti ne demektir

avrupada reform ve rönesans hareketlerinden sonra görülmeyen düşünce hangisidir(skolastik düşünce)

ilk defa ekonomik ve sosyal haklar hangi anayasayla türk hukuk sistemine girmiştir(1961)

belediye kurulması hakkında valinin yetkili olmadığı durum hangisidir

aşağıdakilerden hangisi genel idari kolluk makamı değildir(belediye başkanı)

hangisi kaymakamın yetkilerinden birisi değildir(devleti temsil etme)

test ve denemelerin hangisi bir test veya denemenin her zaman için doğruluğu hakkında bilgi verir(sınavın en zor sosyoloji sorusu)

hangisi yönetsel süreçlerden birisi değildir(güdümleme yerine güdüleme olarak kelime oyunu yapımış.en kolay yön bilimleri sorusu)

hangisi merkeze danışmadan karar alabilmeyi anlatan bir kavramdır(yetrki genişliği)

türkiyenin avrupa birliğine uyum süreci içerisnde hangi anlaşmayla aday ülke konumuna geldiği söylenebilir(helsinki zirvesi)

avrupa kömür çelik topluluğu hangi anlaşmayla avrupa birliği adını almıştır(mastiricth)

uluslararası anlaşmalarla ilgili doğru olan hangisidir(2004 yılında yürülüğe giren temel hak ve özgürlüklerle ilgili konularda kanunla çatışma olması durumunda uluslararası anlaşma hükümlerinin esas alınacağı)

mevzi imar planının tanımı sorulmuş

sıra büyüklük kuralının tanımı

kır toplumun tanımı

tek büyük kent kuramının tanımı sorulmuş

imar planlarında en fazla yetkiye tek başına sahip olan kuruluş hangisidir(belediye)geçen yılda en fazla yetkiye sahip iki kuruluş sorulmuştu.

aşağıdakilerden hangisi anayasal gelişmenin ilk adımıdır(1808 senedi ittifak)

osmanlı imparatorluğu ilk defa dış borcu hangi savaşta hangi devletten almıştır(kırım savaşı-ingiltere)

tüzüklerle ilgili olarak yanlış olan ifade hangisidr(resmi gazetede yayınlanması gerekmez)

1982 anaysasında yer almayan kuruluş hangisidir(dpt)

1924,1982,1961 anayasalarının ortak özelliği olan durum.(başbakanın meclis içinden seçilmesi)

milli eğitim bakanlığının,bayındırlık bakanlığı yerine bir memur hakkında işlem yapmasındaki sakatlık hali(yetki tecavüzü)

baskı ve çıkar grubunun tanımı sorulmuş

medeni hukuka göre aşağıdaki kişilerin hangileri arasında hısımlık ilişkisi yoktur.(karı-koca)


SayMüd
Yasaklı
07 Haziran 2007 12:58

Özel sektördeki büyük sanayi kuruluşları, devasa şirket veya fabrikalar, holdingler yönetici seçerken; matematik kaynaklı yüksek mühendisleri tercih ederler.. En az; iki yabancı dili anadili gibi bileni tercih ederler.. MBA eğitimi alınmasını ararlar. Yabancı ülkelerdeki iş tecrübesi ile eğitim alınmış olmasını üstünlük sayarlar. Anaokulu, Kolej, Anadolu Lisesi,

Fen Lisesi mezunlarına öncelik tanırlar. ODTÜ, İTÜ, BOĞAZİÇİ herzaman üstünlük sağladığından tercih sebebi olur.. Bunları

hafta sonları yayınlanan "yönetici seçimine ait dev ilanlar" ile de zaten duyururlar.. Nice sınav ve mülakatlardan sonra

işe alımları gerçekleşir. Bunlara yakınen tanığım ve olayın

içindeyim.. Bankacılık, Turizm gibi hizmet sektörleri hariç; anlattıklarım gerçek! Ayrıca, tüm aile olarak da işin içinde olduk. Bizzat yaşadık. Tanık olduk.. Özel sektörde yeralmak için, en başta yüksek lisans ve yabancı dil sorunu mutlaka

çözülmelidir. Bu sayede, daha iyi konumlar elde edilebilir..

Yurtdışında eğitim ve iş deneyimi, MBA ayrıca çok önemlidir.

Alınan çeşitli kurs ve sertifika programları güce güç katar.

Başarılar ve kolaylıklar dilerim..


mersinkamu2
Kapalı
08 Haziran 2007 20:45

sevgili say müd.anlatığınız olaylar ve özellikler tamamiyle teknik anlamda özel sektörü düşünen bir insan için gerekli olabilir.ancak kaymakam,vali veya kamu idareciliği için:

termodinamik,difransiyel ve teknik resim gibi mühendistiki bilgiler değil,idari teşkilat,ileri derecede özel ve kamu hukuku bilgisi,yönetim bilgisi ve sosyoloji gerekir.ve üstüne üstlük iyi bir diksiyon ve kabul edilebilir bir genel kültür ve iyi bir fiziki görünüm...

zaten bu forumu meşgul eden arkadaşların yüzde 95 i de kaymakamlık için uğraşıyor.koç ya da sabancı holdingde mühendis olmak için değil.zaten öyle bir durum olsaydı konu başlığı koç holding veya sabancı holding veya aselsan hakkında olurdu...


SayMüd
Yasaklı
08 Haziran 2007 21:37

Anlattıklarım büyük şirketlerin yöneticiliği içindi. Turkcell

T.Telekom, Avea, Tofaş, Vestel, Fıat, Ford, Toyota, Arçelik, Aliağa Rafinerisi, T.Demir Çelik İşletmeleri gibi çok büyük kuruluşların yöneticiliği idi.. Mühendislik işleri değildi..

İşin başındakiler yüksek mühendisler ama yöneticilik yapar..

Galiba yanlış anlaşıldı.. Selamlar..


SayMüd
Yasaklı
08 Haziran 2007 22:42

Kamu idarelerinde yönetici olanlar ilgili alanda eğitim alan

kişilerdir. Ben de Maliye dalında eğitim aldığım için 30 yıl müdürlük yapmıştım.. İlkokul müdürü de öğretmendir ama okul müdürlüğü yapmıştır.. Benim yazdıklarım, özel sektördeki üst yönetime getirilenler.. (bankacılık, finans, turizm, vesaire gibi hizmet sektörleri hariç) Büyük kuruluşların üst yönetimi

idi. Bunlar, sosyal bilimci değil, mühendislerden seçiliyor..

Örneğin; KOÇ'daki en üst ve daha alttaki yöneticiler mühendis

nitelikli kişilerdir. Daha alt kademede ise, hukukçu, mali danışmanlar, araştırmacı, müdürler gibi bölüm başkanlarıdır.

Geçen yılın başında; ünlü Alman devi ve tam 195.000 çalışanı olan holding; yönetici seçimi için Türkiye'ye geldi. Bölge Müdürü seçmek ve onu daha üst yönetimlere yetiştirmek için..

Sadece bir kişi seçeceklerdi.. Üç-dört ay arayışa girdiler:

1. ODTÜ veya BOĞAZİÇİ mezunu ve yüksek mühendis olmak,

2. En az 8 yıl yüksek mühendislik ve proje işinde çalışmak,

3. En az üç yıl boyunca yurtdışında çalışmış olmak,

4. Bilinen yüksek amaçlı büyük şirketlerde yönetici olmak,

5. Avrupa ve Amerika'da eğitim ve kurslardan geçmiş olmak,

6. En az iki yabancı dili, anadiline yakın derecede bilmek,

7. Dünya ve Uluslararası İktisat Tarihi, Sosyolojiyi bilmek,

8. Mimarlık veya Jeoloji, Harita dalında bilgisi bulunmak,

9. İngilizce veya Almanca konferans verebilmek, sunum yapmak,

10.Golf, Eskrim, Basketbol, Tenis'den birine çalışmış olmak,

11.Kendi dalında proje üretilmek veya mucit olmak,

12.Müzik ve dans gibi sosyal aktiviteler için kurs almış olm.

13.Fizyonomisi çok düzgün olmak, iyi ve güzel giyinmek,

EK ŞART: ODTÜ veya BOĞAZİÇİ'ndeki 8 yıllık eğitim sürecinde 85 puandan daha az not almamış olmamak, noter tastikli ders notlarını sunmak, nüfus kayıtları, sabıka bilgileri, en az 3 yıllık pasaport bilgilerini holdinge ibraz etmek, vs..

ODTÜ İnşaat Mühendisliğinde lisans + yüksek lisans eğitimini alan gence, bir yılı aşkın süre; Madrit Üniversitesinde MBA

(Uluslararası İş İdaresi + Proje Yönetimi) dallarında işletme

eğitimi (çiftdal) aldırdılar.. İspanyolca da öğrettiler. Bu genç, şimdi Portekiz Lizbon' da eğitim alıyor. Üç dili var!..

Altı yıl içinde, iki dili daha öğrenmek zorundadır. Bu genç,

Avrupa ve Ameraka'dan seçilmiş, ünlü üniversite mezunu olan 38 yüksek mühendisle de yarıştırıldı ve birincilik kazandı..

MBA Eğitimlerinde de, yine birinci oldu.. Tam 33 yaşındadır.

Gitmeden önce; Vergi Hukuku ve Tekdüzen Muhasebe öğrenmişti.

İktisat Tarihi, Dünya Tarihini ileri boyutta iyi biliyordu..

Anayasa'yı çok önceden, talebeliğinde merak edip öğrenmişti..

Seçimi yapan şirket, Dünya'nın en büyük on şirketi içindedir.

Şirketin sahipleri,üst yöneticilerinin hepsi Yük.Mühendistir.

Selamlar.

13.


mersinkamu2
Kapalı
08 Haziran 2007 23:30

işte aradaki temel farkta bu.şeref gözübüyük yönetim hukuku kamu yönetimi ders 1,kitabın ilk sayfaları....kamu yönetiminin amacı kamu yararı,özel yönetiminki ise kardır.ve bireylere yöneliktir.birey çıkarlarını egemen tutar.kamu yönetiminde ise toplumsal çıkarlar egemendir.ve özel sektörün ulaşamadığı gücünün yetmediği alanlarda ön plana kamu yönetimi ve kamu yöneticisi çıkar.artık mühendislerin işi biter.ortada msf=msm eşitliğini sağlayacak bir kamu yöneticisine ihtiyaç vardır.ve bu yüzden devlet ve kamu yöneticisi vardır.

yani hem kapsam hem de nitelik olarak her iki meslek grubu arasında önemli nüans farkları vardır.zaten bu şartlarıda her ikimizde belirtmiş durumdayız.tercih kişinin kendisindedir.ya kendini özel sektöre adapte eder.ya da kamu sektörüne.idealist ve ufku geniş olan bir insan ise asla kendini özel sektörde harcatmaz.tarihte bunu açık bir şekilde göstermiştir...


SayMüd
Yasaklı
09 Haziran 2007 00:40

ODTÜ, İTÜ, BOĞAZİÇİ gibi üniversiteleri bitiren kişiler kamu

alanları yerine özel sektörü seçerler.. Eş ve aile durumları itibari ile seçimlerle daha rahat ve güvenli olmayı, statik olmayı arzulayanlar, akademisyenler ve doktorlar hariçtir..

Bizimkilerden biri, Ankara Anadolu Lisesi (Almanca-7 yıl)

mezunu olarak, Ankara SBF (Mülkiye) İktisat' ta bir yıl da İngilizce hazırlık okudu ama kamusal alanda favori olarak kabul edilen yüksek mali yargı organı olan kurumu seçmişti.

Bunda, nişanlısının TED Ankara Kolejinde öğretmen olmasının ve onun Ankara dışına gidemeyecek durumda olmasının etkisi vardı.. Eğer, KOÇ veya SABANCI gibi bir kuruma müracaatı olsaydı, belki memur statüsünde olan bir görev bulabilirdi.

KOÇ ve SABANCI gibi kuruluşlar, iktisat veya kamu yönetimi

gibi alanlardan mezun olan kişi eğer yüksek lisans yapmamış ise ve anadili gibi yabancı diller bilmiyorsa ODTÜ, BOĞAZİÇİ gibi üniversitelerden de mezun değilse, eleman olarak almaz!

Tavsiye üzerine alsa bile, bu; yönetici pozisyonunda olmaz..

En alt kademelerden o kişiyi işe başlatırlar. Bu gerçektir.

O kişi, kamu için çalışarak kaymakam, hakim olabilir ama bu

holdinglerde ve bağlı kuruluşlarında en alttan işe alınır..

Kendini iyice kanıtlamadıkça, yükselmesi için eğitim vermez!

Önceki sahifede en alta yazdığım yazıdaki yüksek mühendisin

elde ettiği kariyer ile kendinizi paralel saymayınız. Hele de; seçim işini yapan şirket, dünyanın en büyük 10 şirketi içinde ise.. Sınamak için, oraya başvurun!.. Müracaatınızı incelemezler bile.. Değil orası, KOÇ veya SABANCI'da tartıya

çıkmayı da deneyebilirsiniz.. CV'nizi hiç incelemezler bile..

"Ben yönetici olmak istiyorum" deseniz, gülerler.. Gerçeği önceden bilmeniz için yazdım.. Çok tanık olduğum gerçektir.

Aniden Kaymakam olabilirsiniz, ama oralarda personel olarak işe başlatırlar.. Yükselmek için, beş-on yıl da beklersiniz..

Bir çırpıda hakim-savcı pozisyonunda yargı organında iş alan gencimiz, iki yabancı dili olduğu halde, memur olarak işe başlatılacaktı.. ÖSS' de da Türkiye 1299' uncusu ve Anadolu Lisesi, SBF mezunu, KPSS'de de 93 puan aldığı halde.. Bu da bilinmelidir. Şimdiki yere, mezun olduktan 1 yıl sonra girdi.

SAYIN MERSİNKAMU, kendinizi; Vestel, Toyota, Arçelik, Ford Otosan, Aselsan, TAI, Turkcell gibi kuruluşlarda "yönetici adaylığı" için deneyebilirsiniz! Söylediklerimin doğruluğuna erişecek ve de hayal kırıklığı ile çok üzüleceksiniz..

Ayrıntısıyla özel sektörün üst dünyasını yazdım. Selamlar..


SayMüd
Yasaklı
09 Haziran 2007 12:54

Kamuda Genel Müdür Yardımcılığından emekli arkadaşımın oğlu

Başkent Üniversitesinde İngilizce Kamu Yönetimi okudu.. Ve

Kırıkkale Üniversitesinde yüksek lisans eğitimi son sınıfta.

İş deneyimi yoktu. KOÇ'a bağlı büyük bir kuruluşa iş talebi

için başvurdu.. Kısa dönem askerliğini de yapmıştı. Kabul edilmeyince tanıdıklar nedeniyle araştırdık. Verilen yanıt:

"Liseyi bitiren genç İngilizce Hazırlık dahil, 23 yaşında

mezun olur. Tezsiz yüksek lisansı aldığında yaşı 25 oluyor.

Askerlik süresi de sayılsa 26 yaşında olmalıydı. Oysa ki,

bu genç 29 yaşındadır.. Yüksek lisansı bile bitirememiş olduğundan, iş deneyimi olmayan bu gencin talebi, dikkate alınmamıştır.." deniliyordu.

Ailece üzüldüler. Bu arkadaş, emekli anne ve babanın kurduğu

işyerinde, ailesine yardım ediyor. Yaşı da 31 olduğu halde, yüksek lisansı hala bitiremedi.. Arkadaşın oğlu KPSS'de 75

puanın altında puanlar almıştı.. Bilgi için yazdım.. Sizler daha hızlı ve amaçlı olmalısınız.. Kolaylıklar dilerim..

Toplam 4608 mesaj
12345678910111213»

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi