Meslek tanıtma kulübüne rehberlik yapmaktayım. Bugün öğrencimin birisi bana ?Öğretmenim ben öğretmen olmak istiyorum.? dedi. Ben de genelde öğrencilerin sorduğu bu klasik soruyu es geçmedim ve ?Neden öğretmen olmak istiyorsun?? diye sordum. ?Öğretmenim sizleri görüp örnek alıyorum.? dedi. ?Başka?? dedim; ?Öğretmenim okulumuzda İngilizce öğretmenimiz yok. Bazen öğretmen gelip gidiyor. Bizim hiç müzik öğretmenimiz de olmadı. Başka okullarda flüt çalıyorlar; ama benim daha hiç flütüm olmadı; çünkü öğretmenim yoktu. Öğretmenim nasıl öğretmen olabilirim?? dedi. Ben de ?Üniversiteyi kazanırsın KPSS?de yeterli puanı alıp öğretmen olabilirsin.? dedim. O da demez mi? ?Peki öğretmenim hangi bölümü okumalıyım?? diye. ?Eğitim fakültesinde hangi öğretmenliği yapmak istiyorsan o bölümü?? dedim. Dedim demesine ama buna ne ben inandım ne de öğrenci inandı. Çünkü bugün Doğu?da, Güneydoğu?da, İç Anadolu?nun bazı kesimlerinde; hatta Marmara?nın tamamına yakınında (İstanbul) bir çok ücretli öğretmen çalışıyordu Ve o öğrenci bir çok siyasinin bihaber olduğu konuyu biliyordu. Ücretli öğretmenlerin bir çoğunun eğitimle uzaktan yakından alakası olmayan bölümlerden mezun olduklarını biliyordu. Hayvan yetiştiriciliği, tarla bitkileri, açık öğretim iktisat, işletme, büro yönetimi gibi bölümlerden mezun olanların öğretmenlik yaptığının farkındaydı. Farkındaydı bunun, belki de sırf bu yüzden öğretmen olmak istiyordu. Doğru dürüst insan yetiştirmek için. Çocuk bile biliyordu eğitimin ücretli öğretmenlerle yapılamayacak kadar mühim bir mesele olduğunu. Fakat bunu anlamayan ya da anlamazdan gelen bürokratların olduğunu, seçim hesabı yapan siyasetçilerin olduğunu bilmiyordu. Anlamıyordu, belki de anlamak istemiyordu. Gözlerim doldu, bir şey diyemedim. Susmak belki de yapılacak en güzel şeydi. Orada susmayı bildik elbet; ama susmayacağımız zaman da gelecek.
Eğitimi kangrene çevirenler, çıkmaza sokanlar taze bir kanın bunun için geçici bir çözüm olabileceğini niçin düşünmezler, Şubat?ta öğretmen ataması yapmamak için neden ısrar ederler, anlamak mümkün değil.
Şimdi Doğuda eş durumu atamaları sonucunda 6 binden fazla kişi yer değiştirip Batıya doğru gittiler. Peki bunların yerine şimdi kim gelecek? Batıdan 4 yıllık mezun kişileri mi bulacaklar? Yoksa 2 yıllık hayvan yetiştiriciliği mezunlarını mı okullara yollayacaklar? Şu anda okul müdürleri telefon telefona ücretli öğretmen arıyorlar. Kimi bulabilirlerse göreve başlatacaklar. Herkes kendi okulunda dersler boş geçmesin, öğrencilerin başında bir bekçi bulunsun hesabında. Eğitimi zaten koyuvermişler. Bir okulda 1 müdür yardımcısı kadrolu olur da diğer öğretmenlerin hepsi ücretli öğretmen olur mu? Oluyor işte!
Geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızı, gençlerimizi eğitecek olan kişilerin hangi nitelikleri taşıması gerektiğini bilmiyorlar mı? Geçen yıl PKK?nın kaçırdı dedikleri ücretli öğretmenlerin zihniyetinde daha kaç kişi bu okullarda görev yapacak? Biz nasıl bir nesil yetiştiriyoruz?
Lafın özü, il içi özür gurubu atamaları biter bitmez en az 15 bin öğretmen alınarak bunun olmasını Ağustos ayına kadar önleyebilirler. Bu Sayın Bakanımız Nabi Avcı?nın yapacağı en hayırlı işlerden biri olacaktır. Hem öğretmen bekleyen öğrenciler için, hem de atama bekleyen öğretmenler için.
Allah cümlemizin işlerini hayır etsin.
Meslek tanıtma kulübüne rehberlik yapmaktayım. Bugün öğrencimin birisi bana ?Öğretmenim ben öğretmen olmak istiyorum.? dedi. Ben de genelde öğrencilerin sorduğu bu klasik soruyu es geçmedim ve ?Neden öğretmen olmak istiyorsun?? diye sordum. ?Öğretmenim sizleri görüp örnek alıyorum.? dedi. ?Başka?? dedim; ?Öğretmenim okulumuzda İngilizce öğretmenimiz yok. Bazen öğretmen gelip gidiyor. Bizim hiç müzik öğretmenimiz de olmadı. Başka okullarda flüt çalıyorlar; ama benim daha hiç flütüm olmadı; çünkü öğretmenim yoktu. Öğretmenim nasıl öğretmen olabilirim?? dedi. Ben de ?Üniversiteyi kazanırsın KPSS?de yeterli puanı alıp öğretmen olabilirsin.? dedim. O da demez mi? ?Peki öğretmenim hangi bölümü okumalıyım?? diye. ?Eğitim fakültesinde hangi öğretmenliği yapmak istiyorsan o bölümü?? dedim. Dedim demesine ama buna ne ben inandım ne de öğrenci inandı. Çünkü bugün Doğu?da, Güneydoğu?da, İç Anadolu?nun bazı kesimlerinde; hatta Marmara?nın tamamına yakınında (İstanbul) bir çok ücretli öğretmen çalışıyordu Ve o öğrenci bir çok siyasinin bihaber olduğu konuyu biliyordu. Ücretli öğretmenlerin bir çoğunun eğitimle uzaktan yakından alakası olmayan bölümlerden mezun olduklarını biliyordu. Hayvan yetiştiriciliği, tarla bitkileri, açık öğretim iktisat, işletme, büro yönetimi gibi bölümlerden mezun olanların öğretmenlik yaptığının farkındaydı. Farkındaydı bunun, belki de sırf bu yüzden öğretmen olmak istiyordu. Doğru dürüst insan yetiştirmek için. Çocuk bile biliyordu eğitimin ücretli öğretmenlerle yapılamayacak kadar mühim bir mesele olduğunu. Fakat bunu anlamayan ya da anlamazdan gelen bürokratların olduğunu, seçim hesabı yapan siyasetçilerin olduğunu bilmiyordu. Anlamıyordu, belki de anlamak istemiyordu. Gözlerim doldu, bir şey diyemedim. Susmak belki de yapılacak en güzel şeydi. Orada susmayı bildik elbet; ama susmayacağımız zaman da gelecek.
Eğitimi kangrene çevirenler, çıkmaza sokanlar taze bir kanın bunun için geçici bir çözüm olabileceğini niçin düşünmezler, Şubat?ta öğretmen ataması yapmamak için neden ısrar ederler, anlamak mümkün değil.
Şimdi Doğuda eş durumu atamaları sonucunda 6 binden fazla kişi yer değiştirip Batıya doğru gittiler. Peki bunların yerine şimdi kim gelecek? Batıdan 4 yıllık mezun kişileri mi bulacaklar? Yoksa 2 yıllık hayvan yetiştiriciliği mezunlarını mı okullara yollayacaklar? Şu anda okul müdürleri telefon telefona ücretli öğretmen arıyorlar. Kimi bulabilirlerse göreve başlatacaklar. Herkes kendi okulunda dersler boş geçmesin, öğrencilerin başında bir bekçi bulunsun hesabında. Eğitimi zaten koyuvermişler. Bir okulda 1 müdür yardımcısı kadrolu olur da diğer öğretmenlerin hepsi ücretli öğretmen olur mu? Oluyor işte!
Geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızı, gençlerimizi eğitecek olan kişilerin hangi nitelikleri taşıması gerektiğini bilmiyorlar mı? Geçen yıl PKK?nın kaçırdı dedikleri ücretli öğretmenlerin zihniyetinde daha kaç kişi bu okullarda görev yapacak? Biz nasıl bir nesil yetiştiriyoruz?
Lafın özü, il içi özür gurubu atamaları biter bitmez en az 15 bin öğretmen alınarak bunun olmasını Ağustos ayına kadar önleyebilirler. Bu Sayın Bakanımız Nabi Avcı?nın yapacağı en hayırlı işlerden biri olacaktır. Hem öğretmen bekleyen öğrenciler için, hem de atama bekleyen öğretmenler için.
Allah cümlemizin işlerini hayır etsin.
Pangaea
