************** KABULLENMEK
Bu yaz çalıştığım dersanede,ilk rehberlik dersinde şöyle birşey yaptık.Memur olmak size neler kazandıracak diye bir soru sordum.Cevaplarınızı birer kelimeyle verin dedim.Tahtaya da ''memur'' yazıp bir daire içine aldım.Verilen her cevabı birer ok çıkararak yazdım.Nasıl cevaplardı bunlar bir bakalım:
*saygınlık
*kariyer
*iş güvencesi
*para
*emeklilik garantisi
*sağlık güvencesi
*evlilik(e para lazım)
*özgüven
Yukarıda ki cevaplara benzer cevaplar geldi.Kendilerini memur olmuş gibi düşündükleri için o an tüm sınıfın gözleri ışıl ışıldı.
Daha sonra verilen tüm cevapları kapsayacak şekilde kocaman bir daire çizdim.Şöyle bir karşısına geçtim ve ''vay be, bu memuriyet neymiş ya, hayatımızı kökten değiştirecek '' dedim.Tasdikledi tabi öğrenciler.Bende bu büyük daireye kocaman bir çarpı attım ve gayet ciddi bir şekilde sınıfa döndüm '' demek ki siz memur olamazsanız ayvayı yediniz dedim ''
Sınıf bir anda buz gibi oldu.Rehberliği moral, motivasyon, kazanacağına inanmaktan ibaret sandıkları için şaşırdılar bu hamle karşısında.Kısa süren bir sessizlikten sonra kimi evet memur olamazsak yandım dedi(1.grup); kimi de dünyanın sonu değil dedi (2.grup).
İşte başarının ve başarısızlığın kendi el yazımızla yazıldığı ilk yer burası.İnsanlar birşeye ulaşmak,başarılı olmak istediklerinde kazanacaklarına,başaracaklarına inanmalıdırlar.Bunda sorun yok.Lakin bildiğiniz üzre hiçbirşeyin garantisi yok.Siz ne kadar inanmış olursanız olun neticede başarısız olma ihtimaliniz var.Bir düşünün, yok mu...?
Peki öğrenciler bu duruma nasıl tepki verirler bir bakalım.
*** Bu ihtimali yok sayarlar.Bu ihtimali inanmışlık düzeylerini sürekli artırarak ortadan kaldırmaya,perdelemeye çalışırlar.
*** Bu ihtimalin olduğunun idrakindedirler fakat bu ihtimal her akıllarına geldiğinde ondan kaçarlar.Onunla yüzleşmezler.Genelde onunla yüzleşmemek için daha fazla ders çalışmayı seçerler.Böyle yapmakla üstüne düşen görevi yerine getirdiklerini düşünürler.
(yukarıdaki iki durumda da bastırılan bu korku bilinçaltına atılır ve orda büyür.genellikle de sınavdan önceki gece,sınav sabahı veya sınav esnasında hortlar ve kişiyi esir alır.bir kitlenme hali yaşanır ya da panik başlar)
*** Bu ihtimalle yüzleşirler, ondan kaçmazlar lakin ona yenilirler.Bu durumdaki öğrenciler genelde bu durumu kimseye anlatmaz kendi içlerinde yaşarlar.Ne kadar çalışırlarsa çalışsınlar içlerinden bir ses '' bu senede olmayacak '' dediğinde ya da '' bu senede olmazsa yandın '' dediğinde bu sese kulak verir ve o hayali başarısızlığı iliklerine kadar yaşarlar.
Bu özellikler aslında hep yukarıda yazdığım 1.grup öğrencilerin ruh halleridir.Bu öğrenciler maalesef bu şekilde düşünüp hissederek,başarısızlığı kendilerine çekerler.Bir paratoner gibi...
*** Bu ihtimal karşısında hiçbirşey olmamış gibi davrananlar ise (yani 2.grup öğrenciler) doğru olanı yapanlardır.Yani bu ihtimal akıllarına geldiğinde bunu '' önemsemezler ''. Ne bu ihtimali yok sayarlar,ne ondan kaçarlar ne de ona yenilirler.Bu ihtimali yenmenin tek yolu onu önemsememek,aklımıza bu ihtimal geldiğinde şöyle diyebilmektir '' dünyanın sonu değil,ucunda ölüm yok ya ''
Bu noktada şöyle itirazlar yükseliyor.Hocam siz benim durumumun ne kadar kötü olduğunu bilmiyorsunuz ben nasıl bunu önemsemem.Bizde cevap olarak diyoruz ki ,durumunuz çok çok kötü olabilir.Maddi manevi bir sürü sıkıntınız olabilir.Bu sıkıntıların geçmesi için memur olmayı istiyorsunuz,eyvallah.Bizde bunu istiyoruz ve bunun için uğraşıyoruz ve de diyoruz ki başarısız olma ihtimalinizi şimdiden kabullenirseniz,bu durum aklınıza geldiğinde buz gibi kesilip kitlenmezseniz,onu yok saymazsanız,ona yenilmezseniz,içinize atıp onu büyütmezseniz başarılı olma ihtimaliniz artar.Size kendinizi başarısızlığa programlayın demiyoruz.Sadece bu ihtimale karşı bir duruş sergilemeniz gerektiğinden,bunun ne kadar önemli olduğundan hatta başarıya ulaşmak için kırılma noktasınında burası olduğundan bahsediyoruz.
Başarısız olma ihtimalini daha yolun başında iken kabullenmek çok önemli bir noktadır.Daha öncede dediğim gibi başarıya giden yolda da kırılma noktasıdır.Yaşanmış örneklerden yola çıkarak yazımıza devam edelim inşallah.
************** KABULLENMEK
Bu yaz çalıştığım dersanede,ilk rehberlik dersinde şöyle birşey yaptık.Memur olmak size neler kazandıracak diye bir soru sordum.Cevaplarınızı birer kelimeyle verin dedim.Tahtaya da ''memur'' yazıp bir daire içine aldım.Verilen her cevabı birer ok çıkararak yazdım.Nasıl cevaplardı bunlar bir bakalım:
*saygınlık
*kariyer
*iş güvencesi
*para
*emeklilik garantisi
*sağlık güvencesi
*evlilik(e para lazım)
*özgüven
Yukarıda ki cevaplara benzer cevaplar geldi.Kendilerini memur olmuş gibi düşündükleri için o an tüm sınıfın gözleri ışıl ışıldı.
Daha sonra verilen tüm cevapları kapsayacak şekilde kocaman bir daire çizdim.Şöyle bir karşısına geçtim ve ''vay be, bu memuriyet neymiş ya, hayatımızı kökten değiştirecek '' dedim.Tasdikledi tabi öğrenciler.Bende bu büyük daireye kocaman bir çarpı attım ve gayet ciddi bir şekilde sınıfa döndüm '' demek ki siz memur olamazsanız ayvayı yediniz dedim ''
Sınıf bir anda buz gibi oldu.Rehberliği moral, motivasyon, kazanacağına inanmaktan ibaret sandıkları için şaşırdılar bu hamle karşısında.Kısa süren bir sessizlikten sonra kimi evet memur olamazsak yandım dedi(1.grup); kimi de dünyanın sonu değil dedi (2.grup).
İşte başarının ve başarısızlığın kendi el yazımızla yazıldığı ilk yer burası.İnsanlar birşeye ulaşmak,başarılı olmak istediklerinde kazanacaklarına,başaracaklarına inanmalıdırlar.Bunda sorun yok.Lakin bildiğiniz üzre hiçbirşeyin garantisi yok.Siz ne kadar inanmış olursanız olun neticede başarısız olma ihtimaliniz var.Bir düşünün, yok mu...?
Peki öğrenciler bu duruma nasıl tepki verirler bir bakalım.
*** Bu ihtimali yok sayarlar.Bu ihtimali inanmışlık düzeylerini sürekli artırarak ortadan kaldırmaya,perdelemeye çalışırlar.
*** Bu ihtimalin olduğunun idrakindedirler fakat bu ihtimal her akıllarına geldiğinde ondan kaçarlar.Onunla yüzleşmezler.Genelde onunla yüzleşmemek için daha fazla ders çalışmayı seçerler.Böyle yapmakla üstüne düşen görevi yerine getirdiklerini düşünürler.
(yukarıdaki iki durumda da bastırılan bu korku bilinçaltına atılır ve orda büyür.genellikle de sınavdan önceki gece,sınav sabahı veya sınav esnasında hortlar ve kişiyi esir alır.bir kitlenme hali yaşanır ya da panik başlar)
*** Bu ihtimalle yüzleşirler, ondan kaçmazlar lakin ona yenilirler.Bu durumdaki öğrenciler genelde bu durumu kimseye anlatmaz kendi içlerinde yaşarlar.Ne kadar çalışırlarsa çalışsınlar içlerinden bir ses '' bu senede olmayacak '' dediğinde ya da '' bu senede olmazsa yandın '' dediğinde bu sese kulak verir ve o hayali başarısızlığı iliklerine kadar yaşarlar.
Bu özellikler aslında hep yukarıda yazdığım 1.grup öğrencilerin ruh halleridir.Bu öğrenciler maalesef bu şekilde düşünüp hissederek,başarısızlığı kendilerine çekerler.Bir paratoner gibi...
*** Bu ihtimal karşısında hiçbirşey olmamış gibi davrananlar ise (yani 2.grup öğrenciler) doğru olanı yapanlardır.Yani bu ihtimal akıllarına geldiğinde bunu '' önemsemezler ''. Ne bu ihtimali yok sayarlar,ne ondan kaçarlar ne de ona yenilirler.Bu ihtimali yenmenin tek yolu onu önemsememek,aklımıza bu ihtimal geldiğinde şöyle diyebilmektir '' dünyanın sonu değil,ucunda ölüm yok ya ''
Bu noktada şöyle itirazlar yükseliyor.Hocam siz benim durumumun ne kadar kötü olduğunu bilmiyorsunuz ben nasıl bunu önemsemem.Bizde cevap olarak diyoruz ki ,durumunuz çok çok kötü olabilir.Maddi manevi bir sürü sıkıntınız olabilir.Bu sıkıntıların geçmesi için memur olmayı istiyorsunuz,eyvallah.Bizde bunu istiyoruz ve bunun için uğraşıyoruz ve de diyoruz ki başarısız olma ihtimalinizi şimdiden kabullenirseniz,bu durum aklınıza geldiğinde buz gibi kesilip kitlenmezseniz,onu yok saymazsanız,ona yenilmezseniz,içinize atıp onu büyütmezseniz başarılı olma ihtimaliniz artar.Size kendinizi başarısızlığa programlayın demiyoruz.Sadece bu ihtimale karşı bir duruş sergilemeniz gerektiğinden,bunun ne kadar önemli olduğundan hatta başarıya ulaşmak için kırılma noktasınında burası olduğundan bahsediyoruz.
Başarısız olma ihtimalini daha yolun başında iken kabullenmek çok önemli bir noktadır.Daha öncede dediğim gibi başarıya giden yolda da kırılma noktasıdır.Yaşanmış örneklerden yola çıkarak yazımıza devam edelim inşallah.