saç dökülmesini engelleyen bir ürün bilmiyorum ama engellemeyen bir şey biliyorum: sarımsak. ben elimden geleni yaptım, dökülme probleminin çözümünü de başkaları bulsun. (olmayana ergi)
zeki müren'den güzellik tarifleri:(ben yandım eller yanmasın)
babam keldi, amcam kel, dedem kel, ağam kel, paşam kel, kel, kel, kel...babam keldi dedim ama neden bilmem, amcamdan ve dedemden daha az keldi. örnek vermek gerekirse; amcamla dedem, süleyman demirel tarzı kellikten mustaripken, babamın kelliği daha çok esat kıratlıoğlu tipi kellikti. esat kıratlıoğlu'nu bilmeyen genç nesiller için bir görselimiz var. buyrun, http://img.internethaber.com/news/19054.jpg
babam, saçının sol tarafındaki saçları uzatıp sağa doğru tarıyor ve böylece kafasında adeta pazar filesi taşıyormuş gibi bir görünüm arz ediyordu. kafasında, babasına ve kardeşine nazaran daha fazla kıl ve bir adet pazar filesi taşıyan babama "bu gürbüz saçların sırrı nedir?" diye sorduğumda, "sarımsak" demişti, "2 diş sarımsak, ama yutmayacaksın. saçlarını kazıtacaksın. sonra, havanda ezdiğin 2 diş sarımsağı kafana sürüp biraz bekleyeceksin. bu kürü birkaç kere uygula, saçların gürleşecek, daha az dökülecek" demişti.
o zaman da lisede okuyorum, okulun tatil olmasını nasıl sabırsızlıkla beklemeye başladım, anlatamam. hesabım şuydu, okul tatil olunca saçları kazıtıp bu sarımsak kürünü uygulayacaktım. 3 ayda saçlarım da 3-4 cm uzayacak, okula tam dazlak kafa ile gitmemiş olacaktım. okul bitince babamın çılgın tekniğini uygulamaya karar verdim. babamın eski model, bıçağı çıkan bir traş başlığı vardı, yeni bir jilet taktım, önce makasla elimden geldiğince saçları kısalttım, sonra kalan kısma sabun sürdüm ve jiletle daldım kafaya. iş bittikten sonra kafama bir havlu sardım, mutfağa gittim, havanda 2 diş sarımsağı ezdim, banyoya döndüm, sarımsakları avuçladım, yağını ellerime iyice bulaştırdım ve 2 elimi kafama götürdüm, sonra... sonrası acı, ama öyle böyle değil, kelimelere dökülemez. 30 yaşıma geldim, ömrümde böyle bir acı hissetmedim, sanki beynimin içine şiş sokuyorlardı, acıdan bayılacaktım, beynim uyuştu, kafam uyuştu...
özet geçer misin lütfen? diyenler olabilir. özeti şu, birisi size "kazınmış kafaya sarımsak sürünce saçlar gürleşir" falan derse, ardınıza bakmadan hemen uzaklaşın oradan. orada acı var, elem var, gözyaşı var.
saç dökülmesini engelleyen bir ürün bilmiyorum ama engellemeyen bir şey biliyorum: sarımsak. ben elimden geleni yaptım, dökülme probleminin çözümünü de başkaları bulsun. (olmayana ergi)
zeki müren'den güzellik tarifleri:(ben yandım eller yanmasın)
babam keldi, amcam kel, dedem kel, ağam kel, paşam kel, kel, kel, kel...babam keldi dedim ama neden bilmem, amcamdan ve dedemden daha az keldi. örnek vermek gerekirse; amcamla dedem, süleyman demirel tarzı kellikten mustaripken, babamın kelliği daha çok esat kıratlıoğlu tipi kellikti. esat kıratlıoğlu'nu bilmeyen genç nesiller için bir görselimiz var. buyrun, http://img.internethaber.com/news/19054.jpg
babam, saçının sol tarafındaki saçları uzatıp sağa doğru tarıyor ve böylece kafasında adeta pazar filesi taşıyormuş gibi bir görünüm arz ediyordu. kafasında, babasına ve kardeşine nazaran daha fazla kıl ve bir adet pazar filesi taşıyan babama "bu gürbüz saçların sırrı nedir?" diye sorduğumda, "sarımsak" demişti, "2 diş sarımsak, ama yutmayacaksın. saçlarını kazıtacaksın. sonra, havanda ezdiğin 2 diş sarımsağı kafana sürüp biraz bekleyeceksin. bu kürü birkaç kere uygula, saçların gürleşecek, daha az dökülecek" demişti.
o zaman da lisede okuyorum, okulun tatil olmasını nasıl sabırsızlıkla beklemeye başladım, anlatamam. hesabım şuydu, okul tatil olunca saçları kazıtıp bu sarımsak kürünü uygulayacaktım. 3 ayda saçlarım da 3-4 cm uzayacak, okula tam dazlak kafa ile gitmemiş olacaktım. okul bitince babamın çılgın tekniğini uygulamaya karar verdim. babamın eski model, bıçağı çıkan bir traş başlığı vardı, yeni bir jilet taktım, önce makasla elimden geldiğince saçları kısalttım, sonra kalan kısma sabun sürdüm ve jiletle daldım kafaya. iş bittikten sonra kafama bir havlu sardım, mutfağa gittim, havanda 2 diş sarımsağı ezdim, banyoya döndüm, sarımsakları avuçladım, yağını ellerime iyice bulaştırdım ve 2 elimi kafama götürdüm, sonra... sonrası acı, ama öyle böyle değil, kelimelere dökülemez. 30 yaşıma geldim, ömrümde böyle bir acı hissetmedim, sanki beynimin içine şiş sokuyorlardı, acıdan bayılacaktım, beynim uyuştu, kafam uyuştu...
özet geçer misin lütfen? diyenler olabilir. özeti şu, birisi size "kazınmış kafaya sarımsak sürünce saçlar gürleşir" falan derse, ardınıza bakmadan hemen uzaklaşın oradan. orada acı var, elem var, gözyaşı var.