ben de hikayemi anlatayım. elektrik elektronik mühendisliğini bitirdim.(orta kalite bir okuldu, odtü falan değildi) 1 sene falan işsiz gezdim. hem 2001 krizi yüzünden iş yoktu piyasada, tecrübeliler işsiz kaldığı için yeni mezunlara sıra gelmiyordu. aslına bakılırsa okulda o kadar çok yorulmuştum ki doğru dürüst iş aramadım. dinlenmek istedim. sonra kpss ye annemin zoruyla girdim. sonra bir kamu kurumunu kazandım. bu dediğim 9 sene önce falan. hiç çalışmadan girmiştim kpss'ye. 81 puan almıştım.
kurumda meslekle alakasız boş işlerle uğraştık. bu bende bir tiksinti uyandırdı. bu arada kurum özelleşti, ben de biraz da babamın zoruyla kurumda kalmayı tercih ettim, böylece devlet hakkından feragat ettim. kurum çok köhneydi. yöneticiler kalitesizdi. zamanla bu tiksinti bende takıntı haline geldi, şimdi baktığım zaman o zamanlar bunalımda olduğumu ve çok toy olduğumu farkediyorum. gidip bir kursa yazıldım bilişimle ilgili. akşamları yorgun argın kursa gidiyordum, 6 ay kadar sürdü. sonra sertifika falan aldım sınavlara girip. bu arada iş yerinde iyice bunalmıştım, 2 yerle görüştüm ama beni almadılar. sonra ben aldığım bilişim sertifikalarına da güvenerek istifayı basmaya karar verdim. ailem karşı çıkıyordu, binbir kavga ve tehditle zavallı biçareleri ikna ettim.
sevinçten uçuyordum ayrılırken oysa hayatımın en büyük hatasını yaptığımı bilmiyordum. ayrıldıktan 3-4 ay sonra küçük bir şirket beni çağırdı. 2.ci mülakata kadar geldik. kesin alacaklardı. sonra ben şirketi beğenmedim vazgeçtim. yine o sıralar, öylesine başvurduğum thy'de pilotluğu kazandım. uzun uzun düşündükten sonra onu da reddetim. abartı para vardı ama ben idealist takılıyordum, mühendislik yapıcam diyordum. nasıl bir kafa yapısı varsa artık, devlet kurumlarının köhneliğinden tiksiniyordum ve özel sektöre karşı bende bir aşk oluşmuştu. verimlilik, kendini geliştirme gibi saçmalıklara kapılmıştım. kariyerimi geliştirmek için can atıyordum ama kariyerimi bitirmiştim aslında.
bir süre sonra yine sınavlara girip bi tane daha bilişim sertifikası aldım. her şeyi o sertifikaya bağlamıştım. mülakatlara gidip geliyordum, ama elim boş dönüyordum. olumsuz da olsa geri dönüş olmuyordu. ben hala hayal dünyasında yaşıyor ve iyi bir şirkette bir iş bulabileceğimi sanıyordum. ama mülakatlar bir sonuç vermiyordu. istifanın üzerinden 1 seneyi biraz aşkın vakit geçince, gerçek dünyaya uyandım ve bende bir panik başladım. gittiğim kurs ve aldığım bilişim sertifikaları bir işe yaramıyordu. çünkü iş tecrübem yoktu. ayrıca iş bulmadan istifa eden adama vebalı gözüyle bakılıyordu özel sektörde.
artık işsizlik kronik hale gelmeye başladı. boş kalmaktan kafayı yediğim için ve bir umut başka bir bilişim kursuna gitmeye karar verdim. ama pek umutlu değildim. sonra bana yanlış kursu sattıklarını öğrenince o işten de vazgeçmek istedim. itiraz ettiler ama araya adam sokup parayı geri aldık. sonra o eğitim kurumunda hocalık teklifi aldım. fakat bu hareketimi farkettiklerinde reddettiler. (o bilişim kursu daha sonra battı)
girdiğim mülakat sayısı belki 150'yi bulmuştur. hep olumsuzdu. ücret beklentimi düşük tuttuğum halde geri dönüş olmuyordu. iş tecrübesi olmadan diplomanın tuvalet kağıdı kadar değeri olmadığını geç de olsa anladım. yaşadığım panik, pişmanlık ve çaresizlik duygularını tarif edemem. ailem de tarifsiz acılar çekti malesef.
özel sektörden umudu kesince son bir umut kpss'ye hazırlandım. fazla çalışmıyordum günde 1.5 saat falan. 8 ay kadar çalıştım. sınavda heyecan yapıp 3 tane matematik sorusu kaçırınca 85 puanda kaldık. bu puan hiçbir halta yaramıyordu. oradan da ümidi kestik.
3 sene kadar işsiz kaldıktan sonra babam beni bir tanıdığın yanında işe soktu. 1.5 milyar alıyordum. dükkandan bozma bir yerdi. sanayi mahallesindeydi. bana bir iş vermedi adam boş boş oturdum. bakkala sigara almaya falan gönderdi. şöförlük yaptıyordu bazen. gururum kırılıyordu. iş aramaya devam ettim. gazete ilanlarından iş buldum. 3 tane iş teklifi aldım. maaş olarak 1.5 milyar isteyince, adamlara cazip gelmiş olmalı. ama şartlar çok ağırdı, cumartesi mesai vardı. ben de vazgeçtim.
sonra mucizevi bir şey oldu. elektrik ile elektrik-elektronik kadroları birleşti. atanma ihtimali doğdu böylece. ama yine de çok zordu. ucu ucuna belki diyordum.
3.cü atamada atandım. mutluluktan havalara uçuyordum. ama sevincim kısa sürdü. gittiğim kurumda bana verdikleri göre bilgisayarlara format atmak ve yazıcı tarayıcı tanıtmak gibi şeylerdi. gururuma yediremedim. yine istifa etmeyi düşünmeye başladım. sonra yine aynı kurumun başka bir iline tayin oldum. bana bilgisayar tamir et dediler, dedim anlamıyorum o işten. o zaman bana evrak işi verdiler. başımdaki adam 4/c liydi, ve çok seviyesiz ve terbiyesiz biriydi. küfür, alay, baskı. sigara içmeye çıkıyorum hemen telefon ediyordu gel diye. beni ezmeye çalışyordu.
sonra bir mucize daha oldu. 5-6 ay önce bi umut başvurduğum a grubu uzmanlığı yedekten kazandım. muvafakat alabilirmiyim diye stres falan oldum ama o iş oldu.
ama ben yine tatmin olmadım ve hala ilk işimi özlüyorum. arkadaşlarım müdür falan oldular. maaşları da baya artmış. üstelik ailem istanbul'da ben ise ankara'dayım. ankara'yı da hiç sevmem. bir de tez ve yeterlilik sınavı mevzusu var. tezi veremezsem düz memurluğa düşücem.
yeniden kpss'ye girip 90 almayı düşünüyorum. hedefim teiaş veya tcdd. amacım istanbul'a yakın bir yer tutturmak. hem de tezden kurtulmak.
gördüğünüz gibi cennet hayatımı mahvettim, hala daha düzelmiş değil aradan geçen 4-5 yıla rağmen. tıp yazmadığıma çok pişmanım. bu ülkede idealist olunmaz. doktorlar asla işsiz kalmaz, mülakatta aşağılanmaz, azıcık para teklif edilmez, tecrübesiz diye işsiz kalmaz.
işte benim hikayem böyle.
ben de hikayemi anlatayım. elektrik elektronik mühendisliğini bitirdim.(orta kalite bir okuldu, odtü falan değildi) 1 sene falan işsiz gezdim. hem 2001 krizi yüzünden iş yoktu piyasada, tecrübeliler işsiz kaldığı için yeni mezunlara sıra gelmiyordu. aslına bakılırsa okulda o kadar çok yorulmuştum ki doğru dürüst iş aramadım. dinlenmek istedim. sonra kpss ye annemin zoruyla girdim. sonra bir kamu kurumunu kazandım. bu dediğim 9 sene önce falan. hiç çalışmadan girmiştim kpss'ye. 81 puan almıştım.
kurumda meslekle alakasız boş işlerle uğraştık. bu bende bir tiksinti uyandırdı. bu arada kurum özelleşti, ben de biraz da babamın zoruyla kurumda kalmayı tercih ettim, böylece devlet hakkından feragat ettim. kurum çok köhneydi. yöneticiler kalitesizdi. zamanla bu tiksinti bende takıntı haline geldi, şimdi baktığım zaman o zamanlar bunalımda olduğumu ve çok toy olduğumu farkediyorum. gidip bir kursa yazıldım bilişimle ilgili. akşamları yorgun argın kursa gidiyordum, 6 ay kadar sürdü. sonra sertifika falan aldım sınavlara girip. bu arada iş yerinde iyice bunalmıştım, 2 yerle görüştüm ama beni almadılar. sonra ben aldığım bilişim sertifikalarına da güvenerek istifayı basmaya karar verdim. ailem karşı çıkıyordu, binbir kavga ve tehditle zavallı biçareleri ikna ettim.
sevinçten uçuyordum ayrılırken oysa hayatımın en büyük hatasını yaptığımı bilmiyordum. ayrıldıktan 3-4 ay sonra küçük bir şirket beni çağırdı. 2.ci mülakata kadar geldik. kesin alacaklardı. sonra ben şirketi beğenmedim vazgeçtim. yine o sıralar, öylesine başvurduğum thy'de pilotluğu kazandım. uzun uzun düşündükten sonra onu da reddetim. abartı para vardı ama ben idealist takılıyordum, mühendislik yapıcam diyordum. nasıl bir kafa yapısı varsa artık, devlet kurumlarının köhneliğinden tiksiniyordum ve özel sektöre karşı bende bir aşk oluşmuştu. verimlilik, kendini geliştirme gibi saçmalıklara kapılmıştım. kariyerimi geliştirmek için can atıyordum ama kariyerimi bitirmiştim aslında.
bir süre sonra yine sınavlara girip bi tane daha bilişim sertifikası aldım. her şeyi o sertifikaya bağlamıştım. mülakatlara gidip geliyordum, ama elim boş dönüyordum. olumsuz da olsa geri dönüş olmuyordu. ben hala hayal dünyasında yaşıyor ve iyi bir şirkette bir iş bulabileceğimi sanıyordum. ama mülakatlar bir sonuç vermiyordu. istifanın üzerinden 1 seneyi biraz aşkın vakit geçince, gerçek dünyaya uyandım ve bende bir panik başladım. gittiğim kurs ve aldığım bilişim sertifikaları bir işe yaramıyordu. çünkü iş tecrübem yoktu. ayrıca iş bulmadan istifa eden adama vebalı gözüyle bakılıyordu özel sektörde.
artık işsizlik kronik hale gelmeye başladı. boş kalmaktan kafayı yediğim için ve bir umut başka bir bilişim kursuna gitmeye karar verdim. ama pek umutlu değildim. sonra bana yanlış kursu sattıklarını öğrenince o işten de vazgeçmek istedim. itiraz ettiler ama araya adam sokup parayı geri aldık. sonra o eğitim kurumunda hocalık teklifi aldım. fakat bu hareketimi farkettiklerinde reddettiler. (o bilişim kursu daha sonra battı)
girdiğim mülakat sayısı belki 150'yi bulmuştur. hep olumsuzdu. ücret beklentimi düşük tuttuğum halde geri dönüş olmuyordu. iş tecrübesi olmadan diplomanın tuvalet kağıdı kadar değeri olmadığını geç de olsa anladım. yaşadığım panik, pişmanlık ve çaresizlik duygularını tarif edemem. ailem de tarifsiz acılar çekti malesef.
özel sektörden umudu kesince son bir umut kpss'ye hazırlandım. fazla çalışmıyordum günde 1.5 saat falan. 8 ay kadar çalıştım. sınavda heyecan yapıp 3 tane matematik sorusu kaçırınca 85 puanda kaldık. bu puan hiçbir halta yaramıyordu. oradan da ümidi kestik.
3 sene kadar işsiz kaldıktan sonra babam beni bir tanıdığın yanında işe soktu. 1.5 milyar alıyordum. dükkandan bozma bir yerdi. sanayi mahallesindeydi. bana bir iş vermedi adam boş boş oturdum. bakkala sigara almaya falan gönderdi. şöförlük yaptıyordu bazen. gururum kırılıyordu. iş aramaya devam ettim. gazete ilanlarından iş buldum. 3 tane iş teklifi aldım. maaş olarak 1.5 milyar isteyince, adamlara cazip gelmiş olmalı. ama şartlar çok ağırdı, cumartesi mesai vardı. ben de vazgeçtim.
sonra mucizevi bir şey oldu. elektrik ile elektrik-elektronik kadroları birleşti. atanma ihtimali doğdu böylece. ama yine de çok zordu. ucu ucuna belki diyordum.
3.cü atamada atandım. mutluluktan havalara uçuyordum. ama sevincim kısa sürdü. gittiğim kurumda bana verdikleri göre bilgisayarlara format atmak ve yazıcı tarayıcı tanıtmak gibi şeylerdi. gururuma yediremedim. yine istifa etmeyi düşünmeye başladım. sonra yine aynı kurumun başka bir iline tayin oldum. bana bilgisayar tamir et dediler, dedim anlamıyorum o işten. o zaman bana evrak işi verdiler. başımdaki adam 4/c liydi, ve çok seviyesiz ve terbiyesiz biriydi. küfür, alay, baskı. sigara içmeye çıkıyorum hemen telefon ediyordu gel diye. beni ezmeye çalışyordu.
sonra bir mucize daha oldu. 5-6 ay önce bi umut başvurduğum a grubu uzmanlığı yedekten kazandım. muvafakat alabilirmiyim diye stres falan oldum ama o iş oldu.
ama ben yine tatmin olmadım ve hala ilk işimi özlüyorum. arkadaşlarım müdür falan oldular. maaşları da baya artmış. üstelik ailem istanbul'da ben ise ankara'dayım. ankara'yı da hiç sevmem. bir de tez ve yeterlilik sınavı mevzusu var. tezi veremezsem düz memurluğa düşücem.
yeniden kpss'ye girip 90 almayı düşünüyorum. hedefim teiaş veya tcdd. amacım istanbul'a yakın bir yer tutturmak. hem de tezden kurtulmak.
gördüğünüz gibi cennet hayatımı mahvettim, hala daha düzelmiş değil aradan geçen 4-5 yıla rağmen. tıp yazmadığıma çok pişmanım. bu ülkede idealist olunmaz. doktorlar asla işsiz kalmaz, mülakatta aşağılanmaz, azıcık para teklif edilmez, tecrübesiz diye işsiz kalmaz.
işte benim hikayem böyle.