Bir çoğumuzun daha önce sadece adli sicil kaydı almaya gitmek dışında gitmediği bir yerdi adliye. Şimdilerde ise hepimizin ekmek teknesi. Mahkeme, karar, duruşma, hakim-savcı vs gibi kavramlar çok uzaktı. Biz bu kavramı hep hafiften gariban Osman Sadri Alışık'ın " bu da mı gol değil hakim beyli " ya da " rahmetli Hulusi Kentmen'in babacan hakim rollerine büründüğü yaz kızımlı " ortamları ile tanıdık. Reel hayatta ise haberlerde gördüğümüz, afilli afilli cübbeler giymiş yetkili abilerdi onlar bizim için.
Ve başladık, başladınız. Her şeyin öğrenilemeyecekmiş geldiği ama öğrenildiğinin de hiçbir zaman anlaşılamayacağı bir durumda bulduk kendimizi. İşe başladığımda mübaşir arkadaş bir evrakı alıp dosya içine atarken diğer evrakı neden masasındaki kutulardan birine koyuyorduki? Neden bazı dosyaları sadece büyük büyük zarfların içine koyarken bazılarını silikon tabancası ile sıcak mühürleyip ağzı düğümlü çuvalın içine koyuyordu? Bir de diğer katiplerin yaptıklarını anlamaya çalışmak, off her şey karman çorman.
Talimat, tensip, tebligat gibi kelimelerin ne anlama geldiğini sanki hiç öğrenemeyecekmişim gibi gelirken bir de üstüne hadi bakalım duruşmaya denmesi, bu da neyin nesiydi? Şştt olm Tufan, çıkar lan gözlükleri sensin oğlum, fikir güzel, mekan güzel ama yemezler. Yiyorsun canım kardeşim, hem de afiyetle.
Her zaman söylediğim gibi, kimse doğar doğmaz break dance yapamadı. Bir işi öğrenebilmek için önce o işin tekniğinden ziyade hangi maksatla yapıldığını bilmek icab ediyor. Yeni başlayan arkadaşlardan en büyük ricam, birlikte çalıştıkları kalem arkadaşlarına tensip zaptının nasıl yapıldığından ziyade neden yapıldığını anlattırsınlar. Siz de karşınızdaki her ne kadar Banker Mahmut olsa da, Banker Bilo misali niye tensip zaptı yaptığını, niye açık tebligat ya da kapalı tebligat çıkarıldığını bi sorun.
Buradan sevgilerimi gönderdiğim bir insan ! bir işin yapılmasındaki maksadın ne olduğunu anladıktan sonra işe hükmetmenin hiç de zor olmadığını, küçük ama etkili bir soru ile hemencecik çözüverdi. Sevgilerimi gönderdiğimi söylemiştim di mi?
Genel bir sıkıntı ise, sordukça kendimi salak hissedeceğim algısı. Bunu aşmanın en temel yolu yapılan işlemi not almaktır. Bir daha sorma gereği duymazsınız. Dediler ki hadi gel sana talimat yazmayı gösterelim. Sevindiniz. Talimat menüsünden giden talimatı seçtiniz, yeni bir ekran geldi karşınıza. Talimatın gönderileceği ilgili adliyeyi seçtiniz, mahkeme türünü seçtiniz, ek listesi butonuna tıkladınız ve dosyadan talimata eklenecek olan eki eklediniz, ilgili kişi butonundan ifadesi/beyanı alınması istenen şahsı seçtiniz, sol alt köşeden ifade alınmasını işaretleyip sağ kısımdaki tabloya geçirdiniz ve ekle, kaydet, belge göster düzenle butonlarına tıkladınız. Belge açıldı. İşte siz; talimat menüsüne tıklama ile başlayan ve belgenin açılmasına kadar geçen işlemleri aşama aşama not almazsanız, ikinci defa talimat yazarken " üff nasıl yapıyorduk yaa pfff şimdi sorsam salak muamelesi yaparlar mı offf ya sormasam mı ama bu sefer de ya yanlış bir şey yaparsam " diye kıvranır durursunuz.
İşin hangi amaca hizmet ettiğinin tespiti ve UYAP'ta yapılan işlemlerin aşamalarını kendi anlayacağınız şekilde not aldıktan sonra, yapılan işten bir suret fazla çıkarıp kullanılmayan boş bir dosya içine takın. Yaptığınız her yeni işlemin bir suretinden muhakkak kendiniz için bir suret alıp yine kendiniz için açtığınız dosyaya takıp, dosyanın üstüne yangında öncelikle olarak kurtarılacatır diye yazın. Şaka şaka, sakın böyle bir şey yazmayın, kısa dönem askerlik yapanların " poşet " diye dillere düşmesi benzeri bir vak'a yaşanır :) Selametle.
Bir çoğumuzun daha önce sadece adli sicil kaydı almaya gitmek dışında gitmediği bir yerdi adliye. Şimdilerde ise hepimizin ekmek teknesi. Mahkeme, karar, duruşma, hakim-savcı vs gibi kavramlar çok uzaktı. Biz bu kavramı hep hafiften gariban Osman Sadri Alışık'ın " bu da mı gol değil hakim beyli " ya da " rahmetli Hulusi Kentmen'in babacan hakim rollerine büründüğü yaz kızımlı " ortamları ile tanıdık. Reel hayatta ise haberlerde gördüğümüz, afilli afilli cübbeler giymiş yetkili abilerdi onlar bizim için.
Ve başladık, başladınız. Her şeyin öğrenilemeyecekmiş geldiği ama öğrenildiğinin de hiçbir zaman anlaşılamayacağı bir durumda bulduk kendimizi. İşe başladığımda mübaşir arkadaş bir evrakı alıp dosya içine atarken diğer evrakı neden masasındaki kutulardan birine koyuyorduki? Neden bazı dosyaları sadece büyük büyük zarfların içine koyarken bazılarını silikon tabancası ile sıcak mühürleyip ağzı düğümlü çuvalın içine koyuyordu? Bir de diğer katiplerin yaptıklarını anlamaya çalışmak, off her şey karman çorman.
Talimat, tensip, tebligat gibi kelimelerin ne anlama geldiğini sanki hiç öğrenemeyecekmişim gibi gelirken bir de üstüne hadi bakalım duruşmaya denmesi, bu da neyin nesiydi? Şştt olm Tufan, çıkar lan gözlükleri sensin oğlum, fikir güzel, mekan güzel ama yemezler. Yiyorsun canım kardeşim, hem de afiyetle.
Her zaman söylediğim gibi, kimse doğar doğmaz break dance yapamadı. Bir işi öğrenebilmek için önce o işin tekniğinden ziyade hangi maksatla yapıldığını bilmek icab ediyor. Yeni başlayan arkadaşlardan en büyük ricam, birlikte çalıştıkları kalem arkadaşlarına tensip zaptının nasıl yapıldığından ziyade neden yapıldığını anlattırsınlar. Siz de karşınızdaki her ne kadar Banker Mahmut olsa da, Banker Bilo misali niye tensip zaptı yaptığını, niye açık tebligat ya da kapalı tebligat çıkarıldığını bi sorun.
Buradan sevgilerimi gönderdiğim bir insan ! bir işin yapılmasındaki maksadın ne olduğunu anladıktan sonra işe hükmetmenin hiç de zor olmadığını, küçük ama etkili bir soru ile hemencecik çözüverdi. Sevgilerimi gönderdiğimi söylemiştim di mi?
Genel bir sıkıntı ise, sordukça kendimi salak hissedeceğim algısı. Bunu aşmanın en temel yolu yapılan işlemi not almaktır. Bir daha sorma gereği duymazsınız. Dediler ki hadi gel sana talimat yazmayı gösterelim. Sevindiniz. Talimat menüsünden giden talimatı seçtiniz, yeni bir ekran geldi karşınıza. Talimatın gönderileceği ilgili adliyeyi seçtiniz, mahkeme türünü seçtiniz, ek listesi butonuna tıkladınız ve dosyadan talimata eklenecek olan eki eklediniz, ilgili kişi butonundan ifadesi/beyanı alınması istenen şahsı seçtiniz, sol alt köşeden ifade alınmasını işaretleyip sağ kısımdaki tabloya geçirdiniz ve ekle, kaydet, belge göster düzenle butonlarına tıkladınız. Belge açıldı. İşte siz; talimat menüsüne tıklama ile başlayan ve belgenin açılmasına kadar geçen işlemleri aşama aşama not almazsanız, ikinci defa talimat yazarken " üff nasıl yapıyorduk yaa pfff şimdi sorsam salak muamelesi yaparlar mı offf ya sormasam mı ama bu sefer de ya yanlış bir şey yaparsam " diye kıvranır durursunuz.
İşin hangi amaca hizmet ettiğinin tespiti ve UYAP'ta yapılan işlemlerin aşamalarını kendi anlayacağınız şekilde not aldıktan sonra, yapılan işten bir suret fazla çıkarıp kullanılmayan boş bir dosya içine takın. Yaptığınız her yeni işlemin bir suretinden muhakkak kendiniz için bir suret alıp yine kendiniz için açtığınız dosyaya takıp, dosyanın üstüne yangında öncelikle olarak kurtarılacatır diye yazın. Şaka şaka, sakın böyle bir şey yazmayın, kısa dönem askerlik yapanların " poşet " diye dillere düşmesi benzeri bir vak'a yaşanır :) Selametle.