DAVRANIŞTA KONSTRAT:
Bir ayırt edici uyarıcı durumunda, davranışın pekiştirilmesiyle davranışta artma, pekiştirilmeme durumunda azalma görülmesidir.
PSİKOLOJİK TEPKİSELLİK KURAMI(BREHM, 1966,1972):
İnsanlar belirli durumlarda bazı özgürlüklere sahip olduklarına inandıkları için,özgürlüklerinin tehdit edildiğini ya da engellendiğini düşündükleri zaman tepki vererek,tehdit edildiğini düşündükleri özgürlüklerini korumaya çalışırlar.işte vermiş olduğu bu tepkilerine denir.
DÜŞÜN- EŞLEŞ - PAYLAŞ TEKNİĞİ:
Düşün-Eşleş-Paylaş,öğrencilerin içerik hakkında konuştukları ve tüm grupla paylaşmadan once fikirlerini tartıştıkları üç aşamalı öğrenci hareketinden oluşan bir işbirlikli tartışma stratejisidir. İşbirlikli öğrenmenin iki önemli özelliği olan ;düşünme zamanı; ve akran etkileşimi öğelerini ortaya çıkarır.Düşün-Eşleş-Paylaşın
amacı,öğrencilerin bilgiyi işlemelerine,iletişim becerileri geliştirmelerine ve düşünmelerini saflaştırmalarına
yardımcı olur.
Bu stratejiyle, öğretmen:
- Açık uçlu bir soru ya da problem ortaya atar
-Öğrencilere, cevapları hakkında düşünmek için bir ya da iki dakika verir.
-Öğrencileri, cevaplarını tartışmaları ve fikirlerini paylaşmaları için eşleştirir.
-Öğrencilerin cevaplarını küçük bir grupla ya da tüm sınıfla paylaşmaları için fırsatlar verir.
Öğrencilerin cevabı düşünmek, sonra bir akranla paylaşmak ve farklı bir bakış açısı görmek için zamanları
olduğundan, daha büyük bir grupla paylaşma konusunda daha istekli ve daha az endişeli olabilirler. Ayrıca,
gerekirse cevaplarını değiştirmeleri için de zaman verir ve yanlış cevap verme korkusunu azaltır.
Örnek
Öğretmen: Kesirlerle ilgili yeni matematik ünitemize başlamadan önce düşünmenizi istediğim bir soru var.
Kesirleri günlük yaşamda kullandığımız yerleri düşünebilir misiniz? Fikirleriniz hakkında konuşurken, Düşün-
Eşleş-Paylaş ı kullanmanızı istiyorum. Cevaplarınız hakkında düşünmek için beş dakika alabilirsiniz ve işaret
ettiğimde, eşinize dönün ve düşüncelerinizi paylaşın. Cevaplarınızı sınıfla paylaşacaksınız( Öğrenciler fikirleri
hakkında düşünürken, öğretmen iki dakika bekler.) Şimdi eşinize dönün ve düşündüklerinizi tartışın.
Can Zeynepe: Yiyecekleri paylaşırken kullandığımızı düşünüyordum. Bir pizza gibi. Eğer sekiz dilim pizzan
varsa ve herkesin aynı miktarda almasını istiyorsan, dilimleri saymak zorundasın. Ne düşünüyorsun?
Zeynep Can;a: Ben de yiyecekleri düşünüyordum, ama sonra paranın nasıl bir kesir türü olduğunu
düşündüm. 25 kuruşun bir liranın dörtte biri olması ve bir liranın onda birinin 10 kuruşa eşit olması gibi. Daha
büyük bir miktarın parçası olan parayla bunu yapmanın birçok yolu vardır.
Öğretmen: Siz ve eşinizin fikirleri paylaşma şansınız olduğuna gore, hanginizin tüm grupla fikirlerini
paylaşacağını seçin.
Can: Zeynep ve ben, pizza gibi yiyeceklerin kesirlere nasıl dönüştürülebileceği hakkında konuştuk. Paranın
bir kesire nasıl benzediği hakkında da konuştuk. Daha büyük miktarlara eşit olan daha küçük miktarlar vardır
ve bize gore bu, kesirdir.
Öğretmen:. Fikirlerin ikisi de harika. Paylaştığınız için teşekkürler.
ARGÜMANTASYON:
Bilimsel bir konu hakkında düşünceler ileri sürme, destekleme,eleştirme,değerlendirme ve arıtma sürecidir.
ENLEMESİNE-KESİTSEL YÖNTEM:
Bu yöntemde bir ölçme zamanında farklı yaş gruplarındaki bireyler seçilir ve karşılaştırılır. Örneğin 1-6 yaş arasındaki çocukların kelime dağarcığını incelemek isteyen bir araştırmacı 6 ay arayla gruplarını saptayıp, çocukların konuşurken kullandıkları sözcükleri sayarak araştırmasını gerçekleştirebilir. Kelime dağarcığının yüzdelerinde yaşa göre ortaya çıkan değişme normatif ve tanımlayıcı bir veri sağlamış olacaktır. Bu yöntemin avantajı çok fazla vakit kaybetmeden farklı yaşlardaki davranışlar hakkında bilgi sahibi olmaktır. Dezavantajı ise hem uzun zaman periyodu içinde davranışın durağanlığını incelemeye hem de sonuçta ortaya çıkan gelişim ve davranışlar üzerinde yaşam deneyimlerinin rolünü anlamaya imkan tanımamasıdır. Farklı yaş grupları arasında var olan sosyal, kültürel, tarihsel ve çevre şartlarına bağlı farklılıkları yani kuşak farklılığını incelemeye imkan tanımaz. Bu yöntemde verinin toplandığı grup ile karşılaştırma yapılan grubun farklı olma olasılığı yüksektir.
Bir enlemesine-kesitsel çalışmada çocukların doğum yılları ve gelişimsel geçmişleri manipüle veya kontrol edilmeden herhangi bir yaş farklılığının evrensel gelişim sürecine bağlı bir farklılık olduğunu veya belirli bir kuşağın yaşadığı farklı deneyimlere bağlı olduğunu ileri sürmek ne derece doğrudur?
Bir enlemesine-kesitsel çalışmada 20, 30, 40 yaşlarındaki kadınların toplumsal cinsiyet rollerinin incelendiğini düşünün. Araştırmacı 20 yaşındakilerde daha erkeksi, 40 yaşındakilerde de daha kadınsı özellikler elde etse bu bulguyu kadınlar geliştikçe daha kadınsı özellikler edinmektedir şeklinde yorumlayabilir mi?
Enlemesine-kesitsel çalışmalar kültürün en az etkili olduğu alanlarda bazı avantajlar sağlayabilir. Ayrıca; çocuklara, yaşlarına göre verilecek eğitimin, okuma kitaplarının, TV programlarının hazırlanmasında ve oyuncak ve oyun yaratılmasında bu türden araştırma bulgularının yararları olabilir.
BOYLAMSAL YÖNTEM:
Boylamsal yöntemde aynı bireyler uzun zaman aralıklarıyla belli bir süre içinde incelenir. Bazen bu süre bütün bir yaşamı alabilir. Farklı yaşlarda elde edilen ölçümler arasındaki farkı açıklama imkanı doğmaktadır. Örneğin bir araştırıcı çocukların sözcük dağarcığında ortaya çıkan artış oranını bu yöntemle inceleyebilir. Bir yaşındaki bir çocuk grubunu 6 ay arayla teste tabi tutarak yaşla birlikte ortaya çıkan 15
değişmeleri görebilir. Bu yöntemin avantajı bir bireyde ortaya çıkan değişmeleri evrimsel olarak tayin etme imkanıdır. Aynı zamanda büyüyen bireyde davranışın durağanlığını ve gelişimsel olarak davranış örüntülerinde ilk yaşlardaki yaşam deneyimlerinin etkilerini görme imkanı verir. Kuşak farklarından doğan hataları ortadan kaldırır.
Bu türden araştırmaların uzun zaman alması ekonomik değildir ve zamanla ilişkili diğer problemleri de beraberinde getirir. Başlangıçtaki denek grubunu zamanın sonuna kadar bozulmadan tutmak zordur. Denek kaybı olabilir. Bir başka sorun da bir boylamsal çalışmadan elde edilen sonucun başka bir zamanda geçerli olup olmayacağı sorunudur. Örneğin çocukların sözcük dağarcığına ilişkin bir çalışma televizyondaki yaygın çocuk programlarından önce yapılmış ise şimdiki geçerliğinden şüphe edilebilir.
TAHMİN-GÖZLEM- AÇIKLAMA (TGA) TEKNİĞİ:
Fen öğretiminde öğrencilerin anlama düzeylerini araştırmak amacıyla fen deneyleriyle birlikte çok sık kullanıldığı bilinmektedir. TGA?nın ilk aşamasında olayların meydana gelme sebebi sorgulanarak öğrenciler düşünmeye sevk edilmekte, ikinci aşamasında ise gözlem yapmaları için onlara fırsat verilmektedir. TGA?nın son aşamasında öğrencilerden gözlemlerini tahminleriyle birleştirerek açıklama yapmaları istenmektedir. Bu yolla, öğrencilerin düşüncelerinin altında yatan asıl sebep ortaya çıkartılabilmektedir. TGA?nın gözlem aşamasında öğrenciler fen kavramlarıyla ilgili deneyler yapmaktadırlar. Fakat öğrenciler yapılan deneylerde olayların gerçekleşmesinde etkili olan gözle görülemeyen durumları ise gözlemleyememektedirler. Bu bağlamda TGA öğrenme tekniğinde bilgisayar animasyonlarından faydalanılmasının önemi ortaya çıkmaktadır. Bilgisayar animasyonları ile soyut kavramların somutlaştırılarak gözle görülebilir hale getirildiği öğrencilerin bire bir etkileşimde bulundukları sanal laboratuar ortamları sunulmaktadır. TGA tekniği ile birlikte animasyonların kullanılmasıyla öğrenciler defalarca ve kendi öğrenme hızlarına göre gözlem yapabilmektedirler. Bu çalışmanın amacı ?iç ve dış basınç dengesi? kavramının öğretimine yönelik olarak animasyon destekli TGA etkinliği geliştirmek ve tanıtmaktır. Animasyon destekli TGA etkinliği ilköğretim 8. sınıf düzeyinde hazırlanmıştır. Araştırmanın amacına uygun olarak TGA?ya dayalı iç ve dış basınç dengesi ile ilgili deney etkinliği bilgisayar animasyonları ile desteklenmiştir. Animasyonların hazırlanmasında flash programından faydalanılmıştır.
DEVAMI GELECEK.GÜNCEL TUTUN ARKADAŞLAR.
DAVRANIŞTA KONSTRAT:
Bir ayırt edici uyarıcı durumunda, davranışın pekiştirilmesiyle davranışta artma, pekiştirilmeme durumunda azalma görülmesidir.
PSİKOLOJİK TEPKİSELLİK KURAMI(BREHM, 1966,1972):
İnsanlar belirli durumlarda bazı özgürlüklere sahip olduklarına inandıkları için,özgürlüklerinin tehdit edildiğini ya da engellendiğini düşündükleri zaman tepki vererek,tehdit edildiğini düşündükleri özgürlüklerini korumaya çalışırlar.işte vermiş olduğu bu tepkilerine denir.
DÜŞÜN- EŞLEŞ - PAYLAŞ TEKNİĞİ:
Düşün-Eşleş-Paylaş,öğrencilerin içerik hakkında konuştukları ve tüm grupla paylaşmadan once fikirlerini tartıştıkları üç aşamalı öğrenci hareketinden oluşan bir işbirlikli tartışma stratejisidir. İşbirlikli öğrenmenin iki önemli özelliği olan ;düşünme zamanı; ve akran etkileşimi öğelerini ortaya çıkarır.Düşün-Eşleş-Paylaşın
amacı,öğrencilerin bilgiyi işlemelerine,iletişim becerileri geliştirmelerine ve düşünmelerini saflaştırmalarına
yardımcı olur.
Bu stratejiyle, öğretmen:
- Açık uçlu bir soru ya da problem ortaya atar
-Öğrencilere, cevapları hakkında düşünmek için bir ya da iki dakika verir.
-Öğrencileri, cevaplarını tartışmaları ve fikirlerini paylaşmaları için eşleştirir.
-Öğrencilerin cevaplarını küçük bir grupla ya da tüm sınıfla paylaşmaları için fırsatlar verir.
Öğrencilerin cevabı düşünmek, sonra bir akranla paylaşmak ve farklı bir bakış açısı görmek için zamanları
olduğundan, daha büyük bir grupla paylaşma konusunda daha istekli ve daha az endişeli olabilirler. Ayrıca,
gerekirse cevaplarını değiştirmeleri için de zaman verir ve yanlış cevap verme korkusunu azaltır.
Örnek
Öğretmen: Kesirlerle ilgili yeni matematik ünitemize başlamadan önce düşünmenizi istediğim bir soru var.
Kesirleri günlük yaşamda kullandığımız yerleri düşünebilir misiniz? Fikirleriniz hakkında konuşurken, Düşün-
Eşleş-Paylaş ı kullanmanızı istiyorum. Cevaplarınız hakkında düşünmek için beş dakika alabilirsiniz ve işaret
ettiğimde, eşinize dönün ve düşüncelerinizi paylaşın. Cevaplarınızı sınıfla paylaşacaksınız( Öğrenciler fikirleri
hakkında düşünürken, öğretmen iki dakika bekler.) Şimdi eşinize dönün ve düşündüklerinizi tartışın.
Can Zeynepe: Yiyecekleri paylaşırken kullandığımızı düşünüyordum. Bir pizza gibi. Eğer sekiz dilim pizzan
varsa ve herkesin aynı miktarda almasını istiyorsan, dilimleri saymak zorundasın. Ne düşünüyorsun?
Zeynep Can;a: Ben de yiyecekleri düşünüyordum, ama sonra paranın nasıl bir kesir türü olduğunu
düşündüm. 25 kuruşun bir liranın dörtte biri olması ve bir liranın onda birinin 10 kuruşa eşit olması gibi. Daha
büyük bir miktarın parçası olan parayla bunu yapmanın birçok yolu vardır.
Öğretmen: Siz ve eşinizin fikirleri paylaşma şansınız olduğuna gore, hanginizin tüm grupla fikirlerini
paylaşacağını seçin.
Can: Zeynep ve ben, pizza gibi yiyeceklerin kesirlere nasıl dönüştürülebileceği hakkında konuştuk. Paranın
bir kesire nasıl benzediği hakkında da konuştuk. Daha büyük miktarlara eşit olan daha küçük miktarlar vardır
ve bize gore bu, kesirdir.
Öğretmen:. Fikirlerin ikisi de harika. Paylaştığınız için teşekkürler.
ARGÜMANTASYON:
Bilimsel bir konu hakkında düşünceler ileri sürme, destekleme,eleştirme,değerlendirme ve arıtma sürecidir.
ENLEMESİNE-KESİTSEL YÖNTEM:
Bu yöntemde bir ölçme zamanında farklı yaş gruplarındaki bireyler seçilir ve karşılaştırılır. Örneğin 1-6 yaş arasındaki çocukların kelime dağarcığını incelemek isteyen bir araştırmacı 6 ay arayla gruplarını saptayıp, çocukların konuşurken kullandıkları sözcükleri sayarak araştırmasını gerçekleştirebilir. Kelime dağarcığının yüzdelerinde yaşa göre ortaya çıkan değişme normatif ve tanımlayıcı bir veri sağlamış olacaktır. Bu yöntemin avantajı çok fazla vakit kaybetmeden farklı yaşlardaki davranışlar hakkında bilgi sahibi olmaktır. Dezavantajı ise hem uzun zaman periyodu içinde davranışın durağanlığını incelemeye hem de sonuçta ortaya çıkan gelişim ve davranışlar üzerinde yaşam deneyimlerinin rolünü anlamaya imkan tanımamasıdır. Farklı yaş grupları arasında var olan sosyal, kültürel, tarihsel ve çevre şartlarına bağlı farklılıkları yani kuşak farklılığını incelemeye imkan tanımaz. Bu yöntemde verinin toplandığı grup ile karşılaştırma yapılan grubun farklı olma olasılığı yüksektir.
Bir enlemesine-kesitsel çalışmada çocukların doğum yılları ve gelişimsel geçmişleri manipüle veya kontrol edilmeden herhangi bir yaş farklılığının evrensel gelişim sürecine bağlı bir farklılık olduğunu veya belirli bir kuşağın yaşadığı farklı deneyimlere bağlı olduğunu ileri sürmek ne derece doğrudur?
Bir enlemesine-kesitsel çalışmada 20, 30, 40 yaşlarındaki kadınların toplumsal cinsiyet rollerinin incelendiğini düşünün. Araştırmacı 20 yaşındakilerde daha erkeksi, 40 yaşındakilerde de daha kadınsı özellikler elde etse bu bulguyu kadınlar geliştikçe daha kadınsı özellikler edinmektedir şeklinde yorumlayabilir mi?
Enlemesine-kesitsel çalışmalar kültürün en az etkili olduğu alanlarda bazı avantajlar sağlayabilir. Ayrıca; çocuklara, yaşlarına göre verilecek eğitimin, okuma kitaplarının, TV programlarının hazırlanmasında ve oyuncak ve oyun yaratılmasında bu türden araştırma bulgularının yararları olabilir.
BOYLAMSAL YÖNTEM:
Boylamsal yöntemde aynı bireyler uzun zaman aralıklarıyla belli bir süre içinde incelenir. Bazen bu süre bütün bir yaşamı alabilir. Farklı yaşlarda elde edilen ölçümler arasındaki farkı açıklama imkanı doğmaktadır. Örneğin bir araştırıcı çocukların sözcük dağarcığında ortaya çıkan artış oranını bu yöntemle inceleyebilir. Bir yaşındaki bir çocuk grubunu 6 ay arayla teste tabi tutarak yaşla birlikte ortaya çıkan 15
değişmeleri görebilir. Bu yöntemin avantajı bir bireyde ortaya çıkan değişmeleri evrimsel olarak tayin etme imkanıdır. Aynı zamanda büyüyen bireyde davranışın durağanlığını ve gelişimsel olarak davranış örüntülerinde ilk yaşlardaki yaşam deneyimlerinin etkilerini görme imkanı verir. Kuşak farklarından doğan hataları ortadan kaldırır.
Bu türden araştırmaların uzun zaman alması ekonomik değildir ve zamanla ilişkili diğer problemleri de beraberinde getirir. Başlangıçtaki denek grubunu zamanın sonuna kadar bozulmadan tutmak zordur. Denek kaybı olabilir. Bir başka sorun da bir boylamsal çalışmadan elde edilen sonucun başka bir zamanda geçerli olup olmayacağı sorunudur. Örneğin çocukların sözcük dağarcığına ilişkin bir çalışma televizyondaki yaygın çocuk programlarından önce yapılmış ise şimdiki geçerliğinden şüphe edilebilir.
TAHMİN-GÖZLEM- AÇIKLAMA (TGA) TEKNİĞİ:
Fen öğretiminde öğrencilerin anlama düzeylerini araştırmak amacıyla fen deneyleriyle birlikte çok sık kullanıldığı bilinmektedir. TGA?nın ilk aşamasında olayların meydana gelme sebebi sorgulanarak öğrenciler düşünmeye sevk edilmekte, ikinci aşamasında ise gözlem yapmaları için onlara fırsat verilmektedir. TGA?nın son aşamasında öğrencilerden gözlemlerini tahminleriyle birleştirerek açıklama yapmaları istenmektedir. Bu yolla, öğrencilerin düşüncelerinin altında yatan asıl sebep ortaya çıkartılabilmektedir. TGA?nın gözlem aşamasında öğrenciler fen kavramlarıyla ilgili deneyler yapmaktadırlar. Fakat öğrenciler yapılan deneylerde olayların gerçekleşmesinde etkili olan gözle görülemeyen durumları ise gözlemleyememektedirler. Bu bağlamda TGA öğrenme tekniğinde bilgisayar animasyonlarından faydalanılmasının önemi ortaya çıkmaktadır. Bilgisayar animasyonları ile soyut kavramların somutlaştırılarak gözle görülebilir hale getirildiği öğrencilerin bire bir etkileşimde bulundukları sanal laboratuar ortamları sunulmaktadır. TGA tekniği ile birlikte animasyonların kullanılmasıyla öğrenciler defalarca ve kendi öğrenme hızlarına göre gözlem yapabilmektedirler. Bu çalışmanın amacı ?iç ve dış basınç dengesi? kavramının öğretimine yönelik olarak animasyon destekli TGA etkinliği geliştirmek ve tanıtmaktır. Animasyon destekli TGA etkinliği ilköğretim 8. sınıf düzeyinde hazırlanmıştır. Araştırmanın amacına uygun olarak TGA?ya dayalı iç ve dış basınç dengesi ile ilgili deney etkinliği bilgisayar animasyonları ile desteklenmiştir. Animasyonların hazırlanmasında flash programından faydalanılmıştır.
DEVAMI GELECEK.GÜNCEL TUTUN ARKADAŞLAR.