Editörler : ayşegül bgm
12 Ağustos 2010 11:08

Psikologların Meslek Yasası (Sağlık Meslekleri Yasası)

Sağlık Bakanlığı Temmuz ayı için de bünyesinde bulunan Psikolog, Fizyoterapist, ebe/hemşire gibi ya hiç bir kanun düzenlemeleri bulunmayan ya da eksik kanuni düzenlemelerle görevlerine devam edem sağlık personelleriyle ilgili bir dizi toplantılar düzenledi.

Psikologlar ilgili toplantıda Psikologları (sözde) temsil eden, Türk Psikologlar Derneği (TPD) üyelerinin % 95'i Psikoloji lisans mezunu olduğu halde bu kişilerin hakkını korumaktan çok, akademik kariyer yapanların (Psikoloji lisans mezunu olmasa bile!) durumlarını gündemde tutmak istemişlerdir. Bu göre sahada çalışan Psikologlar da buna her türlü ortamda tepkilerini geliştirerek facebookta oluşturdukları (Genç Psikologlar Birliği) gruplarıyla imza kampanyası da düzenlemişlerdir.

İşte, Türkiye Psikologlar Derneği?nin teklif ettiği meslek yasası taslağına, alanda çalışan psikologların yapıcı eleştirileri..

Sağlık Bakanlığı, alanda çalışan Psikologlar için bir yasa tasarısı hazırlığına başlayarak, bir komisyon oluşturdu. Bu komisyonda, alanda çalışan psikologları Türk Psikologlar Derneği (TPD) temsil etti. Sağlık Bakanlığı yetkilileri lisans mezunu psikologların 1 yıllık bir sertifika eğitimiyle yüksek lisans şartı aranmaksızın ?Klinik Psikolog? olarak çalıştırılmasını ve bu psikologların süpervizyonlarla desteklemelerini önerdi. Ancak TPD bu öneriyi kabul etmeyerek, Klinik Psikolog unvanını kullanmanın ön şartının yüksek lisans olduğunu belirtmiştir. TPD ayrıca, Lisans mezunlarının çok yetersiz olduğunu gerek Klinik Psikolog, gerekse serbest psikolog olarak çalışmalarının uygun olmadığını öne sürdü. Hatta TPD yöneticilerinin, daha da ileri giderek psikoloji lisans mezunu olmayıp, başka lisans programlarından (mühendislik, hukuk gibi) mezun olanların yüksek lisans ve doktora yaptıktan sonra donanımlı birer psikolog olarak görev yapacaklarını savunmaları oldukça dikkat çekti. Sağlık Bakanlığı yetkilileri ise; psikoloji lisans mezunu olmayanların yüksek lisans veya doktora yapmak suretiyle ?Klinik Psikolog? unvanlarıyla çalışmasına karşı çıktı. Bununla birlikte çoğunluk üyeleri Psikoloji lisans mezunlarından oluşan TPD, anlaşılmaz bir tutumla bu kararından vazgeçmeyeceğine belirterek, bunun hazırlanan metne girmesini sağladı.

1- Hastanelerde çalışan Psikologların % 95?i ve TPD?ye üye olan psikologların % 90?ı lisans mezunu psikologdur. Bu durumda, TPD?nin kendi varlık sebebini inkâr ederek kendi üyelerinin haklarını savunmak yerine sadece sayıları 300?ü geçmeyen klinik psikoloji alanda yüksek lisans yapmış olan psikologların haklarını savunarak bir elit sınıf oluşmasına yol açmaktadır. Bu durum, mevcut şartlar düşünüldüğünde ülkemizin ruh sağlığı politikasına uygun olmayıp, halkımızın ihtiyaçlarını karşılamaktan da oldukça uzaktır.

2- Hastanelerde çalışan Psikologlarımız, verilen psikolojik hizmetlerinin tamamına yakın kısmını üstlenmişlerdir. Tam tersine, akademik unvana sahip birçok psikolog üniversite bünyesinde çalışmayı tercih ederken, bu unvana sahip klinik psikologların bir kısmı da hiç hasta görmemiş ve klinik tecrübeleri de bulunmamaktadır.

3- Dört yıllık fakülte mezunu hukukçu, mühendis, kimyager, biyolog gibi meslek mensupları mezun olduklarında belirli bir mesleki kimlikle akademik unvan şartı aranmaksızın mesleklerini serbestçe icra edebilmektedirler; ancak bu tasarı yasalaştığında psikoloji bölümlerinden mezun olan yüzlerce psikolog, unvanlarını kullanamayarak mesleki bir kimlikten yoksun kalacaklardır. Bu durum, anayasanın eşitlik ilkesine de aykırıdır.

4- Psikolog unvanını kullanan 4 yıllık fakülte mezunlarının eğitimlerinin yetersiz olduğunu söyleyen ve yönetimi akademisyenlerden oluşan TPD, bu kişileri kendilerinin mezun ettiğini de unutmaktadır. Eğer üniversitelerde verilen eğitimin yetersiz olduğunu düşünüyorlarsa, bu eğitimi yeterli hale getirme sorumluluğu en başta pek üniversitede öğretim üyeliği yapan ve TPD yönetim kadrosunda da bulunan sayın hocalarımıza düşmektedir. Bununla birlikte, verilen psikoloji eğitimin yetersizliği savunan hocalarımız, koydukları teşhise güveniyorlarsa birer psikolog olarak tedavi önerilerini de getirmek zorundadırlar. Eğitimin yetersiz olduğuna samimi bir şekilde inanıyorlarsa YÖK ile görüşüp, eğitimlerin kalitesi arttırılarak 5 yıla çıkarılmasını önerisini götürebilirler veya üniversite verilen derslerin toplam kredi sayıları artırılarak eğitimin daha verimli hale getirilmesini sağlayabilirler.

Psikolog N.Yüksel ÇAKIR


psychic
Kapalı
13 Ağustos 2010 11:43

yasa çıkacak diye sevinsek mi yoksa daha beter olacağız die üzülsek mi bilemiyorum. ancak sağlık bakanlığına yapılan basvuruların dikkate alınacagı inancındayım


pskdozfe
Aday Memur
17 Ağustos 2010 16:02

derneğin ne amaçla böyle bir sav ortaya attığını anlamak mümkün değil.

4 yılını bu bilime adamış insanları 'düz psk.' olarak adlandırıp yetersiz bulması ve bunu en olmayacak yerlerde hararetle savunması, öte yandan 1 yıl bilim hazırlık, ki 1 yılda 4 yıllık bir eğitimin yerini tutacak ne dersi verdikleri çok tartışılır , ardından 1 yıl teorik YL dersleri, o da en fazla 5-8 ders olur olsa olsa, ardından araştırma tez yazımı, ki psk. olmakla hiç alakası yok bu sürecin , işte bu eğitimi alan herhangi bir lisans mezununu klinik psk. olarak yeterli gördüğünü, üstün tututuğunu ifade etmesi çok ama çok şaşırtıcı ve hiç iyi niyetli bir yaklaşım değil.

döner sermayede çarpan adaletsizliği, psikiyatristlerle yaşanan merkez açarsın açamazsın saçmalıkları yetmezken ve acil çözüm beklerken mesleği temsil eden - etmesi beklenen daha doğrusu ,derneğin yaptığı işlere bakın, bakın da mesleğimizin kimlerin eline kaldığını görün. çok ama çok yazık,

lisansı sosyoloji olan bir akademisyenin psk.derneğinin genel başkanı olması yeterince ironik hatta trajik değil sanki...


esra0104
Aday Memur
18 Ağustos 2010 16:20

kimlere kaldık arkadaşlar kesinlikle alternatif bir dernek kurmalıyız.


PYSCHE
Aday Memur
19 Ağustos 2010 23:02

psıkolojı öğrencılerı olarak bizler neler yapabiliriz?


psk.
Memur
20 Ağustos 2010 01:52

ben sağlık bakanlığının tpdnin görüşlerini çok da dikkate alacağını düşünmüyorum.görüşlerine başvurur ama yinede kendi bildiğini yapar. yapmak durumunda da yoksa sağlık bakanlığı çalıştıracak psikolog bulamaz.sertifika işide sağlık bakanlığına külfet olur hemde 1 yıl.

kaldı ki bu durumdan dolayı derneğe de müthiş tepki mesajları yağdı.psi-l de harıl harıl bu mevzu tartışılıyor, yinede tepkimizi gösterelim.

herkese iyi çalışmalar


okican
Aday Memur
21 Ağustos 2010 07:33

Bu forumda yaklaşık bir yıl önce bu durumu ve bununla ilgili olarak mücadele edilmesi gerektiğini,psikologların kendilerini bugünkü halleriyle dev aynasında görmekten vazgeçmesi gerektiğini belirtiğimde,bazı şoven don kişotlar hemen saldırıya geçmişti.İşte akıbetiniz.Helal olsun TPD söylediklerinizin tamamı doğru ve bilimsel.Yüksek Lisans yapmadan klinik psikolog olunmaz.Klinik psikolog olmayanada hasta emanet edilemez.Ayrıca herkes klinik psikoloji yüksek lisansı yapabilir.Alkış...


psychic
Kapalı
23 Ağustos 2010 10:12

bu forumda sanırım kimse yüksek lisans yapmadan klinik psikolog olayım derdinde değil. biz zaten okullarımızdan sınırlarımızı şuanki konumumuzla neler yapıp yapamayacağımızı yeterince öğrenmiş kavramış ve özümsemiş bir şekilde mezun olduk. konunun özünü anlamadan ortaya atıp tutmak laf kalabalığından başka birşey değildir.

psikologların tepkisi TPD nin psikoloji lisans mezunu olmayan kişilerin de kilinik psikolog olabileceğini kabul etmesidir. 4 yıllık lisans eğitiminde veremeyeceği bilgiyi 2 yılda nasıl verecektir hocalarımız bu konu ayrıca ironik.

yine tepkimiz tpd nin bu işi ticarete dökmesinedir. 4 yılda herhalde hiç olmazsa psikolojik değerlendirme için gerekli testler çok rahat öğrencilere öğretilebilirdi. ancak birçok bölümde bu testler öğretilmiyor. neden, çünkü mezun olunca bu testlere binlerce lira dökeceğiz. tpd nin çarkı dönecek. yine yüksek lisansa bir sürü para dökeceğiz. asıl mesele bu. bizler biyoloji, sosyoloji, ekonomi vs gibi alanda hiçbir işimize yaramayacak olan derslerle vakit harcarsak tabi ki bu 4 yetersiz kalır.

üniversiteler yüzlerce yüksek lisans programı açsın. fiyatlar ve masraflar da aşağı çekilsin. o zaman yüksek lisans yapmıyorum diyen psikolog kalır mı sizce.

ya da ösym klavuzunda bu alanı secenlere psikoloji mezunu diyoruz. ünvan filan vermiyoruz. bitirince bi de yüksek lisans yaparsınız öyle psikolog olursunuz yazsınlar. en azından insanlar bölüm seçerken bunu baz alırlar. biz 4 yılımızı harcadık. 4 yılda adamlar öğretmenliği, mühendisliği, hukuku, hemşireliği öğreniyorlar. biz psikologluğu öğrenemiyoruz neden çünkü öğretmiyorlar.

sonra boş boğazın biri çıkıp "kendisini dev aynasında görev soven donkişotlar" diye meslektaşlarımızı yargılayarak sözde şov yapıyor. bu tarz insanlara bu fırsatı verenler utansın.

umarım cevap yeterli olmuştur bu arkadaşımıza.


esra0104
Aday Memur
23 Ağustos 2010 11:48

ağzına eline sağlık psychic arkadaşım. söylemek istediklerimi o kadar güzel yazmışsın ki... şu okicana da prim vermeyelim artık arkadaşlar lütfen ne yazarsa yazsın boşverin yarası var sanırım arkadaşın. bizim kendimizi görmediğimiz şekillerde bizi ifade ediyor ki bu da çekememezlikten başka bişey değil. sözde psikoloji okumuş okican kardeş.


psierhan
Aday Memur
24 Ağustos 2010 10:14

bencede doğru cümle bu:

insanlar mühendisliği öğreniyorlar hemşireliği öğreniyorlar biz psikologluğu öğrenemiyor muyuz? ''öğretmiyortlar''

eminim bu cümlenin savunması da şu şekilde olacaktır. "ama insan sağlığı 4 yılda öğrenilmez, 4 yıl yetmez."

peki hemşireler ne sağlığı öğreniyorlar ya da veteriner hekimlerin öğrendiği ister insan ister hayvan olsun sağlık değil mi?...

ya da bölümleri 5-6 yıl yaptılarda biz mi okumadık ?!

ankarada okumuş ve derneğe çok fazla girmiş çıkmış, pek çok faaliyetine katılmış ve kişileri yakından tanıyan bir psikolog olarak diyorum ki:

bence de dernek fil dişi kulelerden ayrılıp alanın sorunlarına yüzünü dönmeli.


yuxel1907
Memur
24 Ağustos 2010 15:48

Psikoloji bölümlerini tercih eden arkadaşlarımızın aldığı puanlar Hukuk'la başabaş ama gelin görün ki, mezun olunca başka hiç bir mesleğe reva görülmeyen bir haksızlıkla hayata başlıyorlar. Bu gidişe bir dur demeliyiz. Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın konuya vakıf olması bizi için bir avantaj, umarım yaptığımız imza kampayası ardından ciddi bir sonuç elde edebiliriz. Sevgili meslektaşlarım, omuz omuza olmazsak küçük balıklar gibi avlanırız..

-Psk. Nedim Yüksel ÇAKIR


sedat_öztan
Aday Memur
24 Ağustos 2010 15:59

ytere


sedat_öztan
Aday Memur
24 Ağustos 2010 16:50

30 YIL ÖNCE TOPLANAN AKADEMİSYEN PSİKOLOGLAR DERNEĞİ(APA)

Akademisyen psikologların haklarını, "Düz Psikolog"lara karşı, hiç bir taviz vermeden,bir adım geri atmadan dediğim dedik,çaldığım düdük edasıyla yıllardır savunan bir dernek var karşımızda.Kendi içinde iç tutarlılığı çok fazla.30 yıldır yönetim kurulu ve genel başkanları akademisyenlerden oluşan bir dernek.Akademisyenlerin haklarını savunmaları son derece normal.Normal olmayan yönetimi akademisyenlerden oluşan bu derneğin üyelerinin yüzde doksan beşinin düz psikologlardan oluşması.Akademisyenler kendilerine "düz psikolog" dediği halde,Son taslakta Sağlık bakanlığının lisans mezunu sertifikalı klinik psikolog istihdam etme önerisini kabül etmeyerek yüksek lisans mezunu olmayan klinik psikolog olamaz ve iş yeri açamaz tezini savunduğu halde, aidatlarıyla ve kurs ücretleriyle bu derneği destekleyenler hala var.Üstelik Bakanlığın önerdiği klinik psikolog sertifika programını tamamen kaldırıp yerine düz psikolglara yönelik merkezi sınav ve sertifika koydular.21 kişinin oyu ile iş başına gelen bu dernek binlerce kişiyi(düz psikolog!)temsil edebilir mi?Temsil ederse onların aleyhlerine kararlar alabilir mi?Gizli toplantılar ortaya çıktıkdan bir ay sonra mecburiyet karşısında bir açıklama! yapabilir mi?...

8-9 Mayıs 1980,tam otuz yıl önce,Dernek toplanıyor.Toplantının amacı alanda çalışan psikologların sorunlarını çözmek.Psikoloji eğitiminde teorik derslerin azaltılması,son iki yıl branşlaşma,son iki yıl klinik klinik psikoloji uygulamalı eğitimi,eğitimi beş yıla çıkarma,mezunlara yoğun uygulamalı eğitim verilmesi(Avukatlık stajı gibi)konular tartışılıyor...30 YIL GEÇTİ BUNLARIN HİÇ BİRİ UYGULANMADI.BU ÖNERİLERİ GETİRENLERİN BAZILARI DERNEK BAŞKANLIĞIDA YAPTI...SONUÇ SIFIRA SIFIR ELDE VAR SIFIR...İLERLEME YOK...GERİLEME VAR...ŞİMDİ KAZANILMIŞ HAK OLAN PSİKOLOG ÜNVANINI MERKEZİ SINAVA BAĞLAMAK İSTİYORLAR.O zaman sıkıyorsa Biyolog,Mühendis,Kimyager,...ünvanlarının kullanılması içinde merkezi sınav isteyin.Hukuk fakültesi puanıyla psikolji bölümlerine giren psikologlar sahipsizdir.Kendileri ile efendi-köle ilişkisi kuran bir akademisyen kesiminin boyunduruğu altındadırlar...Türkiye'nin mesleki kimliği olmayan tek mesleğidir.Kimlik bunalımını otuz yıldır çözememiştir.Akademisyenlerin gizli tacizi travma yaratacak boyutlardadır.Yok sayılmakta ve varlıkları inkar edilmektedir...Gerçekle yüzleşip önce sorunun ne olduğu doğru tespit edilmelidir....HAK BAĞIŞLANMAZ...HAK SÖKE SÖKE ALINIR......


psychic
Kapalı
25 Ağustos 2010 07:58

hakkımızı söke söke alacaksak "düz psikologlar" olarak toplu hareker etmeli ve bir tarih belirleyip o tarihte aynı anda dernekle bağlantıya geçip üyeliklerimizi sonlandırmalıyız. varsa aramızda dernek kurup yönetebilecek arkadaşlar yeni bir dernek kurulması yönünde çaba harcamalıyız.


raad
Aday Memur
25 Ağustos 2010 13:15

guncel


sedat_öztan
Aday Memur
25 Ağustos 2010 13:24

DÜZ PSİKOLOGLAR DERNEK KURAMAZ!

"düz psikologlar" dernek kuramaz. Psikologlar Derneği(APA) düz psikologların işe vuruk tanımını yapmış ödev ve sorumluluklarını tamamen tespit etmiştir.1-Kendi aleyhine çalışan bir derneğe düzenli olarak aidat ödemek 2-Lisans eğitimi sürecinde almak zorunda olduğu ve aldığı dersleri dernekten para karşılığında tekrar satın almak.Nitekim WISCR sertifikası almazsa testi uygulayamaz.Sertifikası olmayanların uygulamaması için dernek resmi kurumlara yazı yazar(Bu test uluslar arası uygulamalarda C düzeyinde bir ders olup C düzeyi lisans eğitimini ifade eder) 3-Akademisyen olmayanların klinik psikolog olamayacağı ve iş yeri açamayacağı yönünde kanun taslağı hazırlar.Bu taslağın kabül edilmesi için ?düz psikologlar? ellerinde pankartlarla en ön saflarda ?figüran psikolog? olarak seve seve görev alır 4-Normal zekaya sahip bazı psikologlar uyanır.Bu seferde hocalarından mastır koparma umuduna düşmüş veya efendi-köle ilişkisini seve seve benimsemiş meslektaşları tarafından hocaların yanında yer almamakla suçlanır.Çünkü ben bilmem,hocam bilir.Kampüs hayatının ezik ruh halini atamamıştır.

?düz psikologlar? ın dernek tarafından sıralanmış görev tanımları arasında iki şey kesinlikle yoktur.1- yaşama hakkı( irade kullanamaz, kendi hakkındaki kararları kendisi veremez) 2-Dernek kuramaz.


sedat_öztan
Aday Memur
26 Ağustos 2010 04:49

Türk Psikologlar Derneğine yakışmıyor

Oğuz GÜLER 11 Ağustos 2010 Çarşamba

Avukat Şevket Can Özbay abim Avukatlığının yanı sıra sosyal konularla uğraşmasa olmaz. Her işte Joker gibidir. Doğruları ulaştıran olursa arkasında durur ve asla pes etmez. Bana bir mail atmıştı. 3?5 satır okuyunca konunun sağlık bakanını ilgilendirmesinden dolayı, benimde Sağlık bakanın her yaptığını doğru bulmamadan dolayı, bakanın aleyhine yazmamı bekleme maili attıktan sonra işin öyle olmadığı anlatan cevabi maili aşağıdaki yazıyı ortaya çıkardı.

?Sağlık Bakanlığı?nda sadece psikologları değil, tüm sağlık mesleklerini kapsayan ve 1928 yılında çıkarılmış olan tebabet yasasını değiştirmeyi amaçlayan meslek yasası çalışmaları devam etmektedir. Bu çalışmadaki komisyonda Sn. Ahmet Türker ayrıca 3?4 psikiyatri uzmanı, Sağlık bakanlığında görevli 2 psikolog ve ruh sağlığı daire başkanı dışında mesleği temsilen de Türk Psikologlar derneği Başkanı Nedret Öztan, üyeler Gonca Soygüt ve Canan Sümer vardır. Türk Psi. Der.(TPD) ise yasadan faydalanların sadece akademisyen ve Mastır yapma şartını istemelerinden dolayı haksız oldukları görülüyor. Klinik psikoloji mastırlı ve akademisyen 300 kişi var ve pastayı sadece bunlar yesin istiyorlar. Oysa Sağlık bakanlığı lisans mezunlarına 1 yıl sertifika kursu alanlarıda kazandırmak istiyor. TPD?nin önerdiği teklifinde şu maddelerin izahtan uzak özellikler taşıdığına inanmaktayım:

1. Lisans diploması psikoloji bölümlerinden olmasa da, yüksek lisans ve doktora programını klinik psikolojide tamamlamış olanlara klinik psikolog unvanı verilmesi önerilmektedir.

2. Psikoloji bölümü mezunları, sertifika eğitimini tamamlamış olmalarına rağmen, klinik psikolog unvanı kazanamamakta, sadece sertifikalı psikolog unvanı taşıyabilmektedir.

3. Sadece Sosyal Bilimler Enstitüleri tarafından verilen yüksek lisans ve doktora eğitimleri değerlendirmeye alınmaktadır. Sağlık Bilimleri Enstitüsü yüksek lisans ve doktoraları değerlendirilmeye alınmalıdır.

4. Serbest çalışmak için akademik unvan ön şart olarak getirilmek istenmektedir.

TPD Lisans mezunlarının çok yetersiz olduğunu,(!) gerek Klinik Psikolog, gerekse serbest psikolog olarak çalışmalarının uygun olmadığını öne sürülmesi ciddi bir çelişki. Hatta TPD yöneticilerinin, daha da ileri giderek psikoloji lisans mezunu olmayıp, başka lisans programlarından (mühendislik, hukuk gibi) mezun olanların yüksek lisans ve doktora yaptıktan sonra donanımlı birer psikolog olarak görev yapacaklarını savunmaları mantıksız. Sağlık Bakanlığı ise; psikoloji lisans mezunu olmayanların mastır ve doktora yapmak suretiyle ?Klinik Psikolog? unvanlarıyla çalışmasına zaten karşı çıkmakta

1-Hastanelerde çalışan Psikologların % 95?i ve TPD?ye üye olan psikologların % 90?ı lisans mezunu psikologdur. Bu durumda, TPD?nin kendi varlık sebebini inkâr ederek kendi üyelerinin haklarını savunmak yerine sadece sayıları 300?ü geçmeyen klinik psikoloji alanda yüksek lisans yapmış olan psikologların haklarını savunarak bir elit sınıf oluşmasına yol açmaktadır.

2-Hastanelerde çalışan Psikologlarımız, verilen psikolojik hizmetlerinin tamamına yakın kısmını üstlenmişlerdir. Oysa akademik unvana sahip birçok psikolog üniversite bünyesinde çalışırken, klinik psikologların bir kısmı da hiç hasta görmemiş ve klinik tecrübeleri de bulunmamaktadır. Ayrıca bu 300 kişinin açık kapanana kadar hastalara yetişemeyeceği muhakkak.

3-Dört yıllık fakülte mezunu hukukçu, mühendis, kimyager, biyolog gibi meslek mensupları mezun olduklarında belirli bir mesleki kimlikle akademik unvan şartı aranmaksızın mesleklerini serbestçe icra edebilmektedirler; ancak bu tasarı yasalaştığında psikoloji bölümlerinden mezun olan yüzlerce psikolog, unvanlarını kullanamayarak mesleki bir kimlikten yoksun kalacaklardır. Bu durum, anayasanın eşitlik ilkesine de aykırıdır. Bunu savunmak ilkesizlik değilmi.

4- Psikolog unvanını kullanan 4 yıllık fakülte mezunlarının eğitimlerinin yetersizliğini söyleyen ve yönetimi akademisyenlerden oluşan TPD, bunları kendilerinin eğittiğini unutmakla kendilerini kötülemişler. Üniversitelerde verilen eğitimin yetersiz olduğunu düşünüyorlarsa, kabahat kimin? Zaten isminin önünde bir şeyler yazan hocalarımızın çoğu ciddiye bile alınmamalıdır. Eğitimin yetersiz olduğuna samimi bir şekilde inanıyorlarsa YÖK ile görüşüp, eğitimlerin kalitesi arttıracak önlemler almaları sağlanabilir.?

Rahmetli Ecevit?i sevmem ama ?Bu hoca takımını hiç bir yere getirmeyeceksin. Onlar ders anlatmaktan başka işe yaramaz ?demiş. Bu söz doğru ise büyük kısmı için çok doğru söylemiş.

http://www.anayurtgazetesi.com/default.asp?page=yazar&id=9752


sedat_öztan
Aday Memur
26 Ağustos 2010 04:52

Derneğin yasa önerileri yıkıcıdır

Psikolog Dr. Ahmet Türker'in yazısı

(Bilted Psikiyatri&Psikoterapi Polikliniği

Klinik Direktörü)

www.haber2000.com

Şu anda Sağlık Bakanlığı?nda sadece psikologları değil, tüm sağlık mesleklerini kapsayan ve 1928 yılında çıkarılmış olan tebabet yasasını değiştirmeyi amaçlayan meslek yasası çalışmaları devam etmektedir.

Kanun çalışmalarında bir komisyon oluşturulmuş ve ben de bu komisyonda serbest çalışanları temsilen yer almaktayım.

Komisyonda ayrıca 3-4 psikiyatri uzmanı, Sağlık bakanlığında görevli 2 psikolog ve ruh sağlığı daire başkanı dışında mesleği temsilen de Türk Psikologlar derneği Başkanı Nedret Öztan, üyeler Gonca Soygüt ve Canan Sümer katılmaktadır.

Her ne kadar psikiyatri uzmanlarıyla psikologların meslek tarifi ve görev tanımı ile ilgili tartışmalar sürüyorsa da, Türk Psikologlar Derneği?nin önerdiği kanun teklifi ve maddeleri, özellikle klinikte çalışan arkadaşlara ve mesleğimize zarar verebilecek özellikler taşımaktadır. Özetle Türk Psikologlar Derneği?nin önerdiği kanun teklifinde şu maddelerin yıkıcı ve olumsuz özellikler taşıdığına inanmaktayım:

1. Lisans diploması psikoloji bölümlerinden olmasa da, yüksek lisans ve doktora programını klinik psikolojide tamamlamış olanlara klinik psikolog ünvanı verilmesi önerilmektedir.

2. Psikoloji bölümü mezunları, sertifika eğitimini tamamlamış olmalarına rağmen, klinik psikolog ünvanı kazanamamakta, sadece sertifikalı psikolog ünvanı taşıyabilmektedir.

3. Sadece Sosyal Bilimler Enstitüleri tarafından verilen yüksek lisans ve doktora eğitimleri değerlendirmeye alınmaktadır. Sağlık Bilimleri Enstitüsü yüksek lisans ve doktoraları değerlendirilmeye alınmalıdır.

4. Serbest çalışmak için akademik unvan ön şart olarak getirilmek istenmektedir.

Bu önerilerle ilgili çekincelerimi şu şekilde özetleyebilirim:

1. Lisans diploması psikoloji bölümünden olmayanlara yüksek lisans veya doktora ile klinik psikolog ünvanı verilmesi, bu bölümlerde okuyan arkadaşlara yapılmış haksızlıktır. Anayasanın eşitlik ilkesine de aykırıdır.

Diğer taraftan lisans eğitimi boyunca elde edilen ciddi bir psikoloji eğitimi ve buna yönelik bilgi ve beceriler hiçe sayılmakta, yıllara dayanan çaba ve gayretler önemsenmemektedir. Klinik alanda çalışan tüm arkadaşların sadece klinik eğitime değil, aynı zamanda temel psikoloji eğitimine de (dikkat, motivasyon, gelişim, sosyal, vs.) ihtiyaç duyduğu gözardı edilmektedir.

Ayrıca böyle bir önerinin şu anda bu durumda öğretim üyesi olan bazı akademisyenleri kurtarmak adına tasarlandığını da düşünmekteyim.

2. Klinik psikolog, klinik alanda çalışan ve çalışma yeterliliği olan psikolog anlamı taşımaktadır. Bunu belirlemek için de belirli bir akademik ünvana ihtiyaç yoktur. Daha çok bu alanın gerektirdiği bilgi ve beceri eğitimi ile deneyim esas teşkil etmektedir.

Buna göre verilecek bir akademik derecenin (master) gereksiz ve yersiz olduğu açıktır. Gerçekten de alanda yıllarca çalışmış ve bu alanda herhangi bir akademik çalışması olmasa da, çaba ve emeği yoğun olan ciddi bir meslek mensubunu haksızlığa uğratmaktadır.

Diğer yandan klinik psikolojinin önem taşıdığı bir çok Avrupa ülkesinde (Almanya, Avusturya, Holalnda) de klinik psikolog herhangi bir akademik ünvana değil, mesleki bilgi ve beceri yeterliliğine bağlanmaktadır.

Bu bağlamda şunu da ifade etmeliyim ki, psikoloji eğitimi en az 5 yıla çıkartılmalı, 2 yıl temel psikoloji eğitimi ve üzerine alan eğitimi planlanmalıdır ki, bu alan eğitimleri muhakkak klinik deneyim ve çalışmasını da kapsamalıdır. Bu bağlamda kanun teklifi ile önerilen 1 yıllık ek eğitim bu açığı kapatmak içindir.

Son olarak, nasıl bir hukuk fakültesi mezunu 1 yıllık avukatlık stajı yaptıktan sonra avukat olma niteliği taşıyorsa, psikolog arkadaşların da böyle bir hakkının mevcut olduğu görüşündeyim.

3. Bugün Türkiye?de klinik psikoloji alanında çok kısıtlı üniversitede kısıtlı sayıda klinik yüksek lisans ve doktora eğitimi verilmektedir.

Verilen eğitimin kısıtlılığı dışında klinik bilgi ve becerilerin verilmesi için gerekli klinik koşullar da bir çoğunda mevcut değildir. Bu nedenle sadece sosyal bilimler enstitülerine bağlı değil, sağlık bilimleri enstitülerine bağlı yüksek lisans ve doktora eğitimlerinin de kabul edilmesi, mesleğimizin kalitesi ve gelişimi açısından büyük önem taşımaktadır.

4. Son olarak da serbest çalışmanın belirli bir akademik ünvana bağlanmasını çok anlamlı bulmuyorum.

Bilinir ki; akademik unvan ile uygulama birbirinden çok farklıdır. Sağlık alanında çalışacak klinik psikolog arkadaşların mesleki yeterlilik kazanması sadece bilgiye değil, deneyim ve beceri eğitimlerine bağlıdır. Diğer taraftan bilgi de sadece üniversitelerde değil, klinik ve eğitim kurumlarında da kazanılır. Üniversitelerin temel amacı; araştırma ve bilgi geliştirme-üretme olduğunu düşünürsek, uygulamaya dönük böyle bir yapılaşmada bu kadar öne çıkmasını olumlu bulmak anlamlı olmaz.

Kısaca yukarıda değinmeye çalıştığım nedenlerden dolayı, Derneğin teklif ettiği bu maddelerin tekliften çıkarılmasını öneriyorum. Diğer taraftan ekte Almanya modeline uygun bir taslak bulunmaktadır. Bu taslak daha çok verilecek klinik hizmetin kalitesini yükseltme amacına yönelik olduğu gibi, alanda çalışan arkadaşların da daha aktif ve verimli olmalarına imkan sağlayacaktır diye düşünüyorum.

Meslekte çalışan tüm arkadaşların bu yeni yapılanmada aktif olmaları, düşünce ve önerileri ile bu kanun teklifine katılmaları gerektiğine inanıyorum. Bilinçli yada bilinçsiz yanlışların / hataların yapılmaması adına tüm gayretin gösterilmesi için, duyuruların ülkemizin her yerinde görevli arkadaşlara ulaştırılmasını diliyorum.

Psikolog Dr. Ahmet Türker

Bilted Psikiyatri&Psikoterapi Polikliniği

Klinik Direktörü


yuxel1907
Memur
26 Ağustos 2010 15:23

TPD, yönetimi anti-domakratik idare anlayışını hazırlık aşamasındaki yasa tasarısında da gösteriyor. Zaten Psikologların yıllardır süregelen bir yasal haksızlıkları ve sahada da psikiyatristlerin baskıları söz konusuyken, bir de tüm psikologları temsil yetkisine haiz olduğunu iddia eden TPD lisans mezunu Psikologları hiçe sayıyor. Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ'ın lisans mezunu psikologlardan yana tutumunu ve duruşunu destekliyoruz.


sedat_öztan
Aday Memur
26 Ağustos 2010 17:03

ESKİ DERNEK BAŞKANI ve 2010 YILI- PSİKOLOGLAR İÇİN MESLEK YASASI KOMİSYONU ÜYESİ GONCA SOYGÜT'ÜN BASIN AÇIKLAMASI-HÜRRİYET GAZETESİ

?Meslek Yasası?nın kilitlendiği noktalardan biri, psikologların veya sağlık çalışanlarının serbest çalışma koşullarıyla ilgili düzenlemeler. Türkiye?de, Avrupa?daki meslektaşlarımızın özlük haklarına sahip olmak istiyoruz. Uzman psikologluk alanları ve serbest çalışma koşulları tanımlansın, oda olmamız halinde de yeterlilik ve yetki belgeleri oda tarafından verilsin.

Dernek olarak etik süreçlerimizi işletebiliyoruz ama etik ihlallerine neden olanların önemli bir bölümü üyemiz değil. Dolayısıyla bir yetkimiz yok. Oda olsak, bu kişiler mesleklerini icra edebilmek için odaya kayıtlı olmak durumundalar. Oda olmamız halinde, mesleğin etik ilkelere uygun icrasını da denetleme şansımız olacak.?

Hürriyet


sedat_öztan
Aday Memur
26 Ağustos 2010 17:24

Türk Psikologlar Derneği Genel Başkanı Gonca Soygüt, ?33 yıldır sürdürdüğümüz çabaya karşın, psikologların meslek yasasının halen çıkartılmamış ve mesleğimizin yasalarla güvence altına alınmamış olması, bizleri, özellikle kamu yararı açısından ciddi derecede endişelendirmektedir? dedi.

Çeşitli illerden gelen psikologlar, meslek odaları ve yasaları olmadığı gerekçesiyle gösteri yaptı. Toros Sokak?ta toplanan 500 civarında psikolog, sloganlar atarak Abdi İpekçi Parkı?na yürüdü.

Grup adına açıklama yapan Soygüt, psikologların, 1999 depremi, HSBC bankasına saldırı ve Bilge köyü katliamı gibi olaylarda karşılık beklemeden hizmet yaptığını anımsatarak, psikolojinin hayatın tüm alanlarında bulunduğuna işaret etti.

http://www.ankaramiz.com/tag/toros-sokak/

23 Kasım 2009

Toplam 74 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi