Editörler : E.Kayı Han

Hakim Alajuan
Kapalı
24 Nisan 2010 16:21

Ah be kardeşim ben sana ömer nasuhi veya el-ihtiyar veya diğer en bilindik hanefi kaynakalrdan yazarken sen vere vere Bayraklı Hocadan mı örnek verdin?Hanefimiymiş bari sorabildinmi?Hacda şeytan taşlama hakkındaki söyledikleri de hanefi fıkhını yansıtıyorMUYmuş.. Soğanın cücüğü bu kadarmı tatlı?


Hakim Alajuan
Kapalı
24 Nisan 2010 20:32

Otomatiğe almışcasına Kuran'da haram olmayana nasıl haram dersiniz gibi bir ithamın var..

Hani istifham tarzında sorsanız, problem olmayacak ama birde bilmediğiniz konular hakkında büyüklenmeye çalışmanız yokmu?

Hani hiçbir şekilde altta kalmam gerekirse dilimle gerekirse ilgisiz hadisle döverim gayreti !

Yahu demedikmiki eğer hanefiyseniz bu yazılanlar hanefi kaynakların ifadeleridir.Evet Kuranda bizzat canlı hayvan ismi vererk it / bit yemenin haramlığı yok ama hanefi kaynaklarında var değilmi? Neden var olduğu ?habâis? (iğrenç şeyler) kapsamında aranmalıdır ..İşte bu istinbata kaynaklık eden ayetler: ?De ki: Pis olan şeyle, temiz olan eşit değildir. Pis olanın çokluğu hoşuna gitse de bu böyledir.? (Bakara, 2/172) ?Ey Peygamberler! Temiz olan şeylerden yeyiniz.? (Mü?minûn, 23/51) ?O peygamber, onlara iyiliği emreder, onları kötülükten meneder, onlara temiz şeyleri helal, pis şeyleri haram kılar.? (A?râf, 7/157)

Bunların haram olarak gruplandırılmasındaki illeti,delili de anlatmadık mı? Peki nedir sıkıntınız? İddia ettiğiniz gibi gerçekten Hanefiyseniz hanefi kaynaklarını yeterince açık bulmuyormusunuz?Yetrsizmi kalıyor?Beslenme alışkanlığınıza veya özel zevklerinize sınır mı koyuyor?

Veya Kuranı anlama-yorumlama tarzınıza engelmi oluşturuyor?

Biz bu tartışmayı az-çok kardeşimle yaptık ama ben hanefiyim diyen biriylede birebir aynısını yapacağım aklıma gelmezdi..

Hanefi kaynakaların hepsinde buna haram demişlerdir..?Yok efendim öyle bir şey ,yalan söylüyorsun ve milleti yanıltıyorsun ? diyorsan bana kaynak ismi verirsin ; alıntını yaparsın olur biter. Bu kadar basit.

Birazcık zorlamakla Resulullah'ın zamanında mezhep varmıydı noktasına kadar indiniz(hani hanefiydik?) ; daha fazla da zorlayarak daha derinlere de inmenize sebep olmayalım..

Polemik değil kaynağın varsa bu sayfa kaynaklı konuşanlara müştaktır..Hem de büyük muhabbet ve saygıyla..


çitko
Şef
24 Nisan 2010 20:43

neden kardeşim hanefi olduğunu söylemiş midir, ben mi gözden kaçırdım, bu ifadeye ratlayamadım da


Hakim Alajuan
Kapalı
24 Nisan 2010 20:47

"Tekrar söylüyorum. Yazıklarınızda değiştirmeniz gereken tek kelime "haram" yerine ?mekruh? hatta biraz daha ileri gidip ?tahrimen mekruh? kelimesini kullanın ama Allah'ın bile haram demediği bir şeye bir yanılgının peşinde giderek? haram? demeyin!"

yahu bir de baksana akıl veriyor:)Pazarlığa girdik haram olmasında mekruh olsun hadi senin gönlünde olsun tahrimen mekruh olsun:)

Yahu nu kavramlar öyle şahsi kullanıma çıkmıdır ki orta noktada buluşalım sişzinle..Mekruh olmasında tahrimen mekruh olabilirmiş?Yahu sen tahrimen mekruhun nerde mekruhun nerde tenzihen mekruhuın da ne zaman kullnıldığını aradaki nehy farkını biliyormusunki bu pazarlığa giriştin şimdi?


Hakim Alajuan
Kapalı
24 Nisan 2010 20:51

Şimdi bir kere , en sıradan bir müslüman bile bilirki

( kuranmüslümanı kardeşlerimiz burda muhalefet koyuyorlar ) haram ve helaller sadece şeriatın ilk ve en önemli kaynağı olan Kuran'da değil bunun yanısıra Sahih hadislerde de haram ve helalliğe işaret eden metinler bulunur.Bunu ister İmam Azam'a sor isterse 2 imama sor..Yahu bunudamı unuttuk? Herneyse.


Hakim Alajuan
Kapalı
24 Nisan 2010 21:02

Desene biz salyangozun -kendisini yemesek te- çok hakkını yedik .

?zavallı?yı "müslüman mahallesinde salyangoz satmak" deyiminde kafirlerin yiyeceği iğrenç canlı olarak kullandık...Kuranda da geçmiyormuş meğer!!!


Hakim Alajuan
Kapalı
24 Nisan 2010 21:06

http://www.resimresimleri.net/data/media/417/salyangoz-resimleri-13.jpg

*

oysa kimsenin etlisine sütlüsüne karışmaz , kendi halinde ağır ağır vakarlı vakarlı ilerler , ufacık bir tehdidle hemen minnacık duyargalarını kabuğuna çeker ? abi ne olur ilişme ? der gibi sabırla bekler , şirin mi şirin bir canlıcıktır kendisi (yemek hariç) habaisten bile demek gelmiyor zararsız şahsiyetine:(


az-çok
Müsteşar
25 Nisan 2010 10:01

Selam.

Allah tırnaklı hayvanları yahudilere, söz tutmadıkları için ceza olarak yasaklamış.Onları bunlardan mahrum ettiğine göre demek ki iyi bir özellikleri var , beslenme için uyğun temiz olmalılar.

Allah tek tırnaklı,çok tırnaklı olarak sınıflandırmamış böyle bir yasakta koymamış.

Bakara

(168) Ey insanlar! Yeryüzündeki şeylerin helal ve temiz olanlarından yiyin! Şeytanın izinden yürümeyin. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır.

Kuran apaçık bildirirken helal olan ve kokup çürümemiş,zehir özelliği olmayan şeyleri yemek için,daha kimden müsade alayım.


Hakim Alajuan
Kapalı
25 Nisan 2010 19:10

"Allah tırnaklı hayvanları yahudilere, söz tutmadıkları için ceza olarak yasaklamış.Onları bunlardan mahrum ettiğine göre demek ki iyi bir özellikleri var , beslenme için uyğun temiz olmalılar."

Değerli kardeşim,

bu yakalaşımınız bir defa doğruysa 3 defa yanlış..

Her bir haram veya helalde insanlar için yarar veya hikmet olabilir ama illaki olmalı diye aramak ubudiyetin manasına zıttır..

Yasaklamadaki illeti burda olduğu gibi hikmetler üzerine bina ederseniz doğruya isabet ettiğiniz kadar yanlışa girme durumunda da kalabilirsiniz..

Nedemek istediğimi anlayabilmen için ?taabbudilik? kavramını araştırmanızı öneririm..

Araştırmanı bitirince haber ver üzerinde konuşalım. Önemli bir konu.


m a v i
Kapalı
25 Nisan 2010 20:40

Helal veya haram olan herşeyi konuştuk bitti de ,sıra mideyeye mi geldi:))))))))))))))


az-çok
Müsteşar
25 Nisan 2010 21:17

hakim verecek cevabın yok anlaşılan.

Benim için Kuran haram diyorsa haram,demiyorsa haram değildir.

Yasak koymayı savunduğuna göre dayandığın güvenceyi yazmalısın.


GadirHum41
Şef
26 Nisan 2010 12:07

SELAM KARDEŞLER bu başlığı görünce biraz üzerime alındım,

Başka bir başlıkta midyenin haram ve helalliği ile ilgili bir şeyler söylemiştim

Sanırım bu başlıkta o yazdıklarıma bir cevap olsun diye açılmış diye hissediyorum

Bu başlığı büyük bir sabırla okudum, inceledim, zaten daha önce araştırırkende burada aktarılan kaynakları da görmüştüm.

Bu anlatılanlara karşı bir şeyler söylemeye çalışıcam ve sorularım olacak, umarım yine yanlış anlaşılmam, art niyetli kabul edilmem

Önce hakim kardeş senin alıntılarını vericem altınada kendim yazıcam lütfen karşılaştır ve ona göre cevap veriniz, çok uzun bir başlık olmuş ancak bu kadar kısaltıp ona göre soru sorucam

Hakîm Alajuan: Hanefîler Mâide sûresinin 3. âyetinde geçen ?meyte? lafzını mutlak şe¬kilde yorumlamışlar, ayrıca balık dışındaki türleri ?habâis? (iğrenç şeyler) kapsamında kabul etmişlerdir. Fakihlerin çoğunluğu Mâide sûresinin 96. âyetindeki ?deniz avı? ifadesinin umumunu (kapsamlı oluşunu) esas almışlar ve ayrıca Hz. Peygamberin ?Denizin suyu temiz, ölüsü helâldir? [52]anlamındaki hadisine dayanmış¬lardır.

GADİRHUM41: kardeşim sen diyorsun ki, Hanefi mezhebi balık dışındaki türleri habais (iğrenç şeyler) olarak kabul ediyor ve dolayısıyla haram diyor, ama bunun dışındaki bir çok fıkıhçı tam tersi bütün deniz hayvanlarının helal olduğunu ya da bazılarının haram olduğunu söylüyor diyorsun.

Kuranı peygamber efendimiz açılar, tefsir eder diyorsunuz genelde ama ona da uyulmuyor anlaşılan, şimdi peygamber efendimiz ?denizin suyu temiz, ölüsü helaldir? diyerek deniz ürünlerini helal kılmış olmuyormu, ne diye hala konu uzayıp balık dışındakiler haram demeye çalışılıyor.

Hakîm Alajuan: Bu esaslara göre, midye, istiridye gibi deniz hayvanları Şâfiî, Mâlikî ve Hanbeli mezheplerine göre yenebilirken, Hanefî mezhebine göre yenilmemektedir. Hanefî mezhebinin haram saymasının sebebi, bu çeşit hayvanları gerek görünüş, gerekse yenen kısımları itibariyle hoş olmaması, çirkin ve pis sayılmasıdır.

GADİRHUM41: bu midye, istiridye, istakoz gibi hayvanlar, hanefiye göre görüşünüş ve yenecek kısımlarının hoş olmaması sebebiyle ve de çirkin göründükleri için haram oluyor,

İyi de kardeşim Hanbeli, Şafii ve malikiye göre bu saydığın hayvanlar çirkin, ve pis görünmüyorda mı onlara göre helal oluyor, demek ki bu haram öyle mutlak haram falan değil, mezhebe göre değişen bir hüküm Allahın haram etmesine benzer mi, kardeş böyle kuru kuruya mezhep bağlılığı olurmu hiç. Yani bu haramı Hanefi mezhebine uyanlar görmüş ama diğer mezhepler görememişler öylemi, yani hanefiye uyarsan haram pis ve çirkin oluyor bir hayvan ancak diğer mezhebe uyarsan bu hayvan birden güzel, hoş ve helal oluyor öylemi

Bakın kardeş gördüğünüz gibi her şey mezhebe yoruma ve içtihada göre değişiyor, buna göre çıkıpta bu tür canlıları Allahın domuzu haram etmesi gibi tamamen Allah emri gibi haram etmeye hiç hakkınız yok

Biri çıksa İslam dinine göre midye yemek haram mı helal i diye sorsa siz ne cevap vereceksiniz, direk Hanefi mezhebinin içtihadını İslam dininin hükmü gibi mi açıklayacaksınız, eğer öyle yaparsanız Şafii olan biride hayır haram değil helaldir yiyebilirsin dese ne olacak, kardeş burada peygambere, dine , alimlere, Kurana hakaret etmeye ya da alimlik taslamaya çalışmıyoruz, ancak elinizi vicdanınıza koyun öyle düşünün, bakın bu tür şeyler asıl kaynak gösterdiğiniz kişileri kötülemek olur dikkat edin,

Hakîm Alajuan: Sözlükte ?kirli, pis, murdar, iğrenç, zararlı, şerli, bozuk, kötü, hileci, entrikacı? anlamlarına gelir.

GADİRHUM41: madem bu manaya geliyor neden diğer mezheplerde aynı görüşü paylaşıp buna uymadılar ve birlik sağlamadılar, bir hüküm bir mezhebe göre haram diğerine göre helal olur mu kardeş yapmayın lütfen, siz İslam denince direk Hanefi fıkhını anlatıyuorsunuz, iyide başka mezheplerde var onlara görede İslam başka oluyor nasıl iştir bu artık uyanın be kardeşim neden bizler ilimsiz, akılsız, sapık, münafık ilan ediliyoruz ki bunları söyleyince ha söylermisiniz, hem bri insan midyeden iğrenmiyorsa, görünüşü hoş geliyorsa ona göre şimdi hanefiye uyarsa haram olacak öylemi, haram diye gidip şafiye tabi olsa bu sefer o midyeyi yiyebilecek bu ne biçim bir iş siz buna hayır diyorsunuz, merhamet diyorsunuz, bakın çok yanılıyorsunuz, bu konuda o kadar sayfalar dolusu şeyler yazmaya hiç gerek yok kardeşim

Hakîm Alajuan: Fakat diğer su hayvanları çirkin şeylerden sayılır, yenmeleri caiz olmaz. Yengeç, midye, istiridye, istakoz gibi olanlar helal değildir, etleri yenmez.

GADİRHUM41: Bakın bu konuda çok kesin hüküm verilmiş, bunlar caiz değil, helal değil, etleri yenmez denmiş, iyi de bunları helal sayan mezheplerde var kardeşim, asıl hüküm veriyorsunuz,

Peygamber Kuranı tefsir eder diyorsunuz, bakın ne diyor hz. Peygameber ?Denizin suyu temiz, ölüsü helâldir? bu söze rağmen hemen ihtilafa girişmşsiniz, kardeşim çok basit ve güzel bir dini çok zora sokmuşsıunuz, Allah buyurmuyormu hoşunuza gitmeyecek şeyleri sormayınız, ayetlerimiz peygambere indirilirken sorun da cevap verilsin ayetlerin inmesi bittikten sonra sormayın manasında sözler söylenmiyormu Kuranda neden hala Hanefi mezhebine uymayanı dinden çıkmış gibi görüyorsunuz, asıl sizler çok büyük bir vebal altındasınız kardeşim lütfen dikkat edelim,

Şimdi Taylandlılar Müslüman olsalar, onlara göre böcek çeşitleri, sivrisinekler falan öyle tiksindirici falan değil, hatta çok leziz de geliyor onlara ayna programında gösterdiler ağızları sulana sulana yiyorlar, şimdi bunlara göre çirkin ve pis olmadığı için o zaman b u hayvanlar helal oluyor, ama Araplara göre tiksindirici olduğu için haram edilmiş öyle değimli, öyle olmasa her mezhep ayrı görüş beya n etmeza, haram haramdır, helal helaldir, hem öyle hem böyle olamaz, Allahın diniyle ne olur oynamayalım size demiyorum bu sözlerimi zamanında oynayanlara söylüyorum ve onlara kuru kuruya da tabi olmayalım

Hakîm Alajuan: Yine, deniz insanı, deniz aygırı, deniz hınzırı gibi balık şeklinde bulunmayan deniz hayvanlarının yenmeleri helal olmadığı gibi, avlanmaları da helal görülmemektedir. Ö.N.Bilmen

GADİRHUM41: güzel kardeşim bu sadece Hanefi mezhebine göredir, şunu da bilesiniz ki İslamı sadece Hanefi mezhebi temsil etmez, Hanefiler böyle dedi diye herkese göre bu canlılar haramdır yenemez denemez, burada hizipçilik yapıldığını düşünüyorum, yoksa öyle birine göre ben kurandan bunu anladım bu haram, diğerde ben bunu anladım bana görede helaldir diyerek insanları sadece bu görüşlere mahkum etmek ve Allahın emriymiş gibi göstermek çok büyük bir vebaldir diye düşünüyorum

Hakîm Alajuan: ?Pis şeyleri onlara haram kılar.? [33]

BU DA EL-İHTİYARDAN..HANEFİ YAKLAŞIM BUDUR ..İLGİLİ AYETLE İĞRENÇ VE PİS KABUL EDİLEN HAYVANLARI "HARAM" SAYMIŞLARDIR.

GADİRHUM41: İyide kime göre hangi hayvan iğrenç ve pistir kardeş söylermisin, birileri çımış iğrendiği, sevmediği, midesinin kabul etmediği hayvanları haram etmiş, bir diğeride sevdiği, hoşlandığı aynı hayvanları helal etmiş buna da danayk olsun diye hadis ve kuranın bir kısım ayetlerini yorumlamışlar sakın burada art niyet aramayın her şey aslında açıkça görünüyor ancak sizler buna inanmak istemiyorsunuz, sizin dışınızdakilerin hepsi yanlış biliyor, yanlış düşünüyor diye dikte ediyorsunuz, ne olur vicdanınızın aklınızın sesine kulak verin

Hakîm Alajuan: ?İki deniz birbirine eşit olmaz. Bu tatlıdır, susuzluğu keser, içilmesi kolaydır. Şu da tuzludur, acıdır. Boğazı yakar. Hepsinden de taze et, balık yersiniz?? (Fâtır sûresi: 12) ifade eden âyet-i kerimelerle; Ebu Hureyre (R.A.)?den rivayete göre deniz suyuna dair bir soruya, Hz. Peygamber (S.A.V.) efendimizin verdiği: ?Onun suyu temiz, meytesi yani içinde öleni helâldir? (Ebu Dâvûd, Taharet: 41;

GADİRHUM41: hem ayette hem de hadiste bnlar açıkça anlatılmışken çeşitli yorumlar getirmek suratiyle bu konuda hep mezheplere ayrılmış insanlar, bu kadar kurcalarsanız, böyle olur, yoksa kimse zaten iğrendiği bir şeyi yemez değimli, tiksindiği bir şeyi yiyen gördünüz mü eeee ne diye o zaman Allah adına herkes bir hüküm verip helal haram deye kalkışmış işte böyle çelişki ve farklılıklar olur kardeşim ne olur artık anlayalım bize de kızmayın lütfen bu karışıklıkları bizler yapmadık

Hakîm Alajuan: Yazdığım Hanefi kaynaklarımı rahatsız etti bu kadar?

GADİRHUM41: yazdığınız Hanefi kaynakları okuyanları neden rahatsız etsin ki kardeş ona bakarsan Hanefilerin haram dediklerine helal diyenlerde var kardeşim, demekki size göre iğrenç, pis, tiksindirici, eti haram olan bir şeyi bir Şafii yiyor öylemi size göre bir haramı işleyen fasık oluyor değimli, şimdi sizler midye yiyen bir şafiye fasık gözüylemi bakıyorsunuz acaba bumu çıkıyor buradan söylermisiniz kardeş

Hakîm Alajuan: ?O peygamber, onlara iyiliği emreder, onları kötülükten meneder, onlara temiz şeyleri helal, pis şeyleri haram kılar.? (A?râf, 7/157)

GADİRHUM41: daha öncede söylemiştim, şimdi bir su yılanı kime göre pis kime göre helal, demek ki insanların damak tadına göre ve tiksinip tiksinmemesine göre bu hüküm değişiyor öylemi, peygamber bu konuda kesin bir çizgi çizmemişmi bu kadar önemli bir konuda yani yiyecek konusunda. Yani hangi hayvanlar yenir hangisi yenmez diye açıklama yapmadımı ki böyle ayrı hükümler var, hani peygamber Kuranı tefsir ediyordu neden bu konuda bir icma yok, anlayın işte kardeşimi tksinmiyorsan ve temizse bri canlı yenebiliyor, tiksinioyrsan zaten yiyemezsin buna haramdır helaldir diyemezsiz, bu ülkede kimsenin aklına timsah yemek geliyormu hayrı sanmam o zaman buna illede haram demek mi lazım, böyle bir şey yok bunlara Allahın bildirdiği gibi haram helal hükmü verilemez başkası tarafından, sadece araştırma yapılır zahirlimi, kötü bir etkisi varmı falan diye buna göre yenir ya da yenmez yoksa haşa Allahı gibi herkes haram ya da helal derse böyle ayrı ayrı hükümler çıkar

Hakîm Alajuan: Beslenme alışkanlığınıza veya özel zevklerinize sınır mı koyuyor?

GADİRHUM41: cevabı siz vermişsiniz ancak başka bir niyetle söylemişsiniz, evet günkü şartlarda arap damak tadına göre fetvalar verilmiş bu çok belli oluyor, yoksa bir hüküm verirken aynı canlı için hem haram hem de helal olmazdı, şimdi ben burada handefi olsam deniz kenarına gitsem bir midye pişirenden midye alıp yiyemem, yiyenede yeme kardeşim Allah bunu haram kılmış bu yenmez demem gerekir değimli, ama aynı anda ben Şafii mezhebine geçsem bu sefer aynı midye bana helal olur ve afiyetle yerim öyle değimli bunun kıyasını iyi yapın ve bilerek ya da bilmeyerek bu ihtilaflara rahmet demeyin çok büyük vebal altına girersiniz kardeşim bana da bunları söyledim diye kendini alim mi sanıyorsun diyerek kızmayın sakın ben bildiklerimi, inandıklarımı, tebliğ ediyorum niye anlatılmadı denmezsin , kabul edersiniz, etmezsiniz ona karışamam ancak medenice cevap verirseniz sevinirim.

Hakîm Alajuan: Desene biz salyangozun -kendisini yemesek te- çok hakkını yedik .

Salyangoz sana göre tiksindirici gelebilir ancak unutmaki bazı mezheplere göre çok lezizdir, demekki sizin tiksindiğiniz bütün canlılar haram oluyor öylemi bu ne biim işteri kardeş sen bu söylediklerine nasıl akıl erdiripte inanabiliyorsun.

Neyse umarım hepsini sabırla okuyup güzelce cevap veririsiniz, ne olur okumadan direk ayrgılama yapmayın, saldırmayın olurmu saygılar

Şimdilik hoşcakalın yemeğe çıkıyorum midye yiyecem sahilde


GadirHum41
Şef
26 Nisan 2010 13:51

hakim kardeş buralardamısınız


Hakim Alajuan
Kapalı
26 Nisan 2010 13:54

Burdayım üstadım:)


Hakim Alajuan
Kapalı
26 Nisan 2010 14:01

Yazınıza cevap vermeyi düşünüyorum ama ondan evvel izin verirseniz karşı saldırıya geçmek istiyorum:)

Sizin bu kolaycılığa ve ısırarla habais ile ilgili ayetleri görmemezliğinize binaen , 2. sayfada ve 4. sayfada resminini verdiğim hayvanların ve , böceklerin yenilmesinin helalliği karşısında delil olan ayet varmı? Başta demiştik , yaklaşımınız Maliki mezhebinin yaklaşımını ifade ediyor ..Bazı açılardan Saygı duyabilir ama bana söylermisiniz eşek , bilumum böcek , köpek maymun salyangoz, tarantula , akrep , yılan , sinek , deniz anası , solucan , timsah , kedi v.s. harammı diye sorulunca sizin diyebilecek bir lafınız varmı?


Hakim Alajuan
Kapalı
26 Nisan 2010 14:09

Maliki mezhebi yiyeceklerle ilgili en geniş menüye sahip mezhep..Bu mezhebe göre ?lağım faresi? yemek mekruh..Şimdi bana lağım faresinin Kurana göre hükmünü söyleyebilecek varmı?(Benim mezhebime göre haram bunu çok iyi biliyorum)


Hakim Alajuan
Kapalı
26 Nisan 2010 14:13

Yanlış olmasın tam olarak şunu diyor kitap;

Malikilere göre,

?meşhur olan görüşe göre necasete ulaşan ev fareleri mekruhtur , necasete ulaşıp ulaşmadıklarında şüphe edilirse mekruh olomaz.?


Hakim Alajuan
Kapalı
26 Nisan 2010 14:21

Yeri gelmişken 4 meszhebe göre yenilmesi haram , mekruh helal olan şeylerin özeti şöyledir:

Yenmesi Helâl Olan Ve Olmayan Şeyler

Avlanmak için pençelerini kullanan şahin, doğan, kartal, akbaba ve benzeri kuşların etini yemek haramdır. Ama güvercin gibi, avlanmak için pençesini kullanmayan kuşların etini yemek helâldir.

Kesici dişleri olan ve başkalarına saldıran aslan, kaplan, kurt, ayı, fil, maymun, pars, çaka! ile evcil veya yabani kedinin eti haramdır. Ama kesici dişleri olduğu halde onlarla başkalarına saldırmayan deve gibi hay­vanların etleri helâldir.

Kuzgun, çavuş kuşu, kırlangıç, göçeğen (bu, kuşları avlayan ve et­ten başka bir şey yemeyen, büyükbaşlı bir kuştur.), baykuş, yarasa, gece kuşu, akbaba, saksağan ve leşlerle geçinen karganın etini yemek haramdır. Ama rengi siyah, gagası ve ayakları kırmızı olan tarla kargası helaldir.

Ğaddaf denilen iri bir cins karganın da etini yemek haramdır. Buna Kayz adı verilir. Ve sıcak mevsimde gelir. Kanatları geniş ve uzundur. Hayvanlardan ehlî olan eşeğin eti haramdıK30*. Ama yabanî eşeğin eti helâldir. Anası eşek olan katırın eti de haramdır. Anası inek olan katı­rın veya babası yabanî eşek, anası da at olan katırın eti ise helâldir. Çün­kü böyle bir katır, eti helâl olan iki hayvandan doğmuştur. Gelincik denen hayvanın eti de haramdıK31). Hayvanlardan at<32), zürâfa<33>, geyik, bütün çeşitleriyle yabanî sığır, büyük ve küçük kirpi'34), tavşan ve arap tavşanı-nın<35> etini yemek helâldir. Cerbu' denilen arap tavşanının, zürâfanın ter­sine arka ayaklan ön ayaklarından daha uzundur. Kuyruğuyla kulakları da çok uzundur. KeleK36', sırtlan*37), tilki*38*, sincap ile samuK39) -Bunlar Türk tilkilerinden İki türdür-, fenek (bu da bir nevi tilki olup, cildi yumu­şak olduğu için derisinden kürk yapılır) eti helâl olan hayvanlardandır.

Bütün türleriyle serçeler, bıldırcın, kanber, sığırcık, bağırtlak, balık­çıl bülbül, papağan*40), deve kuşu, tavus<41>, turna, kaz, ördek ve bilinen diğer kuşların eti helâldir. Çekirgenin yenilmesi de câizdiK42).

Meyveleri ve aynı zamanda peyniri kurduyla birlikte yemek helâl olur. Mişş (bir çeşit peynir) ve emsâlî de böyledir. Aynı kabilden olarak içine bit düşen bakla ve buğday da, ayiklanmaksızın biliyle beraber yenilebilir. Mezheplerin buna dair geniş açıklamaları aşağıya alınmıştır*43).

Akrep, yılan, fare, kurbağa, karınca ve benzeri yer haşerelerini ye­mek haramdır*44*.

Kara ve deniz kaplumbağasını yemel- haramdır*45).

Domuz İle köpeğin, şer'î kesimden başka bir yolla canı çıkmış olan ölü hayvanın etini yemek haramdıK46).

Ciğer ve dalak dışındaki kanlar, boğularak ölmüş hayvan, bir aletle vurularak öldürülen hayvan, yüksek bir yerden düşüp ölen hayvan, baş­ka biri tarafından boynuzlanarak öldürülen hayvan haramdır, yenilemez. Ancak bu sayılan hayvanlar, kendilerinde henüz hayat varken kesilirler-se, mezheblerin aşağıda belirtilen tafsilâtlı görüşleri çerçevesinde helâl olur; yenilebilirler*47).

Bedene ve akla zarar veren afyon, esrar, kokain ve bütün çeşitleriyle zararlı uyuşturucular ile zehirleri kullanmak şiddetle haramdır.

Domuz veya insan şeklinde olup balık suretinde olmasalar bile de­nizde yaşayan hayvanları yemek helâldir*48). Nitekim yılan balığını yemek helâldiK49). Timsah dışındaki diğer balık çeşitlerini yemek de helâldir. Tim­sah ise haramdır.

Necasetle beslenen hayvanların etini yemek helâldir*50). Ama yediği necasetten ötürü kokusu kötüleşir veya etinin tadı değişirse yenmesi mek­ruh olur. Bu hayvanların süt ve yumurtaları da etlerinin hükmüne tâbi olup, tadları değişirse yenmeleri mekruh olur.

Bu durumdaki hayvanları kesmeden önce, pis kokuları gidinceye ka­dar hapsetmek sünnettir, pislikle beslenen bir devenin etini yemenin mek­ruh olmaması için, kırk gün bir tarafa bağlanıp hapsedilerek temiz yemie beslenmesi; yine bu durumdaki sığırın aynı şekilde otuz gün; davarın ye­di gün; tavuğunsa üç gün hapsedilmesi ve temiz yemle beslenmesi gere­kir. Çünkü devenin durumu hakkında Abdullah İbn Ömer' (r.a.) in hadîsi; deveden başka hayvanlar hakkında da diğer râvilerin hadîsi vârîd olmuştur.

(26) Mâlikîler dediler ki: Başkalarının hukukunun taalluk etmediği bü­tün temiz hayvanlar helâldir. Şu halde kartal, doğan ve benzeri kuşların eti­ni yemek caizdir.

(27) Mâlîkîler dediler ki: Yukarıda ilgili maddede sayılan aslan, kaplan gibi yırtıcı hayvanların etini yemek mekruhtur. Ancak, maymunla ilgili ola­rak iki görüş vardır. Bir görüşe göre maymunun etini yemek haram, diğeri­ne göre mekruhtur. Mûtemed olan, ikinci görüştür. Bir çeşit küçük maymun olan nesnas da bu hükme tâbidir.

(28) Mâlîkîler dediler ki: Çavuşkuşunun etini yemek kerahetle birlikte helâldir. Kırlangıç ve akbaba da aynı şekilde helâl olur. Gece kuşunun etini yemekse mekruhtur; ancak haram olduğunu söyleyenler de vardır. Her iki görüş de meşhurdur.

Hanefîler dediler ki: Kırlangıç ve baykuşun eti helâldir. Çavuş ku­şuyla göçeğen kuşunun etini yemek mekruhtur. Yarasayla ilgili iki görüş var­dır. Birine göre etini yemek mekruh, diğerine göre haramdır.

(29) Hanefîler dediler ki: Saksağanın etini yemek mekruhtur. Çünkü o, bazan tahıl ve bazan da leş yer.

Mâlîkîler dediler ki: Bütün türleriyle, karganın etini yemek helâldir.

(30) Mâlikîler dediler ki: Ehlî eşek, at ve katır hakkında iki görüş var­dır. Meşhur görüşe göre etleri haramdır. İkinci görüşe göre katırla eşeğin eti mekruhtur. At eti ise mekruh olmakla birlikte mubahtır.

(31) Şâfiîler dediler ki: gelinciğin etini yemek helâldir.

(32) Hanefîler dediler ki: Müftâbih kavle göre at etini yemek, tenzihen mekruhtur.

(33) Şâfiîler dediler ki: Mûtemed görüşe göre zürâfanın etini yemek ha­ramdır.

(34) Hanefî ve Hanbelîler dediler ki: Büyük olsun, küçük olsun ki­rpinin etini yemek haramdır.

(35) Hanefîler dediler ki: Arap tavşanının etini yemek haramdır.

(36) Hanefîler dediler ki: Kelerin eti haramdır. Çünkü o, murdar şey­lerdendir. Onun helâl oluşu hakkında vârid olan hükümler, "Onlar için te­miz şeyleri helâl kılar; murdar şeyleri de haram kılar"[16]âyet-i kerîmesinin nüzulünden öncesine matuftur.

(37) Hanefîler dediler ki: Parçalayıcı dişi olduğu için sırtlanın eti ha­ramdır.

(38) Hanbelî ve Hanefîler dediler ki: Tilkinin etini yemek haramdır.

(39) Hanbelî ve Hanefîler dediler ki: Sincap, samur ve fenekin eti ha­ramdır.

(40) Şâfiîler dediler ki: Papağan eti yemek haramdır.

(41) Şâfiîler dediler ki: Tavus kuşunun etini yemek haramdır.

(42) Mâlikîler dediler ki: Ancak kesmeye niyet etme halinde çekirgeyi yemek helâl olur. Önce de belirtildiği gibi, onun benzerlerinin kesimi, niyet­le beraber onu öldürecek bir fiilin işlenmesidir. (Ateşte pişirmek gibi) Ölü bir çekirge bulunduğunda, önu yemek helâl olmaz.

(43) Hanefîler dediler ki: Kendisine ruh üfürülmemiş olan kurtçuklar, ister müstakil olsunlar, ister başka bir şeyle beraber olsunlar (içinde bulun­dukları yiyecekle birlikte) yenilebilirler. Kendisine ruh üfürülmüş olan kurt­çuğa gelince, ister canlı olsun, ister ölü olsun, ister müstakil olsun, ister başkasıyla beraber olsun yenilmesi caiz olmaz. Tahıl biti de aynı hükme tâbidir.

Şâfiîler dediler ki: Peynir ve meyvelerin kurdu, eğer kendilerinden kaynaklanıyorsa içinde bulunduğu şeyle birlikte yenmesi helâl olur. Ancak bal arısı böyle olmayıp, balla karışmış ise ufalanıp parçalanmaması duru­munda yenilmesi caiz olmaz. Arının yenilmesi hususunda ölüsü ile dirisi, ayık­lanması zor olanla olmayanı arasında cevaz bakımından bir fark yoktur. Arı, (konması istenmeyen) bir yerden uzak olup kenarda kalsa veya başkası tara­fından bir kenara itilir de sonra, kovulduğu o yere koruma imkânına rağ­men geri dönse (ve orada bulunan şeyin içine düşse) bu durumda dahi yenilmesi caiz olmaz, nitekim (başka bir şeye karışmaksızın) yalnızca arıyı yemek te hiç bir hâlde caiz olmaz.

Hanbelîler dediler ki: Kurtçuk ve bitlerin, yenilen yiyeceklere bağ­lı olarak onlarla beraber yenilmeleri caiz olur. Buna göre meyveyi kurduyla beraber, aynı şekilde peynir ve sirkeyi de içinde bulunan şeylerle beraber ye­mek caiz olur. Ama bit ve kurtçukları yalnızca yemek caiz değildir.

Mâlîkîler dediler ki: Meyve kurduyla mişş (bir çeşit peynir)in kurt­çuğu gibi, yiyeceklerden oluşan kurtçuklar, canlı olsun olmasın mutlak su­rette yenilebilirler. Bu hususta hiç bir tafsilâta gerek yoktur. Eğer kurtçuklar yiyecekten oluşmamış ve aynı zamanda canlı iseler, bunları yiyebilmek için, kesilmelerine niyet ederek öldürücü fiili uygulamak vâcib olur. Ama ölü ise­ler ve ayıklanmaları da mümkünse yemeğin içinden alınıp atılır. Eğer ayık-lanamaz ve yemeğin miktarı da kendilerinden çok olursa yemekle birlikteyenilebilirler. Eğer yemek, daha az veya eşitse yenilmeleri caiz olmaz. Eğer hangisinin daha çok olduğuna karar verilemeyip şüpheye düşülürse yine ye­nilebilir. Çünkü yemeği, şüpheye dayanarak atmak doğru olmaz.

Bütün bu anlatılanlar, yiyeceğin insana zarar vermeyeceği, iştahın ka­bul edebileceği durumlarda sözkonusudur. Aksi takdirde böylesi yiyecekleri yemek caiz olmaz.

(44) Mâlikîler'e göre zarar veren yiyeceklerin haramlığı hususunda hiç tartışma yoktur. Şu halde zararlı haşereleri yemenin caiz olmaması hususunda tek söz vardır. Ama bir kavim bu gibi şeyleri yemeyi alışkanlık hâline getir­miş de bunlardan zarar görmüyorlar ve mideleri de kabul ediyorsa meşhur kavle göre yemeleri haram olmaz. Sözgelimi yılanı kesmek mümkün olursa ve mide onu hiç bir zarar görmeyerek kabul ederse, yenmesi helâl olur. Yıla­nın kesilmesi şu şekilde olur: Baş tarafından bir kısım, kuyruk tarafından da bir kısım kesilir. Öyle ki kendisinde hiç zehir bırakılmaz. Bu takdirde he­lâl olur. Diğer haşereler de yılan gibidir. Bazı Mâlİkîlerden nakledilen görü­şe göre haşereler mutlak olarak haramdır. Çünkü haşereler murdardır. Bu daha uygun bir görüştür. Haşerelerin helâl olduğunu ileri süren meşhur gö­rüşe göre bunları kesmeyi kasdetmeden yemek helâl olmaz. Kesilmeleri de, onlara ateş, sıcak su veya dişlerle öldürücü bir fül tatbik edilmesiyle olur.

(45) Hanbelî ve mâlikîler dediler ki:Deniz kaplumbağasını kestikten sonra yemek helâl olur. Kara kaplumbağasına gelince o, Hanbelîlerin kuv­vetli görüşüne göre haramdır.

(45) Malıkıler'in, köpek etine ilişkin olarak iki görüşü vardır. Bunlar­dan birinci görüşe göre mekruh, ikincisine göre de haramdır. İkincisi daha meşhurdur. Köpek etini yemenin helâl olduğunu hiç bir kimse söylememiş­tir. İmam Malik'in; "Köpek etini yemek helâldir" dediğini söyleyen kişi, te'dib edilir (cezalandırılır).

(47) Malikller dediler ki: Boğularak veya bir âletle vurularak ölen az­gın hayvanla, yukarıda sayılan şekillerde ölüm kertesine gelen hayvanların etlerini yemenin helâl olması için; öldürücü darbenin onların omurga ve omu­riliklerini etkileyerek oralarda özün kesilmiş ve hayat umudu kalmaz hâle gelmemiş olmaları gerekir. Eğer omurga ve omurilikleri kırılıp bakılır ve iç­lerinde özün kesilmediği görülürse, keserek etlerini yemek helâl olur. Çün­kü bu takdirde yaşama imkânları vardır. Ama öldürücü darbenin etkisiyle beyinleri dağılırsa, yani Özleri veya kafatasının içinde bulunan şeylerden ba­zısı dışarı çıkarsa, yaşama umudu kalmadığı için etleri haram olur. Aynı şe­kilde karın boşluğu dağılır, yani karında bulunan ciğer, kalb, dalak ve benzeri organlardan biri, tekrar yerine konulamayacak şekilde dışarı çıkar veya ba­ğırsakları dökülüp parçalanırsa ölü gibi olur. Kendisinde hareket kalsa bile, kesme işlemi tatbik edilmez.

Bunlardan başka, eti yenen hayvanlar kesildiklerinde iki halde bulunurlar: Ya hastalıklı olurlar veya sağlıklı olurlar. Eğer iyileşmesi umulmayan bir has­talık halinde iseler, kesijmeleri iki şartla sahîh olur:

1- Kesilecek hayvan,' beyni dağılarak veya özü kesilerek öldürücü bir darbeye maruz kalmış olmamalıdır.

2- Kesimden sonra kuvvetli bir harekette bulunmalı veya kanı fışkır-malıdır.

Her ne halde olursa olsun bunlar, vücûda zarar vermedikleri takdirde helâl olabilirler. Ama kesilen hayvan sağhklıysa kendisinden kanın fışkır­ması şart olmayıp, ayağını uzatması veya yumması durumunda kanının ak­ması yeterli olur. Kan akmaksızın sâdece ayağını uzatması veya yumması yeterli olmaz. Aynı şekilde kan akmaksızın titremesi veya gözünü açması ya da yumması yeterli olmaz.

Hanefîler dediler ki: Boğulmak üzere olan, yüksekten düşüp ölmek üzere olan ve diğer durumlardaki ölümcül hayvanlar, gizli de olsa kendile­rinde hayat mevcûd olursa, kesildikleri takdirde etlerini yemek helâl olur. Hasta bir davarın kesilmesi hâlinde, yaşadığı eğer kesimden önce bilinirse; kesim esnasında kanı çıkmasa ve hareket etmese de, eti mutlak olarak helâl olur. Ama kesimden önce yaşayıp yaşamadığı bilinmezse, kesim esnasında kanı çıkar veya hareket ederse eti helâl olur. Hareket etmez veya kanı çık­maz da ağzını açarsa etini yemek helâl olmaz. Ama ağzını kapatırsa, yenil­mesi helâl olur. Gözünü açarsa yenilmez; yumarsa yenilir. Ayağını uzatırsa yenilmez; dikleşirse yenilir. Tabiî yenilmesi hâlirde vücûda zarar vermeye­cekse yenilmesi helâl olur. Aksi takdirde hiç bir surette yenilmesi helâl olmaz.

Şâfîîler dediler ki: Hayvanın etinin helâl olması için, zanla da olsa kesimden önce kendisinde yerleşik hayatın bulunması şarttır. Şâfiîlerin bu husustaki detaylı görüşleri, önceki cildin sonunda, kesimin şartları bölümünde anlatılmıştır.

Hanbelîler dediler ki: Boşulmak üzere ve diğer sayılan durumlar nedeniyle ölmek üzere olan hayvan, yaşama imkânı olmayan bir duruma gelmiş olsa bile; az da olsa, ayaklan, göz kirpimi veya kuyruğuyla hareket et­mesiyle, kendisinde yerleşik hayatın mevcûd olduğu bilinirse kesilmekle eti helâl olur. Yalnız bu hareket, kesüen hayvanın yapmakta olduğu hareket­lerden daha canlı olmalıdır. Eğer hayvan, kesilmekteplan bir hayvanın yap­tığı hareketler safhasına ulaşmışsa, (helâl olması için) kesimin faydası olmaz. Yine bunun gibi nefes borusu kesilen veya karnındaki ciğer, dalak ve benze­ri organları dışarı çıkan hayvan, ölü hükmünde olduğundan dolayı, helâl ol­ması için kesimin bir faydası olmaz. Leş hükmündedir.

(48) Hanefîler dediler ki: Balık suretinde olmayan deniz hayvanlarım ye­mek helâl olmaz. Deniz insanı, deniz domuzu, deniz atı ve benzerlerini ye­mek helâl değildir. Yalnız yılan balığı bundan müstesna olarak helâldir. Bütün balık türleri de helâldir. Yalnız, suda kendiliğinden ölüp sırtı alta, karnı üs­te gelen balık haramdır; yenilemez.

Malîkîler dediler ki: Hiçbiri istisna edilmeksizin bütün deniz hay­vanlarını yemek helâldir.

(49) Hanbelîler dediler ki: Yılan balığını yemek helâl değildir. Çünkü yılan balığı bu mezhebe göre murdar varlıklardandır.

(50) Hanbelîler dediler ki: Yediği şeylerin çoğu necasetlerden oluşan hayvanın eti ve sütü haramdın. Terinin binene bulaşması nedeniyle binilmesi de haram olur. Helâl olması için, üç gün üç gece hapsedilerek bir tarafa bağ­lanması ve yalnızca temiz yiyeceklerle beslenmesi gerekir.

Malikîler: Bunların meşhur görüşüne göre, pislikle beslenen hay­vanın etini yemek helâl ama sütlerini içmek mekruhtur.


GadirHum41
Şef
26 Nisan 2010 14:38

kardeş öncelikle şunu söyliyeyim sen benim yazdıklarımı ayrıntısına kadar okumuşa benzemiyorsun, aklınca sen Kuranla mezhep görüşünü yarıştırmaya çalışıyorsun

bak be iyi niyetle yazdım ama sen bakıyorumda benimle dalga geçerek üstadım falan diyorsun

siz nasıl anlarsanız anlayın, anladığım şu ki sizin algılama ve sorgulama yetiniz çalışmaz hale gelmiş kardeş

her fırsatta anlatılanları kötüye yoruyorsunuz ve karşınızdakini cahil yerine koyuyorsunuz

bakın ben size sülük, timsah ya d farenin helal ya da haram olduğunu hiç bir zaman iddia etmedim.

siz tutturdunuz bir hanefilik falan gidiyorsunuz ve öyle görünüyorki her konuda hanefilik en doğru hükmü vermiş gibi bir havanız var.

4 hak mezhep vardır diyorsunuz hepsi ehli snnettir diyorsunuz ancak bakın üstü kapalı maliki mezhebini küçümser şeyler söylüyorsunuz, neymiş lağım faresi olanlar mekruhtur, ancak necasete erişip erişmediği belli olmadığı halde değildir falan, iyi de o da hak mezhepse neden o mezhebin görüşünü benimsemiyorsunuz ya da en azından onların görüşüde doğrudur diyemiyorsunuz, ne diye siz şimdi farenin haramlığına delil olarak Kurandan ayet istiyorsunuz, ne yani şimdi Kuran eksik kalmışta, ya da açıklayamamışta mezhepler mi bu açığı kapatmış onu mu demek istiyorsunuz,

bakın ben gayet iyi bir niyetle bir şeyler anlatmaya çalıştıkça siz hissettirmeye çalışmasanızada bana tepeden bakar bir tavırla hitap ediyorsunuz

bakın güzel kardeşim ben şunu demeye çalışıyorum, Allahın açıklamadığı bir şeye sizler yorum yaparak haram ya da helal diyorsunuz, bakın 4 hak mezhep dediğiniz hanefi lağım faresine haram derken diğer hak mezhep olan maliki necasete bulaşıp bulaşmadığı belli değilse mekruk değildir diyor söyle bana bakalım buda hak mezhepse bu insanlar da buna uyarak yerse bu canlıyı haram mı oluyor, size göre bu insalar fasık mı olmuş oluyor, neden konuyu saptırmaya çalışıyorsun anlattıklarıma güzelce cevap versene haal böcekten bahsediyon

böcek vs gibi hayvanlara Allah helal demediği gibi haramda demiştir, siz bu işeri kurcaladıkça kendi üzerinize vecibe edindiğiniz için sorumluluk almış oluyorsunuz yoksa Allah toplumların kültürlerin damak tatlarını farklı yarattığı için sadece genel hükümler koymuş, şimdi hiç bir şekilde tiksinti duymadıkları ve iğrenmedikleri için böcek yiyen ayda timsah yiyen bir taylanlı yada çinlinin yediği hayvanlara haram derken kendinize iğrenç gelmeyen herşeye helal diyorsunuz, belki bir çok helal zannedilen şeyde iğrenti duyanlar vardır o halde neden böyle kesin hükm verilmek isteniyor, bakın şu ülkede kime sorarsanız sorun kims fare, böcek, timsah, sülük yemek istemez değilmi , cevap evettir genelde eeee ne diye bunların kurandan hükmünü getir diyorsun, zaten Allah buna kısıtlama getirmemiş, biri çekirgeden tiksinirken bir diğeri yiyebiliyor ama bir mezhebe göre bu helal diğeri haram diyor kardeşim Allah böyle kesin bir helal haram hükmü verin dememiş kimseye, buyurun peygamber bilmiyormuydu habais konusunuda hadisinde denizden ne çıkarsa yeyin , ölüsünüsü diyor, sonradan her şeyi merak ettiğiniz için, her şeyin hükmünü sorduğunuz için böyle hükümler verilmeye başlanmış yoksa, bunlar Allahın haram etmesi gibi ya da helal etmesi gibi olmaz kardeşim, benimle dalga geçeceğinize yadılarıma güzelce cevap verin, elinizi vicdanınıza koyun düşünün

şimdilik bu kadar daha çok söylenebilr ancak,işim yoğun siz yazın ben okurum, hadi sağlıcakla kalın,

bir kez daha söylüyorum beni art niyetli zannetmeyin, iyice düşünün öyle cevap verin,


Hakim Alajuan
Kapalı
26 Nisan 2010 14:49

Dalga geçmiyorum , harbiden ama ordan öylemi gözüküyor,saygı ve muhabbetimiz bile öyle anlaşılıyorsa üzülürüm ..

tamamını değil ama yarıya yakınını okudum , tamamını okumadığı belirtmiştim zaten ..Mezhep görüşüyle Kuranı yarıştırmakmı?Haşa..

Mezhepler benim adıma kurandan hüküm çıkaran işin en ehil otoriteleridir..Mezheplerin ortaya koyduğu hükümleri beğenmediğin zaman , bir İmam Malikin veya İmam Azam'ın yaptığı Kuran'dan hüküm çıkarma işi başa düşmüş oluyor..İlk sayfada bu işin bizler için zorluğunu ifade etmeye çalışmıştık..Madem öyle benim de bir soru hakkım doğuyor ,

mezheplerin biz taklidçileri için bulduğu sonuçları beğenmezsek otomatikmen Kurandan hüküm çıkarma işi bizlere kalmıyormu?Yani ya taklidçisindir ya müçtehid yabaşka alternatif varmı? Öyleyse it etinin Kurana göre hükmünü de sen bulmak zorundasın ben değil , (benim adıma benim gibi cahillerin faydalanması için mezheb imamların bulmuş..Benim ilmim oraya kadar yükselmiyor.Ve bu acziyetimi kabul ediyorum.)

Toplam 120 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi