Konunun derinliği düşünülürse etraflıca bir değerlendirme ve samimi bir empati gerektiği açıktır.Bu konuyla ilgili bir değerlendirme yapmadan önce herkesin höşgörü ve bizim gibi düşünmeyenlerin hak ve hukuku konularında elini vicdanına koyarak bir muhakeme yapması gerekir.
1) farklı görüşlerin toplum içinde hoşgörü ile yaşaması şüphesiz demokrasinin olmazsa olmazıdır.Bu bağlamda çocuklarımızında bu farklılıkları görmesi ve bu bilinçle yaşaması noktasında kıyafet serbestisi değerlendirilebilir.
2) Olayı sadece başörtüsü kapsamında değerlendirmek tartışmalardaki temel eksikliktir bence. Başörtüsü elbette bir dini semboldür fakat bu cümlenin ardında farklı anlamlar aramak iyi niyetten yoksun bir tavır olur.
3) Başörtüsü ile derse girme talebinde bulunan öğretmenlerimizin herhangi başka bir dine ait bir sembol ile derse girme talebinde bulunan arkadaşlarına olan bakışları nasıldır.Hristiyan bir öğretmenimizin de haç takarak derse gelmesini aynı höşgörü ile görebiliyorlar mı? Bunu ifade etmemdeki amaç provakatif bir söylemde bulunmaktan ziyade basit bir empatinin mümkün olup olmadığının merakıdır.
4) Mesele herhangi bir dini sembol ile derse gelme özgürlüğünden ziyade öğretimin tarafsızlığı üzerinde yoğunlaşmıştır ki doğru olan da budur. Yani önemli olan öğretmenlerimizin nasıl giyindiği mi yoksa tarfasızlıklarının koruması noktasındaki çekinceler mi..
5) Esas ve doğru olan eğitim camiasındaki tüm öğretmenleriizin fikri ne olursa olsun tarafsız ve özgür bir eğitim anlayışı iiçinde hareket etmesidir.
6) Herhangi bir dini sembolün eğitim hayatına girmesinin bu tarafsızlığı zedeleyeceğini düşünen arkadaşların yorumlarının samimi ve iyi niyetli olduğunu düşünerek haklılık payları vardır; ancak meseleyi sadece kıyafet boyutuna indirmemek gerekir. Kafasında böle ayrımları olan bir öğretmenin kılık kıyafeti ne olursa olsun bu yanlışı öğrencilerine sirayet edecektir.Defaatle ifade ettiğim gibi asıl konuşulması gereken bu özgürlükçü ve tarafsız eğitimin mimarı öğretmenlerin nasıl yetiştirilmesi gerektiğidir.
7) Burda herkes elini taşın altına koymalı ve empati yapmalıdır.Başörtüsü ile derse girmek isteyen çağdaş ve tarafsız birçok öğretmenimiz vardır.Bu noktadaki istekleri masumane ve doğaldır. Buna karşın çocuklarının eğitiminden endişe duyan ailelerin de böyle bir çekinceyi iyi niyetle dile getirmeleri de masumane ve doğaldır.
8) Bütün bu tartışmaların gölgesinde asıl fail kılık ve kıyafeti ne olursa olsun görevinin ve sorumluluğunun bilincinde olmayan fikri ve vicdanı hür nesiller yetişme kaygısı olmayan sözde öğretmenlerdir. Böylesine şerefli ve kutsal bir mesleği iyi niyetten yoksun tartışmalarla yıpratmakta kimseye fayda sağlamaz. Herlesi kendi gibi düşünmeyenlere karşı sevgi ve saygıya davet ediyorum.
Konunun derinliği düşünülürse etraflıca bir değerlendirme ve samimi bir empati gerektiği açıktır.Bu konuyla ilgili bir değerlendirme yapmadan önce herkesin höşgörü ve bizim gibi düşünmeyenlerin hak ve hukuku konularında elini vicdanına koyarak bir muhakeme yapması gerekir.
1) farklı görüşlerin toplum içinde hoşgörü ile yaşaması şüphesiz demokrasinin olmazsa olmazıdır.Bu bağlamda çocuklarımızında bu farklılıkları görmesi ve bu bilinçle yaşaması noktasında kıyafet serbestisi değerlendirilebilir.
2) Olayı sadece başörtüsü kapsamında değerlendirmek tartışmalardaki temel eksikliktir bence. Başörtüsü elbette bir dini semboldür fakat bu cümlenin ardında farklı anlamlar aramak iyi niyetten yoksun bir tavır olur.
3) Başörtüsü ile derse girme talebinde bulunan öğretmenlerimizin herhangi başka bir dine ait bir sembol ile derse girme talebinde bulunan arkadaşlarına olan bakışları nasıldır.Hristiyan bir öğretmenimizin de haç takarak derse gelmesini aynı höşgörü ile görebiliyorlar mı? Bunu ifade etmemdeki amaç provakatif bir söylemde bulunmaktan ziyade basit bir empatinin mümkün olup olmadığının merakıdır.
4) Mesele herhangi bir dini sembol ile derse gelme özgürlüğünden ziyade öğretimin tarafsızlığı üzerinde yoğunlaşmıştır ki doğru olan da budur. Yani önemli olan öğretmenlerimizin nasıl giyindiği mi yoksa tarfasızlıklarının koruması noktasındaki çekinceler mi..
5) Esas ve doğru olan eğitim camiasındaki tüm öğretmenleriizin fikri ne olursa olsun tarafsız ve özgür bir eğitim anlayışı iiçinde hareket etmesidir.
6) Herhangi bir dini sembolün eğitim hayatına girmesinin bu tarafsızlığı zedeleyeceğini düşünen arkadaşların yorumlarının samimi ve iyi niyetli olduğunu düşünerek haklılık payları vardır; ancak meseleyi sadece kıyafet boyutuna indirmemek gerekir. Kafasında böle ayrımları olan bir öğretmenin kılık kıyafeti ne olursa olsun bu yanlışı öğrencilerine sirayet edecektir.Defaatle ifade ettiğim gibi asıl konuşulması gereken bu özgürlükçü ve tarafsız eğitimin mimarı öğretmenlerin nasıl yetiştirilmesi gerektiğidir.
7) Burda herkes elini taşın altına koymalı ve empati yapmalıdır.Başörtüsü ile derse girmek isteyen çağdaş ve tarafsız birçok öğretmenimiz vardır.Bu noktadaki istekleri masumane ve doğaldır. Buna karşın çocuklarının eğitiminden endişe duyan ailelerin de böyle bir çekinceyi iyi niyetle dile getirmeleri de masumane ve doğaldır.
8) Bütün bu tartışmaların gölgesinde asıl fail kılık ve kıyafeti ne olursa olsun görevinin ve sorumluluğunun bilincinde olmayan fikri ve vicdanı hür nesiller yetişme kaygısı olmayan sözde öğretmenlerdir. Böylesine şerefli ve kutsal bir mesleği iyi niyetten yoksun tartışmalarla yıpratmakta kimseye fayda sağlamaz. Herlesi kendi gibi düşünmeyenlere karşı sevgi ve saygıya davet ediyorum.