Editörler : E.Kayı Han


Kapalı
12 Ekim 2007 08:49

RESMİ NİKAH YAPANLAR İÇİN İMAM NIKAHI FARZMIDIR.

Nikâh dinî bir müessesedir ve belli şartları vardır. Aynı şart ve esaslar resmî nikâhta, yani belediye memuru tarafından kıyılan nikâhta mevcutsa nikâh nikâhtır. Ancak şart ve esaslara dikkat edilmiyor, hattâ kaale alınmıyorsa mesele değişir, nikâha gölge düşebilir. Şöyle ki:

Resmî nikâhta evlenecek kişiler evlendiklerine dair ifadelerini açıkça belirtiyorlar. Ancak bu ifadelerin kesinlik bildirmesi gerekir. Başka türlü bir yoruma müsait olmamalıdır.

Bir diğer önemli nokta, şahitlerin Müslüman olması ve iki şahitten birisinin erkek olmasıdır. Oysa medeni hukukta şahidin T.C. vatandaşı olması kâfi geliyor.

Evlenecek taraflar süt kardeşi olmamalıdır. Oysa resmî nikâhta bu husus araştırılmadığı gibi, memur tarafından da sorulmuyor.

Müslüman bir hanım gayr-ı müslim bir erkekle evlenemez. Halbuki yürürlükte olan mevzuatta bu meseleye dikkat edilmiyor, memur sormaya gerek duymadan nikâhı kıyıyor.

Bu mahzurlar söz konusu değilse, sadece resmî nikâhla da helâllik mümkün olur. Zaten nikâhın rüknü: iki şahit huzurunda tarafların birbirlerini karı-koca olarak kabul etmeleridir.

Ancak bütün bunlarla birlikte İslâmî ölçüler çerçevesinde nikâh akdini ihmal etmemeli, yaptırmalıdır.


L0RDoftheOF
Kapalı
12 Ekim 2007 10:48

ASLINDA imam nikahı tanımlaması da fazla ilmi gözükmüyor.nikah nikahtır.bunu imama ait kılmak hiçbir fıkıh kitabında geçmez zannediyorum.böyle bakınca olaya ve nikahın şartları da biliniyorsa bu şartlar yerine gelince olay tamadır desek daha ilmi konuşmuş oluruz.


mhmtdmr
Müsteşar Yardımcısı
12 Ekim 2007 11:14

İmam nikahında bir dua fazla vardır. mihri belirledikteen sonra ve üzerinde anlaştıktan sonra resmi nikah yeterlidir. ama işte bizde bir gelenek gibi ikisi de olmazsa olmaz. resmi nikahta icab kabül var, bi mihir yok, o kadaar...


usehri
Genel Müdür
12 Ekim 2007 17:03

herkes keyfi konuşuyor ilmilik arayan arkadaş bile kendi aklına yatkınlık arıyor birincisi imam nikahı yoktur dini nikah vardır ve resmi nikahla alaksı yoktur


maviiturk
Kapalı
12 Ekim 2007 18:07

Nikahtan kasıt tarafların(erkek ve bayan) birbirini istemeleridir. bunun dışında iki tane de şahit yeterlidir. mehir konuşulmadan dahi nikah kıyılabilir. dualar edilmeden tarafların birbirini kabul etmesi şahitlerin onaylanması kadın ve erkeği birbirine helal kılmaktadır. günümüzde imam nikahı kavramı peygamberimizin sünnetidir. bizlere birer örnektir. kadın erkek birbirini kabul etsin. şahitlerde onaylasın yeter. resmi nikah bu nedenle dinen caizdir.


akdeniz.
Yasaklı
12 Ekim 2007 18:39

.Biz eşlerimizi Allah asöz vererek öyle helalimiz oluyor.Lord nikahı salt bir sözleşme gibi sunamazsın.İmam nikahıyla birbirine haram olan vücutlar Allah ın huzurunda birbirine helal hale geliyor.Böyle bir izin belediye başkanının ne haddine,o kimden almış helalleştirme yetkisini.İşin manevi boyutunu unutmayalım. İmam nikahı peygamberin sünneti seniyesidir


L0RDoftheOF
Kapalı
12 Ekim 2007 19:15

Nikâhın Rüknü :

Nikâhın rüknü, îcap ve kabulden ibarettir. (Yani evlenecek

kimselerden birinin: «Seni, karı ?veya koca? olarak aldım.» de­mesi, diğerinin ise : «kabul ettim.» demesidir. Kâfî'de de böyledir.

îcap, hangi taraftan olursa olsun, önce birinin : «aldım» veya : «vardım» diye bir söz söylemesidir.

Kabul ise, bu sözün müsbet (olumlu) olan cevabıdır. Inâye'de de böyledir. [3]


L0RDoftheOF
Kapalı
12 Ekim 2007 19:27

İSLÂM HUKUKUNDA EVLİLİK HIRİSTİYANLIK?TAKİ MÂNASINDA DİNÎ BİR SÖZLEŞME SAYILMAZ. Bir diğer ifadeyle nikâhın mutlaka cami gibi bir dinî mekânda yapılması gerekmez. Bu gerekmediği gibi nikâhın mutlaka bir din adamı tarafından kıyılması da gerekmez. ESASEN İSLÂM?DA ?HIRİSTİYANLIK?TA OLDUĞU GİBİ? DİN ADAMI SINIFI DA YOKTUR. İSLÂM HUKUKUNUN GEREK EVLENME ENGELLERİNE, GEREK TARAFLARIN EHLİYETİNE VE İRADE BEYANLARINA, GEREKSE EVLİLİĞİN ALENİYETİNE YÖNELİK OLARAK ARADIĞI ŞARTLARIN GERÇEKLEŞTİĞİ HER TÜRLÜ EVLİLİK, HERHANGİ BİR KİŞİ VEYA KURUMUN MÂRİFETİYLE OLMAKSIZIN SADECE TARAFLARIN KARŞILIKLI İRADELERİYLE YAPILMIŞ OLUR. Bununla birlikte tarafların hak ve görevlerinin daha kolay takibi gibi çeşitli sebeplerle evliliklerin kontrol altında tutulmasına ihtiyaç duyulması, evlilik akdinin yetkili kişi veya kurum nezaretinde yapılmasını ve kayıt altına alınmasını gerektirmiştir. BU BAKIMDAN YETERLİ ŞARTLARI TAŞIYAN VE TARAFLARIN İRADELERİNİN BULUNDUĞU HER TÜRLÜ EVLİLİK KİM TARAFINDAN YAPILIRSA YAPILSIN GEÇERLİDİR. ÜLKEMİZDE UYGULANMAKTA OLAN DİNÎ NİKÂHLAR, YANİ DİNÎ NİKÂH VEYA İMAM NİKÂHI ADI ALTINDA YAYGIN OLARAK YAPILAGELEN UYGULAMA ESASEN DİNİN VEYA İSLÂM HUKUKUNUN BİRİ RESMÎ, DİĞERİ DİNÎ İKİ NİKÂHI ŞART KOŞMASINDAN İLERİ GELMEMEKTEDİR; TAM TERSİNE BU TÜR UYGULAMA TARİHÎ VE CUMHURİYET DÖNEMİNDE OLUŞAN HUKUKÎ ŞARTLARLA VE İZLENEN POLİTİKALARLA YAKINDAN İLGİLİDİR. BİR YÖNÜYLE DE EVLENMELERDE İSLÂM HUKUKUNUN ARADIĞI ŞARTLARIN GERÇEKLEŞMESİ VEYA DENETLENMESİ HEDEFİNE YÖNELİKTİR. Osmanlı toplumunda da nikâhlar belli bir dönemden sonra devlet kontrolüne alınmaya çalışılmış, bunun için de nikâh kıyma yetkisi kadılara ya da onların özel olarak izin vereceği kimselere devredilmiş ise de bu konuda tam bir başarı sağlanamamış, mahalle imamları kadı kontrolü olmaksızın nikâh kıymaya devam etmişlerdi.

************/////////////////////İSLÂM HUKUKUNUN KLASİK DOKTRİNİNE GÖRE EVLENMENİN BİR DİN ADAMI HUZURUNDA YAPILMASI ŞART OLMADIĞI GİBİ RESMÎ BİR MEMUR ÖNÜNDE YAPILMASI DA DİNEN GEREKLİ//////////////*************** DEĞİLDİR. Ancak evlenmelerin belirli bir disiplin altına alınması, tarafların, varsa veli ve vekillerinin evlenme veya evlendirme ehliyetine sahip olup olmadıklarının bilinmesi, resmî bir memur tarafından yapılan evliliklerin ispat kolaylığı taşıması, doğacak çocuklarının nesebinin daha kolay biçimde sabit olabilmesi, evlenme engelleri varsa bunların bilinmesi ve ortaya çıkması gibi gayelerle oldukça erken dönemlerden itibaren evlenmelerin devlet kontrolünde yapılmasına özen gösterilmiştir. Meselâ Osmanlı Devleti?nin ilk yıllarından itibaren bir kısım nikâh akidlerinin mahkemelerde bizzat kadılar tarafından kıyıldığı bilinmektedir. Kadıların görevleri arasında nikâh kıymak da daima sayılagelmiştir. Yıldırım Bayezid devrinde mahkemelerde harç alınmaya başlandığında bu harçların miktarı devlet tarafından belirlenmekteydi. Bu harçlar listesinde 12 akçe ile nikâh harcı da vardır. Bu en azından Yıldırım Bayezid döneminden itibaren mahkemelerde nikâh kıyıldığını ve bu nikâhlar karşılığında hâkimlerin belirli bir harç aldıklarını göstermektedir. Mahkemelerde kıyılan nikâhların yoğunluğu devirden devire, şehirden şehire değişiklik arzetmektedir. Bazı şer?iyye sicil defterlerinde çok sayıda nikâh kaydı varken bazı defterlerde bu kayıtlar daha azdır. Gösterilen çabalara rağmen Osmanlı Devleti?nde bütün nikâhlar mahkemelerde kıyılmış değildir. Ancak mahkeme dışındaki nikâhlar da öyle zannedildiği gibi rastgele kıyılmamış, bunun için önce mahkemeden bir izin ve bir izin kâğıdı (izinnâme) almak gerekmiştir. Büyük camilerinin imamları sadece mahkemeden alınan izin üzerine evlenmek isteyen kimseleri evlendirmişlerdir.

NETİCE OLARAK DEVLETİN EVLENECEK KİMSELERİ EVLENME EHLİYETİ VE ENGELLERİ BAKIMINDAN KONTROL ALTINDA TUTMASI VE GEÇERLİ BİR EVLİLİĞİ SAĞLAYACAK ALENİYETİ TEMİN EDİP EVLİLİĞİN DİNÎ-HUKUKÎ GEÇERLİLİK ŞARTLARINI BİLEN BİR GÖREVLİYE NİKÂHLARI KIYDIRMASI İSLÂM?IN RUHUNA DAHA UYGUN BULUNMAKTA VE NİKÂH AKDİYLE EŞLERE SAĞLANAN HUKUKÎ GARANTİLERİ DAHA TEMİN EDİCİ OLMAKTADIR

......diyanet ilmihali........

ben tüm kitapları tarayıp olmadığını göstereceğime siz nikahta imamın varlığının gerekliliğinni gösterin daha kolay olur.hem böylece ilmi verilere göre konuşmuş oluruz.


L0RDoftheOF
Kapalı
12 Ekim 2007 19:33

tabii varsa:)))çok merak ediyorum yukarıdaki yazımı ilmi olmamakla suçlayanlar veya nikahta imamın varlığını sünnet sayanlar hangi kitaptan delil getirecekler.bekliyoruz.hodri meydan.


L0RDoftheOF
Kapalı
12 Ekim 2007 19:49

İmam Nikahı

1?????..İslam'da nikah (evlenme akdi), fıkıh konularının tasnifi içinde ibadetlere değil, dünya hayatını düzenleyen hükümler (muâmelât) bölümüne girer. Bir satım, bir kira akdi, dinle ilişkisi bakımından ne ise bir nikah akdi de odur. BU SEBEPLE NİKAH AKDİNİ BİR BAŞKASI DEĞİL, İKİ TARAF YAPAR; akit, aralarında evlenme engeli bulunmayan bir kadınla bir erkeğin, şahitler huzurunda, karşılıklı rızaları ve irade beyanları ile kurulur/oluşur. İMAMIN VEYA BELEDİYE MEMURUNUN NİKAH KIYMASI AKDİN KURULMASI VE SAHİH OLMASININ ŞARTI DEĞİLDİR; BUNLARIN YAPTIĞI, AKİT İŞLEMİNİ YÖNETMEKTEN İBARETTİR.

2?????.RESMÎ NİKAH AYRICA KAYIT ALTINA ALINDIĞI İÇİN EVLİLİK HUKUKUNU KORUMASI, GÜVENCE ALTINA ALMASI BAKIMINDAN DİNİN AMACINA DAHA DA UYGUNDUR.

3?????..İÇİNDE YAŞADIĞIMIZ ŞARTLARDA YALNIZCA -MEŞHUR OLMUŞ YANLIŞLIKLA- DİNÎ DENİLEN NİKAH İLE YETİNMEK, DİNİN ÖNEM VERDİĞİ EVLİLİK HUKUKUNU KORUMAK İÇİN YETERLİ OLMADIĞINDAN BUNUNLA KALMAMAK, MUTLAKA AKDİ RESMÎLEŞTİRMEK GEREKİR.

Yeni Medeni Kanunun 134. maddesine göre "Birbiriyle evlenecek erkek ve kadın, içlerinden birinin oturduğu yer evlendirme memurluğuna birlikte başvururlar. Evlendirme memuru, belediye bulunan yerlerde belediye başkanı veya bu işle görevlendireceği memur, köylerde muhtardır. 143. maddeye göre de "Evlenme töreni biter bitmez evlendirme memuru eşlere bir aile cüzdanı verir. Aile cüzdanı gösterilmeden evlenmenin dinî töreni yapılamaz. Evlenmenin geçerli olması dinî törenin yapılmasına bağlı değildir."

Kanunun amir hükmüne göre evlendirme memuru veya muhtar dışında bir merciin veya şahsın önünde yapılan evlenme akdi geçerli değildir. Ayrıca aile cüzdanı gösterilmeden; yani resmi evliliğin yapıldığı belge ile ispat edilmeden "evlenmenin dini töreni" yapılamaz. Ceza kanununda aksine hareket edenler için ceza da öngörülmüştür.

Türkiye'de 18 yaşından sonra, evli olmayan tarafların (bir kadınla bir erkeğin) rızalarıyla yaptıkları cinsel temas (dinimize ve ahlakımıza göre zina sayılan, günah ve ayıp olan fiil) suç değildir, cezası yoktur, ama bin yıldan beri milletimizin yaptığı bir evlenme şekli hem geçersiz sayılmış hem de yapanlara ceza uygulanmıştır. Nedir bu evlenme şekli? Günlük dildeki ifadesiyle imam nikahı veya dinî nikah. Kanun "evlenmenin dinî töreni" diyor; halbuki imamın yaptığı, daha doğrusu onun önünde yapılan şey "tören" değil, evlenme akdidir. Bu akdi evlendirme memurunun veya köylerde muhtarın önünde yaparsanız geçerli oluyor da imam, müftü, vaiz gibi bir din görevlisinin önünde yaparsanız geçerli olmuyor, hatta ceza da alıyorsunuz. Peki bu kanun niçin çıkarılmış? Laikliği uygulamak ve korumak için. Bu anlayışa göre eğer evlenme akdi din görevlisinin önünde yapılırsa, devletin düzeni dine dayandırılmış olur, bu da laikliğe aykırıdır. Defalarca yazdım bir daha tekrarlayayım: Devlet kanun çıkarırken vatandaşların inançlarını, âdetlerini, ihtiyaçlarını göz önüne alır, bir şahsın, gurubun, bölgenin inancını bütün vatandaşlara dayatmaz, mecbur kılmazsa bu laikliğe aykırı olmaz, olmamalıdır, laiklik böyle anlaşılmalıdır. Birçok Batı ülkesinde laiklik uygulama olarak vardır, ama buralarda evlenme akdi kiliselerde de yapılır ve papazlar akdi tescil ederler. Kanun evlenme akdinin mutlaka ve tek yer olarak belediyede, kilisede veya camide yapılacağını şart koşarsa bu laikliğe aykırı olur, ama isteyenlerin buralarda yaptırabileceğini ve har halü kârda akdin tescil edilmesini (hukukun öngördüğü şekilde bir deftere yazılmasını, imza altına alınmasını...) kabul ederse bu laikliğe aykırı olmaz, olmamalıdır. Aksi dayatma olur; Türkiye'deki böyledir, herkese "evlendirme memuru veya muhtar önünde evlenme" dayatılmış, mecbur kılınmış, imam veya müftüye bu selahiyet verilmemiştir.

Peki bu dayatmanın sonucu ne olmuştur?

Binlerce imam nikahlı evli çiftler ve onların, devletçe "nesepleri sahih kabul edilmeyen" çocukları. Devlet bunu düzeltmek için imam nikahını da hukukun içine alacak yerde, zaman zaman af kanunları çıkararak sıkıntıyı giderme yolunu tercih etmiştir. Bana göre bu kanun da değişmeli, şehirlerde müftülere, köylerde imamlara, evlenme akdini yaptırma ve kaydetme yetkisi verilmelidir. Sayın Ayşe Düzkan'ın da(Gazetem-net, 24 Ocak, 04) bu görüşte olması benim için ilgi çekicidir: "Türban yasağının kaldırılmasının birkaç başka taleple desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. bunlardan birincisi çok geniş bir kadın kesimini ilgilendirmekte; bu da imam nikâhının resmen kabul edilmesidir. böylece erkeklerin istedikleri kadar kadınla, imam nikâhiyla evlenmeleri ve imam nikâhiyla evli kadınların yasal haklarından mahrum olmaları engellenecektir."

YAZIDA EKSİLTME YAPMADAN ALDIM......H.KARAMAN.


L0RDoftheOF
Kapalı
12 Ekim 2007 19:53

Tıpkı bunun gibi muhtarlıkta, belediyede, konsoloslukta -ki bunlar da rejimin kurumlarıdır- yapılan nikah, şer'i bakımdan bir eksiklik taşımıyorsa geçerlidir. Esasen nikah akdini yapan, sayılan kurumlar değildir, akdin iki tarafıdır, erkek ile kadındır. Kurum yalnızca tescil ve ilan işini gerçekleştirmektedir. İmdi müslüman kadın ile erkek, şahitler huzurunda, dinin geçerli saydığı bir nikah akdi yaptıklarında; yani dinî bakımdan gerekli bulunan şartlara uygun bir akit yaptıklarında bu akit niçin geçerli olmasın, niçin başka bir akde (imam nikahına) ihtiyaç bulunsun? Nikah birdir, tektir; bu da İslâmın gerekli gördüğü şartlara uygun olarak yapılan nikahtır, nikahın yerine veya merasimi yönetene göre "belediye, imam vb." diye isim vermek sonucu değiştirmez; imam huzurunda olsun, belediyede olsun nikah, şartlara uygun yapıldığında geçerli olur, yapılmadığında geçersiz olur vesselam.

http://www.hayrettinkaraman.net/yazi/laikduzen/1/0144.htm


L0RDoftheOF
Kapalı
12 Ekim 2007 19:55

İmam Nikâhı - 3

Müslümanın bir nikâhı vardır; o nikâh, dünya hayatını da düzenleyen dininin, meşru ve makbul gördüğü, ilgili kaynaklarda tanımladığı, unsur ve şartlarını açıkladığı nikâhtır. Bu şartlar ve unsurlar arasında imam yoktur, nikâhı imamın kıyması yalnızca bir gelenektir, bu geleneğin oluşma sebebi de nikâh gibi önemli bir konuda bir hatanın, bir kusurun bulunmasını, günaha girilmesini, bir bilenin kontrolü ile engellemek olmalıdır. Şu halde imam nikâhından değil, İslam'a göre muteber olan ve olmayan nikâhtan (evlenme akdinden) söz etmek gerekir.

H.KARAMAN.


usehri
Genel Müdür
12 Ekim 2007 23:44

arkadaşlar lütfen imam nikahı değil dini nikah untmayalım kelimeler dinimizde çok önemlidir


L0RDoftheOF
Kapalı
12 Ekim 2007 23:49

ozaman sana burdan soru:hristiyan bir çift beraberce müslüman olursa nikahları düşer mi?evlilikleri devam edermi?yeniden """DİNİ nikah""" yapmalılar mı?


L0RDoftheOF
Kapalı
12 Ekim 2007 23:52

not:bu çift Cathédrale Notre Dame de Paris'de(klisede) papa tarafından nikahları kıyılmış olsun.


akdeniz.
Yasaklı
13 Ekim 2007 00:43

Yeni müslüman olanların iyilikleri baki,kötülükleri fani olur.Kul hakkı ile ilgili ödevlerini ve eksikliklerini azami derecede yerine getirirler eğer gayrimüslimken bu alanda bir kusurları varsa.

Gayri müslimken kılınan nikahta islama aykırı bir husus varsa giderilir,

Nikah ın sünnet olmasına gelince lord, sünnet Hz Muhammed in fiilleri sözleri ve takrirleri değil mi?Hz Muhammed nikah kıymamış mı?

Dini nikah ın zannedildiğinden farklı bir boyutu var.Burada birbirine helal olma durumu söz konusu,bu helalliğin sınırlarını Allah çizer.Günümüzde dini nikahın tek eksikliği resmen tanınmaması ve kadının yada erkeğin çoğunluka kadının mağdur olmasıdır.

Tekrar ediyorum kul da bedende Allah ındır Başkalarının onlar üzerinde tasarruf hakkı yok.helal haram çizgisini Allah belirler.Sözleşme Allah huzurunda duayla,mağduriyetlerin giderilmesi açısından istismarının önlenmesi açısından da resmi kaydı gereklidir.

Yapılan işlerin bir maddi bir de manevi boyutu vardır.

Evet nikahın rüknü icab ve kabul,şartları ise mehir ve şahitliktir.şeklen bir geçersizlik gözükmüyor ama manen resmi nikahın dini nikahla tamamlanması gerekir.Örneğin bayanın tek şahitliği resmen geçerli ya dinen.?


L0RDoftheOF
Kapalı
13 Ekim 2007 00:46

ne desek boş.neyse ben hodriyi de alıyorum meydanı da terk ediyorum.sizler yorumlarınıza devam edin.


akdeniz.
Yasaklı
13 Ekim 2007 00:50

Niye kızıyorsun lordum,sünnetin tanımında bir eksiklik mi var?


L0RDoftheOF
Kapalı
13 Ekim 2007 00:53

evindimiz velilik yaptığının nikahını kıydırmıştır tabi.peki sana da bir soru:böyle kaç kişinin nikahını kıymız 10 bin sahabiden 10 var mı?bilmiyorum beni aydınlatın ilim denizinizde beni serinletin.


L0RDoftheOF
Kapalı
13 Ekim 2007 00:55

5596 - Benî Süleym'den bir adam anlatmıştır: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'dan Ümame Bintu Abdilmuttalib radıyallahu anhâ'yı istedim, onu bana teşehhüd okumadan nikâhladı."

Ebu Davud, Nikah 30, (2120).


akdeniz.
Yasaklı
13 Ekim 2007 01:00

Ya lord saçmalama Hz Ali ile Fatıma nın nikahını kim nasıl kıymış,bir şeyin sünnet olması için 10 000 defa yapılması mı lazım.

Toplam 52 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi