Lut peygamber Kuranda adı geçen peygamberlerden biridir. Kurana göre peygamber olsa da Hristiyan ve Musevilere göre peygamber değildir, sadece azizlerden biridir. Tevratta Lut un bir mağarada kızlarıyla birlikte olduğu anlatılır.
Hikayesi oldukça ilginç olan Lut peygambere Kuranda da epeyce yer verilmiştir. Onu ve kavmini konu edinen ondan fazla ayrı sure bulunmaktadır.
http://www.yaklasansaat.com/eski_kavimler/lut/lutayet.asp
Lut peygamberin Kurandaki hikayesi kısaca şöyledir:
Allahın elçileri (Tevratta iki melek olarak geçer) Lut peygambere misafir olurlar. Bunun haberini alan ve erkeklerle birlikte olan sapık kavmi koşarak Lut peygamberin evine gelir. Bunun karşısında Lut peygamber kavmine dönerek Hicr Suresinde şöyle der:
-Şehir halkı, birbirlerine müjdeleyerek geldi. (Lut onlara) dedi ki: Bunlar benim misafirlerim, (lütfen) beni utandırmayın! Allahtan korkup (sakının) ve beni küçük düşürmeyin.
-(Lut) dedi ki: Eğer yapmak istiyorsanız, işte bunlar, benim kızlarım.
Aynı hikaye Hud Suresinde ise şu şekilde geçer:
(Lut) dedi ki: Ey kavmim, bunlar benim kızlarım, sizler için daha temizdir. Allahtan korkun ve beni misafirlerim önünde küçük düşürmeyin. Sizin içinizde reşit(doğru düşünen) bir adam yok mudur?
Dediler ki: Şüphesiz sende biliyorsun ki, kızlarında bizim bir hakkımız yoktur. Gerçekte sen, bizim ne istediğimizi biliyorsun.
(Lut) dedi ki: Keşke size yetecek bir gücüm olsaydı veya sağlam bir yere dayanabilseydim.
Buraya kadarki Kurandaki anlatımla Tevrattaki anlatım hemen hemen aynıdır. Tevratta da Lut un kapısına gelen sapık kavmi onun misafirleriyle yatmak istemiş, Lut da misafirlerine dokunulmaması için tertemiz kızlarını onlara önermiştir.
Tevrattaki Lut Allahın bir peygamberi olmadığı için onun kızlarını başkalarına sunması gibi saçma bir davranışta bulunması belki bir nebze anlaşılabilir ancak Kuranda Allahın kendisine seçtiği elçilerinden biri olan Lut peygamberin sırf misafirlerinin karşısında küçük düşmemek ve utanmamak için böylesi bir şeyi yapmış olması anlaşılır gibi değildir.
Şöyle bir şey düşünebilirsiniz: Lut peygamber -Eğer yapmak istiyorsanız, işte bunlar, benim kızlarım.- derken aslında kızlarını evlendirmeyi düşünmüştür.
Bu şekilde düşünürsek şunu sormamız gerekir; tahrif edilmiş Tevrattaki anlatım ortadayken Allah evlendirmek kelimesini unutup da neden onun yerine yaptırmak gibi bir kelimeyi kullanmıştır? Bunun tersine bence Allahın böyle bir niyeti olsaydı evlendirmek kelimesini açıkça hatta altı çizili bir şekilde özellikle vermesi gerekmez miydi? Hiç şüphesiz Allah gibi bir tanrıya doğruyu söylemek kadar onu en açık ve en doğru bir şekilde söylemek yakışır.
Peki diyelim ki evlendirmekten bahsetmiş olsaydı, iş çözülmüş olur muydu? olmazdı. Çünkü Lut peygamberin kapısına gelen elinde çiçeklerle bekleyen bir damat adayı değil, şehir halkı, Lut peygamber kimi kiminle evlendirecek? Sonra başkasının misafirine, erkeklerine göz koymuş kişilere kız verilmesi gibi bir davranışın da mantıkla örtüşen bir tarafı bulunmuyor.
Şunu da düşünebilirsiniz: Lut peygamber böyle bir şeyi göze aldığına göre demek ki misafirlerinin kim olduğunu, onların Allahın elçileri olduğunu biliyordu ve onlara zarar gelmemesi kızlarını sunmasından daha önemliydi.
Bu düşünce de her ne kadar kızların sunulması için geçerli bir mazaret olmasa da diyelim ki Lut peygamber böyle düşünmüştü. O zaman da şunu sormak gerekir: Lut peygambere gelen bu elçiler sıradan kişiler değil, onların görevi diğer ayetlerde belirtiliyor, azgın bir toplumu azaba uğratmakla görevliler. Lut peygamber madem bunların kutsal elçiler (melekler) olduğunu düşünüyordu, madem bunlar kızlarından vazgeçecek kadar önemli kişilerdi onların kendilerini koruyabilecek güçte olabileceklerini neden düşünmemişti?
Lut peygamberle ilgili Kurandaki anlatıma baktığımızda sırf Tevrattan bir şeyler alıntı yapılacak diye ortaya oldukça ilginç bir anlatımın çıktığını görmekteyiz. Bırakın bir peygamberi kim olursa olsun herhangi bir baba hiçbir koşulda hele hele de ailesinden olmayan birilerinin hatrına -kızlarını yaptırtmak- gibi bir teklifle onları başkalarına, onlarca erkeğe sunmaz.
Böylesi şeyler ancak çok eski ilkel insanların sınır tanımayan yaşantılarından hareketle kendi tanrılarına uyarlamış oldukları efsanelerde geçmektedir. Çok tanrılı inançlara sahip bu dinler zamanla tek tanrılı bir yapıya dönüşmeye başladıkça, eskiden tanrılara ait olan efsanelerin zamanla tanrı kral hükümdarlara veya tanrının oğlu, elçisi sayılan insanlara ilişkin anlatılmaya başlandığını düşünüyorum.
Lut peygamberin kızlarıyla ilgili tercihi konusundaki takdiri size bırakarak son olarak şunu da belirtmek istiyorum. Lut peygamberin yaşadıklarıyla ilgili Hud Suresi ile Hicr Suresindeki olayların anlatım sırası aynı değildir. Hicr Suresindeki anlatımda misafir gelen elçilerin ne amaçla geldiklerini söylemesi ve Lut peygambere yol göstermeleri şehir halkının kapıya gelmesinden öncedir. Hud Suresinde ise misafir gelen elçilerin kendilerini Allahın elçileri olarak tanıtması ve Lut peygambere yol göstermeleri şehir halkının kapıya gelmesinden sonradır.
Lut peygamber Kuranda adı geçen peygamberlerden biridir. Kurana göre peygamber olsa da Hristiyan ve Musevilere göre peygamber değildir, sadece azizlerden biridir. Tevratta Lut un bir mağarada kızlarıyla birlikte olduğu anlatılır.
Hikayesi oldukça ilginç olan Lut peygambere Kuranda da epeyce yer verilmiştir. Onu ve kavmini konu edinen ondan fazla ayrı sure bulunmaktadır.
http://www.yaklasansaat.com/eski_kavimler/lut/lutayet.asp
Lut peygamberin Kurandaki hikayesi kısaca şöyledir:
Allahın elçileri (Tevratta iki melek olarak geçer) Lut peygambere misafir olurlar. Bunun haberini alan ve erkeklerle birlikte olan sapık kavmi koşarak Lut peygamberin evine gelir. Bunun karşısında Lut peygamber kavmine dönerek Hicr Suresinde şöyle der:
-Şehir halkı, birbirlerine müjdeleyerek geldi. (Lut onlara) dedi ki: Bunlar benim misafirlerim, (lütfen) beni utandırmayın! Allahtan korkup (sakının) ve beni küçük düşürmeyin.
-(Lut) dedi ki: Eğer yapmak istiyorsanız, işte bunlar, benim kızlarım.
Aynı hikaye Hud Suresinde ise şu şekilde geçer:
(Lut) dedi ki: Ey kavmim, bunlar benim kızlarım, sizler için daha temizdir. Allahtan korkun ve beni misafirlerim önünde küçük düşürmeyin. Sizin içinizde reşit(doğru düşünen) bir adam yok mudur?
Dediler ki: Şüphesiz sende biliyorsun ki, kızlarında bizim bir hakkımız yoktur. Gerçekte sen, bizim ne istediğimizi biliyorsun.
(Lut) dedi ki: Keşke size yetecek bir gücüm olsaydı veya sağlam bir yere dayanabilseydim.
Buraya kadarki Kurandaki anlatımla Tevrattaki anlatım hemen hemen aynıdır. Tevratta da Lut un kapısına gelen sapık kavmi onun misafirleriyle yatmak istemiş, Lut da misafirlerine dokunulmaması için tertemiz kızlarını onlara önermiştir.
Tevrattaki Lut Allahın bir peygamberi olmadığı için onun kızlarını başkalarına sunması gibi saçma bir davranışta bulunması belki bir nebze anlaşılabilir ancak Kuranda Allahın kendisine seçtiği elçilerinden biri olan Lut peygamberin sırf misafirlerinin karşısında küçük düşmemek ve utanmamak için böylesi bir şeyi yapmış olması anlaşılır gibi değildir.
Şöyle bir şey düşünebilirsiniz: Lut peygamber -Eğer yapmak istiyorsanız, işte bunlar, benim kızlarım.- derken aslında kızlarını evlendirmeyi düşünmüştür.
Bu şekilde düşünürsek şunu sormamız gerekir; tahrif edilmiş Tevrattaki anlatım ortadayken Allah evlendirmek kelimesini unutup da neden onun yerine yaptırmak gibi bir kelimeyi kullanmıştır? Bunun tersine bence Allahın böyle bir niyeti olsaydı evlendirmek kelimesini açıkça hatta altı çizili bir şekilde özellikle vermesi gerekmez miydi? Hiç şüphesiz Allah gibi bir tanrıya doğruyu söylemek kadar onu en açık ve en doğru bir şekilde söylemek yakışır.
Peki diyelim ki evlendirmekten bahsetmiş olsaydı, iş çözülmüş olur muydu? olmazdı. Çünkü Lut peygamberin kapısına gelen elinde çiçeklerle bekleyen bir damat adayı değil, şehir halkı, Lut peygamber kimi kiminle evlendirecek? Sonra başkasının misafirine, erkeklerine göz koymuş kişilere kız verilmesi gibi bir davranışın da mantıkla örtüşen bir tarafı bulunmuyor.
Şunu da düşünebilirsiniz: Lut peygamber böyle bir şeyi göze aldığına göre demek ki misafirlerinin kim olduğunu, onların Allahın elçileri olduğunu biliyordu ve onlara zarar gelmemesi kızlarını sunmasından daha önemliydi.
Bu düşünce de her ne kadar kızların sunulması için geçerli bir mazaret olmasa da diyelim ki Lut peygamber böyle düşünmüştü. O zaman da şunu sormak gerekir: Lut peygambere gelen bu elçiler sıradan kişiler değil, onların görevi diğer ayetlerde belirtiliyor, azgın bir toplumu azaba uğratmakla görevliler. Lut peygamber madem bunların kutsal elçiler (melekler) olduğunu düşünüyordu, madem bunlar kızlarından vazgeçecek kadar önemli kişilerdi onların kendilerini koruyabilecek güçte olabileceklerini neden düşünmemişti?
Lut peygamberle ilgili Kurandaki anlatıma baktığımızda sırf Tevrattan bir şeyler alıntı yapılacak diye ortaya oldukça ilginç bir anlatımın çıktığını görmekteyiz. Bırakın bir peygamberi kim olursa olsun herhangi bir baba hiçbir koşulda hele hele de ailesinden olmayan birilerinin hatrına -kızlarını yaptırtmak- gibi bir teklifle onları başkalarına, onlarca erkeğe sunmaz.
Böylesi şeyler ancak çok eski ilkel insanların sınır tanımayan yaşantılarından hareketle kendi tanrılarına uyarlamış oldukları efsanelerde geçmektedir. Çok tanrılı inançlara sahip bu dinler zamanla tek tanrılı bir yapıya dönüşmeye başladıkça, eskiden tanrılara ait olan efsanelerin zamanla tanrı kral hükümdarlara veya tanrının oğlu, elçisi sayılan insanlara ilişkin anlatılmaya başlandığını düşünüyorum.
Lut peygamberin kızlarıyla ilgili tercihi konusundaki takdiri size bırakarak son olarak şunu da belirtmek istiyorum. Lut peygamberin yaşadıklarıyla ilgili Hud Suresi ile Hicr Suresindeki olayların anlatım sırası aynı değildir. Hicr Suresindeki anlatımda misafir gelen elçilerin ne amaçla geldiklerini söylemesi ve Lut peygambere yol göstermeleri şehir halkının kapıya gelmesinden öncedir. Hud Suresinde ise misafir gelen elçilerin kendilerini Allahın elçileri olarak tanıtması ve Lut peygambere yol göstermeleri şehir halkının kapıya gelmesinden sonradır.