Batum Neden Ruslara Bırakıldı ?

batum ruslara ünlü rus yardımının ikinci taksitine mukabil rusların '' o zaman elimiz zayıftı (1917 için) buraları size bıraktık.artı iş değişti.batumu bize verin 5 milyonu alın'' buna mukabil batum ruslara bırakıldı (satıldı).kemalistler bırakıldı derler.işlerine gelmez çünkü satıldı demek.

Emremusa hocam ağzınıza sağlık.

Kemalist kalemşörler BATUM Ruslara bırakıldı derler ama bunun gerekçesini hiç söylemezler, yani durup dururken bize ait bir yer neden haybeyi elin oğluna bırakılıyor?

Abdulhamit, Ruslara yenilince 1878 ylında Batum'u kesinkes Ruslara verdi.

Bir ara, 1920 yılında ani bir baskın yapan bizim 5 nci Tümen, üç-beş günlüğüne Batum'u aldı ama KAZIM KARABEKİR Batum'u Ruslara iade etti.

kocabey 1949 arkadaş,

burada tarihçilerle yazıştığını unutma, yanlış şeyler yazma. 1. TBMM de 4 tane BATUM Milletvekili var diyoruz ve sen hala Batum ruslardaydı diyorsun, Batumda halkoylaması yapıldı ve %80 e yakın çoğunlukla Türkiyeye katılma kararı alındı diyoruz, hala batumu K.Karabekir Ruslara iade etti diyorsun, Kazım KARABEKİR'İN Vatan toprağını Düşmana iade ettiği nerede görülmüştür.

Bugüne kadar BATUM'un RUSLAR'a bırakıldığına dair hiçbir Kemalist kalemşör neden yazamadı, sadece üstünü örtmekle,(sebebi gizlemekle) yetindiler.

kocabey1949

DEĞİRMENCİ KAPAĞI YAPIŞTIRMIŞ...KOPTUM GÜLMEKTEN:)))

Batum'u Ruslara ebediyyen vermemiz 1878 yılında ABDULHAMİT zamanında ve onun onayı ile oldu.

Rus ihtilali (1917) sırasında Ruslar çekilince, Batum'u birkaç haftalığına aldık ama KAZIM KARABEKİR, Gümrü Anlaşması ile orasını geri iade etti.

Batum o tarihte hepten Gürcü idi. Bugün de böyledir.

Orasını da DEĞİRMENCİ alsın!.. Ondan bekliyoruz.

Batum,Gürcü filan değildir.Bugün bile çoğunluğunu Acar Türkleri'nin oluşturduğu şehirdir.Zaten,Acaristan özerk bölgesinin başkentidir.

Gümrü Antlaşması ise Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanmıştır.Ruslarla ilgili bir maddesi yoktur.Batum,Moskova Antlaşması ile Ruslar'a terk edilmiş,bu antlaşmaya rağmen bir kaç günlüğüne Türk ordusu çıkmamakta direnmiş fakat Ankara'dan gelen kesin talimatla ve Rus ordusunun yaklaşması nedeniyle ne kadar haklı olsa da hukuksuz olan bu duruma son verilmiştir.

vay be batumu satmışlar mı

BatumUn verilişini anlayamadığınız.Türk ve Dünya tarihini bilmemenizden kaynaklanıyor.

Bir düzeltme yapalım. Batum'a hiç bir zaman Ermeniler saldırmadı. Ermeniler Batuma göre güneyden saldırınca, Mondros ile ordumuz çekilince Batum'da boşluk oluştu ve bunu Gürcüler doldurarak işgal etti.

Kars İslam Şurası ile Kars'ta bir yerel meclis toplanmıştı. Milis güçlerini tam oluşturamadan bu şurayı Ermeniler dağıttı. Batum'un dağlık kesimlerinde, Acara Türkleri, Lazlar ve Müslüman Gürcüler, Gürcüstan'a karşı milis savaşları yaptılar. Bunların dışında da sıcak çatışma olmadı.

Artvin ili de Batuma bağlıydı o zamanlar. Artvinde'ki olaylar da Batum'a dahil edilebilir.

Kazım Karabekir, Ermenlileri yenince Gürcülere TBMM adına Gürcüstan'a ültümatom verip yürüyüşe geçti. Batum'un tamamı tek kurşun atmadan geri alındı.

Batum'un Ruslara bırakılması bölge insanına çok büyük acılar yaşattı. Ben bu acıları yaşamış bir Artvinli değilim ama hatırladığım, çocukken sınır köylerinde ısrarla bize sakın karşıya bakmayınız demeleri. 70 yıl boyunca da sınır bölgelerinde büyüyen çocuklar bu sözle büyüdü: "Sakıııın, karşı tafafa bakmayın sakın!"

Dedem (annemin babası) Batum'daymış, arsaları varmış. 20'lı yıllarda gizlice kaçarak gelmiş. Arsaları orman olmuş. Kardeşi 40'lı yıllarda kaçabilmiş, burda da Sovyet casusu damgası yemiş.

Dedemin, anneannemin ve diğer akrabalarımın anneme anlattıklarını, annemden dinleyerek dinledik.

Bir yeri bırakmak, terk etmek kolay da orada kalmak, orasıyla yaşamak nasıl bir şey, yaşayanlar bilir.

gerisi hikaye...

Tüm Anadoluyu kurtarmak için, düşmanı dost hale getirmek için gerekirse batum da verilir erivan da verilir. büyütcek bişey yok.

bugün bile doğu karadeniz civarlarında gürcüce lazca konuşan bir sürü insan varken (hatta kimisi lazistan özlemi taşıyor) o dönemde nasıl oluyor da batumun %80i Türk oluyor?

savaşlarla kargaşalarla dolu uluslararası ilişkilerde her istediğin şeyi alabilirmisin? yeterince düşman varken düşman sayısının artmasını göze alabilirmisin?

,

ayrıca bir de şunu unutmayın ki doğa hiçbir devlet hiçbir toplum ve hiçbir insanın tapulu malı değildir.her an herşey değişebilir. bazen savaş yoluyla bazen dostluk ve yardım sağlamak için bırakılarak bazen de para ile alınıp satılarak.

rus çarlığıda koskoca alaskayı yeni kurulan abdye satmıştı.hemde çok ucuz fiyata.ama koruyamayacaklarını ve geliştiremeyeceklerini düşünerek.

insanlar ister vatan gözüyle görsün ister arazi gözüyle,ister şehir gözüyle görsün ister köy olarak,sonuçta doğa DOĞADIR...

Herşeyi yaratan ve herşeyin sahibi anası DOĞADIR.

insanoğlu Doğaya ait olacağına Doğaya sahip olmaya çalıştıkça en başta savaş ve çatışma başta olmak üzere her türlü müsibet gelip insanoğlunu bulacaktır.

yeryüzündeki bütün devlet sınırlarını ve bütün orduları kaldırmadan insanoğlu huzur bulamaz ve Tarih ahmakça ve acımasızca akışına devam eder.

halbuki insanlar kızılderililer gibi Doğaya sahip olmadan onu bölmeden ve tüm canlılarla dost olacak şekilde bi yaşam tarzı seçseler asıl o zaman doğanın gerçek armağanlarına sahip olmuş olurlar.

aç gözlü ve savaşçı toplumlar hem doğaya hemde en çok kendilerine zarar verirler.bütün ihtiyaçlarından kısıp aç ve yoksul kalarak ordular beslemek zorunda kalırlar.asker yetiştirip savaşlar yapmak ve ölüp öldürmek zorunda kalırlar.

halbuki bütün insanlığın ve hatta bütün canlıların kardeş olduğu bilincine erebilseler ve tek bir global dünya devleti kurup sınırları ve orduları kaldırabilseler işte o zaman insan türü akıllı bir canlı türü derdim ve onların yarattığı tarihi severdim. ama bize bizden öncekiler savaşlarla açlıklarla dolu bir dünya bıraktılar. güzel düşünceler için mücadele eden az sayıda insanlar da oldu ama çoğunlukla tarihi haklılar değil kazananlar yazdı.haklılar fazla kazanamadı.

umarım gelecekte tarihin ve tarihçiliğin yönü değişir ve evrensel bir anlayışa ulaşır. ve dünya da barış ve kardeşlik dolu bir İnsanlık yaşamı kurulur.

şu an için bunlar ütopya olsa da insanlığa barışçı ve ilerlemeci bir yön verirsek önümüzdeki yüzyılların ve milenyumları için daha güzel bir tarih yaratırız...

tarihi anlamak için de FELSEFE VE BİLİM bilmek gerekiyor.çünkü tarih de sadece tarih değildir.ve sadece tarihcikcilik yapılarak Tarihçi olunmaz.savaşları nefretleri körükleyerek Tarihci olunmaz.Tarihi de eleştirmek gerekir bilimsel şekilde.

Tarihe Tarih dışı Tarih öncesi ve Tarih ötesi de bakabilmek gerekir iyi bir Tarihci olmak için.Tarihe saplanıp kalmamak ve Tarihin sonunu da görebilmek gerekir iyi bir Tarihçi olabilmek için.

yoksa tarih hep tekerrür eder Gelecek sonsuza dek b.mb.k olur ve toplumlar öyle yaşamaya ve öyle tarihler anlatıp tartışmaya devam eder.

bazen insanlık yararı için kötü tarihlerden ve nefret söylemleriyle dolu düşmanlıklardan vazgeçip unutturmak gerekir. yoksa bugünü ve Geleceği tarih uğruna heba etmiş oluruz...

saygılar...(tarihci0982)

Kim Lazistan özlemi taşıyormuş? .....

Yukarıya nokta nokta yazmam yasak almamak için? Lazlar tarihin hiç bir döneminde ayrılığı düşünmediler, düşünmezler. Ancak hakkımızda iftira atılır ki doğaldır, biz meyve ağacız.

1878 yılında Abdulhamit, 1920 yılında da Kazım Karabekir BATUM'u verdi.

Biz Batum'u 1878 yılında kaybetmiştik. Onlarda 40 yıl süreyle kaldı.

1920 yılında bir-iki haftalığına bize geçti ama Kazım Karabekir Gümrü Andlaşmasından önce Batum'u Ruslara teslim etmişti.

1978 yılında Ruslar savaşla aldı, Berlin Antlaşmasıyla resmiyete döküldü. Kazım Karabekir'den önce, Güney Kafkasya, Batum, Güristan, Çeçenistan, Ermenistan, Nahcıvan, Azerbeycan ve yazamadığım bir çok yerle beraber alınmıştı. Hatta Bakü petrolleri için Alman askeri ile Osmanlı askerleri birbirini vuracaktı. Bu da Brest-Litovsk antlaşması ile resmileşmişti.

Ancak önce Mondoros, sonra da Sovyet Rusya ile yapılan Moskova Antlaşması ile Brest-Litovsk geçersiz sayıldı.

Heveslenenler varsa, gidip Batum'u almalıdır.. Sanmam ya neyse? Laf olsun işte!

Tartışmasına ben girmiyorum, neden verildi diye. Sınırlar çizilirken çok hata yapıldı ama köyün ortasından sınır geçirdiler, sırf dere diye. Öyle ya da böyle acısını benim dedelerim yaşadı.

Şimdi zaten bizim sayılır oraları. Pasaportsuz, kimlikle geçişler var. Dedemden kalan arsalar bile duruyormuş. Dayım gidip bulmuş. Gürcüler gelin işleyin demişler. Dağlık alanda olduğu için kimse yerleşmemiş zamanında. Gidip görmem lazım. :)

genc nesil, gidip gör ve oralarda kal lütfen :)

http://www.youtube.com/watch?v=KVdKBK5-vJE&feature=related

Doğu Karadeniz'de lazistan,hiç güleceğim de yoktu;hah ha:)))

ben Trabzonlu'yum.Trabzon'da tek laz köyü olduğunu duymadım.of taraflarında var diyorlar ama büyük ihtimalle onlar kendini laz sanıyordur.çünkü,bu bölgede devletin ihmalinden ve propagandadan dolayı lazlıkla alakası olmayan,tek kelime lazca bilmeyen adamlar laz olduklarını iddia ederler.

gerçekte lazların sayısı son derece azdır.tamamı rize ve artvin'de yaşar.-göçle diğer illere gidenler hariç-.tek bir ilde değil ilçe de bile çoğunluğu oluşturmazlar.

ayrıca artvinde gürcüler de vardır.

fakat,bunların kazım koyuncu gibi bir kaç komünisti bir tarafa bırakırsak bağımsızlık gibi düşünceleri asla yoktur.bilakis çoğu Türk'ten fazla Türkçüdürler.

Batum ise S-A-T-I-L-M-I-Ş-T-I-R.Bunun tevili yok.

evet satilmistir. uzucudur...

5 milyon altin ve 40 bin piyade tufegi karsiligi satilmistir..

cihan imparatorlugunun! silahi olmadigi icin satilmistir...

savasacak tufek temini icin satilmistir...

velhasili memleketin kurtulusu icin feda edilmistir...

endonezya-afganistan gibi ulkeleri tenzih ederek, sozumona halifesi oldugumuz musluman! devletlerin 1 kurus 1 mermi vermedigi icin satilmistir..

bunlari vermedigi gibi sirtimizdan vurduklari da asikardir.

halifenin sozu lawrance kadar gecmedigi icindir...