Editörler : E.Kayı Han
10 Eylül 2009 00:41

Ölüler rüyalara girebilir mi?

Ölülerin rüyalarımıza girmesi, tasarrufta bulunmasına dair genel bir kanaat var.. Gerek halk nezdinde, gerekse tasavvufi çevrelerde..

Örnek verecek olurak:

F. Gülen şöyle anlatıyor:

"İslam'a doymuş ve dolmuş insanlar olmak için bu kitapları (Risaleleri) mukayeseli olarak en az 5 (beş) defa okumak gereklidir. Bir ara 3 (üç) defa okunsa da olur demiştim ki Üstadım beni rüyada iken ikaz etti tekrar bu sayıyı beşe çıkardım."

Böyle bir şey olabilir mi gerçekten..?

Kannatimce ölülerin kişilerin rüyalarına girmesi gerçek bir durum olmaktan ziyade, bilinçaltının bizdeki yansımalarıdır..

Yoksa yanlış mı düşünüyorum..


minarebiliş
Müsteşar
10 Eylül 2009 00:43

evet yanlış düşünüyorsun :)


emre se
Şef
10 Eylül 2009 00:52

O zaman bu durum doğru ise şayet:

Tüm sıradan ölüler için mi geçerlidir,

yoksa sadece alim kişiler için mi geçerlidir..

Yani benim bir yakınım öldüğü zaman, benim rüyalarıma gerçekten girip, benimle konuşabilir mi?


zaman_olur_ki
Daire Başkanı
10 Eylül 2009 00:54

rüya bir algıdan ibarettir..kimisi bilinç altının bir yansımasıdır..kimi rüyalar karışıktır ve kimi ise sahih rüyalardır..

işte tabire layık olan rüyalar sahih rüyalardır..

Mesela Nablusîye göre rüyada ölmüş bir insanın rüyayı görene birşeyler anlatması haktır..ve doğru olabilir..zira ölen insanın dünya için tasarrufu bulunmadığından ve hak ve hakikati gördüğünden yalan ve yanlış şeyler söyleyemezler...

ne ki rüya ile amel etmek dinimizin emirlerinde yoktur..


emre se
Şef
10 Eylül 2009 00:58

Bir rüyanın sahih olması nasıl anlaşılabilir?


zaman_olur_ki
Daire Başkanı
10 Eylül 2009 01:06

mesela susuz birinin bilinç altında hep su var..onun göreceği rüyada su olacaktır..işte bu sahih değildir..bilinç altının yansımasıdır..tabiri olsa bile, böyle rüyaların tabirine gerek yoktur

Biri Efendimizi rüyada görmek istemiş..ona tuz yenmesi söylenmiş ve yemiş, uyumuş..rüyasında ne görsün çöl ortasında güzel bir serap..bu da bilinç altı yansıması..

ama durup dururken bir rüya görüyoruz..düşünüyoruz acaba bilinç altı yansıması mı..değil..adını anmayı bırak hiç düşünmemişiz bile..bu tür rüyalar sahih olabilir..

bir de şeytani rüyalar vardır..bunlarında tabiri yoktur..


emre se
Şef
10 Eylül 2009 01:09

"bu tür rüyalar sahih olabilir" demek, kesinliğin olmadığını söylemek demektir..

Şeytan da mı rüyamıza girmektedir?


asos_zen
Yasaklı
10 Eylül 2009 01:13

BÜTÜN SORULARINIZIN CEVABI BURDA İNANIN BİRAZ UZUN AMA DEĞER... DİYE DÜŞÜNÜYORUM...

Rüya

Ayakların kaymasına sebep olan hallerden biri de tasavvuf erbabında sıkça rastlanan rüya ve keşif gibi hallerdir. Yolun başında ve ortasında olan sofilerin rüya ve keşiflerinde ciddi tehlikeler vardır.

Aslında rüya, ayet ve hadislerle sabit, tecrübelerle teyit edilmiş bir vakıa olarak prensipte haktır. Kur?an-ı Kerim?de Hz. İbrahim, Hz. Yusuf, Mısır meliki ve Hz. Rasulullah s.a.v.?in gördüğü rüyalardan bahsedilmiştir. Efendimiz s.a.v. ?Müminin rüyası, peygamberliğin kırk altı cüzünden bir cüzdür.? (Buharî, Müslim) buyurmaktadır.

Dolayısıyla dine uygun bazı hakikatler rüya vasıtasıyla insana beyan olunabilir. Dinin kaidelerine uygun rüyalarla amel eden kimse de Allah indinde mesul olmaz. Fakat böyle salih rüyalar gayet az olup, şeytanın ve hayalin karışmadığı rüya pek nadirdir. Ayrıca rüyaları doğru yorumlama ehliyetine sahip zevat da çok azdır. O yüzden Nakşibendîlikte rüyalara pek kıymet verilmemiştir.

İmam-ı Rabbanî Hazretleri?nin buyurduğu üzere, şeytanın aldatmasından ancak Allah Tealâ?nın koruduğu, yolun sonuna varmış, seçkin kimseler kurtulabilir. Şeytan onları aldatamaz. Buna rağmen onlar şeytanın aldatmasından korkmuş, titremişlerdir. Yolun başında ve ortasında olanlar ise korunmuş değillerdir. Şeytan her zaman bunları aldatabilir.

Rüyaların bir bölümü de, susuz bir kimsenin kendini pınarlardan su içerken, denizlerde yüzerken görmesi gibi, biyolojik ve psikolojik ihtiyaçtan kaynaklanan şeylerdir. Bazıları da hayale yerleşen şekil ve suretlerin görüntüsüdür. Bir kimse kendisini rüyada vali gibi görebilir, fakat gerçekte vali değildir. Veya meftun olduğu birisi iyice hayaline yerleşir ve sonra onu rüyasında görür. Bu rüya doğru olmadığı gibi, şeytanın karışmasıyla da değildir.

Rüyasında Hz. Peygamber s.a.v.?i veya gavs, kutup gibi büyük velileri gördüğünü ve onlardan bazı şeyler öğrendiğini söyleyen bir hayli insan vardır. Bunları dahi din ve tasavvuf mizanına vurmadan kabul etmek son derece mahzurludur. Zira bu tür rüyalara da şeytan bir şekilde karışabilmektedir. Gerçi peygamberlerin ve gavsların hakiki suretine şeytan giremez. Fakat Muhyiddin ibn-i Arabî Hazretleri, şeytanın başka suretlerde onlar gibi görünebileceğini ifade etmektedir.

Peygamberlerin hakiki suretlerini bu devirde gözüyle gören yoktur. Yolun sonundaki velilerin gerçek suretlerini rüyada ayırt edebilmek ise son derece zordur. Hem şeytanın onların adıyla hiçbir suretle görünemeyeceğini kabul etsek bile, yine de şeytan kendi söz ve işaretlerini o mübareklerin ses ve işaretlerine karıştırabilmektedir.

Ayrıca, rüya doğru olsa bile, çoğunlukla yorumlanmadan bir şey anlaşılmaz. Rüya yormak ise herkesin işi değildir. En doğru tabiri kâmil veliler yaparlar. Bu mertebenin altında olanlar, kalplerine gelen ilhamla tabir ederler. Ehil alimler ise, görülenleri ilişkilendirerek yorum yaparlar. Fakat tabir ilmini bilmeden sadece tahminle rüyayı doğru yorumlayabilmek mümkün değildir.

Rüyada başka mürşidlerden feyz geldiğini gören mürit, onları da kendi mürşidinden bilmelidir. Zira her velinin kabiliyetleri farklı olduğu gibi, bu kabiliyetlere bağlı olan feyzleri de farklıdır. Müridin ihtiyacı olan feyzle herhangi bir velinin feyzi arasında bir paralellik varsa, rüya ve keşiflerde mürşidin lâtifesi o zat şeklinde görünebilir. Tabir ilmini bilmeyen mürid, mürşidinin lâtifesini başka bir zat zannederek feyzin ondan geldiğini sanır ve muhabbeti kayar. Bu da büyük bir yanılma ve kaymadır.

O yüzden sadık bir mürid, mürşidi varken binlerce rüyaya önem vermez, hakikat varken hayalle uğraşmaz. Şayet önemli bir rüya gördüğünü düşünüyorsa bunu muhakkak mürşidine arz eder. Aksi halde ayağı hak yoldan kayar. Nitekim tasavvuf ehlinin bir kısmı sırf bu yüzden kayıp gitmiştir.


zaman_olur_ki
Daire Başkanı
10 Eylül 2009 01:14

mesela hoş olmayan bir durum var..biri ile ilişki sonucu cenabet durumun ortaya çıkması gibi..(hakkınızı helal edin, belki aklınızı bulandırmış oldum..)

bir de sahih rüyalar içinde salihlerin gördüğü sadık rüyalar vardır..bunlar haktır..gören için mesaj taşımaktadır..

hem Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem " sadık rüyalar paygamberliğin kırk altı cüzünden bir cüzdür"


emre se
Şef
10 Eylül 2009 01:19

Konuyu değiştirmeyelim, konumuz rüyalar ve yorumları değil;

Ölülerin rüyalarımıza girip giremeyeceği..


zaman_olur_ki
Daire Başkanı
10 Eylül 2009 01:22

mutlak manada ölüler rüyalara girmez..yani kabirden kalkıp girmezler..

manen girerler..mesela birini hayal ederiz yanımızda..ama o hayal ettiğimiz kişi gerçekte yanımızda değil..tek fark rüyanın irade dışı olmasıdır..


asos_zen
Yasaklı
10 Eylül 2009 01:23

ölüler rüyalara gelir...emre arkadaşım...ama yukarısını iyi okudun mu ?

gelsede bu bazı kişilerin dediği gibi veya senin zan ettiğin gibi olmuyor malesef...

işin özeti rüya ile amel olmaz...


emre se
Şef
10 Eylül 2009 01:28

rüyalarla amel olunamıyorsa,

rüyalarımıza şeytan karışabiliyorsa,

Ölülerin bizimle rüyalarda iletişim kurduğunu söylemek ne kadar tutarlıdır?


zaman_olur_ki
Daire Başkanı
10 Eylül 2009 01:33

Dinimizde belirleyici rol Kur'an ve Sünnettir..o yüzden Kur'an ve sünnet ile amel edilir..rüyalar sadece bize tedbir aldırır..

Rüyalar içinde en mühimi zaten sadık rüyalardır..ve bunlar gören kişi için mühimdir..

evet kişinin Ruhu daima Allah ile ise görülen rüyalar şuuraltı hortlaması değildir..sadık rüyalardır..


zaman_olur_ki
Daire Başkanı
10 Eylül 2009 01:39

Rüyalar hakkında geniş bilgi almak istiyorsanız

M.Yusuf Güven ve Osman fatih Belbağı nın kaleminden çıkan " Hakikat Penceresi mi, Hayal Perdesi mi Rüya" adlı kitaba başvurabilirsiniz..

NT mağazalarında bulabilirsin


emre se
Şef
10 Eylül 2009 01:39

kriter: Kişinin ruhu Allah ile daim ise, diyorsun..

peki ama bu kriteri kim belirlemiş?

o zaman soruma dolaylı olarak cevap vermiş oluyorsun:

sana göre:

sıradan kişilerin rüyalarına ölüler giremiyor da,

sadece zahid kişilerin rüyalarına ölüler girebiliyor..

doğru mu düşünmüşüm..


zaman_olur_ki
Daire Başkanı
10 Eylül 2009 01:43

Canım arkadaşım..sahih rüyaların içinde en önemlisi sadık rüyalardır..onu görenlerde genel itibari ile salih insanlardır..yani sahih rüyayı herkes görebilir, ama sadık rüyayı herkes göremez..


emre se
Şef
10 Eylül 2009 01:46

nereden biliyorsunuz..!

deliliniz nedir?


zaman_olur_ki
Daire Başkanı
10 Eylül 2009 01:52

Genel diyorum..istisna olabilir..bir de bakarsın salih insan bile sadık rüya göremeyebilir..zira belki o insan o sadık rüyayı kendinden bilebilir..kendinden bilirse de düşebilir de..ama sıradan bir mümin de sadık rüya görebilir..

. Ama her mü'mine nasip olabilmesi mümkün olan sâdık rüyalar baki kalmıştır. Bu sâdık rüyalar ilham kabilindendir ve her mü'min bu çeşit rüyaları görebilir. Bunun için Rasûlüllah (s.a.s)

-Nübüvvetten ümmete yalnız mübeşşirat kalmıştır, buyurdu.

-Mübeşşirât nedir, ya Rasûlüllah? diye sorulduğunda;

-Sâlih rüyalardır, buyurdu

"Kıyamet yaklaşınca (ahir zamanda) mü'minin rüyası yalan çıkmaz" (İbn Mâce, Rüya; 9).

Sadık rüyalar yukarıdaki hadiste bildirildiği gibi sevindirici (mübeşşirat) olduğu gibi, ikaz edici de olabilir.


zaman_olur_ki
Daire Başkanı
10 Eylül 2009 01:56

Sadık rüyalar rabbimizin ihsanıdır..kimi namaz kılmayan, oruç tutmayan arkadaşlarım vardı, efendimizi rüyalarında birkaç kez görmüşler..

Ama kulluğunda samimi kullar vardır..görmemişlerdir..

Bediüzzaman şöyle diyor " Allahın kuluna en büyük ihsanı, kuluna ihsanını bildirmemesidir"..

eğer o kul o ihsanı kendisinden bilirse tehlikelidir


emre se
Şef
10 Eylül 2009 02:05

Peki ama:

Allah'ın kuluna ihsanı olan bu sadık rüyaları ölüler mi getiriyor..?

Getiriyorsa neden ölüler getiriyor..?

Hangi ölünün hangi kişiye gideceğine ölü mü karar veriyor, yoksa Allah tarafından mı görevlendiriliyor..?

Toplam 37 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi