Editörler : Pangaea
12345678910111213»

seyay
Genel Müdür
08 Nisan 2011 10:35

güzel başlık ve güzel yazılardı ama bazıları yüzünden heder olmuş tekrardan yapman da güzel olmuş pomem.. yaşayan için çok kötü ama ders alınması gereken anıların devamını diliyorum.. inşallah bizden sonrakiler için güzel bir örnek olur ..


ea2009
Aday Memur
08 Nisan 2011 11:01

tekstil muhendisiyim. o kadar o kadfar o kadar pismanım ki. o Dunya puanı donemin en iyi puanı sayılabilecek bir puanla kazandım.

bir sans daha verilse asla asala asla yazmazdım.

her ne kadar esime karsı meslegimi sevdigimi savunsam dae sevsem de gene de pismanım. hak ettigimiz degeri bulamadık.

en buyuk itirafım budur.

08 Nisan 2011 12:12

Bende Makine Mühendisliği okuduguma bin pişmanım..

Benim gibi pasif insanlar mühendislik okumasın..

nerden bilebilirdimki ingilizceyi öğrensen tecrübe istiyeceklerini,tecrübeyi yapsan iyi bir okuldan mezun istiyeceklerini, iyi bir okuldan mezun olsan esnek saatlerde çalışabileceğimi,esnek saatlerde çalışsan , arıza anında kapıya ilk konulacak adam olacagımı...............vs

Büyük bir itiraf yapıyım size.. keşke lise mezunu kalsaydım en azından kendimle daha barısık olurdum.. elalemin dalgalarına maruz kalmazdım,

mühendis olacak insan modeli

1- duygusal değil metacı olacak( ana prensip)

2- yabancı dili olacak ve buunu hiç bıkmadan sürekli geliştirecek

3- mücadeleci, pes etmeyen , aktif, girişken ruhlu olacak

4- sürekli kendini geliştirmeye açık olacak

5- başkasının zoruyla değil doguştan istekle mühendis olacak

6- kendine mezun olunca bölümüyle ilgili bir konu seçip onda uzmanlasacak

7- sinirleri sağlam,sabırlı olacak

mühendislik yazmak isteyen yada su anda mühendislik okuyan lar varsa bu bu maddeleri kendisine sorması lazım.. eger ters bir durum söz konusu ise geç olmadan önlemlerinizi alın derim..


dramaturg
Kapalı
08 Nisan 2011 21:43

Bence çok da kötülemek yanlış arkadaşlar. Dediklerinizde çok haklısınız mantalite büyük ölçüde bu. Karşındakini insan olarak görmüyorlar sadece bir çalışan bu giderse öteki gelir mantığı yaygın. Ama bu yerleri basamak olarak kullanmak gerek. Siz de kendinizi şantiyeleri kalıcı bir yer olarak görmeyin. Oranın kalıcı elemanları her zaman formenlerdir. Siz sadece tecrübe gözüyle ve insanları daha doğrusu(Patron gözüyle) formenleri ve işçilerin davranışını tanıyarak gözlemleyerek ve onlara açık vermeyerek kendinizi büyük gösterin.

iş bulmaya gelince arkadaşlar tanıdığını çevreniz yoksa zor. Eğer sanayisi olan bir şehirde yaşıyorsanız size tavsiyem alın elinize bi 5-10 tane cv. Sanayiye gidin sırayla firmalara görüşmek istediğiniz söyleyin. Bu da bir taktiktir. ;) Denenmiş ve onaylanmıştır tarafımca.


seyay
Genel Müdür
11 Nisan 2011 14:38

mezun oldğumda aynısı bende yapmıştım .. bilgisayardan 5-6 tane cv çıkardım gittim organize sanayiye tabelasını gördüğüm ilk 5-6 şirkete verdim .. hatta mezun olduktan sonra 3 ay falan bir yerlerde çalışmıştım şimdi bunlar 1 yıldan aşağı istemezler diye bende cv yi verdiğim tarihe kadar çalışıyor gösterdim kendimi ( 9 al çalışmış yazdım ) ama nafile kimse aramadı ... en garibi ise 2. sınıfta staj için turkcelle başvurayım dedim seçenekler arasında 1 staj başvuru 2 iş başvuru falan görünce bende ikisine de başvurdum 4. sınıf yazında beni aradılar bir başvurunuz vardı diye ne yazıkki ben mezun olmadım dedim daha .. not : iş başvurusunda kendimi mezun göstermiştim.. tam 2,5 sene sonra aradılar ya


mechanichan
Memur
11 Nisan 2011 18:26

arkadaşlar habu itirafalar içimi kararttı yeminle.gidip içesim geldi bi ufak.zaten bahane arıyoruz orası ayrıda


nicko2008
Kapalı
04 Şubat 2013 12:31

çok güzel bir başlık. yeni farkettim


asim75
Şef
04 Şubat 2013 15:18

Başlık çok güzelmiş. Ben de yazayım başımdan geçenleri.

Liseyi, Anadolu liselerinin kaliteli olduğu bir dönemde(artık bir numaraları yok) hazırlık da okuyarak bitirdim. Üniversite ve bölüm seçiminde açıkçası çevremizde bizi yönlendirebilecek pek insan yoktu. Rehberlik hocalarının zaten dünyadan haberleri yok, puana göre yerleştirme yapıyorlar ki bunu yapmak pek zor değil. Önemli olan mezuniyet sonrasını da düşünerek insanları yönlendirebilmekte.

Öyle böyle anadoludaki ortalama bir üniversitede makina mühendisliğini kazandık. Yeryüzündeki dağları kendilerinin yarattığını düşünen, egoları tavan yapmış ancak gelin görün ki hem teorik hem de pratik olarak kendini geliştirememiş beş para etmez öğretim görevlilerine rağmen 6 sene sonunda okulu zar zor bitirebildim. Okulu bitirdiğim sene anladım ki dersleri öğrenmeye çalışmak çok büyük bir hataymış, ezberleyeceksin arkadaş ! Hiç unutmam, bir gün labratuvar dersindeyiz, içten yanmalı motorları işleyeceğiz. Fabrikanın birinin üniversitemize hediye ettiği motoru ders başlamadan incelerken arkamızdan dersi veren prof geldi ve "uzaklaşın bozarsınız" diyerek tahtanın başına geçti ve sıfır pratikle o dersi bitirdik.

Mezun olduğum gibi askere gittim. Geldiğimde çoğu arkadaşın yaptığı gibi zilyon tane özgeçmiş çıkartıp OSB'ye uğradım. Şans eseri o gün işe kabul edildim. Bir süre üretimi gördükten sonra şantiyeye gönderildim. Her gün "burada benim ne işim var" diye soru soruyordum kendime. Yeni mezun ya da bir sene deneyimli bir adamın alacağı maaş ortalama 1000-1500 arası bir para. Şantiyeciliğin sonu yok bunu anladım, ölene kadar şantiyecisin arkadaş. Bilmediğin bir şehirdesin, sosyal hayatın sıfır, mesainin ne zaman biteceği belli olmaz, akşam otele geldiğinde kütük gibi yatar sabaha tekrar şantiyeye gidersin. Evlenme gibi bir şansın zaten yok, aldığın üç kuruş parayı da ne kadar biriktireceksin ?

Yaklaşık 6 ay çalıştıktan sonra istifa ettim, KPSS'ye 6 ay gibi bir süre vardı, hazırlandım ve 81 puan aldım. Durum umutsuz tabi. İşsizlik psikolojisi çok kötü bir şey, insan karşısına ne çıkarsa kabul edebilecek bir duruma geliyor. Peşine yine bir şantiye işi geldi ve kabul ettim, iki ay geçmeden de tekrar çıktım. Şimdi kara kara düşünüyorum ne yapsam diye. Yaş oldu 28. Önümüzdeki 2014 KPSS'ye de daha çok zaman var.


nicko2008
Kapalı
04 Şubat 2013 16:07

ben de hikayemi anlatayım. elektrik elektronik mühendisliğini bitirdim.(orta kalite bir okuldu, odtü falan değildi) 1 sene falan işsiz gezdim. hem 2001 krizi yüzünden iş yoktu piyasada, tecrübeliler işsiz kaldığı için yeni mezunlara sıra gelmiyordu. aslına bakılırsa okulda o kadar çok yorulmuştum ki doğru dürüst iş aramadım. dinlenmek istedim. sonra kpss ye annemin zoruyla girdim. sonra bir kamu kurumunu kazandım. bu dediğim 9 sene önce falan. hiç çalışmadan girmiştim kpss'ye. 81 puan almıştım.

kurumda meslekle alakasız boş işlerle uğraştık. bu bende bir tiksinti uyandırdı. bu arada kurum özelleşti, ben de biraz da babamın zoruyla kurumda kalmayı tercih ettim, böylece devlet hakkından feragat ettim. kurum çok köhneydi. yöneticiler kalitesizdi. zamanla bu tiksinti bende takıntı haline geldi, şimdi baktığım zaman o zamanlar bunalımda olduğumu ve çok toy olduğumu farkediyorum. gidip bir kursa yazıldım bilişimle ilgili. akşamları yorgun argın kursa gidiyordum, 6 ay kadar sürdü. sonra sertifika falan aldım sınavlara girip. bu arada iş yerinde iyice bunalmıştım, 2 yerle görüştüm ama beni almadılar. sonra ben aldığım bilişim sertifikalarına da güvenerek istifayı basmaya karar verdim. ailem karşı çıkıyordu, binbir kavga ve tehditle zavallı biçareleri ikna ettim.

sevinçten uçuyordum ayrılırken oysa hayatımın en büyük hatasını yaptığımı bilmiyordum. ayrıldıktan 3-4 ay sonra küçük bir şirket beni çağırdı. 2.ci mülakata kadar geldik. kesin alacaklardı. sonra ben şirketi beğenmedim vazgeçtim. yine o sıralar, öylesine başvurduğum thy'de pilotluğu kazandım. uzun uzun düşündükten sonra onu da reddetim. abartı para vardı ama ben idealist takılıyordum, mühendislik yapıcam diyordum. nasıl bir kafa yapısı varsa artık, devlet kurumlarının köhneliğinden tiksiniyordum ve özel sektöre karşı bende bir aşk oluşmuştu. verimlilik, kendini geliştirme gibi saçmalıklara kapılmıştım. kariyerimi geliştirmek için can atıyordum ama kariyerimi bitirmiştim aslında.

bir süre sonra yine sınavlara girip bi tane daha bilişim sertifikası aldım. her şeyi o sertifikaya bağlamıştım. mülakatlara gidip geliyordum, ama elim boş dönüyordum. olumsuz da olsa geri dönüş olmuyordu. ben hala hayal dünyasında yaşıyor ve iyi bir şirkette bir iş bulabileceğimi sanıyordum. ama mülakatlar bir sonuç vermiyordu. istifanın üzerinden 1 seneyi biraz aşkın vakit geçince, gerçek dünyaya uyandım ve bende bir panik başladım. gittiğim kurs ve aldığım bilişim sertifikaları bir işe yaramıyordu. çünkü iş tecrübem yoktu. ayrıca iş bulmadan istifa eden adama vebalı gözüyle bakılıyordu özel sektörde.

artık işsizlik kronik hale gelmeye başladı. boş kalmaktan kafayı yediğim için ve bir umut başka bir bilişim kursuna gitmeye karar verdim. ama pek umutlu değildim. sonra bana yanlış kursu sattıklarını öğrenince o işten de vazgeçmek istedim. itiraz ettiler ama araya adam sokup parayı geri aldık. sonra o eğitim kurumunda hocalık teklifi aldım. fakat bu hareketimi farkettiklerinde reddettiler. (o bilişim kursu daha sonra battı)

girdiğim mülakat sayısı belki 150'yi bulmuştur. hep olumsuzdu. ücret beklentimi düşük tuttuğum halde geri dönüş olmuyordu. iş tecrübesi olmadan diplomanın tuvalet kağıdı kadar değeri olmadığını geç de olsa anladım. yaşadığım panik, pişmanlık ve çaresizlik duygularını tarif edemem. ailem de tarifsiz acılar çekti malesef.

özel sektörden umudu kesince son bir umut kpss'ye hazırlandım. fazla çalışmıyordum günde 1.5 saat falan. 8 ay kadar çalıştım. sınavda heyecan yapıp 3 tane matematik sorusu kaçırınca 85 puanda kaldık. bu puan hiçbir halta yaramıyordu. oradan da ümidi kestik.

3 sene kadar işsiz kaldıktan sonra babam beni bir tanıdığın yanında işe soktu. 1.5 milyar alıyordum. dükkandan bozma bir yerdi. sanayi mahallesindeydi. bana bir iş vermedi adam boş boş oturdum. bakkala sigara almaya falan gönderdi. şöförlük yaptıyordu bazen. gururum kırılıyordu. iş aramaya devam ettim. gazete ilanlarından iş buldum. 3 tane iş teklifi aldım. maaş olarak 1.5 milyar isteyince, adamlara cazip gelmiş olmalı. ama şartlar çok ağırdı, cumartesi mesai vardı. ben de vazgeçtim.

sonra mucizevi bir şey oldu. elektrik ile elektrik-elektronik kadroları birleşti. atanma ihtimali doğdu böylece. ama yine de çok zordu. ucu ucuna belki diyordum.

3.cü atamada atandım. mutluluktan havalara uçuyordum. ama sevincim kısa sürdü. gittiğim kurumda bana verdikleri göre bilgisayarlara format atmak ve yazıcı tarayıcı tanıtmak gibi şeylerdi. gururuma yediremedim. yine istifa etmeyi düşünmeye başladım. sonra yine aynı kurumun başka bir iline tayin oldum. bana bilgisayar tamir et dediler, dedim anlamıyorum o işten. o zaman bana evrak işi verdiler. başımdaki adam 4/c liydi, ve çok seviyesiz ve terbiyesiz biriydi. küfür, alay, baskı. sigara içmeye çıkıyorum hemen telefon ediyordu gel diye. beni ezmeye çalışyordu.

sonra bir mucize daha oldu. 5-6 ay önce bi umut başvurduğum a grubu uzmanlığı yedekten kazandım. muvafakat alabilirmiyim diye stres falan oldum ama o iş oldu.

ama ben yine tatmin olmadım ve hala ilk işimi özlüyorum. arkadaşlarım müdür falan oldular. maaşları da baya artmış. üstelik ailem istanbul'da ben ise ankara'dayım. ankara'yı da hiç sevmem. bir de tez ve yeterlilik sınavı mevzusu var. tezi veremezsem düz memurluğa düşücem.

yeniden kpss'ye girip 90 almayı düşünüyorum. hedefim teiaş veya tcdd. amacım istanbul'a yakın bir yer tutturmak. hem de tezden kurtulmak.

gördüğünüz gibi cennet hayatımı mahvettim, hala daha düzelmiş değil aradan geçen 4-5 yıla rağmen. tıp yazmadığıma çok pişmanım. bu ülkede idealist olunmaz. doktorlar asla işsiz kalmaz, mülakatta aşağılanmaz, azıcık para teklif edilmez, tecrübesiz diye işsiz kalmaz.

işte benim hikayem böyle.


akinay888
Aday Memur
04 Şubat 2013 16:50

bende inş muh mezunuyum..sıradan bı okuldan mezunum..2011 de mezun oldum.açıkcası hıc ıssızlık cekmedım ama gel gorkı şantıyelerde haftanın hergunu calısmak laftan anlamayan işçilere laf anlatmak dunyanın en zor ısı olsa gerek.daha 10 gun once 7. işimdende istıfa ettım cunku maaslar istanbul ıcınde cok dusuk..en fazla 2000 alırsınız..nereye gıtsem komık rakamlar ve haftanın hergunu calısacaksın denıyor.kpss ye gırdım 79,579 puan aldım son atama ıcın bıraz umudum var ama o kadar kotu durumdayımkı kazanamazssam aklımdan kotu seyler gecıyor.işletme dıplomamda var gecen gumruk ılan vermıstı ona basvurdum duz memurluk ıcın.

yok arkadas özel sektorun ALLAH ı yok..ha arkadaslarımdan katara rusyaya oraya buraya gıden cok arkadasım oldu coguda 4000 5000 arası kazanıyor ama mutsuzlar cunku hayat yok...duzenlı bır hayatınız olsun ıstıyorsanız inş muh tavsıye etmem...sureklı bır yanlızlık hıssı sureklı orda burda surunmeler.....yok arkadas bu az gelısmıs ulkede bu somurtgan lanet ulkede kımse benı vatan mıllet sacmalıklarıyla tutamaz..ya memurluk kazanırım yada yurt dısı ıs cıkar ceker gıderım arkama bıle bakmadan...arkadasımın yanında sıgıntı gıbıyım su an...cok zor abı cok zor...


elekritik
Şef
04 Şubat 2013 20:39

yazılan mühendislikler genelde makina, inşaat ve elektrik. yani şantiyede çalışılan mühendislikler peki elektronik mühendisliği içinde durum aynı mı? ismi duyulmuş bir özel firmada elektronik arge işi için kamu bırakılır mı?


uykucu.ali
Şef
04 Şubat 2013 22:31

Aşılmasına İmkan Olmayan Hiçbir Duvar Yoktur.

Anton Çehov

Hayat Seni Güldürmüyorsa, Espiriyi Anlamadın Demektir.
Anton Çehov


orman05
Şef
04 Şubat 2013 22:42

bende normal bır unıv (yanı ıstanbul unıv degıl) orman mühendisliğinden 2011 yılında mezun oldum. ozel sektor desen bır cok sey ıstıyo en basta bızım meslek ıcın smm belgesını ıstıyo. onu almak ıcın ozel buroda 1 yıl caşısıp bakanlıgın sınavıa gırıp ancak alabılıyorsun. yanı dıploma yetmıyo.. neyse ya kpss yada bu smm olacaktı aılenınde ıstegıyle oturduk kpss ye hazrlandık. 2012 kpss den 85 aldım kasım ataması olmadı.. sımdı hazıran atamasını beklıyorum ve yuksek lısans yapıyorum. okul bıtelı 2 yıl oldu ancak atanacaz ins


hacı naber ya 553
Genel Müdür
04 Şubat 2013 23:10

üstad,
burda birçok arkadaşın yazısını okudum. çoğu benzer şeyler fakat en farklı olan senin hikayen. sen dibi görmüşken iyi kötü bi memuriyete girmişsin ama amirim ukala bi adam bana şöyle böyle davranıyor demişsin. sivil bi kurumda bırak elektronik mühendisini, teknisyene bile böyle muamele yapamaz. bu konu ban atuhaf geldi. hadi onu geçtim. yedekten bi şans eseri uzman yardımcısı olarak atanmışsın, ki 10 binlerce kişi yerinde olmak ister. onu da beğenmiyorsun ve tez sınavından korktuğunu söylüyorsun.
kendi fikrimi söyleyeyim. sen ilk girdiğin işte takılıp kalmışsın. daha sonra önüne defalarca fırsat çıkmış fakat tatmin olmamışsın. o iş biteli yıllar olmuş. sürekli geriye bakarak hayat kuramazsın.
thy pilotluğu gibi hem maaş hem de statü yönünden üst düzey bi işi kabul etmemişsin. şimdi de uzman yardımcılığından vazgeçmeye hazırsın.
bu psikolojiyle tekrar sınava girip atansan da mutlu olacağını düşünmüyorum. senin mutsuzluğun yaptığın iş değil, duygusal tükenmişliğin olabilir. bu duyguyu ben de çok yaşadım. bi psikyatrdan destek almanı tavsiye ederim.

nicko2008, 11 yıl önce

ben de hikayemi anlatayım. elektrik elektronik mühendisliğini bitirdim.(orta kalite bir okuldu, odtü falan değildi) 1 sene falan işsiz gezdim. hem 2001 krizi yüzünden iş yoktu piyasada, tecrübeliler işsiz kaldığı için yeni mezunlara sıra gelmiyordu. aslına bakılırsa okulda o kadar çok yorulmuştum ki doğru dürüst iş aramadım. dinlenmek istedim. sonra kpss ye annemin zoruyla girdim. sonra bir kamu kurumunu kazandım. bu dediğim 9 sene önce falan. hiç çalışmadan girmiştim kpss'ye. 81 puan almıştım.

kurumda meslekle alakasız boş işlerle uğraştık. bu bende bir tiksinti uyandırdı. bu arada kurum özelleşti, ben de biraz da babamın zoruyla kurumda kalmayı tercih ettim, böylece devlet hakkından feragat ettim. kurum çok köhneydi. yöneticiler kalitesizdi. zamanla bu tiksinti bende takıntı haline geldi, şimdi baktığım zaman o zamanlar bunalımda olduğumu ve çok toy olduğumu farkediyorum. gidip bir kursa yazıldım bilişimle ilgili. akşamları yorgun argın kursa gidiyordum, 6 ay kadar sürdü. sonra sertifika falan aldım sınavlara girip. bu arada iş yerinde iyice bunalmıştım, 2 yerle görüştüm ama beni almadılar. sonra ben aldığım bilişim sertifikalarına da güvenerek istifayı basmaya karar verdim. ailem karşı çıkıyordu, binbir kavga ve tehditle zavallı biçareleri ikna ettim.

sevinçten uçuyordum ayrılırken oysa hayatımın en büyük hatasını yaptığımı bilmiyordum. ayrıldıktan 3-4 ay sonra küçük bir şirket beni çağırdı. 2.ci mülakata kadar geldik. kesin alacaklardı. sonra ben şirketi beğenmedim vazgeçtim. yine o sıralar, öylesine başvurduğum thy'de pilotluğu kazandım. uzun uzun düşündükten sonra onu da reddetim. abartı para vardı ama ben idealist takılıyordum, mühendislik yapıcam diyordum. nasıl bir kafa yapısı varsa artık, devlet kurumlarının köhneliğinden tiksiniyordum ve özel sektöre karşı bende bir aşk oluşmuştu. verimlilik, kendini geliştirme gibi saçmalıklara kapılmıştım. kariyerimi geliştirmek için can atıyordum ama kariyerimi bitirmiştim aslında.

bir süre sonra yine sınavlara girip bi tane daha bilişim sertifikası aldım. her şeyi o sertifikaya bağlamıştım. mülakatlara gidip geliyordum, ama elim boş dönüyordum. olumsuz da olsa geri dönüş olmuyordu. ben hala hayal dünyasında yaşıyor ve iyi bir şirkette bir iş bulabileceğimi sanıyordum. ama mülakatlar bir sonuç vermiyordu. istifanın üzerinden 1 seneyi biraz aşkın vakit geçince, gerçek dünyaya uyandım ve bende bir panik başladım. gittiğim kurs ve aldığım bilişim sertifikaları bir işe yaramıyordu. çünkü iş tecrübem yoktu. ayrıca iş bulmadan istifa eden adama vebalı gözüyle bakılıyordu özel sektörde.

artık işsizlik kronik hale gelmeye başladı. boş kalmaktan kafayı yediğim için ve bir umut başka bir bilişim kursuna gitmeye karar verdim. ama pek umutlu değildim. sonra bana yanlış kursu sattıklarını öğrenince o işten de vazgeçmek istedim. itiraz ettiler ama araya adam sokup parayı geri aldık. sonra o eğitim kurumunda hocalık teklifi aldım. fakat bu hareketimi farkettiklerinde reddettiler. (o bilişim kursu daha sonra battı)

girdiğim mülakat sayısı belki 150'yi bulmuştur. hep olumsuzdu. ücret beklentimi düşük tuttuğum halde geri dönüş olmuyordu. iş tecrübesi olmadan diplomanın tuvalet kağıdı kadar değeri olmadığını geç de olsa anladım. yaşadığım panik, pişmanlık ve çaresizlik duygularını tarif edemem. ailem de tarifsiz acılar çekti malesef.

özel sektörden umudu kesince son bir umut kpss'ye hazırlandım. fazla çalışmıyordum günde 1.5 saat falan. 8 ay kadar çalıştım. sınavda heyecan yapıp 3 tane matematik sorusu kaçırınca 85 puanda kaldık. bu puan hiçbir halta yaramıyordu. oradan da ümidi kestik.

3 sene kadar işsiz kaldıktan sonra babam beni bir tanıdığın yanında işe soktu. 1.5 milyar alıyordum. dükkandan bozma bir yerdi. sanayi mahallesindeydi. bana bir iş vermedi adam boş boş oturdum. bakkala sigara almaya falan gönderdi. şöförlük yaptıyordu bazen. gururum kırılıyordu. iş aramaya devam ettim. gazete ilanlarından iş buldum. 3 tane iş teklifi aldım. maaş olarak 1.5 milyar isteyince, adamlara cazip gelmiş olmalı. ama şartlar çok ağırdı, cumartesi mesai vardı. ben de vazgeçtim.

sonra mucizevi bir şey oldu. elektrik ile elektrik-elektronik kadroları birleşti. atanma ihtimali doğdu böylece. ama yine de çok zordu. ucu ucuna belki diyordum.

3.cü atamada atandım. mutluluktan havalara uçuyordum. ama sevincim kısa sürdü. gittiğim kurumda bana verdikleri göre bilgisayarlara format atmak ve yazıcı tarayıcı tanıtmak gibi şeylerdi. gururuma yediremedim. yine istifa etmeyi düşünmeye başladım. sonra yine aynı kurumun başka bir iline tayin oldum. bana bilgisayar tamir et dediler, dedim anlamıyorum o işten. o zaman bana evrak işi verdiler. başımdaki adam 4/c liydi, ve çok seviyesiz ve terbiyesiz biriydi. küfür, alay, baskı. sigara içmeye çıkıyorum hemen telefon ediyordu gel diye. beni ezmeye çalışyordu.

sonra bir mucize daha oldu. 5-6 ay önce bi umut başvurduğum a grubu uzmanlığı yedekten kazandım. muvafakat alabilirmiyim diye stres falan oldum ama o iş oldu.

ama ben yine tatmin olmadım ve hala ilk işimi özlüyorum. arkadaşlarım müdür falan oldular. maaşları da baya artmış. üstelik ailem istanbul'da ben ise ankara'dayım. ankara'yı da hiç sevmem. bir de tez ve yeterlilik sınavı mevzusu var. tezi veremezsem düz memurluğa düşücem.

yeniden kpss'ye girip 90 almayı düşünüyorum. hedefim teiaş veya tcdd. amacım istanbul'a yakın bir yer tutturmak. hem de tezden kurtulmak.

gördüğünüz gibi cennet hayatımı mahvettim, hala daha düzelmiş değil aradan geçen 4-5 yıla rağmen. tıp yazmadığıma çok pişmanım. bu ülkede idealist olunmaz. doktorlar asla işsiz kalmaz, mülakatta aşağılanmaz, azıcık para teklif edilmez, tecrübesiz diye işsiz kalmaz.

işte benim hikayem böyle.


hacı naber ya 553
Genel Müdür
04 Şubat 2013 23:30

çok net: bırakılmaz. şayet kamuda mühendis ünvanıyla çalışıyorsan ve çok kötü bir ilde görev yapmıyorsan.

elekritik, 11 yıl önce

yazılan mühendislikler genelde makina, inşaat ve elektrik. yani şantiyede çalışılan mühendislikler peki elektronik mühendisliği içinde durum aynı mı? ismi duyulmuş bir özel firmada elektronik arge işi için kamu bırakılır mı?


tr12
Aday Memur
05 Şubat 2013 00:40

bilgisayar müh. olanların hikayesi yok mu?


KomPass
Şef
05 Şubat 2013 01:06

nicko abi yanlış anlamada thy pilotluğunu kazansam şuanki aklımla (gençliğin verdi gazda olabilir) asgari ücrete bile çalışırım bir süre :)


demre83
Şef
05 Şubat 2013 09:23

Güzel başlık olmuş, tecrübelerimiz okuyanlar çok faydalanacaktır.

Benim hikayem şöyle. 2001 yılında girdiğim öss sınavında ilk 5bin içine girdim. Hayalimdeki TIP yerine o zamanın gözde(!) meslekleri olan mühendislik yazmaya karar verdim. Etrafımdaki çok bilgili kişiler olmadığı için ergenliğin verdiği gaz ve modaya uyarak EEM yazdım. Son tercihim ise Ege Tıp'tı. Yani hiçbir yere yerleşemezsem Ege Tıp'a razı olacaktım, nasıl bir düşünceyse artık bu :)

Neyse bir şekilde ünv bitti, ünv.deki yaşamı, hezimetleri, milletin gezerken bizlerin mezun olmak için neler çektiklerini saymaya gerek yok,herkes tarafından bilinen şeyler. Mezun olunca sanıyorsunuz ki her yer sizi bekliyor, gözüm yükseklerde olduğu için küçük firmaların iş tekliflerini kabul etmedim. Tabi 4-5 ay geçince anlıyorsunuz ki herşey toz pembe değil. Askere gitmeye karar verdim, askere gidene kadar boş kalmamak adına Yapıdenetim firmasında çalıştım, aldığım ücreti yazmaya gerek yok. Neyse asker dönüşü Vestel'de Ar-ge mühendisi olarak işe başladım. Herşey güzel giderken 2008 krizi ortaya çıktı ve onlarca mühendis işinden edildi, tabi bende dahil. CV'ye yazacak birkaç şey elde etmiştim fakat kriz ortamında elektronik üzerine ar-ge işi bulmak çok zordu, büyük şehirlerde verilen ücretler de tatmin etmedi. Bu nedenle enerji sektöründe çalışmaya karar verdim. Ve 2 yıl boyunca yüksek gerilim işi yapan 2 firmada proje,test mühendisliği ile şantiye şefliği yaptım. Tabı bu sektörde iş yapmak gerçekten zor, Türkiyenin dört bir tarafında bulunan şantiyelerde tatil, bayram demeden çalıştım. Çok şey öğrendim belki ama bu şekilde stresli bir çalışma hayatı istemediğim için bir kez daha sektör değiştirerek Telekom sektörüne girdim. Telekomda maaş hariç her bakımdan memnundum fakat biliyorsunuz ki insan her zaman daha iyisini istiyor. Özelleşen Telekomun geleceğinin çok iyi olmadığını, eskiye kıyasla maaşların çok düşük kaldığını düşünerek kamuya geçmeye karar verdim ve kpss çalıştım.

Şu an kamuda mühendis olarak çalışıyorum. İdealist olmadığımı düşünenler olabilir fakat öyle değil, idealist bir mühendis olarak iyi kötü 6 yıl boyunca özel sektörde çalıştım. Arge, proje, test, haberleşme mühendisliği ile şantiye şefliği yaptım. Mezun olduğumda sorsanız memur olmayı hiç düşünmezdim ama hayatın sizi nereye getireceği belli olmuyor. Tabiki kendi tercihlerim bunda önemli etken oldu. Özel sektörde kalsaydım, şu an bulunduğum birimin amiri,yöneticisi olarak, şu anki maaşımdan çok yüksek ücrete çalışıyor olabilirdim. Ama herşey para değil, şu kısacık hayatta kendine, ailene sevdiklerine zaman ayıramadıktan sonra çok paranın anlamı yok, en azından benim fikrim bu yönde. Kamu beklentilerimin altında tabiki ama özel sektöre göre kafamın rahat olması en büyük avantaj. Ve kendime geliştirmeye devam ediyorum, bir sonraki hedefim uzmanlık kadroları, bakalım bizi neler bekliyor. Son söz olarak şunu ifade edebilirim ki güzel ülkemde çok zeki olmaya gerek yok, amacınız para ise daha kısa yollardan elde edebilirsiniz.


nicko2008
Kapalı
05 Şubat 2013 09:24

pilotluğa hala acırım. maaşı mükemmel, 10 milyar civarı olması lazım. lakin zor meslek sürekli oraya buraya gidiyorsun. bir de askeri disiplin var sivil kurum olmasına rağmen. kaptan pilotlar asker kökenli. duyumlarımıza göre bu kaptan pilotlar yardımcı pilotları sık sık fırçalıyorlarmış, bazen hakaret bile ediyorlarmış. eğer karşı koyarsan işini kaybedersin.

yine de pişmanım.


sessis
Aday Memur
05 Şubat 2013 09:24

ben inşaatı çok seviyorum ve hep inşaat mühendisi olmayı hayal ediyordum. bunun için meslek lisesine gidip yapı (inşaat) bölümüne yazıldım. son senemize yaklaşırken bu YÖK' ün kat sayı diye saçma sapan bir durumuyla karşı karşıya kaldık. düşünsenize ben inşaat bölümü okuyorum ama inşaat mühendisliğine gidemiyorum ve buna demişllerki herkes okuduğu alanda ilerlesin. bu nasıl bir tezatlıktır haksızlık yapıyorsun ama haksızlığıda hakkıyla yapmıyorsun. bende mecbur kalıp yapı öğretmenliği okudum. herkesin bilgisi kendine kimseyi eleştirmiyorum olan şeyi söylüyorum sadece. piyasada çok şükürkü çok kişidende iyiydim ama diploma oplmadığı için hiç bir önemi olmuyor bilginin bütün işler sana yaptırılıyor ama kaymağını başkaları yiyor. demem o ki madem mühendis oluyoruz Allah aşkına hakkını verin. işin başına gittiğinde bariz hatalrı görüp müdahale etmesini bilelim. teorikte kalmayalım uygulmayı ne kadar iyi yaparsak masa maşındada o kadar başarılı oluruz. birbiriyle bağlantılı. Allaha şükürkü bu kat sayı 2 yıldır kalktı ve bende ikinci defa üniversiteye gidip inşaat mühendisliği okuyorum. işimi seviyorum ve siz ne kadar işinizi severek yaparsanız o kadar mutlu olursunuz. mühendis olmak ayrıcalıktır sizde ayrıcalığınızı bilin

Toplam 365 mesaj
12345678910111213»

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi