Editörler : E.Kayı Han
07 Nisan 2010 16:15

türkçe-farsça ezan okunması caiz midir?

Türkçe ezan, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kurulduğu dönemde Arapça orijinali yerine, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 18 Temmuz 1932 tarihli bir genelgesi ile ezan'ın Türkçe okunmasıdır. CHP'nin tek parti iktidarı döneminde uygulamada kalmıştır.

Bu süreç içerisinde ezan Türkçe dilinde okunmuştur. 1950 Seçimlerinden sonra Demokrat Parti'nin Arapça okunmasını resmen serbest bırakmıştır. Aslında Türkçe ezan tamamen kaldırılmamıştır, ancak 1950 tarihinden sonra Türkçe ezan okunmamıştır. Günümüzde de Türkiye'de ezan Arapça orjinali ile okunmaktadır.

Macar halk edebiyatı bilgini İgnaz Kunoş, 1885'te İstanbul'u ziyaret eder ve Şehzadebaşı'nda dolaşır. Onun 1926 yılında İstanbul Üniversitesi'nde verdiği konferansında Osmanlı İstanbul'unu anlatmıştır. Konuşmasında Türkçe ezan'ın Osmanlı'da da var olduğunu belirtmiştir.[1]

Türkçe ezanın dile getirilmesi [değiştir]

Türkçe ezan okunması konusu Meşrutiyet dönemindeki bazı aydınlar tarafından da dile getirilmişti. Bunu Ziya Gökalp şöyle şiirleştirmiş:

"Bir ülke ki, camiinde Türkçe ezan okunur.

Köylü anlar manasını namazdaki duanın

Bir ülke ki, mektebinde Türkçe Kuran okunur

Küçük büyük herkes bilir buyruğunu Hüda'nın

Ey Türk oğlu, işte senin orasıdır vatanın."

Atatürk 1932'de, önce Türkçe ezan okunmasının dinen caiz olup olmadığını tartıştırıyor ve caiz olduğu belirleniyor. [2]

Ses örneği:

Sadettin Kaynak - "İlk Türkçe Ezan" (1932)

Hicaz makamında

Dinlemekte problem mi yaşıyorsunuz?

Medya yardımı sayfasına göz atın.

Türkçe ezan uygulamasına geçiş

1931 yılının Aralık ayında, Mustafa Kemal Atatürk?ün emriyle dokuz hafız, Dolmabahçe Sarayı?nda ezanın ve hutbenin Türkçeleştirilmesi çalışmalarına başladı.

Kur'an?ın Türkçe tercümesi ilk kez 22 Ocak 1932 tarihinde İstanbul?da Yerebatan Camii?nde Hafız Yaşar (Okur) tarafından okundu.[1]Bundan 8 gün sonra, 30 Ocak 1932 tarihinde ise ilk Türkçe ezan, Hafız Rıfat Bey tarafından Fatih Camii?nde okundu. 3 Şubat 1932 tarihine denk gelen Kadir Gecesi?nde de, Ayasofya Camii?nde Türkçe Kuran, tekbir ve kamet okundu.[3]18 Temmuz 1932 tarihinde Diyanet İşleri Riyaseti, ezanın Türkçe okunmasına karar verdi. Takip eden günlerde, yurdun her yerindeki Evkaf Müdürlüklerine Türkçe ezan metni gönderildi. 4 Şubat 1933 tarihinde, müftülüklere ezanı Türkçe okumalarını, buna uymayanların kati ve şedid (kesin ve şiddetli) bir şekilde cezalandırılacaklarını bildiren bir tamim gönderildi.

Salanın Türkçeleştirilmesi

Türkçe ezan uygulamasının ardından, Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi'nin 6 Mart 1933'te yayımladığı bir tebliğ ile İslam peygamberi Muhammed'e hürmet ve saygı ifade eden sözlerin yer aldığı salanın da Türkçe okunmasına karar verilmiştir.[4]

Daha sonra yapılan çalışmalar

1941 yılında çıkarılan 4055 sayılı kanunla Türk Ceza Kanunu'nun 526. maddesine bir fırka eklenmiştir. Değişikliğe göre, Arapça ezan ve kamet okuyanlar üç aya kadar hapsedilecek ve 10 liradan 200 liraya kadar para cezası ödeyecekti.[5]

Kıbrıs Türkleri'nde Türkçe ezan

1932 yılında, Türkçe ezanın kabulünden sonra, Kıbrıs Türkleri de ezan çalışmalarına başlamıştır. Kıbrıs Müftüsü Dana Efendi 1954 yılında konuyla ilgili olarak Ezanın Türkçe okunması caiz olduğuna ve halk Türkçe okunmasını arzu ettiğine göre, tercihen okutturulmasını maslahata uygun görülmektedir. diyerek belirtmiştir


minarebiliş
Müsteşar
07 Nisan 2010 16:19

olmamalı neden ?

ezan heryerde aynı olmalı ki herkes namaz çağrısı olduğunu anlayabilsin.


İ.mansız
Yasaklı
07 Nisan 2010 16:44

-----------Aslında Türkçe ezan tamamen kaldırılmamıştır,

Evet bildiğim kadarıyla , Türkçe Ezan YASAKLANMADI.. Arapça Ezan yasağı KALDIRILDI.. O dönemde de "biz yasak getirmiyoruz , yasağı kaldırıyoruz" mealinde özgürlük mavalları okundu.. Yani ezan , arapçada okunacaktı türkçede..

Peki bugün arapça ezan okunan bir yer var mı ? Okunsa ne olur ?

Bu olayı , türban serbestliği ile özdeşletirin.. İslamcılar bugünde , "biz yasak getirmiyoruz , yasagı kaldırıyoruz" diyor.. "Başı açık gezmeyi yasaklamıyoruz" diyor.. "Özgürlük" diyor , demokrasi diyor...

Ancak din ile özgürlük bir arada yürümez.. Yürüyemez.. yukarıdaki örnekte görüldüğü gibi..


İ.mansız
Yasaklı
07 Nisan 2010 16:46

Peki bugün arapça ezan okunan bir yer var mı ? Okunsa ne olur ?

yazmışım..

Düzeltme ;

"Peki bugün Türkçe ezan okunan bir yer var mı ? Okunsa ne olur ?"

olacak...

07 Nisan 2010 16:49

arkadaşlar ben cidden soryyorum

caiz olup olmadığını

kuranı kerimden ayetlerle açılklayablir miyiz?

merak ettim

dinimizde kültürümüzde

önemli olan hissiyat değilmidir...

örneğin

araça türkçe anlama çevirisi olamayan birinin cenazede namazda günlü hayatında okuduğu kuran geçerli midir?

hissiyat ve anlam olarak anlaşılmadan okumak o ibadeti veya olan gereğini geçersiz kılmaz mı?


esensen2006
Yasaklı
07 Nisan 2010 17:02

caizdir


az-çok
Müsteşar
07 Nisan 2010 21:21

Selam.

Salata davet etmek hangi dilden olursa! güzel olmaz ki.hebisine yakışır.


minarebiliş
Müsteşar
07 Nisan 2010 21:31

Hz. Peygamber (s.a.v.) Medine'ye hicret ettikten sonra müslümanlar rahatlık içinde cemâatle namaz kılar hale gelmişlerdi. İlk günlerde ezan yoktu, namaz vakti yaklaşınca mescitte toplanıyor, vaktin gelmesini bekliyorlardı. İhtiyaç üzerine müslümanları uyarıp namaza çağıracak bir usûl arandı, Yahudiler gibi boru çalma, hristiyanlar gibi çan çalma teklifleri yapıldı ise de bunlar Peygamberimizin (s.a.v.) içine sinmedi.

Sahâbe'den Abdullah b. Zeyd bir gece rüyasında iki parça yeşil elbise giymiş, elinde çan bulunan bir zat gördü, namaza çağırmak üzere bu çanı satın almak istedi, yeşil elbiseli zat "Sana bundan daha hayırlı bir yol göstereyim" dedi ve bugüne kadar okuyageldiğimiz ezanı Abdullah'a öğretti. Abdullah uyanır uyanmaz Resûlullah'a (s.a.v.) koştu, gördüklerini anlattı, O da "Bu gördüğün Allah'ın izniyle hak olan bir rüyadır" buyurdu, sesi daha gür olduğu için Bilâl'e öğretmesini söyledi, Abdullah ezanı Bilal'e öğretti, Bilâl uygun bir yere çıkıp ezanı okumaya başlayınca Hz. Ömer, bir yandan elbisesini giyerek heyecan içinde koşup geldi ve aynı rüyayı kendisinin de gördüğünü söyledi. (Şevkânî, Neylü'levtâr, II,37 vd.Tirmizî'den naklen). Peygamberimizin (s.a.v.) müezzinlerinden Ebû-Mahzûre de bu ezanı, Hz. Peygamber'in (s.a.v.) bizzat kendisine öğrettiğini ifade etmiştir (Müslim, Salât, 6).

Ezanın ortaya çıkışı ile ilgili sahîh hadîsler gösteriyor ki, ezan rüya ve ilham yoluyla bir iki sahâbîye öğretilmiş, Peygamberimiz (s.a.v.) bunun ilâhî bir yoldan geldiğini tasdik etmiş, benimsemiş ve sesi müsait bulunan ilk müezzin Bilâl'e okumasını emretmiştir. Başka müezzinler edindikçe de onlara bizzat kendisi bu ezanı öğretmiştir. Şu halde ezân-ı Muhammedî İslâm'dan önce Arapların bildiği bir usûl ve metin değildir, İslâm'dan sonra bulunup uygulanmıştır, kaynağı da ilâhîdir, nebevîdir ( ilham edilmiş, Hz. Peygamber (s.a.v.) tarafından da benimsenmiştir).

İşte o tarihte bu metinle başlayan ezan onbeş asırdır bütün İslâm aleminde "aynı şekilde, aynı metinle, aynı dilde" okunmuş, dili ve kavmiyeti ne olursa olsun bütün müslümanlar onu duyduklarında ezan olduğunu anlamışlar, gerekli tepkiyi göstermişler, çağrıyı almışlardır. Ezanın dili değiştirilecek olursa onun şiar olma özelliği kaybolur, ümmete ait olmaktan çıkar, sünnete aykırı "ulusal ezan" olur. Ezanı böyle bir değişikliğe uğratmak câiz değildir. Bazı fıkıh kitaplarında bulunan "Başka dilde okunan ezanın ezan olduğu anlaşılırsa okunan yeterli olur" cümlesi "başka dilde ezan okumanın câiz ve sünnete uygun olduğunu" ifade etmez, "böyle okunduğu takdirde ezan okunmuş olur, tekrar okunması gerekmez" mânâsına gelir. Ebû Hanîfe'nin de, "Kur'ân'ı namazda -dili yatmayanların- başka dilden okumaları câiz olsa bile sünnete aykırı olduğu için mekruhtur" demiştir. Ana dili ne olursa olsun bütün müslümanlar 15 asırdır okunan ezanı anlamakta, bundan büyük bir haz duymakta, minarelerinden bu ezanın eksik olmaması için Mevlâ'ya dua ve niyaz etmektedirler.


_nesil
Yasaklı
07 Nisan 2010 21:32

her dilden yapılabilir ama orjinalinin yerinii tutmaz...

ondaki ahenk çok daha farklı kim ne derse desin orjinalinden yani arapça dinlemek tercihim olurdu..


İ.mansız
Yasaklı
07 Nisan 2010 21:36

Evet halkımızın arapçaya karşı büyük bir ilgisi var.. Yerde gördüğü arap çarşafını , (üzerinde arapça yazı var diye ) kaldıran dedelerimiz , yüzüne karşı arapça küfür etsen duygulanıp gözleri yaşaran ninelerimiz , vesaire...:)


_nesil
Yasaklı
07 Nisan 2010 21:37

niyetlerinde saf ve samimi oldukları için o davranışlarına bile mükafat var o teyzelerin dedelerin imansız..


İ.mansız
Yasaklı
07 Nisan 2010 21:39

Ben niyetleri kötü demedim ki..:)


_nesil
Yasaklı
07 Nisan 2010 21:40

ama dalga geçtin.


minarebiliş
Müsteşar
07 Nisan 2010 21:40

hayır! edit her dilde yapmamalı yapılmamalıdır.farklı dillerdeki kimseler bizim dilimizin kapsamında iken namaza çağırdığını nasıl anlasın.veyahut siz farklı ülkelere gittiğinizde (ki artık açık alan sesleri durmaz oldu)hangi sesin namaza çağrıldığını nerden bileceksiniz.


İ.mansız
Yasaklı
07 Nisan 2010 21:42

Yahu sıkıntı yapmayın... Ezanı duyunca , "aha namaza cagırıyor , hadi gidelim" diyen yok...:)


İ.mansız
Yasaklı
07 Nisan 2010 21:44

Evet dalga geçtim.. Çünkü orada büyük bir cehalet var.. Ve ben cehaletle bazen dalga geçerim.. İyi niyetli olsa bile..

07 Nisan 2010 21:44

bir referandum yapalım,

toplum nasıl seviyorsa

öyle yapalım

varmısınız forum referandumuna.......

benim oyum çoğunluk neyi isterse ondan yana.......


minarebiliş
Müsteşar
07 Nisan 2010 21:45

imansız bölgelerde öyledir.


_nesil
Yasaklı
07 Nisan 2010 21:46

minarebiliş ingilizce ezan niye olmasın...olur ama top 10a girer mi bilmem..bunlar biraz toplumun talebi üzerine verilen kararlardır..bizim ülkemizin toplumsal tercihi de bellidir..

ARAPÇA EZAN

.

imansız sen ezan okununca kapa kulağını, ıslık çal ya da ne bileyim mp3 falan dinle ilgilendirmez ama istirham ediyorum safiyane amca ve teyzelerimle bi daha dalga geçme...


İ.mansız
Yasaklı
07 Nisan 2010 21:47

Ne alakası var imansız bölgeyle....:)

Namaza gidecek adam , ezanı duymayı veya namaza cağrılmayı beklemez.. , yani davet beklemez..:) Gider..

Gitmeyecek olan ise , "namaza çağırıyor ee hadi gidelim bari" demez.. :)

07 Nisan 2010 21:47

geçen gün bir zikir seyrettim....

ya o nebiçim bişey...

bizim semahta bile bu kadar insan kendinden geçilmiyor.............

aman yarabbim............

Toplam 43 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi