Editörler : E.Kayı Han

one-minute1
Yasaklı
10 Şubat 2011 14:30

"Madem dünyanız ağlıyor ve hayatınız acılaştı.. O halde çalışınız ahiretiniz ağlamasın. ."


one-minute1
Yasaklı
11 Şubat 2011 22:12

Herkesin, îman mukabilinde bu zemin yüzü kadar bağlar ve kasırlar ile müzeyyen ve bâki ve dâimi bir tarla ve mülkü kazanmak veya kaybetmek dâvası başına açılmış. Eğer îman vesikasını sağlam elde etmezse kaybedecek.

Acaba bu kaybettiği dâvanın yerini, bütün dünya saltanatı o adama verilse doldurabilir mi?

12 Şubat 2011 15:36

AŞAĞIDAKİ REZALETİ RİSALE-İ NUR TALEBELERİNE OKUTMAYA UTANMIYOR MUSUNUZ?

Zaman gazetesi yöneticilerinin, okuyucularını hazır kabul ederek baştan sona Türk milletine hakaretle dolu o yazıdan biraz daha okuyalım:

?... Bir ülkede çoğunluk kimliği şiddete meylediyorsa, o toprağın emanetçisi kendi bahçesindeki güvercini bile yaşatmak istemiyorsa, orada hastalık vardır. Türkiye de hasta...? (Aynı yazı)

?Bu toplumun çoktan kaybettiği, hatırlatıldığında gocunduğu, önüne çıktığında ürktüğü samimiyet...?(Aynı yazı)

?Hrant?ı hazmedemeyen, onun varlığına bile tahammül edemeyen öteki Türk?ün cinayete uzanan elini tutacak, onu anlayacak halimiz yok. Katil henüz reşit değilmiş... Hrant olsa ?tam da bu işte? derdi, ?Türkler reşit mi ki?? Olgunlaşması engellenmiş bir toplumda yaşadığımızın farkındaydık zaten ama belki şu soruyu da sorma zamanı geldi: Yoksa kendi kimlik sorununu ötekine yönelen bir şiddet eylemine dönüştürerek ayinleştiren, bu işler için ?yaşı küçültülmüş? bir toplum mu bu??

(Zaman, Etyen Mahcupyan, 22?01?2007)

http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=490871


*cemali*
Memur
10 Mart 2011 09:23

gününüz aydın neşeniz bol olsun...


ahkaf04
Aday Memur
14 Mart 2011 19:39

ulan bu mamuru01 i Allah bildiği gibi yapsın ne şerli birisi pyeh pyeh pyeh


ahkaf04
Aday Memur
14 Mart 2011 19:59

memoliadana01 Risaleleri anlamaya senin kapasiten yetmez ve diğerlerinin de kardeşim birini eliştirmek için onun seviyesinde olmanız gerekir böyle işkembeden sallamak kolay tabii Risale-i Nur neresinde Üstad peygamberlik iddiasında bulunmuş gösterebilir misiniz eyyyyyyyy halil polat(lar) Üstadı Risale yi anlamaya sizin kapasiteniz yetmezzzzz boşuna çabalamayın Üstad ömrünü sizin gibi imanı bozukların imanını kurtarmak için heba etti bu sizin yaptığınıza bakıyorum da çok vefalısınız iki kitap okudunuz diye kendinizi kutbul aktab sanmayın hiç bir şey değilsiniz Üstadın yanından bile geçemezsiniz bütün dünya Üstadı ayakta alkışlarken -bilhassa İslam dünyası- üstadın hemşehrisi olan sizler onun arkasından neler sallıyorsunuz Üstadın Peygamberim,ize ne kadar sadık olduğunu anlamak isteyen Mu'cizat-ı Ahmediyye ye baksın diğer yerlere baksın

14 Mart 2011 20:30

Gizlidir herkese gösterilemez. Otuz birinci mektubun onsekizinci lem'ası Risale-i Nur şakirtlerine (talebelerine) işaret eden Hz. Ali (r.a.)nin bir keramet-i gaybiyesidir. (Gaybi, bilinmeyenleri bildirmesidir).[1]

Said Nursi'nin, Hz. Ali'ye suhuf indiğine dair bazı iddiaları mevcuttur. Bu iddialarını on sekizinci lem'ada şöyle ifade ediyor:

Hazret-i Gavs-ı Âzam Şeyh Geylani'nin sarahat (açıklık) derecesindeki keramet-i gaybiyesini te'yid ve takviye eden (sağlamlaştıran) Hazret-i Esedullah-ul Galib Ali ibn-i Ebu Talib (r.a.) ve keremullahu vechehü kaside-i Ercüze-i Meşhuresinde aynen İhbarat-ı Gavsiyeyi tasdik edip işaret ediyor.

Bu surette İmam-ı Ali'nin (r.a.) hicretten otuz sene sonra Kufe'de yazdığı bu Ercüze'deki dokuz defa altmış, otuz ilave edilse beş yüz yetmiş olur ki, Cengiz'in ve Hülağû'nun hücum ve tahribat zamanıdır. Sonra Hz. Cebrail'in, Âlâ Nebiyyina (a.s.m.) huzur-u nebevide getirip Hz. Ali'ye sekine namıyla bir sahirede yazılı ism-i âzam, Hz. Ali (r.a.)'nin kucağına düşmüş:

?Ben Cebrail'in şahsını yalnız alaim-üs-sema (gök kuşa­ğı) suretinde gördüm. Sesini işittim. Sahifeyi aldım; bu isimleri içinde buldum? diyerek bu ism-i azamdan bahs ile hadisat-ı zikirden sonra tahdis-i nimet suretinde diyor ki: Yani ?evvelki dünyadan kıymete kadar ulumu esrar-ı mühimme (bilinmeyen gizli ilimler) bize meşhud derecesinde inkişaf etmiş. Kim ne isterse sorsun, sözümüzde şüphe edenler zelilolur.

14 Mart 2011 20:34

Hurûfîlik, tarihin en eski hurâfe yöntemlerinden biridir. Harfler ve rakamlarla insanların duyguları üzerinde baskı kurma, onları, tabiat üstü varlıkları harekete geçiren birer parola olarak kullanma işinin bir parçası olan rakam değerli harf sistemini (ebced, cifir), yahûdileşen İsrâiloğulları sistematik bir biçimde kullanmışlardır.

İslam dininde ebced hesabıyla gaybdan haber vermek varmıdır

14 Mart 2011 23:22

Arkadaşlar kendinizi bir sorgulayın:

Kur'an-ı Kerim'i mi daha çok okuyorsunuz yoksa Risale-i Nuru mu?


ahkaf04
Aday Memur
20 Mart 2011 02:41

TABİ Kİ ECED VE CİFR HESABI VARDIR

Ebced hesabının menşei hakkında farklı rivâyetler vardır. İslâm öncesinde 22 harften meydana gelen ve "Ebced, Hevvez, Hutti, Kelemen, Se'fas, Kareşet" kelimelerinin sayısı olan altı rakamı gözönünde bulundurularak, Medyen hükümdarlarından altı kişinin adı, İlâhî isimlerin altı anahtarı, hafta günlerinin adı v.s. gibi kesin bilgiyi ifade etmeyen değişik rivayetler sözkonusu edilmiştir.(3) Tâhirü'l-Mevlevî'ye göre, Arap ebcedinin İbranî ve Arâmî alfabesinden alındığına şüphe yoktur.(4) Arap edebiyatının ünlü isimlerinden Müberred ve Sîrâfî gibi âlimlere göre de Arap ebcedi, yabancı menşe'lidir.(5)

Keşfu'z-Zünûn'da, cifir ve ebced ilminin, konunun uzmanları olan mânevî ilimlerde derinleşen simalar için bir çok esrarın anahtarı hükmünde bulunduğu ve Hz. Ali tarikiyle özellikle Ehl-i Beyte tevârüs eden bir ilim olduğu belirtilmiştir. Bu ilmin eski peygamberlerin kitaplarında da yer aldığına dair rivâyetlere işaret eden Çelebi, "Bu ilme, ancak âhirzamanda gelecek olan Hz. Mehdî, hakkıyle vâkıf olur" diyen bazı âlimlerin görüşlerine de yer vermiştir.(6)

Bazı müsteşrikler tarafından tertip edilen ve Mısır'da tercüme edilerek neşredilen "Dairetü'l-Mearifi'l-İslâmiyye"de belirtildiğine göre, harflerin, rakamlara delâlet etmek üzere kullanılma geleneği, İbrânî ve Arâmîlerde de vardı. Hemze'den, kaf'a kadar olan harflerin, birden yüze, son dokuz harf de 200'den 1000'e kadar rakamlara delalet ediyordu.(7)

Kur?an?da Ebced hesabının varlığını kabul eden Ebu?l-Aliye gibi alimlerin görüşlerine yer veren Kadı Beydâvî, onların dayandıkları Ebcedle ilgili meşhur hadisi kabul etmektedir. Ancak Hz.peygamber (a.s.m)?in onlara karşı gösterdiği davranışın, onların söylediklerini kabul ettiği anlamına gelmeyeceğini, aksine onlara karşı gösterdiği tebessümü, onların cehaletine karşı bir tepki olabileceğini vurgulamaktadır. Bununla beraber, Kur?an?da Ebced hesabının varlığını kabul edenlerin, kabul gerekçelerini şöyle özetlemiştir: ?Her ne kadar ebced hesabı, yabancı kaynaklı olsa da, Araplar dahil insanlar arasında, o kadar meşhur bir yere sahip olmuştur ki, âdetâ, yabancı kökenli olan mişkât, siccîl, Kıstas kelimeleri gibi artık arapçalaşmıştır. Onun için onun göstereceği delâletler, diğer arapça ifadeler gibi makbuldur.?(8)

İbn Aşûr gibi bazı âlimlerin bildirdiğine göre, ebced hesabı, kadim zamandan beri kullanılagelen bir sistemdir. Hz. Davud (a.s)'un kitabındaki bazı neşideler bu hesabın simgelerini taşıyor. Yine Romalıların bu sistemle rakamlar kullandıkları bilinmektedir. Bu sistemin Araplara, Romalılar veyahut Yahûdiler tarafından geçtiği tahmin edilmektedir.(9) İbn Aşûr, mukattaat harfleri ve ebcedle ilgili rivâyet edilen hadîsi anlatırken "Hz. Peygamber (a.s.m)'in onlara karşı diğer bazı harfleri zikretmesi O'nun bu harfleri gerçekten ümmetin ömrü için birer işaret kabul ettiği anlamına gelmez" şeklinde bir değerlendirme yapmıştır. Ancak kendisi, hadîsin sıhhati konusunda bir şey söylemediği gibi, ebced hesabını inkâr ettiğini gösteren bir ifadesi de sözkonusu değildir. (10)

Muhammed Hamidullah'ın görüşü de şu merkezdedir: Ayın 28 menzili gibi, arap alfabesi de 28 tanedir. Bunlar her biri belli bir sayıyı göstermek suretiyle 1'den 1000'e kadar rakkamları ifade eder. Sûre başlarında bulunan hece harfleri ise 14 tane olup yüksek mânâlar ifade etmektedir.(13)

Güzel bir tevafuktur ki, Ebced sisteminin asıl adı olan ?Ebû câd? kelimesinin matematik değeri, 17?dir. İslamın ortaya çıktığı sırada, Mekke?de yazı bilenlerin sayısı da 17?dir.(14)

Annemarie Schımmel'in bildirdiğine göre, müselles (üç haneli kare) diye bilinen, bütün yatay ve düşey satırlarda olduğu gibi, çapraz hatlarda da rakamlarının toplamı 15'i veren bir maharetli karenin İslâmî gelenekte çok yaygın bir yeri vardır. Bu karenin, diğer adıyla Vefk'ın bu değeri, semâvî kimliğinden kaynaklanmaktadır. Bu (sihirli/maharetli) karede yer alan harfler, "B-Tı-D-keskin Z- H-C-V- elif-noktasız Hı? harfleridir. Vefkte bazen kendileri, bazen de ebced değerleri yazılan bu dokuz adet ebced harfinin, ilk defa Hz. Adem (a.s)'e vahiy olarak geldiğine dair yaygın bir kanaat vardır.(15) Karede yer aldıkları şekilde; sözkonusu dokuz harfin yukarıdaki sıraya göre, üçer üçer ebced değerleri şöyledir: 2+9+4=15, 7+5+3=15, 6+1+8=15.

Söz konusu meharetli kare, İmam Gazzalî tarafından da kabul görmüş, ?bir tılsım olarak tesiri tecrübe ile sabit olduğu? ifade edilmiştir.(16) Öyle ki, zamanla, Gazzalî?nin karesi (müsellesü?l-Gazalî) şeklinde ün yapmıştır. Aslında bu etkin fonksiyona sahip karenin harfleri, Hz. Ali tarafından da, sırlı olarak kabul gördüğünü gösteren ifadeleri vardır. Esrarlı olduğu bilinen Celcelûtiye kasidesinde, Hz. Ali ?Bi sırrı buduhin echezatın /betadin zehecin bi vahi?l-vehâ..?diyerek, bu sırlı harfleri, diğer bir kaç harfle beraber, münacatta kullanmıştır.(17)

Celcelutiye Kasidesi Ebced Hesabına Göre Yazılmıştır:

Hazreti Ali Radıyallahü Anh'ın en meşhur Kaside-i Celcelutiyesi, baştan nihâyete kadar bir nevi hesab-ı ebcedi ve cifir ile te'lif edilmiş ve öyle de matbaalarda basılmıştır.(18)

Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevî'nin kaleme aldığı meşhur Mecmuatu'l-Ahzab adlı eserde Celcelutiye kasidesine de yer verilmiştir. "Bede?tu bi bismillah" cümlesiyle başlayan kasidenin son beyti, kaside sahibi Hz. Ali'nin ismini gösteren ve "Bunlar, yaratıklar insanlar için bir araya getiriliş ilimlerin sırları olup, Hz. Muhammed (a.s.m)'in amcasının oğlu Ali'nin makalesidir" anlamına gelen:

"Mekalu Aliyyin ve?bnu ammi Muhammedin ve sirru ulûmin lil-halaiki cümmiat" beytiyle sona ermiştir.

Bu İşin Ehli Olan Alimlere Göre, Ebced Hesabı, Esrarın Anahtarıdır

Cafer-i Sadık (r.a.) ve Muhiddin-i Arabî (r.a.) gibi esrâr-ı gaybiye ile uğraşan zatlar ve esrar-ı huruf ilmine çalışanlar, Bediüzzaman Said Nursi (r.a) gibi alimler bu hesab-ı ebcediyi gaybî bir düstur ve bir anahtar kabul etmişlerdir.(20)


abdül hayy
Yasaklı
01 Mayıs 2011 14:20

bir köy muhtarsız olmaz,

bir iğne ustasız olmaz;sahipsiz olmaz,

bir harf katipsiz olmaz biliyorsun.

Nasıl oluyor ki: Nihayet derecede muntazam şu memleket Hâkimsiz olur mu?


sabri emre
Aday Memur
01 Mayıs 2011 16:13

mamur 01 nolu arkadaşa insan neye ne maksatla bakarsa öyle görür bu bir.sizler eğer din görevlisi iseniz ayrıştırıcı yerine birleştirici davranmanız gerekmez mi ayrıca bi insanı sevmemek başkadır onu acımasızca eleştirmek ve hatta daha ileri gidip onu tekfir derecesinde tezyif etmek başkadır. sana sadece bir soru soracağım peygamberimizin (sav)kalbini yarıp da içine baktın mı ? o eleştirdiğin zatın.neyse link verdiğin ilahiyatçının

sitesinde banka reklamının işi ne Allah aşkına


sabri emre
Aday Memur
01 Mayıs 2011 16:17

bi cümle eksik olmuş Peygamberimizin sorduğu soruyu sana da soruyorum olacak mı


alcatra
Aday Memur
01 Mayıs 2011 22:36

eskıden risale mı vardı ne bu risale risale yok bız cennetlıgiz onlar cehennemlık sen kımsın kı kımın nereye gidecegnı biliyosun ahmak herif.


Best13
Memur
01 Mayıs 2011 23:01

mamur efendi seni Allaha havele ediyorum . Allah seni ıslah etsin.

Toplam 95 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi