Editörler : Lanet
24 Haziran 2006 13:11

"Kadın" Üzerine...

ARKADAŞLAR BENCE DE KADIN BEYNİ BİLGİSAYAR GİBİ ÇALIŞIYOR LAKİN SINIRLI KONULARDA. HAİN PLANLAR, İYİ ROL YAPMA,KURNAZLIK... (BİDE REFKLEKSLERİ ÇOK KUVVETLİDİR, ÇOK İYİ ARABA KULLANIRLAR)

Ortalama 77 yıllık ömrü boyunca tıkır tıkır işleyen bir kadın vücudunda bakın neler yaşanıyor? Kadınlar günlük aktivitelerini gerçekleştirirken, aslında vücutlarının ne kadar özel fonksiyonlara sahip olduğunun farkına varamaz. Peki ortalama 77 yıllık ömrü olan bir kadının anatomisi nasıldır? Daily Mail gazetesinin haberine göre kadın vücudu, bilgisayar gibi işliyor.

BEYİN

Kadın beyni kadın vücudunun toplam ağırlığının yüzde ikisi kadardır. Kadın beyninde mesajlar, spinal (omurga-belkemiği) sinirlere saatte 432 km hızla ulaşırlar. Beyin dakikada 100 milyon bilgi alır. Günde 7 milyon beyin hücresi kullanan kadın, ortalama 7.5 saat uyur. Ömrünün 6 yılı rüyada geçer.

AYAK VE TIRNAKLAR

 Kadın günde 200 kasını kullanarak ortalama 9 bin adım atar. Günümüz kadınlarının ortalama ayak ölçüsü 36-38 arasındadır. Ayak tırnakları keratinden oluşur ve haftada 1 mm uzar.

GÖZ

Kadınların göz renkleri genellikle kahverengidir. Kadın bir günde ortalama 25 bin kez göz kırpar. Her göz kırpma süresi yaklaşık 0.4 saniyedir. Kadınlar erkeklere oranla iki kat fazla göz kırpar.

 DİL VE DİŞLER

Kadının en güçlü kası dilidir. Dil izleri tıpkı parmak izi gibi tektir. Dilin üzeri 10 bin tat alma siniri ile kaplıdır ve bu sinirler 50 farklı tadı ayırt edebilirler. 70 yaşından sonra dilin tat alma duygusu önemli ölçüde azalır.

VÜCUT YAPISI

 Kadın vücudunun yüzde 27'si yağdan oluşur. Yüzde 37'si kastır, yüzde 12'si ise iskelettir. Vücudun geri kalanını kan, plazma ve saçlar oluşturur. Kadın günde ortalama 1800 ile 2 bin 600 kalori alır. Üst bacak ve kalçaları erkeklerden daha geniş olur.

SİNİR SİSTEMİ

 Kadın sinir sistemi bir bilgisayar gibidir. İki ana bölümden oluşan sinir sisteminde ana bölüm, beynin ve omurganın yer aldığı merkezi sinir sistemidir. Beyin, davranışları kontrol eden ana mekanizmadır. İkinci bölüm ise mesajları taşır. Sinir sisteminde taşınan mesajlar, 100 milyar sinir hücresiyle fiziksel ve zihinsel aktiviteleri belirler. SAÇ Kadınların saçları haftada ortalama 5 milimetre uzar. Bir kadının saçı hayatı boyunca yaklaşık 590 mile kadar ulaşır. Kadının kafa derisi her gün 35 metrelik saç lifi üretir. Kadın kafasında 100 bin saç teli bulunur. Bu sayı kızıllarda 80 bin, sarışınlarda ise 120 bindir.

BÖBREKLER

 Tüketilen sıvıların süzülmesini sağlayan böbrekler, on dakikada bir vücuttaki kanı filtre eder. Böbrekler günde 150 kez bu işlemi tekrarlar. Böbreklerden günde 425 galon kan işlenir ve bir kadının hayatı boyunca ortalama 45 bin litre idrar üretir.

ÜREME ORGANLARI

Yumurtalıklarında milyonlarca yumurta ile doğan kadınların yumurtaları, erkek spermlerine oranla 85 bin kat daha büyüktür. 37 yaşına gelen kadında yaklaşık 25 bin yumurta bulunur. Bu sayı, kadının 50'li yaşlara gelmesiyle ve menapoza girmesiyle azalır.

KALP VE AKCİĞER

 Bir kadının kalbi dakikada 80, ömrü boyunca da 2.5 milyar kez atar. Kadın damarlarında yaklaşık 5 litre kan dolaşır. Kanın vücuttaki tam dolaşımı günde 1440 kez tekrarlanırr. Dakikada 15 kez nefes alıp veren kadın, günde ortalama 23 bin kez nefes alır.

KEMİKLER VE CİLT

 Bir kadın iskeleti 206 kemikten oluşur. Erkek iskeletine oranla kadınların kemikleri daha ince yapılıdır. Vücudun en büyük organı olan cilt, en kalın olarak ayak topuğunda, en ince olarak da göz kapaklarında bulunur


sattvic
Memur
24 Haziran 2006 13:11

Kadınlar buna kızacak

Intelligence dergisine göre erkek beyni yüzde 4 daha hızlı çalışıyor. Bu da erkeği kadından entelektüel yapıyor.

Erkek beyni kadın beyninden daha hızlı

Erkek beyin hücresi kadına göre komutları yüzde 4 daha hızlı iletiyor. Kanadalı bilim adamlarının laboratuvar ortamında ulaştıkları sonuç farklı ortamlarda tartışmaya elverişli.

Yapılan araştırmaya göre erkek beyin hücreleri kadın beynine göre emirleri ve komutları yüzde 4 daha hızlı iletiyor. Bilimadamlarının bu tezi, neden entelektüel çevrelerde erkek sayısının kadın sayısından bir hayli fazla olduğu sorusuna açıklık getiriyor. Bilimadamları, Kanadalı 186 erkek ve 201 kız öğrenci üzerinde idrak ve zihinsel yetenekleri ölçecek bir dizi testler yaptı. Elektrotlar kullanılarak bilgisayar sonuçları elde edilen araştırmada gözün gördüğü bir resmin beynin görme merkezine iletilme hızı ölçüldü. Araştırmayı yapan Kanada'daki Toronto Üniversitesi'nden zoolog Profesör Edward Reed ve Batı Ontorio Üniversitesi'nden psikolog Philip Vernon ile Andrew Johnson, erkek beyninin neden daha hızlı çalıştığını şöyle açıklıyor, "Erkek beynindeki sinir liflerinin etrafı daha kalın bir şekilde myelinle kaplı. Myelin mesajların iletilmesini kolaylaştıran bir madde olup yapı olarak yüzde 20 protein içeriyor.

SEBEP MYELİN Mİ?

Myelin'in daha kalın olması yüzünden, erkekler kadınlara oranla yüzde 4 daha hızlı düşünebiliyor". Bu iddialar geçtiğimiz günlerde kadınların erkeklere göre matematik ve bilim-teknik konularında daha başarısız olduğunu öne süren Harvard Üniversitesi Rektörü Larry Summers'ı haklı çıkararak tartışmaları daha da kızıştıracak gibi görünüyor.


Ş@h-in
Müsteşar
08 Mart 2010 21:44

"Kadınlarımız baş tacımızdır" deyip onlara "şapka" muamelesi yapmayı bırakalım. Onlar "taç" falan değil, onlar da işleyen birer beyne sahip insanlar. Tüm mesele o beyinlerin ve güçlü hislerin hayatta aktif rol alabilmesi.

Kadını "taç" yapan bir toplumun hayat damarlarından tümü kopmuş demektir.


daisy52
Müsteşar Yardımcısı
08 Mart 2010 21:48

:)) araştırmayı yapanlarda eminim erkeklerdir...


mislina2
Kapalı
09 Mart 2010 14:20

Evlilik kararı verme aşamasındaki bir çift arasında geçen diyalog?

Erkek: Sevgilim! Evlendikten sonra artık çalışmanı istemiyorum. Evinle ilgilenmeli, iş hayatında yıpranmanı, yorulmanı istemiyorum. Sen benim başımın tacı, çiçeğimsin...

Kız: Hım? Kaktüsünde bir çiçek. Gül, leylak v.s derken kaktüs bu sıralamada kaçıncı? Neyse şimdi yani bana ?Her gün seni sulamanı, ilgilenmemi bekleyeceksin.? demek mi istiyorsun?

?Ya bir gün beni sulamayı unutursa? gibi bin bir çeşit kaygılarla kendimi yiyip bitirmeme izin verecek, sana tamamen bağımlı bir hayat sürmem beni yok ederken seni mutlu edecek?

Bazı kadınlar çiçek, erkekler de kelebek gibi yaşamayı tercih edebilirler... Fakat ufak aldanışların sonucunda tavizlere, ödünlere derken pişmanlıklara katlanmak zorunda.

?kadınlarımız bizim baş tacımızdır? diye bir görüşün mensubuysan ve bu görüşün oldukça yaygın olduğu bir ülkede her üç kadından biri şiddetin bir türüne maruz kaldığını düşünürsek boş bir söylemden ibaret olduğunu bize kanıtlayacaktır. Sözü söylemek değil, sözü söylüyor, bir felsefeyi benimsiyorsak sözün gereğini yerine getirilmeli?

**

Bu konuşmanın ardından doğal olarak ilişkileri ayrılık ile noktalanır?:))

Kendisinden daha zeki, daha becerikli, birçok alanda sosyal bir kadına kaç erkek katlanabilir?

Kaç erkek demek yanlış olur belki şöyle ifade etsem daha doğru olacak. Kompleksli, eksiklikleri olan bir erkek karşısında her zaman güçsüz kadın ister ve bu tarz anlayışlarla kadına çeşitli kısıtlama getirerek gücünü yok eder? Bırakalım bu boş sözleri? Biraz da içeriğe bakalım?


englshtchr
Genel Müdür
09 Mart 2010 14:32

Herkes kendi penceresinden baktığı müddetçe bu olaya çözülemez. Bu konuda kendi düşünce ve değer sistemlerimiz kadar evrensel ölçüleri de göz önünde bulundurmalı, fakat bunları göz önünde bulundururken bazı aldatmacaların tuzağına düşmemeli, eşitlik ve denklik kavramlarını iyi analiz etmeli, ama en önemlisi kadınları birey olarak görmeliyiz...


*yeni hayat*
Aday Memur
09 Mart 2010 14:56

Bu ülkede birey olarak var olabilmek çok güç,çünkü;insana insan olduğu için değer verilmiyor,etiketine göre muamele ediliyor.Hal böyleyken bir de kadın olarak doğduysanız vay halinize!

Her 8 Mart'ta aynı terane,birçok araştırma yayınlanır,kadınımız şöyle eziliyor,şu kadarı şiddet görüyor,şöyle de böyle...

Bu ne biçim bir zihniyet,sorunlar yıllardır aynı; ama çözüm adına en ufak bir çaba yok.Yine kadının gözünde yaş,yüreğinde yas...


englshtchr
Genel Müdür
09 Mart 2010 15:14

Bence kadın problemine müstakil olarak değil de daha büyük bir sorunun parçası olarak yaklaşırsak daha çabuk sonuç elde edebiliriz. Çünkü bu ülkede ve dünyada sorunu olan tek kadın değil, erkeklerin de, çocuklarında, yaşlıların da, kimsesizlerin de, çalışanların da hep sorunları var. Şiddet gören kadın kadar, iş yerinde çeşitli mücadeleler vermek zorunda kalan erkek de vardır. Şiddet gören kadın kadar sokak çocuğu veya kimsesiz çocuklar da vardır.

Sadece kadınların problemlerine odaklandığımız zaman asıl sorunu gözden kaçırmış oluruz; asıl sorun insan, eğitim ve ahlak sorunudur. Bu sorunlara toplu olarak el atılmadıkça, hiç bir sorun bırakın tamameni tatmin olacağımız kadar bile çözülemeyecektir.


kibele2121
Şube Müdürü
09 Mart 2010 16:20

Her 8 Martta kadınlarla ilgili yazılı ve görsel basın başta olmak üzere bilgi bombardımanına tutarlar bizi; kadınlar eziliyor, şiddette maruz kalıyor-bırakılıyor: taciz, tecavüz v.b. bir sürü istatistik içinde boğulup kalıyoruz. Ne demiş birisi bir kişinin ölümü trajedi bir milyon kişinin ölümü istatistik olurmuş gel gör ki kadınlar söz konusu olunca istatistik değer olunuyor sadece.

Herkes bilir ki en fazla bir hafta sürecek bu sözde ilgi - haksızlık etmeyeyim gerçekten ilgili

Olanlarda var hani-ondan sonrası rafa kaldırılır gelecek yıl 8 Marta kadar dondurucuda bekletilir hani oda sıcaklığında bıraksak belki gene azıcık yol kat edilir. Tabi arada diri diri toprağa gömülüp veya insafsızca burunları kesilip 3.sayfadan bir haber olmazlarsa dondurucuda kalmaya devam eder tabi bu 3. sayfa haberi de münferit olaylar silsilesi içinde sayılır ülkemiz bir münferit olaylar cennet olmuşta haberimiz yok.

Tüm bunlar yetmiyormuş gibi kadınlarımıza iyi davranalım kadınlar çiçektir yok efendim başımızın tacıdır lafları ortalığı toz bulutu gibi kaplayıp durur bu sözleri sarf edenin kendiside inanmaz dediklerine bakmayın öyle pozitif ayrımcılık laflarına.

Kimse ekstra bir şey istemiyor karşıdakini insan gibi gör yeter.

Kadını bir robotu tasvir eder gibi kilosu şu boyu şu deyip belgesel sunma sevdalısı olmaya da gerek yok, dünyayı ben yarattım benden başka her canlının yaşamı üstünde tahakküm olurum anlayışı bunlarda yetmezmiş gibi kadını daha az zeki olduğunu ima etmeye çalışıp ayrımcılık yapmaya da gerek yok. Şu çok saygın gazete veyahut dergi araştırma yapacak daha değerli bir konu bulmamış mı ama tabi maksat ego tatmini anlaşılan.

Öyle bir sistem ki kadın yediği dayağı hak ettiğini düşünüyor asıl araştırılması gereken konu budur.

Olayı karikatürize etmeye gerek yok.

Yok, efendim kadının beyni yavaş çalışırmış ondandır entelektüel olamaz da fiziksel olarak erkek daha güçlüymüş ondan eşit olamazlara karnımız tok.

Böyle şeyleri düşünecek kadar ince olunacağına karşımızdakini insan olarak algılamanız yeterde artar eşitlik için.


**sude**
Başbakan Müsteşarı
09 Mart 2010 16:59

Kadının toplum üzerindeki yeri belli..Her zaman ayırdım içerisinde.. Her türlü haksızlığa kadınlar uğruyor.. Bütün bunları sadece 8 martta hatırlamak yada hatırlatmak ne kadar çözüm olur.. İstatistlikleri önümüze koyup boş gözlerle yada sözlerle bakmak sadece aldatmaktan başka bir şey değildir..

İlk eğitimin ailede başlaması lazım.. Bir erkek,her zaman erkek haklı,sen üstünsün diye kız çocuklarından farklı yetiştirildiği sürece bu olaylar devam eder gider.. hala kadınlar aileleri tarafından istemedikleri insanlara mal gibi verildiği sürece bu düzen değişmez.. İntiharlar devam eder gider..

Herkes ağzı açıldığı zaman kadınlar bizim baş tacımız derler ama nedense o taç dedikleri kadınları yerlerde ezmekten de geri kalmazlar..

Onun için kadınlar taç falan olmak istemiyorlar.. İnsan gibi bir yaşam,söz hakkı,eğitim hakkı istiyorlar..


daisy52
Müsteşar Yardımcısı
09 Mart 2010 17:10

sude arkadaşıma katılıyorum ama şu da bir gerçekki erkekleri yetiştiren de kadınlar...annelerimiz bizi büyütürken abimizden erkek kardeşimizden farklı büyüttüler...'o, erkek' sözünden hep nefret ettim..erkekse her yaptığı doğrudur ve de hizmet edilendir...işin kötüsü bunu da analarımız,büyükannelerimiz teşvik etmiştir...onlar da öyle yetiştirilmişlerdir...

temizlik,çamaşır,bulaşık,yemek vs kadının asli görevi olarak benimsetilmiştir..halbuki bu görev dağılımını kim yapmıştır? kim karar vermiştir? işte bunu da erkekler yapmıştır...kusura bakmasın erkekler ama kendilerinin rahatı için ne gerekiyorsa kadına onu yüklemişlerdir...


zuzula
Şef
10 Mart 2010 12:50

Kadınlık ancak İslam diniyle layık olduğu mevki ve hikmeti kazanmış,tarih boyunca aradığı huzur ve saadete ulaşmıştır..İslam iki cins arasında tam bir denge ve ahenk kurmuş, gerçek adaleti tesis etmiştir.İslam kadına layık olduğu hakkı vermiştir..

Eğer bu haklar bugün, uygulama da yoksa bundan İslam değil Müslümanları sorumlu tutmalıyız

Sadece kadınlar değil, erkekler ve hatta çocuklar da islami haklardan yeterince yararlanamıyorlar..Bu durum cehaletin hakimiyetiyle ortaya çıkan bir durumdur..

?Hukukunu bilmeyen ehl-i himmeti de müstebit eyler?


englshtchr
Genel Müdür
10 Mart 2010 18:35

Tartışılan konuyla tam ilgili değil ama yine de bir bakış açısı kazandırır düşüncesiyle Ali Bulaç'ın bugünkü yazısını buraya aktarmak istedim. Özellikle yazının ilk kısımlarının kadınların büyük bir haksızlığa uğradıkları düşüncesinin (hiç haksızlığa uğramazlar, ezilmezler, sorunları yoktur demiyorum, yanlış anlaşılmasın) kaynağını göstermesi açısından önemli olduğu görüşündeyim.

*************************

Fetva, gelenek, estetik, protest

Bir hanım niçin çarşaf veya burka giyer? Aydınlanmacı bakış açısından Türkiye, İran veya Afganistan'da kadınlar erkek-egemen bir kültürün ağır baskısı altında kocalarının, babalarının ve erkek kardeşlerinin isteği üzerine örtünürler. Zaman zaman bu tür baskıların olduğu doğruysa da, bu düşüncede olanlar, tarihte ve bugün Müslüman kadının hiçbir zaman kendi özgür seçimine sahip olmadığını zannedenlerdir. Bu zan onlara Batılı oryantalistlerden bulaşmıştır.

Batılı, doğulu-Müslüman kadının egzotik olduğunu, cinselliğiyle bir erkeğin aklını başından alacağını, olağanüstü derecede bastırılmış bir cinselliğe sahip olduğu için hep aç yaşadığını; gel gör ki, dünya hurisi doğulu-Müslüman kadının kaba, hayvanımsı dürtüleri aklının önünde yürüyen, kazma dişlerinin arasından salyaları akan ve şiddeti kutsayan doğulu-Müslüman erkeğin tahakkümü altında yaşadığını tasvir eder. Batılı erkek hep doğulu kadını kurtarmayı ve ona sahiplenmeyi istemiştir. Kadını erkekten kurtaracaktır. Doğulu-Müslüman kadın örtünün altında mazlumdur, kurtarıcısını beklemektedir ve elbette bu kurtarıcı Batılı beyaz erkektir. Afganistan işgalinde Taliban erkeğinin resmi budur.

Doğulu-Müslüman kadının esaretini örtüsü sembolize eder. Örtüsü bedenini hapseder, dişiliğini bastırır. Çünkü bedeni üzerinde tasarrufta bulunamıyor.

Örtünün Batılı erkeğe en çok batanı Türk ve İranlı kadının çarşafı, Afganlı kadının burkasıdır. Fransızlar açıktan burkaya karşı savaş açmışlardır. Burkalı kadına ve onun eşine "vatandaşlık hakkı" vermek istemiyorlar. Diğer Batılı ülkeler de hem çarşafa hem burkaya karşı aynı tepkisel tutum içindedirler.

Batılı, kendisi dışındaki dünyanın kültürüne, örf ve âdetlerine, gelenek ve inançlarına saygı duymaz. Ben-merkezci olduğundan başka geleneklere karşı tasfiyeci, arındırmacı ve imhacı davranır. Bunu kendinde bir hak olarak görür. Oysa burkayı veya çarşafı küçümsemek kimsenin haddi değildir. Bu giysiler Türkiye'den Afganistan'a kadar uzanan İslam hattı üzerinde yaşayan Müslüman kadınların geleneksel kıyafetleridir. Ve bunları giyenlerin başkaları tarafından kurtarılma gibi bir düşünce veya talepleri yoktur. Olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır.

Burada tedavi edilmesi gereken, Batılı aydınlanmacı insanın hastalıklı zihnidir. Bir kadın eğer dininin referans kaynaklarından hareketle tesettür vecibesini "çarşaf veya burka" ile yerine getireceğine inanıyorsa, itimat ettiği Müslüman âlim ve otoriteler bu yönde içtihat ediyorlarsa, onun bir fetva üzere böyle giyinmesi tabii hakkıdır. Kimse "Bu dinde yoktur" diyemez. Vicdani kanaati bu yönde teşekkül etmiştir. Herkese düşen, onun vicdani kanaatine saygı göstermesidir.

Bir kadın eğer ailesinden gördüğü gibi, yani gelenek üzere çarşaf veya burka giyiyorsa, yine hiç kimsenin buna müdahale etmeye veya onu kıyafetinden dolayı küçük görmeye hakkı yoktur.

Bir kadın eğer kendine bu kıyafeti yakıştırıyorsa, onun estetik beğenileri, pardösü, etek-bluz veya başka giysiye nazaran çarşaf veya burkadan yana şekilleniyorsa, yine kimsenin onun zevk ve estetik anlayışına karışmaya hakkı yoktur. Zevkler tartışılmaz.

Bir kadın eğer, "kişiliğin önüne dişiliğin öne" çıkarıldığı, kadın bedeninin cinsel obje ve meta olarak kullanıldığı modern dünyaya karşı protest bir tutum geliştirmek üzere çarşaf veya burka giyiyorsa, bu da en tabii demokratik hakkıdır, kimsenin buna karışmaya hakkı yoktur.

Afrikalı "zenci" değildir "siyahi"dir; çarşaf da "kara" değil "siyah"tır. Siyah asil bir renktir. Eğer sizin zihin evreninizde yukarıda saydığım sebepler dolayısıyla giyinen bir kadın "kara çarşaflı" ise, dünyanın siyahlarına karşı ırkçı bir tutum içinde olduğunuz gibi Müslüman kadına karşı da ırkçı bir tutum içindesiniz. Çarşaflı ve burkalı bir kadının, diğer kadınlar gibi hakları eşittir, hizmet de alabilir hizmet de verebilir. Kadınlar ve erkekler sadece takvaları, ehliyet ve liyakatlarıyla birbirlerinden farklılaşırlar.


prometehus
Aday Memur
10 Mart 2010 23:10

kadınına mı gidiyorsun kırbacını elinden bırakma (F.nietzsche) böyle buyurdu zerdüşt


kudretsolmaz
Başbakan Müsteşarı
11 Mart 2010 10:07

fiziksel olarak erkek daha güçlü ,ruhsal olarak kadın daha güçlü. Unutmayın fizik bir yere kadar devam eder !


mislina2
Kapalı
11 Mart 2010 11:40

prometehus hocam,

Yukarıda yazdığınız Nietzsche'nin sözü size neler ifade ediyor?

Kadının ruhu, erkeğin ruhundan sığ ise sizce neden sığ?

Günümüzde bu söz geçerliliğini koruyor mu?


jurist06
Kapalı
14 Mart 2010 16:45

Anlaşılan kadının yine adı yok...


imrana
Şef
14 Mart 2010 19:05

kadın oturupta bir yerlere adının yazılmasını beklemeyecek.her işte olduğu gibi bu işte de kendi yazacak kendi adını.erkekler kendinden daha başarılı ve akıllı kadını sevmezler.erkekler güzel ama aptal kadın severler.başına vurduğunda oturtacak,ağzı olup dili olmayan kadınları severler.Ama nedense kadınlarla hep bi zeka yarışı içindedirler.yok erkelerin beyni yüzde bilmem kaç daha çok çalışıyor yok erkekler daha bilmem ne:))işte burdan bellidir ki kendilerini ıspatlama çabasındalar.kimse şunu unutmasın:Dünyayı erkekler erkekleri ise kadınlar yönetir.

itirazı olan:))


yakamoz_kaatre
Kapalı
21 Mart 2010 22:12

ALİMİN FIKRI NE ISE ZIKRIDE O DUR . VE BIRGUN PEYGAMBERIMIZIN YANINA GELR VE DERKI VE HZ PEYGAMBERE CIRKIN SOZLER SARF EDER HZ PEYGAMBER SADECE GULER DAHA SONRA BIRI GELIR VE EY HZ PEYGAMBER DEYIP GUZEL SOZLER SARF EDER VE HZ PEYGAMBER YINE TEBBESSUM EDER BU DURUM ASHABIN DIKKATI CEKER VE SORARLAR YA RASULLULAH HER IKISINE DE NEDEN TEBEESUM ETTIN DER HZ PEYGAMBER KOTU SOZ SOYLEYEN BENDE KENDINI GORDU DER GUZEL SOZ SOYLEYENDE BENDE KENDINI GORDU DER .EVET SIZ NASIL BAKARSANIZ OYLE GORURSUNUZZZZZZZ

22 Mart 2010 01:54

Daha evvel erkeğinin iki adım gerisinde olan kadın erkeğin bir adım önüne geçti diye düşünüyorum.Aşikar olarak varım demek istiyor ve pekala diyebiliyorda.Eşi kadar sosyal olmayı öğrendi belki daha fazlasını çünkü kadınlar erkeklere göre daha iyi ifade edebiliyorlar kendilerini.Ekonomik olarak üst kademelere ulaşmayı başardılar.Son zamanlarda bunu sıkça duyuyorum ve gülüyorum."Bu kadınların hiç birisini çalıştırmayacaksın evlerinde oturacak işsiz erkeklerin işsizliğinin sebebi bunların iş merakı, otursunlar evlerinde."

Kadın isterse istediğini elde eder,sesizce ve sabırla.AYrıca her erkek bir kadın tarafından yönetilir ve nedense bir çoğu da bunu kabullenmek istemez.


Xsir
Daire Başkanı
24 Mart 2010 11:00

''Kadının en güçlü kası dilidir''

:)))

Toplam 49 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi