2004 yılında ifp.li arkadaşlarımıza dava açtıran ve avukat öneren BÇS adı altında bir sendika vardı. Bu sendika bugünlerde nerede? Neden bu sendika, bir kamu kuruluşu ve sermayesinin tamamı hazineye ait olan ziraat bankasının personel alımı KPSS.na tabi olması gerekirken bu kuralı hiçe sayarak, mahkeme kararlarına, yasalara aykırı olarak banka yönetim kurulunun almış olduğu personel alımına ilişkin kararı neden iptal etme yoluna gitmiyor.
bakanlar kurulunun 2001 yılında çıkardığı 3555 sayılı kararı gereğince. banka şubelerinin bir kısmı kapatılarak kesinlikle personel alımına gidilmeyeceği bahane edilerek 12000 personelin bir kısmı ifp yapıldı diğer buyük bir bölümüde emekli edilmişti. Biz ifp.lilerin mahkemelerde hak aramak için açtığımız davalar danaştay tarafından bakanlar kurulunun 3555 sayılı kararı gerekçe gösterilerek iptal edildi. Her nekadar danıştay hakimleri 3555 sayılı bakanlar kurulu kararı banka yönetimi tarafından uygulanmadığı, bu yönetim kurulunun şubelere vermiş oduğu yetkiye göre inernet üzerinden göstermelik yapılan birer imtihanla (KPSS tabi olmadan) biz ifp.lilerin yerine 7000 kişi alındığını biliyor olsada görmemezlikten gelmektedir. Danıştay'da 12000 kişi davalarını kaybetmiştir. Danıştay hakimlerine sormak gerekir bu 12000 kişi içersinden hiç liyakat ve kariyeri kendi deyimleriyle nesnel niteliksel ölçütlere uyan hiç bir banka ifp elemanı yok mudur? bu kişilerin hakları neden verilmedi? neden bu kişilerin yerlerine usul ve teamüllere aykırı 7000 kişi alınıyor? Neden hala kamu bankaları özelleştirilemiyor? Neden haklıyı ve haksızı ayır edecek ararları verilemiyor? kısaca Danıştay hakimleri bizlerle ilgili kararları verirken kendi vicdanlarını sorguluyorlar mı? çünkü biz ifp.lilerin büyük bir kısmı işlerinden ayrılması nedeniyle psikolojik sorunlar yaşadı, kimimiz intihar etti. bir çoğumuzun eşinden ve çocuğundn ayrıldı. 9 yıl içinde hastalık ve dert sahibi oldu. bunlar yetmiyormuş gibi dava masrafları, avukatlık ücretini ödemek için bankalardan kredi çekmek zorunda kaldılar. en acısıda mahkeme kararlarının bozulması neticesinde icra dailerinde kendilerine karşı davalar açılmaya başlandı. kısaca biz ifp.lilerin ellerinden her şeyi alındığı gibi şimdi de icra dailerinde haysiyet ve şerefleriyle oynanmaktadır. umarım bu yazı danıştay hakimleri tarafından görünür ve okunur. burada yazılanların tüm gerçek ve somut belgeleri danıştay'da devam eden dava dosyalarında mevcuttur.
Evet, BÇS. siz neden sustunuz? Ayhan Çivi nereler de?
Burada yazan bir çok İFP.li arkadaşımız nerede?
Burda bir tek İ.dasci arkadaşımız haykırıyor. oda sesini duyuramıyor.
Çünkü, bunu söylemek acıda olsa hepimiz yıpranmış durumdayız. somut belge ve bilgileri dava dosyalarımıza sunmamıza rağmen danıştay tarafından daha önce verdikleri ve bizlere emsal olan kararları niçin bizler için verilmedi. bu kararlara emsal olan gerekçelerin bir kısmı aşağıd belirtilmiştir.
1) 25 yıllık sicillerimizi dava dosyasına sunmamazı rağmen bunlar danıştay tarafından göz ardı edildi. halbuki bu yönd kendilerinin verdiği bir çok karar vardır. bu kararlar danıştayın kendi sayfasından temin edilebilir.
2) Kamu yararı açısından hangi şubeye hangi özellikte eleman atanması yapılacağına ilişkin şubelere çıkarılmış özel yönetmeliklerin olduğunu ancak bu şubelere torpille liyakat ve kariyeri olmayan elemanların atandığını belge ve bilgileriyle sunmamıza rağmen bu belge ve bilgiler somut olarak danıştay tarafındn kabul edilmedi.
3) konusunda bankacılık eğitimi almış o alanda yetişerek çalışmış (menkul kıymetler ve dış işlemler) personellerin o alanda imza yetkileride olmasına rağmen bu kişilerin yerlerine hiç bu özellekleri taşımayan torpilli personeller atandığı belgelenmesine rağmen danıştay bu belgeleride dikkate neden almamıştır?
4) idari mahkemeler 2004 yılından önce bizler için vermiş olduğu kararları liyakat ve kariyerimize dayandırmıştır bu karalarıda nesnel ve niteliksel yönden eksiklik oludğunu gerekçe göstererek temyiz aşamasında idari mahkeme kararlarını ONAYAN danıştay. Ne oldu veya ne değişti de 2004 yılından sonra kendi verdiği bu kararları sanki hiç vermemiş gibi bizim 2 -3 ifp kararlarımızı iptal etmiştir. danştay hakimleri daha önce objektif davranırken neden 2004 yılından sonra objektif davranamamıştır? Oysa aynı işlemlere maruz kalan ve 27 kere görevine iade edilen belediye mensuplarının kararları danıştay'ın kendi arşivinde mevcuttur.
5) özelleştirme bahane edilerek atamalarda şubeleri kar'a geçiren personeller ifp yapılarak bu kişlerin yerlerine deneyimsiz ve torpilli kişiler getirilmiştir. bu durumda kamu yararı zedelenerek şube karları yıllara göre düşüş göstermiş ve zarar edilmiştir. bu şubelere ait yıl sonu bilançoları danıştay'a sunulmuştur. halbuki bu konuya emsal danıştay'ın arşivlerinde kamu yararının gözetilmesine ilişkin kararları mevcuttur. Ne oldu da Danıştay hakimleri tarafından bu somut bellgeler hiç değerlendirmeye alınmadı?
6) Bankacılık hizmet deneyimi, yabancı dil, unvan, süre ile ilgili belgeler danıştaya sunulmasına rağmen bu belgelerimizde danıştay tarfından göz önüne alınmamıştır.
Yukarıda belittiğim tüm olaylar belgeler ifp.li arkadaşlarımız tarafından hak aramaya ilişkin dava dosyalarına sunulmuştur.
bu belgeler dava dosyamızda olmasına rağmen Danıştay hakimlerine kendimizi ifade edemedik mi?. Nasıl kendimizi ifade edebileceğimizi bilememekteyiz.
bizler haklarımızı nerede, nasıl arayacağız. Bu sorumuzun cevabını bizlere kimler verecek artık bilmiyoruz. Umarım birileri çıkar bize bir yol gösterir.
Tüm bunlara rağmen hak arama mücadelemiz hukuksal yollardan devam edecektir. Mahkeme kararlarına saygımız nedeniyle dava sonuçlarını beklemekteyiz. davaların sonuçlanmasından sonra tüm belge ve bilgiler mahkeme kararlarımız basın aracılığı ile duyrulacaktır. Bu hak aramamıza ait tüm bilgi ve belgeler ayrıca, aday olduğumuz Avrupa topluluğu ülkelerinin tüm dış işleri bakanlıklarına iletilecektir.
2004 yılında ifp.li arkadaşlarımıza dava açtıran ve avukat öneren BÇS adı altında bir sendika vardı. Bu sendika bugünlerde nerede? Neden bu sendika, bir kamu kuruluşu ve sermayesinin tamamı hazineye ait olan ziraat bankasının personel alımı KPSS.na tabi olması gerekirken bu kuralı hiçe sayarak, mahkeme kararlarına, yasalara aykırı olarak banka yönetim kurulunun almış olduğu personel alımına ilişkin kararı neden iptal etme yoluna gitmiyor.
bakanlar kurulunun 2001 yılında çıkardığı 3555 sayılı kararı gereğince. banka şubelerinin bir kısmı kapatılarak kesinlikle personel alımına gidilmeyeceği bahane edilerek 12000 personelin bir kısmı ifp yapıldı diğer buyük bir bölümüde emekli edilmişti. Biz ifp.lilerin mahkemelerde hak aramak için açtığımız davalar danaştay tarafından bakanlar kurulunun 3555 sayılı kararı gerekçe gösterilerek iptal edildi. Her nekadar danıştay hakimleri 3555 sayılı bakanlar kurulu kararı banka yönetimi tarafından uygulanmadığı, bu yönetim kurulunun şubelere vermiş oduğu yetkiye göre inernet üzerinden göstermelik yapılan birer imtihanla (KPSS tabi olmadan) biz ifp.lilerin yerine 7000 kişi alındığını biliyor olsada görmemezlikten gelmektedir. Danıştay'da 12000 kişi davalarını kaybetmiştir. Danıştay hakimlerine sormak gerekir bu 12000 kişi içersinden hiç liyakat ve kariyeri kendi deyimleriyle nesnel niteliksel ölçütlere uyan hiç bir banka ifp elemanı yok mudur? bu kişilerin hakları neden verilmedi? neden bu kişilerin yerlerine usul ve teamüllere aykırı 7000 kişi alınıyor? Neden hala kamu bankaları özelleştirilemiyor? Neden haklıyı ve haksızı ayır edecek ararları verilemiyor? kısaca Danıştay hakimleri bizlerle ilgili kararları verirken kendi vicdanlarını sorguluyorlar mı? çünkü biz ifp.lilerin büyük bir kısmı işlerinden ayrılması nedeniyle psikolojik sorunlar yaşadı, kimimiz intihar etti. bir çoğumuzun eşinden ve çocuğundn ayrıldı. 9 yıl içinde hastalık ve dert sahibi oldu. bunlar yetmiyormuş gibi dava masrafları, avukatlık ücretini ödemek için bankalardan kredi çekmek zorunda kaldılar. en acısıda mahkeme kararlarının bozulması neticesinde icra dailerinde kendilerine karşı davalar açılmaya başlandı. kısaca biz ifp.lilerin ellerinden her şeyi alındığı gibi şimdi de icra dailerinde haysiyet ve şerefleriyle oynanmaktadır. umarım bu yazı danıştay hakimleri tarafından görünür ve okunur. burada yazılanların tüm gerçek ve somut belgeleri danıştay'da devam eden dava dosyalarında mevcuttur.
Evet, BÇS. siz neden sustunuz? Ayhan Çivi nereler de?
Burada yazan bir çok İFP.li arkadaşımız nerede?
Burda bir tek İ.dasci arkadaşımız haykırıyor. oda sesini duyuramıyor.
Çünkü, bunu söylemek acıda olsa hepimiz yıpranmış durumdayız. somut belge ve bilgileri dava dosyalarımıza sunmamıza rağmen danıştay tarafından daha önce verdikleri ve bizlere emsal olan kararları niçin bizler için verilmedi. bu kararlara emsal olan gerekçelerin bir kısmı aşağıd belirtilmiştir.
1) 25 yıllık sicillerimizi dava dosyasına sunmamazı rağmen bunlar danıştay tarafından göz ardı edildi. halbuki bu yönd kendilerinin verdiği bir çok karar vardır. bu kararlar danıştayın kendi sayfasından temin edilebilir.
2) Kamu yararı açısından hangi şubeye hangi özellikte eleman atanması yapılacağına ilişkin şubelere çıkarılmış özel yönetmeliklerin olduğunu ancak bu şubelere torpille liyakat ve kariyeri olmayan elemanların atandığını belge ve bilgileriyle sunmamıza rağmen bu belge ve bilgiler somut olarak danıştay tarafındn kabul edilmedi.
3) konusunda bankacılık eğitimi almış o alanda yetişerek çalışmış (menkul kıymetler ve dış işlemler) personellerin o alanda imza yetkileride olmasına rağmen bu kişilerin yerlerine hiç bu özellekleri taşımayan torpilli personeller atandığı belgelenmesine rağmen danıştay bu belgeleride dikkate neden almamıştır?
4) idari mahkemeler 2004 yılından önce bizler için vermiş olduğu kararları liyakat ve kariyerimize dayandırmıştır bu karalarıda nesnel ve niteliksel yönden eksiklik oludğunu gerekçe göstererek temyiz aşamasında idari mahkeme kararlarını ONAYAN danıştay. Ne oldu veya ne değişti de 2004 yılından sonra kendi verdiği bu kararları sanki hiç vermemiş gibi bizim 2 -3 ifp kararlarımızı iptal etmiştir. danştay hakimleri daha önce objektif davranırken neden 2004 yılından sonra objektif davranamamıştır? Oysa aynı işlemlere maruz kalan ve 27 kere görevine iade edilen belediye mensuplarının kararları danıştay'ın kendi arşivinde mevcuttur.
5) özelleştirme bahane edilerek atamalarda şubeleri kar'a geçiren personeller ifp yapılarak bu kişlerin yerlerine deneyimsiz ve torpilli kişiler getirilmiştir. bu durumda kamu yararı zedelenerek şube karları yıllara göre düşüş göstermiş ve zarar edilmiştir. bu şubelere ait yıl sonu bilançoları danıştay'a sunulmuştur. halbuki bu konuya emsal danıştay'ın arşivlerinde kamu yararının gözetilmesine ilişkin kararları mevcuttur. Ne oldu da Danıştay hakimleri tarafından bu somut bellgeler hiç değerlendirmeye alınmadı?
6) Bankacılık hizmet deneyimi, yabancı dil, unvan, süre ile ilgili belgeler danıştaya sunulmasına rağmen bu belgelerimizde danıştay tarfından göz önüne alınmamıştır.
Yukarıda belittiğim tüm olaylar belgeler ifp.li arkadaşlarımız tarafından hak aramaya ilişkin dava dosyalarına sunulmuştur.
bu belgeler dava dosyamızda olmasına rağmen Danıştay hakimlerine kendimizi ifade edemedik mi?. Nasıl kendimizi ifade edebileceğimizi bilememekteyiz.
bizler haklarımızı nerede, nasıl arayacağız. Bu sorumuzun cevabını bizlere kimler verecek artık bilmiyoruz. Umarım birileri çıkar bize bir yol gösterir.
Tüm bunlara rağmen hak arama mücadelemiz hukuksal yollardan devam edecektir. Mahkeme kararlarına saygımız nedeniyle dava sonuçlarını beklemekteyiz. davaların sonuçlanmasından sonra tüm belge ve bilgiler mahkeme kararlarımız basın aracılığı ile duyrulacaktır. Bu hak aramamıza ait tüm bilgi ve belgeler ayrıca, aday olduğumuz Avrupa topluluğu ülkelerinin tüm dış işleri bakanlıklarına iletilecektir.