Doğunun Kapısı Diyarbakır DİYARBAKIR! Şehirlerin öyküsü biraz da insanın kendi hikâyesidir. Hele kadim bir şehrin peşindeyseniz, tarihin belleğinin en ücra köşelerine uzanmanız gerekir. --------------------------------------------------------------------------------
Diyarbakır'ı 4 bölüm halinde, kısaca tanıtmaya çalışacam.
1. Bölüm: İlimizin Adı ve Kısa Tarihi
Şehrimiz, M.Ö.14. yüzyıldan günümüze kadar Amidi, Amid, Amida, Agusta, Karaamid, Karakale ,Karacakale, Hamid, Karahamid, Diyarbekir ve Diyarbakır isimleri ile anılmıştır
Diyarbakır ismi, yakın zamanlara kadar Diyarbakır merkezininde içinde bulunduğu geniş birbölgenin adı olmuştur.Bu bölge, bugünkü Diyarbakır merkezinden başka Erbil, Erzen, Cizre, Hani, Silvan, Harran, Hasankeyf, Habur, Ceylanpınar, Rakka, Urfa, Siirt, Sincar, İmadiye, Mardin, Muş, ve Nusaybin gibi pek çok yerleşim birimini kapsamaktadır.Ancak, günümüzde Diyarbakır ismi, sadece şehir merkezini ifade etmektedir.
Diyarbakır stratejik konumu itibariyle, daha kuzeyideki dağlık arazi ve bu dağlar arasındaki ovalarla, güneyindeki çöl karakterli ovalar arasında bir genişlik teşkil etmektedir. Bu bölge, aynı zamanda, uzak bölgeleri denizlere liman şehirlerine bağlayan ana yollar üzerinde bulunmaktadır. Bu yollardan biri, Anadolu ve Suriye?den gelerek Irak?a gitmekte idi ki bu yol aynı zamanda Akdeniz sahillerini Basra Körfezine bağlamaktadır. Bu güzergahtan Diyarbakır?da ikinci bir yol ayrılarak, kuzeydeki dağ settini Devegeçidi ile aşıp, Elazığ ve Sivas üzerinden Samsun?a iniyordu. Bu suretle Mezopotamya ile Karadeniz sahilleri arasındaki bağlantı Diyarbakır üzerinden kuruluyordu. Yine Diyarbakır?dan ayrılan diğer bir yol ise, Bitlis Van Gölü Havzası üzerinden Azerbaycan ve İran?a bağlanmakta idi.
İfade edilen staretejik konumu ve ana yolar üzerinde bulunması, çağlar boyunca Diyarbakır?ın gelişmesinde önemli bir faktör olmuştur.
Bu özellikleri dolayısıyla Diyarbakır, çok eski çağlardan beri önemli bir yerleşim alanı olmuştur.Bölgede M.Ö.25000-10000 yıllarında ilkel kavimlerin yaşadıkları tahmin edilmekte; M.Ö. 3000 yıllarından itibaren de medeni kavimlerinyerleştikleri bilinmektedir. Bölgemiz, M.ö. 1700 yıllarından sonra yazılı tarih dönemine girmiştir.
Kaynakların verdikleri bilgilere göre M.Ö 3000 yıllarından günümüze kadar Diyarbakır?dan gelip geçen uygarlıklar, hakimiyet kurmuş devlet ve hanedanlar , şekilde taspit edilmiştir.
HURİLERM.Ö. 3000-1260
MİTANNİLER M.Ö 3000-1260
ASURLULAR M.Ö. 1260-653
URARTULAR M.Ö. 1260-653
İSKİTLERM.Ö. 653-625
MEDLERM.Ö. 625-550
PERSLERM.Ö. 550-331
MEKEDONYALILAR(İskender Devri) M.Ö 331-323
SELÖKİDLER (Selevkos Hanedanı)M.Ö. 323-140
PARTLARM.Ö. 140-85
BÜYÜK TİGRAN DEVRİM.Ö. 85-69
ROMALILARM.Ö. 69-M.S. 53
PARTLAR VE ROMALILAR DÖNEMİ53-226
SASANİLER VE ROMALILAR DEVRİ226- 639
BİZANS DEVRİ 395-639
DİYARBAKIR?IN MÜSLÜMANLAR TARAFINDAN FETHİ VE ÜÇ HALİFE DEVRi639 ?750
EMEVİLER661-750
ABBASİLER750-869
ŞEYHOĞULLARI869-899
ABBASİLER899-930
HAMDANİLARI930-978
BÜVEYHOĞULLARI978-984-
MERVANİLER984984-1085
BÜYÜK SELÇUKLULAR1085-1093
SURİYE SELÇUKLULAR1093-1097
İNALOĞULLARI1097-1142
NİSANOĞULLARI142-1183
HASNKEYF ARTUKOĞ.1183-1232
EYYUBİLER1232-1240
TÜRKİYE SELÇUKLULAR1240-1302
MARDİN SELÇUKLULAR1302-1394
TİMUR HAKİMİYETİ1394-1401
AKKOYUNLULAR1401-1507
ŞAH İSMAİL İDARESİ 1507-1515
OSMANLI DEVRİ1515-1923
Bu tablodan anlaşılabileceği gibi Diyarbakır, uzun bir tarihi geçmiş boyunca ilk çağlardan itibaren bir çok Asya kökenli, Mekadonyalılar ve Romalılar gibi Avrupa kökenli ve hatta Azak Denizi civarından hareketle Kafkaslar ve Azerbaycan yolu ile Anadolu ,Suriye ve Filistin bölgesine kadar Türk kökenli iskitler gibi hakimiyetler altında yaşamıştır. Daha sonra Romalılar?ın bölgede hakimiyet kurmaları ile Diyarbakır, Romalılar?la, özellikle İran kökenli diğer hakimiyetler arasında bir mücadele sahası olarak görülmektedir. Bu arada Roma hakimiyeti esnasında Diyarbakır surlarıda önemli ölçüde inşa edilmiştir.
Roma hakimiyetinden Bizans?a intikal eden Ddiyarbakır, bu defa İslamiyetin ortaya çıkışını takiben müslüman Araplarla Bizans arasındaki mücadelelere sahne olmuştur. Bu mücadeleler esnasında halife Hz. Ömer zamanında, 699 yılında Diyarbakır, Müslümanlar tarafından feth edilmiştir. Emeviler ve Abbasiler gibi Arap idareleri geçiren Diyarbakır, Emeviler devrinde pek önemli bir gelişme kaydetmemişsede, Abbasiler devrinde eksiklerini tamamlayarak , İslam aleminin bölgedeki önemli şehirlerinden biri haline gelmiştir.
Daha sonra Şeyhoğulları,Hamdaniler, Mervaniler gibi mahalli hakimiyetleri takiben Diyarbakır, Büyük Selçukllu Sultanı Tuğrul Bey zamanında, Oğuz boylarının Anadolu akınları sebebi ile temasa başlamış ve nihayet 1048 yılında Mervanoğulları Nasrülddevle Ahmet?in Tuğrul Bey?e itiatini arzetmesi ile Büyük Selçuklu hakimiyetini tanımıştır. Sultan Melikşah devrinde 4 Mayıs 1085 tarihinde Diyarbakır, Büyük Selçuklular tarafından fethedilerek, Türk idaresi kurulmuştur.
Diyarbakır ve çevresi, Türk idaresinde daha da önem kazanmış ve geliştirilmiştir. Özellikle idari merkezi olan şehirler çok iyi imar edilmiş ve kültürel açıdan da ilerlemişlerdir. Başka Diyarbakır ve Silvan olmak üzere diğer şehirler; Bizans hakimiyetinden çıkarılarılarak ?darül- islam? (islam ülkesi) haline getirilmeye çalışılan Anadolu?nun İslam medeniyetine intibak ettirilmesi hususunda önemli rol oynamıştır.
Büyük Selçuklu hakimiyetinin sona ermesinin ardından İnanoğulları , Nisanoğulları, Artuklular, Eyyübiler, gibi mahalli hakimiyetler ve Türkiye Selçukluları, Timur dönemi, Akkoyunlular ve Şah İsmail idaresindeki İran egemenliğinden sonra Diyarbakır, 15 Eylül 1515 tarihinde Yavuz Sultan Selim devrinde Bıyıklı Mehmet Paşa tarafından fethedilerek Osmanlı birliğine katılmıştır. Fethi müteakip, eyalet merkezi haline getirilen Diyarbakır?a ilk beyler bey?i olarak Bıyıklı Mehmet Paşa tayin edilmiştir.
Diyarbakır Osmanlı devrinde en önemli ve geniş eyaletlerden biri olmuştur. Doğu İstikametine hareket eden orduların önemli ikmal merkezi haline gelen Diyarbakır, aynı zamanda diğer eyaletlere nazaran en çok asker yetiştiren bir eyalet olmuştur. Bunların özellikle 16.yy. boyunca Diyarbakır?da büyük kalkınma ve imar faaliyetleri gerçekleştirildiği gibi, yüzyılda şehrimiz önemli bir ticaret ve sanat merkezi haline gelmiştir . Daha sonraki yüzyıllarda da öneminde pek fazla birşey kaybatmeyen Diyarbakır, Osmanlı Devletinin yıkılışına kadar bu konumu korumuştur.
2. Bölüm: Bölgemizin ve İlimizin Coğrafi Özellikleri
Yüzölçümü
15.355 km2
Nüfusu
1 milyon 362 bin 708 (2000 sayımına göre)
Rakım
660
Komşu olduğu iller
Malatya Elazığ Bingöl Muş Batman Mardin Şanlıurfa Adıyaman.
İlçeleri
Bismil Çermik Çınar Çüngüş Dicle Eğil Ergani Hani Hazro Kocaköy Kulp Lice Silvan.
Köy sayısı
751
Mezopotamya?nın kuzeyinde yer almaktadır. Malatya Elazığ Bingöl Muş Mardin Urfa Batman ve Adıyaman illeriyle çevrelenmiş olan Diyarbakır ili bölgenin tüm özelliklerini taşır. Bağlı 13 ilçe merkezi bulunmaktadır.Diyarbakır kent merkezi 7 bin 500 yıllık bir geçmişe sahiptir.
Tarihin her döneminde büyük uygarlıkların kültürel ve ekonomik hareketlerin merkezi olarak kabul edilen kent birbirini izleyen 26 değişik uygarlığa beşiklik etmiştir.M.Ö.3000 yıllarında Hurriler?den başlayarak Osmanlılar?a kadar uzanan yoğun bir tarihi geçmişi olan Diyarbakır?da yaşayanlar dönemlerine ait izlerle kenti ölümsüzleştirmişlerdir.Bu eserlerin başında kuşbakışı bir kalkan balığını andıran biçimiyle kenti baştanbaşa kuşatan surlar gelir. Diyarbakır surları uzunluk bakımından Çin Seddinden sonra dünyada ikinci ama eskilik bakımından birinci sırada kabul edilmektedir.
Yüzey Şekilleri
Diyarbakır ilinde yüzey şekilleri oldukça sadedir. Çevresi yüksekliklerle kuşatılmıştır. Ortası çukur bir havza durumundadır. Diyarbakır havzası denen bu çukur alanın eksenini batı-doğu doğrultulu geniş Dicle Vadisi oluşturur. Kuzeyden Güneydoğu Toroslar yayı ile kuşatılmıştır. Bu dağlar Doğu Anadolu Bölgesi'yle Güneydoğu Anadolu'ya birbirinden ayırır. Diyarbakır havzasının güneybatısında ise Karacadağ kütlesi yükselir. Urfa-Diyarbakır il sınırı üstündeki bu kütle koyu renkli lavların yığılmasıyla oluşmuş eski bir volkan kütlesidir. Koni biçiminde olmadığından fazla heybetli görülmez. Yüksekliği en yüksek noktası olan Kolubaba doruğunda 1.957 metreyi bulur. Karacadağ'ın lavları doğu yönünde Dicle Vadisi'ne kadar uzanır. Bu lavların yapısı çok geçirimli olduğundan Karacadağ kütlesi üstünde akarsu aşınımı hemen hiç rol oynamamakta dağın içine süzülen Sular ancak eteklerde ve uzaklarda kaynaklar halinde yeryüzüne çıkmaktadır.
İklim
Diyarbakır'da sert bir kara iklimi egemendir. Yazları çok Sıcak geçer. Ama kış soğukları Doğu Anadolu'nda olduğu kadar şiddetli değildir. Bunun başlıca nedeni Güneydoğu Toroslar yayının kuzeyden gelen soğuk rüzgarları kesmesidir. İl merkezindeki meteoroloji istasyonunun gözlemlerine göre en sıcak Ay ortalaması 31 derece en soğuk ay ortalaması ise 18 derecedir. Bugüne değin ölçülen en yüksek Sıcaklık 462 derece ile 21 Temmuz 1937 gününde en düşük sıcaklık ise -242 derece ile 11 Ocak 1933 Günü olmuştur.
496 milimetre olan yıllık ortalama yağış tutarının ancak yaklaşık yüzde 2'si yaz aylarında düşer. Kuzeydeki dağların eteklerine doğru gidildikçe yağışlar da artar. Örneğin yıllık yağış tutarı Silvan'da 729 Ergani'de 767 Kulp'ta 1.156 Lice'de ise 1.293 milimetredir.
Son yıllarda yapılan barajların oluşturduğu yapay Göller (Karakaya Atatürk Batman Silvan Barajları) geniş buharlaşma yüzeyleri oluşturmaktadır.Bu nedenle de Diyarbakır Havzası'nın kuru havasının nisbi neminde bir artış olmuştur. Ortalama nispi nem en çok Aralık ve Ocak aylarında ölçülmüştür. Bu aylarda % 77'ye çıkar.Temmuz-Ağustos aylarında ise nispi nem değerleri % 20'ye düşmektedir.
Bitki Örtüsü
Doğal Bitki örtüsünü genellikle otsu Bitkilerin ağır bastığı bozkır Bitkileri oluşturur. Bunlar ilkbaharda kısa bir süre içinde yeşerip çiçeklenir ama yağışların kesilmesiyle yaz başında kururlar. Çevredeki dağlar yer yer meşe ormanlarıyla kaplıdır. Orman bakımından çok yoksul olan Karacadağ'ın Diyarbakır ili içindeki kesimlerinde yer yer meşe topluluklarına rastlanır. Ama ormanlar ilin toplam yüzeyinin onda birini bile bulmaz.
Akarsular
Ama asıl Urfa, Fıratla Dicle?nin aşkıdır. Bu aşka dair Muallim Naci ne güzel söylemiştir: Dicle ?de aşık onun didarına!
İlin en önemli akarsuyu Dicle'dir. Elazığ ili sınırları içinden çıkan bu akarsu hemen sonra Diyarbakır ilinin topraklarına girer. Eğil'in doğusunda Dipni Çayı'nı alır. Sonra güneye yönelir.
Diyarbakır'a ulaşımından az önce Devegeçidi Suyu kendisine kavuşur. Diyarbakır kenti önünde geniş bir yatak içinde akar. En büyük kollarını Diyarbakır il sınırlarını terkettikten sonra alır.
GAP kapsamındaki alt projelerden bazıları Dicle Havzası'ndadır. Dicle Diyarbakır ilindeki akarsuların tümüne yakınını toplar. Yalnızca ilin kuzeybatı köşesindeki küçük bir alanın suları Fırat ırmağına gider (Çermik ilçesinin suları). Diyarbakır ili sınırları içinde önemli Göl yoktur.
Barajlar
GAP çerçevesi içinde inşa edilen ve edilmekte olan Karakaya Devegeçidi Kral Kızı Dicle gibi barajların önemli bir bölümü Diyarbakır çevresindedir. Hidroelektrik enerji yanında baraj ve göletlerden elde edilen Su tarımsal alanlarda yeni olanaklar sağlamaktadır
3. Bölüm: İlimizin Tarihi Eserleri ve Turistik Yerleri
ÇAYÖNU
Isının 40-50 dereceye vardığı yaz günlerinin bunaltıcı sıcaklığından kurtulmak amacıyla gelişen düz damlı evleri ile tipik yöre mimarisinin günümüzde de yaşatıldığı Diyarbakır, uzun surları, Malabadi Köprüsüyle görülmesi gereken bir ildir. Diyarbakır Surları: Çin Seddi?nden sonra en uzun sur olması ile ünlenen Diyarbakır Surları 5.5 km uzunluğunda ve 7-8m yüksekliğindedir.16 kalesi ve 5 çıkış kapısı olan siyah bazalt surlar, kentin en ilgi çekici yeridir. Ortaçağ askeri mimarisinin muhteşem örneğini oluşturan bu surlar yazıtlar ve kabartmalarla dekore edilmiştir.
Anadolu?nun en eski köy yerleşmelerinden biri olan tanmcı köy topluluklarm en gÜzel örneğini veren Ergani yakınlanndaki çayönü Tepesi günümüzden 10000 yıl önceye tarihlenmesi ile sadece bölge tarihine değil, dünya uygarlık tarihine de ışık tutmaktadır. M.Ö 7.500-5.000 yıllan arasmda aralıksız olarak daha sonra da aralıklarla iskan edilmiş olan günümüzdeki kent uygarlığın ilk temellerinin atıldığı çayönü, insanlarm göçebelikten yerleşik köy yaşantısma, avcılık, top!ayıcılıktan besin üretimine geçtikleri ?Neolitik Devrim? olarak da bilinen teknolojik yaşam biçimi, beslenme ekonomisi ve insan- doğal çevre ilişkilerinin tümü ile değiştiği kültür tarihi ile ilgili buluşlarda bir çok ilki de içeren canlı ve ilginç bir yerleşmedir. Yabani b~y, mercimekgiller gibi bitkilerin tanma almması koyun ve keçinin evcilleştirilmesi ile çayönü bilim dünyasmda önem kazanmıştır.
M.Ö 7250 ? 6750 tarihleri arasma yerleştirilen ilk köy kuruluşunda ortaya çıkartılan yapı tipleri de çeşitlilik gösteriyor. Yuvarlak planlı kulübe yapılar, ızgara planlı yapılar, kanallı yapılar ve hücre planlı yapılar. Bu yapılarda; taş temeller, oda, mutfak.depo, kiler atölye,meydan ve mezarlık gibi giderek özelleşen mekanlann oluştuğu da görülüyor.
DİYARBAKIR KALESi
Karacadağ?dan Dicle?ye uzanan geniş bazalt platosunun doğu kenannda geniş bir düzlük üzerinde yer alır. Dış Kale ve İç Kale olmak üzere iki ana bölümden oluşur.
4. Bölüm: Diyarbakırlı Şair, Yazar ve Sanat Adamları
1.Ahmet Arif(1927--1991):
Şair, orta öğretimini Diyarbakır'da tamamladı. DTFC Felsefe Bölümü'nde okudu.1950'li yıllarda gazetelerde düzeltmenlik, sayfa sekreterliği gibi çesitli görevler yapmıştır. 1968'de yayınlanan "Hasretinden Prangalar Eskittim" adli kitabı 38. baskıya ulaştı.
2.Ahmed Mürşidi(1689--1761) :
Alim, medrese öğreniminden sonra, Birecik'li Şeyh Ebubekir'in tarikatına girdi. Ahmediye adlı pendamesiyle ünlendi. Mürşid'in öbür eserleri: Yusuf ve Züleyha, Mevlud'i Nebi, Viladedi Hümayun Risalet penahi dir.
3.Ali Emiri(1857--1924):
Arastırmacı, tezkire yazarı. Ömrü kitap okumak, yazmakve toplamakla geçen Ali Emiri'nin zengin bir kütüpphanesi vardı. Vefatından sonra bu kitapları Fatih Millet Kütüphanesine konulmuştur. Tezkirei Suara'yi Amid, Osmanlı Vilayet-i Şarkiyesi, Osmanlı Şehirleri, Diyarbekir'li Bazı Zevatin Terceme-i Halleri gibi eserleri bulunan Emiri, 32 sayı yayınlanan Osmanlı Tarih ve Edebiyatı dergisini ve 6 sayılık Amid-i Sevde dergisini çıkardı.
4.Amidi: Ebülkasım
Hasan b. Birs b. Yahya, Basra'da doğmus olmakla birlikte aslen Diyarbakır'lıdır. Doğum tarihi bilinmeyen Amidi m.981'de vefat etmiştir. İyi bir şiir eleştirmeni olan Amidi ,aynı zamanda hattad idi.
5.Amidi: Ebülhasan Seyf-üd-din el Amid
1156 da şehrimizde doğdu. 12.yy'ın ünlü alimlerden olan Amidi, fıkıh, hadis, felsefe, tıp ilimleri tahsil etti. Özellikle fıkıh ve felsefede devrininin en önemli otoritesiydi. Otuza yakın eseri vardır.
6.Altınmeşe Izzet(1945-):
Halk müziği sanatçısı. 1977'de TRT sanatçısı oldu. Halk müziğine kendine özgü bir yorum getiren Altınmeşe kendi yöresinden derlediği türkülerle tanındı.
7.Asena Orhan(1922-):
Oyun yazarı. 1954-55 tiyatro mevsiminde Ankara Devlet Tiyatrosu'nda sahneye konan "Tanrılar ve Insanlar"la oyun yazarlığına başladı. Tarihsel konuların eserlerinde önemli bir yer tuttuğu gözlenen Asena'nın kimi eserleri: Hürrem Sultan, Simavnalı Şeyh Bedrettin, Atçalı Kel Mehmet, Tohum ve Toprak, Yalan, Korku.
8.Aytaç Hamid(1891-1982):
Hattat. Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde ögrenime basladiktan bir yil sonra okulu birakip hat dersleri almaya basladi. Eserleri birçok Islam ülkesinde genis ilgi gördü. Sisli Camiisi Yazilari,Sögütlüçesme Camii Kusak Fetih süresi,Tarabya Camii Kubbe yazilari önemli eserleridir.
9.Beysanoglu Sevket(1920-):
Arastirmaci, yazar .Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu ;avukat . Çesitli dergi ve gazetelerde siir,,arastirma,deneme yazilari yayinlayan Beysanoglu'nun Diyarbakir Kültür ve Tarihi'nin günyüzüne çikartilmasinda önemli çabalari oldu. Bazi kitaplari :Diyarbakir Folkloru ,Ziya Gökalp ,Diyarbakir'li Fikir ve Sanat Adamlari,Bütün Cepheleriyle Diyarbakir,Kisaltilmis Diyarbakir Tarihi ve Abideleri,Anitlari ve Kitabeleriyle Diyarbakir Tarihi.
10.Binyazar Adnan(1934-):
Elestirmen .1960 lardan bu yana Varlik,Papirüs,Türk Dili,Milliyet Sanat gibi dergilerde elestirileri yapti. Bazi kitaplari: Toplum ve Edebiyat ,Dedem Korkut'tan Öyküler,,Agit Toplumu.
11.Cemili(1465-1543):
Sair, Diyarbakir'in Sah Ismail'in eline geçmesinden sonra Istanbul'a gitti. Siirlerinin büyük bir bölümünü çagatay lehçesi ile yazdi. Topkapi Sarayi kitapliginda bulunan divani daha çok Ali Sir Nevai'ni siirlerine nazirelerden olusmaktadir.
12.Gökalp Ziya(1876-1924):
Yazar, Abdulhamid'e karsi gizli örgüt çalismalarina katildigindan dolayi hapsedildi ve sürüldü.Sürgün yeri olan Diyarbakir'da Ittihat ve Terakki Partisini örgütlemeye çalisti,gazete çikardi.1923'de Diyarbakir Milletvekiliseçildi.1924 Ekim'inde Istanbul'da öldü. Kitalaridan bazilari :Türkçülügün Esaslari,Saki Ibrahim Destani,Altin Isik.
13.Çetin Hikmet(1937-):
Politikaci,1960 da Siyasal Bilgiler Fakültesini bitirdi. DTP de çalisti.1974 de politikaya atildi. Devlet Bakanligi, Disisleri Bakaligi, Basbakan Yardimciligi görevlerinde bulundu.
14.Gülseni Ibrahim(1452-1533):
Halveti'ligin bir kolu olan Gülseni Tarikati'nin kurucusu. Iki yasinda öksüz kaldi. Ilk ögretimini amcasinin yaninda tamamladi. Maveraünnehir ve Tebrize gitti. Sah Ismail'in baskisindan dolayi tekrar Diyarbakir'a geldi. Daha sonra Misir'a gitti. Ömrünün sonlarina dogru Istanbul'a çagrildi. Birçok mürsid edindi. Misir'a döndükten sonra bir veba salgininda vefat etti.
15.Güzelses Celal(1900-1959):
Folklorcu. Diyarbakir yöresi folkloru üstüne arastirmalar yapti. 1943'de Diyarbakir Halk Musiki Cemiyeti'ni kurdu. Döneminin en ünlü ses sanatçilari arasinda yer aldi.
16.Ibn-ül Ezrak(1116-1176):
Tarihçi Silvan'da dogdu. Tarihi Meyyafarikin adli eseriyletanindi.
17.Molla Çelebi(?-1655):
Sultan IV. Murat Bagdat seferinden dönüsünde Diyarbakir'da Molla Çelebi'yle görüstü. Kendisini Istanbula götürdü. Burada Es ile adli kitap hazirladi. Daha sonra Red ve Kabul,Dogunun Serhi ve Fevibe adli kitablari yazdi.
18.Müderris H. Ragip(1786-184):
Alim. Medrese ögretiminden sonra çesitli memurluklarda bulundu. Hüsrev Pasa medresesindeki müderrisliginden sonrakendi medresesinde ögretime basladi. Çesitli dinsel konularda 30'u askin eseri vardir.
19.Necmioglu Tuncer(1936- ):
Sinema ve tiyatro sanatçisi. Tip Fakültesinde ve ITÜ Makine Bölümünde ögrenim gördü. Ögrenim yillarinda tiyatro çalismalari basladi.
Filmlerinden kimileri:Kizilirmak Karakoyun,Kuma,Pir Sultan Abdal.
20.Nesimi(?-1404):
Divan sairi. Hayatina dair kesin bir bilgi yoktur. Asil adi Imadeddin'dir. Ölüm tarihi kimi kaynaklarda 1417 kimilerinde 1418 olarak da belirtilmektedir. Siirleri dönemin bir çok sairini etkilemistir. Kendisinin de Mevlanadanetkilendigiileri sürülmektedir. Çesitli nazireler yazmistir. Esterabadli Fazlullah'in yaymaga çalistigi Hurufiligi benimsedi. Bu mezhebin önde gelen savunuculari arasinda yer aldi. Ülkenin çesitli yerlerinde dolasarak siirleriyle yaymaya çalisti. Bu, yöneticileri rahatsiz etti. Misir Çerkez Kölemenleri hükümdari El-Müeyyed Seyhin emriyle Sam'da derisi yüzülerek öldürüldü. Cesedi bir hafta halka gösterildi. Eserleri arasinda Türkçe ve Farsça divan en önemlileridir.
Bilim adamı yazar. Kulp'ta dogdu.1959 da Siyasal Bilgiler Fakultesini bitirdi. Ayni yıl Sosyoloji Asistanı oldu. "Üniversite Ögrencilerinin Siyasal Yönelmeleri" konulu doktora tezi 1966 da yayınlandı.
22.Ozansoy Faik Ali(1875-1950):
Sair. 1901'de Mülkiye Mektebi'ni bitirerek ,kaymakamlik,mutasarriflik ve çesitli memurluklarda bulundu. Daha sonra mülkiyedeFransizca ögretmenligi yapti. Ögretim yillarinda "Kehkesana Karsi" siiriyle Servet'i Fünu anlayisiyla,özellikle Abdülhak Hamid ve Tevfik Fikret'in etkisiyle siirler yazdi.1908 sonrasinda daha bagimsiz siire yöneldi. Son siirleri 1927'lerde Günes dergisinde yayinlandi.
23.Öngören Ferit(1932-):
Yazar ,karikatürcü.1958'de Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi ve Avukatliga basladi. Daha sonra karikatüre yöneldi. Ressamlik yapti.1966 da Lastik-is Sendikasinin yayin organi Lastik-Is i çikardi. Filiz, a, Yelken,Köprü,Ataç,Degisim,Siir Sanati ,Yeni a gibi dergilerde yazdi. Ayrica, ilk çaglardan günümüze degin Anadolu siirinin evrimini inceleyen arastirmasinin bir bölümü de soyut dergisinde yayinlandi.
24.Özsezgin Kaya(1938-):
Eleştirmen. İlk ve orta öğretimini Diyarbakır'da tamamladıktan sonra DTC Fakültesi Sanat Tarihi Bölümünde ögrenim gördü. Çesitli okullarda sanat tarihi ögretmenliği yaptı. Sanat yaşami resimle basliyan Özsezgin,üç sergi açtiktan sonra elestirmenlige yöneldi. Vatan ve ulus gazetelerinde Pazar Postasi,Sanat ve Sanatçilar,Papirüs,Milliyet Sanat gibi dergilerde ressamlar ,sergiler üstüne deneme ,elestiri yazilari yayinlandi. Çesitli jürilerde ve Ankara Radyosunun Sanat Dünyasi programinda görev yapti, "Prometheus'un Dönüsü"adli deneme-elestiri adli eseri 1965'te yayinladi.
25.Öngören Veysel(1931-):
Sair Afyon lisesini bitirdi. Bir süre Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde okudu. Ögrenimini yarim birakti. Diyarbakir'in Hacikan Köyü'ne yerlesti. Daha sonra Ankara'da DTC Fakültesi Felsefe Bölümüne girdi. TRT Dis Haberler Servisinde,Vatan gazetesinde çalisti. Dost ,Ankara Birligi,Türk Dili,Türkiye yazilari gibi dergilerde yayinlanan siirleriyle yazin çevrelerinde ilgi uyandirdi. Siirlerinde yöresel deyisten kaynaklanan özgün bir söylem gelistirdi. Ilk eseri Remo ve Salo'dur(1980).
26.Pamukçu Mahir(1912-):
Bilim adami. 1938 de Veteriner Fakültesini bitirdikten sonra ayni fakültede asistan oldu. Doktora için Amerika'ya gönderildi.1948 de yurda döndü. 1952 de doçent, 1967 de profesör oldu. 1957-1959 arasinda ABD, Wisconsin Üniversitesinde patoloji dersleri verdi. 1960 da kurucu mecliste görev yapti. Pamukçu veterinerlik alanindaki çalismalarini üniversite disinda ,uluslararasi kogrelerde de ortaya koydu. Bir çok teblig ve inceleme hazirladi. Bunlardan en önemlisi hayvanlarda egreltiotunun yaptigi hastaliklara iliskindir. Bu bitkinin kansere neden oldugunu ortaya çikardi.
27.Said Pasa(1832-1891):
Osmanli devlet adami,yazar.1849'da vilayet kalemine yazici oldu. 1848 de mektupculukta yükseldi. 1872 de Elazig mutasarrifligina getirildi.1874 de Maras ,daha sonra Mardin ve Mus ta mutasarriflik yapti. Bu süre içinde yazdigi 10 ciltlik genel tarih kitabi mirat-ül iber'in 9. Cildi basildi. Sonuncusu da yazma olarak Istanbul müze kitapligindadir. Diyarbekir Tarihi adli çalismasiyla da 1884 tarihli Diyarbekir Salnamesinin 2.bölümünü olusturdu.
28.Nazif Süleyman(1869-1927):
Sair,yazar. Gördügü özel ögrenimle Farsça,Arapça ve Fransizca ögrendi. Diyarbakir Vilayet Matbaasi Müdürlügü ve Diyarbakir Gazetesininbas yazarligini yapti. II. Abdulhamit yönetiminden kaçti. Paris'e gitti ve orada Mesveret gazetesini çikardi. Yurda dönüsünde 12 yil Bursa'da zorunlu oturma cezasina çaptirildi.
Mesrutiyet'ten sonra Basra,Kastamonu,Musul,Trabzon ve Bagdat valiliklerinde bulundu. 1915'te Istanbul'a yerleserek Halk,Ileri,Hadisat gazetelerinde yazdi;Halk'in bas yazarligini yapti. Istanbul'un isgalini protesto amaciyla yazdigi "Kara Bir Gün" yazisi ve ayni yönde verdigi konferanslar nedeniyle Malta'ya sürüldü.1922 de yeniden Istanbul'a yerlesti. Yasaminin sonuna degin burada kaldi. Resimli Gazetede çalisti. Süleyman Nazif'in hayati 1894-1895'de Diyarbekir Vilayeti Salnamesi'ni hazirlamasiIle baslar.1898 de Servet'i Fünun'da siirleri yayinlandi. Mesrutiyet Döneminde yazdigi tarih,elestiri,ani türündeki yazilariyla basari kazandi.
29.Taranci Sitki Cahit(1910-1956):
Sair. Ilkokulu Diyarbakir'da okudu. Daha sonra Saint Joseph ve Galatasaray Liselerinde ögrenim gördü. Ögrenimine Mülkiye Mektebive Paris Siyasal Bilgiler Fakültesinde devam etti. 1940?da II. Dünya Savasi nedeniyle yurda döndü ve asker oldu.Anadolu Ajansi ve Çalisma Bakanligi?nda çevirmen olarak çalisti. Tedavi için gittigi Viyana?da öldü.
Taranci?nin ilk siirleri 1930?larda Muhit ve Servet-i Fünun dergilerinde yayinlandi.Ilk yillarda, A. Hamdi Tanpinar ve Necip Fazil?dan, sonraki yillarda ise Baudlaire?den etkilendi.
Varlik, Yaratilis, Istanbul gibi dergilerde siirleri yayimlandi. Taranci?nin baslica eserleri:Ömründe Süküt, Otuzbes Yas, Düsten Güzel, Sonrasi.
30.Timur Taner(1935-....):
Bilim adami. Mezun oldugu Siyasal Bilgiler Fakultesine 1959?da asistan oldu. 1964?de ?Modern Demokrasilerde ve Türkiyede Kuvvetli Icra ? adli teziyle doktor, 1968?de doçent oldu. Eserleri: Amerikan Demokrasisi(çeviri),Türk Devrimi, Tarihi, Anlami ve Felsefi Temeli, Osmanli Toplum Düzeni.
31.Karakoç Sezai(1933-....):
İlk öğrenimini Ergani?de, orta ögrenimini Maraş Ortaokulu ve Gaziantep Lisesinde parasız yatılı olarak tamamladı(1950). Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi?ni bitirdikten sonra Maliye Bakanlıgı Mülkiye Müfettiş Muavinliği (1956-59), Gelirler Genel Müdürlüğü Kontrolörlüğü (1959-65). 1965?de görevinden ayrılarak Babıali?de Sabah gazetesinde (1965-68) fikra yazarlığı yaptı. 1960?da kurduğu Diriliş Dergisini, verdiği aradan sonra 1966?da yeniden çıkarmaya başladı. 76-78 döneminde gazete boyutunda 60 sayi çikardi. Ekim 79?dan itibaren yayını aralıklı olarak sürdürdü. Diriliş 1988?den itibaren haftalık dergi olarak çıktı.
İkinci yeni akım şairleri ile biçimsel benzerlikler taşısa da şiirlerinin kaynakları itibari ile bağımsız bir çizgi tutturduğu kabul edilen Sezai Karakoç, yaşayan en büyük şairlerimizdendir. Hikayeler kitabı ile 1982?de Hikaye Ödülünü kazandığı Türkiye Yazarlar Birliği?nin 1988?de Üstün hizmet ödülünü aldı. Kendisinin kurduğu Diriliş Partisi?nin (DIRIP) Genel Başkanlığını sürdürüyor. Başlıca eserleri: Körfez(1959), Şahdamar(1962), Hızırla Kırk Saat(1967), Sesler(1968),Taha?nın Kitabi(1968), Gül Mustusu(1969), Siirler I?den Siirler VIII?e kadar kitap serisi, Bati Şiirlerinden(1976),Hikayeler I ve Hikayeler II adlarında hikaye kitapları, Çağ ve İslam kitap serileri, Düşünceler kitapları, Diriliş Muştusu gibi eserleri bulunmaktadır.
32.Mıgırdiç Margosyan(1938-....):
Diyarbakır?ın Hançepek Mahallesinde doğan Margosyan, ortaokuldan sonra öğrenimine İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünde devam etti. 1966-72 yılları arasında Üsküdar Surp Haç Tibrevank Lisesi?nde felsefe, psikoloji, ermeni dili ve edebiyat öğretmenliği ve okul müdürlüğü yaptı. Daha sonra öğretmenliği bırakarak ticarete atıldı. Edebi çalışmalarını aralıksız sürdürdü. Öyküleri Marmara Gazetesi?nde yayımlandı. 1988 yılında ermenice yazan yazarlara verilen Eliz Kavukçuyan Vakfı Edebiyat Ödülünü aldı. Ermeni yazınında taşra edebiyatının son temsilcisi olarak bilinmektedir.
33.İhsan IŞIK,-....):
Şair ve yazar. 4 Mayıs 1952, Diyarbakır (merkez) doğumlu. Çocuk kitaplarında Savaş Yüce imzasını kullandı. İlk ve orta öğrenimini doğduğu kentte tamamladı (1970). Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi TDE Bölümü (1976) mezunu. Lisans tezi: Necip Fazıl Kısakürek?in Oyunlarında Tipler. Öğrencilik yıllarında Diyarbakır, İzmir ve Erzurum?da çeşitli işlerde çalışarak okudu. 1976 yılından itibaren yerleştiği İstanbul?da memurluk, liselerde edebiyat öğretmenliği, özel bir kuruluşta basın danışmanlığı, dergi-yayınevi yönetmenliği, reklam ajansı yöneticiliği ve yayıncılık yaptı. YÖK kararıyla 1990 yılında Türk Filoloğu ünvanını kazandı. İstanbul B.Ş. Belediyesi İETT Genel Müdürlüğü Basın Danışmanı (1995-96), Devlet Bakanı Danışmanı (1996), Başbakanlık SHÇEK Genel Müdürü ve Genel Müdür Yardımcısı (1996-98) olarak görev aldı. 1997 yılının Başbakanlık tarafından Sokak Çocuklarına Şefkat Yılı olarak ilan edilmesine öncülük etti. 1998?de kendi isteğiyle emekli oldu. TYB Yönetim Kurulu Üyesi?dir.
İlk yazı ve şiirlerini Diyarbakır yerel gazeteleri Yeni Şark Postası ve Mücadele (1965-69) ile Babıali?de Sabah (İstanbul), arkadaşlarıyla çıkardığı aylık Özlem (Diyarbakır, 1969-70, 8 sayı) gazetelerinde yayımlamıştı. 1971?den itibaren ürünleri Tohum, Hilal, İslâm Medeniyeti, Pınar, çıkardığı Çile (Diyarbakır, yayın yönetmeni, aylık dergi, 1974, 6 sayı), Yeni Sanat (1975), İslâm Ümmeti (yönetmen,1982, 12 sayı), Düşünce, Tek Yol, Muştu, Aylık Dergi, Girişim (yayın kurulu üyesi,1985-87), Mavera (genel yayın yönetmeni, 1987), Dış Politika (1988), Yürüyüş (Diyarbakır, 1989), Yeni Zemin (yayın kurulu üyesi, 1995) dergileri ile, Hür Söz (Erzurum, günlük fıkra, 1972), Millî Hakimiyet (Diyarbakır, günlük fıkra yazarı, yazı işleri müdürü, 1973), Yeni Devir (sanat-edebiyat sayfası yönetmeni, 1977, 1980), Millî Gazete (1976-86), Zaman (1986), Akit (Vakit, 1994), Yeni Dönem (genel yayın yönetmeni, 1999), Tutanak (2000), Yeni Şafak (2000-) gazetelerinde yer aldı. SHÇEK Sosyal Hizmetler, SHÇEK Gençlik, SHÇEK Çocuk dergilerini kurdu ve yönetti (1996-97). 1995 yılında Aşkabat (Türkmenistan), 1996?da KKTC Türkçe?nin Uluslararası Şiir Şölenlerine katıldı. İki kitabı Almanca?ya çevrildi. Akdeniz Kıyısında Bir Çocuk adlı şiiri bestelendi. Radyo Birlik?te (Ankara) Entellektüel Gündem ve Düşünce Gündemi programlarını hazırlayıp sundu (1999-2001).
DENEME-İNCELEME: Kültürümüzün Kimliği (1982), Sömürgeciliğin Çağdaş Boyutları (1983), Uluslararası Sorunlar / İslâm Dünyası ve Türkiye (1987), Kültürümüz ve Kadınlarımız (1987), Peygamberimizin Hayatı (1987, Das Leben Des Islamischen Propheten Mohammed adıyla Almanca?ya çevrildi, 1991), İslâm Tarihi 4 Halife Dönemi (resimli, 1989. Dört Büyük Halife adıyla gen. bas., 1991; Die Vier Grossen Kalifen In Der Islamischen Religion adıyla Almanca?ya çevrildi, 1992), Bediüzzaman Said Nursi ve Nurculuk (1990), İki Yobaz (1996). BİYOGRAFİ: Yazarlar Sözlüğü (1990, gen. bas. 1998), Yazarlar ve Şairler Sözlüğü (1992), Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (2001). ŞİİR: Eğilim Anıları (1975), Akrep ve Yelkovan (1987), Akdeniz Kıyısında Bir Çocuk (1996), Kuğulu Park?taki Kuşlardan Biri (2002). GEZİ: Makedonya ve Fransa İzlenimleri (2002). ÇOCUK ROMANI (Savaş Yüce adıyla): Kaçaklar (1987), Sevgili Anneciğim (1987).
HAKKINDA: Yahya Akengin / Eğilim Anıları (Hisar, sayı: 140, Ağustos 1975), Necati Polat / Cumhuriyet Dönemi Şiirine Bakış ya da Son Elli Yılın Şiiri - Üç Şair Üç Söyleşi / İhsan Işık?la (Aylık Dergi, Şiir Özel Sayısı-1, Nisan-Mayıs-Haziran 1982), Kültürümüzün Kimliği (Mavera, 1983), Ahmet Özalp / İhsan Işık?la Uluslararası Sorunlar Üzerine (Zaman, 5.3.1987), İbrahim Balcı / ?Akrep ve Yelkovan? Bir de Işık (Milli Gazete, 18.5.1987), Günümüz Türkiyesinde Kim Kimdir? (1989,1990), Bediüzzaman Said Nursi ve Nurculuk (Nokta dergisi, 29 Temmuz 1990), Şevket Beysanoğlu / Diyarbakırlı Fikir ve Sanat Adamları (cilt: 3, 2. bas. s. 465, 1997), Mustafa Miyasoğlu / Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (Milli Gazete, 12 Kasım 2001), Metin Cengiz / Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (Varlık, sayı: 1131, 1 Aralık 2001), Tansu Bele / Yeni Bir Yazarlar Ansiklopedisi (Cumhuriyet Kitap, sayı: 624, 31 Ocak 2002), Ömer Lekesiz / Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (Hece, sayı: 63, Mart 2002).
Aklıma Geldikçe Yazacam.
Sizin de Merak Ettiklerniz Varsa Söyleyin Arkadaslar..
Saygılar..
Doğunun Kapısı Diyarbakır DİYARBAKIR! Şehirlerin öyküsü biraz da insanın kendi hikâyesidir. Hele kadim bir şehrin peşindeyseniz, tarihin belleğinin en ücra köşelerine uzanmanız gerekir. --------------------------------------------------------------------------------
Diyarbakır'ı 4 bölüm halinde, kısaca tanıtmaya çalışacam.
1. Bölüm: İlimizin Adı ve Kısa Tarihi
Şehrimiz, M.Ö.14. yüzyıldan günümüze kadar Amidi, Amid, Amida, Agusta, Karaamid, Karakale ,Karacakale, Hamid, Karahamid, Diyarbekir ve Diyarbakır isimleri ile anılmıştır
Diyarbakır ismi, yakın zamanlara kadar Diyarbakır merkezininde içinde bulunduğu geniş birbölgenin adı olmuştur.Bu bölge, bugünkü Diyarbakır merkezinden başka Erbil, Erzen, Cizre, Hani, Silvan, Harran, Hasankeyf, Habur, Ceylanpınar, Rakka, Urfa, Siirt, Sincar, İmadiye, Mardin, Muş, ve Nusaybin gibi pek çok yerleşim birimini kapsamaktadır.Ancak, günümüzde Diyarbakır ismi, sadece şehir merkezini ifade etmektedir.
Diyarbakır stratejik konumu itibariyle, daha kuzeyideki dağlık arazi ve bu dağlar arasındaki ovalarla, güneyindeki çöl karakterli ovalar arasında bir genişlik teşkil etmektedir. Bu bölge, aynı zamanda, uzak bölgeleri denizlere liman şehirlerine bağlayan ana yollar üzerinde bulunmaktadır. Bu yollardan biri, Anadolu ve Suriye?den gelerek Irak?a gitmekte idi ki bu yol aynı zamanda Akdeniz sahillerini Basra Körfezine bağlamaktadır. Bu güzergahtan Diyarbakır?da ikinci bir yol ayrılarak, kuzeydeki dağ settini Devegeçidi ile aşıp, Elazığ ve Sivas üzerinden Samsun?a iniyordu. Bu suretle Mezopotamya ile Karadeniz sahilleri arasındaki bağlantı Diyarbakır üzerinden kuruluyordu. Yine Diyarbakır?dan ayrılan diğer bir yol ise, Bitlis Van Gölü Havzası üzerinden Azerbaycan ve İran?a bağlanmakta idi.
İfade edilen staretejik konumu ve ana yolar üzerinde bulunması, çağlar boyunca Diyarbakır?ın gelişmesinde önemli bir faktör olmuştur.
Bu özellikleri dolayısıyla Diyarbakır, çok eski çağlardan beri önemli bir yerleşim alanı olmuştur.Bölgede M.Ö.25000-10000 yıllarında ilkel kavimlerin yaşadıkları tahmin edilmekte; M.Ö. 3000 yıllarından itibaren de medeni kavimlerinyerleştikleri bilinmektedir. Bölgemiz, M.ö. 1700 yıllarından sonra yazılı tarih dönemine girmiştir.
Kaynakların verdikleri bilgilere göre M.Ö 3000 yıllarından günümüze kadar Diyarbakır?dan gelip geçen uygarlıklar, hakimiyet kurmuş devlet ve hanedanlar , şekilde taspit edilmiştir.
HURİLERM.Ö. 3000-1260
MİTANNİLER M.Ö 3000-1260
ASURLULAR M.Ö. 1260-653
URARTULAR M.Ö. 1260-653
İSKİTLERM.Ö. 653-625
MEDLERM.Ö. 625-550
PERSLERM.Ö. 550-331
MEKEDONYALILAR(İskender Devri) M.Ö 331-323
SELÖKİDLER (Selevkos Hanedanı)M.Ö. 323-140
PARTLARM.Ö. 140-85
BÜYÜK TİGRAN DEVRİM.Ö. 85-69
ROMALILARM.Ö. 69-M.S. 53
PARTLAR VE ROMALILAR DÖNEMİ53-226
SASANİLER VE ROMALILAR DEVRİ226- 639
BİZANS DEVRİ 395-639
DİYARBAKIR?IN MÜSLÜMANLAR TARAFINDAN FETHİ VE ÜÇ HALİFE DEVRi639 ?750
EMEVİLER661-750
ABBASİLER750-869
ŞEYHOĞULLARI869-899
ABBASİLER899-930
HAMDANİLARI930-978
BÜVEYHOĞULLARI978-984-
MERVANİLER984984-1085
BÜYÜK SELÇUKLULAR1085-1093
SURİYE SELÇUKLULAR1093-1097
İNALOĞULLARI1097-1142
NİSANOĞULLARI142-1183
HASNKEYF ARTUKOĞ.1183-1232
EYYUBİLER1232-1240
TÜRKİYE SELÇUKLULAR1240-1302
MARDİN SELÇUKLULAR1302-1394
TİMUR HAKİMİYETİ1394-1401
AKKOYUNLULAR1401-1507
ŞAH İSMAİL İDARESİ 1507-1515
OSMANLI DEVRİ1515-1923
Bu tablodan anlaşılabileceği gibi Diyarbakır, uzun bir tarihi geçmiş boyunca ilk çağlardan itibaren bir çok Asya kökenli, Mekadonyalılar ve Romalılar gibi Avrupa kökenli ve hatta Azak Denizi civarından hareketle Kafkaslar ve Azerbaycan yolu ile Anadolu ,Suriye ve Filistin bölgesine kadar Türk kökenli iskitler gibi hakimiyetler altında yaşamıştır. Daha sonra Romalılar?ın bölgede hakimiyet kurmaları ile Diyarbakır, Romalılar?la, özellikle İran kökenli diğer hakimiyetler arasında bir mücadele sahası olarak görülmektedir. Bu arada Roma hakimiyeti esnasında Diyarbakır surlarıda önemli ölçüde inşa edilmiştir.
Roma hakimiyetinden Bizans?a intikal eden Ddiyarbakır, bu defa İslamiyetin ortaya çıkışını takiben müslüman Araplarla Bizans arasındaki mücadelelere sahne olmuştur. Bu mücadeleler esnasında halife Hz. Ömer zamanında, 699 yılında Diyarbakır, Müslümanlar tarafından feth edilmiştir. Emeviler ve Abbasiler gibi Arap idareleri geçiren Diyarbakır, Emeviler devrinde pek önemli bir gelişme kaydetmemişsede, Abbasiler devrinde eksiklerini tamamlayarak , İslam aleminin bölgedeki önemli şehirlerinden biri haline gelmiştir.
Daha sonra Şeyhoğulları,Hamdaniler, Mervaniler gibi mahalli hakimiyetleri takiben Diyarbakır, Büyük Selçukllu Sultanı Tuğrul Bey zamanında, Oğuz boylarının Anadolu akınları sebebi ile temasa başlamış ve nihayet 1048 yılında Mervanoğulları Nasrülddevle Ahmet?in Tuğrul Bey?e itiatini arzetmesi ile Büyük Selçuklu hakimiyetini tanımıştır. Sultan Melikşah devrinde 4 Mayıs 1085 tarihinde Diyarbakır, Büyük Selçuklular tarafından fethedilerek, Türk idaresi kurulmuştur.
Diyarbakır ve çevresi, Türk idaresinde daha da önem kazanmış ve geliştirilmiştir. Özellikle idari merkezi olan şehirler çok iyi imar edilmiş ve kültürel açıdan da ilerlemişlerdir. Başka Diyarbakır ve Silvan olmak üzere diğer şehirler; Bizans hakimiyetinden çıkarılarılarak ?darül- islam? (islam ülkesi) haline getirilmeye çalışılan Anadolu?nun İslam medeniyetine intibak ettirilmesi hususunda önemli rol oynamıştır.
Büyük Selçuklu hakimiyetinin sona ermesinin ardından İnanoğulları , Nisanoğulları, Artuklular, Eyyübiler, gibi mahalli hakimiyetler ve Türkiye Selçukluları, Timur dönemi, Akkoyunlular ve Şah İsmail idaresindeki İran egemenliğinden sonra Diyarbakır, 15 Eylül 1515 tarihinde Yavuz Sultan Selim devrinde Bıyıklı Mehmet Paşa tarafından fethedilerek Osmanlı birliğine katılmıştır. Fethi müteakip, eyalet merkezi haline getirilen Diyarbakır?a ilk beyler bey?i olarak Bıyıklı Mehmet Paşa tayin edilmiştir.
Diyarbakır Osmanlı devrinde en önemli ve geniş eyaletlerden biri olmuştur. Doğu İstikametine hareket eden orduların önemli ikmal merkezi haline gelen Diyarbakır, aynı zamanda diğer eyaletlere nazaran en çok asker yetiştiren bir eyalet olmuştur. Bunların özellikle 16.yy. boyunca Diyarbakır?da büyük kalkınma ve imar faaliyetleri gerçekleştirildiği gibi, yüzyılda şehrimiz önemli bir ticaret ve sanat merkezi haline gelmiştir . Daha sonraki yüzyıllarda da öneminde pek fazla birşey kaybatmeyen Diyarbakır, Osmanlı Devletinin yıkılışına kadar bu konumu korumuştur.
2. Bölüm: Bölgemizin ve İlimizin Coğrafi Özellikleri
Yüzölçümü
15.355 km2
Nüfusu
1 milyon 362 bin 708 (2000 sayımına göre)
Rakım
660
Komşu olduğu iller
Malatya Elazığ Bingöl Muş Batman Mardin Şanlıurfa Adıyaman.
İlçeleri
Bismil Çermik Çınar Çüngüş Dicle Eğil Ergani Hani Hazro Kocaköy Kulp Lice Silvan.
Köy sayısı
751
Mezopotamya?nın kuzeyinde yer almaktadır. Malatya Elazığ Bingöl Muş Mardin Urfa Batman ve Adıyaman illeriyle çevrelenmiş olan Diyarbakır ili bölgenin tüm özelliklerini taşır. Bağlı 13 ilçe merkezi bulunmaktadır.Diyarbakır kent merkezi 7 bin 500 yıllık bir geçmişe sahiptir.
Tarihin her döneminde büyük uygarlıkların kültürel ve ekonomik hareketlerin merkezi olarak kabul edilen kent birbirini izleyen 26 değişik uygarlığa beşiklik etmiştir.M.Ö.3000 yıllarında Hurriler?den başlayarak Osmanlılar?a kadar uzanan yoğun bir tarihi geçmişi olan Diyarbakır?da yaşayanlar dönemlerine ait izlerle kenti ölümsüzleştirmişlerdir.Bu eserlerin başında kuşbakışı bir kalkan balığını andıran biçimiyle kenti baştanbaşa kuşatan surlar gelir. Diyarbakır surları uzunluk bakımından Çin Seddinden sonra dünyada ikinci ama eskilik bakımından birinci sırada kabul edilmektedir.
Yüzey Şekilleri
Diyarbakır ilinde yüzey şekilleri oldukça sadedir. Çevresi yüksekliklerle kuşatılmıştır. Ortası çukur bir havza durumundadır. Diyarbakır havzası denen bu çukur alanın eksenini batı-doğu doğrultulu geniş Dicle Vadisi oluşturur. Kuzeyden Güneydoğu Toroslar yayı ile kuşatılmıştır. Bu dağlar Doğu Anadolu Bölgesi'yle Güneydoğu Anadolu'ya birbirinden ayırır. Diyarbakır havzasının güneybatısında ise Karacadağ kütlesi yükselir. Urfa-Diyarbakır il sınırı üstündeki bu kütle koyu renkli lavların yığılmasıyla oluşmuş eski bir volkan kütlesidir. Koni biçiminde olmadığından fazla heybetli görülmez. Yüksekliği en yüksek noktası olan Kolubaba doruğunda 1.957 metreyi bulur. Karacadağ'ın lavları doğu yönünde Dicle Vadisi'ne kadar uzanır. Bu lavların yapısı çok geçirimli olduğundan Karacadağ kütlesi üstünde akarsu aşınımı hemen hiç rol oynamamakta dağın içine süzülen Sular ancak eteklerde ve uzaklarda kaynaklar halinde yeryüzüne çıkmaktadır.
İklim
Diyarbakır'da sert bir kara iklimi egemendir. Yazları çok Sıcak geçer. Ama kış soğukları Doğu Anadolu'nda olduğu kadar şiddetli değildir. Bunun başlıca nedeni Güneydoğu Toroslar yayının kuzeyden gelen soğuk rüzgarları kesmesidir. İl merkezindeki meteoroloji istasyonunun gözlemlerine göre en sıcak Ay ortalaması 31 derece en soğuk ay ortalaması ise 18 derecedir. Bugüne değin ölçülen en yüksek Sıcaklık 462 derece ile 21 Temmuz 1937 gününde en düşük sıcaklık ise -242 derece ile 11 Ocak 1933 Günü olmuştur.
496 milimetre olan yıllık ortalama yağış tutarının ancak yaklaşık yüzde 2'si yaz aylarında düşer. Kuzeydeki dağların eteklerine doğru gidildikçe yağışlar da artar. Örneğin yıllık yağış tutarı Silvan'da 729 Ergani'de 767 Kulp'ta 1.156 Lice'de ise 1.293 milimetredir.
Son yıllarda yapılan barajların oluşturduğu yapay Göller (Karakaya Atatürk Batman Silvan Barajları) geniş buharlaşma yüzeyleri oluşturmaktadır.Bu nedenle de Diyarbakır Havzası'nın kuru havasının nisbi neminde bir artış olmuştur. Ortalama nispi nem en çok Aralık ve Ocak aylarında ölçülmüştür. Bu aylarda % 77'ye çıkar.Temmuz-Ağustos aylarında ise nispi nem değerleri % 20'ye düşmektedir.
Bitki Örtüsü
Doğal Bitki örtüsünü genellikle otsu Bitkilerin ağır bastığı bozkır Bitkileri oluşturur. Bunlar ilkbaharda kısa bir süre içinde yeşerip çiçeklenir ama yağışların kesilmesiyle yaz başında kururlar. Çevredeki dağlar yer yer meşe ormanlarıyla kaplıdır. Orman bakımından çok yoksul olan Karacadağ'ın Diyarbakır ili içindeki kesimlerinde yer yer meşe topluluklarına rastlanır. Ama ormanlar ilin toplam yüzeyinin onda birini bile bulmaz.
Akarsular
Ama asıl Urfa, Fıratla Dicle?nin aşkıdır. Bu aşka dair Muallim Naci ne güzel söylemiştir: Dicle ?de aşık onun didarına!
İlin en önemli akarsuyu Dicle'dir. Elazığ ili sınırları içinden çıkan bu akarsu hemen sonra Diyarbakır ilinin topraklarına girer. Eğil'in doğusunda Dipni Çayı'nı alır. Sonra güneye yönelir.
Diyarbakır'a ulaşımından az önce Devegeçidi Suyu kendisine kavuşur. Diyarbakır kenti önünde geniş bir yatak içinde akar. En büyük kollarını Diyarbakır il sınırlarını terkettikten sonra alır.
GAP kapsamındaki alt projelerden bazıları Dicle Havzası'ndadır. Dicle Diyarbakır ilindeki akarsuların tümüne yakınını toplar. Yalnızca ilin kuzeybatı köşesindeki küçük bir alanın suları Fırat ırmağına gider (Çermik ilçesinin suları). Diyarbakır ili sınırları içinde önemli Göl yoktur.
Barajlar
GAP çerçevesi içinde inşa edilen ve edilmekte olan Karakaya Devegeçidi Kral Kızı Dicle gibi barajların önemli bir bölümü Diyarbakır çevresindedir. Hidroelektrik enerji yanında baraj ve göletlerden elde edilen Su tarımsal alanlarda yeni olanaklar sağlamaktadır
3. Bölüm: İlimizin Tarihi Eserleri ve Turistik Yerleri
ÇAYÖNU
Isının 40-50 dereceye vardığı yaz günlerinin bunaltıcı sıcaklığından kurtulmak amacıyla gelişen düz damlı evleri ile tipik yöre mimarisinin günümüzde de yaşatıldığı Diyarbakır, uzun surları, Malabadi Köprüsüyle görülmesi gereken bir ildir. Diyarbakır Surları: Çin Seddi?nden sonra en uzun sur olması ile ünlenen Diyarbakır Surları 5.5 km uzunluğunda ve 7-8m yüksekliğindedir.16 kalesi ve 5 çıkış kapısı olan siyah bazalt surlar, kentin en ilgi çekici yeridir. Ortaçağ askeri mimarisinin muhteşem örneğini oluşturan bu surlar yazıtlar ve kabartmalarla dekore edilmiştir.
Anadolu?nun en eski köy yerleşmelerinden biri olan tanmcı köy topluluklarm en gÜzel örneğini veren Ergani yakınlanndaki çayönü Tepesi günümüzden 10000 yıl önceye tarihlenmesi ile sadece bölge tarihine değil, dünya uygarlık tarihine de ışık tutmaktadır. M.Ö 7.500-5.000 yıllan arasmda aralıksız olarak daha sonra da aralıklarla iskan edilmiş olan günümüzdeki kent uygarlığın ilk temellerinin atıldığı çayönü, insanlarm göçebelikten yerleşik köy yaşantısma, avcılık, top!ayıcılıktan besin üretimine geçtikleri ?Neolitik Devrim? olarak da bilinen teknolojik yaşam biçimi, beslenme ekonomisi ve insan- doğal çevre ilişkilerinin tümü ile değiştiği kültür tarihi ile ilgili buluşlarda bir çok ilki de içeren canlı ve ilginç bir yerleşmedir. Yabani b~y, mercimekgiller gibi bitkilerin tanma almması koyun ve keçinin evcilleştirilmesi ile çayönü bilim dünyasmda önem kazanmıştır.
M.Ö 7250 ? 6750 tarihleri arasma yerleştirilen ilk köy kuruluşunda ortaya çıkartılan yapı tipleri de çeşitlilik gösteriyor. Yuvarlak planlı kulübe yapılar, ızgara planlı yapılar, kanallı yapılar ve hücre planlı yapılar. Bu yapılarda; taş temeller, oda, mutfak.depo, kiler atölye,meydan ve mezarlık gibi giderek özelleşen mekanlann oluştuğu da görülüyor.
DİYARBAKIR KALESi
Karacadağ?dan Dicle?ye uzanan geniş bazalt platosunun doğu kenannda geniş bir düzlük üzerinde yer alır. Dış Kale ve İç Kale olmak üzere iki ana bölümden oluşur.
4. Bölüm: Diyarbakırlı Şair, Yazar ve Sanat Adamları
1.Ahmet Arif(1927--1991):
Şair, orta öğretimini Diyarbakır'da tamamladı. DTFC Felsefe Bölümü'nde okudu.1950'li yıllarda gazetelerde düzeltmenlik, sayfa sekreterliği gibi çesitli görevler yapmıştır. 1968'de yayınlanan "Hasretinden Prangalar Eskittim" adli kitabı 38. baskıya ulaştı.
2.Ahmed Mürşidi(1689--1761) :
Alim, medrese öğreniminden sonra, Birecik'li Şeyh Ebubekir'in tarikatına girdi. Ahmediye adlı pendamesiyle ünlendi. Mürşid'in öbür eserleri: Yusuf ve Züleyha, Mevlud'i Nebi, Viladedi Hümayun Risalet penahi dir.
3.Ali Emiri(1857--1924):
Arastırmacı, tezkire yazarı. Ömrü kitap okumak, yazmakve toplamakla geçen Ali Emiri'nin zengin bir kütüpphanesi vardı. Vefatından sonra bu kitapları Fatih Millet Kütüphanesine konulmuştur. Tezkirei Suara'yi Amid, Osmanlı Vilayet-i Şarkiyesi, Osmanlı Şehirleri, Diyarbekir'li Bazı Zevatin Terceme-i Halleri gibi eserleri bulunan Emiri, 32 sayı yayınlanan Osmanlı Tarih ve Edebiyatı dergisini ve 6 sayılık Amid-i Sevde dergisini çıkardı.
4.Amidi: Ebülkasım
Hasan b. Birs b. Yahya, Basra'da doğmus olmakla birlikte aslen Diyarbakır'lıdır. Doğum tarihi bilinmeyen Amidi m.981'de vefat etmiştir. İyi bir şiir eleştirmeni olan Amidi ,aynı zamanda hattad idi.
5.Amidi: Ebülhasan Seyf-üd-din el Amid
1156 da şehrimizde doğdu. 12.yy'ın ünlü alimlerden olan Amidi, fıkıh, hadis, felsefe, tıp ilimleri tahsil etti. Özellikle fıkıh ve felsefede devrininin en önemli otoritesiydi. Otuza yakın eseri vardır.
6.Altınmeşe Izzet(1945-):
Halk müziği sanatçısı. 1977'de TRT sanatçısı oldu. Halk müziğine kendine özgü bir yorum getiren Altınmeşe kendi yöresinden derlediği türkülerle tanındı.
7.Asena Orhan(1922-):
Oyun yazarı. 1954-55 tiyatro mevsiminde Ankara Devlet Tiyatrosu'nda sahneye konan "Tanrılar ve Insanlar"la oyun yazarlığına başladı. Tarihsel konuların eserlerinde önemli bir yer tuttuğu gözlenen Asena'nın kimi eserleri: Hürrem Sultan, Simavnalı Şeyh Bedrettin, Atçalı Kel Mehmet, Tohum ve Toprak, Yalan, Korku.
8.Aytaç Hamid(1891-1982):
Hattat. Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde ögrenime basladiktan bir yil sonra okulu birakip hat dersleri almaya basladi. Eserleri birçok Islam ülkesinde genis ilgi gördü. Sisli Camiisi Yazilari,Sögütlüçesme Camii Kusak Fetih süresi,Tarabya Camii Kubbe yazilari önemli eserleridir.
9.Beysanoglu Sevket(1920-):
Arastirmaci, yazar .Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu ;avukat . Çesitli dergi ve gazetelerde siir,,arastirma,deneme yazilari yayinlayan Beysanoglu'nun Diyarbakir Kültür ve Tarihi'nin günyüzüne çikartilmasinda önemli çabalari oldu. Bazi kitaplari :Diyarbakir Folkloru ,Ziya Gökalp ,Diyarbakir'li Fikir ve Sanat Adamlari,Bütün Cepheleriyle Diyarbakir,Kisaltilmis Diyarbakir Tarihi ve Abideleri,Anitlari ve Kitabeleriyle Diyarbakir Tarihi.
10.Binyazar Adnan(1934-):
Elestirmen .1960 lardan bu yana Varlik,Papirüs,Türk Dili,Milliyet Sanat gibi dergilerde elestirileri yapti. Bazi kitaplari: Toplum ve Edebiyat ,Dedem Korkut'tan Öyküler,,Agit Toplumu.
11.Cemili(1465-1543):
Sair, Diyarbakir'in Sah Ismail'in eline geçmesinden sonra Istanbul'a gitti. Siirlerinin büyük bir bölümünü çagatay lehçesi ile yazdi. Topkapi Sarayi kitapliginda bulunan divani daha çok Ali Sir Nevai'ni siirlerine nazirelerden olusmaktadir.
12.Gökalp Ziya(1876-1924):
Yazar, Abdulhamid'e karsi gizli örgüt çalismalarina katildigindan dolayi hapsedildi ve sürüldü.Sürgün yeri olan Diyarbakir'da Ittihat ve Terakki Partisini örgütlemeye çalisti,gazete çikardi.1923'de Diyarbakir Milletvekiliseçildi.1924 Ekim'inde Istanbul'da öldü. Kitalaridan bazilari :Türkçülügün Esaslari,Saki Ibrahim Destani,Altin Isik.
13.Çetin Hikmet(1937-):
Politikaci,1960 da Siyasal Bilgiler Fakültesini bitirdi. DTP de çalisti.1974 de politikaya atildi. Devlet Bakanligi, Disisleri Bakaligi, Basbakan Yardimciligi görevlerinde bulundu.
14.Gülseni Ibrahim(1452-1533):
Halveti'ligin bir kolu olan Gülseni Tarikati'nin kurucusu. Iki yasinda öksüz kaldi. Ilk ögretimini amcasinin yaninda tamamladi. Maveraünnehir ve Tebrize gitti. Sah Ismail'in baskisindan dolayi tekrar Diyarbakir'a geldi. Daha sonra Misir'a gitti. Ömrünün sonlarina dogru Istanbul'a çagrildi. Birçok mürsid edindi. Misir'a döndükten sonra bir veba salgininda vefat etti.
15.Güzelses Celal(1900-1959):
Folklorcu. Diyarbakir yöresi folkloru üstüne arastirmalar yapti. 1943'de Diyarbakir Halk Musiki Cemiyeti'ni kurdu. Döneminin en ünlü ses sanatçilari arasinda yer aldi.
16.Ibn-ül Ezrak(1116-1176):
Tarihçi Silvan'da dogdu. Tarihi Meyyafarikin adli eseriyletanindi.
17.Molla Çelebi(?-1655):
Sultan IV. Murat Bagdat seferinden dönüsünde Diyarbakir'da Molla Çelebi'yle görüstü. Kendisini Istanbula götürdü. Burada Es ile adli kitap hazirladi. Daha sonra Red ve Kabul,Dogunun Serhi ve Fevibe adli kitablari yazdi.
18.Müderris H. Ragip(1786-184):
Alim. Medrese ögretiminden sonra çesitli memurluklarda bulundu. Hüsrev Pasa medresesindeki müderrisliginden sonrakendi medresesinde ögretime basladi. Çesitli dinsel konularda 30'u askin eseri vardir.
19.Necmioglu Tuncer(1936- ):
Sinema ve tiyatro sanatçisi. Tip Fakültesinde ve ITÜ Makine Bölümünde ögrenim gördü. Ögrenim yillarinda tiyatro çalismalari basladi.
Filmlerinden kimileri:Kizilirmak Karakoyun,Kuma,Pir Sultan Abdal.
20.Nesimi(?-1404):
Divan sairi. Hayatina dair kesin bir bilgi yoktur. Asil adi Imadeddin'dir. Ölüm tarihi kimi kaynaklarda 1417 kimilerinde 1418 olarak da belirtilmektedir. Siirleri dönemin bir çok sairini etkilemistir. Kendisinin de Mevlanadanetkilendigiileri sürülmektedir. Çesitli nazireler yazmistir. Esterabadli Fazlullah'in yaymaga çalistigi Hurufiligi benimsedi. Bu mezhebin önde gelen savunuculari arasinda yer aldi. Ülkenin çesitli yerlerinde dolasarak siirleriyle yaymaya çalisti. Bu, yöneticileri rahatsiz etti. Misir Çerkez Kölemenleri hükümdari El-Müeyyed Seyhin emriyle Sam'da derisi yüzülerek öldürüldü. Cesedi bir hafta halka gösterildi. Eserleri arasinda Türkçe ve Farsça divan en önemlileridir.
Bilim adamı yazar. Kulp'ta dogdu.1959 da Siyasal Bilgiler Fakultesini bitirdi. Ayni yıl Sosyoloji Asistanı oldu. "Üniversite Ögrencilerinin Siyasal Yönelmeleri" konulu doktora tezi 1966 da yayınlandı.
22.Ozansoy Faik Ali(1875-1950):
Sair. 1901'de Mülkiye Mektebi'ni bitirerek ,kaymakamlik,mutasarriflik ve çesitli memurluklarda bulundu. Daha sonra mülkiyedeFransizca ögretmenligi yapti. Ögretim yillarinda "Kehkesana Karsi" siiriyle Servet'i Fünu anlayisiyla,özellikle Abdülhak Hamid ve Tevfik Fikret'in etkisiyle siirler yazdi.1908 sonrasinda daha bagimsiz siire yöneldi. Son siirleri 1927'lerde Günes dergisinde yayinlandi.
23.Öngören Ferit(1932-):
Yazar ,karikatürcü.1958'de Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi ve Avukatliga basladi. Daha sonra karikatüre yöneldi. Ressamlik yapti.1966 da Lastik-is Sendikasinin yayin organi Lastik-Is i çikardi. Filiz, a, Yelken,Köprü,Ataç,Degisim,Siir Sanati ,Yeni a gibi dergilerde yazdi. Ayrica, ilk çaglardan günümüze degin Anadolu siirinin evrimini inceleyen arastirmasinin bir bölümü de soyut dergisinde yayinlandi.
24.Özsezgin Kaya(1938-):
Eleştirmen. İlk ve orta öğretimini Diyarbakır'da tamamladıktan sonra DTC Fakültesi Sanat Tarihi Bölümünde ögrenim gördü. Çesitli okullarda sanat tarihi ögretmenliği yaptı. Sanat yaşami resimle basliyan Özsezgin,üç sergi açtiktan sonra elestirmenlige yöneldi. Vatan ve ulus gazetelerinde Pazar Postasi,Sanat ve Sanatçilar,Papirüs,Milliyet Sanat gibi dergilerde ressamlar ,sergiler üstüne deneme ,elestiri yazilari yayinlandi. Çesitli jürilerde ve Ankara Radyosunun Sanat Dünyasi programinda görev yapti, "Prometheus'un Dönüsü"adli deneme-elestiri adli eseri 1965'te yayinladi.
25.Öngören Veysel(1931-):
Sair Afyon lisesini bitirdi. Bir süre Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde okudu. Ögrenimini yarim birakti. Diyarbakir'in Hacikan Köyü'ne yerlesti. Daha sonra Ankara'da DTC Fakültesi Felsefe Bölümüne girdi. TRT Dis Haberler Servisinde,Vatan gazetesinde çalisti. Dost ,Ankara Birligi,Türk Dili,Türkiye yazilari gibi dergilerde yayinlanan siirleriyle yazin çevrelerinde ilgi uyandirdi. Siirlerinde yöresel deyisten kaynaklanan özgün bir söylem gelistirdi. Ilk eseri Remo ve Salo'dur(1980).
26.Pamukçu Mahir(1912-):
Bilim adami. 1938 de Veteriner Fakültesini bitirdikten sonra ayni fakültede asistan oldu. Doktora için Amerika'ya gönderildi.1948 de yurda döndü. 1952 de doçent, 1967 de profesör oldu. 1957-1959 arasinda ABD, Wisconsin Üniversitesinde patoloji dersleri verdi. 1960 da kurucu mecliste görev yapti. Pamukçu veterinerlik alanindaki çalismalarini üniversite disinda ,uluslararasi kogrelerde de ortaya koydu. Bir çok teblig ve inceleme hazirladi. Bunlardan en önemlisi hayvanlarda egreltiotunun yaptigi hastaliklara iliskindir. Bu bitkinin kansere neden oldugunu ortaya çikardi.
27.Said Pasa(1832-1891):
Osmanli devlet adami,yazar.1849'da vilayet kalemine yazici oldu. 1848 de mektupculukta yükseldi. 1872 de Elazig mutasarrifligina getirildi.1874 de Maras ,daha sonra Mardin ve Mus ta mutasarriflik yapti. Bu süre içinde yazdigi 10 ciltlik genel tarih kitabi mirat-ül iber'in 9. Cildi basildi. Sonuncusu da yazma olarak Istanbul müze kitapligindadir. Diyarbekir Tarihi adli çalismasiyla da 1884 tarihli Diyarbekir Salnamesinin 2.bölümünü olusturdu.
28.Nazif Süleyman(1869-1927):
Sair,yazar. Gördügü özel ögrenimle Farsça,Arapça ve Fransizca ögrendi. Diyarbakir Vilayet Matbaasi Müdürlügü ve Diyarbakir Gazetesininbas yazarligini yapti. II. Abdulhamit yönetiminden kaçti. Paris'e gitti ve orada Mesveret gazetesini çikardi. Yurda dönüsünde 12 yil Bursa'da zorunlu oturma cezasina çaptirildi.
Mesrutiyet'ten sonra Basra,Kastamonu,Musul,Trabzon ve Bagdat valiliklerinde bulundu. 1915'te Istanbul'a yerleserek Halk,Ileri,Hadisat gazetelerinde yazdi;Halk'in bas yazarligini yapti. Istanbul'un isgalini protesto amaciyla yazdigi "Kara Bir Gün" yazisi ve ayni yönde verdigi konferanslar nedeniyle Malta'ya sürüldü.1922 de yeniden Istanbul'a yerlesti. Yasaminin sonuna degin burada kaldi. Resimli Gazetede çalisti. Süleyman Nazif'in hayati 1894-1895'de Diyarbekir Vilayeti Salnamesi'ni hazirlamasiIle baslar.1898 de Servet'i Fünun'da siirleri yayinlandi. Mesrutiyet Döneminde yazdigi tarih,elestiri,ani türündeki yazilariyla basari kazandi.
29.Taranci Sitki Cahit(1910-1956):
Sair. Ilkokulu Diyarbakir'da okudu. Daha sonra Saint Joseph ve Galatasaray Liselerinde ögrenim gördü. Ögrenimine Mülkiye Mektebive Paris Siyasal Bilgiler Fakültesinde devam etti. 1940?da II. Dünya Savasi nedeniyle yurda döndü ve asker oldu.Anadolu Ajansi ve Çalisma Bakanligi?nda çevirmen olarak çalisti. Tedavi için gittigi Viyana?da öldü.
Taranci?nin ilk siirleri 1930?larda Muhit ve Servet-i Fünun dergilerinde yayinlandi.Ilk yillarda, A. Hamdi Tanpinar ve Necip Fazil?dan, sonraki yillarda ise Baudlaire?den etkilendi.
Varlik, Yaratilis, Istanbul gibi dergilerde siirleri yayimlandi. Taranci?nin baslica eserleri:Ömründe Süküt, Otuzbes Yas, Düsten Güzel, Sonrasi.
30.Timur Taner(1935-....):
Bilim adami. Mezun oldugu Siyasal Bilgiler Fakultesine 1959?da asistan oldu. 1964?de ?Modern Demokrasilerde ve Türkiyede Kuvvetli Icra ? adli teziyle doktor, 1968?de doçent oldu. Eserleri: Amerikan Demokrasisi(çeviri),Türk Devrimi, Tarihi, Anlami ve Felsefi Temeli, Osmanli Toplum Düzeni.
31.Karakoç Sezai(1933-....):
İlk öğrenimini Ergani?de, orta ögrenimini Maraş Ortaokulu ve Gaziantep Lisesinde parasız yatılı olarak tamamladı(1950). Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi?ni bitirdikten sonra Maliye Bakanlıgı Mülkiye Müfettiş Muavinliği (1956-59), Gelirler Genel Müdürlüğü Kontrolörlüğü (1959-65). 1965?de görevinden ayrılarak Babıali?de Sabah gazetesinde (1965-68) fikra yazarlığı yaptı. 1960?da kurduğu Diriliş Dergisini, verdiği aradan sonra 1966?da yeniden çıkarmaya başladı. 76-78 döneminde gazete boyutunda 60 sayi çikardi. Ekim 79?dan itibaren yayını aralıklı olarak sürdürdü. Diriliş 1988?den itibaren haftalık dergi olarak çıktı.
İkinci yeni akım şairleri ile biçimsel benzerlikler taşısa da şiirlerinin kaynakları itibari ile bağımsız bir çizgi tutturduğu kabul edilen Sezai Karakoç, yaşayan en büyük şairlerimizdendir. Hikayeler kitabı ile 1982?de Hikaye Ödülünü kazandığı Türkiye Yazarlar Birliği?nin 1988?de Üstün hizmet ödülünü aldı. Kendisinin kurduğu Diriliş Partisi?nin (DIRIP) Genel Başkanlığını sürdürüyor. Başlıca eserleri: Körfez(1959), Şahdamar(1962), Hızırla Kırk Saat(1967), Sesler(1968),Taha?nın Kitabi(1968), Gül Mustusu(1969), Siirler I?den Siirler VIII?e kadar kitap serisi, Bati Şiirlerinden(1976),Hikayeler I ve Hikayeler II adlarında hikaye kitapları, Çağ ve İslam kitap serileri, Düşünceler kitapları, Diriliş Muştusu gibi eserleri bulunmaktadır.
32.Mıgırdiç Margosyan(1938-....):
Diyarbakır?ın Hançepek Mahallesinde doğan Margosyan, ortaokuldan sonra öğrenimine İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünde devam etti. 1966-72 yılları arasında Üsküdar Surp Haç Tibrevank Lisesi?nde felsefe, psikoloji, ermeni dili ve edebiyat öğretmenliği ve okul müdürlüğü yaptı. Daha sonra öğretmenliği bırakarak ticarete atıldı. Edebi çalışmalarını aralıksız sürdürdü. Öyküleri Marmara Gazetesi?nde yayımlandı. 1988 yılında ermenice yazan yazarlara verilen Eliz Kavukçuyan Vakfı Edebiyat Ödülünü aldı. Ermeni yazınında taşra edebiyatının son temsilcisi olarak bilinmektedir.
33.İhsan IŞIK,-....):
Şair ve yazar. 4 Mayıs 1952, Diyarbakır (merkez) doğumlu. Çocuk kitaplarında Savaş Yüce imzasını kullandı. İlk ve orta öğrenimini doğduğu kentte tamamladı (1970). Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi TDE Bölümü (1976) mezunu. Lisans tezi: Necip Fazıl Kısakürek?in Oyunlarında Tipler. Öğrencilik yıllarında Diyarbakır, İzmir ve Erzurum?da çeşitli işlerde çalışarak okudu. 1976 yılından itibaren yerleştiği İstanbul?da memurluk, liselerde edebiyat öğretmenliği, özel bir kuruluşta basın danışmanlığı, dergi-yayınevi yönetmenliği, reklam ajansı yöneticiliği ve yayıncılık yaptı. YÖK kararıyla 1990 yılında Türk Filoloğu ünvanını kazandı. İstanbul B.Ş. Belediyesi İETT Genel Müdürlüğü Basın Danışmanı (1995-96), Devlet Bakanı Danışmanı (1996), Başbakanlık SHÇEK Genel Müdürü ve Genel Müdür Yardımcısı (1996-98) olarak görev aldı. 1997 yılının Başbakanlık tarafından Sokak Çocuklarına Şefkat Yılı olarak ilan edilmesine öncülük etti. 1998?de kendi isteğiyle emekli oldu. TYB Yönetim Kurulu Üyesi?dir.
İlk yazı ve şiirlerini Diyarbakır yerel gazeteleri Yeni Şark Postası ve Mücadele (1965-69) ile Babıali?de Sabah (İstanbul), arkadaşlarıyla çıkardığı aylık Özlem (Diyarbakır, 1969-70, 8 sayı) gazetelerinde yayımlamıştı. 1971?den itibaren ürünleri Tohum, Hilal, İslâm Medeniyeti, Pınar, çıkardığı Çile (Diyarbakır, yayın yönetmeni, aylık dergi, 1974, 6 sayı), Yeni Sanat (1975), İslâm Ümmeti (yönetmen,1982, 12 sayı), Düşünce, Tek Yol, Muştu, Aylık Dergi, Girişim (yayın kurulu üyesi,1985-87), Mavera (genel yayın yönetmeni, 1987), Dış Politika (1988), Yürüyüş (Diyarbakır, 1989), Yeni Zemin (yayın kurulu üyesi, 1995) dergileri ile, Hür Söz (Erzurum, günlük fıkra, 1972), Millî Hakimiyet (Diyarbakır, günlük fıkra yazarı, yazı işleri müdürü, 1973), Yeni Devir (sanat-edebiyat sayfası yönetmeni, 1977, 1980), Millî Gazete (1976-86), Zaman (1986), Akit (Vakit, 1994), Yeni Dönem (genel yayın yönetmeni, 1999), Tutanak (2000), Yeni Şafak (2000-) gazetelerinde yer aldı. SHÇEK Sosyal Hizmetler, SHÇEK Gençlik, SHÇEK Çocuk dergilerini kurdu ve yönetti (1996-97). 1995 yılında Aşkabat (Türkmenistan), 1996?da KKTC Türkçe?nin Uluslararası Şiir Şölenlerine katıldı. İki kitabı Almanca?ya çevrildi. Akdeniz Kıyısında Bir Çocuk adlı şiiri bestelendi. Radyo Birlik?te (Ankara) Entellektüel Gündem ve Düşünce Gündemi programlarını hazırlayıp sundu (1999-2001).
DENEME-İNCELEME: Kültürümüzün Kimliği (1982), Sömürgeciliğin Çağdaş Boyutları (1983), Uluslararası Sorunlar / İslâm Dünyası ve Türkiye (1987), Kültürümüz ve Kadınlarımız (1987), Peygamberimizin Hayatı (1987, Das Leben Des Islamischen Propheten Mohammed adıyla Almanca?ya çevrildi, 1991), İslâm Tarihi 4 Halife Dönemi (resimli, 1989. Dört Büyük Halife adıyla gen. bas., 1991; Die Vier Grossen Kalifen In Der Islamischen Religion adıyla Almanca?ya çevrildi, 1992), Bediüzzaman Said Nursi ve Nurculuk (1990), İki Yobaz (1996). BİYOGRAFİ: Yazarlar Sözlüğü (1990, gen. bas. 1998), Yazarlar ve Şairler Sözlüğü (1992), Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (2001). ŞİİR: Eğilim Anıları (1975), Akrep ve Yelkovan (1987), Akdeniz Kıyısında Bir Çocuk (1996), Kuğulu Park?taki Kuşlardan Biri (2002). GEZİ: Makedonya ve Fransa İzlenimleri (2002). ÇOCUK ROMANI (Savaş Yüce adıyla): Kaçaklar (1987), Sevgili Anneciğim (1987).
HAKKINDA: Yahya Akengin / Eğilim Anıları (Hisar, sayı: 140, Ağustos 1975), Necati Polat / Cumhuriyet Dönemi Şiirine Bakış ya da Son Elli Yılın Şiiri - Üç Şair Üç Söyleşi / İhsan Işık?la (Aylık Dergi, Şiir Özel Sayısı-1, Nisan-Mayıs-Haziran 1982), Kültürümüzün Kimliği (Mavera, 1983), Ahmet Özalp / İhsan Işık?la Uluslararası Sorunlar Üzerine (Zaman, 5.3.1987), İbrahim Balcı / ?Akrep ve Yelkovan? Bir de Işık (Milli Gazete, 18.5.1987), Günümüz Türkiyesinde Kim Kimdir? (1989,1990), Bediüzzaman Said Nursi ve Nurculuk (Nokta dergisi, 29 Temmuz 1990), Şevket Beysanoğlu / Diyarbakırlı Fikir ve Sanat Adamları (cilt: 3, 2. bas. s. 465, 1997), Mustafa Miyasoğlu / Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (Milli Gazete, 12 Kasım 2001), Metin Cengiz / Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (Varlık, sayı: 1131, 1 Aralık 2001), Tansu Bele / Yeni Bir Yazarlar Ansiklopedisi (Cumhuriyet Kitap, sayı: 624, 31 Ocak 2002), Ömer Lekesiz / Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (Hece, sayı: 63, Mart 2002).
Aklıma Geldikçe Yazacam.
Sizin de Merak Ettiklerniz Varsa Söyleyin Arkadaslar..
Saygılar..