Editörler : Lanet
29 Haziran 2011 11:52

Haksız(lık) ile Haklı(lık) kavramları üzerine etkili düşler...

İnsan varlığının iki önemli unsuru beden ve zihin olarak görülmüş filozoflarca.

Asırlarca tartışılmıştır, zihin bedenden bağımsız bir kavram mıdır sorusu...

Oysa önemli olan zihnin bedene bağımlı olup olmadığının belirlenmesi değildir. Zihnin ürünlerini tartışmak daha verimli olur diye düşünüyorum. Yıllardır araştırdım ve araştırmaya devam etmekteyim. Haksız(lık) ve Haklı(lık) dayanağını nerden alır ?

İlahiyat mı ?

Hukuk mu ?

Çıkarlar mı ?

Üstünlük mü ?

Sosyoloji mi ?

Süperego mu ?

Haklı ya da hasız olup-olmadığı konusunda hangi insan nesnel bir yaklaşımla ölçebilir ki ?

Evet bu konuyu tartışmaya açmak istiyorum müsadenizle, Haksız(lık) ve Haklı(lık) kavramlarını dayanağını nerden alıyor ?

Bunlar birer gerçeklik midir ? Yoksa üstünlerle toplum ilşikilerini düzenleyen düşsel doğmalar mıdrı ?

Güçlü olan haklıdır kuralı tarihin büyük bölümüne yerleşmişken haklı-haksız ayrımını somutlaştırmak mümkündür ?

Bu konu üzerine yazarken kavramların halihazırdaki uygulanma durumu ile düşlediğimiz haklılık ve haksızlığı karşılaştırmalı ele almak daha yapıcı olur sanırım.

Konuya ilişkin görüşlerinizi tartışmaya hazırım arkadaşlar...


stewart liynn
Kapalı
08 Eylül 2012 22:17

Yetkin varsa haksız bile olsan haklısındır.Kararı asla değiştiremezsin.


_neden_
Müsteşar Yardımcısı
08 Eylül 2012 23:05

Haklılık için tercih yapsak ve "kim haklıdır"a cevap ararken, oyumuzu yetkililik ile yetkinlik arasında kullansak sonuç ne olur? Tabii ki klasik bir sonuç; kimine göre yetkililer haklıdır, kimine göre yetkinler...

Ve bir klasik sonuç daha; ne hikmetse yetkili olmakla, yetkin olmak kavramlarını karıştıranlar, sesi hep en yüksek, en çok çıkanlardır.


aslıhan mahmut
Kapalı
08 Eylül 2012 23:33

haklılık ve haksızlık kesinlikle çıkarlar üzerinedir malesef


mdkr
Daire Başkanı
20 Kasım 2012 10:07

kişinin vicdanına göredir haklı haksız olması

Toplam 4 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi