economist clerk gururla sunar:)
evvel zaman içinde bir zamanlar kendilerine yapılanları unutan edebiyat mezunları varmış bunlar zamanında eğitim fakültelerinin kendilerine yaptıklarının aynısını devletin okuma hakkı verdiği aöf edebiyat bölümüne yapmaya kalkmışlar. ancak özel üniversitelerde aöf puanından çok daha düşük puan alarak edebiyat eğitimini sürdürenlere seslerini çıkarmaya korkuyorlarmış:) aöfyi günah keçisi ilan etmişler dava açılmış davanın tensibi yapılmış duruşma günü verilmiş ve sanık aöf duruşmada yerini almış sonunda juri üyeleri fen edebiyatlılar aöfnin idam edilmesini istemişler o bir aöfmiş ve kendileri gibi asil soydan değilmiş onun için yaşama hakkı yokmuş:) ancak kararı verecek olan juri üyeleri değil hakimlermiş. hakimler ise kararı vermişler ve verilen karar ile dağılan juri üyeleri ağlamaya başlamış. çünkü kararı veren kişi aöfliler formasyon alır demiş karar yazılmış aynı gün kesinleşmiş verilen karar acikogretim.sozel.org adresinden alınmış olup değiştirilmeden ekte sunulmuş olup ağzı açık kalanların ağzını kapamaları ihtar olunur:)
Açıköğretim Fakültesi?nde, 2009-2010 öğretim yılında açılacak olan Türk Dili ve Edebiyatı, Sosyoloji ve Felsefe bölümlerinden mezun olarak formasyon alanlar öğretmen olabilecek.
Açıköğretim Fakültesi bünyesinde 2009-2010 öğretim yılında açılacak olan Türk Dili ve Edebiyatı, Sosyoloji ve Felsefe bölümlerinden mezun olarak formasyon alan öğrenciler, öğretmen olmaya hak kazanacak.
Açıköğretim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aydın Ziya Özgür, ?Bir insan kendini Türk Dili ve Edebiyatı?nda geliştirmek istiyorsa ve bunun sonucunda gerekli koşulları sağlamışsa tabii ki öğretmen olacaktır. Öğretmen olmanın koşulları bellidir. Öğrenci mezun olacak, formasyon alacak, Kamu Personeli Seçme Sınavı?nda başarılı olacak ve Milli Eğitim Bakanlığı?nın açacağı kadrolara müracaat edecek. Bunların tamamı Açıköğretim Fakültesi mezunları için de geçerlidir. Bunun koşullarını biz değil, Milli Eğitim Bakanlığı belirliyor? dedi. Prof. Dr. Özgür, yaşam boyu eğitim anlamında, bireylerin kendilerini geliştirmeleri, bilgilerini artırmaları ve yaşamlarını zenginleştirmelerini hedeflediklerini kaydederek, ?Kendini geliştirmek isteyen herkesin yerleştiği birer program sunmak istiyoruz? dedi.
?Eğitim anlamında her şey denk?
Açıköğretim ile örgün programlar arasında eğitim anlamında hiçbir fark olmadığının altını çizen Özgür, ?Bizim denklik kaygımız yok. Kendimize eğitim ve öğretim anlamında çok güveniyoruz. Bugün, Türkiye?de üniversiteden mezun olan hiçbir bireyin kariyer planlamasını üniversiteler yapmaz. Zaten kontenjanlar da Türkiye?nin ihtiyaçlarına göre belirlenmiyor. Binlerce insan üniversite kapılarında bekliyor. Biz bekleyenlere yeni seçenekler sunarak hayata kazandırmaya çalışıyoruz? dedi. Prof. Dr. Aydın Ziya Özgür, ulusal basında çıkan eleştirilerin bilinçsizce ve bilgisizce yapıldığına dikkat çekerek, amaçlarının nitelikli eğitim vermek olduğunu sözlerine ekledi.
economist clerk gururla sunar:)
evvel zaman içinde bir zamanlar kendilerine yapılanları unutan edebiyat mezunları varmış bunlar zamanında eğitim fakültelerinin kendilerine yaptıklarının aynısını devletin okuma hakkı verdiği aöf edebiyat bölümüne yapmaya kalkmışlar. ancak özel üniversitelerde aöf puanından çok daha düşük puan alarak edebiyat eğitimini sürdürenlere seslerini çıkarmaya korkuyorlarmış:) aöfyi günah keçisi ilan etmişler dava açılmış davanın tensibi yapılmış duruşma günü verilmiş ve sanık aöf duruşmada yerini almış sonunda juri üyeleri fen edebiyatlılar aöfnin idam edilmesini istemişler o bir aöfmiş ve kendileri gibi asil soydan değilmiş onun için yaşama hakkı yokmuş:) ancak kararı verecek olan juri üyeleri değil hakimlermiş. hakimler ise kararı vermişler ve verilen karar ile dağılan juri üyeleri ağlamaya başlamış. çünkü kararı veren kişi aöfliler formasyon alır demiş karar yazılmış aynı gün kesinleşmiş verilen karar acikogretim.sozel.org adresinden alınmış olup değiştirilmeden ekte sunulmuş olup ağzı açık kalanların ağzını kapamaları ihtar olunur:)
Açıköğretim Fakültesi?nde, 2009-2010 öğretim yılında açılacak olan Türk Dili ve Edebiyatı, Sosyoloji ve Felsefe bölümlerinden mezun olarak formasyon alanlar öğretmen olabilecek.
Açıköğretim Fakültesi bünyesinde 2009-2010 öğretim yılında açılacak olan Türk Dili ve Edebiyatı, Sosyoloji ve Felsefe bölümlerinden mezun olarak formasyon alan öğrenciler, öğretmen olmaya hak kazanacak.
Açıköğretim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aydın Ziya Özgür, ?Bir insan kendini Türk Dili ve Edebiyatı?nda geliştirmek istiyorsa ve bunun sonucunda gerekli koşulları sağlamışsa tabii ki öğretmen olacaktır. Öğretmen olmanın koşulları bellidir. Öğrenci mezun olacak, formasyon alacak, Kamu Personeli Seçme Sınavı?nda başarılı olacak ve Milli Eğitim Bakanlığı?nın açacağı kadrolara müracaat edecek. Bunların tamamı Açıköğretim Fakültesi mezunları için de geçerlidir. Bunun koşullarını biz değil, Milli Eğitim Bakanlığı belirliyor? dedi. Prof. Dr. Özgür, yaşam boyu eğitim anlamında, bireylerin kendilerini geliştirmeleri, bilgilerini artırmaları ve yaşamlarını zenginleştirmelerini hedeflediklerini kaydederek, ?Kendini geliştirmek isteyen herkesin yerleştiği birer program sunmak istiyoruz? dedi.
?Eğitim anlamında her şey denk?
Açıköğretim ile örgün programlar arasında eğitim anlamında hiçbir fark olmadığının altını çizen Özgür, ?Bizim denklik kaygımız yok. Kendimize eğitim ve öğretim anlamında çok güveniyoruz. Bugün, Türkiye?de üniversiteden mezun olan hiçbir bireyin kariyer planlamasını üniversiteler yapmaz. Zaten kontenjanlar da Türkiye?nin ihtiyaçlarına göre belirlenmiyor. Binlerce insan üniversite kapılarında bekliyor. Biz bekleyenlere yeni seçenekler sunarak hayata kazandırmaya çalışıyoruz? dedi. Prof. Dr. Aydın Ziya Özgür, ulusal basında çıkan eleştirilerin bilinçsizce ve bilgisizce yapıldığına dikkat çekerek, amaçlarının nitelikli eğitim vermek olduğunu sözlerine ekledi.