Editörler : E.Kayı Han

mhmtdmr
Müsteşar Yardımcısı
09 Haziran 2008 00:52

bende diyorum ki islam hukukuna göre kadın gidere müşterek değil. kimse kadını gidere müşterek olmak için de zorlayamaz. bugünkü anlayış kadını üstüne aile sorumluluğunun maddi yönünü de yüklemek isteyebilir, ama bu dinen bi sorumluluk getirmez. kadın bugün kendini ailesinin gçimindn sorumlu hissediyorsa bu onun duyarlılığı ya da zorlanmaıyla alakalıdır. çalışan bi kadının malı üzerinde erkeğin de bi hakkı yoktur. yani eşin istemedikçe onun malından zırnık bile alamazsın. ama senin malına eşin ortaktır. mesele bu kadar basitken herkes gibi kadını da bi sömürü aracı gören emperyalist anlayışı çağdaş bi anlayış, diğerini ise 1400 yıl önceden kalma çağ dışı bi anlayış olarak görecek değiliz. kadın için hangisinin adil ve kolay olduğunu var sen ve eşin sorgulayadurun....


saadetiebediyye
Daire Başkanı
09 Haziran 2008 01:06

mhmtdmr kardeşin açıklaması yeterince ikna edicidir. çünkü 23 senede islamiyeti dünyanın başına geçirip en vahşi kavimleri 23 senede adam eden bir peygambere Allah tarafından indirilen bir kitapta akla aykırı şeylerin bulunması, kesinlikle imkansızdır. Akla aykırılık bulunsaydı çok yalancılar gibi foyası ortaya çıkacaktı. Efendimizin sayısız mucizeleri ve evliyaların kur'an'a bağlılıklarından dolayı sayısız kerametleri Kur'an'ı Kerim'in Hak kelamullah ve akılsızlıktan uzak olan büyük bir yol gösterici olduğunu gösterir. Şüpheye yer yoktur. inkara da yer yoktur.

Ayrıca 'mhmtdmr' kardeş senin yazına şunu da ekleyebiliriz: 1 pay alan kadın birde evliyse o para ona haydi hadi yeter çünkü zaten kocası ona bakıyor.

meğer Ne kadar da hikmetliymiş bu miras ayetleri öyle değil mi?

Ayrıca felsefe kardeş bugün insanlar böyle evlilik istiyor diyorsun, yani şimdi kur'an'ı insanlar kendi yaşayışlarına mı uydursunlar. Allah mı daha iyi biliyo insanlar mı. İnsanların yaşam zevkleri kur'an'ın emrine sed çekemez. bu saçmalık olur... Kur'an ne emrediyorsa evlilik ona göre yapılır insanların zevklerine kalmış birşey değil. Nefis her türlü zevki ister, Kur'an ise nefse yol gösterir.

Kur'an'ın nefsinize yol göstermesini mi istersiniz yoksa kur'an'ı kendi yaşam zevklerinize uydurmayı mı? elbette her ehl-i akıl 1. şıkkı seçer...


eskad.
Kapalı
09 Haziran 2008 03:16

yaw gene mi anlamadın???


Felsefffe
Genel Müdür
09 Haziran 2008 22:08

bugün nasıl eski mitlere gülüyorsak, yarın da bizim mitlerimize gülecekler!

Ama inanç işte, bugün kusursuz görünüyor! yarınsa basit olacak!

Değişen çağda sorunlar ve çözümler, zamana ve mekana göre değişip şekillenirken, geçmişin sorununu günümüz mantığıyla çözmediğimiz gibi, günümüzün sorunlarını da geçmişin mantığyla çözemeyiz! miras meselesi de aynen bu akıldışılığı yansıtıyor. Günümüz toplumsal durumlarını, geçmişin çözüm yöntemleriyle çözmede ısrar ve inat ediyoruz!


saadetiebediyye
Daire Başkanı
09 Haziran 2008 23:02

Kadeş Kur'an olmadan birşey halledilmez. Avrupayı örnek verelim istersen ne ailevi bir yuva vaar ne birşey. Aile diye birşey yok nerdeyse. miras vs. konularda akıllarına göre davranıyorlar çok olaylar oluyo. Ama kur'an'a tabi olanlarda böyle olaylar yok. Çünkü mü'minler onlardır ki onlar gönülden kur'an'a tabi olmuş kimselerdir.

Geçmiş veya günümüz diyorsun, bu meseleyi uzun uzun tartışmaya gerek yok, çünkü basit konularda böyle uzun uzun tartışılmaz. Dünya imtindır. İsteyen Allah'ın hükümlerine uyar isteyen uymaz. Kur'an ise insanların keyiflerine kalmış birşey değildir.

Milletler ya Kur'an'ın hükümlerine tabi olur, yada Avrupa gibi darmadağınık olur.

Mesele bu kadar, Kur'an'ı sorgulamadan önce Kur'an'ın mahiyetini bilmek lazım ilk önce.

Bi Kur'an'a tabi olmuş mü'minlerin gönüllerine bak, birde kur'an'a tabi olmayan istediği gibi yaşayanlara bak, hangisi daha rahat sence, hangisi gönlünce huzur içerisinde, iman eden mi yoksa imansız mı. Onu sizin vehminize havale ediyorum.

Kur'an sorgulanamaz. Allah tüm zaman ve mekanlara hitap ediyor nasıl sorgulanır. Allah kur'an'ı gönderirken geçmişi geleceği mi düşünemedi haşa. Düşünemeseydi aciz olurdu. Aciz olan ise ilah olmazdı.

Madem aciz değil tüm zaman ve mekanda Allah hazır ve nazırdır. Ona göre Kur'an gönderilmiş. Asıl mesele Kur'an'ın dilini anlayabilmekte.


mhmtdmr
Müsteşar Yardımcısı
09 Haziran 2008 23:11

her olay ve kural kendi şartlarında incelenir. bugün eski milletlere gülen, kendi formasyonsuzluğunu, olaylara sığ bakışını ortaya koyar. bir kuralı genel içerisinde değil de yaşadığı toplum normlarına göre değerlendiren ancak şaşı gözle olaylara bakabilir ki o ne gördüğünü tam görebilen ne de yalnış algılayabildiğinin farkına varabilendir. şartlara göre yapılandırılabilen her anlayışın ilkesel temelleri olması mecburidir. dünde kalmış olan her zaman kullanım dışı kalmış veya ekimiş değildir. her erdem dünde olduğu gibi bugün de yarın da saygıdeğer olma yönününü yitirmeyecektir. her erdemsiz avranış da dünde olduğu gibi bugünde, yarında rezilet olma vasfını kaybetmeyecektir. hırsızlığın şekli ve yöntemleri değişime uğrasa bile ilkesekl yönü hep aynıdır. miras hukukunda da bu böyledir. kadın bir meta olarak görünse ve ekonomik hayata katılma, çağdaş ve modern olma palavralarıyla aslanların önünde yem edilse bile her vakit erkeğin belli bi şekilde ya himayesinde ya da çaktırmadan kullanımında olacaktır. islam ise onun kullanılmasınıa şiddetle karşı, erkeğe karşı haklarını korumada ise karalıdır. siz ve sizi gibiler anlamasa yada anlamak istemeseler dahi...


Felsefffe
Genel Müdür
09 Haziran 2008 23:16

"Kur'an sorgulanamaz. Allah tüm zaman ve mekanlara hitap ediyor nasıl sorgulanır. Allah kur'an'ı gönderirken geçmişi geleceği mi düşünemedi haşa. Düşünemeseydi aciz olurdu. Aciz olan ise ilah olmazdı." yazmışsınız.

Tüm zaman ve mekanlara hitap etmediği, bazen de yanılıp yöntem değiştirdiği aşağıdaki örnekte görülebilir. Bir bak:

Enfal-65. Ey Peygamber! Müminleri cihada teşvik eyle. Eğer sizden sabredecek yirmi kişi olursa ikiyüze galip gelirler ve eğer sizden yüz kişi olursa kafirlerden bin kişiye galip gelirler. Çünkü onlar hakkı ve akıbeti düşünmeyen anlayışsız bir kavimdirler.

Enfal-66. Şimdi Allah sizden yükü hafifletti ve sizde bir zaaf olduğunu bildi. O halde sizden sabredecek yüz kişi olursa ikiyüz düşmana galip gelirler, sizden bin kişi olursa Allah'ın izniyle ikibin düşmana galip gelirler. Allah sabredenlerle beraberdir.

Şimdi yukarıdaki ayetlerden ikincisi (66) birincinin hükmünü ortadan kaldırmıyor mu? Tanrı birincisinde (65) belirttiği "20'ye 200" oranında yanılgıya düştüğü için bir diğer ayette (66) 100'e 200" oranına karar veriyor.

Ve bu ayetler tüm mekanlara da hitap etmiyor ayrıca, sadece o dönemdeki savaş meydanı için geçerli, öyle değil mi?

Ve "hiç bir ayetin hükmü değiştirilmemiştir, sonsuza kadar geçerli olacaktır" diyen tanrı, yukarıda yazdığım ayet örneklerinde:

"enfal65" ayetinin hükmünü, "enfal66" ile ortadan kaldırmıştır. değil sonsuza kadar, sadece bir sonraki ayet olan enfal66'ya kadar geçerli olmuştur enfal65'in hükmü, öyle değil mi?


seyhanlı_001
Yasaklı
09 Haziran 2008 23:28

Felsefffe...

zaten bu baslıgı baska biri açsa şaşardım..nerde islama saldırılan bi nokta var bu arkadas özellikle oraları secer..

ebu hanife edasıyla birilerini yola getirir..polat alemdar gibi her hengameden alnının akııyla cıkar...meger ne derin bir alim miş de habarımız yok...

bir gün de ah be nazlı kuşum şole bi başlık açsa ne olur..felsefesi kökten mi sarsılır...

EFENDİMİZE SALAVAT ETMENİN ÖNEMİ...

NAMAZI VAKTİNDE KILMANIN ÖNEMİ...

KUDRETİ SONSUZU ANLAMAK İÇİN YAPILMASINI İSTEDİKJLERİMİZİ YAZALIM...

FALAN FİLAN..

ama bu arkadas özellikle bu konuları secer...

bak şimdi sipariş vereyimde şu konuyuda hallet...

mesela

4 kadınla evliliğe ruhsat var...

ne deersin derin alim..bu konuyada bi lodoslama dalıp polat alemdar gibi racon kessen...konuyu bi çırpıda halletsen de siyasi forumun deli dumrulu saba melikesi ve avanesi tezahürat yapsa

FELSEFE SEN BİZİM HERŞEYİMİZSSSİİİİNNNNNNNN

OLEY OLEEEEEEE YYYYYYYYYY..EN BUYUK ALİ,M FELSEFEEEE

FELSEFE BURAYA KELAM KAİDE HAVAYAAAAAA

YASAR NURİ OUT...FELSEFE İNNN

.

.

.


Felsefffe
Genel Müdür
09 Haziran 2008 23:35

"ENFAL.65" AYETİNİN HÜKMÜ SONSUZA KADAR MI GEÇERLİDİR, YOKSA SADECE "ENFAL.66"YA KADAR MI?

Enfal-65. Ey Peygamber! Müminleri cihada teşvik eyle. Eğer sizden sabredecek yirmi kişi olursa ikiyüze galip gelirler ve eğer sizden yüz kişi olursa kafirlerden bin kişiye galip gelirler. Çünkü onlar hakkı ve akıbeti düşünmeyen anlayışsız bir kavimdirler.

Enfal-66. Şimdi Allah sizden yükü hafifletti ve sizde bir zaaf olduğunu bildi. O halde sizden sabredecek yüz kişi olursa ikiyüz düşmana galip gelirler, sizden bin kişi olursa Allah'ın izniyle ikibin düşmana galip gelirler. Allah sabredenlerle beraberdir.

Şimdi yukarıdaki ayetlerden ikincisi (66) birincinin hükmünü ortadan kaldırmıyor mu? Tanrı birincisinde (65) belirttiği "20'ye 200" oranında yanılgıya düştüğü için bir diğer ayette (66) 100'e 200" oranına karar veriyor.

Ve bu ayetler tüm mekanlara da hitap etmiyor ayrıca, sadece o dönemdeki savaş meydanı için geçerli, öyle değil mi?

Ve "hiç bir ayetin hükmü değiştirilmemiştir, sonsuza kadar geçerli olacaktır" diyen tanrı, yukarıda yazdığım ayet örneklerinde:

"enfal65" ayetinin hükmünü, "enfal66" ile ortadan kaldırmıştır. değil sonsuza kadar, sadece bir sonraki ayet olan enfal66'ya kadar geçerli olmuştur enfal65'in hükmü, öyle değil mi?


seyhanlı_001
Yasaklı
09 Haziran 2008 23:41

Felsefffe....

dediğim gibi sen harbi şizofrensin...nerde ihtilaflı konular orda sen...

nasih mensuh meselesi var kuranda bunu az biraz kuran okuyan herkes bilir...

bu konular derin alimlerin konusup üzerinde yortumlşar yapacagı konular..

yani senin gibi her ipini koparan dalacaksa bu konulara vah halimize ki yanmısız bitmişiz....

şole üzerinde ittifak edilen bi konuya dalsan nasıl olur...

ama ozaman senin gibi çıkıntı biri kendini nasıl belli edecek dimi ama...

allah bilir senin şimdi arkadasın bilem yoktur...hherdaim tartışmalı konuları açtıgından dolayı seni gören şeytanı görmüş gibi kaçıyordur ki bundan zerre şüpem yok..

felsfoşşş...


Felsefffe
Genel Müdür
09 Haziran 2008 23:58

"ENFAL.65" AYETİNİN HÜKMÜ SONSUZA KADAR MI GEÇERLİDİR, YOKSA SADECE "ENFAL.66"YA KADAR MI?

Enfal-65. Ey Peygamber! Müminleri cihada teşvik eyle. Eğer sizden sabredecek yirmi kişi olursa ikiyüze galip gelirler ve eğer sizden yüz kişi olursa kafirlerden bin kişiye galip gelirler. Çünkü onlar hakkı ve akıbeti düşünmeyen anlayışsız bir kavimdirler.

Enfal-66. Şimdi Allah sizden yükü hafifletti ve sizde bir zaaf olduğunu bildi. O halde sizden sabredecek yüz kişi olursa ikiyüz düşmana galip gelirler, sizden bin kişi olursa Allah'ın izniyle ikibin düşmana galip gelirler. Allah sabredenlerle beraberdir.

Şimdi yukarıdaki ayetlerden ikincisi (66) birincinin hükmünü ortadan kaldırmıyor mu? Tanrı birincisinde (65) belirttiği "20'ye 200" oranında yanılgıya düştüğü için bir diğer ayette (66) 100'e 200" oranına karar veriyor.

Ve bu ayetler tüm mekanlara da hitap etmiyor ayrıca, sadece o dönemdeki savaş meydanı için geçerli, öyle değil mi?

Ve "hiç bir ayetin hükmü değiştirilmemiştir, sonsuza kadar geçerli olacaktır" diyen tanrı, yukarıda yazdığım ayet örneklerinde:

"enfal65" ayetinin hükmünü, "enfal66" ile ortadan kaldırmıştır. değil sonsuza kadar, sadece bir sonraki ayet olan enfal66'ya kadar geçerli olmuştur enfal65'in hükmü, öyle değil mi?

[ "senin şimdi arkadasın bilem yoktur...hherdaim tartışmalı konuları açtıgından dolayı seni gören şeytanı görmüş gibi kaçıyordur ki bundan zerre şüpem yok.." ilginç bir çıkarım! ]


seyhanlı_001
Yasaklı
10 Haziran 2008 00:01

Felsefffe...

''ilginç bir çıkarım...''

ooo damarına bastım sanırım...

eh dedim ben ki hala aynı şeyi idda ediyorum feci şekilde antipatik birisin...seni gören kaçıyordur felsboşşş


mhmtdmr
Müsteşar Yardımcısı
10 Haziran 2008 00:14

öyle değil ama öyle olduğunu farzet. ne olacak yani, hükmü koyan Allah değil mi? dilediği zaman o hükmü değiştirmesine engel olan ne? yalnız hüküm koymak ve değiştimek Allaha mahsus. bugün işine gelmediği için değişmesini istemek kimsenin haddine kalmamış. her ayetin hükmü şartlar oluşunca yeniden uygulanır. gün olur enfal 65, gün olur enfal 66... insan gerçekten de cahili olduğu şeyindüşmanı da oluyormuş. miras olayından ekmek çıkaramadın herhaldeki nesih mensuh meselesine girmişisin. en kestirmeden söyleyeyim. nesh edilen, yani hükmü diğer bir ayetle değiştirilen ayetlerin hükmü fdahi kıyamete kadar mahfuzdur. kafan bassa da basmasa da bu böyledir...


Felsefffe
Genel Müdür
10 Haziran 2008 00:30

"işittik ve iman ettik" doğmalığın itirafıdır. ve özgürce, prangasızca düşünmeye engel bir davranıştır. geçmişin hurafeleriyle yaşamaya mahkum edilmiş insanlar, doğuştan beyinleri esir alınmış, düşünmesi kendisince yasaklatılmış insanlar yetiştiriliyor! Din ayırt etmeden diyorum, bütün dinler insaların beyinlerini esir almıştır, alıyor hala!


mhmtdmr
Müsteşar Yardımcısı
10 Haziran 2008 00:41

inansızlık ve özgürce yaşamak adına hayvanlardan daha düşük adice bir hayat yaşamak ve de bunun adına çağdaşlık diyen sizin gibi zavallıların beyinlerini şehvetleri kaplamıştır. sizler gibiler doğrunun değil, fitnenin peşinde koşarsınız. Allah da sizin gibileri şüpheler içerisinde debelene debelene yaşatır ve de öylece hayatın ne olduğunu anlayamadan adeta köpekler gibi ulutarak gebertir...


BAKSOY
Şube Müdürü
10 Haziran 2008 01:00

SELAMUN ALEYKÜM;

kADIN KISMI ÇALIŞSADA TAKILARDAN, GÜZELLİK BAKIM SETLERİNDEN EVE HERHANGİ BİR ŞEY KALMAZ, BU SEBEBLE ERKEĞE 2 PAY VERİLMESİ EN DOĞRU KARARDIR,

:)))))

SELAM VE DUA İLE


eskad.
Kapalı
10 Haziran 2008 05:38

mhmtdmrin cevaplarına rağmen anlamama konusunda ısrarlıysa bu tartışma burda kesilmeli..

uzadıkça inkarını dillendirmesine sebep veriyoruz...

felsefe senin yaptığının sorgulama değil düpedüz din olgusunun karalama..kendini insanlara faydasından çok zararının olduğuna inandırmışsın ve bu inandığını yine kendince delillerle desteklemişsin..ve diğer insanların da inanmasınıda istiyorsun..kendine taraf aramak çok normal bir psikolojik davranıştır....bunu anlayabiliyorum..

sadece dinlerle de değil senin derdin...

Allahın varlığını idraklada sorunların var..ve burda sana verilen her cevaba bulacağın bir eleştiri olacaktır...


seyhanlı_001
Yasaklı
10 Haziran 2008 12:05

mhmtdmr...

bu kadar acıklamayı duvara yapsan duvar bile imana gelir namaza durur kurana kalbini açardı...

ama bu modern ya-şer nursuz keltürk misüllü adam ne dersen kendi bildiğini okuyacak...

baksana eskad sabahın 5.de uykusuzu kaçmış...:))


saadetiebediyye
Daire Başkanı
10 Haziran 2008 12:45

Kardeş ilk önce şunu bilmek lazım. Kur'an'ın hakiki tercümesi yapılamaz. Onun kendi özel yüksek bir uslubu var. bizim yaptığımız tecümeler sadece bizim asıl kavramamız gereken noktadır. Bunu bilin o sizi kurtarır diyor. Yani daha çok hikmetleri var.

Ayrıca ''Allah siz de zaaf olduğunu bildi'' derken sonradan elde edilmiş bir bilgi değildir. bildi derken, zaten biliyordu manasında söylenilmiş. bilgisizlik acizlikten gelir. Aciz olan ise ilah olamaz. ilah yoksa kainat olmazdı.

Yoksa Allah bazı şeylerin bilgisinden habersiz olsaydı kainat düzenini devam ettiremezdi.

Madem Allah'ı, ayetten sizin çıkarımınızla, bilgisizlikle itham ediyorsunuz. O halde tüm hücreler ve atomlar bitkiler ve kainattata sonsuz sayıdaki zerredeler hareketlerini şaşırmadan nasıl görevlerini eksiksiz yerine getiriyorlar. Allah eğer az bir şey de olsa bilgisiz olsaydı kainatta düzen kalmaz bu zerreler görevlerini ifa edemezlerdi. Zira Allah mekandan münezzetir. her bir zerre Allah'ın eliyle işliyor.

İnsana aklı Allah verdi. insan kendi zaafının farkına varıyorda, İnsana aklı veren Allah insanların zaaflarından mı habersiz yoksa. İnsana duygu ve düşüncelerini Allah verdi. onların ne işlemler göreceğinide Allah bilir.

Eğer insanların zaaflarından duygularından habersiz olsaydı. o duyguları insana veremezdi. madem vermiş en ince ayrıntılarıyla Allah biliyor.

Ayrıca şunu da bilmeniz lazım gelen ayetler insanları bazı şartlara alıştırmak için Allah şefkat gösterip birden emretmiyor. Mesela içki ile ilgili gelen ilk ayette diyorki; şarhoşluk veren şeylerin faydasından çok zararı vardır. Ondan kaçınmanız sizin için daha faydalı olur'' diyor. bu ayet insanlara uyarı mahiyetinde, insanları bazı emirlere hazırlama aşamasında. Bundan sonra içki ile ilgili gelen 2. ayette diyorki ''İçki gibi şarhoşluk veren şeyler kesinlikle haram kılınmıştır.'' işte buradan anlamanız gerekeni anladınız.

madem insana duyguları, yani sevinç duygusunu, hüzün duygusunu, zaaf ve acizlik gibi şeyleri Allah verdi. O halde bunların işlevlerini ve neler yaşayacaklarını Allah biliyor.

Allah'ı bilgisizlikle ithm ediyorsunuz peki size bir soru: Bu soruya doğru cevap verebilirsen haklısın...

Senin tabirine göre Madem Allah onların zaafını daha sonradan öğrendi yani önceden bilmiyordu. O zaman insanlar o zaaf duygusunu aczilik duygusunu nasıl elde etti? Madem senin tabirine göre Allah onlardan habersizdi, insanlar kendilerindeki doğuştan var olan duyguları nerden elde etti kim verdi onlara o duygu programlarını kim yerleştirdi??? Allah bilmeseydi yerleştiremezdi??? Yerleştiremeseydi insanlarda o duygu programları zaten olmayacaktı???

cevap bekliyorum


Felsefffe
Genel Müdür
10 Haziran 2008 13:01

"Benim ümmetimin ömrü 1500 seneyi pek geçmeyecek"

Bu ifadenin hadis olduğuna dair kuvvetli deliller mevcuttur. (Kaynakları: Suyuti.el-Keşfu an Mücavezeti Hazihil Ümmeti el-Elfu,el-havi lil Fetavi,Suyuti. 2 / 248,tefsiri Ruhul Beyan. Bursevi.(Arapça) 4 / 262, Ahmed bin Hanbel.İlel.sh.89.)

Hadisten, islama göre kıyamete son yüzyıl kaldığı anlaşılır. Yüzyıl sonra kıyamet dediğiniz kopmazsa, hala neyi savunuyor olacaksınız?

(Tanrı varsa kusursuzdur, Ama dinler ve peygamberler büyük kusurludur, tarihe ve hadislere bakılınca açıkça görünüyor. Misal Muhammed'in bir çok hurafesi mevcuttur, aynı zaman da islamın hurafelerden arınmış olduğu savunulur. çelişkidir bunlar. Hep forumda yazdım, Muhammed eşşeklerin anırmalarını şeytan görmelerine bağlayacak kadar ilkel/batıl inançları vardı. isterseniz örnekleri çoğaltabilirim, hepsi hadislerle sabittir.)

Toplam 50 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi