Editörler : E.Kayı Han

20 Şubat 2009 18:16

Türkçe ezan, kuran ve M.Kemal'e atılan iftiralar hakkında ne dersiniz??

hasan hüseyin ceylanın yazdıgı ezan -kuranın Türkçeleştirilmesi,M.Kemaldöneminde yapılmaya başlandı tartışın bir gün gelip bakarım konuya nasipse....dediğisaçmalık dönemi hakkında kim neler düşünüyor??

*********************************************

Türkçe Ezan, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kurulduğu dönemde Arapçasının yerine, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 18 Temmuz 1932 tarihli bir genelgesi ile Ezan'ın Türkçe okunmasıdır. CHP'nin tek parti iktidarı döneminde uygulamada kalmıştır.

Konu başlıkları [gizle]

1 Türkçe ezanın dile getirilmesi

2 Türkçe ezan uygulamasına geçiş

3 Eleştirisi

4 Tarihte Türkçe ezan

5 Kaynakça

6 Dış bağlantılar

Türkçe ezanın dile getirilmesi [değiştir]Türkçe ezan okunması konusu Meşrutiyet dönemindeki bazı aydınlar tarafından da dile getirilmişti.

Bu özlemi Ziya Gökalp şöyle şiirleştirmiş:

"Bir ülke ki, camiinde Türkçe ezan okunur.

Köylü anlar manasını namazdaki duanın

Bir ülke ki, mektebinde Türkçe Kuran okunur

Küçük büyük herkes bilir buyruğunu Hüda'nın

Ey Türk oğlu, işte senin orasıdır vatanın."

Atatürk 1932'de, önce Türkçe ezan okunmasının dinen caiz olup olmadığını tartıştırıyor ve caiz olduğu belirleniyor. [1]

Türkçe ezan uygulamasına geçiş [değiştir]1931 yılının Aralık ayında, Mustafa Kemal Atatürk?ün emriyle dokuz hafız, Dolmabahçe Sarayı?nda ezanın ve hutbenin Türkçeleştirilmesi çalışmalarına başladı.

Kur'an?ın Türkçe tercümesi ilk kez 22 Ocak 1932 tarihinde İstanbul?da Yerebatan Camii?nde Hafız Yaşar (Okur) tarafından okundu. Bundan 8 gün sonra, 30 Ocak 1932 tarihinde ise ilk Türkçe ezan, Hafız Rıfat Bey tarafından Fatih Camii?nde okundu. 3 Şubat 1932 tarihine denk gelen Kadir Gecesi?nde de, Ayasofya Camii?nde Türkçe Kuran, tekbir ve kamet okundu. 18 Temmuz 1932 tarihinde Diyanet İşleri Riyaseti, ezanın Türkçe okunmasına karar verdi. Takip eden günlerde, yurdun her yerindeki Evkaf Müdürlüklerine Türkçe ezan metni gönderildi. 4 Şubat 1933 tarihinde, müftülüklere ezanı Türkçe okumalarını, buna uymayanların kati ve şedid (kesin ve şiddetli) bir şekilde cezalandırılacaklarını bildiren bir tamim gönderildi.

Türkçe ezanın metni Vikikaynak'ta bulunur.

Vikikaynak'ta, Türkçe ezan ile ilgili metin bulabilirsiniz.

Türkçe ezan Türkiye Cumhuriyetinde ilk olarak 1932 yılında İstanbul Fatih Camii'nde okundu. ( Osmanlı döneminde de ezanı 13yy. Türkçesi ile okuyan muezzinler bulunmaktaydı fakat bu çok yaygın bir uygulama değildi. Özellikle Abdulhamid Dönemi Türkçe ezan da yerini bir daha değişmemek üzere Arapçasına bıraktı.)

Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra CHP döneminde 18 sene boyunca ezan Türkçe okunmuş, daha sonra Demokrat Parti'nin iktidara gelmesi ile 16 Haziran 1950'de ezanın Arapça da okunabilmesine izin verilmiştir. DP iktidarının başında olan Adnan Menderes'in ilk icraatı olan ezanın tekrar Arapça'ya çevrilmesiyle, Türkçe ezan yasaklanmamasına rağmen, Türkçe ezan okunması tümüyle terkedilmiştir. Günümüzde, serbest olmasına karşın, camilerde yalnızca Arapça ezan okunmaktadır.

Eleştirisi [değiştir]Allah kelimesinin bile Tanrı şeklinde çevrildiği Türkçe ezanda Arapça'dan çevrilmeyen tek kelime felahtır(kurtuluş). Bunun nedeninin halkın felah kelimesinin 'kurtuluş' anlamına geldiğini bilmemesini sağlamak ve ezan okunurken, haydin kurtuluşa manasına gelecek bir çağrıda bulunmamak olduğu da iddia edilir.[2]

(Ezan arapça okunduğunda halkın bu çağrıyı anlayabildiğini kabul etmek, bir kelimenin kasıtlı olarak çevrilmedeği iddiasını destekler nitelikte değildir.)

Tarihte Türkçe ezan [değiştir]Macar halk edebiyatı bilgini Ignaz Kunoş, 1885'te İstanbul'u ziyaret eder ve Şehzadebaşı'nda dolaşır. Onun 1926 yılında İstanbul Üniversitesi'nde verdiği konferansinda assagidaki betimlemeyle Osmanli Istanbul'unu anlatmistir.

"Gel Şehzadebaşı'ndaki sakin kahveler. Direklerarasındaki kıraathaneler... Biri söylerse öbürü dinler. Akşam da oldu ikindi, mumlar şamdanlara dikildi. Şerefeye çıkmış müezzinler, Kıble tarafına dönüp ellerini yüzlerine örtüp ince ince ezan okumaya başladılar: Yoktur tapacak / Çalabdır

Kaynakça [değiştir]^ http://www.kongar.org/aydinlanma/2004/440_Turkce_Ezanin_Oykusu.php

^ http://vampircik.com/diyar.php?process=eid&eid=116386

Dış bağlantılar [değiştir]Türkçe Ezanın Öyküsü - Emre Kongar

Türkçe ezan, Show Haber, 7 Ekim 2006

Ezan 18 yıl Türkçe okundu, Hürriyet Arşiv

Tarihte Bugün: 30 Mart 1971, CNN Türk

Türkçe ezandan bir kesit

Türkçe ezan - Asist. Dr. Seçil AKGÜN

"http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrk%C3%A7e_ezan" adresinden alındı.


dede ali
Kapalı
20 Şubat 2009 18:39

Türkçe ezana kesinlikle karşıyım...

bir başkasına atılan iftiralar, iftira atanın vücuduna mutlaka dolanır...

er ya da geç...


.sos.
Memur
20 Şubat 2009 19:21

türkçe ezan, türkçe ibadet.. işin özü bu kadar basittir...

kur'an bize onu okuyup, anlayalım ve üzerinde düşünelim diye gönderildi....Arapça mı öğrenicek insanlar kur'an ı okumak için..türkiye'de binlerce insan, ne okuduğu, duanın ne anlama geldiğini bilmeden namaz kılıyor. bu mu yani ibadet???


**GÖKÇEN**
Kapalı
20 Şubat 2009 20:27

bursa olayı ve mustafa kemal Ataturk..ve ezanın Türkçe okunması....bursa nutku çok tartışmalı...?????


dede ali
Kapalı
20 Şubat 2009 21:12

kuranı okumak için arapçamı öğrenecekmişiz...altı üstü bir elifba öğreneceksin .sos.arkadaşım...biz kuranı kerim okumayı biliyoruz, ama arapca bilmiyoruz anlayacağın kuranı kerimi okumak için arapca bilmek şart değil...bu senin gibilerin uyduruk bahaneleridir...imam hatiplerin bile çoğu arapçayı bilmez,araştırabilirsin...

binlerce insan okuduğu duanın anlamını bilmiyormuş,bahaneye bak...salak mı bu insanlar,dualarıda,ayetlerinde açıklamaları bulunmaktadır...sen yeter ki oku allahu teala her lisanın sahibidir...bu mu yani ibadet?? demişsin ağır bir laf altında kalmayasın...Benim Peygamberim Ezanı zahiren nasıl duyduysa,o ezan da kıyamete kadarda öyle duyulacaktır inşaallah...


çocuuk
Müsteşar
20 Şubat 2009 21:22

kuranın türkçesi olmaz bide şuan türkçe alfabe kullanıyormuşuz gibi davranmayalım.latince yerine arap alfabesi tercihimdir ecdad işini bilir


dede ali
Kapalı
20 Şubat 2009 22:11

onlara lafları olmaz bunların,medeni hukuku kendileri yazdılarya,ceza hukukunu vs...ezan bize yabancı sadece...su yutkunları...


kanyazısı
Kapalı
21 Şubat 2009 14:05

anlaşıldı bu konuyuda kaldıramayacak bu millet, hele de tarihçiler böyle bir tartışmanın kör noktasında olurlarsa sonuç çıkmaz...

Kuranın Türkçeleştirilmesi meselesi, anlamak içinse??????

ezan ise, hangi ülkeye gidersen git anlaşılır tek ortak noktamızdır.

bu konu da M.Kemale yapılan iftiraladı derdim, adam bitr adım attı diyebilirsiniz. zihniyetin degişmesi noktasında bir adımdı ama sonra uygulamadan kalktı ,gitti..ama kraldan çok kralcı geçinen mallar sayesinde "devletininin anayasası Kuran olmalı" diyen adamlar bile , ne oyunlar yaptı????

biraz okuyup araştırın , sonra yazın....


kanyazısı
Kapalı
21 Şubat 2009 14:13

Atatürk'ün Emriyle 1931 - 1949 Yılları Arasında Liselerde Okutulan Tarih Kitabına Konulan Bölümler )

Lise II Tarih Kitabından İslam Tarihi, Kuran ve Muhammed

Atatürk'ün sansürlenen görüşleri İnanması zor; ama kendi kurduğu kurum, Atatürk'ün notlarını sansür ederek yayımladı. Can Dündar, Atatürk'ün din konusundaki sözlerinin sansürlenişine tepki gösterdi.

http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=195307

http://www.milliyet.com.tr/2006/10/30/yazar/dundar.html

Atatürk'ün sansürlenen görüşleri

Atatürk'e ilişkin olarak 2 önemli çarpıtma yapılıyor.

Biri Batılılaşma konusunda...

Diğeri din konusunda...

İlki, Atatürk'ün hedef olarak Avrupa'yı göstermediği iddiasına dayanıyor.

İkincisi, -dünkü Vakit gazetesinde bir örneğini gördüğümüz gibi- ısrarla Atatürk'ü dua ederken, sarıklı mebuslarla ya da peçe içindeki Latife Hanım'la gösterip cumhuriyetin temelinde bir din motifi arıyor.

Bu 2 konuda 2 belge hatırlatacağım.

***

İlk belge, 29 Ekim günü Mustafa Kemal Paşa'nın Fransız yazarı Maurice Pernot'ya verdiği demeç... Paşa, o gün Revue Des Deux Mondes için Meclis Başkanı sıfatıyla verdiği son demecinde şöyle diyor:

"Osmanlı İmparatorluğu, Batı'ya karşı elde ettiğimiz başarılardan çok gururlanarak kendisini Avrupa uluslarına bağlayan bağları kestiği gün düşüşe başlamıştır. Bu bir hataydı. Bunu tekrar etmeyeceğiz. Bizim vücutlarımız Doğu'da ise de düşüncelerimiz Batı'ya dönüktür. Memleketimizi çağdaşlaştırmak istiyoruz. Bütün çalışmalarımız Türkiye'de çağdaş, bu sebeple Batılı bir hükümet oluşturmaktır. Uygarlığa girmek arzu edip de Batı'ya yönelmemiş millet hangisidir?"

***

Din meselesine gelince...

İlk Meclis'in dualarla açıldığı ve cumhuriyete oy veren milletvekilleri arasında 100 kadar din adamı olduğu doğru... Ancak böyledir diye cumhuriyetin kökeninde ve Atatürk'ün düşünce evreninde din motifleri aramak nafile uğraş.

Afet İnan cumhuriyetin ilanından 6 yıl sonra Yurt Bilgisi dersleri vermeye başlamıştı. Okutacağı kitabı Kemal Paşa'ya gösterdi. Gazi beğenmedi. Yeni bir Medeni Bilgiler kitabı yazdırdı.

Kitap, 1931'de Afet İnan imzasıyla çıktı; ortaokul ve liselerde okutuldu. İşte Kemal Paşa'nın el yazısıyla kaleme aldığı o notların "Millet" bölümünden satırlar:

***

"Türkler Arapların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arapların dinini kabul ettikten sonra bu din Arapların (..) Türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir tesir etmedi. Bilakis Türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti; milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu. (..)

"Türk milleti birçok asırlar, (..) bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kur'an'ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndü. (..)

"Türk milletini Allah için, Peygamber için topraklarını, menfaatlerini, benliğini unutturacak, Allah'la mütevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular. (..)

"... din hissi, dünyanın acısı duyulan tokadıyla derhal Türk milletinin vicdanındaki çadırını yıktı, davetlileri, Türk düşmanları olan Arap çöllerine gitti. (..) Artık Türk, cenneti değil, (..) son Türk ellerinin müdafaa ve muhafazasını düşünüyordu. İşte dinin, din hissinin Türk milletinde bıraktığı hatıra..."

***

Yeterince açık değil mi?

Nasıl oluyor da din konusundaki görüşleri bu kadar net olan bir lider hâlâ yanlış yorumlanıyor?

Yukarıdaki satırların çoğu, Türk Tarih Kurumu tarafından 1969 ve 1988'de basılan "Medeni Bilgiler ve Mustafa Kemal Atatürk'ün El Yazıları" kitabında yer almıyor da ondan...

İnanması zor; ama kendi kurduğu kurum, Atatürk'ün notlarını sansür ederek yayımladı.

"Medeni Bilgiler"i geçenlerde yeniden basan Örgün Yayınevi, Türk Tarih Kurumu'ndan bir özürle yeni baskı beklediklerini yazmış.

Atatürk'ün okullarda okutulsun diye kaleme aldığı kitabının bile sansür edildiği bir ülkede yaşıyoruz.

Düşünce özgürlüğü mü dediniz?

[email protected]


kanyazısı
Kapalı
21 Şubat 2009 14:18

TARHÇİLER AKLINI VE MANTIGINI KULLANIP, TARİHİ OLAYLARI GERÇEK MANASIYLA ARAŞTIRMADIGI SÜRECE, BU MUAMMA DEVAM EDECEKTİR. SONUÇTA DA M.KEMALİ; DİNSİZ -KURANI KERİM, ALLAH DÜŞMANI GÖSTERMEYE DEVAM EDECEKLERDİR.

NE ZAMAN ANLAYACAK VE YA NE ZAMAN ANLAMA İDRAKINI GÖSTERECEGİZ; BİLMİYORUM????*

******************************

Yukardaki hutbe bir defa imamların anlattığı gibi cuma hutbesi değildir.Bu konuşma cumhuriyet ilanı öncesinde halkın kendisini tasvip etmesi için bir pazar günü camii içerisinde yapılan tam bir din istismarıdır.

Atatürkçüler illa İslam tartışacaksa hadi gelin M.Kemalin yıllardır gizlenen konuşmalarını raflardan indirelim. Göze alabiliyorsanız, onun Kazım Karabekire her şeyden önce din anlayışını kaldırmalıyız dediğini orta okul din kitaplarına koyalım. Bir İngiliz yazara söylediği gibi Benim dinim yok ve bazen bütün dinler denizin dibine batsın istiyorum. Sözlerini Diyanet İşleri Başkanlığının kapısına asalım.

Benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını istiyorum. Hükümetini ayakta tutmak için dini kullanmaya gerek duyanlar zayıf yöneticilerdir, adeta halkı bir kapana kıstırırlar. Benim halkım demokrasi ilkelerini gerçeğin emirlerini ve bilimin öğretilerini öğrenecektir. Batıl inançlardan vazgeçilmelidir. İsteyen istediği gibi ibadet edebilir. Herkes kendi vicdanının sesini dinler. Ama bu davranış ne sağduyulu mantıkla çelişmeli ne de başkalarının özgürlüğüne karşı çıkmasına yol açmalıdır.. Atatürk-1926

Andrew Mango, Atatürk Syf.447

"...Kimi yerlede kadınlar görüyorum ki, başına bir bez, ya da bir peştemal ya da benzer bir şeyler atarak yüzünü, gözünü gizler ve yanından geçen erkeklere karşı ya arkasını çevirir, ya da yere oturarak yumulur. Bu durumun anlamı, gösterdiği nedir?

Efendiler uygar bir ulus anası, ulus kızı bu şaşırtıcı biçime, bu vahşi duruma girer mi? Bu durum ulusu çok gülünç gösteren bir görünüştür. Hemen düzeltilmesi gerekir."

Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri,

Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Yay., C. II., s. 217.

http://abdullahkan.com/OKU/dinsiz.htm


Koray1907
Kapalı
21 Şubat 2009 17:18

Bence rahmetli Atatürk'ün en büyük ideallerinden biriydi bu Türkçe ibadet konusu..


Afşın
Kapalı
22 Şubat 2009 12:02

Türkçe Ezana ve Kurana karşıyım...

Kuranın mealini okumak isteyen alsın eline mealli Kuranı okusun ve ibadet konusunda Resulullah nasıl yapmış ise yol odur ne eksik ne fazla...


Sinemm87
Yasaklı
22 Şubat 2009 16:57

Mustafa Kemal her yönde olduğu gibi bu yönde de çok doğru bir adım atmıştı..

.

ama gerici ,yobaz güçler kopyalama hayattan vazgeçemedi,geçmeyecekte..


hencacalik
Şube Müdürü
24 Şubat 2009 01:08

arapçasını okumak neden şart anlamıyorum. arapça da bir dil niye bu kadar kutsallaştırıyorsunuz. türkiyede yaşıyorsak ezan da kuran da türkçe olmalı. arapçasını isteyen okusun. ama boşa okur. anlamadıktan sonra bir anlamı yok.


hencacalik
Şube Müdürü
24 Şubat 2009 01:12

afşin arkadaşım resulullah arabistanda yaşamış biz de mi yaşayalım. böyle saçmalık olur mu ya. arap yarımadasına indi kuran diye araplar, dilleri, kültürleri kutsallaştı. adamlr kendileri bu kadar değer vermiyo dillerine.


çocuuk
Müsteşar
24 Şubat 2009 13:42

esma-ül hüsna'yı bırakıp tanrıyla tengriyle uğraşmak biz kanyazı kardeşin tavsiyesine uyup türkçeyi araştıralım o da bizi dinleyip kuran da arabça vurgusunu ve övgüsünü araştırsın olmaz mı.din,millet,dil diye sıralasak türkçeyi korumamız gereken onca bataklık varken kutsallara girmek oradan başlamak çıkmaz sokak derim


kanyazısı
Kapalı
24 Şubat 2009 21:30

sizleri anlamak gerçekten zormuş baylar ve bayanlar.Türkçe her şey güzel ,buna kimsenin itirazı olamaz.fakat iş M.Kemalin "ezan ve kuranın Türkçeleştirlmesi" hususunda attıgı adımların yerle bir edilmesi, yapmak istediği; milletin dinini -kitabını okuyup anlaması hususuydu.

M.Kemal döneminde başarıya ulaşamayacak bir düşünceydi, ölümünden sonra "kraldan çok ,kralcı geçinen bir güruh" tarafından ,her zaman oldugu gibi sırtından vurulan M.Kemal,ne yapmak istediğini anlatabildi, ne yapmak istediğini yapabildi.

Her şeyi aslında okuyup anlamak ; en mükemmel durumdur." hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?" demiyor mu Kuranda Allah.

eyvallah kardeş tavsiyene minnettarım...


çocuuk
Müsteşar
26 Şubat 2009 13:48

asım köksalın bi eseri var kuran a yeni sure eklenmeye çalışıldığana dair.


.sos.
Memur
08 Mart 2009 20:41

günümüzün politikasını çok iyi yansıtıyosunuz, insanların kendi dillerinde ibadet etmelerine bile karşı çıkabiliyosunuz ya.. ben size diyecek bi şey bulamıyorum ya. bi daha da bu konuya gelmem, bu konu benim için bitmiştir.:)))!!!


dede ali
Kapalı
08 Mart 2009 22:09

hayırlı olsun...


kanyazısı
Kapalı
08 Mart 2009 22:52

gelme da, anlayışın çok darsa , ne yapalım..kandil kandil kandillenmeyelim...

Toplam 57 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi