Afiyet daha önce bu konuyu bir arkadaşla tartışmıştık.Genel Şartnamedeki 5 yıllık sürenin bir anlamı olup olmadığı üzere.Zira 126/4 ün açık hükmüne rağmem şartnamedeki 5 yıllık süre ne anlma geliyor?
Yargıtay kararında görüleceği üzere, Yargıtay 5 yıllık değil, 10 yıllık zamanşımı süresinin uygulanması gerektiğine içtihat ediyor.
Yani Eser sözleşmesinde zamanaşımına ikiye ayırıyor.
1) Açık ayıplarda 5 yıl
2) Gizli ayıplarda 10 yıl
Bir içtihatında şöyle diyor:
"olayda 5 yıllık zamanaşımı uygulanacağı ve bu sürenin ise, kesin kabulden işlemeye başlıyacağı görüşü ile davalı vekilinin zamanaşımı savunmasının benimsenmediği anlaşılmıştır. Taraflar arasında kurulan eser sözleşmesinin 2490 sayılı Yasa hükümlerine bağlı olmadığı yönünden ise bir uyuşmazlık, bir duraksama sözkonusu değildir. Bayındırlık İşleri Genel şartnamesinin, sözleşmenin eki olarak kabul edilmesi, 2490 sayılı Yasanın 52 ve bu şartnamenin 27. maddelerinde yer alan zamanaşımı hükümlerinin olaya uygulanmasını gerektirmez. Öyle ki, Borçlar Yasasının 127. maddesinin açıklığı karşısında, olaya az önce anılan yasadaki ilgili zamanaşımı sürelerinin uygulanması zorunluğu vardır.Eser sözleşmesinden doğan yüklenicinin borçları, bozukluklara karşı sağlama ( ayıblara karşı tekeffül ) borcunu da kapsar. Bozukluk, bir malda normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunması caiz olmıyan bozuklukların bulunmasıdır. Diğer bir söyleyişle, bozukluk ( ayıb ), eşyanın normal niteliklerinden ayrılmasıdır. Eserin taşıması gereken nitelikleri ise, özellikle sözleşme ile belirlenir. Tersi durumda, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 5.10.1960 gün, 4/46 esas, 248 karar sayılı inancında da belirtildiği üzere, yüklenici, MK. md.2 uyarınca, sözleşme konusu yapılan eserin kullanılacağı yeri gözönünde bulundurarak uygun nitelikte eseri meydana getirmelidir. Eser, belli niteliklerden yoksunsa, bozuk ( ayıblı ) sayılır. İşte davacı, davalı yüklenicinin bozukluklara karşı sağlama borcuna dayanarak yasanın kendisine tanıdığı dava hakkını kullanmış bulunmaktadır. Böyle bir davada ise, Borçlar Yasasının zamanaşımıyle ilgili ( 125, 126, 363 ) üncü maddelerinin uygulanması sözkonusu olabilir. Bu hükümlere göre, eserdeki açık bozukluklara ( ayıblara ) dayanan dava hakkı 5 ve gizli bozukluklara ( ayıblara ) dayanan dava hakkı ise 10 yılın geçmesi ile yıllanır, zamanaşımına uğrar."
Sizin olayınızda olduğu gibi bir okulun ayıplı olması nedeniyle bir davada verdiği karar önemli. Şu yüzden 15 Hukuk Dairesinin haricinde açaçığınız tazminat davasına 4 .hukuk Dairesi de bakabilir. 4. hukuk dairesi de 10 yıl diyor.
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/919
K. 2003/6258
T. 13.5.2003
: Davacı idare, davalılardan Ali Ekber A'ın kontrol mühendisliğini yaptığı, diğer davalı Hasan Basri C'nun yüklenici olarak inşa ettiği okul binasının projeye aykırı ve gizli ayıplı yapıldığını belirterek uğradığı zararın ödetilmesini istemiştir. Mahkemece, okul binası yapımına ilişkin kesin kabulün yapıldığı tarih ile davanın açıldığı tarih itibariyle Borçlar Yasasının 363, İhale Yasasının 86. maddesinde öngörülen 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği benimsenerek istem reddedilmiş; kararı davacı temyiz etmiştir.
Davacı idare dava dilekçesinde yapıda gizli ayıp bulunduğunu ileri sürerek istemde bulunmuştur. Yapının gizli ayıplı yapılmış olması durumunda olayda uygulanacak zamanaşımı, Borçlar Yasasının 125. maddesi gereğince, kesin kabul tarihinden itibaren 10 yıldır. Mahkemece, davalı yüklenici tarafından yapılan yapının gizli ayıplı olup olmadığı üzerinde durulmadan kesin kabul günü ile dava günü arasında 5 yıllık süre geçtiği benimsenerek istemin reddedilmiş olması doğru değildir. Kaldı ki; davalılardan Ali Ekber A. tarafından yöntemine uygun bir zamanaşımı def'i de ileri sürülmemiştir. Yerel mahkemece, işin esası incelenerek varılacak sonuca uygun bir hüküm kurulmak gerekirken, yerinde bulunmayan yazılı gerekçeyle istemin zamanaşımı nedeniyle reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
Afiyet daha önce bu konuyu bir arkadaşla tartışmıştık.Genel Şartnamedeki 5 yıllık sürenin bir anlamı olup olmadığı üzere.Zira 126/4 ün açık hükmüne rağmem şartnamedeki 5 yıllık süre ne anlma geliyor?
Yargıtay kararında görüleceği üzere, Yargıtay 5 yıllık değil, 10 yıllık zamanşımı süresinin uygulanması gerektiğine içtihat ediyor.
Yani Eser sözleşmesinde zamanaşımına ikiye ayırıyor.
1) Açık ayıplarda 5 yıl
2) Gizli ayıplarda 10 yıl
Bir içtihatında şöyle diyor:
"olayda 5 yıllık zamanaşımı uygulanacağı ve bu sürenin ise, kesin kabulden işlemeye başlıyacağı görüşü ile davalı vekilinin zamanaşımı savunmasının benimsenmediği anlaşılmıştır. Taraflar arasında kurulan eser sözleşmesinin 2490 sayılı Yasa hükümlerine bağlı olmadığı yönünden ise bir uyuşmazlık, bir duraksama sözkonusu değildir. Bayındırlık İşleri Genel şartnamesinin, sözleşmenin eki olarak kabul edilmesi, 2490 sayılı Yasanın 52 ve bu şartnamenin 27. maddelerinde yer alan zamanaşımı hükümlerinin olaya uygulanmasını gerektirmez. Öyle ki, Borçlar Yasasının 127. maddesinin açıklığı karşısında, olaya az önce anılan yasadaki ilgili zamanaşımı sürelerinin uygulanması zorunluğu vardır.Eser sözleşmesinden doğan yüklenicinin borçları, bozukluklara karşı sağlama ( ayıblara karşı tekeffül ) borcunu da kapsar. Bozukluk, bir malda normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunması caiz olmıyan bozuklukların bulunmasıdır. Diğer bir söyleyişle, bozukluk ( ayıb ), eşyanın normal niteliklerinden ayrılmasıdır. Eserin taşıması gereken nitelikleri ise, özellikle sözleşme ile belirlenir. Tersi durumda, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 5.10.1960 gün, 4/46 esas, 248 karar sayılı inancında da belirtildiği üzere, yüklenici, MK. md.2 uyarınca, sözleşme konusu yapılan eserin kullanılacağı yeri gözönünde bulundurarak uygun nitelikte eseri meydana getirmelidir. Eser, belli niteliklerden yoksunsa, bozuk ( ayıblı ) sayılır. İşte davacı, davalı yüklenicinin bozukluklara karşı sağlama borcuna dayanarak yasanın kendisine tanıdığı dava hakkını kullanmış bulunmaktadır. Böyle bir davada ise, Borçlar Yasasının zamanaşımıyle ilgili ( 125, 126, 363 ) üncü maddelerinin uygulanması sözkonusu olabilir. Bu hükümlere göre, eserdeki açık bozukluklara ( ayıblara ) dayanan dava hakkı 5 ve gizli bozukluklara ( ayıblara ) dayanan dava hakkı ise 10 yılın geçmesi ile yıllanır, zamanaşımına uğrar."
Sizin olayınızda olduğu gibi bir okulun ayıplı olması nedeniyle bir davada verdiği karar önemli. Şu yüzden 15 Hukuk Dairesinin haricinde açaçığınız tazminat davasına 4 .hukuk Dairesi de bakabilir. 4. hukuk dairesi de 10 yıl diyor.
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/919
K. 2003/6258
T. 13.5.2003
: Davacı idare, davalılardan Ali Ekber A'ın kontrol mühendisliğini yaptığı, diğer davalı Hasan Basri C'nun yüklenici olarak inşa ettiği okul binasının projeye aykırı ve gizli ayıplı yapıldığını belirterek uğradığı zararın ödetilmesini istemiştir. Mahkemece, okul binası yapımına ilişkin kesin kabulün yapıldığı tarih ile davanın açıldığı tarih itibariyle Borçlar Yasasının 363, İhale Yasasının 86. maddesinde öngörülen 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği benimsenerek istem reddedilmiş; kararı davacı temyiz etmiştir.
Davacı idare dava dilekçesinde yapıda gizli ayıp bulunduğunu ileri sürerek istemde bulunmuştur. Yapının gizli ayıplı yapılmış olması durumunda olayda uygulanacak zamanaşımı, Borçlar Yasasının 125. maddesi gereğince, kesin kabul tarihinden itibaren 10 yıldır. Mahkemece, davalı yüklenici tarafından yapılan yapının gizli ayıplı olup olmadığı üzerinde durulmadan kesin kabul günü ile dava günü arasında 5 yıllık süre geçtiği benimsenerek istemin reddedilmiş olması doğru değildir. Kaldı ki; davalılardan Ali Ekber A. tarafından yöntemine uygun bir zamanaşımı def'i de ileri sürülmemiştir. Yerel mahkemece, işin esası incelenerek varılacak sonuca uygun bir hüküm kurulmak gerekirken, yerinde bulunmayan yazılı gerekçeyle istemin zamanaşımı nedeniyle reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.