BİRLEŞİK CÜMLE SORUNU
Leyla Karahan?a> göre birleşik cümle: Bir ana cümle ve cümlenin anlamını tamamlayan bir veya daha fazla yardımcı cümle ile kurulur. Türkçe?de iki tip birleşik cümle vardır.
a) Şartlı Birleşik Cümle: Bir cümlenin, bir şart cümlesi ile tamamlandığı cümledir. Şart cümlesi tek başına yargı bildirmez. Bir başka cümleyi zaman, şart, sebep ve benzetme anlamlarıyla tamamlar. Şart cümlesi genellikle, ana cümlenin yüklemine zarf göreviyle bağlanır, ana cümlenin içinde veya başında bulunur.
Bu iklimin manzarası, mimarisi ve halkı arasında halis ve tam bir ahenk varsa, orada gözlere bir vatan tablosu görünür.
Bir ay evvel sözümü dinleseydi başına bu felaket gelmeyecekti.
Topraktan ayrılsam dua alırım.
Bazı kalıplaşmış şart cümleleri, cümlede özene ve nesne görevi de yapabilir.
Ne istersen al
Ne yapsa faydasız.
b) İç İçe Birleşik Cümle: Bir cümlenin herhangi bir görevle başka bir cümlenin içinde yer aldığı cümledir. Yardımcı cümle, ana cümlenin bir unsuru veya o unsurun bir parçasıdır. Bu yapıda ana cümlenin yüklemi genellikle ?de-, zannet-, san-, bil-, farzet-, düşün-? fiillerinin çekimli şeklidir. Ana cümle sonda bulunur.
Yaşamak zevki nedir bilmez ölümden korkan.
Şark için ?Ölümüm sırrına sahiptir? derler.
O kül rengi sabahları, başımı yastıktan kaldırınca, alnım bulutlara çarpacak ve beynim dağılacak diye korkardım.
c) Bağlı Cümleler: Bağlanma edatlarıyla birbirine bağlanmış cümleler topluluğudur. Bu cümleler ?ki? veya diğer bağlama edatları ile kurulur.
Ki?li Bağlı Cümleler: Farsça ?ki? bağlama edatı ile bağlanmış cümlelerdir. ?ki? edatı ile bağlanan bu cümlelerin her biri, tek başına yargı bildiren müstakil bir cümledir. Ana cümle başta yardımcı cümle sonda bulunur.
Gönlüm ister ki mazisini dirilten sanat
ac
Sana tarihini her lahza hayal ettirsin
Yc
(Gönlüm / mazini dirilten sanatın sana tarihini her lahza hayal ettirmesini isterdi)
Mayıs çiçekleri etrafa öyle bir yaydı/
yc
Ki varlığım büyülemişti en derin hazla
ac
(Mayıs çiçekleri etrafa yaydığı için varlığım en derin hazla büyülenmişti)
d) Sıralı Cümleler: Tek başına yargı bildiren cümlelerin bir anlam bütünlüğü içinde sıralanmasıyla meydana gelen cümleler topluluğudur.
Sıralı cümleler, iki veya daha fazla cümle ile kurulur. Cümleler, birbirinden virgül veya noktalı virgülle ayrılır. Cümlelerin her biri yapı ve anlam bakımından farklı niteliklere sahip olabilir.
Tozlu ve soluk kırmızı perdelerden yakıcı bir güneş taşıyor , / bütün odayı dolduruyordu.
Bu, asırlar ve asırlardan beri böyle olagelmişti, / asırlar ve asırlarca da böyle sürüp gidecekti.
O semtlerdeki minareler görülmez, / ezanlar işitilmez, / ramazan ve kandil günleri hissedilmez.
>Muharrem Ergin?e göre birleşik cümle: Bir asıl cümle ile onun manasını tamamlayan bir veya daha fazla yardımcı cümleden oluşur. Birleşik cümleleri ikiye ayırır. Şartlı ve Ki?li birleşik cümle olmak üzere. Bunlara üçüncü bir birleşik cümle çeşidi olarak iç içe birleşik cümle?yi de ilave eder.
Şartlı birleşik cümle: Bu birleşik cümle Türkçenin asli birleşik cümlesidir.Temeli şart kipinin şart ifadesine dayanır. Şart kipi, bütün fiil çekimlerinin aksine,hüküm ifade etmez, bitimli bir hareket göstermez. Bu yüzden müstakil cümle yapamaz. Şart şekli ancak istek ve temenni ifade ettiği zaman bitimli bir hareket, dolayısıyla bir hüküm gösterir ve müstakil cümle yapabilir: dizinde ağlasam, otursana örneklerinde olduğu gibi. Şart şeklinin bu istek ve temenni fonksiyonunda bile bir kısalma ve klişeleşme vardır. İşte şart kipinin bu durumu onun yaptığı cümlelerin müstakil olmasına imkan vermemekte ve onları asıl cümleleri tamamlayan yardımcı cümleler haline sokmaktadır.
Birleşik cümlede yardımcı cümle önce, asıl cümle sonra gelir.
Hava güzel olursa / biz yarın yemeğe gideceğiz
Şart cümlesi ana cümle
Ki?li birleşik cümle: Farsça?dan gelen ki edatıyla yapılan birleşik cümledir. Ki ya iki fiili, iki cümleyi veya bir isimle bir fiili, bir isim unsuru ile onun izahı olan bir cümleyi birbirine bağlar.Her iki halde de ki?den sonra gelen cümle yardımcı cümledir. Ki böylece kendisinden sonra gelen yardımcı cümleyi kendisinden önce gelen unsura bağlar. Kendisinden sonra önce gelen unsur asıl unsur olup ki?den sonraki yardımcı cümle onun izahını teşkil eder. Ki?den önce gelen unsurun isim veya fiil olmasına göre iki çeşit ki?li birleşik cümle vardır.
Ki?den önceki unsur fiilse asıl cümle ile yardımcı cümlenin tam arasında bulunur.
Baktım ki gelmiyorsun (Gelmediğine baktım), görüyorum ki çalışmışsın(çalışmış olduğunu görüyorum) örneklerinde olduğu gibi.
Ki?den önceki unsur isimse ki yardımcı cümleyi asıl cümleye, yani bir isim unsuruna bağlamış olur. Böylece yardımcı cümle asıl cümlenin değil, asıl cümlenin bir unsurunun tamamlayıcısı durumunda bulunur. Yeri ise asıl cümlenin içinde, tamamladığı ismin sonundadır.
Portakal ki en sevdiğim meyvedir kışın yetişir. (En iyi meyve olan portakal kışın yetiştirilir)
İç içe birleşik cümle: Bir cümlenin başka bir cümlenin içine girmesiyle meydana gelen birleşik cümledir. Bu birleşik cümlede bir cümle başka bir cümlenin bir unsuru veya cümle içinde bir isim unsuru durumunda bulunur.
Buraya gel dedi, bunu duyunca arkadaşları kabahat senindir dediler, bu gece gelecek diyor, yarın gideceksin gibi hazırlan, örneklerinde olduğu gibi.
>Hikmet Dizdaroğlu?na göre birleşik tümce (TDK)>; Genel bir kavramdır. Birleşik tümcede yan yargılar, değişik nitelikteki dil birliklerinden oluşur. Bu birliklerin özelliklerine göre de birleşik tümce türlere ayrılır ve ayrı adlar alır.
Yan yargıya ya da yargısız anlatımı oluşturan öğelerin niteliğine göre beş türlü bileşik tümce vardır: 1. Girişik tümce 2. Kaynaşık tümce 3. Koşul tümcesi 4. İlgi tümcesi 5. katmerli bileşik cümle
Girişik Tümce: Bir temel tümce ile; özne, nesne, dolaylı tümleç, belirteç tümleci, ilgeç tümleci görevindeki bir ya da birkaç tümcemsiden oluşan bağımsız yargılı anlatımlara denir.
Eylemlikli Girişik Tümce
Eylemlikler, hem ad, hem de eylem niteliği taşıyan sözcüklerdir. Eylemlikler tümcemsileri yalın durumda, durum takısı alarak, tek başlarına, tamlama biçiminde, öbekleşerek oluştururlar.
İleriye gitmek, / beklemekten / iyidir.
Bulunduğu yerden sol tarafa / şitap etmek istedi.
Yaşadığımız modern kent hayatında / sinir yorgunluğundan kaçmak güçtür.
Not: Eylemliklerin bir tümcede bulunması, o tümcenin her zaman girişik (bileşik) cümle olmasını gerektirmez. Ad tamlamasında tamlayan görevindeki eylemlikler, tümcemsi kuramaz. Çünkü tamlayan görevindeki eylemliklerde bir edimi bildirme niteliği yoktur. Ayrıca, ad tamlamalarında temel öğe tamlanan?dır, tamlamada asıl anlamı yüklenen öğe odur; tamlayan, yardımcı durumundadır.
Yaşamak isteği / insanı mutlu yarınlara iletir
Çalışmanın yararını / herkes bilir
Görüşünün keskinliğine / inanırız.
Konuşmaların sonunu / bekleyiniz.
Bu tümcelerde tamlayan görevindeki eylemlikler tümcemsi kuramamışlardır, bundan ötürü de bu tümceler girişik (bileşik) değil yalın tümcedir.
Ortaçlı girişik tümce: Ortaçlar hem sıfat, hem de eylem niteliği taşıyan sözcüklerdir. Tümcede bir durumu, oluşu, edinimi bildirir biçimde kullanılırsa tümcemsi kurarlar.
Ortaçların tümcemsi kurabilmeleri; yalın olarak özne ve belirteç tümleci, durum takısı alarak da nesne ve dolaylı tümleç görevinde kullanılmaları, ya da tamlamada tamlanan olmaları koşuluna bağlıdır. Tümcenin bir öğesi olmayan ortaçlar, yan yargı taşımaz ve tümcemsi kuramazlar.
Ortaçlar tümcemsileri yalın olarak, durum takısı alarak, tek başlarına, tamlama biçiminde, öbekleştirerek oluştururlar.
İnsanın böyle yıkılmışını / görmemişti
Çok kimseler denizi övüp övüp bitiremezler, / onsuz edemeyeceklerini / söylerler
Hepimizin seni ne kadar sevdiğimizi / bilirsin.
Sıfat görevindeki ortaçlar tümcemsi kuramazlar. Çünkü bunlar, bir sıfat tamlamasında tamlayan?dırlar. Tamlayan görevindeki ortacı ayrı bir sözcük gibi düşünemeyiz. Tamlama bir bütündür, öğeleri birbirinden ayıramayız.
Akacak kan / damarda durmaz.
Ummadığın taş / baş yarar.
Görünen köy / kılavuz istemez.
Çıkmadık canda / umut vardır.
Ulaçlı girişik cümle: Ulaçlar bir yönleriyle eylemsi, bir yönleriyle belirteç, bir yönleriyle de bağlaç olan sözcüklerdir. Girişik tümcede, belirteç tümleci ya da bağlaç göreviyle, tümcemsileri temel tümceye bağlarlar.
Bu kıyılarda bir büyük medeniyetin otuzdan fazla sitesi, / su düzeninin bozulması yüzünden / yıkılıp / dağılmıştır.
Kadınlar / ona baktıkça / şaşıyorlardı.
Çiftçi onu yetiştirmek için / aylarca çalışan ve ibadet eden bir kaim vaziye ( dik açı) olur.
Oraya varır varmaz / kapı açıldı.
Bir tümcede ulacın bulunması, o tümcenin girişik olmasını gerektirmez. Ulaç, yüklemle doğrudan ilgi kurmamışsa; eylemlikler ve ortaçlarda olduğu gibi, bir tamlamada tamlanan, bir öbekte bitim sözcüğü değilse, o tümce yalındır.
Koşarak gelen çocuk / hızlı hızlı nefes alıyordu.
Işığa bakınca kamaşan gözlerini / bir süre kapıyordu.
Buraya gelmeden önceki günlerini / sık sık anıyordu
Örnekler:
Son zamanların giderek yoğunlaşan havasından, / ölümün elle tutulur gözle görülür
1 2 3
biçimde, iki yüzlü bir hançer gibi karşımıza dikilmesinden / bu şiirin son bölümünü bir
4
türlü aklımdan çıkmıyor.
Bu tümcede 1, 2, 3 numaralı eylemsiler yardımcı öğedir, tamlayan görevindedirler. Tümce, 4 numaralı dikilmesinden ulacının dolaylı tümleç oluşundan ötürü girişik tümcedir.
Halbuki ben yaşanmadık zevk bırakmamak için / oyunun envaını oynardım.
Bu tümcede ?yaşanmadık? ortacı, ?zevk? sözcüğünün sıfatıdır. Bu sebeple, tümce, bırakmamak için ulacıyla girişik tümce olmuştur.
Şiire, toplum sorunlarını savunmak görevini verenlerin bu işe kuyumculuk diyeceklerini /
1 2
biliyorum.
Bu tümce, 1 numaralı eylemlik ve 2 numaralı ortaçtan ötürü değil, kurduğu öbekle nesne görevini yüklenen diyeceklerini ortacı sebebiyle girişiktir.
>Tahsin Banguoğlu?na göre birleşik cümle; Anlam ve şekil ilişkileri olan birden fazla yargının bir araya gelmesiyle kurulmuş cümleye denir.
Birleşik cümlenin yapılışı: Basit cümle bir tek yargıyı kapsar ve bir tek başına yargıdan ibaret olur. Orada öbür cümle üyeleri birden fazla olabilir, fakat yargının ilk unsuru olan yüklem tektir. Bitmemiş fiil yargıları, yarım yargılar da böyledir. Buna göre birleşik cümlede ne sayıda yüklem varsa o kadar birleşen vardır. Cümleler türlü ilişkilerle ve farklı şekillerle birleşirler ve aralarında bir sıralama bulunur. Basit cümledeki üyeler gibi birleşik cümlede de birleşenler bir yapılışa tabi olurlar. Ana fikri taşıyan ve mutlaka bir tam yargı teşkil eden cümleye baş cümle denir. Buna karşı birleşik cümlenin her türlü öbür birleşenlerine ikincil cümle adını veririz. Baş cümlenin cinsine göre birleşik cümle fiil cümlesi, vay isim cümlesi sayılır. İkincil cümle ise bağlı, veya başına cümle olabilir.
Tümleme Birleşik Cümle: İki?ye ayrılır 1. Şart Cümlesi 2. İlinti Zamiri
Şart cümlesi: Bir baş cümleyle bağımlı yargı niteliğinde şart kipinden bir dış cümleden meydana gelen birleşik cümleye tümleme şart cümlesi denir. Fârazi bir anlatış ifade eder.
Biraz da kredi bulsam işe girişeceğim
Vakit varsa bir kahve içelim
Öyle olaydı hep sevinirdik.
İlintili Zamir Cümlesi: Sadece yan yana özel bir yükselen tonla bağlanmış olan iki yargı arasındaki anlamca ilinti ya sözün gelişine bırakılmış, ya da ipucu olarak baş cümle üyelerinden birinin taşıdığı iyelik, veya fiil zamiri ekleriyle adlandırılmıştır.
?Bir kız severim, çilli?.
?Bir mektup yazmış okunmuyor?.
Bir arabam var, motoru bozuk?.
?Çingene beylik vermişler, ilkin babasını asmış?.
a)> Ki ilinti Cümlesi: Ki ilinti cümlesi dilimizde daha yaygın olan karmaşık cümlelerden bazılarını karşılamakla beraber (Bir şey söyledi ki beni düşündürdü) ilinti cümlesi abartmalı anlatmada ayrı bir berkitme işleyişine sahip görünür.
Bir boya yapmış ki, on para etmez.
Evi öyle donattım ki, beğeneceksin
Bu ki ilinti zamirinin çekimi yoktur. Fakat ki ilinti cümlesinde kimse, nesne, isimleme olan kelimelerin, veya bunların yerindeki bir belirtme öbeğinde bir kelimenin yerini alır. Bu sebeple türlü çekim hallerinde olması mümkün bir zamir gibidir.
Orada bir bakkal var ki herkesi tanırdı.
Ki zamirinden sonra bir kişi zamiri, veya dönüşlü zamir getirip onu çekime tabi tutarsak ilinti cümlesinin kuruluşu daha iyi belirir.
b)> Hani İlinti Zamiri: Zamirsi zarflardan olan hani kelimesi de bir kullanışta ve daha çok konuşma dilinde bir türlü ilinti cümleleri kurmaya yarar.
Yüzbaşıya rastladım, hani komşumuzdu.
Ki zamiri gibi bunun da çekimi yoktur, fakat bazen ya! Ünlemiyle uzatılmış olarak kullanılır. (O çocuk geldi haniya iş istiyordu)
II. Karmaşık Birleşik Cümle:
Bu kuruluşta esas bir baş cümle ile onun üyelerinden birinin yerini tutan, ya da üye olacak bir belirtme öbeği içinde yer alan yarım yargının (iç cümle ) birleşmesidir. O zaman her iki yargı anlamca tamamlanır ve birleşik bir bütün teşkil eder.
AD FİL CÜMLESİ: Karmaşık cümlede iç cümlenin yüklemi bir ad fiil olursa bu birleşik cümleye birleşik ad fiil cümlesi denir. Burada iç cümle tümüyle bir ad hükmündedir ve baş cümle içinde bir adın alınabileceği bütün işleyişleri alır. Buna göre baş cümle 1. Kimse, 2. yüklem ismi, 3. nesne, 4. isimleme 5. bir belirtme öbeğinde ad olarak görülecektir.
Adfiil Kimse Cümlesi: İç cümle ad fiilin kim haliye baş cümlenin kimsesi olmuşsa buna ad fiil cümlesi adı verilir.
Böyle bir soruyla karşılaşmak beni şaşırttı.
?Hasmım sitemin anlamamak hasma sitemdir?.
Hesabı ödemek sana düşüyor.
Ad fiilin yalın hali ile bu iç cümlenin kimsesi ya başcümlenin üyeleri arasında görülür, ya da belirsiz kalır. Onu belli etmek istediğimizde adfiilin öbür şekillerini iyelik ekleri getirerek kullanırız.
Adfiil Yüklem Cümlesi: Başcümle bir isim cümlesi olacaksa içcümle başcümlenin yüklem ismi işleyişini alabilir. Burada adfiil yalın haliyle bulunabileceği gibi iyelik ve çekim ekleri de almış olabilir. Fakat kuralca cevher fiil ekleri alıp bitmiş fiil haline gelri. Böylece başcümlenin yüklemiyle içcümlenin yüklemi aynı kelimede birleşmiş olur. Buna adfiil yüklem cümlesi denir.
?Şüphe bir nura doğru koşmaktır?. Maksadım bir gün önce işe başlamanızdı. Oda arkadaşımın şikayeti geceleri biraz geç gelişimdenmiş. Gibi.
Adfiil Nesne Cümlesi:İçcümle adfiilin kimi ve kim halleriyle başcümlenin nesnesi olmuşsa bu karmaşık cümleye adfiil nesne cümlesi denir.
?Senden ayrı düşmeyi Allah bana göstermesin?.
Çocuğu yalnız bırakmak istemiyorlarmış.Hatır için konuşmayı hiç başaramamış.
Burada adfiil iyelik ekleri de almış olabilir ki bunlar içcümlenin kimsesine ip ucu teşkil eder.
Adfiil İsimleme Cümlesi: İç cümle adfiilin belli çekim halleriyle başcümlede isimleme işleyişini alabilir. Bu türlü karmaşık cümleye isimleme cümlesi denir.
Bunu size hatırlatmakta fayda gördüm.
?Değmez Kemal uyanmaya ikmal-i ömr için?
Beni bekletmeye hakkın yoktu.
Adfiil Belirtme Cümlesi: İçcümle başcümlenin bir belirtme öbeği olan üyelerinden biri içinde bir adın yerini alır. Çoğu zaman başcümlede kimse, veya nesne olacak belirli ad takımında katılan işleyişinde görülür ki buna adfiil belirtme cümlesi denir.
Bu kadar para harcamanın manası var mı?
Beni suçlamanın alemi yok gibi.
SIFAT FİİL CÜMLESİ: Karmaşık cümlede içcümlenin yüklemi bir sıfatfiil olursa bu birleşik cümleye birleşik sıfat fiil cümlesi denir.
Üç zaman ait sıfatfiilerle yapılmış içcümlelerin hepsini başcümlede bir sıfatın yerini tutmak üzere kullanırız. Onlara sıfatfiil deriz.
Senin kırdığın koz bini aştı.
Ali?nin İzmir?den son çektiği telgraftır.
Halamın sevdiği türküyü söyler misin?
ZARFİİL CÜMLESİ: Karmaşık cümlede içcümlenin yüklemi bir zarffiil olursa bu birleşik cümleye birleşik zarffiil cümlesi denir. Burada içcümleyle tümüyle bir zarf hükmündedir ve başcümle içinde bir zarfın alabileceği bütün işleyişleri alır.
Zarf hükmündeki bu içcümle basit zarflarda olduğu gibi iki türlü kullanılır. Buna göre de başcümle içindeki yeri ve anlatımı değişir. Biri içcümlenin başcümle yükleminde doğrudan doğruya zarf olması halidir.
Sizin yemeğinizi çarşıdan dönünce vereceğim
İkincisi bu içcümlenin başcümlede bir üye olarak zarflamanın yerini almasıdır.
Çarşıdan dönünce sizin yemeğinizi vereceğim
Zarffiil cümlesi bu ikinci kullanışta daha yaygın bir sözdizimi kalıbıdır.
Zarffiillerin iyelik ekleri alanları ve almayanları vardır. İyelik eki alanların da bu zamir içcümlenin kimsesine ipucu olur:
Geldiğinde anlatırsınız
Yorulduğumdan devam edemedik. Gibi
İyelik ekleri almayanlarda ise içcümlenin kimsesi ya başka bir cümle üyesinin taşıdığı iyelik zamiri ile, ya da kimse olacak ad ve zamirle belirtilmiş bulunur:
Sözümü bitirmeden hemen itiraz etme.
Ben anlattıkça o heyecanlanıyordu. Gibi
>Süer Eker?e Göre Birleşik Cümle: Temel tümce ile temel tümceyi; şart, dilek, açıklama vb. anlamlarla tamamlayan yan tümcelerden oluşur. Birleşik tümcelerde, temel tümceler ana düşünceyi taşır ve esas yargıyı üzerinde bulundurur. Yan tümceler kuruluş bakımından tümce değerindedir ve bir yargı bildirir; ancak bu yargı, temel tümcenin yargısını tamamlayıcı, destekleyici niteliktedir. Türk diline şart tümcesinin dışında yardımcı tümce bulunmaz. Çeşitli dillerin yardımcı tümcelerle bildirdiklerini, Türkçe son derece zengin bir fiil, zarf fiil vb yapılarla karşılar.
Türkçede yardımcı öğe asıl ögeden önce gelir. Aynı şekilde, birleşik tümcelerde de yan tümceler asıl tümceden önce gelir. Ancak Farça?dan ödünçleme olan ki?li birleşik tümcelerde temel tümceyan tümceden önce gelir. Ki? li birleşik tümceler bu özellikleri dolayısıyla sınırlı bir kullanım alanına sahiptir ve çoğu zaman tercüme havası taşır.
a)> Şartlı Birleşik Tümce: Yüklemi dilek-şart kipinde olan bir yardımcı tümce ile bir ana tümceden meydana gelen tümcedir.
Bir millet sanattan ve sanatkardan mahrumsa, tam bir hayata malik olamaz.
Yan cümle Temel cümle
b)> Ki?li Birleşik Tümce: Bir temel tümce ile, temel tümceyle ki ile bağlanan bir yardımcı tümceden oluşur. Bu tümce türü, asıl ögenin başta bulunması sebebiyle, art zamanlı Türkçe söz dizim kurallarına aykırıdır.
Ki, iki eylemi, tümce veya bir ad ile eylemi, bir ad ile onun açıklaması olan tümceyi birbirine bağlar. Ki?den önceki ögeye temel cümle, sonrakine ise yan tümce adı verilir.
Hiçbir zaman hatırımızdan çıkmasın ki, Cumhuriyet, sizden fikri hür,
Temel cümle Yan cümle
vicdanı hür nesiller ister.
c)> Sıralı ve Bağlı Tümce: Yapıca veya anlamca birbirine bağlı; ancak yalnız kullanıldıklarında kendi içinde anlam bütünlüğü bulunan tümcelerden oluşan türdür.
Öğelerinden en az biri veya yüklemlere gelen ekleri ortak olan sıralı tümcelere ?bağımlı sıralı tümce? adı verilir.
Aslında bağlı ve sıralı tümceler arasında kesin bir ayırım yoktur. Bağlama edatlarıyla (bağlaç) birbirine bağlanmış ve aralarında anlamca ilişki bulunan sıralı tümcelere ?bağımlı sıralı tümce? adı verilir. Aralarında yalnızca anlam ilgisi bulunan sıralı tümcelere ise ?bağımsız sıralı tümce? denir.
Kapıda duran nöbetçi bile benden korkmaz; isterseniz kendisine sorunuz.
1. tümce 2. tümce
Bağımsız sıralı tümce
Türk kaçmaz neferi; kaçmak nedir bilmez. Bağımlı sıralı tümce
1. tümce 2. tümce
(Türk, neferi; ortak özne)
Benim naciz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti
1. tümce bağlaç 2.tümce
İlelebet payidar kalacaktır. Bağlı tümce
2. tümce
Yrd. Doç. Dr. Hülya Savran ?Birleşik Cümle Üzerine?
Türk Dili, 1999/1 Sayı:568 325-330
Yapısında sıfat fiil, zarf fiil ve mastarların bulunduğu cümleler basit cümlelerdir. Bu kuruluşların yan cümle sayılıp birleşik cümle kurabilmeleri, tam bir yargı taşıma esaslarına dayalıdır. Girişik birleşik cümle türünü kabul eden araştırmacıların da kabul ettiği gibi bu kuruluşlar tam bir yargı taşımamaktadır. Yine onların deyimi ile bu kuruluşların, yarım yargı ya da yan yargı taşıyor olmaları, onları bir cümle konumuna getirmez.
Bu tür kuruluşların yapıları ve dizilişleri ile ilgili olarak, girişik birleşik cümle türünü kabul edenler arasında da tam bir birliğin olmaması ve ortak bir sonuca varmamaları, görüşlerini zayıflatmaktadır.
Bu tür kuruluşlar, J. Deny?den hareketle ?yan cümleler ayrı tutularak- ?cümlemsi- quasi proposition- diye adlandırılmıştır. Yapı yönünde cümle içindeki konumları yadsınmayacağı için bu yapıdaki cümlelerin, basit cümle içinde, ayrı bir alt başlık altında verilerek, yeni bir sınıflamaya tabii tutulmaları gerekmektedir.
Sıfat fiil grubu, zarf fiil grubu ve mastar grubu olarak, kelime grupları içinde de yer almaları, bu sınıflamayı zorunlu kılmaktadır. Bu kuruluşlar da diğer kelime grupları gibi cümle içindeki yerlerini almaktadırlar. Ve cümlede, yan cümle gibi değil kelime grubu hüviyetleri ile görev yapmaktadırlar. Öyle ise kelime grupları konusunda ele alınırken, cümle içindeki konumları da göz önünde bulundurulmalı, bir yargı taşıyor havası verilmemelidir.
Şartlı cümlelerin ayrıca ele alınması gerekmektedir. Gerçekten şart eki bir cümlede zarf-fiil görevinde kullanılıyorsa, bu durumda birleşik cümleler konusuna yeni bir bakış açısı girecektir. Bu ekin her zaman zarffiil olarak kullanılıp kullanılmadığı ya da hangi şartlarda kullanıldığı veya kullanılmadığı, yeniden gözden geçirilmelidir.
>Sonuç olarak:
Yapısında sıfat fiil, zarf fiil ve mastarların bulunduğu cümlelerin birleşik mi yoksa basit mi olduğu konusunda pek çok görüşler ortaya atılmıştır.
T. Banguoğlu: ?Anlam ve şekil ilişkileri açısında olan birden fazla yargının bir araya gelmesiyle kurulmuş cümleye birleşik cümle denir
H. Dizdaroğlu: ?Bir temel yargı ile bir ya da birden çok yan yargıdan oluşan; içinde bir temel cümle ile bir ya da birkaç tümcemsi, yan tümce, içtüme bulunan yargılı anlatıma birleşik tümce denir?
M. Ergin: ?Birleşik cümle bir asıl cümle ile onun manasını tamamlayan bir veya daha fazla yardımcı cümleden teşekkül eder?.
L. Karahan: ? Birleşik cümle, bir ana cümle ve cümlenin anlamını tamamlayan bir veya daha fazla yardımcı tümce ile kurulur?
Tarifler ana hatlarıyla benzerlik gösterse de fiilimsilerden kurulu birliklerin yan cümle kurup kurmayacakları aşamasına gelince, birleşik cümle tariflerinin seyri de değişmektedir.
Bana göre; Fiilimsileri yan cümle kabul etmek gerekir, ?tümcemsi? ya da ?yan tümce? oluşturdukları halde, tam bir yargı belirtmedikleri, ancak temel cümlenin ?tam yargısı?na katkıda bulundukları için bu cümleleri birleşik cümle olarak kabul etmek gerekir.
Birleşik cümle konusundaki tutarsızlıkların, Türkiye dışındaki Türkologlar arasında da bulunduğunu, Azeri Türkolog E. Zakiroğlu Abdullayev?den öğreniyoruz. Abdullayev?in belirttiğine göre, eğer yan cümlenin ve temel cümlenin özneleri ayrı ise, bir grup dilci bunu birleşik kabul eder. Yine eğer özne yalın haldeyse birleşik, iyelik halde kullanılıyorsa asit sayılır. Abdullayev?e göre bunlar her durumda basittirler ve bu fiilimsiler terkip kabul edilip görevleri açısından cümle üyesi sayılırsa bütün çelişkiler ortadan kalkar.
www.egze.com
BİRLEŞİK CÜMLE SORUNU
Leyla Karahan?a> göre birleşik cümle: Bir ana cümle ve cümlenin anlamını tamamlayan bir veya daha fazla yardımcı cümle ile kurulur. Türkçe?de iki tip birleşik cümle vardır.
a) Şartlı Birleşik Cümle: Bir cümlenin, bir şart cümlesi ile tamamlandığı cümledir. Şart cümlesi tek başına yargı bildirmez. Bir başka cümleyi zaman, şart, sebep ve benzetme anlamlarıyla tamamlar. Şart cümlesi genellikle, ana cümlenin yüklemine zarf göreviyle bağlanır, ana cümlenin içinde veya başında bulunur.
Bu iklimin manzarası, mimarisi ve halkı arasında halis ve tam bir ahenk varsa, orada gözlere bir vatan tablosu görünür.
Bir ay evvel sözümü dinleseydi başına bu felaket gelmeyecekti.
Topraktan ayrılsam dua alırım.
Bazı kalıplaşmış şart cümleleri, cümlede özene ve nesne görevi de yapabilir.
Ne istersen al
Ne yapsa faydasız.
b) İç İçe Birleşik Cümle: Bir cümlenin herhangi bir görevle başka bir cümlenin içinde yer aldığı cümledir. Yardımcı cümle, ana cümlenin bir unsuru veya o unsurun bir parçasıdır. Bu yapıda ana cümlenin yüklemi genellikle ?de-, zannet-, san-, bil-, farzet-, düşün-? fiillerinin çekimli şeklidir. Ana cümle sonda bulunur.
Yaşamak zevki nedir bilmez ölümden korkan.
Şark için ?Ölümüm sırrına sahiptir? derler.
O kül rengi sabahları, başımı yastıktan kaldırınca, alnım bulutlara çarpacak ve beynim dağılacak diye korkardım.
c) Bağlı Cümleler: Bağlanma edatlarıyla birbirine bağlanmış cümleler topluluğudur. Bu cümleler ?ki? veya diğer bağlama edatları ile kurulur.
Ki?li Bağlı Cümleler: Farsça ?ki? bağlama edatı ile bağlanmış cümlelerdir. ?ki? edatı ile bağlanan bu cümlelerin her biri, tek başına yargı bildiren müstakil bir cümledir. Ana cümle başta yardımcı cümle sonda bulunur.
Gönlüm ister ki mazisini dirilten sanat
ac
Sana tarihini her lahza hayal ettirsin
Yc
(Gönlüm / mazini dirilten sanatın sana tarihini her lahza hayal ettirmesini isterdi)
Mayıs çiçekleri etrafa öyle bir yaydı/
yc
Ki varlığım büyülemişti en derin hazla
ac
(Mayıs çiçekleri etrafa yaydığı için varlığım en derin hazla büyülenmişti)
d) Sıralı Cümleler: Tek başına yargı bildiren cümlelerin bir anlam bütünlüğü içinde sıralanmasıyla meydana gelen cümleler topluluğudur.
Sıralı cümleler, iki veya daha fazla cümle ile kurulur. Cümleler, birbirinden virgül veya noktalı virgülle ayrılır. Cümlelerin her biri yapı ve anlam bakımından farklı niteliklere sahip olabilir.
Tozlu ve soluk kırmızı perdelerden yakıcı bir güneş taşıyor , / bütün odayı dolduruyordu.
Bu, asırlar ve asırlardan beri böyle olagelmişti, / asırlar ve asırlarca da böyle sürüp gidecekti.
O semtlerdeki minareler görülmez, / ezanlar işitilmez, / ramazan ve kandil günleri hissedilmez.
>Muharrem Ergin?e göre birleşik cümle: Bir asıl cümle ile onun manasını tamamlayan bir veya daha fazla yardımcı cümleden oluşur. Birleşik cümleleri ikiye ayırır. Şartlı ve Ki?li birleşik cümle olmak üzere. Bunlara üçüncü bir birleşik cümle çeşidi olarak iç içe birleşik cümle?yi de ilave eder.
Şartlı birleşik cümle: Bu birleşik cümle Türkçenin asli birleşik cümlesidir.Temeli şart kipinin şart ifadesine dayanır. Şart kipi, bütün fiil çekimlerinin aksine,hüküm ifade etmez, bitimli bir hareket göstermez. Bu yüzden müstakil cümle yapamaz. Şart şekli ancak istek ve temenni ifade ettiği zaman bitimli bir hareket, dolayısıyla bir hüküm gösterir ve müstakil cümle yapabilir: dizinde ağlasam, otursana örneklerinde olduğu gibi. Şart şeklinin bu istek ve temenni fonksiyonunda bile bir kısalma ve klişeleşme vardır. İşte şart kipinin bu durumu onun yaptığı cümlelerin müstakil olmasına imkan vermemekte ve onları asıl cümleleri tamamlayan yardımcı cümleler haline sokmaktadır.
Birleşik cümlede yardımcı cümle önce, asıl cümle sonra gelir.
Hava güzel olursa / biz yarın yemeğe gideceğiz
Şart cümlesi ana cümle
Ki?li birleşik cümle: Farsça?dan gelen ki edatıyla yapılan birleşik cümledir. Ki ya iki fiili, iki cümleyi veya bir isimle bir fiili, bir isim unsuru ile onun izahı olan bir cümleyi birbirine bağlar.Her iki halde de ki?den sonra gelen cümle yardımcı cümledir. Ki böylece kendisinden sonra gelen yardımcı cümleyi kendisinden önce gelen unsura bağlar. Kendisinden sonra önce gelen unsur asıl unsur olup ki?den sonraki yardımcı cümle onun izahını teşkil eder. Ki?den önce gelen unsurun isim veya fiil olmasına göre iki çeşit ki?li birleşik cümle vardır.
Ki?den önceki unsur fiilse asıl cümle ile yardımcı cümlenin tam arasında bulunur.
Baktım ki gelmiyorsun (Gelmediğine baktım), görüyorum ki çalışmışsın(çalışmış olduğunu görüyorum) örneklerinde olduğu gibi.
Ki?den önceki unsur isimse ki yardımcı cümleyi asıl cümleye, yani bir isim unsuruna bağlamış olur. Böylece yardımcı cümle asıl cümlenin değil, asıl cümlenin bir unsurunun tamamlayıcısı durumunda bulunur. Yeri ise asıl cümlenin içinde, tamamladığı ismin sonundadır.
Portakal ki en sevdiğim meyvedir kışın yetişir. (En iyi meyve olan portakal kışın yetiştirilir)
İç içe birleşik cümle: Bir cümlenin başka bir cümlenin içine girmesiyle meydana gelen birleşik cümledir. Bu birleşik cümlede bir cümle başka bir cümlenin bir unsuru veya cümle içinde bir isim unsuru durumunda bulunur.
Buraya gel dedi, bunu duyunca arkadaşları kabahat senindir dediler, bu gece gelecek diyor, yarın gideceksin gibi hazırlan, örneklerinde olduğu gibi.
>Hikmet Dizdaroğlu?na göre birleşik tümce (TDK)>; Genel bir kavramdır. Birleşik tümcede yan yargılar, değişik nitelikteki dil birliklerinden oluşur. Bu birliklerin özelliklerine göre de birleşik tümce türlere ayrılır ve ayrı adlar alır.
Yan yargıya ya da yargısız anlatımı oluşturan öğelerin niteliğine göre beş türlü bileşik tümce vardır: 1. Girişik tümce 2. Kaynaşık tümce 3. Koşul tümcesi 4. İlgi tümcesi 5. katmerli bileşik cümle
Girişik Tümce: Bir temel tümce ile; özne, nesne, dolaylı tümleç, belirteç tümleci, ilgeç tümleci görevindeki bir ya da birkaç tümcemsiden oluşan bağımsız yargılı anlatımlara denir.
Eylemlikli Girişik Tümce
Eylemlikler, hem ad, hem de eylem niteliği taşıyan sözcüklerdir. Eylemlikler tümcemsileri yalın durumda, durum takısı alarak, tek başlarına, tamlama biçiminde, öbekleşerek oluştururlar.
İleriye gitmek, / beklemekten / iyidir.
Bulunduğu yerden sol tarafa / şitap etmek istedi.
Yaşadığımız modern kent hayatında / sinir yorgunluğundan kaçmak güçtür.
Not: Eylemliklerin bir tümcede bulunması, o tümcenin her zaman girişik (bileşik) cümle olmasını gerektirmez. Ad tamlamasında tamlayan görevindeki eylemlikler, tümcemsi kuramaz. Çünkü tamlayan görevindeki eylemliklerde bir edimi bildirme niteliği yoktur. Ayrıca, ad tamlamalarında temel öğe tamlanan?dır, tamlamada asıl anlamı yüklenen öğe odur; tamlayan, yardımcı durumundadır.
Yaşamak isteği / insanı mutlu yarınlara iletir
Çalışmanın yararını / herkes bilir
Görüşünün keskinliğine / inanırız.
Konuşmaların sonunu / bekleyiniz.
Bu tümcelerde tamlayan görevindeki eylemlikler tümcemsi kuramamışlardır, bundan ötürü de bu tümceler girişik (bileşik) değil yalın tümcedir.
Ortaçlı girişik tümce: Ortaçlar hem sıfat, hem de eylem niteliği taşıyan sözcüklerdir. Tümcede bir durumu, oluşu, edinimi bildirir biçimde kullanılırsa tümcemsi kurarlar.
Ortaçların tümcemsi kurabilmeleri; yalın olarak özne ve belirteç tümleci, durum takısı alarak da nesne ve dolaylı tümleç görevinde kullanılmaları, ya da tamlamada tamlanan olmaları koşuluna bağlıdır. Tümcenin bir öğesi olmayan ortaçlar, yan yargı taşımaz ve tümcemsi kuramazlar.
Ortaçlar tümcemsileri yalın olarak, durum takısı alarak, tek başlarına, tamlama biçiminde, öbekleştirerek oluştururlar.
İnsanın böyle yıkılmışını / görmemişti
Çok kimseler denizi övüp övüp bitiremezler, / onsuz edemeyeceklerini / söylerler
Hepimizin seni ne kadar sevdiğimizi / bilirsin.
Sıfat görevindeki ortaçlar tümcemsi kuramazlar. Çünkü bunlar, bir sıfat tamlamasında tamlayan?dırlar. Tamlayan görevindeki ortacı ayrı bir sözcük gibi düşünemeyiz. Tamlama bir bütündür, öğeleri birbirinden ayıramayız.
Akacak kan / damarda durmaz.
Ummadığın taş / baş yarar.
Görünen köy / kılavuz istemez.
Çıkmadık canda / umut vardır.
Ulaçlı girişik cümle: Ulaçlar bir yönleriyle eylemsi, bir yönleriyle belirteç, bir yönleriyle de bağlaç olan sözcüklerdir. Girişik tümcede, belirteç tümleci ya da bağlaç göreviyle, tümcemsileri temel tümceye bağlarlar.
Bu kıyılarda bir büyük medeniyetin otuzdan fazla sitesi, / su düzeninin bozulması yüzünden / yıkılıp / dağılmıştır.
Kadınlar / ona baktıkça / şaşıyorlardı.
Çiftçi onu yetiştirmek için / aylarca çalışan ve ibadet eden bir kaim vaziye ( dik açı) olur.
Oraya varır varmaz / kapı açıldı.
Bir tümcede ulacın bulunması, o tümcenin girişik olmasını gerektirmez. Ulaç, yüklemle doğrudan ilgi kurmamışsa; eylemlikler ve ortaçlarda olduğu gibi, bir tamlamada tamlanan, bir öbekte bitim sözcüğü değilse, o tümce yalındır.
Koşarak gelen çocuk / hızlı hızlı nefes alıyordu.
Işığa bakınca kamaşan gözlerini / bir süre kapıyordu.
Buraya gelmeden önceki günlerini / sık sık anıyordu
Örnekler:
Son zamanların giderek yoğunlaşan havasından, / ölümün elle tutulur gözle görülür
1 2 3
biçimde, iki yüzlü bir hançer gibi karşımıza dikilmesinden / bu şiirin son bölümünü bir
4
türlü aklımdan çıkmıyor.
Bu tümcede 1, 2, 3 numaralı eylemsiler yardımcı öğedir, tamlayan görevindedirler. Tümce, 4 numaralı dikilmesinden ulacının dolaylı tümleç oluşundan ötürü girişik tümcedir.
Halbuki ben yaşanmadık zevk bırakmamak için / oyunun envaını oynardım.
Bu tümcede ?yaşanmadık? ortacı, ?zevk? sözcüğünün sıfatıdır. Bu sebeple, tümce, bırakmamak için ulacıyla girişik tümce olmuştur.
Şiire, toplum sorunlarını savunmak görevini verenlerin bu işe kuyumculuk diyeceklerini /
1 2
biliyorum.
Bu tümce, 1 numaralı eylemlik ve 2 numaralı ortaçtan ötürü değil, kurduğu öbekle nesne görevini yüklenen diyeceklerini ortacı sebebiyle girişiktir.
>Tahsin Banguoğlu?na göre birleşik cümle; Anlam ve şekil ilişkileri olan birden fazla yargının bir araya gelmesiyle kurulmuş cümleye denir.
Birleşik cümlenin yapılışı: Basit cümle bir tek yargıyı kapsar ve bir tek başına yargıdan ibaret olur. Orada öbür cümle üyeleri birden fazla olabilir, fakat yargının ilk unsuru olan yüklem tektir. Bitmemiş fiil yargıları, yarım yargılar da böyledir. Buna göre birleşik cümlede ne sayıda yüklem varsa o kadar birleşen vardır. Cümleler türlü ilişkilerle ve farklı şekillerle birleşirler ve aralarında bir sıralama bulunur. Basit cümledeki üyeler gibi birleşik cümlede de birleşenler bir yapılışa tabi olurlar. Ana fikri taşıyan ve mutlaka bir tam yargı teşkil eden cümleye baş cümle denir. Buna karşı birleşik cümlenin her türlü öbür birleşenlerine ikincil cümle adını veririz. Baş cümlenin cinsine göre birleşik cümle fiil cümlesi, vay isim cümlesi sayılır. İkincil cümle ise bağlı, veya başına cümle olabilir.
Tümleme Birleşik Cümle: İki?ye ayrılır 1. Şart Cümlesi 2. İlinti Zamiri
Şart cümlesi: Bir baş cümleyle bağımlı yargı niteliğinde şart kipinden bir dış cümleden meydana gelen birleşik cümleye tümleme şart cümlesi denir. Fârazi bir anlatış ifade eder.
Biraz da kredi bulsam işe girişeceğim
Vakit varsa bir kahve içelim
Öyle olaydı hep sevinirdik.
İlintili Zamir Cümlesi: Sadece yan yana özel bir yükselen tonla bağlanmış olan iki yargı arasındaki anlamca ilinti ya sözün gelişine bırakılmış, ya da ipucu olarak baş cümle üyelerinden birinin taşıdığı iyelik, veya fiil zamiri ekleriyle adlandırılmıştır.
?Bir kız severim, çilli?.
?Bir mektup yazmış okunmuyor?.
Bir arabam var, motoru bozuk?.
?Çingene beylik vermişler, ilkin babasını asmış?.
a)> Ki ilinti Cümlesi: Ki ilinti cümlesi dilimizde daha yaygın olan karmaşık cümlelerden bazılarını karşılamakla beraber (Bir şey söyledi ki beni düşündürdü) ilinti cümlesi abartmalı anlatmada ayrı bir berkitme işleyişine sahip görünür.
Bir boya yapmış ki, on para etmez.
Evi öyle donattım ki, beğeneceksin
Bu ki ilinti zamirinin çekimi yoktur. Fakat ki ilinti cümlesinde kimse, nesne, isimleme olan kelimelerin, veya bunların yerindeki bir belirtme öbeğinde bir kelimenin yerini alır. Bu sebeple türlü çekim hallerinde olması mümkün bir zamir gibidir.
Orada bir bakkal var ki herkesi tanırdı.
Ki zamirinden sonra bir kişi zamiri, veya dönüşlü zamir getirip onu çekime tabi tutarsak ilinti cümlesinin kuruluşu daha iyi belirir.
b)> Hani İlinti Zamiri: Zamirsi zarflardan olan hani kelimesi de bir kullanışta ve daha çok konuşma dilinde bir türlü ilinti cümleleri kurmaya yarar.
Yüzbaşıya rastladım, hani komşumuzdu.
Ki zamiri gibi bunun da çekimi yoktur, fakat bazen ya! Ünlemiyle uzatılmış olarak kullanılır. (O çocuk geldi haniya iş istiyordu)
II. Karmaşık Birleşik Cümle:
Bu kuruluşta esas bir baş cümle ile onun üyelerinden birinin yerini tutan, ya da üye olacak bir belirtme öbeği içinde yer alan yarım yargının (iç cümle ) birleşmesidir. O zaman her iki yargı anlamca tamamlanır ve birleşik bir bütün teşkil eder.
AD FİL CÜMLESİ: Karmaşık cümlede iç cümlenin yüklemi bir ad fiil olursa bu birleşik cümleye birleşik ad fiil cümlesi denir. Burada iç cümle tümüyle bir ad hükmündedir ve baş cümle içinde bir adın alınabileceği bütün işleyişleri alır. Buna göre baş cümle 1. Kimse, 2. yüklem ismi, 3. nesne, 4. isimleme 5. bir belirtme öbeğinde ad olarak görülecektir.
Adfiil Kimse Cümlesi: İç cümle ad fiilin kim haliye baş cümlenin kimsesi olmuşsa buna ad fiil cümlesi adı verilir.
Böyle bir soruyla karşılaşmak beni şaşırttı.
?Hasmım sitemin anlamamak hasma sitemdir?.
Hesabı ödemek sana düşüyor.
Ad fiilin yalın hali ile bu iç cümlenin kimsesi ya başcümlenin üyeleri arasında görülür, ya da belirsiz kalır. Onu belli etmek istediğimizde adfiilin öbür şekillerini iyelik ekleri getirerek kullanırız.
Adfiil Yüklem Cümlesi: Başcümle bir isim cümlesi olacaksa içcümle başcümlenin yüklem ismi işleyişini alabilir. Burada adfiil yalın haliyle bulunabileceği gibi iyelik ve çekim ekleri de almış olabilir. Fakat kuralca cevher fiil ekleri alıp bitmiş fiil haline gelri. Böylece başcümlenin yüklemiyle içcümlenin yüklemi aynı kelimede birleşmiş olur. Buna adfiil yüklem cümlesi denir.
?Şüphe bir nura doğru koşmaktır?. Maksadım bir gün önce işe başlamanızdı. Oda arkadaşımın şikayeti geceleri biraz geç gelişimdenmiş. Gibi.
Adfiil Nesne Cümlesi:İçcümle adfiilin kimi ve kim halleriyle başcümlenin nesnesi olmuşsa bu karmaşık cümleye adfiil nesne cümlesi denir.
?Senden ayrı düşmeyi Allah bana göstermesin?.
Çocuğu yalnız bırakmak istemiyorlarmış.Hatır için konuşmayı hiç başaramamış.
Burada adfiil iyelik ekleri de almış olabilir ki bunlar içcümlenin kimsesine ip ucu teşkil eder.
Adfiil İsimleme Cümlesi: İç cümle adfiilin belli çekim halleriyle başcümlede isimleme işleyişini alabilir. Bu türlü karmaşık cümleye isimleme cümlesi denir.
Bunu size hatırlatmakta fayda gördüm.
?Değmez Kemal uyanmaya ikmal-i ömr için?
Beni bekletmeye hakkın yoktu.
Adfiil Belirtme Cümlesi: İçcümle başcümlenin bir belirtme öbeği olan üyelerinden biri içinde bir adın yerini alır. Çoğu zaman başcümlede kimse, veya nesne olacak belirli ad takımında katılan işleyişinde görülür ki buna adfiil belirtme cümlesi denir.
Bu kadar para harcamanın manası var mı?
Beni suçlamanın alemi yok gibi.
SIFAT FİİL CÜMLESİ: Karmaşık cümlede içcümlenin yüklemi bir sıfatfiil olursa bu birleşik cümleye birleşik sıfat fiil cümlesi denir.
Üç zaman ait sıfatfiilerle yapılmış içcümlelerin hepsini başcümlede bir sıfatın yerini tutmak üzere kullanırız. Onlara sıfatfiil deriz.
Senin kırdığın koz bini aştı.
Ali?nin İzmir?den son çektiği telgraftır.
Halamın sevdiği türküyü söyler misin?
ZARFİİL CÜMLESİ: Karmaşık cümlede içcümlenin yüklemi bir zarffiil olursa bu birleşik cümleye birleşik zarffiil cümlesi denir. Burada içcümleyle tümüyle bir zarf hükmündedir ve başcümle içinde bir zarfın alabileceği bütün işleyişleri alır.
Zarf hükmündeki bu içcümle basit zarflarda olduğu gibi iki türlü kullanılır. Buna göre de başcümle içindeki yeri ve anlatımı değişir. Biri içcümlenin başcümle yükleminde doğrudan doğruya zarf olması halidir.
Sizin yemeğinizi çarşıdan dönünce vereceğim
İkincisi bu içcümlenin başcümlede bir üye olarak zarflamanın yerini almasıdır.
Çarşıdan dönünce sizin yemeğinizi vereceğim
Zarffiil cümlesi bu ikinci kullanışta daha yaygın bir sözdizimi kalıbıdır.
Zarffiillerin iyelik ekleri alanları ve almayanları vardır. İyelik eki alanların da bu zamir içcümlenin kimsesine ipucu olur:
Geldiğinde anlatırsınız
Yorulduğumdan devam edemedik. Gibi
İyelik ekleri almayanlarda ise içcümlenin kimsesi ya başka bir cümle üyesinin taşıdığı iyelik zamiri ile, ya da kimse olacak ad ve zamirle belirtilmiş bulunur:
Sözümü bitirmeden hemen itiraz etme.
Ben anlattıkça o heyecanlanıyordu. Gibi
>Süer Eker?e Göre Birleşik Cümle: Temel tümce ile temel tümceyi; şart, dilek, açıklama vb. anlamlarla tamamlayan yan tümcelerden oluşur. Birleşik tümcelerde, temel tümceler ana düşünceyi taşır ve esas yargıyı üzerinde bulundurur. Yan tümceler kuruluş bakımından tümce değerindedir ve bir yargı bildirir; ancak bu yargı, temel tümcenin yargısını tamamlayıcı, destekleyici niteliktedir. Türk diline şart tümcesinin dışında yardımcı tümce bulunmaz. Çeşitli dillerin yardımcı tümcelerle bildirdiklerini, Türkçe son derece zengin bir fiil, zarf fiil vb yapılarla karşılar.
Türkçede yardımcı öğe asıl ögeden önce gelir. Aynı şekilde, birleşik tümcelerde de yan tümceler asıl tümceden önce gelir. Ancak Farça?dan ödünçleme olan ki?li birleşik tümcelerde temel tümceyan tümceden önce gelir. Ki? li birleşik tümceler bu özellikleri dolayısıyla sınırlı bir kullanım alanına sahiptir ve çoğu zaman tercüme havası taşır.
a)> Şartlı Birleşik Tümce: Yüklemi dilek-şart kipinde olan bir yardımcı tümce ile bir ana tümceden meydana gelen tümcedir.
Bir millet sanattan ve sanatkardan mahrumsa, tam bir hayata malik olamaz.
Yan cümle Temel cümle
b)> Ki?li Birleşik Tümce: Bir temel tümce ile, temel tümceyle ki ile bağlanan bir yardımcı tümceden oluşur. Bu tümce türü, asıl ögenin başta bulunması sebebiyle, art zamanlı Türkçe söz dizim kurallarına aykırıdır.
Ki, iki eylemi, tümce veya bir ad ile eylemi, bir ad ile onun açıklaması olan tümceyi birbirine bağlar. Ki?den önceki ögeye temel cümle, sonrakine ise yan tümce adı verilir.
Hiçbir zaman hatırımızdan çıkmasın ki, Cumhuriyet, sizden fikri hür,
Temel cümle Yan cümle
vicdanı hür nesiller ister.
c)> Sıralı ve Bağlı Tümce: Yapıca veya anlamca birbirine bağlı; ancak yalnız kullanıldıklarında kendi içinde anlam bütünlüğü bulunan tümcelerden oluşan türdür.
Öğelerinden en az biri veya yüklemlere gelen ekleri ortak olan sıralı tümcelere ?bağımlı sıralı tümce? adı verilir.
Aslında bağlı ve sıralı tümceler arasında kesin bir ayırım yoktur. Bağlama edatlarıyla (bağlaç) birbirine bağlanmış ve aralarında anlamca ilişki bulunan sıralı tümcelere ?bağımlı sıralı tümce? adı verilir. Aralarında yalnızca anlam ilgisi bulunan sıralı tümcelere ise ?bağımsız sıralı tümce? denir.
Kapıda duran nöbetçi bile benden korkmaz; isterseniz kendisine sorunuz.
1. tümce 2. tümce
Bağımsız sıralı tümce
Türk kaçmaz neferi; kaçmak nedir bilmez. Bağımlı sıralı tümce
1. tümce 2. tümce
(Türk, neferi; ortak özne)
Benim naciz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti
1. tümce bağlaç 2.tümce
İlelebet payidar kalacaktır. Bağlı tümce
2. tümce
Yrd. Doç. Dr. Hülya Savran ?Birleşik Cümle Üzerine?
Türk Dili, 1999/1 Sayı:568 325-330
Yapısında sıfat fiil, zarf fiil ve mastarların bulunduğu cümleler basit cümlelerdir. Bu kuruluşların yan cümle sayılıp birleşik cümle kurabilmeleri, tam bir yargı taşıma esaslarına dayalıdır. Girişik birleşik cümle türünü kabul eden araştırmacıların da kabul ettiği gibi bu kuruluşlar tam bir yargı taşımamaktadır. Yine onların deyimi ile bu kuruluşların, yarım yargı ya da yan yargı taşıyor olmaları, onları bir cümle konumuna getirmez.
Bu tür kuruluşların yapıları ve dizilişleri ile ilgili olarak, girişik birleşik cümle türünü kabul edenler arasında da tam bir birliğin olmaması ve ortak bir sonuca varmamaları, görüşlerini zayıflatmaktadır.
Bu tür kuruluşlar, J. Deny?den hareketle ?yan cümleler ayrı tutularak- ?cümlemsi- quasi proposition- diye adlandırılmıştır. Yapı yönünde cümle içindeki konumları yadsınmayacağı için bu yapıdaki cümlelerin, basit cümle içinde, ayrı bir alt başlık altında verilerek, yeni bir sınıflamaya tabii tutulmaları gerekmektedir.
Sıfat fiil grubu, zarf fiil grubu ve mastar grubu olarak, kelime grupları içinde de yer almaları, bu sınıflamayı zorunlu kılmaktadır. Bu kuruluşlar da diğer kelime grupları gibi cümle içindeki yerlerini almaktadırlar. Ve cümlede, yan cümle gibi değil kelime grubu hüviyetleri ile görev yapmaktadırlar. Öyle ise kelime grupları konusunda ele alınırken, cümle içindeki konumları da göz önünde bulundurulmalı, bir yargı taşıyor havası verilmemelidir.
Şartlı cümlelerin ayrıca ele alınması gerekmektedir. Gerçekten şart eki bir cümlede zarf-fiil görevinde kullanılıyorsa, bu durumda birleşik cümleler konusuna yeni bir bakış açısı girecektir. Bu ekin her zaman zarffiil olarak kullanılıp kullanılmadığı ya da hangi şartlarda kullanıldığı veya kullanılmadığı, yeniden gözden geçirilmelidir.
>Sonuç olarak:
Yapısında sıfat fiil, zarf fiil ve mastarların bulunduğu cümlelerin birleşik mi yoksa basit mi olduğu konusunda pek çok görüşler ortaya atılmıştır.
T. Banguoğlu: ?Anlam ve şekil ilişkileri açısında olan birden fazla yargının bir araya gelmesiyle kurulmuş cümleye birleşik cümle denir
H. Dizdaroğlu: ?Bir temel yargı ile bir ya da birden çok yan yargıdan oluşan; içinde bir temel cümle ile bir ya da birkaç tümcemsi, yan tümce, içtüme bulunan yargılı anlatıma birleşik tümce denir?
M. Ergin: ?Birleşik cümle bir asıl cümle ile onun manasını tamamlayan bir veya daha fazla yardımcı cümleden teşekkül eder?.
L. Karahan: ? Birleşik cümle, bir ana cümle ve cümlenin anlamını tamamlayan bir veya daha fazla yardımcı tümce ile kurulur?
Tarifler ana hatlarıyla benzerlik gösterse de fiilimsilerden kurulu birliklerin yan cümle kurup kurmayacakları aşamasına gelince, birleşik cümle tariflerinin seyri de değişmektedir.
Bana göre; Fiilimsileri yan cümle kabul etmek gerekir, ?tümcemsi? ya da ?yan tümce? oluşturdukları halde, tam bir yargı belirtmedikleri, ancak temel cümlenin ?tam yargısı?na katkıda bulundukları için bu cümleleri birleşik cümle olarak kabul etmek gerekir.
Birleşik cümle konusundaki tutarsızlıkların, Türkiye dışındaki Türkologlar arasında da bulunduğunu, Azeri Türkolog E. Zakiroğlu Abdullayev?den öğreniyoruz. Abdullayev?in belirttiğine göre, eğer yan cümlenin ve temel cümlenin özneleri ayrı ise, bir grup dilci bunu birleşik kabul eder. Yine eğer özne yalın haldeyse birleşik, iyelik halde kullanılıyorsa asit sayılır. Abdullayev?e göre bunlar her durumda basittirler ve bu fiilimsiler terkip kabul edilip görevleri açısından cümle üyesi sayılırsa bütün çelişkiler ortadan kalkar.
www.egze.com