Editörler : Lanet
«67891011121314151617»

Metallurgist
Başbakan Müsteşarı
07 Haziran 2014 20:22

Şimdi bir parçam sende senin bir parçan bende mi bilmiyorum...

Belki hiç ait olmadin bana...


Metallurgist
Başbakan Müsteşarı
08 Haziran 2014 00:22

Şimdi öğrenirsin bazı şeyleri...

Mesela kimilerinin hayatında fazlalık olduğunu...


şehb@l
Başbakan Müsteşarı
08 Haziran 2014 15:13

Sorgu

Son yarım asır,
Sancılı günlerden biri..
Şuram;
İşte tam şuram;
Göğsümden sırtıma doğru saplanan iman tahtam...
Sorguya çekiyor susturduklarımı.
Benim değil sanki alıp da veremediğim bu nefes?
/
Dokunduğum her şeye bulaşan inkar salgını,
Parmak uçlarımda yürüdüğüm halde,
Topuklarımı çakamadı toprağa...
ki topuklarım şahididir yolumun,
Bir de annemin duaları...
Şimdi!
Şimdi kopmalı fırtına;
Bir başka fırtınanın içine gizlenerek.
Şimdi ikiye yarılmalı denizlerim;
Balıkları azad ederek.
/
Şimdi diyorum!
Şimdi bir kez daha yıkılmalı Mecusi tapınakları.
Soyguna bulaşmış ölü yıkayıcıları,
Timsah gözyaşları,
Omurgasızlar,
Minareye uymayan kılıflar,
Okumaktan korktular yeminli satırları.
/
Ne mi yapmalı?
Düşe kalka ,
Çırıl çıplak,
Yalın kalem,
Ağırlığımca öfkenin hamallığıysa omuzlarıma çöken,
Haramilere bırakılmış ülkemin,
Sosyofobik reflekslerini yok sayabilirim,
Bir kez daha irkilecekse gül dalı,
Bir kez daha açacaksa lale...
Yüzümün Tatar çizgisi henüz silinmedi?
Toprak damlar,
Çıplak bir dağın kar tutmuş yüzü,
Kan toplamış gözlerin öyküsü,
Dilimde daha da kanlı bir gerçek
ve bile isteye kesilen idam bileti,
Çağın göğüs boşluğunda vuslatı biriktirdi ?
ki bu çağ benim çağım...
Kaçmaya meyyal gibi bakıyor insanlar
Hem de ilk fırsatta...
Çünkü bilmiyorlar...
Gölge boylarının,
İnsan boyuna denk sayıldığı bu noktaya
Nizami bir ateş çemberi bırakılır sabırla?
Ruh adamların bedenleriyle vuslatıdır bu.
Varlığın yokluk imtihanını geçip,
Gök giren, kızıl çıkan yeminlerle,
Yörük çadırlarının önünde,
Ölüm orucuna çektiği bismillahtır?
Bismillah?
Şimdi!
Şimdi kopmalı fırtına;
Bir başka fırtınanın içine gizlenerek.
Şimdi ikiye yarılmalı denizlerim;
Balıkları azad ederek.

ülkü güven(şehbal)


Metallurgist
Başbakan Müsteşarı
12 Haziran 2014 11:31

Şimdi ne anlamı var özlemlerin...

giden gitmiştir zaten,

sen ne bakarsın arkasından...

Bedeli ödenmeyecek hiç bir kalp kırıklığı yoktur...


zerdali mm
Aday Memur
12 Haziran 2014 16:13

şimdi tam zamanı.....hadi bekliyorum


papave.rhoeas
Kapalı
15 Haziran 2014 11:13

garip bir anlamsızlık içindeyim şimdi

kaybolup gidecek gibi


papave.rhoeas
Kapalı
15 Haziran 2014 11:15

gözyaşlarımda yok şimdi

onlarda terk etti beni


yeşil kahve
Aday Memur
16 Haziran 2014 16:11

istanbul ağlıyor


Chasca
Şef
02 Temmuz 2014 00:14

Şimdi

vakit en sancılı

en acımasız adımlarla yürüyor

ruhumun derinliklerine...

ruhum ki

binlerce yıl

yoksulluk - ölüm arasında

bir muştuyla gülebilecekken

bir yasa bürünen...

yas ki

en hası zamanlar içinde

içinde bir sen yoksun

bu yüzden yoksul zaten

tüm devirler

ve tüm devrilişler

bir de

zorla ayağa kalması yok mu?

yok olsa diyesim var şimdi

ruhlar âlemine özlem bir de

heybeme baktım da

bunca özlem de fazla hani

bencilliğimin bu kadarı da fazla

dağıtmalı gün doğumunda

özlemlerimin çoğunu

olmayanlara yazık

olmamışsa birilerinde

benim yüzümden sanki

bana da sizlerden pay düşmeli

hani şu bende olmayan

vuslat zamanlı gülüşlerden

dedim ya dağıtmalı

karşılıklı

benden size özlem

sizden bana vuslat gülüşü

yoksa daha da taşıyamam

bunca düşü...

....


herzblut
Kapalı
02 Temmuz 2014 00:28

Şimdi ben şu oturduğum koltukta

şimdi ben evimde

şimdi ben bu şehirde

ne yaşıyorsam, nasıl yaşıyorsam

dilerim öyle yaşa demeyeceğim

uymayacağım şeytana.


Chasca
Şef
02 Temmuz 2014 00:30

Şimdi

her kırık mızrabın suçunu

bana at.

ben,

düşleri en bayat...


herzblut
Kapalı
02 Temmuz 2014 00:36

şimdi ordamısın?

var mıdır eskiyen düş?

eskiden birbiriyle tanışanları?

mutsuzluk,yalnızlık,sessizlik tüm ortaklığımız

apayrı olup eskimediğimiz

eksilmediğimiz

beklemekten yıla yıla beklediğimiz düşlerimiz.


Chasca
Şef
02 Temmuz 2014 00:41

Şimdi

Kahve koyuluğunda

Bir yalnızlık var etrafımda.

Elimin çarptığı yerde

Anlamsız şekiller...

Söyle,

hangi düş

gerçeğe döner?

....


herzblut
Kapalı
02 Temmuz 2014 00:51

Hangi gerçek düşe dönüştürülebilirse

o kadar düş gerçeğe döner.

Sıradanlığın gezindiği her hangi kalabalık

kendini bir başına sanıp usulca yürüyüp gittiğin yer...


Chasca
Şef
02 Temmuz 2014 00:59

Şimdi

deli deli sayıklarken

tüm kelimeleri ayıklıyorum

en uzunu yalnızlık...


herzblut
Kapalı
02 Temmuz 2014 01:07

en uzunu yalnızlık diyoruz

aslında hiçte yalnız kalmadığımız onca zaman

karşımızda duran bedenlerden bahsetmiyorum elbette

lakin sürekli karşımızda, yanımızda,içimizde biri yok mu?

acıların terazisi neden ağır basar?

Yalnız olmadan yalnız görünmek!

öyle olsaydık hayatı bu kadar ciddiye alır mıydık?


Metallurgist
Başbakan Müsteşarı
03 Temmuz 2014 11:12

Sevmek;

sevilen tarafından zulme uğramayı göze almaktır.

görmezden gelinmeye razı olmaktır...

söylenen yalan da olsa bile bile inanmaktır...


Chasca
Şef
03 Temmuz 2014 11:30

Şimdi nice canlar sönerken dünyada

tam da sevginin öğretilemediği bu çağda

sabretmeyi nasıl öğretmeli insanlara?


papave.rhoeas
Kapalı
04 Temmuz 2014 00:09

şimdi yeniden başlamak vardı

yeni umutlarla

yeni cümleler kurmak vardı

bu kadar tükenmeden önce


herzblut
Kapalı
04 Temmuz 2014 00:14

Bitmek, tükenmek nedir ki eğer gözlerimizi kapadığımızda aynı yerdeysek

zaman ayırsa, etrafındakiler çoktan bitti bu iş dese

iş nedir?

biten ne?

tükenen ne?

Her zaman dirilmeyi bekleyen

unutmamayı ant içen tarafı vardır sevdaların.

Toplam 454 mesaj
«67891011121314151617»

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi