Editörler : E.Kayı Han
08 Ağustos 2011 23:11

Pakistan din alimi Muhammed İkbal'in Atatürk sevgisi

Ata'mıza kendi vatandaşalarımız gerekli saygıyı göstermezken,yabancı ülke din alimleri bile Atatürk'ü bakınız nasıl anlatıyor..

Ulu önderin Allah'la kul arasında olan din olgusu o kadar tartışılıyor ki,millet kendine bakmadan Atamızın dinini sorgulayıp, O'nu haddi olmadan dinsiz ilan ediyor!!

Din istismarı ülkemizde son moda;

Sözkonusu Atamız olunca da kendini bu durumun kendini gösterdiği aşikar ve O'nu dinsizlik adı altında yerden yere vuranlar,bu yazıyı üşenmeden baştan sona okumalı...

*****

Çocukluğumda Dedem'den dinlemiştim. Aklıma yerleşmiş ve kalmış...

Milliliğin ve milliyetçiliğin yasaklanmasa da pek hoş karşılaşmadığı gençlik yıllarımda, bir yerlerde okumuştum. Aklıma yerleşmiş ve kalmış!...

Pakistan ve Pakistanlılar diye bir yer ve orada yaşayan insanların, Türk sevgilerini dinlemiştim Dedem'den. Aklımda kalmış...

Zamanın Haçlı'sı; "Yedi Düvel" adıyla bize saldırdığında ve yaşlısı genci, kadını kızanı ölümüne Kurtuluş savaşı verdiğimiz yıllarda, Pakistanlılar'ın son kuruşlarına hatta son lokmalarına kadar bize gönderdiklerini duymuştum. Aklımda yer etmiş!...

Gençlik yıllarımda bir yerlerde yine Pakistanlılar'ın Türk sevgilerini okumuştum. Atatürk'e en az bizim kadar sevgi beslediklerini okumuştum. Aklıma yerleşmiş ve kalmış...

Pakistanlı Şair Muhammed İkbal'in, bir uçak seyahati sırasında Türk Semalarından geçerken saygı olarak ayağa kalktığını okumuştum. Aklımda kalmış!...

Bir düşünce ve fikir adamı olan aynı zamanda da İslam Aleminin tanıdığı ulemadan olan Muhammed İkbal'in, Mustafa Kemal için, Muhteşem Türk Atatürk için yazdığı söylenen bir iki dizesini okumuştum. Aklımda kalmış...

Ama itiraf etmeliyim!...

Pakistan hakkında, Pakistanlı hakkında hatta Muhammed İkbal hakkında duyduklarımı ve okuduklarımı hep biraz abartılı diye yorumlamıştım!...

Sadece din kardeşliği ve aynı coğrafyada yaşayan soydaşlarımıza olan sevgilerinden dolayı bir milletin, bir başka milleti bu kadar sevebileceğine, bu kadar benimseyebileceğine hep kuşkuyla yaklaşmıştım!...

Yüzyıllarca o kadar müttefikimizden ihanetler görmüş, o kadar "Dostuz" diyen milletlerce arkadan hançerlenmiştik ki, bütün bu duyduklarımı yine duyduğum ve bir yerlerden okuduğum tarih bilgilerimle karşılaştırınca şüphemde de pek haksız sayılmazdım!...Ermeniyle, sırpla, araplarla ve yüzlerce yıl onlara verdiklerimizin bedeliymişçesine bize takındıkları tavırlarla mukayeseyi, ister istemez yapıyordum!...

Yaklaşık beş gündür ayaklarım yere basmıyor!...

Yaklaşık beş gündür ruhum; Tanrı Dağları'nda, Ortaasya'da, Pakistan dağlarında, ovalarında seyahat ederek canımı incitiyor!...

Bir dostumun elindeki kitaptan, yabancı şairlerin Atatürk'e yazdığı şiirler arasında Muhammed İkbal'in "Mustafa kemal Destanı"nı okuduğumdan beri; yıllarca Pakistan ve Pakistanlı'ya şüpheyle baktığım için kendimi cezalandırmak istiyorum!...

Ama aklıma; yetim olmasına, eve götüreceği yavan ekmeğin parası olmasına rağmen, elindeki-avucunda ki son ve tek para olan 1 (bir) lirayı, Pakistan Depreminden zarar gören Pakistanlılara yardım olarak gönderen; fakir ama gönlü zengin, yoksul ama gönlü bay Türk oğlu Türk çocuğumuz gelince rahatlar gibi oldum...

Demek ki o kendi yoksul, gönlü bay Türk Çocuğu'na da birileri; benim çocukluk ve gençliğimde duyduklarımı söylemeyi ihmal etmemiş!... O Türk oğlu Türk'ün evinin kitaptan yoksun olmasına rağmen, Pakistanlı Dostların bize verdiği destekten haberdar olunmuş!...

O yoksul ama gönlü bay Türk Çocuğu; Kurtuluş savaşımız sırasında elinde-avucunda ne varsa son dirhemine kadar bize gönderen Pakistanlı Kardeşleriyle -ödeşemezse bile- mukabelede bulunmak için varını-yoğunu göndermiş...

Ve bu davranışıyla da benim utancımı azalttı!...

Şimdi Anadolu'nun gerçek aydınlarından bir istirhamım olacak...Aslında istirhama da, ricaya da gerek olmamalı!..

Böylesine muhteşem bir yüreği, böylesine mükemmel bir Türk aşığını, böylesine ihtişamlı bir Atatürk sevdalısı şairi, bütün milletimize tanıtmak, bizler için görev olmalıdır...

Haydi hep beraber iş başına diye rica ederek, Muhammed İkbal'in şiiriyle başbaşa kalalım.

"MUSTAFA KEMAL DESTANI

Bir millet var biz onun varlığıyla ulaştık

İlahi kanunların gizli gerçeklerine,

Bir bakışla yön verdi bizlere dağlar aştık

Dünya güneşi olduk bir kıvılcım yerine...

Aşk mı vefasız bize neden gönlümüz küllük

Kusurlarımız mı çok küçüldükçe küçüldük!...

Rüzgarlar çölden esin bize yaraşır matem

Meltemin nefesinde açan her gonca elem.

Ah oldu kubbemizde nağmelenen ezanlar

Bir inilti gibiyiz nerde o borazanlar.

Bir zamanlar ayları taşırdı atlarımız

Şimdi avlanan bizi, kırık pusatlarımız...

Koş Mustafa kemal koş! Atın çatlayana dek

Bizi tedbir mat etti, sana tedbir ne gerek...

Muhammed İKBAL"

Bu şiiri okuduktan sonra, akıl başa-yerine gelinceye kadar başka kelama hacet var mıdır?..

TEVEKKELTÜ A'LALLAH

Selam, sevgi, dua...

Mustafa ASLAN

****

Sizin Ata'mızın tırnağı kadar bile olsa,bu ülkeye faydanız oldu mu...

08 Ağustos 2011 23:13

sen asıl tayyip usta hakkında yabancıların hayranlığını dinle...

adamlar nerdeyse padişah ilan edecekler))))))

08 Ağustos 2011 23:16

Ceviz,bırak Tayyip'i..

Yazıyı okudun mu?

08 Ağustos 2011 23:19

tayyip ustayı neden bırakayım ya?

o benim ustam...

08 Ağustos 2011 23:23

Allahım yardım et Yarabbim,bu milletime akıl fikir ihsan eyle...

Aç gözlerini,uyandır derin uykularından...

***

Kendi asli kurucusunu yerden yere vuran bir millet,kendi ülkesine düşman zihniyetlere hizmet etmektedir...

08 Ağustos 2011 23:25

biri ulu önder, diğeri usta,

ikisini de severiz...


mmmarjinal
Yasaklı
08 Ağustos 2011 23:28

nehre

yobazlar bunları nerden bılsınkı

sen onlara "İNGİLİZLERİN UYDURUP DİNMİZE SOKTUGU VE HALA SOKMAYA CALISTĞI UYDURMA HADİSLERDEN SOR"

hepsını ezbere okusunlar

ınanmıyorsan dene!!!!

08 Ağustos 2011 23:31

marjinal biz kaynağı sağlam hadislere itibar ediyoruz, inglizlerin uydurduğu hadislere bi örnek ver de itibar edeceğimiz varsa da etmeyelim...


mmmarjinal
Yasaklı
08 Ağustos 2011 23:34

ben hadıs işlerine bakmıyorum

benım kitabım KUR'AN

din üzerıne baska kıtap karıstırmam

sen saglam bır hadis koyda bız ona bakalım


Ik hou van je
Kapalı
08 Ağustos 2011 23:35

Nehir;;;

Bende öyle bir bilgi var ki;;;bomba gibi ama söylemeyeceğim;;;

08 Ağustos 2011 23:35

Bir erkek, yanında mahremi bulunmayan (yabancı) bir kadınla yalnız kalmasın!

Bunun üzerine bir adam kalkarak: "Ey Allah'ın Resülü, kadınım hacc için yola çıktı, ben ise falan falan gazvelere yazıldım!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Öyleyse git hanımına yetiş, onunla hacc yap!" diye emretti."

(Buhari, Nikah 111

---

al sana kaynağı belli bir hadis-işerif, ingiliz uydurması değil,

bu hadis-i şerife itibar edermisin ki, ingilizlerin uydurduklarına karşı çıkıyorsun...


ceyhanli
Yasaklı
08 Ağustos 2011 23:36

Muhammed İkbal kimdir?

Sual: Yamuk kişiler, Muhammed İkbal?i çok övüyor. Acaba İkbal de mi reformcudur?

CEVAP

İkbal, Pakistan?ın millî şairidir. 1905?te öğrenim için gittiği Avrupa?da üç yıl kaldı ve düşüncelerinde büyük değişiklikler oldu. 1908?de Lahor?a dönerek Felsefe ve İngiliz Edebiyatı öğretmenliği yaptı.

1923?te İngilizler kendisine ?Sir? ünvanı verdi. Bu arada, meşhur şarkiyatçı İngiliz Sir Thomas Arnold ile tanıştı, kurduğu yakın dostluk İkbal?in düşüncesini etkiledi. Onun tavsiyesi üzerine Avrupa?ya gidip, burada felsefecilerden ders gördü. Bütün bunlar İkbal?in üzerinde büyük tesir yaptı. Ehl-i sünnet âlimlerinin tuttuğu doğru yolu bırakıp, Batılı müsteşriklerin metotlarına kaymasına sebep oldu.

İslâmiyet karşısında felsefe ve aklı ön planda tutan bu metotlar, İkbal?in düşünce ve fikirlerini de şekillendirerek, din konusunda kendine mahsus ve İslâm âlimleri tarafından reddedilen görüşler öne sürmesi neticesini de beraberinde getirdi.

İkbal?in İslâmda dinî düşüncenin yeniden kuruluşu adıyla tanınan, 1928?de Madras İslâm Derneğinin kurslarındaki konuşmaları, reformcu görüşlerle doludur. Onun bu reformcu görüşleri, İslamiyet?in nakil yoluna ters oluşu sebebiyle, âlimlerce kabul görmedi.

Eserlerinde, Abduh ve Efgani gibi mason reformcuların fikirlerine genişçe yer verdi. İkbal?in şahsiyetinin en önemli taraflarından biri de, İngilizlerin arzusuna uygun olarak, bağımsız Pakistan?ın kuruluşu için yaptığı çalışmalarıdır.

İngilizler, Pakistan?ı Hindistan?dan ayırıp küçük lokma hâlinde yutmak istiyorlardı. İkbal, 1931 ve 1932?de Londra?da yapılan toplantılara delege olarak çağrıldı ve burada da aynı fikri destekler konuşmalar yaptı. Yazdığı makale ve mektuplarda da ısrarla aynı fikri işledi.

İkbal, Cinnah?a yazdığı mektuplarda; İngiliz hükümetinin, Hindistan Müslümanlarının Pakistan adı altında ayrı bir devlet kurmalarını istediğini belirtti. İkbal?in bu çalışmaları, takdirle karşılanıp bağımsızlığın sembol şahsiyeti sayıldı.

Ölümünden 9 yıl sonra 1947?de Pakistan bağımsızlığına kavuştu. Bu bağımsızlık, Hindistan?da bir türlü tam hâkimiyet kuramayan İngilizlerin, Müslümanları parçalayarak hem Pakistan?a, hem de Hindistan?a daha kolay hâkim olmak için takip ettikleri bir siyasetin neticesidir. (Y. Rehber Ans.)

08 Ağustos 2011 23:40

ceyhanlı,Muhammed İkbal Pakistan'ın Mehmet Akif Ersoy'udur..

Bu benzetmeyi bir çok kaynaktan bulabilirsin..

Kendi ülkesinde çok sevilen ve Arapça ve Kuran üzerine özel eğitim almış,hem milli bir şair,hem de din adamıdır...

***

1873'de Pakistan'ın Pencap eyaletine bağlı Siyalkut kentinde doğan Muhammed İkbal mutasavvıf bir anne ve babanın oğlu olarak dünyaya geldi. İlk eğitimini Kur'an üzerine aldı.

Kur'an eğitimini medresede tamamladıktan sonra, Arapça ve Farsça hocasının yönlendirmesiyle İslam edebiyatıyla ilgilenmeye başladı. Lahor'da yüksek öğrenimini tamamladıktan sonra Doğu Dilleri Fakültesi'ne hoca olarak tayin edildi. Bu yıllarda Muhammed İkbal'in şiirleri de yayınlanmaya başlandı.

1905'de Londra'daki Chambrich Üniversitesi'nin felsefe ve iktisat bölümünden mezun oldu. Londra'da üç sene kadar kalan İkbal, burada Arap Dili ve Edebiyatı Fakültesi'nde hocalık yaparken, bilhassa Londra'da ilgi görmesine sebep olacak çeşitli İslâmi konularda bir dizi konferans verdi. Yine Londra'da kaldığı müddet içinde hukuk üzerine okuyan İkbal, savcılık diplomasını aldıktan sonra Almanya'ya giderek Münih Üniversitesi'nde felsefe dalında doktora yaptı.

1908'de Hindistan'a döndüğünde, yazı ve şiirlerine hayranlık duyanlar tarafından büyük bir coşkuyla karşılandı.

Muhammed İkbal ülkesinin siyasetine de katılmış ve halkını bu konularda yönlendirmişti. Onun bu konudaki düşüncesi ise, "Siyaset; çalışmak, izzet ve şerefe davet etmektir" şeklinde idi.

Müslüman Hintli mücahitler adıyla yazdığı şiirleri Hindistan'daki müslümanların hareketlenerek İngiliz sömürüsüne başkaldırmalarında ve Pakistan'ın kuruluşunda büyük tesiri olmuştu. Bu yönüyle İkbal M.Akif Ersoy'a da benzetilmiştir.

Uzun süren bir hastalıktan sonra 21 Nisan 1938'de vefat etti.


ceyhanli
Yasaklı
08 Ağustos 2011 23:41

ben sana kim olduğunu gönderdim.. gerisi sana kalmış, yorum yapmıyorum.

08 Ağustos 2011 23:42

pakistanın mehmet akif ersoyu mu?

sanmam,öyle olsa atatürkü sevmezdi))))))))))


mmmarjinal
Yasaklı
08 Ağustos 2011 23:43

fıstıkcı

hacca gıdıyor degılmı

gıttıği yer zaten bır adım yer

hepsı mekkede zaten

ha cesmeye su almaya gitmiş

ha bıraz daha ılerıye yani (hacı olma nıyetıyle) kabeye gitmiş

koşmaya baslasa zaten karısından once gıder kabeye

çünkü karısı yolda muhakkak lak lak yapmaya baskı bır kadınla karsılasmıstır bıle

08 Ağustos 2011 23:44

marjinal dine bakışın belli, birbirimizi kandırmayalım,

o yüzden hadisleri gerçek ve ingiliz uydurması diye sınıflandırma,

sen hiçbirine itibar etmiyorsun ki...


bizimmmköylü
Yasaklı
09 Ağustos 2011 17:57

nehre yansıyan ay,

senin gibi, atatürkü seven ve onun dediklerini yapmak isteyen birinin bilmesi gereken bir şey var ki Atatürk kendisine ata" denmesinden hoşlanmazdı

basında çıkan "ata" tarzı yazılara sert tepki gösterirdi

ona ikide bir "atam" diyerek onun şu anda huzurla yuyan ruhunu incitme


emirozkn
Kapalı
09 Ağustos 2011 18:16

Türkiye'de yaşamadığından olsa gerek. Buralarda olsaydı kelle koltukta gezecekti. Ne hocalar, ne alimler katledildi batılılaşmak uğruna. Bunlardan haberi olmamış sanırım.


UZAYYOLU
Kapalı
09 Ağustos 2011 19:56

ahhh ahhhhh bi de şu yurdum insanı az bir şey nasiplenebilse Ulu Önder den...

12 Ağustos 2011 14:59

Türk Milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır demek istiyorum. Dinime, bizzat hakikate nasıl inanıyorsam, buna da öyle inanıyorum."

-Mustafa Kemal Atatürk-

Toplam 36 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi