Değerli dilligent81 arkadaşım,
Öncelikle bu güzel sorun için sana çok ama çok teşekkür ediyorum.
Gelelim sorunun cevabına. Bunu tam olarak anlayabilmek için yaşamak
lazım bunun için de sana aşağıdaki yazıyı dikkatlice okumanı ve oradaki önerileri inanarak hayatına tatbik etmeni istiyorum eğer bunu başarabilirsen neden bizlerin sizleri okadar çok sevdiğimizi anlayabilirsin ve artık sen de bizler gibi bas bas bağırırsın sizleri çok ama çokkkkkk ama çok seviyoruz diye:)
Şimdiden kolay gelsin.ALLAH yar ve yardımcınız olsun:)
Mutluluk nedir? Nasıl mutlu olunur?
İnsan kalbi hayatı boyunca mutluluğun peşinde koşar. Hep bir arayış içindedir. Mutluluğa ulaşmak için sahip olmak istediklerinin hayalini kurar ve bu hedeflere ulaştığı zaman mutlu olacağını zanneder. Burda çok önemli bir konuyu gözden kaçırmaktadır. MUTLU olmak ile SEVİNMEK arasındaki fark. En basit örneği ile son model bir araba sahibi olmak sizi gerçekten mutlu eder mi? İyi düşünün, bir süre bu sevinç ayaklarınızı yerden kesecektir. Ya sonra? Bu sitede okuyacaklarınız beyni mutluluğa programlamalar (NLP), düşünce gücüyle kendini mutlu hissetmeye çalışmalar, polyannacılık oynamalar, meditasyonla kendini arındırdığını zannetmeler, metafizik deneyimlerle heyecalı ve hoş bişiler yaptığını sanmalar, dini vecibeler, baskılar, korkular vs vs vs değildir. Bu sitede okuyacaklarınız mutluluğun ne olduğu ve nasıl elde edileceğinin kesin kanıtı ve ispatıdır ve HAKtır. Farkındasınız değil mi içinizde 2 tane ses devamlı konuşup duruyor. Hiç susmuyorlar. Bir diyor ki "O sana şunu dedi, sen de ona hemen şunu söyle" Öbürü de diyor ki "Ya boşver öyle deme, morali bozuktu bu sebeple öyle dedi. Sen en iyisi onu hoşgör, ona güzel bişi söyle" İçinizdeki bu çatışmalar bitmeden nasıl mutlu olacaksınız? Bir tarafın sesini bastırarak ya da es geçerek mi yoksa her iki sesi de aynı şeyi söyler hale getirerek mi? Peki ya kötü bişi yaptıktan sonra çektiğimiz vicdan azabı nedir? Neden vicdan azabı çekeriz? Bu azabı biz kim çektirir Mutluluğu anlatmak için önce yaratılışımızı yani kendimizi iyi tanımamız lazım.
İnsan, içindeki iki sesin ( nefs ve ruh) taleplerini dinler ve serbest iradesi ile bir tanesini seçer. Yaptığı seçimin sonucunda aklını kullanarak fizik bedene bir hareket yaptırır. Kişi bu hareketinin sonucunda ya yanlış bir davranış sergilemiştir ya da doğru ve bunun sonucu olarak da kişi ya günah işlemiştir ya da sevap kazanmıştır Nefsin talepleri negatif ruhun talepleri pozitiftir. Nefs daima Şeytanla işbirliği eder. Ruh da ALLAH'la.
Nefsimiz arsız bir şekilde bir çocuk gibi önce birşey ister, ama istediğini verene kadar onun için çıldırır ama elde edince tüm arzusu hevesi bir süre sonra sönüverir. Artık yeni birşey ister.
Mutluluk devamlı olmalıdır. Devamlı olmadığında mutlu değilsiniz, geçici zevkleri yaşıyorsunuz sadece.
.MUTLULUK
Bir arabasahibi olmak mı? Ya da bir ev ? Yoksa evlenince mi mutlu olacağınızı düşünüyorsunuz? İyi bir işe ne dersiniz?
Mutluluk yolculuğunun değerli yolcuları;
Düşünün o çok istediğiniz uğruna gecenizi gündüzünüze katarak elde ettiğiniz ve "o benim olursa en mutlu ben olurum" dediğiniz hedeflerinizi...
O çok istediğimiz elbiseyialdınız sırtınızdan düşmedi.
Bir gün iki gün üç gün... Ya sonra? Bitti! Artık vitrinde gördüğümüz o deri ayakkabı var aklımızda... Bir alabilsek başka ne isteriz ki? Ama onun da sonu aynı son o bitecek. Bu sefer bir başkası..
Nefsimiz arsız bir çocuk gibi önce birşey istiyor ona istediğini verene kadar onun için çıldırıyor ama elde edince tüm arzusu hevesi bir süre sonra sönüveriyor. Artık yeni bir şey istiyor. "Onunla mutlu olacakmış!???"
Hayat böyle değil mi "Mutluluk Yolculuğu"nun değerli yolcuları? Önce bir liseyi bitireyim diplomayı alayım diyoruz sonra bir de üniversite sınavını kazanayım 4 yıllık bölüme kapağı atayım istiyoruz. Uğraşıyoruz didiniyoruz. Güç bela giriyoruz üniversiteye.
Şu vizeler bir bitse rahatlayacağız. Vizeler biter. Bu sefer de finaller. Vizeydi finaldi derken bir mezun olsak..
Mezun da olduk; Ah bir işe girsem benden mutlusu yok! İşe girdik ; "Bi terfi edemedik yahu şu patron bir zam verse daha ne isterim ki?"
O da oldu. Güzel hayat tıkırında gidiyor. Evlenince mutlu olacağım; Evlendik.
Bir çocuğum olursa mutlu olacağım; kızımız oldu. (Allah bağışlasın...)
Ama bir oğlum olsun bak! Dünyalar benim olacak.
Var ya! Şu bizim oğlan bir Anadolu lisesi sınavlarını kazansın çok MUTLU olacağım.
Varımızla yoğumuzla gece gündüz demeden daha rahat daha lüx bir hayat için çırpındık. Evladımız üniversiteyi hayırlısıyla bir bitirsin eli ekmek tutsun gayri rahatım sonrası.
Tamam o da oldu.
Ah! Evladımın bir mürrüvetini görsem; Allah'tan başka ne isterim ki?"torun" ?
....seneler geçer.
Hayat kadın için çamaşır bulaşık yemek temizlik iş çemberinde dönerken adam sabah 8:00 akşam 5:00 mesaisinde. Gelince yemek biraz televizyon ve uyku. Bu kısır döngüde mutluluk seraplarının peşinde koşarken zaman avuçlarımızdan apansızca kayıp gitmiş. Ve bir de bakmışız ki son istasyondayız...
Ne gençliğimizden ne dinçliğimizden eser kalmamış. Arkamıza dönüp baktığımızda geride kalmış 70 yıl... Ama elde avuçta ulaşılamamış bir "mutluluk" adresi...
Hayatınızın gidişatı böyleyse son istasyona vardığınızda ben aslında "MUTLULUĞU" arıyordum demek için çok geç olmadan mutluluk seraplarının peşinden koşmayı bırakıp mutluluğu gerçekten olduğu yerde aramanın ve bu koşuşturmada içerisinde her gün bizim için doğan güneşin ışıltılarının artık farkına varmanın zamanı gelmedi mi sizce de? Ne dersiniz?
İŞTE SİZE GERÇEK MUTLULUK REÇETESİ!
Sadece 1 tek dilekle gerçek mutluluk elinizde
Mutluluk size sadece 1 dilek uzaklığında
ALLAH'a ULAŞMAYI DİLEMEK. (yunus 7-8 - Nisa 175)
Sadece tek bir dilekle hem dünya hem de ahiret saadetine ulaşacaksınız. Bu kadar kolay.
"Allah'ım ben sana yaşarken ulaşmak istiyorum, Allah'ım ben uyanmak istiyorum, Allah'ım hak yolda üzerine nimet verdiklerinin yolunda yürümek istiyorum....."
Allah'ım ben ruhumu sana ölmeden önce ulaştırmayı diliyorum. (Rad 20 -21)
Kalpler ancak Allahı zikretmekle mutmain olur (rad-28)
Hemen şimdi kaldırın ellerinizi,
Kendinizi mevlaya bırakın,
Ve deyinki:
Yarabbi ölmeden önce bende sana ulaşmak istiyorum beni de sana ulaştır.
Hani senin ermiş Evliyaların varya,
Hz. Mevlana, Hz. Yunus, Hz. Rabiya, Hz. Meryem,
Ve daha bir çokları gibi. Onlar sana nasıl ermişlerse nasıl senin
Evliyan olmuşlarsa bende Evliyan olmak istiyorum bende sana ulaşmak istiyorum, benide zatına erdir Yarabbi (amin).
Ama unutmayın bu talebi KALPTEN İNANARAK SIMSICACIK BİR DİLEKLE dilemelisiniz ki Yüce ALLAH bu talebinizin gerçek olduğunu görsün ve size kapılarını açsın
İşte Mutluğun reçetesini buldunuz, kapının kilidini açtınız bir Dua ve bir tek dilekle.
Rabbinize mutlu olmak talebinizi ilettiniz.
Artık gerisini Allahû Tealâ yerine getirecek, çünkü Allahû Tealâ?nın kendisine ulaşmayı dileyenleri zatına ulaştıracağına ve birinci kat cenneti vadettiğine dair sözü var.
Bir tek dilekle ne kadar basit değilmi.
Daha Sonra yapacağınız tek şey, hacet namazı ile Allah?tan mürşidinizi talep etmek ve Allahû Tealâ?nın göstereceği mürşide tabi olmak suretiyle dünya ve ahiret mutluluğuna erişmek.
Allah hepinizden razı olsun dileğinizi kabul etsin,
mutluluğunuzu daim kılsın(amin)
Hacet Namazı
Hacet namazının persembeyi cumaya baglayan gecelerde veya kandil gecelerinde kılınması asıldır. Ama bütün gecelerde kılınabilir. Önce boy abdesti alinir. Sonra hacet namazına niyet edilir.
Namazda asagidaki âyetler okunur:
1. Rekâtta: Subhaneke + Fatiha + 3 Âyetel Kürsî
2. Rekâtta: Fatiha + Ihlâs + Felâk + Nas.
Rekâtin sonunda : Ettehiyyâtü
3. Rekâtta: Subhaneke + Fatiha + Ihlâs + Felâk + Nas.
4. Rekâtta: Fatiha + Ihlâs + Felâk + Nas.
Namaz tamamlandiktan sonra Allah'tan hacet neyse o istenir. Allah'tan mürsid istemek için bu namaz kılındıysa mürsid istenir. Bu namazdan sonra hiç konusmadan yatmak gerekir. Yatarken kıbleyi saga alacak sekilde yatak kurulur. Vücudun ön cephesi kıbleye çevrilerek yanüstü yatılır, 3 Âyetel Kürsî okunur ve Allah'tan mürsid istenir. Eger kisinin haceti mürsid degil de baska bir hedefe ulasmaksa (zahirî veya batinî bir hedef olabilir) o hedefe ulasmak istenir. Sessiz zikir (hafî zikir) bu istekten sonra baslar. Yanüstü yatildigi için sag kulak yastiga gelecektir. Bas biraz saga, sola oynatilarak kulakta kalbin atislarinin, basinç sebebiyle rahatça duyulacagi pozisyona gelinir. Ve kalbin her çift atisinda "Allah, Allah" diyerek kisi Allah'i zikr-i hafî ile (yani sessiz olarak) içinden zikredecektir.
Eger ilk namazdan sonra yatildiginda birsey görülmez ise tekrar tekrar, her persembeyi cumaya baglayan gece namaza devam edilmelidir. Her gece de kilinabilir.
2 / BAKARA - 45 : (Allah'tan) sabırla ve namazla istiane (yardım) isteyin. Ve muhakkak ki o (hacet namazı ile Allah'a ulaştıracak mürşidini sormak), huşû sahibi olanlardan başkasına elbette ağır gelir.
5 / MAİDE - 35 : Ey âmenû olanlar (Allah'a ulaşmayı, teslim olmayı dileyenler)! Allah'a karşı takva sahibi olun ve O'na ulaştıracak vesileyi isteyin (2. takva). Ve O'nun yolunda cihad edin (nefs tezkiyesi 3. takva). Umulur ki; siz felâha erersiniz.
Not: Detaylı bilgi için
www.siratkoprusu.com
www.mutlulukyolculugu.com
www.mihr.com
www.islamgemisi.com
Değerli dilligent81 arkadaşım,
Öncelikle bu güzel sorun için sana çok ama çok teşekkür ediyorum.
Gelelim sorunun cevabına. Bunu tam olarak anlayabilmek için yaşamak
lazım bunun için de sana aşağıdaki yazıyı dikkatlice okumanı ve oradaki önerileri inanarak hayatına tatbik etmeni istiyorum eğer bunu başarabilirsen neden bizlerin sizleri okadar çok sevdiğimizi anlayabilirsin ve artık sen de bizler gibi bas bas bağırırsın sizleri çok ama çokkkkkk ama çok seviyoruz diye:)
Şimdiden kolay gelsin.ALLAH yar ve yardımcınız olsun:)
Mutluluk nedir? Nasıl mutlu olunur?
İnsan kalbi hayatı boyunca mutluluğun peşinde koşar. Hep bir arayış içindedir. Mutluluğa ulaşmak için sahip olmak istediklerinin hayalini kurar ve bu hedeflere ulaştığı zaman mutlu olacağını zanneder. Burda çok önemli bir konuyu gözden kaçırmaktadır. MUTLU olmak ile SEVİNMEK arasındaki fark. En basit örneği ile son model bir araba sahibi olmak sizi gerçekten mutlu eder mi? İyi düşünün, bir süre bu sevinç ayaklarınızı yerden kesecektir. Ya sonra? Bu sitede okuyacaklarınız beyni mutluluğa programlamalar (NLP), düşünce gücüyle kendini mutlu hissetmeye çalışmalar, polyannacılık oynamalar, meditasyonla kendini arındırdığını zannetmeler, metafizik deneyimlerle heyecalı ve hoş bişiler yaptığını sanmalar, dini vecibeler, baskılar, korkular vs vs vs değildir. Bu sitede okuyacaklarınız mutluluğun ne olduğu ve nasıl elde edileceğinin kesin kanıtı ve ispatıdır ve HAKtır. Farkındasınız değil mi içinizde 2 tane ses devamlı konuşup duruyor. Hiç susmuyorlar. Bir diyor ki "O sana şunu dedi, sen de ona hemen şunu söyle" Öbürü de diyor ki "Ya boşver öyle deme, morali bozuktu bu sebeple öyle dedi. Sen en iyisi onu hoşgör, ona güzel bişi söyle" İçinizdeki bu çatışmalar bitmeden nasıl mutlu olacaksınız? Bir tarafın sesini bastırarak ya da es geçerek mi yoksa her iki sesi de aynı şeyi söyler hale getirerek mi? Peki ya kötü bişi yaptıktan sonra çektiğimiz vicdan azabı nedir? Neden vicdan azabı çekeriz? Bu azabı biz kim çektirir Mutluluğu anlatmak için önce yaratılışımızı yani kendimizi iyi tanımamız lazım.
İnsan, içindeki iki sesin ( nefs ve ruh) taleplerini dinler ve serbest iradesi ile bir tanesini seçer. Yaptığı seçimin sonucunda aklını kullanarak fizik bedene bir hareket yaptırır. Kişi bu hareketinin sonucunda ya yanlış bir davranış sergilemiştir ya da doğru ve bunun sonucu olarak da kişi ya günah işlemiştir ya da sevap kazanmıştır Nefsin talepleri negatif ruhun talepleri pozitiftir. Nefs daima Şeytanla işbirliği eder. Ruh da ALLAH'la.
Nefsimiz arsız bir şekilde bir çocuk gibi önce birşey ister, ama istediğini verene kadar onun için çıldırır ama elde edince tüm arzusu hevesi bir süre sonra sönüverir. Artık yeni birşey ister.
Mutluluk devamlı olmalıdır. Devamlı olmadığında mutlu değilsiniz, geçici zevkleri yaşıyorsunuz sadece.
.MUTLULUK
Bir arabasahibi olmak mı? Ya da bir ev ? Yoksa evlenince mi mutlu olacağınızı düşünüyorsunuz? İyi bir işe ne dersiniz?
Mutluluk yolculuğunun değerli yolcuları;
Düşünün o çok istediğiniz uğruna gecenizi gündüzünüze katarak elde ettiğiniz ve "o benim olursa en mutlu ben olurum" dediğiniz hedeflerinizi...
O çok istediğimiz elbiseyialdınız sırtınızdan düşmedi.
Bir gün iki gün üç gün... Ya sonra? Bitti! Artık vitrinde gördüğümüz o deri ayakkabı var aklımızda... Bir alabilsek başka ne isteriz ki? Ama onun da sonu aynı son o bitecek. Bu sefer bir başkası..
Nefsimiz arsız bir çocuk gibi önce birşey istiyor ona istediğini verene kadar onun için çıldırıyor ama elde edince tüm arzusu hevesi bir süre sonra sönüveriyor. Artık yeni bir şey istiyor. "Onunla mutlu olacakmış!???"
Hayat böyle değil mi "Mutluluk Yolculuğu"nun değerli yolcuları? Önce bir liseyi bitireyim diplomayı alayım diyoruz sonra bir de üniversite sınavını kazanayım 4 yıllık bölüme kapağı atayım istiyoruz. Uğraşıyoruz didiniyoruz. Güç bela giriyoruz üniversiteye.
Şu vizeler bir bitse rahatlayacağız. Vizeler biter. Bu sefer de finaller. Vizeydi finaldi derken bir mezun olsak..
Mezun da olduk; Ah bir işe girsem benden mutlusu yok! İşe girdik ; "Bi terfi edemedik yahu şu patron bir zam verse daha ne isterim ki?"
O da oldu. Güzel hayat tıkırında gidiyor. Evlenince mutlu olacağım; Evlendik.
Bir çocuğum olursa mutlu olacağım; kızımız oldu. (Allah bağışlasın...)
Ama bir oğlum olsun bak! Dünyalar benim olacak.
Var ya! Şu bizim oğlan bir Anadolu lisesi sınavlarını kazansın çok MUTLU olacağım.
Varımızla yoğumuzla gece gündüz demeden daha rahat daha lüx bir hayat için çırpındık. Evladımız üniversiteyi hayırlısıyla bir bitirsin eli ekmek tutsun gayri rahatım sonrası.
Tamam o da oldu.
Ah! Evladımın bir mürrüvetini görsem; Allah'tan başka ne isterim ki?"torun" ?
....seneler geçer.
Hayat kadın için çamaşır bulaşık yemek temizlik iş çemberinde dönerken adam sabah 8:00 akşam 5:00 mesaisinde. Gelince yemek biraz televizyon ve uyku. Bu kısır döngüde mutluluk seraplarının peşinde koşarken zaman avuçlarımızdan apansızca kayıp gitmiş. Ve bir de bakmışız ki son istasyondayız...
Ne gençliğimizden ne dinçliğimizden eser kalmamış. Arkamıza dönüp baktığımızda geride kalmış 70 yıl... Ama elde avuçta ulaşılamamış bir "mutluluk" adresi...
Hayatınızın gidişatı böyleyse son istasyona vardığınızda ben aslında "MUTLULUĞU" arıyordum demek için çok geç olmadan mutluluk seraplarının peşinden koşmayı bırakıp mutluluğu gerçekten olduğu yerde aramanın ve bu koşuşturmada içerisinde her gün bizim için doğan güneşin ışıltılarının artık farkına varmanın zamanı gelmedi mi sizce de? Ne dersiniz?
İŞTE SİZE GERÇEK MUTLULUK REÇETESİ!
Sadece 1 tek dilekle gerçek mutluluk elinizde
Mutluluk size sadece 1 dilek uzaklığında
ALLAH'a ULAŞMAYI DİLEMEK. (yunus 7-8 - Nisa 175)
Sadece tek bir dilekle hem dünya hem de ahiret saadetine ulaşacaksınız. Bu kadar kolay.
"Allah'ım ben sana yaşarken ulaşmak istiyorum, Allah'ım ben uyanmak istiyorum, Allah'ım hak yolda üzerine nimet verdiklerinin yolunda yürümek istiyorum....."
Allah'ım ben ruhumu sana ölmeden önce ulaştırmayı diliyorum. (Rad 20 -21)
Kalpler ancak Allahı zikretmekle mutmain olur (rad-28)
Hemen şimdi kaldırın ellerinizi,
Kendinizi mevlaya bırakın,
Ve deyinki:
Yarabbi ölmeden önce bende sana ulaşmak istiyorum beni de sana ulaştır.
Hani senin ermiş Evliyaların varya,
Hz. Mevlana, Hz. Yunus, Hz. Rabiya, Hz. Meryem,
Ve daha bir çokları gibi. Onlar sana nasıl ermişlerse nasıl senin
Evliyan olmuşlarsa bende Evliyan olmak istiyorum bende sana ulaşmak istiyorum, benide zatına erdir Yarabbi (amin).
Ama unutmayın bu talebi KALPTEN İNANARAK SIMSICACIK BİR DİLEKLE dilemelisiniz ki Yüce ALLAH bu talebinizin gerçek olduğunu görsün ve size kapılarını açsın
İşte Mutluğun reçetesini buldunuz, kapının kilidini açtınız bir Dua ve bir tek dilekle.
Rabbinize mutlu olmak talebinizi ilettiniz.
Artık gerisini Allahû Tealâ yerine getirecek, çünkü Allahû Tealâ?nın kendisine ulaşmayı dileyenleri zatına ulaştıracağına ve birinci kat cenneti vadettiğine dair sözü var.
Bir tek dilekle ne kadar basit değilmi.
Daha Sonra yapacağınız tek şey, hacet namazı ile Allah?tan mürşidinizi talep etmek ve Allahû Tealâ?nın göstereceği mürşide tabi olmak suretiyle dünya ve ahiret mutluluğuna erişmek.
Allah hepinizden razı olsun dileğinizi kabul etsin,
mutluluğunuzu daim kılsın(amin)
Hacet Namazı
Hacet namazının persembeyi cumaya baglayan gecelerde veya kandil gecelerinde kılınması asıldır. Ama bütün gecelerde kılınabilir. Önce boy abdesti alinir. Sonra hacet namazına niyet edilir.
Namazda asagidaki âyetler okunur:
1. Rekâtta: Subhaneke + Fatiha + 3 Âyetel Kürsî
2. Rekâtta: Fatiha + Ihlâs + Felâk + Nas.
Rekâtin sonunda : Ettehiyyâtü
3. Rekâtta: Subhaneke + Fatiha + Ihlâs + Felâk + Nas.
4. Rekâtta: Fatiha + Ihlâs + Felâk + Nas.
Namaz tamamlandiktan sonra Allah'tan hacet neyse o istenir. Allah'tan mürsid istemek için bu namaz kılındıysa mürsid istenir. Bu namazdan sonra hiç konusmadan yatmak gerekir. Yatarken kıbleyi saga alacak sekilde yatak kurulur. Vücudun ön cephesi kıbleye çevrilerek yanüstü yatılır, 3 Âyetel Kürsî okunur ve Allah'tan mürsid istenir. Eger kisinin haceti mürsid degil de baska bir hedefe ulasmaksa (zahirî veya batinî bir hedef olabilir) o hedefe ulasmak istenir. Sessiz zikir (hafî zikir) bu istekten sonra baslar. Yanüstü yatildigi için sag kulak yastiga gelecektir. Bas biraz saga, sola oynatilarak kulakta kalbin atislarinin, basinç sebebiyle rahatça duyulacagi pozisyona gelinir. Ve kalbin her çift atisinda "Allah, Allah" diyerek kisi Allah'i zikr-i hafî ile (yani sessiz olarak) içinden zikredecektir.
Eger ilk namazdan sonra yatildiginda birsey görülmez ise tekrar tekrar, her persembeyi cumaya baglayan gece namaza devam edilmelidir. Her gece de kilinabilir.
2 / BAKARA - 45 : (Allah'tan) sabırla ve namazla istiane (yardım) isteyin. Ve muhakkak ki o (hacet namazı ile Allah'a ulaştıracak mürşidini sormak), huşû sahibi olanlardan başkasına elbette ağır gelir.
5 / MAİDE - 35 : Ey âmenû olanlar (Allah'a ulaşmayı, teslim olmayı dileyenler)! Allah'a karşı takva sahibi olun ve O'na ulaştıracak vesileyi isteyin (2. takva). Ve O'nun yolunda cihad edin (nefs tezkiyesi 3. takva). Umulur ki; siz felâha erersiniz.
Not: Detaylı bilgi için
www.siratkoprusu.com
www.mutlulukyolculugu.com
www.mihr.com
www.islamgemisi.com