Editörler : F16 Gökçen
02 Aralık 2009 15:15

Yavru Vatan Kıbrıs
/

Uydudan Kıbrıs'a bakış..

Devletin Adı : Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ( K.K.T.C.)

Kurulduğu Tarih : 15 Kasım 1983

Yönetim Şekli : Cumhuriyet

Resmi Dili : Türkçe

Para Birimi : Türk Lirası ( TL.)

Yüzölçümü : 3550km2

İklimi : Akdeniz iklimi hakimdir.

Bitki Örtüsü : Maki

Dini : %99 İslam, % 1 Ortodoks, Maronit ve Katolik.

Nüfusu : 200.587 ( 1998 )

Okur Yazar Oranı : % 99

ElektrIk : 220 / 240 Volts A/C

Başkenti : Lefkoşa

Coğrafi Konum :

KKTC adanın kuzeyinde 3,355 kilometrekarelik bir alanı kapsamaktadır. Akdeniz?in doğusunda yer alır. En yakın komuşuları, 70 km kuzeyde Türkiye, 100 km doğuda Suriye, 170 km güneydoğuda Lübnan ve İsrail, 370 km güneyde Mısır ve 950 kuzeybatıda Yunanistan' dır.

Kuzey Kıbrıs yönetim olarak beş ilçeye ayrılmıştır. Başlıca altı yerleşim yeri vardır:Lefkoşa, Gazimagosa, Girne, Güzelyurt, Lefke ve İskele.

Tarih :

Akdeniz'in mükemmel iklimi ve sıcak insanlarıyla ünlü Kuzey Kıbrıs, 3 kıtayı birleştiren en güzel adalardan biridir. Tertemiz sahilleri ve eşsiz doğasıyla tam bir turizm cennetidir. Efsanede anlatıldığı gibi Sezar'ın Kleopatra'ya aşkını kanıtlamak için bu adayı vermesi en güzel örnektir.

Arkeolojik kazılar M.Ö. 7000 Yılına uzanan Neolitik zamana ait yerleşim birimleri ortaya çıkarmıştır. Bulunan kalıntılardan Kıbrıs'a yerleşen ilk insanların Mezopotamya ve Anadolu'dan geldikleri tarım yapabilip hayvan evcilleştirdikleri anlaşılmaktadır. M.Ö 6000 ve daha sonra gelen guruplar çanak, çömlek, desti, bardak gibi kilden kaplar yapabilme sanatını getirmişlerdir. Bu zamana ait ortaya çıkarılan iki yerleşim biriminden biri Kuzey sahilinde Girne'nin 10 km doğusunda "VRİSİ" kalıntıları, diğeri de Limasol ve Lefkoşa arasında "KİROKİTİA" denilen kalıntılardır.

Bronz çağına ait daha büyük yerleşim birimleri ortaya çıkmıştır. Bronz araçlarının en önemli ham maddesi olan bakırın Kıbrıs adasında çok miktarda bulunması yörede bu madenin ticareti ile uğraşan ve bakır işleyen merkezlerin gelişmesine yol açmıştır. Mağusa'nın kuzey doğusunda "ENKOMİ" kalıntıları bu çağda gelişen ve çağa göre modern ve zengin bir kasabanın kalıntılarıdır. M.Ö. 2000 yılından itibaren Kıbrıs tarihi, adanın stratejik konumuna ve zengin bakır kaynaklarına sahip olabilmek için bölge güçlerinin istilalarına sahne olmuştur. Bu istilalarla gelen değişik kültürler, Kıbrıs adasını bir tarihi kalıntılar ve eserler ülkesi haline getirmiştir.

Kıbrıs Tarihinin Kronolojik Takvimi :

M.Ö. 7000 - 3000 Yeni Taş Devri

M.Ö. 3000 - 1450 Bronz Çağı

M.Ö. 1450 - 700 Eski Mısır Egemenliği

M.Ö. 700 - 545 Asurlular Egemenliği

M.Ö. 545 - 345 İran Pers Egemenliği

M.Ö. 345 - 290 Eski Yunan (Helen) Egemenliği

M.Ö. 290 - 58 Ptolemik Kırallığı Egemenliği

M.Ö. 58 - M.S. 395 Romalılar Egemenliği

395 - 1190 Bizans Egemenliği

1190 - 1191 İngiliz Egemenliği

1191 - 1489 Lüzinyan Egemenliği

1489 - 1570 Venedik Egemenliği

1570 - 1878 Osmanlı Egemenliği

1878 - 1960 İngiliz Egemenliği

1960 - 1974 Kıbrıs Cumhuriyeti

1974 Kıbrıs Barış Harekatı

1974 - 1983 Kıbrıs Türk Federe Devleti - Kıbrıs Rum Yönetimi

1983 - ... Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

Birki Örtüsü ve Doğa :

Kıbrıs'ta doğa Kasım ayında, ilk yağmurlardan sonra uyanır. Her taraf yeşil bir bitki örtüsü ile kaplanır. Kırmızı laleler, sarı papatyalar, siklamenler bütün ovaları süsler.

İklim :

Kıbrıs Adasında tipik Akdeniz iklimi yaşanmaktadır. Yazlar kuru ve sıcak, kışlar genelde yağışlı ve ılık geçer. İlkbahar ve sonbahar mevsimleri ılık ve hoştur. Yaz aylarında ortalama sıcaklık 30°C (90 F) üzerinde , en soğuk aylarda ise 10°C (50 F)'dır.

Pasaport ve Vize :

Herhangi bir pasaport ile Kuzey Kıbrıs?a gidilebilir. Girişte en fazla 3 aylık biIr vize verilmektedir.

Sürenin uzatılması için KKTC Muhaceret Dairesi?ne başvurulabilir. 16 yaşına kadar olan çocuklar ebeveynlerinin pasaportuyla girebilirler.

Müzeler :

Yaz sezonu boyunca müze açılış saatleri değişebilir. Bu sebeple, bilgi için Müzeler ve Eski Eserler Dairesi'ne (00- 90- 392- 227 2916) başvurmanız önerilir. Kışın müze açılış saatleri şöyledir : 9:00 - 13:00 ve 14:00 - 16:45. Müzeler resmi tatillerde kapalıdır.

Telekomünikasyon :

Dünyanın her yeri ile telefon, telex, fax ve internetten iletişim sağlanabilmektedir. Türkiye dışındaki ülkelerden (00 90 392) ve Türkiye'den (0 392) çevirdikten sonra 7 rakamlı yerel telefon numarasını çeviriniz. ( Şehir kodları: Girne 81; Gazimagosa 36; Lefkoşa 22 ). Kuzey Kıbrıs'tan İngiltere 00 44+ ( İngiltere'deki numara ) ve Türkiye ise normal şehirler arası çıkış ile aranabilir.

Gümrük :

Kuzey Kıbrıs?a gelen turistlerin şahsi eşyalarına ve gıda maddelerine gümrük uygulaması yoktur. Turistler beraberlerinde 400 sigara karşılığı tütün veya puro ile bIr şişe alkollü içki ve parfüm getirebilirler. KKTC?de bulunan Arkeolojik ve Tarihi Eserlerin KKTC?den çıkarılması yasaktır.

Sahil :

Mayıs ve Ekim ayları arasında ortalama deniz suyu sıcaklığı 24C olan KKTC sahilleri, lokanta, kafeterya, bar gibi tesislerin yanısıra şemsiye ve diğer ihtiyaçları karşılayacak olanaklara sahiptir. Ayrıca Su kayağı, Muz, Ringo, Jet-ski, Paraşüt, Sörf, vb... her türlü aktivite ile animasyonlar da mevcuttur.


**sude**
Başbakan Müsteşarı
02 Aralık 2009 15:20

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ya da Kuzey Kıbrıs, Akdeniz'de bulunan en büyük üçüncü ada ve Anadolu yarımadasının 65 km güneyindeki Kıbrıs adasının kuzey kısmında yer alan, bağımsızlığı Türkiye Cumhuriyeti dışında hiçbir ülke tarafından tanımayan de facto bağımsız cumhuriyet[3]. Bugün birçok devlet, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği gibi uluslararası kuruluşlar tarafından adanın sadece güneyini kontrol altında tutan Kıbrıs Cumhuriyeti toprakları içerisinde kabul edilmektedir. Birleşmiş Milletler[4] ve Avrupa Konseyi[5]'ne göre, Türkiye veya Türk Silahlı Kuvvetleri'nin işgali altındadır.

Bağımsızlık ilanından bu yana Türkiye tarafından ekonomik, siyasi ve askerî olarak desteklenmektedir. Türkiye'de "Yavru vatan", "Yeşilada" ya da "cennet ada" diye de bilinir


**sude**
Başbakan Müsteşarı
02 Aralık 2009 15:40

http://img109.imageshack.us/i/cimg1463.jpg/

Lala Mustafa Paşa Camii (St. Nicholas Katedrali): Camii aslında Lüzinyanlar döneminde 1286?1312 yılları arasında inşa edilen ve adını adandığı Aziz Nicholas?dan alan St. Nicholas Katedrali?dir. Katedral gotik stilde yapılmış ve mimari açıdan sadece Kıbrıs Adası?nın değil Orta Doğu bölgesinin en önemli anıtlarından biri olarak görülmektedir. Bu katedral Lüzinyanlar döneminde Kıbrıs ve Kudüs krallarının seçkin seremonilerle taç giydirildiği yer olmuştur. Osmanlılar Gazi Mağusa?yı ele geçirdikten sonra da bu katedral orijinal şekli bozulmadan sade bir minare eklenerek camiye dönüştürülmüş ve 1571?de Gazi Mağusa?yı alan Osmanlı komutan Lala Mustafa Paşa?nın adı verilmiştir. St. Nicholas Katedrali ya da bugünkü ismiyle Lala Mustafa Paşa Camisi şehrin merkezinde Namık Kemal Meydanı?nda yer almaktadır.


iren17
Başbakan Müsteşarı
02 Aralık 2009 16:00

sudeciğim yavru vatanı işlemen güzel ve anlamlı oldu eline sağlık ...*


**sude**
Başbakan Müsteşarı
02 Aralık 2009 16:06

yavru vatanımızı unutursak ayıp olurdu..:))))


iren17
Başbakan Müsteşarı
02 Aralık 2009 16:40

evet evet kesinlikle ayıp olurdu oralarda boynu bükük kalırdı :(((


**sude**
Başbakan Müsteşarı
02 Aralık 2009 17:17

Othello Kalesi

14'üncü Yüzyılda Lüzinyanlar tarafından inşa edilen Othello Kalesi, Mağusa kentinin ana girişlerinden biri olarak kullanılıyordu. Kale girişi üzerinde asılı olan St. Mark Aslanı kabartmasının altında kaleyi yeniden biçimlendiren kaptan Nicolo Foscari'nin adı ve 1492 tarihi görülmektedir. Etrafı derin bir hendekle çevrili olan Kale'nin yapısında kuleler ve topçu bataryalarıyla biten koridorlar bulunmaktadır. Kale avlusunda bir kısmı Osmanlılara, bir kısmı İspanyollara ait toplar, demir gülleler ve taş gülleler de bulunmaktadır. Kara Kapısı bir Ravelin'le (yarım ay şeklindeki tabya) korunmuştur. Buradaki geçitler ve top yuvalarına ek olarak bir şapel ve zindan olarak kullanılan yeraltı odaları bulunmaktadır. Kalenin bugünkü adı, İngiliz döneminde kullanılmaya başlanmıştır. Sheakespeare'in ünlü tragedyasının bir bölümü Kıbrıs'ta bir liman kentinde geçmektedir. Oyunun kahramanı Othello, Faslı (Moor) biri olarak tanıtılır. Yazarın, adanın Venedikli valisinin soyadının anlamı 'Moor' olan Christophoro Moro'nun adını duyduğu ve yanılarak onun bir Faslı olduğunu düşündüğü sanılmaktadır. Kale içerisinde bulunan salon günümüzde bir çok sanat ve kültürel etkinliğe evsahipliği yapmaktadır. Gazimağusa Belediyesi'nin düzenlediği geleneksel Mağusa Kültür, Sanat ve Turizm Festivali'nin de birçok etkinliği burada olmuştur


**sude**
Başbakan Müsteşarı
03 Aralık 2009 10:41

Kıbrıs'tan Kareler...


**sude**
Başbakan Müsteşarı
03 Aralık 2009 12:58

VENEDİK SARAYI (Proveditore Sarayı):

13'üncü yüzyılda Lusignanlar tarafından Kraliyet Sarayı olarak inşa edilen yapı, Namık Kemal Meydanı'nın batısında yer almaktadır. II.Peter"in 1369 yılında başlayan saltanatına kadar Kıbrıs Kralları bu sarayda otururlardı. Deprem sonucu yıkılan bu saraydan günümüze, 16'ıncı yüzyılın başlarından kalma "L" biçimindeki bir yapıya sahip batı kısmı ve Salamis'ten getirilen dört sütunun taşımakta olduğu üç kemerli giriş gelebilmiştir. Ortadaki kemerin üst başında, 1552 yılında Kıbrıs'ta yönetici olan yüzbaşı Giovanni Renier'in arması bulunmaktadır.

03 Aralık 2009 13:10

kanka bayramda dişim ağrımasaydı gezerdim ve gezdiğim yerleri sizinle paylaşırdım:(

lefkoşede 2 gün boyunca diş ağrısıyla kıvrandım bayramda:(

ama ilk fırsatta yine gitmeyi istiyorum;)

o zaman süper resimlerle şenlendiririm burayı;)


**sude**
Başbakan Müsteşarı
03 Aralık 2009 13:20

geçmiş olsun kanka..:(

tamam resimlerini bekliyoruz..:)


**sude**
Başbakan Müsteşarı
04 Aralık 2009 13:41

Salamis Antik Kenti

Şehir Bronz Çağı sonlarında başlayan göçler sırasında, Anadolu'dan gelen kavimler ve bunlara Yunanistan'dan gelerek Kilikya'da katılan Akalar tarafından kurulmuştur . Truva kahramanlarından ve Salamis adası kralı Telamon'un oğlu Tefkros . şehrin kurucusu olarak bilinmektedir. M.Ö. 707 yılında gerçekleşen Asur hakimiyetinden sonra M.Ö. 560 yılında bastırılan sikkelerden, Salamis kralı Evelthon'un adanın idaresini ele geçirdiği anlaşılmaktadır. M.Ö. 499 yılında Atinalı Kimon'un Kıbrıs'taki Pers hakimiyetine son vermek için düzenlediği sefer başarısızlıkla son bulmuş ve Kimon'un ölümü üzerine Atinalılar, Kıbrıs'ı alma girişiminden vazgeçmişlerdir. Bundan sonra Fenikeli idareciler başa geçer, fakat ticaret ve diğer konularda gerileme başlar. M.Ö. 411 yılında Tefkros ailesinin üyelerinden Evagoras, Salamis krallığını ele geçirir. Tüm adayı hakimiyeti altına almak isteyince Salamis şehri Persler tarafından kuşatılır ve Evagoras Pers Krallığına vergi ödemek zorunda bırakılır. Bu durum İskender devrine dek sürer. İskender döneminde Salamis kralı olan Pyntagoras, İskender'e askeri yardımlarda bulunduğundan kendisine Tamusus şehri verilerek ödüllendirilir. İskender'in ölümü sonrasında Salamis sürekli el değiştirir. M.Ö. 294 yılında zor şartlar altında Kıbrıs'ı alan Ptoleme Krallığı idaresi sırasında ada huzura kavuşur ve bu tarihten itibaren Salamis baş şehir olma niteliğini kazanır. Kentin bu parlak dönemi Roma egemenliği süresince de devam eder. Günümüzdeki kalıntıların çoğu Roma dönemine aittir. Roma idaresi altında şehrin bir halk meclisi, bir senato ve ihtiyar meclisi bulunmaktadır. M.S. 76 ve 77 yıllarındaki depremler ve M.S.116 yılındaki Yahudi isyanları ile şehir epeyce tahrip olur. Daha sonra ada Antakya vilayetine bağlanır ve Salamis limanı, Suriye gemilerince ilk uğrak limanı olduğundan, şehirde bir ferahlama görülür. M.S. 232 ve 342 yıllarındaki depremler yazık ki şehre yine büyük zararlar verir. Bundan sonra Bizans İmparatoru Konstantinus şehri küçük bir planda inşa ettirerek, Konstantinus adını verir. Şehir Kıbrıs'ın baş şehri olarak Baf'ın yerini alır. Daha sonra şehir M.S. 647 yılındaki Arap akınları ve yer sarsıntıları nedeniyle terkedilerek, bugünkü Mağusa şehrini oluşturan bölgeye halk göç etmek durumunda kalır.

Mimari Kalıntıları: SUR VE LİMANLAR

Şehrin kuzey, güney ve batı kesimlerinde yer alan surların yanısıra, şehir merkezini çevreleyen ikinci bir surun varlığı da tespit edilmiştir.Şehrin merkezini çevreleyen surların, M.S.7 yy.'daki Arap akınlarına karşı inşa edilmiş olabileceği düşünülebilir. Şehrin güney - doğusunda Salamis şehrinin en eski limanı yer almaktadır.Bu limanın kuzey ve güneyi suni dalgakıranlar ile korunmaktadır. Geç Roma devrinde kullanılan ikinci limanı ise şehrin kuzeyindedir. Bu iki limanın dışında Demetius tarafından kullanılmış olan üçüncü bir limandan da bahsedilmektedir.

Gimnazium: SPOR ALANI

Güney girişindeki döşeme üzerindeki yazıttan anlaşıldığı üzere, şehrin kuzeyinde şimdiki Roma Gimnaziumunun bulunduğu yerde Helenistik devre tarihlenen bir Gimnazium mevcuttur. Doğu revağında da burasının bir zamanlar bahçe olarak kullanıldığını gösteren bir yazıt bulunmaktadır. Yer sarsıntıları sonucu yıkımlar olması nedeniyle Gimnazium Augustus döneminde tamir ettirilmiş ve bir de doğu revağı eklenmiştir. Dört tarafı kronit başlıklı sütunlu revaklarla çevrili alanın kuzey ve güney uçlarına ilave edilen birer yüzme havuzunun etrafında heykeller yer almaktadır. Günümüzde kuzey yüzme havuzunun etrafında bulunan heykeller M.S 2. yy'a aittir. M.S. 332 ve 342 yıllarındaki depremlerle yeniden yıkılan Gimnazium, Erken Bizans devrinde Konstatinus tarafından Salamis hamamları olarak yeniden inşa edilir.

TİYATRO

Gimnazium'un güneyinde yer alan yapı muhtemelen Augustus döneminde inşa edilmiştir. M.S. 4. yy'daki yer sarsıntıları ile yıkılan tiyatronun taşları hamamların inşasında yapı malzemesi olarak kullanılmıştır. Tiyatro, sahne binası, orkestra ve oturma yerlerini içerir. Kapasitesi 15 bin seyirciye karşılık düşer. Sahne binası oyuncular tarafından soyunma-giyinme yeri ve fon işlevi göstermektedir. Freskler, heykel ve sütunlarla süslü bu görkemli yapının günümüze dek sadece temelleri gelebilmiştir. Orta kısmındaki orkestranın ortasında Dionysos'a adanmış bir sunak ve Marcus Avurelius Commedus ile Caesar Contanstinus ve Caesar Maksimianus'a adanmış yazılı iki altlık vardır. Oturma yerleri 50'den fazla sıra ihtiva etmesine karşın, bir kısmı günümüze dek gelebilmiştir. Orta kısımdaki boşluk şeref locasıdır. Oturma yerlerinin bir kısmı yeniden restore edilerek inşa edilmiştir.

ROMA VİLLASI

Tiyatronun güneyinde yer almaktadır.Bir zamanlar iki katlı olan bu yapı, sütunlu bir giriş , bir iç avlu , geniş bir oturma odasından meydana gelmiştir. Öteki odalar avlunun iki yanında yer alır. Kazı sırasında burada, merkezi bir figürün etrafını çevreleyen, hayvan tasvirleri ile bezenmiş mozaik döşemeli bir platform tesbit edilmiştir.

BİZANS SU SARNICI

Roma villasının güney doğusunda yer alan huni biçimli bu sarnıç, üç bölmeden oluşur. Bir bölmede M.S. 6. yy'a ait duvar resimleri ve yazılar bulunmuştur. Şu anda harap vaziyetteki ana pano, kuş, balık ve su bitkilerinden oluşan su sahnesi ve İsa başı bulunan bir madalyon ile süslüdür.

KOMPANAPETRA BAZİLİKASI

Bazilika 4.yy'da inşa edilmiştir. Çevresi sütunlarla sarılı, su kuyusu olan bir avlu ve orta ve yan kısımlardan oluşur. Orta bölümde piskoposun kürsüsü ve rahip yerleri bulunur. Apsitin arkasında hamamı da olduğu anlaşılan bir kalıntı grubu daha vardır. Odalardan birinin oldukça göz alıcı bir yer döşemesi mozaik vardır.

AYA EPİPHANİOS BAZİLİKASI

Kıbrıs'ın bilinen en büyük bazilikası olan bu yapı geçmişte Salamis'in Metropolitan kilisesidir. Piskopos Epiphanios'un görev süresinde yapıldığı (368 - 403) bilinmektedir. Epiphanios'un mermerden yapılmış mezarı burada bulunmaktadır. Bazilika ondörtlü iki sütun dizisi ile 3 ayrı bölüme ayrılmıştır. Apsitte piskopos ve rahiplerin oturduğu sıralar yer alır. Bu bölümün iki yanındaki odalar rahiplerin cübbelerini giymeleri ve ayin sırasında kullanılan eşyaların saklanması için kullanılmaktadır. Vaftiz odasının döşeme seviyesinin altındaki ısıtma sistemi, kış aylarında vaftiz için sıcak su kullanıldığını göstermektedir. Kalıntılar, 7. yy'daki Arap istilasının ardından, güney tarafında ikinci bir küçük kilisenin inşa edildiğini gösterir.

SU DEPOSU - VOUTA

M.S. 627-640 yılları arasında (Bizans Dönemi) tarihlenen bu bölümde, kanallarla Kythrea'dan (Değirmenlik) gelen su burada biriktirilmektedir. Bugün halen su kemerlerinin kalıntıları göze çarpmaktadır. Tavanı taşıyan ayakların uzun duvarlardan çıkan iri dirseklerle desteklenmiş olduğu görülmektedir.

AGORA (Taş Forum / Pazar Yeri)

Bu yapı su deposunun güneyindedir. Ortadaki boş alan ve bunun çevresindeki dükkanlardan oluşan bu mekanın Salamis'in hem toplantı hem de alışveriş merkezi olduğu anlaşılmaktadır. Augustus döneminde restore edildiği ele geçen bir Latince kitabeden anlaşılmaktadır. Agoranın iki yanındaki sütunlu revaklar güneş ve yağmurdan koruma vazifesi görüyorlardı. Bunlardan sadece biri ayaktadır.

ZEUS TAPINAĞI

Salamis şehrinin ana tapınağı olabileceğine inanılan bu yapının az bir kısmı günümüze dek gelebilmiştir. Agora'nın güney ucunda bulunan tapınağa, basamaklarla ulaşılmaktadır. Yapılan kazılarda ele geçen bir kitabede mabedin Augustus'un karısı Livia şerefine Zeus Olympios'a ithaf edilmiş olduğu belirtilmektedir.

04 Aralık 2009 15:32

sudem'im eline saglık güzel arkadaşım


**sude**
Başbakan Müsteşarı
04 Aralık 2009 15:43

teşekkür ederim neslihan..:))

04 Aralık 2009 16:00

ben teşekkür ederim güzel paylaşımın için sude


**sude**
Başbakan Müsteşarı
08 Aralık 2009 16:27

St. BARNABAS MANASTIRI:

Salamis'te doğmuş Yahudi bir ailenin oğlu olan, St. Barnabas, Kudüs'te eğitim gördükten sonra Kıbrıs'a döner ve Hıristiyanlığı yaymak için M.S.45 yılında St. Paul ile çalışmaya başlar. Bu faaliyetlerden dolayı vatandaşları tarafından öldürülüp, cesedi denize atılmak üzere bir bataklığa saklanır. St. Barnabas'ın öğrencileri olayları izleyip, cesedi Salamis'in batısında bir yeraltı mağarasına gömerler ve göğsüne de St.Mathews'un yaptığı incilin kopyasını koyarlar. Cesedin yeri bilinmediğinden uzun yıllar gizli kalır. 432 yıl sonra piskopos Anthemios, mezarı rüyasında gördüğünü söyleyerek, açılmasını ister. Mezar açıldığında St. Mathews incili dolayısıyla, St. Barnabas teşhis edilmiş olur. Bu keşif sonrasında Piskopos, İstanbul'a giderek İmparator Zeno'yu bilgilendirir ve Kıbrıs kilisesinin özerkliğini kazanır. İmparator, gömütün bulunduğu yerde bir manastır inşası için yeterince bağışta bulunur. Manastır M.S. 477'de inşa edilir. Manastır bir kilise, avlu ve avlunun üç yanında bir zamanlar papazların yaşadığı odalardan meydana gelmiştir.


**sude**
Başbakan Müsteşarı
09 Aralık 2009 12:32

AKKULE MESCİDİ

Orijinal Kara Kapısına ulaşılan kemerli geçidin şehre bakan tarafında yer almaktadır. Kesme taştan yapılmış olan Mescid burada görevli muhafızlar için inşa edilmiştir. Mescidin orijinal kapısı harap olduğundan 18'inci Yüzyıl'da yeniden yapılmıştır. Kapının üst kısmında bulunan mermer üzerinde 1619 tarihi ve Kuran'dan bir ayet (LXXII/18) kayıtlıdır.

SİNAN PAŞA CAMİİ (St. Peter ve St. Paul Kilisesi)

Bu binanın 1360 yılında Suriyeli bir tüccar olan Simone Nostrano tarafından yaptırıldığı duvarındaki bir yazıda belirtilmesine rağmen, kiliseyi Simon adlı bir Nestoryen Hristiyanın yaptırdığı bilindiğinden, yazıyla ilgili yanlış bir bilginin sözkonusu olduğu düşünülmektedir. 1571 yılındaki bombardımana rağmen, sağlam yapısı ile ayakta kalabilmiştir. Eşsiz bir taş işçiliğine sahip kuzeydeki girişin başka bir yerden getirildiği düşünülmektedir. Binanın içi oldukça sade olup, tavanı düz başlıklı sütunlara oturtulmuştur. Osmanlılar, adadaki hakimiyetleri döneminde binayı cami olarak kullanmaya başlamışlardır. İngiliz Dönemi'nde patates, hububat v.b. amaçlar için ambar olarak kullanılması nedeniyle Buğday Camisi olarak da anılmaya başlandı.


**sude**
Başbakan Müsteşarı
09 Aralık 2009 13:00

NESTORYEN KİLİSESİ

Mağusa'da yaşayan Suriyeliler (Keldaniler) için Françis Lakhas isimli Suriyeli bir tüccar tarafından 1339 yılında yaptırılmıştır. Kilisede deve resimleri ve Nestoryenlerin dini törenlerinde kullandıkları dil olan Süryanice yazılar vardır. Çan kulesi ve yan bölümler sonradan eklenmiştir. Giriş çok sade olup, üzerinde güzel bir gül pencere bulunmaktadır. Teraslı tavan süslü dirseklerle desteklenmiştir.

Bu kilise Ortodoks Rumlara teslim edildikten sonra adı "Ayios Georgihios Ksorinos" (Sürgüncü Aya Yorgi) olarak değiştirildi. Bu konu ile ilgili günümüze kadar gelen bir de inanış vardır. Düşmanlarından kurtulmak isteyen bir kimsenin bu kilisenin döşemesinden bir miktar toprak veya toz alıp düşmanının evine bırakması halinde sözkonusu kişinin bir yıl içerisinde öleceğine veya adayı terkedeceğine inanılmaktadır.

ST. GEORGE GREK KİLİSESİ

Oldukça büyük ve güzel bir yapıdır. Güney tarafında iki apseli ve duvarlarında resim izleri bulunan küçük bir Bizans katedralinin kalıntıları yer almaktadır. Bu kilise birzamanlar Ortodoxlartarafından kullanılmıştır. Bazı kaynaklarda Salamis Başpiskobosu St. Epiphanios'un (MS. 310- 406) tüm mücevheratları ile burada gömülü olduğu öne sürülmektedir.


**sude**
Başbakan Müsteşarı
09 Aralık 2009 13:53

NAMIK KEMAL ZİNDANI VE MÜZESİ

Namık Kemal Meydanı'nın batısındaki Venedik Sarayı'nın avlusunda yer alan, dikdörtgen planlı ve iki katlı bir yapıdır. Tek olan hücrenin kapısı Venedik Sarayı'nın avlusuna açılmaktadır. Üst kattaki dikdörtgen planlı odanın önünde bir sahın bulunmaktadır. Namık Kemal, "Vatan yahut Silistre" oyununun 9 Nisan 1873 tarihinde İstanbul Gedik Paşa tiyatrosunda oynanmasından sonra 5 Nisan 1873 tarihinde Kıbrıs'a sürülmüştü. Önceleri alt kattaki zindana kapatılan şair, bir süre sonra Kıbrıs Mutasarrıfı Veyis Paşa'nın izni ile üst kata çıkarıldı. 3 Haziran 1876 tarihinde de V. Murat tarafından affedilerek İstanbul'a geri döndü. "Namık Kemal zindanı ve Müzesi"nin restorasyon ve çevre düzenleme çalışmaları 1993 yılında Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Rölöve ve Restorasyon Şubesi tarafından gerçekleştirilerek ziyarete açıldı.


Akdenizvet
Şef
09 Aralık 2009 14:11

Herkes fotoğraflara bakıyor galiba, içeriğe hiç bakan-okuyan yok:)

Cumhurbaşkanı : Rauf Denktaş

Başbakan : DR. Derviş Eroğlu


**sude**
Başbakan Müsteşarı
09 Aralık 2009 14:29

evet haklısınız bende o bilgileri ekledikten sonra farkettim bir ara editör arkadaşa söyler sildiririm diye düşünüyordum ama unutmuşum maalesef..

Toplam 54 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi