Memurlar merak ediyor, görevde yükselme dönemi bitti mi?(2)
1 Nisan tarihli yazımızda Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelik'te çok önemli ve köklü bir değişiklik olduğundan bahsettik ve yapılan değişiklikle görevde yükselmenin istisna, sınavsız atamanın ise asıl haline geldiğini vurguladık.
Yine mevcut düzenlemeye göre yönetmelikte yer alan müdür atamalarında hiçbir şartın olmadığından bahsederek sınavsız atamalar için özel şart getirilmesinin elzem olduğunu hatırlatmıştık. İşin ilginç olan yanı yazılarımızı yüzbinlerce kişinin okumasına ve büyük bir sessiz çoğunluğun sesi olmasına rağmen ne hikmetse çözüm koltuğunda oturanların hiç mi hiç oralı olmadığı ortaya çıktı.
Bu yönetmeliğin kapsam maddesinde yapılan genişleme nedeniyle görevde yükselme bekleyen büyük bir memur kesiminin karamsarlığa düşmesi anlaşılan hiç kimseyi ilgilendirmiyor. Bu köşeden yönetmeliğin sorunlarını ve çözüm önerilerini belirtmiş olmamıza rağmen hiçbir adım atılmaması hayret ve ibret verici bir durumdur. Peki bu insanlar sorunlarını nasıl ve kiminle çözecekler? Çaresiz insanların nasıl bir ruh hali taşıyacağı hiç düşünülmez mi?
Atamalarda özel şartlar getirilmeden binlerce memurun karamsarlığı giderilemez
Yönetmeliğin kapsam maddesinde yer alan; 'Kurum ve kuruluşlar, daha üst görevler de dahil olmak üzere ikinci fıkrada belirtilen görevler ile bu yönetmelik kapsamında bulunmayan diğer görevlere yapılacak atamalara ilişkin şartlarını özel yönetmeliklerinde düzenleyebilirler' hükmü gereğince atama yapılacak çok sayıda kadrolara özel şartlar konulmazsa, sistem çok ciddi sıkıntıya girecek ve Meclisin koridorları mesken tutulacaktır. Bu durum kulağa hoş geliyor ama uzun vadede bu işin sıkıntılarının faturası ağır olacaktır.
Eğer kamu yönetiminde kariyer ve liyakate önem vermek istiyorsak ki verdiğimizi her fırsatta gündeme getiriyoruz, o halde nitelikli personelin önünün tıkanmaması gerektiğini aklımızdan çıkarmamalıyız. Aksi takdirde değişik referanslarla yönetici olan liyakatsiz yöneticiler dönemine geçilir ve işten anlamayan birçok yönetici işten başka şeylerle uğraşır hale gelir. Bu nedenle sınavsız atama yapılacak kadrolara atama için mutlak surette ciddi kriterler getirilmelidir. Eğer bir kurumda müdür ataması yapılacaksa mutlak surette o kadronun bir alt kademesinde belirli süre çalışma şartı getirilmelidir. Çok ciddi birikim gerektiren yerlere ve birikimli insanların başına birikimsiz kişileri yönetici olarak atamaya kalkarsanız, o kurumlarda önemli konuların önemsiz, önemsiz konuların da çok önemli hale geldiğini göreceksiniz.
Daha önce düzenleme yapılmazsa binlerce memur mağdur olacak demiştik
Daha önceki yazılarımızda gündeme getirmemize rağmen Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelik'te memurların istemediği düzenlemeler süratle yapılmasına rağmen dört gözle beklediği çözümler içinse hâlâ gerekli düzenleme yapılmadı yada yapılmak istenmedi. Doğrusu bu sıkıntıların çözüm yerinin neresi olduğunu merak ediyoruz. İstenildiği zaman ilgililerin kendileriyle ilgisi olmayan konulara cevap aramasına rağmen kendileriyle doğrudan ilgili konulara sessiz kalmasını düz mantıkla anlayamıyoruz. Sesimizi yani mağdur olan ciddi bir memur kesiminin haklı sesini duyacak birilerini nasıl bulacağız? Ya da önerdiğimiz çözümler çok mu anlamsız?
Sınav iptalinin meydana getireceği yıkımdan bahsettik ama kimse duymak istemiyor
En gereksiz konularda memur sendikalarının şikayet ve müracaatta bulunduklarına şahit olunca acaba bu konular çok mu önemsiz ki sendikalar harekete geçmek istemez diyoruz. Bu yönetmeliğin 14'üncü maddesinde önemli bir değişiklik yapılmış olmasına ve bu değişikliğin sınava girenler açısından nasıl bir yıkım meydana getireceği bu köşede açıklanmasına rağmen ilgililer açısından yıkımın ne anlama geldiği tam olarak anlaşılmamıştır. Asıl düzenleme yapılması gereken acil konu bu iken maalesef bu alanda hiçbir kıpırdama olmamıştır.
Bu yönetmeliğin sınav sonuçlarının açıklanması ve itiraz başlıklı 14'üncü maddesinde itirazın nasıl yapılacağı ve itiraz üzerine nasıl bir işlem yapılacağı açıklanmıştır. Yine yapılan sınavlarda hatalı sorulara tekabül eden puanların eşit şekilde diğer sorulara dağıtılacağı belirtilmiştir. Ancak, soruların yüzde beşinden fazlasının hatalı olduğunun belirtilen süre içinde yapılan itirazlar üzerine veya herhangi bir şekilde tespit edilmesi hâlinde, sınavın iptal edileceği ve en kısa sürede yeni sınav yapılacağı belirtilmiştir. Halbuki bu düzenleme ciddi bir yıkım getirmektedir.
Soruların % 5 inin iptalinin ne anlama geldiğinin anlaşılamaması üzüntü vericidir
Yönetmelikte değişikliği görünce bu konunun da çözüme kavuşturulduğunu düşünmüştük. Meğer bu konunun hiç de önemi yokmuş. Eğer bilinmiş olsaydı bu konu mutlaka düzeltilirdi. Örnekle konuyu açıklamaya çalışırsak konu herhalde daha iyi anlaşılacaktır.
Örnek: A Bakanlığı görevde yükselme sınavında başarılı olan 1000 adayın atamasını başarı durumuna göre bir ay içerisinde yapıldığını ve adayların görevlerine kısa sürede başladığını ve de her bir aday için il dışı atamalar nedeniyle yaklaşık olarak 3000 TL harcırah ödendiğini varsayalım. Sınava katılan bir kişinin açmış olduğu iptal davası sonucunda 5 soru iptal edildi ve sonucunda da sınav iptaline gidildi. Bu durumda ortaya çıkacak karmaşayı ve mağduriyetleri hangi hesap makinasıyla hesap edeceksiniz.
Daha önce birçok kamu kurumunun açtığı sınavlarda sorular iptal edildiği için bu varsayımlar çok da hayali durumlar olmasa gerektir. Sınavlarda soru iptali çok sık rastlanan bir durumdur. Bazen hatalı soru, bazen bilirkişi incelemesi sonucunda hatalı olduğunun tespiti gibi birçok nedenle soru iptaline gidildiği bilinen bir gerçektir.
Sınav sonucunun doğru olduğu varsayımına göre ataması yapılan bir memurun sınav sorularından bir kaçının iptali nedeniyle atamasının iptali tam anlamıyla bir yıkımdır ve hiç kimseye de faydası yoktur. Düşünün ki sınav sonucuna göre müdür olarak atanan birisi sınavın bir yıl sonra iptal edilmesi halinde tekrar eski görevine dönüyor. Bu memur açısından nasıl bir yıkım olacağını düşünebiliyor musunuz?
Daha önce bu sorunla birlikte birçok sorunun nasıl çözüleceğinden bahsetmiştik isteyen bu yazılarımıza bakabilir. Lütfen amacımızın eleştirmekten ziyade çözüm üretmeye çalıştığımızı anlayın ve görevde yükselmeyle ilgili sorunlar ve çözüm önerilerimizin sıralandığı yazıları en azından danışmanlarınıza okutarak sorunu çözün. Çözümün çok basit olduğunu ve çözmekten başka da çarenizin olmadığını göreceksiniz
Memurlar merak ediyor, görevde yükselme dönemi bitti mi?(2)
1 Nisan tarihli yazımızda Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelik'te çok önemli ve köklü bir değişiklik olduğundan bahsettik ve yapılan değişiklikle görevde yükselmenin istisna, sınavsız atamanın ise asıl haline geldiğini vurguladık.
Yine mevcut düzenlemeye göre yönetmelikte yer alan müdür atamalarında hiçbir şartın olmadığından bahsederek sınavsız atamalar için özel şart getirilmesinin elzem olduğunu hatırlatmıştık. İşin ilginç olan yanı yazılarımızı yüzbinlerce kişinin okumasına ve büyük bir sessiz çoğunluğun sesi olmasına rağmen ne hikmetse çözüm koltuğunda oturanların hiç mi hiç oralı olmadığı ortaya çıktı.
Bu yönetmeliğin kapsam maddesinde yapılan genişleme nedeniyle görevde yükselme bekleyen büyük bir memur kesiminin karamsarlığa düşmesi anlaşılan hiç kimseyi ilgilendirmiyor. Bu köşeden yönetmeliğin sorunlarını ve çözüm önerilerini belirtmiş olmamıza rağmen hiçbir adım atılmaması hayret ve ibret verici bir durumdur. Peki bu insanlar sorunlarını nasıl ve kiminle çözecekler? Çaresiz insanların nasıl bir ruh hali taşıyacağı hiç düşünülmez mi?
Atamalarda özel şartlar getirilmeden binlerce memurun karamsarlığı giderilemez
Yönetmeliğin kapsam maddesinde yer alan; 'Kurum ve kuruluşlar, daha üst görevler de dahil olmak üzere ikinci fıkrada belirtilen görevler ile bu yönetmelik kapsamında bulunmayan diğer görevlere yapılacak atamalara ilişkin şartlarını özel yönetmeliklerinde düzenleyebilirler' hükmü gereğince atama yapılacak çok sayıda kadrolara özel şartlar konulmazsa, sistem çok ciddi sıkıntıya girecek ve Meclisin koridorları mesken tutulacaktır. Bu durum kulağa hoş geliyor ama uzun vadede bu işin sıkıntılarının faturası ağır olacaktır.
Eğer kamu yönetiminde kariyer ve liyakate önem vermek istiyorsak ki verdiğimizi her fırsatta gündeme getiriyoruz, o halde nitelikli personelin önünün tıkanmaması gerektiğini aklımızdan çıkarmamalıyız. Aksi takdirde değişik referanslarla yönetici olan liyakatsiz yöneticiler dönemine geçilir ve işten anlamayan birçok yönetici işten başka şeylerle uğraşır hale gelir. Bu nedenle sınavsız atama yapılacak kadrolara atama için mutlak surette ciddi kriterler getirilmelidir. Eğer bir kurumda müdür ataması yapılacaksa mutlak surette o kadronun bir alt kademesinde belirli süre çalışma şartı getirilmelidir. Çok ciddi birikim gerektiren yerlere ve birikimli insanların başına birikimsiz kişileri yönetici olarak atamaya kalkarsanız, o kurumlarda önemli konuların önemsiz, önemsiz konuların da çok önemli hale geldiğini göreceksiniz.
Daha önce düzenleme yapılmazsa binlerce memur mağdur olacak demiştik
Daha önceki yazılarımızda gündeme getirmemize rağmen Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelik'te memurların istemediği düzenlemeler süratle yapılmasına rağmen dört gözle beklediği çözümler içinse hâlâ gerekli düzenleme yapılmadı yada yapılmak istenmedi. Doğrusu bu sıkıntıların çözüm yerinin neresi olduğunu merak ediyoruz. İstenildiği zaman ilgililerin kendileriyle ilgisi olmayan konulara cevap aramasına rağmen kendileriyle doğrudan ilgili konulara sessiz kalmasını düz mantıkla anlayamıyoruz. Sesimizi yani mağdur olan ciddi bir memur kesiminin haklı sesini duyacak birilerini nasıl bulacağız? Ya da önerdiğimiz çözümler çok mu anlamsız?
Sınav iptalinin meydana getireceği yıkımdan bahsettik ama kimse duymak istemiyor
En gereksiz konularda memur sendikalarının şikayet ve müracaatta bulunduklarına şahit olunca acaba bu konular çok mu önemsiz ki sendikalar harekete geçmek istemez diyoruz. Bu yönetmeliğin 14'üncü maddesinde önemli bir değişiklik yapılmış olmasına ve bu değişikliğin sınava girenler açısından nasıl bir yıkım meydana getireceği bu köşede açıklanmasına rağmen ilgililer açısından yıkımın ne anlama geldiği tam olarak anlaşılmamıştır. Asıl düzenleme yapılması gereken acil konu bu iken maalesef bu alanda hiçbir kıpırdama olmamıştır.
Bu yönetmeliğin sınav sonuçlarının açıklanması ve itiraz başlıklı 14'üncü maddesinde itirazın nasıl yapılacağı ve itiraz üzerine nasıl bir işlem yapılacağı açıklanmıştır. Yine yapılan sınavlarda hatalı sorulara tekabül eden puanların eşit şekilde diğer sorulara dağıtılacağı belirtilmiştir. Ancak, soruların yüzde beşinden fazlasının hatalı olduğunun belirtilen süre içinde yapılan itirazlar üzerine veya herhangi bir şekilde tespit edilmesi hâlinde, sınavın iptal edileceği ve en kısa sürede yeni sınav yapılacağı belirtilmiştir. Halbuki bu düzenleme ciddi bir yıkım getirmektedir.
Soruların % 5 inin iptalinin ne anlama geldiğinin anlaşılamaması üzüntü vericidir
Yönetmelikte değişikliği görünce bu konunun da çözüme kavuşturulduğunu düşünmüştük. Meğer bu konunun hiç de önemi yokmuş. Eğer bilinmiş olsaydı bu konu mutlaka düzeltilirdi. Örnekle konuyu açıklamaya çalışırsak konu herhalde daha iyi anlaşılacaktır.
Örnek: A Bakanlığı görevde yükselme sınavında başarılı olan 1000 adayın atamasını başarı durumuna göre bir ay içerisinde yapıldığını ve adayların görevlerine kısa sürede başladığını ve de her bir aday için il dışı atamalar nedeniyle yaklaşık olarak 3000 TL harcırah ödendiğini varsayalım. Sınava katılan bir kişinin açmış olduğu iptal davası sonucunda 5 soru iptal edildi ve sonucunda da sınav iptaline gidildi. Bu durumda ortaya çıkacak karmaşayı ve mağduriyetleri hangi hesap makinasıyla hesap edeceksiniz.
Daha önce birçok kamu kurumunun açtığı sınavlarda sorular iptal edildiği için bu varsayımlar çok da hayali durumlar olmasa gerektir. Sınavlarda soru iptali çok sık rastlanan bir durumdur. Bazen hatalı soru, bazen bilirkişi incelemesi sonucunda hatalı olduğunun tespiti gibi birçok nedenle soru iptaline gidildiği bilinen bir gerçektir.
Sınav sonucunun doğru olduğu varsayımına göre ataması yapılan bir memurun sınav sorularından bir kaçının iptali nedeniyle atamasının iptali tam anlamıyla bir yıkımdır ve hiç kimseye de faydası yoktur. Düşünün ki sınav sonucuna göre müdür olarak atanan birisi sınavın bir yıl sonra iptal edilmesi halinde tekrar eski görevine dönüyor. Bu memur açısından nasıl bir yıkım olacağını düşünebiliyor musunuz?
Daha önce bu sorunla birlikte birçok sorunun nasıl çözüleceğinden bahsetmiştik isteyen bu yazılarımıza bakabilir. Lütfen amacımızın eleştirmekten ziyade çözüm üretmeye çalıştığımızı anlayın ve görevde yükselmeyle ilgili sorunlar ve çözüm önerilerimizin sıralandığı yazıları en azından danışmanlarınıza okutarak sorunu çözün. Çözümün çok basit olduğunu ve çözmekten başka da çarenizin olmadığını göreceksiniz