Editörler : E.Kayı Han
27 Kasım 2009 12:56

Hayvanlar, ölürken ne hisseder?

Hayvanlar, insanlar gibi mükellef olmadıklarından, ruhları kabzedilirken belki hiç acı duymazlar. Tepinmeleri adalî, asabî ve bilmediğimiz, tatmadığımız daha başka bir durum ve keyfiyetin ifâdesidir. Kim bilir, belki o çırpınma içinde kendi âlemlerine has bir lezzet de duyuyorlardır. Yeri gelmişken, Avrupa ülkelerindeki bir uygulama ve anlayışı dile getirelim:

Malûm, Batılılar hayvanlarını müslümanlar gibi kesmezler; ya elektrikle şoklar, ya da boğazlarından şişlerler. Böyle bir davranış, kesim işinde bile müslümanlara benzememe inatlarının bir ifâdesi midir bilemeyiz! Kendilerini de şöyle müdafaa ederler: ?Siz keserken hayvan, tepinip acı çekiyor; biz ise, hayvan acı hissetmesin diye böyle yapıyoruz.? Fakat, bir gerçeğin farkında değiller. Her şeyden önce, kan damarları kesilen hayvanın çırpınmasının tesir ve tazyikiyle, ilim adamlarınca da zararlı olduğu teslim edilen kan, vücuttan güzelce boşalır. Şokla öldürülen hayvanın içinde kalan kan, ete de bulaşarak, yiyenin vücuduna geçer; oysa bizde kanın damlasını içmek ve onunla kirlenmiş elbiseyle namaz kılmak yasaktır. 1989 yılı başlarında İngiltere'de böbrek satışlarının yasaklanması gibi, bir gün gelecek, onlar da mes'eleyi kavrayıp, bizim sistemimize döneceklerdir.

İkincisi, ?Kesilmekle hayvanın ölmesi uzuyor, tepiniyor ve dolayısıyla 15-20 dakika ona acı çektiriyorsunuz? diyorlar. Nereden biliyorsunuz acı çektiğini?

Her tepinenin acı çekmesi gerekmez ki.. Önce de geçtiği gibi, kesilen hayvanda müşahede edilen durumlar, tamamen asabî ve adalî ihtilaclardan ibaret olabilir... Hem, hayvanın acı çektiğini hayvan olmayan nereden bilebilir? Bir defa, sen hiç hayvan olmadın ki! Her şey gözden ve gözün gördüğünden ibaret midir ki, hayvan hesabına ve onun canı adına karar verilebilsin!

Üçüncüsü, kâinattaki her varlıkta daima bir üst mertebeye çıkma meyil ve şevki vardır. Bitkiler, ?hayvanlar ve insanlar bizi yesin de, hayat derecemiz yükselsin? diye âdeta yarışır. Hayvanlar da, insan bedenine geçerek, hayatiyetlerini şuurlu ve ebede namzet bir vücutta devam ettirmek ister gibi bir yarış içindedirler. Evet, hayvanlarda akıl, şuur ve idrak yoktur ama, onlar da, Yüce Kanun Koyucu?nun kanununa uyarlar. Öyleyse bırakın hayvanlar, insana misafirliğe gidiyoruz diye çırpınmaya devam etsin!..

Dördüncüsü, belki de hayvan kendi âlemine has bir lezzetin ifâdesi olarak böyle çırpınmaktadır... Burada şu nükteyi de kaydedelim: Müslüman, Hakk?a teslim olmuş insan olarak her şeyini Allah yolunda feda eder ve şehid olur. Şehid olmak da, bir nev'i kurban olmak demektir. Yukarda da ifâde ettiğimiz gibi şehidler, kurban olmaktan bambaşka bir lezzet alırlar ama, dışardan baktığınızda onları da çırpınıyor görürsünüz. Oysa hakikat, tamamen başkadır. Melek eliyle getirilip, Hz. İsmail (as) gibi Allah?ın ekrem kulu, nebîsi ve halifesi bir insana karşılık kurban olsun diye takdim edilen bir hayvan, -tabir caizse- hayvanlar âleminin şehidi için ?Hayır, acı çekmiyor, belki kendine has bir lezzet alıyor? dersek, herhalde gerçeğe daha yakın bir yaklaşım ve tesbitte bulunmuş oluruz. Kaldı ki, biz bunu ibâdet adına yapıyoruz.


J.Osborne
Yasaklı
27 Kasım 2009 13:09

acı bir yana mutluluk bile duyuyor olabilirler:Hayvanlar, insanlar gibi mükellef olmadıklarından, ruhları kabzedilirken belki hiç acı duymazlar. Tepinmeleri adalî, asabî ve bilmediğimiz, tatmadığımız daha başka bir durum ve keyfiyetin ifâdesidir. Kim bilir, belki o çırpınma içinde kendi âlemlerine has bir lezzet de duyuyorlardır.

**

hayvanlar alemi belgesellerinden çok görmüşüzdür..hayvanın bir bacağını vahşiler(boğrak öldürmeyen yaban köpekleri örneğinde olduğu gibi) iştahla canlı canlı mideye indirirken hayvanda kendi aleminde huzurlu huzurlu geviş getirmeye devam ediyordur.. boğarak öldüren büyük kedilerin avlarında ise uzun bir kovalamacayla son noktaya ulaşan kan basıncı heyecan v.s. şartlarında boğazından bir kavranmasıyla hayvan birşey hissetmeden can teslim ediyordur.

****

gelgelelim KURBANA:zaten allahın kusursuz merhametine yakışmayacak bu gereksiz acı çekme(insanlar ölürken çeker çünkü günahlarına kefaret olur)durumu aklen ve keşfen(velilerin) muhal olduğuna göre hele hele de kurban anlamlı ibadette ise acı ıstırap bir yana başta denilen lezzet alma (sıratta sahibini taşıma,bir nevi ebediyet kazanma v.s.)faktörü tamamıyle ön plandadır..


_nesil
Yasaklı
27 Kasım 2009 13:37

onlar ne hissediyor bilmiyorum ama ben o an ne hissetmem gerektiğinde epey karışık oluyorum:(


Caferi Tayyar
Kapalı
27 Kasım 2009 13:55

onlar yaradılışlarının gereğini yapıyorlar


_nesil
Yasaklı
27 Kasım 2009 14:03

Bitkiler, ?hayvanlar ve insanlar bizi yesin de, hayat derecemiz yükselsin? diye âdeta yarışır. Hayvanlar da, insan bedenine geçerek, hayatiyetlerini şuurlu ve ebede namzet bir vücutta devam ettirmek ister gibi bir yarış içindedirler.

....

böyle düşünürsen rahatlıyorsun evet cafer:)


Caferi Tayyar
Kapalı
27 Kasım 2009 14:11

insanın gayesi Allaha kulluk ona ulaşmaktır ona çeşitli vesilelerle ulaşmaya çalışır insan imtihan için yaratılmıştır hayvanlar ise insanın hizmetine sunulmuştur kurban kesilirken duyduğumuz merhamet duygusu insan olmanın gereğidir.ama kesilen hayvanların etlerinin fakir fukaraya verilecek olması duygusu insanı dahada mutlu eder.

Denizi de sizin emrinize veren O'dur, ondan taze et yemektesiniz ve giyiminizde ondan süs-eşyaları çıkarmaktasınız Gemilerin onda (suları) yara yara akıp gittiğini görüyorsun (Bütün bunlar) O'nun fazlından aramanız ve şükretmeniz içindir (16/14)

İri cüsseli develeri size Allah'ın işaretlerinden kıldık, sizler için onlarda bir hayır vardır Öyleyse onlar bir dizi halinde (veya saf tutmuşcasına ayakta durup) boğazlanırken Allah'ın adını anın; yanları üzerine yattıkları zaman da onlardan yiyin, kanaatkara ve isteyene yedirin İşte böyle, onlara sizin için boyun eğdirdik, umulur ki şükredersiniz (22/36)


güzz06
Kapalı
27 Kasım 2009 14:33

güzel paylaşım


togo01
Kapalı
27 Kasım 2009 14:55

Bunu kimse bilemez ama görünüşe göre acı çekmektedirler elbette.

Ancak hayvanlar da insanların emrine verilmiş mahlukatlar. İşkence etmedikten sonra kesip etini yemenin, bugünlerde kurban etmenin kimseye zararı yoktur.

Tüm dünyada hergün yüzbinlerce koyun, inek vs kesilmekte insanlar için.

Allah için kurban kesmeye devam.

Bayramımız mübarek olsun.


muharrem akmn
Daire Başkanı
27 Kasım 2009 19:56

"Hattâ kesilmek için yatırılan bir hayvan, bir şey hissetmez. Yalnız bıçak kestiği vakit hissetmek ister; fakat, o his dahi gider, o elemden de kurtulur. Demek en büyük bir rahmet, bir şefkat-i İlâhiye, gaybı bildirmemektedir ve başa gelen şeyleri setretmektedir. Hususan mâsum hayvanlar hakkında daha mükemmeldir." (1)

Hayvan yatırıldığı zaman kesileceğini bildiği için değil, kendisini yere attıklarından dolayı çırpınıyor. Kesileceğinden habersizdir. Kesmeyeceğiniz bir hayvanı da yere atsanız yine çıpınacaktır. Bu çırpınış kendini kurtarmak adına gösterdiği mücadeledir. Ancak son ana kadar kesileleceğini bimediği gibi, yere yatırılırken bile ne yapılacağını bilmiyor, denmektedir. Bıçak keseceği sırada, boğazlanacağını anlıyor. Ancak kesildiği için, bu kesilmenin verdiği elem dahi gidiyor. Bu elem, bıçağın kesmesinden hasıl olan elem değildir; ölmek ve yok olmaktan hasıl olan elemdir. Zaten Üstad'ın bahsettiği acı ve elem bıçağın verdiği acı değil, kesilerek yok olmanın verdiği acıdan bahsetmektedir.

Ayrıca bıçağın da verdiği acı vardır. Fakat Üstad'ın bahsettiği acı bu değildir. İdam edilecek bir adamın duyacağı acı, ipin boğazını sıkması değildir; ölmenin ve hayatının son bulmasının vediği acıdır. İşte hayvanlar bu acıyı çekmez, demektedir.

Bıçağın kesileceğinin acısı da vardır, çırpınışı bunun delilidir.

(1) bk. Şualar, On Birinci Şua Üçüncü Mes'ele.

Okunma Sayısı : 239

İlmi Heyet


.Krizalit.*
Genel Müdür
27 Kasım 2009 20:38

Hayvanlara üzülüyor, o an içimizde çizikler oluşturuyorda olsak, O'nun merhametinin yanında bizimkisi ne kadardır acaba? Acı çekip çekmediklerini bilemiyorum zahirde öyle bir izlenim edinsekte Allah-u tealanın inceliği ve merhametini düşününce yani verenin engin hazinesini ve verdiğini nasıl hangi yolda hizmet ettireceğini bileninde O olduğunu ..

O zaman sebebin altında ki yatan sırra yaklaşamayacak kadar küçük olduğumuzu bir kez daha idrak ediyoruz.


az-çok
Müsteşar
28 Kasım 2009 12:47

İnsanlar ve Hayvanlar sinir sistemi çalıştığı ve beynin acı alğılaması olduğu süre içinde acı çekerler.Bunu en iyi bilecek kişiler tabiki konun uzmanlarıdır.

Kesim boğaz bölgesinden yapılırsa sinir irtibatının kesilmesinden dolayı belki acı hissedilmeyebilir.

Hayvanın korkmasına sebeb olan her türlü hareket,kesmeden önce vurma,bağlamanın uygunsuz olması gibi durumlarında hayvan acı çekecektir.Hayvan acı çekmese kamcıdan korkarmı.

İnsanın melekler tarafından ruhu alınırken,inanmamışlara meleklerin tavırları ve durumlarını haber vermelerinden dolayı bunların pişmanlıkları ve kaybetmenin idrakine varmaları nedeniyle duydukları acıdır.


Ebu_Ubeyde
Kapalı
28 Kasım 2009 13:46

Demek en büyük bir rahmet, bir şefkat-i İlâhiye, gaybı bildirmemektedir ve başa gelen şeyleri setretmektedir. Hususan mâsum hayvanlar hakkında daha mükemmeldir

*

şu cümlelerden o alttaki yorumu çıkaran heyet ne heyetiymiş??bir cümle bu kadar yanlış yorumlanabilir herhalde..zaten hayvanlar ölürken acı çekmez fikrinin kaynağı bediüzzamandır..yukardaki f.gülen pasajıda risaledeki bu kısımların açıklaması durumundadır.


Ebu_Ubeyde
Kapalı
28 Kasım 2009 13:51

"Hattâ kesilmek için yatırılan bir hayvan, birşey hissetmez. Yalnız bıçak kestiği vakit hissetmek ister"

az risale okuyan birey bilirki baştaki kesilmek için yatırılandan kasıt kesildiği anı da kapsar..zaten cümlenin başı devamı hep aynı acısızlık noktasına vurgu yapmışken bu heyet bunun neresinden acı çıkarmayı başarabildi?ilginç


Ebu_Ubeyde
Kapalı
28 Kasım 2009 14:01

bunu destekleyecek 2 şeye bakmanızı öneririm:

hayvanlar alemi belgeselleri..orda hayvanın bir ucundan yenilirken diğer tarafta kendinin tepkisiz yattığını izlemişizdir..demek o esnada o acıyı hissedecek sinir sisteme deaktif..aynı şekilde şehidlerin ölüm acısını hissetmemesi meselesi:"Şehid, ölüm acısı duymaz"..

şehide duyurmayan Allah masum hayvanlara da duyurmamaya muktedirdir.


dede ali
Kapalı
28 Kasım 2009 14:01

hoş bir paylaşım teşekkürler...


Ebu_Ubeyde
Kapalı
28 Kasım 2009 14:04

Şehid öldürülürken, sizden birinizin karınca ısırmasında duyduğu acıdan fazla bir acı duymaz


Ebu_Ubeyde
Kapalı
28 Kasım 2009 14:09

"Bu elem, bıçağın kesmesinden hasıl olan elem değildir; ölmek ve yok olmaktan hasıl olan elemdir. " yahu bu hayvanı nasıl oluyorda insani düşünme fonksiyonlarıyla teçhiz zannedebilirsin?hayvan ne anlar ölmekten yok oolmaktan..çok büyük talihsizlik bu kelimler..yazık risalenin manaları gölgelenmiş..umarım kişiler heyetinden değil de risalenin kendinden okur.


dede ali
Kapalı
28 Kasım 2009 14:10

...


Ebu_Cehil
Genel Müdür
29 Kasım 2009 02:55

"Hayvanlar, insanlar gibi mükellef olmadıklarından, ruhları kabzedilirken belki hiç acı duymazlar. Tepinmeleri adalî, asabî ve bilmediğimiz, tatmadığımız daha başka bir durum ve keyfiyetin ifâdesidir. Kim bilir, belki o çırpınma içinde kendi âlemlerine has bir lezzet de duyuyorlardır."

Yuh artık yav vallahi yuh , üçkagıtcılıgında bu kadarı fazla :)


Ebu_Ubeyde
Kapalı
29 Kasım 2009 03:00

niyekine üçkağıtçılığın ve demagojinin krallığına tehdidmi aldın..

onlar ırmağın öte tarafında rahat ol..

ölene kadar serbestin ondan sonra hayvan taklidi yaparak şansını denemek serbest..test edip görürsün.ama kuran hayvandan aşağı dediği noktalarda biraz gayret sarfedip seviyeyi nötralize etmen gerek.


Ebu_Cehil
Genel Müdür
29 Kasım 2009 03:03

Hayvalar ölürken acı çekmezmiş :) Siz onların tepinmelerine bakmayın , aslında onlar o sıra keyif alıyorlar :):)

Din bir afyondur demiş üstad , ne güzelde demiş

Toplam 20 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi