Tahir ÇALGÜNER (*)14 Mart 2009 Birgün
Son yıllarda 'yapay' olarak tekrardan alevlendirilen, 'Mimarlık' ve 'Şehir Planlama' tartışmalarının bilimsel bir zemine oturtulmadan, arabesk bir piyasa söylemini dillendiren kalemşorlar tarafından gündeme sokulduğuna şahit oluyoruz. Aslında bu tartışma; 1960'ların ?plan mı? pilav mı?? söyleminin günümüzdeki postmodernist bir versiyonudur. Yine 1960?larda yayımlanan Prof. Dr. İlhan Tekeli'nin 'Kent, Planlama mimarlık ve mühendislik üzerine sürülen bir krema değildir' makalesinin üzerinden 45 sene geçmesine rağmen; bu tartışmanın yeniden gündeme getirilmesini anlamsız buluyorum.
'Planlama' kavramının (fiziksel, ekonomik, sosyal) içinin boşaltılarak, AB direktifleri çerçevesinde, ancak AESOP-Avrupa Planlama Kurulları Birliği kararlarının aksine, 'projecilik'!! (düzenleme) adı altında liberal bir söylemin mekânsal dayanaklarının oluşturulduğu, kamusal akıldan yoksun bir toplum mühendisliği yapılmaktadır. Her şeyden önce ?kamusal? (sosyal) yarar odaklı bir uğraş alanıdır. Salt mimarlığa indirgenemez. Planlama 'Mimarlık' ve 'Kent Planlama? meslek disiplinleri birbirleri ile ortak çalışma alanlarına sahiptir. Bu ortak alanın adı (3. kulvar) 'kentsel tasarımdır'. Kentsel tasarım, 1|500 ve daha altı ölçekteki mekânsal çalışmalar ile sınırlıdır.
BU NE YAMAN DENKLEM!
İnce bir zekâ kıvraklığı ile; 'Kentsel tasarım alanını, Kentsel Planlama adı altında değiştirerek; Kentsel Planlama + Mimarlık = Mimarlık şeklinde bir denklem kurup, mekânsal ölçek kayması yaratılmasının; zaten mimarlık eğitimi formasyonu içinde mümkün olmadığını, bu işin eğitimini verenler ve alanlar aslında çok iyi bilmektedir.
Sorun; kanımca, mimarlık eğitiminin (mesleğinin) kendisini yenileyememesinden ve yaratıcılığının artık doygunluk noktasına gelmesinden kaynaklanmaktadır. Mimarlığın, 'kent planlama disiplinine' ilgisi de işte bundan kaynaklanmaktadır.
Kentsel Tasarım alanı; (kentsel değil!) Planlama geleneksel imar planına alternatif bir yaklaşım olması açısından yeni ve geliştirilmesi gereken bir kulvardır.
Çevremizdeki herkesin gözlemlediği çirkin yapılaşmaların da aslında 'plansızlıktan' kaynaklanmadığı nedeninin, binalara cephe giydirme estetiğinden bile uzak müteahhit-mimarlık geleneği olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Kent planlaması ya da şehir planlaması adı altındaki disiplin birçok Avrupa ülkesinde mimarlık ve kentsel tasarım disiplininin bir üst dalıdır. Bağımsız bir bilim alanı olarak eğitim sistemi içinde yerini almıştır.
Çin'de birçok üniversitede mimarlık ve kentsel tasarım; kent Planlama disiplininin bir alt dalı olarak kabul görmektedir. 'İlim Çin'de de olsa gidin alın' sözünü üstüne alınması gerekenler umarım alınır. Kent Planlama mesleği, önümüzdeki dönemin yıldızı parlayan disiplin alanlarının önde gelenlerinden biridir.
Bundan sonra da, ileri bir tarihte birileri çıkar da; 'şehircilik', 'şehirsel çalışmalar' (urban studies) ve 'şehir' Planlama kavramları arasındaki farkları! da büyüteç altında incelemeye kalkar, ortalığı karıştırır ve yasalarda, yönetmeliklerde değişiklik yaparsa hiç şaşırmayın.
Ankara-Esenboğa yolu üzerindeki 'TOKİ'nin ''plansız mimarlık''(apartumankondu) örnekleri, bunun en çarpıcı uygulamalı (projeci!) örnekleridir. Onlara bakınız!
Türkiye'deki, rantsal dönüşüm projelerinin temel mantalitesi; halının altına tozları süpüren bir ev hanımının "temizlik" anlayışı ile benzerlik göstermektedir. Ortalık düzenli görünür amma pis kokuların ve bakteri popülasyonun da önüne geçilemez. Yöre halkına, kat karşılığı bir sus payı verip finans ederek, kaderlerine terkedilen bu kişiler, daha sonra bu paralarla kentin başka yerlerine taşınan ve kaçak konut yapmak suretiyle plansız gelişimlere neden olan kişilerle de aynı kişiledir.
Oysa ki;
Avrupa ülkelerinde artık "Kentsel Dönüşüm Planlamaları"; ekonomik sektör teşvikleri, işgücü eğitimi, yerel istihdam, yatırım, sosyal-altyapı, eğitim, güvenlik, mahalle konseyleri ve özel-kamu sektör birlikleri vb gibi altbaşlıklardan oluşur. Bütüncü ve katılımcı planlama örnekleri olan ve ayrıca sosyal kapital dönüşümünü ve yapılı çevre kalitesini geliştiren, toplumsal içerikli ve bölge halkının,gereklikleri doğrultusunda (kiracı-ev sahibi) "yerinden dönüşüm" projeleri ile de desteklenen "süreç çalışmalardır".. Salt yapılı çevreye (apartuman mimarlığına!) indirgenmez.
RANTSAL DÖNÜŞÜM ALANLARI
Günümüzdeki arabesk bir belediyecilik anlayışı ürünü olan bu tür projeleri, çağdaş kent planlaması disiplini ile eşleştirmek ve eşitlemek imkânsızdır.
Bunun adı, olsa olsa; "SADAKA ŞEHİRCİLİĞİ" dir.
Bu neoliberal müteahhit gettoları, aynı zamanda; toplumsal, ekonomik ve ekolojik açıdan dönüşümü planlanmayan hatta üst ölçekli kent planları ile ilintisiz ve de bütünlüğü kurulamayan, kimliksiz mimari projeler topluluğu olup, "Apartumankondu"laşmış kentsel! ! (pardon) rantsal dönüşüm alanlarıdır. Kentsel konut talebi projeksiyonlari yapilmadan projelendirilen ?serseri dönüşüm alanları?, üretimi olumsuz etkileyen bir finans ekonomisinin! dönüşümünü de hızlandıracaktır.
Meslek örgütlerinin bu uygulamalarını akademisyenler olarak dikkatle izliyoruz.
Planlı kentler ve 'güzel'!! binalar dileğiyle...
Tahir ÇALGÜNER (*)14 Mart 2009 Birgün
Son yıllarda 'yapay' olarak tekrardan alevlendirilen, 'Mimarlık' ve 'Şehir Planlama' tartışmalarının bilimsel bir zemine oturtulmadan, arabesk bir piyasa söylemini dillendiren kalemşorlar tarafından gündeme sokulduğuna şahit oluyoruz. Aslında bu tartışma; 1960'ların ?plan mı? pilav mı?? söyleminin günümüzdeki postmodernist bir versiyonudur. Yine 1960?larda yayımlanan Prof. Dr. İlhan Tekeli'nin 'Kent, Planlama mimarlık ve mühendislik üzerine sürülen bir krema değildir' makalesinin üzerinden 45 sene geçmesine rağmen; bu tartışmanın yeniden gündeme getirilmesini anlamsız buluyorum.
'Planlama' kavramının (fiziksel, ekonomik, sosyal) içinin boşaltılarak, AB direktifleri çerçevesinde, ancak AESOP-Avrupa Planlama Kurulları Birliği kararlarının aksine, 'projecilik'!! (düzenleme) adı altında liberal bir söylemin mekânsal dayanaklarının oluşturulduğu, kamusal akıldan yoksun bir toplum mühendisliği yapılmaktadır. Her şeyden önce ?kamusal? (sosyal) yarar odaklı bir uğraş alanıdır. Salt mimarlığa indirgenemez. Planlama 'Mimarlık' ve 'Kent Planlama? meslek disiplinleri birbirleri ile ortak çalışma alanlarına sahiptir. Bu ortak alanın adı (3. kulvar) 'kentsel tasarımdır'. Kentsel tasarım, 1|500 ve daha altı ölçekteki mekânsal çalışmalar ile sınırlıdır.
BU NE YAMAN DENKLEM!
İnce bir zekâ kıvraklığı ile; 'Kentsel tasarım alanını, Kentsel Planlama adı altında değiştirerek; Kentsel Planlama + Mimarlık = Mimarlık şeklinde bir denklem kurup, mekânsal ölçek kayması yaratılmasının; zaten mimarlık eğitimi formasyonu içinde mümkün olmadığını, bu işin eğitimini verenler ve alanlar aslında çok iyi bilmektedir.
Sorun; kanımca, mimarlık eğitiminin (mesleğinin) kendisini yenileyememesinden ve yaratıcılığının artık doygunluk noktasına gelmesinden kaynaklanmaktadır. Mimarlığın, 'kent planlama disiplinine' ilgisi de işte bundan kaynaklanmaktadır.
Kentsel Tasarım alanı; (kentsel değil!) Planlama geleneksel imar planına alternatif bir yaklaşım olması açısından yeni ve geliştirilmesi gereken bir kulvardır.
Çevremizdeki herkesin gözlemlediği çirkin yapılaşmaların da aslında 'plansızlıktan' kaynaklanmadığı nedeninin, binalara cephe giydirme estetiğinden bile uzak müteahhit-mimarlık geleneği olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Kent planlaması ya da şehir planlaması adı altındaki disiplin birçok Avrupa ülkesinde mimarlık ve kentsel tasarım disiplininin bir üst dalıdır. Bağımsız bir bilim alanı olarak eğitim sistemi içinde yerini almıştır.
Çin'de birçok üniversitede mimarlık ve kentsel tasarım; kent Planlama disiplininin bir alt dalı olarak kabul görmektedir. 'İlim Çin'de de olsa gidin alın' sözünü üstüne alınması gerekenler umarım alınır. Kent Planlama mesleği, önümüzdeki dönemin yıldızı parlayan disiplin alanlarının önde gelenlerinden biridir.
Bundan sonra da, ileri bir tarihte birileri çıkar da; 'şehircilik', 'şehirsel çalışmalar' (urban studies) ve 'şehir' Planlama kavramları arasındaki farkları! da büyüteç altında incelemeye kalkar, ortalığı karıştırır ve yasalarda, yönetmeliklerde değişiklik yaparsa hiç şaşırmayın.
Ankara-Esenboğa yolu üzerindeki 'TOKİ'nin ''plansız mimarlık''(apartumankondu) örnekleri, bunun en çarpıcı uygulamalı (projeci!) örnekleridir. Onlara bakınız!
Türkiye'deki, rantsal dönüşüm projelerinin temel mantalitesi; halının altına tozları süpüren bir ev hanımının "temizlik" anlayışı ile benzerlik göstermektedir. Ortalık düzenli görünür amma pis kokuların ve bakteri popülasyonun da önüne geçilemez. Yöre halkına, kat karşılığı bir sus payı verip finans ederek, kaderlerine terkedilen bu kişiler, daha sonra bu paralarla kentin başka yerlerine taşınan ve kaçak konut yapmak suretiyle plansız gelişimlere neden olan kişilerle de aynı kişiledir.
Oysa ki;
Avrupa ülkelerinde artık "Kentsel Dönüşüm Planlamaları"; ekonomik sektör teşvikleri, işgücü eğitimi, yerel istihdam, yatırım, sosyal-altyapı, eğitim, güvenlik, mahalle konseyleri ve özel-kamu sektör birlikleri vb gibi altbaşlıklardan oluşur. Bütüncü ve katılımcı planlama örnekleri olan ve ayrıca sosyal kapital dönüşümünü ve yapılı çevre kalitesini geliştiren, toplumsal içerikli ve bölge halkının,gereklikleri doğrultusunda (kiracı-ev sahibi) "yerinden dönüşüm" projeleri ile de desteklenen "süreç çalışmalardır".. Salt yapılı çevreye (apartuman mimarlığına!) indirgenmez.
RANTSAL DÖNÜŞÜM ALANLARI
Günümüzdeki arabesk bir belediyecilik anlayışı ürünü olan bu tür projeleri, çağdaş kent planlaması disiplini ile eşleştirmek ve eşitlemek imkânsızdır.
Bunun adı, olsa olsa; "SADAKA ŞEHİRCİLİĞİ" dir.
Bu neoliberal müteahhit gettoları, aynı zamanda; toplumsal, ekonomik ve ekolojik açıdan dönüşümü planlanmayan hatta üst ölçekli kent planları ile ilintisiz ve de bütünlüğü kurulamayan, kimliksiz mimari projeler topluluğu olup, "Apartumankondu"laşmış kentsel! ! (pardon) rantsal dönüşüm alanlarıdır. Kentsel konut talebi projeksiyonlari yapilmadan projelendirilen ?serseri dönüşüm alanları?, üretimi olumsuz etkileyen bir finans ekonomisinin! dönüşümünü de hızlandıracaktır.
Meslek örgütlerinin bu uygulamalarını akademisyenler olarak dikkatle izliyoruz.
Planlı kentler ve 'güzel'!! binalar dileğiyle...