Sorgu
Son yarım asır,
Sancılı günlerden biri..
Şuram;
İşte tam şuram;
Göğsümden sırtıma doğru saplanan iman tahtam...
Sorguya çekiyor susturduklarımı.
Benim değil sanki alıp da veremediğim bu nefes?
/
Dokunduğum her şeye bulaşan inkar salgını,
Parmak uçlarımda yürüdüğüm halde,
Topuklarımı çakamadı toprağa...
ki topuklarım şahididir yolumun,
Bir de annemin duaları...
Şimdi!
Şimdi kopmalı fırtına;
Bir başka fırtınanın içine gizlenerek.
Şimdi ikiye yarılmalı denizlerim;
Balıkları azad ederek.
/
Şimdi diyorum!
Şimdi bir kez daha yıkılmalı Mecusi tapınakları.
Soyguna bulaşmış ölü yıkayıcıları,
Timsah gözyaşları,
Omurgasızlar,
Minareye uymayan kılıflar,
Okumaktan korktular yeminli satırları.
/
Ne mi yapmalı?
Düşe kalka ,
Çırıl çıplak,
Yalın kalem,
Ağırlığımca öfkenin hamallığıysa omuzlarıma çöken,
Haramilere bırakılmış ülkemin,
Sosyofobik reflekslerini yok sayabilirim,
Bir kez daha irkilecekse gül dalı,
Bir kez daha açacaksa lale...
Yüzümün Tatar çizgisi henüz silinmedi?
Toprak damlar,
Çıplak bir dağın kar tutmuş yüzü,
Kan toplamış gözlerin öyküsü,
Dilimde daha da kanlı bir gerçek
ve bile isteye kesilen idam bileti,
Çağın göğüs boşluğunda vuslatı biriktirdi ?
ki bu çağ benim çağım...
Kaçmaya meyyal gibi bakıyor insanlar
Hem de ilk fırsatta...
Çünkü bilmiyorlar...
Gölge boylarının,
İnsan boyuna denk sayıldığı bu noktaya
Nizami bir ateş çemberi bırakılır sabırla?
Ruh adamların bedenleriyle vuslatıdır bu.
Varlığın yokluk imtihanını geçip,
Gök giren, kızıl çıkan yeminlerle,
Yörük çadırlarının önünde,
Ölüm orucuna çektiği bismillahtır?
Bismillah?
Şimdi!
Şimdi kopmalı fırtına;
Bir başka fırtınanın içine gizlenerek.
Şimdi ikiye yarılmalı denizlerim;
Balıkları azad ederek.
ülkü güven(şehbal)
Sorgu
Son yarım asır,
Sancılı günlerden biri..
Şuram;
İşte tam şuram;
Göğsümden sırtıma doğru saplanan iman tahtam...
Sorguya çekiyor susturduklarımı.
Benim değil sanki alıp da veremediğim bu nefes?
/
Dokunduğum her şeye bulaşan inkar salgını,
Parmak uçlarımda yürüdüğüm halde,
Topuklarımı çakamadı toprağa...
ki topuklarım şahididir yolumun,
Bir de annemin duaları...
Şimdi!
Şimdi kopmalı fırtına;
Bir başka fırtınanın içine gizlenerek.
Şimdi ikiye yarılmalı denizlerim;
Balıkları azad ederek.
/
Şimdi diyorum!
Şimdi bir kez daha yıkılmalı Mecusi tapınakları.
Soyguna bulaşmış ölü yıkayıcıları,
Timsah gözyaşları,
Omurgasızlar,
Minareye uymayan kılıflar,
Okumaktan korktular yeminli satırları.
/
Ne mi yapmalı?
Düşe kalka ,
Çırıl çıplak,
Yalın kalem,
Ağırlığımca öfkenin hamallığıysa omuzlarıma çöken,
Haramilere bırakılmış ülkemin,
Sosyofobik reflekslerini yok sayabilirim,
Bir kez daha irkilecekse gül dalı,
Bir kez daha açacaksa lale...
Yüzümün Tatar çizgisi henüz silinmedi?
Toprak damlar,
Çıplak bir dağın kar tutmuş yüzü,
Kan toplamış gözlerin öyküsü,
Dilimde daha da kanlı bir gerçek
ve bile isteye kesilen idam bileti,
Çağın göğüs boşluğunda vuslatı biriktirdi ?
ki bu çağ benim çağım...
Kaçmaya meyyal gibi bakıyor insanlar
Hem de ilk fırsatta...
Çünkü bilmiyorlar...
Gölge boylarının,
İnsan boyuna denk sayıldığı bu noktaya
Nizami bir ateş çemberi bırakılır sabırla?
Ruh adamların bedenleriyle vuslatıdır bu.
Varlığın yokluk imtihanını geçip,
Gök giren, kızıl çıkan yeminlerle,
Yörük çadırlarının önünde,
Ölüm orucuna çektiği bismillahtır?
Bismillah?
Şimdi!
Şimdi kopmalı fırtına;
Bir başka fırtınanın içine gizlenerek.
Şimdi ikiye yarılmalı denizlerim;
Balıkları azad ederek.
ülkü güven(şehbal)